20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2004 PERŞEMBE HABERLER Gıdanın yasası var tanımı yok Avrupa Birliği, ıryum yasaları içerisinde çıkarılan 'Gıdaların Üretimi, TüketimiveDenetimi' yasasında 15 eksiklik belirledi. Tarım ve Köyişleri Bakanhğı 'ndan gereğinin yapılmasını istedi AYŞESAYTN ANKAR\AKPhükümetinin, "AB'ye uyum" çerçevesinde çıkardığı Gıdalann Denetimi Yasası, • AB'ye takıldı.AByetkilileri,"Gı" dalann Üretimi, Tüketimi ve Denetinıine İlişkin Yasa"daki eksiklikler lıstesini 15 başlık altmda sıralayarak, AB Genel Sekreterliği aracılığıyla Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'na iletti. Yasadaki en büyük eksiklerden biri ise yasaya adını veren "gıda"nın tanımının yer almaması olarak ifade edildi. AKP hükümetinin geçen yasama yılında TBMM tatili öncesinde alelacele çıkardığı uyum niteliğindeki Gıda Denetimi Yasası, "AB'ye uymadı''. AB yetkilileri tarafından AB Genel Sekreterliği'ne iletilen "eksiklikler'' listesini, genel sekreterlik de geçen günlerde Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'na bildirdi. AB'nin 15 başlık halinde sıraladığı yasadaki eksiklikler ve yapılması istenen düzenlemeler özetle şöyle: ^ A B Tüzüğü'nden alınan risk analizi, risk yönetimi, ihtiyati tedbirler, kriz yönetimi, izlenebilirlik ve kurul sorumluluğuna ilişkin kurallar çok genel, eksik ve AB tüzüğü ile tam olarak uyumlu değildir. • Yetki kullanımı olmaksızın, diğer üye devletlerle ortaya çıkan anlaşmazlıklann halli için tahkim usulü getirilmeli. • Orünlerin pazarlama öncesinde onaylanması, AB Anlaşması ile ters düşmektedir. •" AB katılım müzakerelerinin uzun zaman alması beklendiğinden, ithalat ve ihracat kurallan şu an için belirlenmeyecektir. Müzakereler sırasında Avrupa Komisyonu, Türkiye'den temel AB kurallannı üstlenmesini talep edecektir. %/ Tüketiciyi yanlış yönlendirmeye yasaklama getirilmeli. t/ Sağlığın korunması nedeniyle gıdalann üretimi ya da piyasaya arzına ilişkin yasaklama veya hüküm getirilmeli. Gıda katkı maddelerinin üretimi ya da piyasaya arzına ilişkin yasaklama ve hüküm konulmalı. */ Kalıntı kontrolüne ilişkin olarak hayvan işletmeleri, hayvan tüccarlan ve hayvan nakliye işletmelerinde almacak tedbirler, Veterinerük Çerçeve Kanunu Taslağı 'ndan Gıda Kanunu'na aktanlmalıdır. •" Olası zararh maddeler izlenmeli. Insan sağlığına olan risklerin erken fark edilmesi konusunda, kesimlik hayvanlar dahil olmak üzere gıda üzerindeki veya içindekı farmakolojik etkiye sahip maddeler, ağır metaller, mikroorganizmalar, mikotoksinler gibi istenmeyen maddelerin yetkili merci tarafından alınacak gösterge niteliğindeki numunelerinin izlenmesi sağlanmah. • Farmakolojik etkiye sahip maddeler içeren hayvansal kaynaklı ürünlerin piyasaya süriimüne ilişkin yasaklama getirilmeli. PERgEMBE ORHAN BURSALI Inanılmaz birfelaket yaşıyor dünya.. Amerikalı filmcilerin düşlerini bile zorlayan bir olayla karşı karşıyayız. Güneydoğu Asya depremi ve ardından sökün eden tsunaminin boyutiarı hakkında henüz kesin bir tablo bile oluşmuş değil. ilk günkü tahmini 15 bin ölü sayısı 100 bine doğru koşuyor... Bu felaketin insanı saran büyük büyüsünden kurtulup başka bir şey yazmak ne mümkün! Celal Şengör'ü arıyorum. Bir yıllığına gittiği Fransa'dan kısa bir süreliğine geldi, Erdoğan Şuhubi için düzenlenen TÜBA özel toplantısında konuştu, College de France için yeni derslenni hazırlıyor. Dünyamızın üzerlerinde yüzdüğü levhaları ve levha hareketlerinin dinamiğini en iyi bilenlerden biri. ••• Soruyorum: Celal, 1000 kilometrelik bir fay kınlıyor.. dünya bu büyüklükte bir kınlma daha yaşar mı, ve nerede? Şili'de 1960'taki depremi anımsatıyor. Büyüklüğü 9.5; oluşan tsunami gidiptaa Japonya'yı vurmuş. Konuşurken, bir yandan da www.usgs.gov'daki bilgileri, haritalan önümde açıp inceliyorum. Dünyanın en uzun depremi olarak kayıtlara geçmiş, kınlma 1300 kilometrelik. ölü sayısı birkaç bin, çünkü depremin odağı daha çok denizde, insanlann yaşamadığı bölgede olmuş. Ama arkasından günler boyu süren 8 ve üstü büyüklükte artçı şoklar birbirini izlemiş... Alaska'da 1964'te 7 dakika süren 9.2 büyüklüğünde bir deprem.. yine Alaska'da 1957'de 9.1 büyüklüğünde bir başka deprem.. ve 9'dan büyük yüzyılın son depremi şimdi Güneydoğu Asya'da... Afrika krtasının Avrupa kıtasını atttan sarstğını biliyoruz... Akdeniz bumumuzun dibinde, burada neler oluyor? Bir şeyter bekleyelim mi? Hemen Mö 365 yıhndaki, Akdeniz'de yaşanan en büyük felaketi anımsatıyor Celal Şengör. 8'den büyük deprem Girit'in güneyinde oluyor ve tsunami dalgalan ta Iskenderiye'yi vuruyor. Kayıtlarda var... Afrika levhası, Avrupa'nın altanı nerelerde hangi bölgelerde zoıiuyor? v Yan yana iki büyük yaydan, Girit'in güneyindeki yaylar ve bir de Italya'da çizmenin burnunu çevreleyen yaydan bahsediyor Celal. Bu bölgelerden Afrika, Avrupa'yı zortuyor, sarsıyor. Alttan dalıyor. Yani tam dalmabatma bölgeleri. Girit yayının yanal atımıyla Kıbns'ın Batısı sarsılabilir. Büyüklüğüne göre, bizim güney sahilleri vb. etkilenecek. Fakat, beklentiye ilişkir bir işaret var mı sorusuna, hayır diyor. Afrika levhasının alttan dayatması sonucu, üstte Ege geriliyor. Ege'deki bir dizi deprem bu gerilmenin ürünleri. Fakat, esas büyüğü, kıtasal levhalann bu dalmabatma hareketi sonucu oluşacak. Ne zaman kim bilir! Peki bu üç yayda birden kınlma yaşanır mı? Aralanndaki mesafe az, tetikleme olabılir diyor. Işte o zaman seyreyle sen gümbürtüyü! Ege ve Akdeniz ilginç. Akdeniz'de 34 kilometre derinliğinde tuz katmanlan var. Bu katmanlar kıtasal çökelleri yağ gibi dolduruyor ve olası deprem hareketini zayıflatıyor ve yavaşlatıyor. Ege'de biliyorsunuz, Santorini Adası volkanik bir patlama ile havaya uçmuştu.. Krakao volkanı da öyle... ••• Gazetedeki haberlere bakıyorum, güneydoğuda harita değişti.. 25 metreye kadar varan yer değiştirmeler olmuş. Bazı adalar da küçülmüş. Neyse ki insanlık şu küçük yaşam diliminde bu gerçeğe şahit oluyor. Çünkü, yeryüzünde karaların ve denizlerin üzerierinde "yüzdükleri" büyük levhalann hareketleri, milyonlarca yıllık döngüler içinde yeryüzünün bütün cografyasını değiştıriyor... Tek anakara, parçalanarak çok kıtaya böyte dönüştü. Büyük kıtalan, puzzle parçalan gibi alıp birbirine yapıştırabilirsiniz. Celal Şengör, bir de son zamanlarda keşfedilen sessiz depremlerden bahsediyor. Bunlan biz hissetmiyoruz. Kıtalar biz farkına varmadan da büyük hareketlerini sürdürüyor ve haritalan değitiriyorlar; biz ise bu değişikliği neden çok sonra fark ediyoruz... Aaa, bu burada değildi veya aaa bu da nereden çıktı, diyoruz! Bu hareket durmadan sürecek ve büyük çarpışmalann, dalma ve batmalann sonuçlannı hep göreceğiz.. tabii insanlık yaşamasını sürdürürse, daha ne büyük olaylara şahit olacak! Düşünün, Ege Denizi kapanıyor, Anadolu'nun güneybatıya doğru sarkma hareketiyle... Birkaç milyon yıl sonra, Avrupa'dan tek adımla Amerika'ya mı basacağız, yoksa, Himalayalar'ın tepesine mi çıkacağız.. kim bilir? ••• Felaketler insanlan kendilerine getiriyor. öyle mi dersiniz? Yoksa günlük kısır bakışın şeytani çemberi içinde dolaşıp duruyor muyuz? Bu sorularla yeni bir yıla giriyoruz... Her şeye rağmen, mutlu bir yıl dilemek istiyorum hepinize... [email protected] Yeryüzünün Hali HNANCIALTIMES 'KABUL EDtLEMEZ' Avrupa Birliği Ue Türkiye'nin hüzünlü aşla LONDRA (ANKA) Avrupa zirvesinin ardından Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, "ümitsiz iki âşığın acı verici öyküsüne" benzetildi. Financial Times gazetesi, yılbaşı öncesi Avrupa'ya tutulmuş olan "Türk âşığın hüzünlü masahnı" yazdı. Ekonomi gazetesi Financial Times'ın köşe yazarlarından Robert Shrimsley, AB zirvesinin ardından TürkiyeAB ilişkilerinde ortaya çıkan durumu, iki "âşık" AvTupa ile Türkiye arasında 2005'ten 2007'ye kadar uzanan hüzünlü "aşk mektuplan" aracılığıyla okuyuculara yansıttı. Türkiye ile AB arasındaki uzun süren ilişkinin artık yeni ve daha resmi bir aşamaya gırdiğine dıkkat çeken Shrimsley, birçok gücün bu ilişkiye karşı çıktığı için Brüksel ile Ankara'nın, "yasakaşk" öykülerinin kahramanlanna dönüşebıleceğinı yazdı. "Sevgili Türkiye" hitabıyla başlayan 2005 tarihli Brüksel kaynaklı mekrupta "Annem, sonunda bir şaperonun (refakatçi) eşliğinde ve kaü koşıülann aJtında olsa bile birlikte gezmemize onay verdiği için çok heyecanhyım'' ıfadesıne yer verildi. Mektuba Ankara'dan • Financial "Annenin, normal resmi Baro önkoşula isyanetti Istanbul Haber Servisi tstanbul Barosu Başkanı Kazun Kolcuoğlu, "Onkoşullu müzakerenin Avrupa Birliği (AB) hukukuna aykınnolduğunu belirterek'4Tam üyeiik hedefinden sapma ve ucu açık müzakere kabul edilemez" dedi. Kolcuoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Brüksel Zirvesi'nin ardından açıklanan metinde ortaya konan hususlann, Türkiye açısından eşitlik ilkesinin birçok noktada göz ardı edildıgini gösterdiğini savundu. Kıbns sorununun çözümünün önkoşul olarak dayatıldığını kaydeden Kolcuoğlu kalıcı kısıtlamalann AB hukukuna aykın olduğunu vurguladı. Kolcuoğlu, 17 Aralık karannın "görüşmelerin çerçevesi'' başlıklı 23. paragrafinın 3. bendinde "kişUerin, hizmetlerin serbest dolaşunını" tamamen engelleyen ve daha önce diğer ülkeler için söz konusu edilmeyen kalıcı kısıtlamalann eşitlik ilkesine aykın olduğunu belirtti. Sözde Ermeni soykınmını Türkiye'nin tanıması konusunun dayatılmasının da kabul edilemeyeceğini anlatan Kolcuoğlu "Böyle bir tanıma her ne kadar 17 Aralık metninde koşul olarak yer almasa da 15 Aralık 2004 tarihli parlamento sonuç belgesinin 39,40 ve 41'inci paragraflannda çok açık ve aynnuh olarak ifade edilnıekle, görüşmeler sürecinde bu konunun sürekti gündemde tutulacağı bildirumektedir" dedi. " Yüın Kuvvacısı Özel ÖdüKTne değer görulen Rauf Denktaş. Atatürk'ün gençliğL, Atatürk'ün volundadır. Heyecan doludur. Vatanına sahip çıkma azmiyle çalışmaktadır" dedL (Fotoğraf: FATİH ERDOGDU) Times'ın köşe va7arlanndan yazariannuan Robert Shnmsley, AB zirvesinin ardından TürkiyeAB ilişkilerinde ortaya çıkan , ., • it» , „ durumu,ıkı aşık Avrupa ile Türkiye bir l ^ m neden kabul arasında 2005 'ten 2007ye kadar uzanan ehüzünlü " "ask m ktıınlan okuyuculara yansıttı. aşk m e k t u p i a n aracılığıyla etmediğini anlamakta zorluk çekiyonım. A ^ , ^ ^ kardeşinin Rumen efendisi (Romanya) üe pek bir sonınu yok. Lüften, a n n e n e d e « *teö® ®bi ınsanları ıdam etmeye ^ v e r d i m v e işkenceyi azaittun" yanıtı geliyor. Yılın Kuvvacısı Denktaş tstanbul Haber Servisi "Yıhn Kuvvacısı Özel Ödülü"nü KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş aldı. tnternet haber portalı "wwwjnternetajans. com" tarafindan verilen "20O4 Yıhn Kuvvacısı Ödülfcri", Sirkecı Gan'nda düzenlenen törenle sahıplerini buldu. Denktaş törende yaptığı konuşmada, "Ihmlı Islam" söylemini eleştirerek şöyle devam etti: "Başka tslam nu var ki ıhmlısuu, ıhmsızmı anyorlar. Niye? Çünkü Atatürk'ü unutturacaklar, mittryetçiiiği ortadan süecekkr. 'Atatürk ilkelerine bağlı olursanız AB'ye giremezsiniz' diyebiüyoriar. Bunlan elbette ki Türk gençüği yakuıdan izlemektedir. Benim derdim, büyük gazetekr bunlan niye izkmiyor, niye milkti uyannıyor?" Törende aynca gazetemiz imtiyaz sahibi Ühan Selçuk, gazetemiz yazarlanndan Attüa İlhan. Prof. Dr. Erol Manisah. Ankara Temsılcımiz Mustafa Balbay'ın yanı sıra emekli Orgeneral Necati Özgen, Orgeneral Tuncer Kılınç. Yurt Partisı Genel Başkanı Sadettin Tantan, Bağımsız Istanbul Millervekıli Yaşar Nuri Öztürk, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, eskı 1Ü Rektörü Prof. Dr. Kemal Akmdaroğhı, Prof. Dr Fatih Hihnioğlu, Doç. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu. Doç. Dr. Emin Gürses, Dr. Erol Mütercimler, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Nasuh Mahruki. eğitimci Erol Altaca ile gazetecilerden Emin Çölaşan, Hasan Pulur, Bekir Coşkun, Saygı Öztürk, Yalçm Bayer, Hulki Cevizoğlu, Pınar Türenç, Altemur Kıhç, Lütfü Akdoğan, Yiğit Bulut Orhan Can ve Yeniçağ gazetesi ödüle değer görüldü. KlbriS teyze 2QQ6 Bruksel'deki aşığın y ü m d a U K ] b n s teyze konusunda üzgünüm ve elbette senin onu uzaktan tanunayacağuu kabul ediyorum, ancak anneme çok yakmdır" telkini üzenne Ankara. "Bizim için endişeleniyorum'' diyor ve ailesınin birçok ferdinin empoze edilen "küçük düşürücü koşullar"da Avrupa ile ilişkilerin sürdürülmesini istemediğinin altını çiziyor. 2007'ye gelince çaresizlikten deliye dönmüş A\Tupalı âşığın, "Küçük kuzenim Nkolas (Sarkozy), yalanda Jacques'ı (Chirac) yerinden ederek aüenin başma geçebüir. Evhiiğimize kuvvetle karşı ve bizlerin arkadaştan öte olamayacağımızı söylüyor. Bizim ailemizin bir parçası olamayacağın konusunda her türlü rezil şakalan yapıyor" yazması üzerine infial içerisindeki Ankara, üzüntüsünü dile getirirken bir uyanyı yapmayı da ihınal etmiyor: "Biz ne olacağız? Aşkta hayal kmkhğuıa uğramak korkunç bir şeydir. Düşüncesiz kuzenine aşkm ne kadar kolay nefrete dönüşebileceğini anımsatmalısın. En kısa süre içinde beraber olabilmemiz için dua ediyorum. Tersi, tasavvur edflemeyecek kadar korkunç." AKP'de müzakere çatlağı Şener 'e bağlı DPT, Avrupa Birliği uzmanlarının envanterini istedi Gül 'e bağlı AB Genel Sekneterliği, koordinasyondan kendilerinin sorumlu olduğunu açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB ile müzakereleri kimin yürüteceği, kabinede çatlak yaratıyor. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, De\let Planlama Teşkilatı (DPT) ile AB Genel Sekreterliği (ABGS) arasındaki rekabet nedeniyle bir kez daha karşı karşıya geldi. Başbakan Yardımcısı Şener'e bağlı DPT'nin kamu kuruluşlanna yazı yazarak AB uzmanlannm envanterini istemesi, AB Genel Sekreterliği'nin (ABGS) tepkisine neden oldu. ABGS'den sorumlu olan Dışişleri Bakanı Gül, Abdüllatif Şener'e gönderdiği yazıda, AB çalışmalannın koordinasyonundan ABGS'nin sorumlu olduğunun altım çizdi. DPT, aralık ayı başında kamu kuruluşlanna gönderdiği yazı ile AB uzmanı envanterinin kendilenne bildirihnesini istemişti. Bu yazı, ABGS ve Dışişleri Bakanlığı'na da gönderildi. ABGS'den sorumlu olan Dışişleri Bakam Gül, bu talebe karşılık Abdüllatif Şener'e gönderdiği yazıda, AB üyeliğine hazırlanması çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşlannın iç koordinasyonu ve uyum görevinin ABGS'ye verildiğini vurguladı. ABGS tarafindan hazırlanan ve Bakan Gül'ün imzasını taşıyan yazıda, "Tekve asK işi Avrupa BirliğTne katılım sürecinin koordinasyonu olan AB Genel Sekreteıüği'nin bürün uzmanlan, AB konulannda uzmanlaşmış kişilerden oluşmaktadır" denildi. RTUKHen medyaya sorumluluk çağrtsı EDİRNE(AA)Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanvekili Doç. Dr. Zakir Avşar, RTÜK olarak şıddetin egemen olduğu yayıncılık anlayışuıı kabul etmediklerini belirterek "ABsüredndeçokönemB adunlann atıhp mesafeler ahndığı şu dönemde. medyanm da ymınlannda AB ölçüderine uygtın düzevde olması şartür" dedi. Avşar, yaptığı açıklamada, medyanın, kişinin hak ve özgürlüklerini gözetmesi, toplumsal değerleri koruması ve yaşatmasının, kamusal sorumluluğun gereği olduğunu söyledi. Günümüzde ne yazık ki reyting uğruna ekranlann, toplumla bağdaş AB ÖLÇÜTÜNDE YAYIN ÎSTEĞI ** Din îşleri Yüksek Kurulu üyesi Gazi Erdem'den Avrupa Birliği üyeliğine din çekincesi 'Misyonerlik çalışması artabilir' EBRUTOKTAR ANKARA Diyanet İşleri Başkanhğı Din işleri Yüksek Kurulu uzmanı Gazi Erdem, AB üyeliğinin Türkiye'deki dini alana etkilerini sorguladı. Diyanet İşleri Başkanhğı, 3 Ekim 2005 'te müzakerelere başlama tarihi alan Türkiye'nin AB'ye üye olması halinde Islam dininin bundan nasıl etkileneceğini araştırdı. Diyanet'in aralık ayında yayımlanan dergisi, "AB tslam ve Müslüman Algısın başlığıyla çıkanldı. llahiyatçı uzmanlann görüşlerine yer verilen Diyanet dergisinde; Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı Gazi Erdem, "AB Türkiye İHşkiIerinin Dini AlandaDoğurabfleceğiMuhtemdProblemler ve Kazannnlar'' başlıklı bir yazı yazdı. Erdem, Vatikan ile bazı ülkelerin AB Anayasası'nda Hristiyanlığa atıfta bulunulması için baskı yaptığını, ancak Almanya, Fransa ve Ingiltere gibi ülkelerin buna direndiğini anımsattı. Tartışmalann başka bir orta yol ile aşıldığım söyleyen Erdem, anayasanrn giriş bölümüne "A\Tupa'nın kültüreLdinsdvehumanistmirastanUham aldığı" cümlesinın eklendiğini kaydetti. Erdem, AB'nin insanlan merkez edinen, her türlü etnik, dinsel temele dayanan ayrımcılık ve ırkçıhğa karşı olumsuz hareketleri yasaklamasını överken şöyle dedi: "Teorik olarak olumlu görünen bir atmosferde olumsuz bir dunım olarak Avrupa genelinde insanlann dinden uzaklaşmalan gerçeği göze batmaktadır. Avrupa toplumu düny evTİeşmiştir. Ozellikle büyük şehirlerde kiliseler gidereküye kaybetmekte ve Hristiyanuk sosyokültürel olarak önemini \itirmektedir." Giderek bireyselleşen A\Tupa'da dinin öneminin azaldığı, bunun birliğe üye olma arifesinde olan Türkiye'deki dini yaşamı da olumsuz etkileyebileceği çekincesini ortaya atan Erdem, "Dola\ısı\ la sağlam dini bügiye ve samimiyete dayanan bir dini hayaün egemen olabümesi için şimdiden yoğun bir çahşmabaşlatmakgerekmektedir'' görüşünü dile gerirdi. Erdem, gerek yurtdışında gerekse yurtiçinde yurttaşlann ozellikle de gençlerin çeşitli yönlerden Hristiyanlığın tesiri altında olduğunu vurgulayarak "Yoğun bir misyoneıük veHristiyanhkpropagandasına muhatap bulunmaktadıriar" dedi. mayan magazinel programlarla dolduğunu, diğer yandan da şiddet ve vahşet taşıyıcı hale geldiğinı ifade eden Avşar, haberlerde. dızılerde, sinema filmlennde, hatta spor ve magazinel programlarda yoğun ve sürekli şiddet içeren görüntü ve diyaloglann yer aldığım belirtti. Şu anda pek çok televizyona uyarı ve sonrasında program durdurma müeyyıdeleri uygulandığını \oırgulayan Avşar, "Sıra idari para cezalanna gehniştir. Medyamızuı bizi bu ağır müeyyideleri uygulamakzorunda bırakmamasını ve izJeyidye olan saygı ve kurallar doğrultusunda hareket etmesini umuyoruz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle