29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ARALIK2004PAZAR DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Darbecilerin yargılanmasmı engelleyen 15. maddenin kaldınlmasını için güçbirliği çağnsı Kent ve İnsanları PARİS Sevgilı, Fransız başkentine kırk yıl önce ilk geldiğimde, buranın insanlannın gözünde Türkiye, Batı ile Doğu arasında açılmış anlamsız bır parantez gibiydi. Türkiye bilinmez, ondan söz edilmez, nadiren ağza alınsa bile hoş şeyler söylenmezdi. Bu kez Paris'e geldiğimde ise baş konu, 17 Aralıkzirvesinde, müzakeretarihi alması beklenen Türkiye idi. Ekranlar Türkiye ile görüntü ya da tartışmalan yansıtıyor, rotatifler Türkiye haberleri ve yorumlan için dönüyordu. öylesine bir Türkiye tutkusu ya da korkusu vardı ki, benim nasibime de, bir gazeteye makale yazmak, dördü Fransız, üçü yabancı yedi radyoya demeç vermek, yabancı gazetecilerin telefonda sorduklan sorulan yanıtlarnak, ıki önemli TV kanalına çıkmak düştü. lyi de oldu. Böylelikle ıçımde kök salmış dost acısını daha az hissettim. Hayatımda en istediğım şeylerden biri dostum Erim Gözen ile biriikte Paris'i gezmekti. Kısmet olmadı. Onun ölümünden sonra, eşi Mine Gözen ile bırlikte birçok kez hüzünle dolaştık Parıs'te, zaman zaman iki kişilik masamıza bir üçüncü kaden daha koydurarak... Onu da, bir buçuk ay önce hiç beklenmedik bir anda aniden yitirdik. Şimdi Paris'te onu anarak, birtikte gezdiğimız, grttiğımiz yerlerde yokluğunu fena halde hissederek dolaşıyorum ve ölümün acısı daha da çok oturuyor ıçıme... öyle oluyorSevgili, insan yaşlanmaya başlayınca, acı, anılann kapısında nöbet tutuyor. Zaman içinde insanlann kentlere bakışlan da değişiyor, kentlerin kendı yapıları da... Sanki bana eskiden hemşerilen Paris'e daha özen gösterir, onu kirletmemek, zedelememek için daha titiz davranırlardı, şimdi daha hoyratlaşmışlar gibi geldi. Hoş aynı şeyi Istanbul için de söylememiz mümkün. Istanbul eskiden, içinde keyifle yaşanan, üstüne titrenen bir kentti. Şimdi ise içinde yaşayanlar bu kente karşı hoyrat. Bugünkü Istanbul'un dramı, insanlannın çoğunun hâlâ kentli olamamalan, kendi köy kültürlerini, yeni geldikleri kente taşımalanndan kaynaklanıyor. Yapılan araştırmalar köyden göçenlerin tam anlamıyla kent küttürüne uymalan için otuz yıllık bir süreye gerek olduğunu gösteriyor. Bir de Istanbul'da oturanların kentin varoşlanndayaşayıp kent yaşamına katılmadıklannı düşünürsen. ••• Parisliler ise kentleri ve sorunlanyla yakından ilgililer. Haller'deki yeni düzenleme Paris'te yıne büyük tartışma yarattı. Haller'de sergılenen projeleri binlerce kişi gördü, tartışma gazete, dergi sayfalanna, ekranlara kadar uzandı, Parisliler, projelere oy verdilerve Belediye Reisi Delanoe'Mangin'in iki hektarlık cam bahçe projesinın yaşama geçirilmesine karar verdiler. 196O'lı yıllann sonlarına doğru Haller, Paris'in göbeğinden kaldırılıp kentin dışındaki Rungis'e taşınırken de, toplumun bütün kesimlerinı kapsayan büyük tartışmalar olmuş, herkes projeler konusunda görüşünü bildirmişti. Hatta, siyasal bilimler ve anayasa hukuku alanında uluslararası bir otorite olan Prof. Maurice Duverger, bu konuda Le Nouvel Observateurdergisinde, Fransız tarihinin ünlü maliyecelerinden Colbert'ın Kral'a yazdığı mektuplardaki üslubunu taklit ederek General De Gaulle'e 'Sir' diye başlayan bir açık mektup da yayımlamıştı. Louvre saray müzesinin avlusuna konacak olan cam piramit konusunda da, uzun süren ciddi tartışmalar olmuştu. Montparnasse Kulesi'nin taraftarlan ve karşıtlan olmak üzere. Parislileri ikiye ayıran dönemi de anımsıyorum. Kısacası Parisliler, kentlerindeki gelişmeler ile yakından ilgılenıyor, görüş bildiriyor, tartışıyor, kararlara aktif olarak katılmak için talepte bulunuyor ve tavıriannı koyuyoriar. Tabii burada medyanın da konulan ciddiye alıp işleyen, insanları bilgilendiren tutumunun olumlu etkisini unutmamak gerek. Durum böyle olunca da, kimse kolay kolay kentin canına okuyamıyor. Paris'in güzelliğinin, kültürünün koruyucusu Parisliler... Canım Istanbulumuzun, hoyratçayağmalanabilmesinin baş nedenı ise ne ekonomik sorunlar, ne de siyasilerin rant yaratma ve ondan pay alma tutkulan. Asıl neden halkın ilgisizliği. Istanbullu Istanbul'a sahip çıkınca kent kurtulacak. Tabii o güne kadar ne kalabilmişse elde... 78'liler 'adalet' istiyor Ölümünün 588. yılı | • 78'liler, Insan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin 56. yıldönümü etkinlikleri kapsammda bir araya geldi. 78'liler Vakfı Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, "Darbecilerin ve darbe rejiminin getirdiklerinin ortadan kaldınlması için tüm gücümüzle çalışıyoruz" dedi. Istanbul Haber Servisi 78'liler Vakfı Ginşımi destekçileri, İnsan Haklan EvTensel Bıldırgesi'nın 56. yıldönümü nederuyle öncekı gece düzenlenen yemekte bir araya geldi. 78'liler Vakfı Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, "Darbecilerin ve darbe rejiminin getirdiklerini ortadan kaldırmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz" dedı. 78'liler Vakfı Gırişımı üyeleri Levent'tekı Halay Salonlan'nda önceki gün düzenlenen yemekte bir araya geldi. Gül Selçuk ve Hasan Erkul un sunuculuğunu yaptığı gece, 12 Eylül rejiminde hayatını kaybedenler için saygı duruşu ile başladı. 78'lilenn mücadelesinden kesitler sunulan sinevizyon gösterisinin ardından girişim başkanı Celaletin Can bir konuşma yaptı. Bedreddin felsefesi ıleyaşıyor İstanbul Haber Servisi Anadolu tanhındekı en önemli ayaklanmanın öncüsü, düşünür Şeyh Bedreddin, ölümünün 588. yılında anıldı. Şeyh Bedreddin ile ilgilı kitapçık hazırlayan Osman Sümer'in oğlu Ziya Sümer'in öncülüğünde, Divanyolu'ndaki mezan başında bir araya gelen Bedreddin takipçılen, anısına saygı duruşunda bulundular. Anma töreninde konuşan Ziya Sümer, Şeyh Bedreddin'ın mezannın daha görkemli hale getinlmesı için yardım bekledıklerinı söyledi. Avukat Anıt Baba da "Bedreddin için burada bir araya gelmemiz, Bedreddin 'in eşitiik ve özgürlük isteyen düşüncesinin dün olduğu gibi bugün de dimdik ayakta olduğunun kanıüdır. Onun düşünceJerine olan özlenı hâlâ sürüyor. Ama eninde sonunda Anadolu topraklannda, onun da istediği gibi halklann kardeşliği olacak" dedı. Tören, katılanlann anı defterini ımzalamalannın ardından sona erdi. 78'lfler Vakfi Girişimi üyeleri Levent'teki Halay Salonlan'nda önceki gün düzenlenen yemekte bir araya geldi. Gece, 12 Eylül rejiminde hayatını kaybedenler için saygı duruşuyia baştadı. (Fotoğraf: TARKAN TEMUR) önünde beraat ettıklennı anlatan Can, "Umanm, kuşağunız bir gün srvasi partilerde ve srvil toplum örgütierinde de yer ahr" diye konuştu. 20 yıl boyunca ve darbe rejiminin olumsuz yansımalannm ortadan kaldınlması yönünde çalışma içinde olduklannı behrten Can, "Bunun için anayasanm İS. maddesinin kaldırdması gerektiğini'' söyledı. Anayasa'nın 15. maddesinin kaldınlması halinde 12 Eylül yönetiminin yargılanmasının önünün açılacağını ifade eden Can, "Bu madde kaldınldığı takdirde, bu zihnryerin ürünlerinden zarar gören herkes hakkını vargı önünde arayabilecek" dedi. Geceye, aralannda Arzu Görücü, Ferhat Tunç, Gökhan Birden, Gültekin OzgüL Nazım Çuıar, Nevzat Çelik, Orhan Alkaya, Sezai Sanoğlu'nun da bulunduğu pek çok sanatçı katıldı. 'Darbedler yargüanmah' Kamu çahşanlannın sıyası haklannın ıade edildiğini ve tarih IR jV0tf7VlS//ORALÇALIŞLAR MlT'in Fotoğraf Arşivi BASARI BAŞARILI FIRSATLAR ŞİMDİ DE MAXİMUM KART İLE! Samsung cep telefonlnrı peşin fiyaîFna^8taksitle! [email protected] NORMA AtEANDfto SUHIERMO TOUEDO MAKA BOTTO MARIÂN AeuaJBiA FE»«NOO RAMAHO DAMATFUSTMJ, AtfAfcssevL AAMFIMKOMEDH İNSANUK SAMSUNG AMSUN . HAL1 r, 31/M*20MI>Hne kadar g ^ o t * . vJMsaHLoom.tr nuadUKtı mmmmrfrtm 2': i301646190021 15 '1 1513 1515 1517 1519 1521 15C CTESI2Î15 '2.0C U 0016 1516*521 00 1 1513 1515 1517 15*9 1521 15 2,00 16 4019 0021 10 1Xi33Ol53O173O193O21 30 1 '5 13 1515,3017 4519 A522 0OCCTESJ 00 00 BEYOĞLU BEYOGLU NJŞMIT*ŞI HOVgPlEI 0HTAK6Y FEHTYE E l r t M g M ATAKÖY ATTllUy ALUINIZADECAPITOLSPECTnUMU 55133 30 KADKÖY 8BO«DW»Y SUADİYE H O H P t B I md}ttmum www.maximum.com.tr | 444 02 02 Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, geçen gün ilginç bir fotoğraf sergisi açtı. Gazetelere küçük bir haber olan sergi Necip Fazıl Kısakürek'in fotoğraflanndan oluşuyordu. Mumcu, sergıdekı fotoğraflan Mıllı IstihbaratTeşkilatı'nın fotoöraf arşivinden temin ettiklerini açıkladı. Bu fotoğraflar MıTinyıllarcaKısakürek'i izlemesinin bir ürünüydü. Mumcu'nun bu açıklamasından öğreniyoruz ki, artık MİT arşıvleri topluma açıldığı gibi sergi salonlannda sergilenecek kadar şeffaflaşmış durumda. Bu sergiye ilişkin haber insanda değışik duygular yaratıyor. 12 Mart askeri darbesi sırasında askeri mahkemelerdeki dosyalann içine çok sayıda MİT raporu da giriyordu. Bizlerle ilgili yaptıklan takipler, raporlan yazanlann bizimle ilgili kanaatleri bu raporlan dolduruyordu. Yalan, yanlış önyargıh tomar tomar raporlar hayatımızın bir gerçeğiydi. Bir ise başvurduğunuzda, devlet memuru olarak çalışmak istediğinizde bu raporlar önünüze bir felaket simgesi olarak dikilirdi. Yurtdışına gitmek için pasaport mu istiyorsunuz, hemen MlTe sorulurdu (MlTe sorulurdu diyorum, bugün sorulmuyor mu?). Biz böyle bir Türkiye gerçeği içinde yaşadık. Bu gerçekten ne kadar uzaklaşabildik? Acaba bugün hâlâ MİT elemanlan telefonlanmızı dinliyorlar mı? Hakkımızda hâlâ raporlar yazıyorlar mı? Fotoğraflanmızı çekiyorlar mı? Bir de şunu merak ediyorum: MİT, binlerce aydını takip ediyor, konuştuklan insanlan denetliyor, yazdıklannı fişliyor, fotoğrafiannı çekiyor bunlann hepsini arşivliyordu. Bu işi yapmak için binlerce devlet görevlisi faaliyet yürütüyordu. Şimdi o insanlar ne işle uğraşıyorlar? Işsiz güçsüz oturuyoriar mı, yoksa yeni düşmanlar belleyip onlan mı takip ediyoriar. Bizim bildiğimiz devlet boş durmaz. MİT raporu denen şey biz solculann yaşamında çok önemliydi. Şimdi değerii bir aydın olarak andığımız birçok ünlü yazar ve çizerimizin hayatı MİT raporlanyla kararmıştı. MİT raporu dendiği zaman akan sulardururdu. "Hakkında MU raporu var" denilen kişi iflah olmazdı. Aynca, bu MİT raporlan devtete yatan birilerince bir güç unsuru olarak kullanılırdı. Bir üniversite rektörüyle bir görüşrTierrcsrasırxJaBülentTar^üeleştirmekiçin, "01970 yılının Mart ayında Tekirdağ'da yasadışı Işçi Köylü gazetesi satarken yakalandı" demişti. Işçi Köylü gazetesi yasadışı değildi. Belli ki ona Bülent Tanör'le ilgili bir MİT raporu verilmiştj. Raporu yazan da Işçi Köylü gazetesinin yasadışı olduğuna hükmetmişti. Biz bu konuşmayı 2003 yılında yaptık. Yani aradan 33 yıl geçmişti ve bir üniversite rektörünün önüne bu tür MİT raporlan konmaya ve onur gibi insanlar da bu raporlan kullanmaya devam ediyordu. MlTin fotoğraf arşivini şimdi dehşetli merak ediyorum. Ankara'ya ilk yolum düştüğünde bu arşMeri görmek istiyorum. Bakalım kimlerin fotoğrafiannı nasıl çekmişlerdi? örneğin Deniz Gezmiş'in bizim bilmediğimiz ne kadar fotoğrafı MİT arşıvlerinde bulunabilirdi? Nâzım Hikmet'e. Şefik Hüsnü Değmer'e, Hikmet Kıvılcımlı'ya ve dahe nice aydına ilişkin arşivlerde neler bulunuyor. Bunlan görüp inceleyebilecek miyiz? Çetin Altan, AB tartışmalan sırasında ilgınç bır noktaya dikkat çekti. Yeşiller, AB Parlamentosu'nda Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi için büyük bir mücadele yürüttüler. Bu mücadelenin en başındaki isimlerden birisi de 1968'in ünlü ismi Daniel Cohn Bendit'ti. Çetin Altan, AE ile Türkiye arasındaki farka dikkat çekerken Avrupa'nın ünlü 68'lileri Türkiye'de yaşasalardı ne olurdu sorusunu soruyor ve şu ilginç sonuca vanyor: "7968 kuşağının azgınlanndan olan, şimdi Yeşiller'in sözcüsü Cohn Bendit ile yine aynı kuşağın azgmlanndan, şimdi Almanya Dışişler Bakanı olan Fıscher, şayef Türkiye'de, Türk olarakyaşasalardı... Biliyorsunuz ne olacağını... Ikisi de çoktan asıl mış olacaktı." Artık, AB ile müzakere sürecine girmiş bulunuyoruz Türkiye'nin AB müktesebatını yerine getirirken geçmişiy le yüzleşmesi için de iyi bir fırsat ortaya çıkacak. MİT arşivlerindeki utanç raporlannı, utanç fotoğraflan nı geçmişimizle hesaplaşmak için bir başlangıç olarak de ğerlendiremez miyiz? [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle