20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ARALIK2004CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNEİ TERAKKİ DTIRUST TABİAILI İSTÂNBÜL EFENDİSİ ABDİTLCAEBAZ* IN HARİKULÂDE MACERALAEI KISIM HEKMİLİ BÎRDEN TURHAN SELÇUK DÜZYAZI ORHAN BİRGtT 2004 yılını arkamızda bırakmamıza bir hafta kala, hepimiz şu sorunun yanıtını aramalıyız: AB yolundaki Türkiye'nin gündemi ne olmalı? Ve aynı soruyu birbirimize yöneltmeliyiz. Ben, 2005'in hemen başında, yılbaşı için çalışmalannaaravermişse ilktoplantı günü görüşülmesi için Meclisimizin, şu müzmin dokunulmazlık kurumunun üstündeki şalı kaldırmasını istiyorum. Sanınm birkaç gündür medyamızda izlediğimiz haberier, fotoğraflar niçin böyle bir ivedi gündeme ihtiyaç duymamız gerektiğinin yeterli derecede öncülüğünü yapıyor. Bir kuvvet komutanı, eşi ve kızıyla birlikte yargı önünde. Bir gazetemiz haftalardır manşetinde o komutanın, varsa kişisel sorumluluğunu, mesleği ile özdeşleştirmeyi amaçlayan başlıklarla sorguluyor. "Amiral Battı" ya da "Nereden Buldun Paşam?" manşetleri hukukun "sanık" olarak nitelendirdiği bir kişiye, medyatik işkence aleti olarak kullanılıyor. Türk toplumu bu "Nereden buldun" sorusunu hep sorma merakınadüşmüştür. Bunu yaparken karşısındakinden belgeli bir cevap alacağı için değil, özellikle politik rakibi köşeye sıkıştıracağını sanarak sesini yükseltmiştir. 1953'lerde bu sorunun adını taşıyan bir yasanın hazırlanmasını isteyen politikacı, dönemin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'ti. Onca yıl parlamentoda milletvekilliği yaparken öyle biryasa hazırlamayı aklından geçirmemiş, ama muhalefet partisinin iki numaralı adamı olunca kongre kürsülerinden bu çekici soruyu, yolsuzlukları önleyici bir araç olarak kullanmayı düşünmüştü. Soru elbette saçmaydı. Bu nedenle uzun süre gündemde kalmadı. Çünkü hukukun başlıca kuralı olan "Iddia sahibi, söylediğini ispatla yükümlüdür" kuralına tersti. Ama o dönemin iktidarı, iddia sahiplerine ispat hakkını tanımamakta ısrar ettiği için, gün geldi, onlar da koltuklarında kalamadılar. 1960'tan bu yana ispat hakkının yasalarda çok doğal bir yöntem olarak kullanıldığı Türkiye'de yolsuzluk sancısı dindi mi? Hayır. Niçin dinmedi? Hani ispat hakkı vardı? Sorunun yanrtı, bürokrasinin her kesiminde ve özellikle anayasanın kendilerini milli iradenin temsilcileri olarak tanıdığı yasama organımızın değerli üyelerinin üstlerinden çıkarmamak için direndikleri dokunulmazlık zırhının altında gizleniyor. Başlıca Gündem "Vfetkilerimi paylaşacağım Seyfettin Uludağ: Üniversitelerimizde, yasalanmız gereği rektör, önemli yetkiler ile donatılmış. Yetkisi olmayan ya da yetkisi kullandınlmayan dekan, anabilim dalı başkanı ve öğretim üyelerimizin üniversite ve sorunlanna sahip çıkmalannda, sorumluluk almalannda bunun önemli bir engel teşkil ettiği kanısını taşıyorum. Üniversitelerimizdeki verim ve üretkenliğin azalmasının sebebini de bu noktada görüyorum. AYKUT KÜÇÜKKAYA Istanbul Üniversitesi (ÎÜ) yeni rektöriinü yeni yılla bırlikte belirleyecek. 7 Ocak 2005 tarihindeki seçimler öncesi adayhğını açıklayan isimlerden biri de IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Seyfettin Uludağ... Kadın Hastalıklan ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uludağ'la seçimler öncesi konuştuk... Sayuı Uludağ, ilk önce üniversiteye bakış açımzı öğrenmek istiyorum. Nasü bir üniversite, nasıl bir eğitim? SEYFETTİN ULUDAĞÜnıversıte, ülkenin refah ve mutluluğu için bilimteknoloji üretmek amacıyla, araştırma, öğretim ve eğitim yapmak için örgütlenmiş özerkliği olan kurumlardır. Bilimin evrenselliğı göz önüne alındığında üniversite, aynı zamanda doğayı koruyan ve anlayan evrensel değerlere de sahip çıkan ve bu değer IU rektörlüğüne aday olan Prof. Seyfettin Uludağ, seçilmesi halinde ilk hedefini açıkladı: • * * Cerrahpaşa 'da başlayan kariyer yaptı. 1992'de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne geri döndü. 1995 yılında doçent, 2000 yılında profesörlüğe yükseldi. 2002 'de dekan yardımcılığına atandı. Arahk 2003 'te Kadın Hastahklan ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı seçildi. Dekan Yardımcılığı görevinden istifa eden Uludağ, aynı zamanda Cerrahpaşa Tıp Fakultesi Etik Kurul Üyesi ve Adli Tıp Kurumu 6. Ihtisas Kurulu'nda görev yapıyor. Evli ve iki çocuk babası olan Uludağ, Ingilizce biliyor. Prof. Dr. Seyfettin Uludağ, 1955 yılında Arapgir'de doğdu. ilk ve ortaöğrenimini burada yaprı. 1971 Pertevniyal Lisesi'ni bitirdi. 1971 yılında IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girdi. 1977 yılında fakülteyi üçüncü olarak bitirdi. 19781982IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakultesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Anabilim Dah'nda ıhtisas yaptı. 1985'te Malatya SSK Hastanesi Başhekimliği'ne atandı. 19861990 Malatya Adıyaman Tabip Seyfettin Uludağ evti ve iki çocuğu bulunuyor. Odası Yönetim Kufulu Üyeliği leri topluma kazandıran kurumlar niteliğinde de olmalı. Gerçek anlamda bir üniversiter yapılanma bir toplumun gelişmesinde, günümüzde en önemli güç konumuna gelmiştir. Bana göre eğitim anlayışımızın temeli, ulusal değerlerimizi özümsetmek, insan ve yurttaş olmanın gereklerini kavratmak, öğretirken olgunlaştırmak ve evrensel değerleri benimsetmek olmalı. ilk hedefiniz, ilk kraatuuz ne olacak? ULUDAĞ Üniversitelerimizde, yasalanmız gereği rektör, önemli yetkiler ile donatılmış. Yetkisi olmayan ya da yetkisi kullandınlmayan dekan, anabilim dalı başkanı ve öğretim üyelerimizin üniversite ve sorunlanna sahip çıkmalannda, sorumluluk almalannda bunun önemli bir engel teşkil ettiği kanısını taşıyorum. Üniversitelerimizdeki verim ve üretkenliğin azalmasının sebebini de bu noktada görüyorum. Rektör adayı olarak, fakülte, bölüm ve anabilim dallanna dinamizm kazandırmak ve öğretim üyesi potansiyel gücünü harekete geçirmek için rektöre ait olan yetkileri paylaşmayı hedefliyorum. Fakülteler seçimle gelen dekanlar tarafından yönetihneh ve seçılmiş olan dekan, belirli oranda ve bir bütçe planı çerçevesinde fakültesinin ihtiyaçlannı karşılamak için harcama yetkisine de kavuşturuhnalı. Özerkllk Ozertiği kısaca açarmısınız ULUDAĞ Özerklik anlayışımı bir cümle ile özetlemek gerekirse; "ülkenin gekceğmi güvence alüna ahnayı hedefieyen Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş; çağdaş, demokrat ve laik biünı adamı ve gençüği yetiştiren, devletin denetimini reddedneyen nitelikte olmah" diyebilirim. Sayın Uludağ, seçildiğiniz takdirde Peki bu durumda rektör hangi konumda olacak? ULUDAĞ Rektör, üniversitenin hedefleri \'e bütünlüğü doğrultusunda her planlamanın içinde yer alarak denetleyen, harekete geçiren ve sorgulayan, aynı zamanda da eşgüdümü sağlayan bir konumda ohnalı bence. Teknik ve profesyonel anlamda danışma dışında bireysel danışmanlık yerine akademik kurullara danışacağım. Böyle bir bakış açısı ile "merkeziyetçi yönetim" anlayışı terk edüerek, *»yaset ustü" bir anlayışla üniversitemiz, öğretim üyelerimiz ile birlikte yönetilecek. Bu yönetim anlayışı ile üniversitemiz, Türk toplumunun kültürünü oluşturmak ve gehştirmek için bilimsel araştırmalan yaparak ülkemizin temel politikalanna yön verecek ve temel dayanak oluşturacak bir konuma getirilecek. Bu sayede, Türkiye Cumhuriyet'inin temel ükeleri tar tışma dışı tutularak Cumhuriyetimiz, ulusal birlik ve bütünlüğümüz, ve Atatürk ilke ve devrimlerine karşı düşünce ve eylemler karşısında, fÜ olmanın gereği yerine getirilmiş olacak. Üniversite dendigi an akla ilk gelen şey bilimsel çanşma» MaalesefTürkiye bilimsel çabşma açısmdan geri düzeyde. Bukonudakidüşünceleriniz,tespitleriniz nelentir? ULUDAĞ Ülkemizde kişi başına düşen yayın sayısı yüzde 0.42 civannda. Gelişmiş ülkelerde bu oran bizden çok yukanda. Kişi başına düşen yayın sayısı bir üniversitenin niteliği hakkında önemli fıkirler verir. Büyük üniversite olmak için yayın sayısı mutlaka arttınlmalıdır. Bu amaçla bilimsel çalışma ve araştırma faaliyetlerinin artması için teşvik edici ve destekleyici her türlü tedbir alınacak. Araştırma fonu olanaklan arttınlacak. Aynca genç araştırmacılann önündeki engeller kaldınlarak ve yurtdışında çalışma olanaklan hazırlanmak suretiyle üniversitemize bilimsel bir dinamizm kazandınlacaktır. Üniversitelerde doktora öğrencisi, uzman ve başasistanlar bilimsel faaliyetlerin artışmda önemli derecede rol oynarlar. Bu genç kadrolann kadro ihtiyaçlan karşılanarak genç öğretim üyesi ve araştıncı yetiştiren konuma gelmemiz gerekiyor. Tozlanan dosyalar Bugünlerde Yüce Divan önünde yargılanan sanık üç eski bakan, acabaTBMM üyeliğini kaybetmemiş olsalardı, yine yargı önüne çıkabilecekler miydi? Geçmtş dönemin dokunulmazlık taröşmalannı hatırlayanlar için sorunun cevabı ne yazık ki olumsuz olarak verilecektir. Bugünkü parlamentoda Sayın Başbakan başta olmak üzere birçok hükümet üyesini, dokunulmazlık kazanmadan önce sanık durumuna düşüren dosyalar, kendileriyle aynı durumda bulunan iktidar ve muhalefet milletvekillerininkilerle birlikte komisyon dolaplarında tozlanmış değil mi? Adalet Bakanı bu konunun her gündeme getirilişinde, dokunulmazlık kavramının sadece yasama üyeleri ile sınırlı olmayışından söz açarak hedefi hem büyütmek hem de saptırmak istiyor. öylelikle bilinçli bir taktikle zaman kazanıyor. Acaba o tür taktik oyalaması, toplumumuza gerçekten bir şey kazandınyor mu? Yoksa aslında kaybın hem sayısal hem de etik açıdan büyüdüğünün farkında mı değiliz? Bir eski üst düzey komutanı sanık sandalyesine gönderen askeri bürokrasinin tek imza sahibinden olur almasının, bürokrasinin öteki katmanlannda ve politikacılarda hiç mi anlamı yok? Bir süre önce padişahlık döneminin armağanı olan Memurin Muhakemat Kanunu'nun tırpanlanması isteklerine direnmeye çalışanlar, baskının büyüklüğü karşısında küçük de olsa geri adım atmak zorunda kalmışlardı. O küçük adımcıklan bile acaba yeniden nasıl eski durumuna döndürürüzün tartışmalannın gündemde olduğunu biliyoruz. Şu dogmaları artık bir kenara atalım. Benim politikacım dürüsttür. Benim yargıcım haram yemez. Benim memurum görevini kötuye kullanmaz. Benim askerim yasadışı iş yapmaz. O politikacı da, yargıç da, bürokratın askeri de sivili de insan denen yaratığın iyi ve kötü yanlanndan oluşmuyor mu? iyi taraflanmızın yukanya, daha yukanya doğru çıkması için şu dokunulmazlık kalkanlarından, irili ufaklı her görevlinin sıynlma vakti, şimdi değilse ne zaman? Başarıyı yakalamak Başanh öğrencilerin tercihlerinde Istanbul Üniversitesi geri piana düştü. Rektör adayı olarak eski seviye yakalanabilinir mi? ULUDAĞ Üniversitemizi öğrencilerimiz tarafından tercih edilen konuma getirmeliyiz. Dediğiniz gibi yapılan araştırmalarda, seçme sınavında ilk 5 bin içine girenlerin tıp fakültelerimiz dışındaki bölümlerimize tercihleri azınlıkta. Bu öğrenciler ÎÜ yerine başka üniversiteleri tercih etmektedirler. Bu durum mutlaka düzeltilmeli. Öğrencilerimıze verilen eğitim ve uygulanan programlar gözden geçirilmeli. Sınav sistemi öğretim üyelerimiz ile yeniden düzenlenmeli. Oğrencilerimiz için üniversitemizde, öğrenci yaşamını kolaylaştıran her türlü tedbir en kısa sürede alınmalı. Kütüphane, spor salonu gibi ortak mekânlann sayılan arttınhTialı. Öğrencilerimiz tarafından seçilen temsilcilere yönetim kademelerinde yer verilmeli, program ve smav sistemi konusunda öğrenci görüşleri de dikkate alınmalı. EğitimSen üyeleri, Miffi Eğitim Bakanlığı önünde ücretsiz taşım kartianmn iptal edilmesine tepki göstererek eylem yapü.Sendika Başkanı Alaaddin Dinçer, "Miffi Eğitim Bakanfağı merkez teşkilatı personeline ücretsiz taşınıa karü verilmeyecekse, bakanhk zaman geçinneden ücretsiz servis ko>Tnahdır" diye konuştu. (Fotoğraf: KORAY AVCI) Faks: 0 216 3028208 [email protected] TSK ve Emniyet uygulama dışı Kurum okulları MEB'ebağlanıyor ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü dışındaki diğer kamu kurum ve kuruluşlanna bağlı okullarla bunlann bünyelerindeki döner sermaye işletmelerinin personel ve taşınmazlannın bakanlığa bağlanmasını öngören yasa taslağı hazırladı. Diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlanna bağlı okullann MEB bünyesine ahnmasını öngören 10 maddelik taslağa göre Anadolu meteroloji meslek lisesi, Anadolu tapu ve kadastro meslek lisesi ile maliye, sağlık, tanm ve adalet meslek liseleri MEB'e bağlanacak. Bu okuUardaki ve okullann döner sermayelerindeki kadrolar da yasal düzenlemeyle bakanlık değiştirecek. Bu okullar daha önce ilgili bakanlıklara bağlıydı. Türk Silahlı Kuvvetlerı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı okullar ise kapsam dışı tutuldu. Taslak yasalaşırsa, devri yapılacak okullann müdür ve müdür yardımcdannm yöneticilik görevleri de düşecek. Bu kadrolardakiler, hizmet sınıflan, kadro unvam ve derecelerine bakılmaksızın MEB'in eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfina dahil öğretmen kadrolanna atanacak.Bu personeün eski kadrolanndayken almış olduklan aylık, ek gösterge ve her türlü maIi haklan atandıklan kadroda kaldıklan sürece şahsa bağlı olarak saklı kalacak. Türban olayları Son olarak kamuoyunda ÎÜ denilince akla ilk gelenkrden biri de yaşanan türban tarüşmalarL.. ULUDAĞ Yönetime, eğitime ve öğretime bakış açımızı kısaca ortaya koyduğumu samyorum. Genç ve tecrübeli olmak gibi önemli bir avantajım var... Ana hatlan ile vurgulamam gerekiyorsa; Istanbul Üniversitesi'ni, toplumsal kültür ve yaşamı ileriye taşıyacak yeterlilikte bilim, sanat ve teknoloji üreten, eğitim ve öğretimde uluslararası standartlan yakalayan öncü konumuna getirmek ana hedefimiz olmahdır ve olacaktır. Atatürk devrim ve ilkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik yapısı ile ulusal birlik ve bütünlüğünü koruyan çizgi, FÜ'nün değişmez doğrusudur. Bu doğrultudan ödün verihneyecektir. Üniversitemizde sevgi ve akıl birliğinin oluşması için özgür ortamlan oluşturan, kibirden uzak bir anlayışm yanı sıra öğretim üyelerimizin destek, öneri, çabalan ile yönetime katılımı en önemli güç kavjıağım olacak. K R Y A C) ^ OA V I ^ j^ra^j^g^^g j^^^gg^^g^ Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlannın ücretsiz toplu taşım kartları iptal edildi Eğitimcilere ulaşun darbesi ANKARA(CıımhuriyetBürosu)Milli Eğitim Bakanlığı, (MEB) merkez teşkilatında görevli personelini ücretsiz toplu taşım kartmdan yararlandırma uygulamasına son verildi. EğitimSen, bakanlık önünde olayı protesto ederken Türk EğitimSen Genel Başkanı Şuayip Özcan da, Milli Eğitim Bakam Hüseyin Çetik'e, "Acaba yeni hazuianacak Bakanlar Kuruhı Bstesinde ohnayacağmızdan endişe edip koituğunuzu kaybetmenin korkusunu mu yaşryorsunuz'' diye sordu. Ankara EGO Genel Müdürlüğü ile MEB arasında 1989'da yapılan protokol gereği bakanlık personeline ücretsiz toplu taşım kartı verilmesi uygulamasına son verildi. Karara tepki gösteren EğitimSen, bakanlık önünde basın açıklaması yaptı. Sendika Başkanı Alaaddin Dinçer, "MEB merkez teşkilan personeüne ücretsiz taşıma karu verilmeyecekse, bakanhk zaman geçinneden ücretsiz servis koymahdn" dedi. Soruna çözüm bulunamaması durumunda her gün bakanlık önünde bir araya geleceklerini vurgulayan Dinçer, Milli Eğitim Bakanı Çelik'e "Bakanuk personeii zaten açlık sınınnda ücret ahyor, darboğazdadn*. Kazanılnuş haklanna dokunmaym,dokunamazsınız,dokundurtma>iz'' diye seslendi. 'Aymazlılc. vlcdansızlıktır Türk EğitimSen Genel Başkanı Şuayip Özcan da yaptığı yazılı açıklamada, "Katrüyonlarca Bra bank dururken parasını iDegal yollardan ikrveüce katiayanlar eüni kolunu sallayarak ortahkta dolaşırken MEB personeline verilen bir hakkı geri almak aymazhkar, vicdansızhkür" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle