Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 ARALIK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Ekranlardan suratlar akıyor, suratlar. Ağzı kalabalık. aklı tenha suratlar... Açıp Şükran Kurdakul'u okuyorsun, için arınıyor: "Bu ölüm sessizliği içindeki yılgında Var mıyız, ağaçlardan, kuşlardan ayn Bir kitap gibi somut ve gerçek Denizini kendi elleriyle yaratan bu nehir Yıllardır sulannda götürmedi mi yıllan Var mıyız? Yaşamın sürüklendiği bu süngünün ucunda bile Sen var mısın arkadaş, Izmir var mı, sende." Şiirin adı mı? "Reddi llhak" Şiikran Kurdakul'a IŞIK KANSü Fikir Arkadaşı Ankara Sanat Tiyatrosu, Sabahattin Ali'nin yaşamından ve yapıtlarından derlenmiş "Benim Meskenim Dağlardır"t sahnelemeye başladı. Yılların deneyimli sanatçısı Erol Demiröz, bir meyhanede karşısındakine vıdı vıdı eden, aslında bir anlamda kendi kendiyle konuşan adamı pek ustaca canlandırıyor. Oyunu izlerken, Sabahattin Ali'nin "Fikir Arkadaşı" adlı öyküsündeki bu adamın söyledikleri çınladı kulaklarımızda: "Değil mi kardeşim, şu memlekette beş on entelektüeliz, birbirimizi tanıyıp tutmazsak halimiz ne olur? 'Şimdi menfaat dünyası, hasbi arkadaşlık yok!' diyorlar ama, ben bu fikirde değilim, Biz adi halk gibi düşünebilir miyiz hiç? Ne tahsilimiz, ne karakterimiz, ne de fikirlerimiz buna müsait değildir. Seni bilmem, fakat ben maddelerin fevkinde bir manevi bağa, insanları birbirine yaklaştıran bir hisse inanıyorum. Düşün, dünyada birbirini sevmek, birbirine yakın olmak hisleri de olmasa yaşamanın manası kalır mı? Bizi kütlenin fevkine yükselten yalnız bunlardır. Fakat biz entelektüeller arasında da muayyen birtakım fikir bağları yok, herkes kendi havasında ve menfaat peşinde..." Oyundan çıkıyoruz, Ankara'ya "Helal olsun!" bağrışları arasında giren "AB fatihlerine" alkış tutan "entelektüellere" bakıyoruz... Aralarında muayyen birtakım fikir bağları yok gibi, ama hepsi aynı tornadan çıkmış "fikir arkadaşı"; hepsi kendi havasında gibi, ama hiç kuşkunuz olmasın menfaat peşinde... OLSUN!.." Bağımsız Cumhuriyet Partisi Bornova llçe Sekreteri Gürdal Yıldınm, Isveç'te iktidarda bulunan Sosyal Demokrat Işçi Partisi'nin yan resmi yayın organı Aftonbladet gazetesinin editoryal köşesinde 15 Aralık'ta M.E. imzasıyla yayımlanmış bir yazının çevirisini gönderdi. "Türkiye İçin Bile Adil Koşullar" (!) başlıklı yazıdan bir küçük alıntı: "lyileşmelerde AB'nin katkısı göruldü, özellikle insan hakları konusunda açık taleplerde bulunduğu zamanlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AK Parti önemli refonvlar yaptılar, her ne kadar uygulamalar ağır gitse de. Sansür ve işkence devam ediyor. Türkiye'nin üniter bir devlet olduğu prensibi hâlâ geçerii." Türkiye'nin üniter yapısı "hâlâ" sürüyormuş... Bak sen! Dert SAGNAK NİLGÜN CERRAHOGLU Şizofren Dupum... BRÜKSEL Zirveyi Brüksel'den izleyen herkesin kafası kanştı. Niye derseniz, ciddi bir "klinik vaka", "şizofren" bir durumla karşı karşıyayız. "Avrupa bizi bölecek" kaygılanyla "Avrupa'yı fethettik" havası arasında gidip gelen Türkiye değil yalnız şizofren olan. "Zirve bildirisi" ve Avrupalı lideıier tarafından yapılan açıklamalann her biri, bizatihi birer "şizofren/"örneği. ">V(//c///ö"T'anavatanı Avrupa; "Türkiye" deyince pusulayı şaşırıyor... Ya 'özel statü' ya 'eksi üyelik' Zirve metninden çıkan yol haritasını incelediğinizde şöyle bir "kurguyla" karşılaşıyorsunuz: Türkiye'nin AB standartlannı karşılamasının "imkânsız" olduğunu varsayan 25'ler; çerçeveyi "peşinen" müzakerelerin kayaya toslaması olasıhğı üzerinekurmuş. "özelstatü" ile eşanlama gelen; "Türkiye 'yi Avrupa yapılanna demirtemek" seçeneğini daha "Bismillah" derken kodlamak istemesi bu yüzden. Güya aslında bunu da "akılcılık" uğruna yapıyor. Sürprizlerie karşılaşmamak adına "rasyonel olasılıklan" önden inceden inceye hesaba katıp gardını almak istiyor... Bu yetmiyor. Türkiye'nin gerçek bir "Kafdağı" olan geçit vermez "müzakere şartlannı" aşıp; "tam üyeliğe" varması ihtimalini de "peşin hükümlerie" değerlendirdiği için "kalıcı kısıtlamalar" olasılığını da ilk elden devreye sokuyor. Korkusu yalnız "işgücü istilası" ile sınırlı kalmıyor. Avrupa'nın tüm yapısal ve tanm fonlarının Türkiye tarafından eritilip kurutulacağını varsaydığı için buna karşı da "gard alıyor". "Kalıcı sınıhamalan" tanma verilen destekler ve yapısal fonlara genişletmek kaygısının ardında bu var. Sonuçta "zirve metnine" yansıyan şablon şöyle: Dramatik bir nedenle müzakereler "askıya alınırsa" yolun sonu "özel statüye" gidecek; bu badire atlatılırsa bir tür "eski üye/*"anlamına gelen "kalıcı kısıtlamalar" bir ihtimal devreye sokulacak. İlk olasılığın gerçekteşmesi halinde Türkiye, Avrupa kurumlannda (Avrupa Pariamentosu, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği Konseyi) olmayacak; ama pazara dahil edilecek. Ayrıca Birliğin kültürel ve bilimsel programlanndan faydalanacak. Ikinci olasılık gerçekierşirse, Türkiye karar birimlerinin içinde olacak; yani masada diğer üyelerden bir alt statüde bulunacak. Buna "ikinci sınıf üyelik" de diyebilirsiniz. Ancak hayatın gerçeklerine baktığınızda bu "ikinci sınıf üyeleğin" gerçekteşmesi çok zor. AB hukuku çünkü böyle bir şeye el vermiyor. Zirve metnine geçirilen "kalıcı kısıtlama" seçeneginin uygulamaya sokulması, AB hukuku ve ilkelerinin ayaklar aftına alınması demek. "özel statü" olasıhğı fiilen ne denli güçlü derseniz: Komisyon yetkilileri, bunun daçokdüşük bir olasılık olduğunu söylüyorlar. "Gihştiğimiz boy ölçüşme devasa ama AB konvoyu bir kez harekete geçti mi, istense de bunu frenlemek, durdurmak çok zor" diyorlar. Nedenini basit birgerekçeyteaçıklryorlar: "Komisyon böyle bir bahse girdi mi, sonuçlandırmak ister. Aksi; AB ve AB Komisyonu için büyük birfıyasko anlamına gelir... Türkiye'ye genişlemekle güdülen amaç 'uygarlık çatışmasına geçit vermemek' gibi iddialı bir projeyse eğer ki öyle olduğu söyleniyor bu bahsi biz kazanmak zorundayız!" "AB'den tarih alma bayramı "nın davul zurna gürültüsü arasında söylenen doğrular duyulamıyor. Duyulmalı! örneğin Doç. Dr. Çağn Erhan'tn söyledikleri... "Hırvatistan ile ilgili paragrafın son tümcesi ile Türkiye ile ilgili paragrafın son tümcesini karşılaştınn" diyor Erhan: Duyıdması Gerekenler "Hırvatistan ile ilgili paragrafta, Hırvatistan'ın mart ayında beşinci genişleme dalgasındaki esaslar üzerinden müzakerelere başlayacağı yazılıyor. Yani Hırvatistan müzakerelere bundan önceki 10 ülke gibi başlayacak. Oysa Türkiye ile ilgili paragrafta başka bir çerçeve çizilmiş. O çerçeve de Türkiye ve Türkiye'den başka örneğin ileride Ukrayna aday olursa onun için..." Bir şey daha: Çağn Eıtıan'a göre 3 Ekim 2OO5'te müzakere değil, tarama süreci başlayacak... Yani Türkiye ile Avrupa'nın düzenlemelerinin karşılaştınlması yapılacak; birbiriyle uyumlu mu, değil mi diye. Bu da 6 ay1 yıl alır. Demek ki, müzakereler en erken 2006'da başlayacak... Ne zaman brtecek? Işte orası, hiç bilinmeyenli denklem... Aşık Brüksel'den dönen Recep Tayyip Erdoğan, çocuklar gibi şen, "Kimse bizimle aşık atmaya kalkmasın" dedi. Demek, cebindeki tüm gıcır misketleri ütülmüş, aşığa kalmış... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞtPAL KÎM KtME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak@turk.n9t SSK'de SakaÜara Yaşhlık Aylığı Bağlamııası Koşulu SORU: Ocak 1 Şubat 1981 tarihinde 15 yaşımdayken SSKsigortahsı olarak çahşmaya başladım. Bu işyerinden askere gitünı. Askeıüğimi yapüktan sonra yeniden aynı işyerinde çahşmaya başladım. Ancak, askeriik borçlanması yapmadım. 2001 yıhnda, ağır bir hastalık sonucu çahşamaz duruma geldim. Üç yıhk bir tedaviden sonra işgücü kaybun üçte ikiden az olduğu için. bana çahşabihr raporu verdiler ve behrti bir süre sonra da kontrol mua\ enesine gelmemi istediler. Bu kontrol muayenesi sonunda kesüı sonuca vanlacağı söylendi. Prim ödeme gün sayım, 4.100 dolayındadır. Emekli olabilmem için prim gün sayımı 5.000'e tamamlamam gerekhormuş. Bir arkadaşım, sakatlara tanınan vergi indiriminden yararianarak erken emekli oldu. Benim de vergi indiriminden yararianarak erken emekli olabileceğimi söyiedL Sorum: Askertiksüremolan 18 a>ıborçlanır\çödersemSSK'den emekli olabilir miyim? S.T. YANIT: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın, en sık değişen maddelennden bın de "Yaşhhk Aybğmdan Yararlanma Şartian" başlıklı 60. maddesidir. Bu maddede, sakatlara, sakatlık derecelerine göre ayn bir uygulama öngörülmüştür. Bu uygulamaya göre: u b) Sakathğı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak ka7anmış durumda olan sigortahlardan; ilgili mevzuaü uyannca I. derece sakatnğı olanlar yaşian ne olursa olsun en az on beş yüdan beri sigortah buhınmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş olmak, II. derece sakathğı olanlar yaşian ne olursa olsun en az on sekiz yıldan beri sigortah olmak ve en az 4000 gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödemiş olmak, III. derece sakatnğı olanlar yaşlan ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri sigortah olmak ve en az 4400 gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödemiş olmalan şarüyla yaşhhk ayhğmdan yararianıriar. Sakatnğı nedeniyle vergi indiriminden yaraıianması dolayısryla yaşhhk ayhğuıa hak kazanarak yaşhhk aylığı alanlar kurumca kontrol muayenesine tabi tutulabinr." Bu uygulamadan yararlanabilmek için öncelikle sakatlık derecenizin saptanması gereklidir. Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün 08.08.2003 gün, 12126 sayılı genelgesine göre, u 193 sayıh Gehr Vergisi Kanunu'nun 3 l'mci maddesi (Sakatlık İndiriminden Yararlanacak Hizmet Erbabmın Sakatlık Dereceterinin Tespit Şekli Oe Uygulanması Hakktnda Yönetmefik'in) 3'üncü maddesme göre çahşma gücünün; %80'mden (dahil) fazlasmı kaybedenler birinci derece, %60 (dahil) %80'i arasında kaybedenler ildnci derece, %40 (dahil) %60'ı arasında kaybedenler üçüncü derece sakat olarak" belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre sakatlara SSK'den yaşhhk aylığı bağlama koşullan: İşgücü Sakatlık Sigortahhk Prim Gün Yaş Kaybı L Derecesi Süresi Savısı Koşulu 1. Derece 3.600 %80 15 Yok 2. Derece 4.000 %60 18 Yok 3. Derece 4.400 %40 20 Yok Gelir Vergisi Yasası'nın 31. maddesine göre 1. derece (%80 çahşma gücü kaybı) ve 2. derece (%60 çahşma gücü kaybı) sakat olduğunuza ilişkin belge alırsanız, yaşhlık aylığı ahnaya da hak kazanırsınız. Ancak, 3. derece (%40 işgücü kaybı) sakat sayılırsanız, bu kez askeriik süreniz olan 18 ayı (540 gün) borçlanıp primini de ödeyerek yaşhlık aylığı ahnaya hak kazanabilirsiniz. 'Ama, kimse kendini aldatmasın!' Ispanya'da çıkan "El Pais" gazetesi bu açıdan çok vurucu bir yorum yapıyor; "Uzun ince bir yoldu, şuydu buydu... kimse kendini kandınvasın!" diyor özetle "El Pais"; "25 'ler Türkiye 'ye müzakere kapısı açtıysa eğer, bunun ötesi berisiyok. Bu Türkiye'yi Biriiğe katmak içindir!" (18 Aralık). Ancak bu gerçeği bu netlikle hiçbir Avrupa lideri şimdiden dile getirmeye cesaret edemiyor. Türkiye'nin sorunlannın boyutu ve çokluğu, 25'ler içindeki bölünmeler, Avrupa kamuoyundaki direnç ve tereddütler; "zirve sonuçlanna" eşi benzeri görülmemiş bir "tutarsızlık ve muğlaklıkla" yansıyor. Bu durumda taraflardan hiç olmazsa birinin perspektifi netleştirmesi gerekiyor. Müzakerelere start verecek 3 Ekim eşiği bu bağlamda çok önemli. O zamana dek "zaman kazanılmış" oldu sadece. Bu zaman da baş döndürücü bir hızla bizim aleyhimize işliyor. Türkiye, AB yolunda yürümeye devam edecekse, o eşiğe dek "Kıbns sorununu" çözüme ulaştırmak zorunda. Yoksa bu "şizofrenik ilişki" iyiden iyiye hastanelik olacak. HARBt SEMİH POROY semihporoytnyahoo.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ kurgenc(S yahoo.com BULMACA SOLDANSAĞA: 1 1/Erdekilçesi yöresinde yetişen ve kaliteli bir sofra şarabı veren beyaz üzüm cinsi. 2/ Otto Preminger'in, "Kanh Gölge" adıyla da bilinen ünlü filmi... Bir 9 peygamber. 3/ Sara hastahğuıa verilen bir başka ad. 4/ Asya'da bir ülke... Atılgan, gözü pek. 5/ Birmeyve... Algılanan nesnelerin temel niteliği. 6/ Pamuklu ya da ipekli hafif ve saydambirkumaş... SEDAT YAŞAYAN 2 3 TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN Ekrem/Uican 20Arahk tcıctc.mumtazarikan.com 1S5S'TE SUGÜA/, 'HÜRRJverPAgrİSİ*NİU KueULMJĞU AÇIIOAN&. 19S4'TE, DEUOK&TPABTİ İKTİM/lDAYICEM,£>eVLEr 8A&\Ut MÜKER&EM SAÜDl 'üN YEmİLERJfJİ KÖJV'fe ta/UAN. OiSl S4ia, SAS/N mBAFINPAH ÖME SÛfSÜLMÛŞrii. PAKTİre CrtE BAZI i4İU£TVEK/U£/&/ fecmUtU /CANtTLAbHSl İÇİN 8ASINA HAK T^NMMASlNDAN YANAtPI.&UAAIAÇlA "ISPAT UAKKf "APf/lA ANflAH 8İ2 YASA ÖNEHİSİNİ MBCUSE SUNPü LAg. ANCAK, BAŞTK SAŞ&I&UJ APNAN M£NDEP£S OiAUK Ü2EBE, PP ÇOĞUULUĞÜ BUNA KARŞI ÇlKTt. SON GEL/Şfite, SÖZ KONUSU 6ÜUBUN PAftf7b£N AYRILMASlNA NEPEU OLDU. 8/RSÜRE HAZIRUK YAPTIKmH SOHBA Cti, NÜRRİYET RARTİSI 3 4 8 £*X£M AÜCAN, TVRANGÛNEÇ,F.LÛTFÜ KARAOSMAflCĞ, Ul, FETHİ ÇBLİK8AÇ 6İBİ AOlAR V£R AUYORDU. PABTİ, 3 YIL SONRA FESHEDİLEHEK CHP'Y€ KATtLACAI&t. HÜRRIYET PA/eris; 'NI KURPUIAR, /tu/mjcuiA/s A/eA&f/PA, BARTTN 2. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004 263 Davah: Aslan Erol: Mehmet ve Nazmiye oğlu, 20.10.1972 d.lu, Bartın Merkez Hasanlar köyü nüfusuna kayıth. Mahketnemizde davacı Şadiye Erol tarafından davah Aslan Erol aleyhine açılan boşanma davasında verilen ara karar gereğince; Yukanda kimliği yazılı davalının tebligata yarar açık adresi tespit edilemediğinden adı geçen davalının duruşma gunü olan 11.02.2005 günü sat 09.40'ta mahkememizde hazır bulunması veya kendini bir vekil ile temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği takdirde dunışmanın yokluğunda yapılıp karar verileceği hususu davetiye yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 49811 ÇALASIİY^HUKUKMAHKEMESTNDENKAMUIJ^ŞTIRMAKANinSUNlJN 10. MADDESİ'NE GÖRE İLAN Esas No: 2004/375 Davacı: DSt Genel Müdürlüğü Davalılar: A. Bülent Gümüş Faruk Gumüş Uğur Gümüş. Nermin Şen Oguz Gümuş Ayşe Gümüş Veysel Gümüş Hamza Gümüş Eyyüp Gümüş Esma Gümüş Cahit Gümüş Kazım Gümüş Yasir Gümüş. flilçe: DenizliÇal, Mahalle köy: IsabeyAkçaören, Niteliği: Tarla, Adaparsel: 2559, Kam. tas. 2314 m2, Bedel: 4.107.350.000.TL. 1 Yukanda özellikleri belirtilen taşınmazuı DSİ Genel Müdürlüğu'nce kamulaştırdmasına karar verilmiş. Kamulaştırma bedelinde taşınmaz maliki ile idare arasında anlaşma sağlanamadığından DSt Gen. Müd.'ce mahkememize kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazuı idare aduıa tesciline karar verilmesi istemiyle dava açılmıştu. 2 tlgililerin 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 SY. 14. maddesi gereğince tebligat veya ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açabilecekleri. Dava açılmadığı veya belgelendirilrnediği takdirde kamulaştırmanuı kesinleşecegi, mahkememizce tespit eduecek bedelin malikine ödeneceği ve taşınmazın kamulaştırma yapan idare DSl Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verileceği; 3 Açılacak davalarda husumetin DSl Genel Müdürlüğü'ne yöneltilmesi gerektiği, 4 Mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedelinin Çal Ziraat Bankası Şubesi'ne açılacak mevduat hesabına, karar verildiğinde hak sahibine ödenmek üzere yatınlacağı; 5Da\anuı duruşması 14.1. 2005 günü saat 09.00'da yapılacağı ilan olunur. Basm: 57029 "Semaya set çekti 9 ~ ü figanım" (Karacaoğlan). 7/Erken olgunlaşan bir çeşit üzüm... Organlar, vücut parçalan. 8/ Saka Türkleri' nin bir destanı... Kadınlann ata binerken giydikleri, bir ceketle uzun bir etekten oluşan giysi. 9/ Asya'da yaşayan yabanıl bir keçi... Diyarbakır'ın bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yeşilimsi san renkte değerli bir taş. 2/ îtah/an şair Petrarea'nın yaklaşık 20 yıl boyunca yazdığı aşk şiirlerine konu ohnuş sevgilisi... Ortadoğu'da bir göl. 3/ "Düzenli durum, kararhlık" anlamında yerel sözcük. 4/Uzak... "Kuzgun " : Heykelcimiz. 5/Ateş... Mekân. 6/Kadınlannyüzlerine sürdükleri allık... " eylediğim servi hn^manın içindir" (Tuzuli). 7/ Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma... Üye. 8/ Bir gösterme sıfatı... Güney Amerika'da bir ırmak. 9/Azerbaycan ve Kars yöresinde kullanılan telli bir çalgı... Akdeniz'de yaşayan beyaz etli bir balık.