Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2004 CUMARTESİ. HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Yeniden görüşülen kapatma davası 2005 'e ertelenirken eğitimciler tüm yurtta protesto gösterisi düzenledi Başkanlık Sistemi Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, geçen gün yaptığı açıklamada başkanlık sistemini savundu. Hemen belirtmek gerekir ki bu, başkanlık sistemi arayışlarının siyasal yaşamımızda ilk dile getirilişi değildir. Daha önce Süleyman Demirel'in de aynı amaca yönelik olarak nabız yokladığını unutmayalım. Türkiye'de başkanlık sistemi arayışlannın kaçınılmaz olduğunun bu sütunlarda daha önce belirtilmiş olmasının nedeni, benim de bu çözümü geçerli bulmamdan değil, başarısız bir uygulamaya karşı yeni arayışlann ortaya çıkmasının kaçınılmazlığından kaynaklanmaktaydı. Sayın Çiçek, başkanlık sistemi isteğini, böyle bir çözümün Türkiye'de daha istikrartı bir düzeni sağlayacak olması savına bağlıyor. Başkanlık sisteminin savunuculan buna başka savlarda ekliyortar. özellikle ahbapçavuş ilişkisi diyebileceğimiz demokrasimizin kliantelist yapısının, bu yöntemle tümüyle ortadan kaldırılmasa bile önemli ölçüde onanlabileceğini belirtiyorlar. Aynca Türk polrtikasının ana kusurianndan biri olan popülizme karşı da başkanlık sisteminin birçare olacagını, özellikle başkanlann ikinci dönemlerinde bir daha seçilme kaygılan olmayacağı için zorunlu ama pek fazla popüler olmayan karariarı daha kolay alabileceklerini ileri sürüyoriar. ••• Başkanlık sistemini tartışırken konuyu, sistemden yararlanacak kişiden bağımsız olarak ele almak gerek. Yani böyle bir sistem geldiği takdirde, Recep Tayyip Erdoğan'ın, Atatürk'ün mekânı Çankaya'da, onun bile hukuken hiçbirzaman sahip olmadığı yetkilerden çok daha fazlasıyla oturacak olmasından bağımsız olarak düşünmeliyiz konuyu. Her şeyden önce, başkanlık sisteminin parlamentarizm kadar yaygın olmadığını, ABD'de ve demokrasiyle hiçbir zaman banşamamış olan kimi Latin Amerika ülkeleri dışında herhangi bir uygulama alanı bulamadığını belirtmek zorundayız. Bu görüşe karşı, Fransız 5. Cumhuriyeti'ni örnek olarak gösterenler olacaktır. Ama unutmayalım ki Fransa'da yürürlükte olan sistem, Amerikan tipi bir başkanlık sisteminden çok, pariamentarizm ile başkanlık arasında, birinciden çok ikinciye yakın bir uygulamadır. Ve Fransa'da, 1858 yılının koşullannda, Duverger'nin deyişiyle De Gaulle'ün bedenine uygun olarak hazırianan sistem, zaman içinde uygulama farklılıklan göstermiş, üstelik başka ülkeler için de örnek oluşturmamış, olsa olsa benzer bir girişim 12 Eytül imalatı anayasayla Kenan Evren düzeni için öngörülmüştür. Oyle olunca da 1982 Anayasasf nın Türkiye'ye demokrasiyi mi, yoksatoplumadargelen, çağınaters düşen bir otoriter rejimi mi getirdiği sorusunu kendi kendimize ciddi olarak sorup örneklere bakarak bir yargıya varmamız gerekecektir. Aynca üzerinde durulması gereken bir başka husus da Türkiye gibi geleneği ve kültürü demokrasiden çok otoriterizme daha yatkın olan ülkelerde başkanlık sisteminin doğuracağı bize özgü sakıncalardır. • •• ABD dışında hiçbir yerde demokratik uygulama alanı bulamamış olan başkanlık sisteminin, ABD'de de istikrarı sağlamanın yanı sıra popülizmden uzak durmayı, ahbapçavuş ilişkisini ortadan kaldırmayı getireceği yolundaki savlar, kendi anavatanındaki uygulamalarıyla bile doğrulanmış değildir. Hele hele, 2000 başkanlık seçimleri skandalını yaşayan ve Bush yönetimiyle her geçen gün demokrasiden biraz daha uzaklaşmaya başlayan ABD'nin sistemi, şu sıralar kimseye örnek olarak gösterilebilecek durumda değildir. Başkanlık sisteminin, ahbapçavuş ilişkilerini ortadan kaldırmak şöyle dursun, daha da güçlendireceği, hatta devletin en yüksek kademelerine kadar taşıyacağı tecrübeyle sabittir. ABD'deki sistem, ahbapçavuş ilişkisini ortadan kaldırmak şöyle dursun, lobicilikle kurumlaştırmış ve lobicilikle ilgili yasalarla resmileştirmiştir. ABD'de ikinci dönemini yaşayan başkanlann, popüler olmamakla biriikte elzem kabul edilen kararlan aldıklannı gösteren örnekler, tam aksi yöndekilerin yanında azınlıkta kalmaktadır. Ama bütün nesnel gözlemler, AKP'nin bir kulağından girip öbüründen çıkacaktır. Çünkü bu partinin amacı, Tayyip Bey'i Atatürk'ün Çankaya'sına, "Gaz/"nin bile sahip olmadığı yetkilerie taşımaktır. Ancak unutmamak gerekir ki Gazi'nin önüne geçmeye çalışırken yolda niyazi olmak da vardır. asirmen@ cumhuriyet.com.tr EğitimSen'e büyük destek • CHP'li milletvekilleri ve yabancı gözlemcilerin de katıldığı duruşmada yargıç, savunma dilekçelerinin Ankara Cumhnriyet Başsavcılığı'na tebliğ edileceğini, tebligat yapıldığına ilişkin yazı geldikten sonra Yargıtay'ın bozma karanna uyulup uyulmaması konusunda karar verileceğini belirtti. Haber Merkezi Ankara 2. Iş Mahkemesi, tüzüğünde "anadilde eğitmr ifadesine yer verdiği gerekçesiyle kapatılması istenilen Eğitim Sen hakkındaki davayı 21 Şubat 2005 tarihine erteledi. EğitimSen üyeleri de yurtta düzenledikleri etkinliklerle sendika hakkrnda açılan kapatma davasmı protesto ettiler. Yargıtay'uı bozma karannın ardından yeniden görülmeye başlanan davamn dünkü duruşmasına EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ve sendika yönetim kurulu üyeleriyle çok sayıda avukat katıldı. Duruşmayı, CHP'li miHetvekilleri Musta EMNİYET SÖZCÜSÜ ER: MÜDAHALE A$IRIYA KACABİLİYOR Öğretmene dayağa inceleme Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Ramazan Er, dün düzenlediği haftalık basın toplantısında, polisin Istanbul'da sendika üyelerine yönelik sert müdahalesine ilişkin sorulan yanıtladı. Olaylarla ilgili olarak inceleme başlatıldığını belirten Er şunlan kaydetti: "Biz vatandaşlannuzm anayasal haldannı kullanmasından yanayız. Bu tür toplanolarda güvenlik güçlerimiz vatandaşlannuzuı zarar görmemesi için tedbir atayor. Topianoiarda suç işlenmesi durumundaysa müdahale ediyor. Zaman zaman bu müdahale aşırrya kaçabOiyor. Müdahaknin fa Gazaku Muharrem înce, İzzet Çetin, Mehmet Kesunoğhı ve Ahmet Sırn Ozbek ile Kamu Hizmetleri Enternasyonel Güneydoğu Bölge Sekreteri Marina Irimle'nin de aralannda bulunduğu yabancı gözlemciler de izledi. Yargıç Kudret Kurt, Yargıtay 9. HukukDairesi'nin, sendikanınkapatılması gerektiği yönündeki bozma ilamını okudu. Sendika avukatlan adına söz alan Kazun Genç, Yargıtay'ın bozma karannın hukuka uyorannstz güç kuDanımıyia yapibnamasi lazun. Biz bunu tasvip etmiyonız.'' CHP Istanbul Milletvekili Mehmet Ali Ozpolat da Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya Istanbul "da EğitimSen'lilerin dövülmesini sordu. Toplumsal muhalefet görevi yapan kesimlerin özellikle de sendikacılann "tentiketi" olarak mı görüldüğünü soran Özpolat, "Emniyet güçlerinin bu tür gösterilerde, olaym karşı tarafi gibi değil de, kidenin güvenliğini sağiayan, olay çıkmasını önleyen bir tutum içinde olması, gerektiğmde ise daha yumuşak müdahalesi mümkün değil midir?" dedi. görüşüne de katılmadıklannı belirten Genç, sendikanın, "anadflde öğrenimi" savunduğunu, bunun "anadflde eğrtim ve öğretim" anlamına gelmediğini anlattı. Genç, "anadildeöğrenimT savunmanm anayasanın 3. ve 42. maddelerine aykın olmadığını ileri sürdü. Genç, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin karannın, ifade ve örgütlenme özgürlüğüyle sendikal haklar önünde bir engel olduğunu ifade ederek mahkemeden ilk kararrn gun olmadığını dile getirdi. Yargıtay'ın bozma karannda yer alan, yerel mahkemenin sendika yönetim kuruluna "anadilde eğrtimi" düzenleyen tüzük hukmünün değiştiribnesi için süre vererek tüzüğün yasal olmadığını kabul ettiği yönündeki görüşün yanlış olduğunu ifade eden Genç, süre verildiğinde, mahkemenin davanın esasına girmediğini kaydetti. Yargıtay'ın, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanabileceğine üişkin da direnmesini istedi. Açıklamalann> ardmdan yargıç Kudret Kurt, verilen savunma dilekçelerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na tebliğine, tebligat yapıldığına ilişkin yazı geldikten sonra Yargıtay'm bozma karan, na uyulup uyubnaması konusunda hüküm veriünesine karar vererek duP ruşmayı 21 Şubat 2005 tarihine ertet ledi. Duruşmadan sonra, sendika yö* neticileri adhye önünde karan değer' lendirdi. Bu sırada, duruşma için Gençhk Paria'ndan yürüyerek geldikleri adliye önünde toplanan bir grup sendika üyesi de sloganlar attı. Polis, çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Alaaddin Dinçer, sendikanın hak ve özgürlükler konusundaki mücadelesi nedeniyle susturulmak istendiğini sa\aındu. Davanın yankılannın Türkiye smırlarını aştığım, banş ve adalet isteyen herkesin davası haline gel' diğini belirten Dinçer, "Bu dava ar' ük demokrasi davası haline gelmiştir. Bu ülkede demokrasi gerçekleşinceye kadar mücadeiemiz sürecektir" diye konuştu. • lstanbul'da otunna eylemi i 120 kl$l yaşamını yttlrdl Enfada gazeteci 200fte öldürüldü Ehş Haberier Servisi Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ), 2004 yılında 120 gazeteci ve medya çalışanının öldürüldüğünü bildirdi. FIJ, Dünya Insan Haklan Günü'nde yayımladığı açıklamada, 2004 yılının kayıtlı olarak en fazla gazetecinin öldürüldüğü yıl olduğunu bildirerek hükümetlere ifade özgürlüğünü savunanların daha fazla korunması çağnsında bulundu. Merkezi Brüksel'de bulunan ve 110 ülkeden 500 binden fazla gazeteciyi temsil eden FU'in genel sekreteri Aidan White, basınyayın haklanna ilişkin krizin, çalışan gazetecinin her gün karşılaşhğı bir gerçek olduğunu belirterek uluslararası toplumdan acil olarak harekete geçmesini istedi. Bütün ülkelerden bilgilenme hakkını daha fazla savunmalannı ve gazetecilerin sürekli çiğnenen haklanru savunmalan için acilen harekete geçmelerini talep eden FIJ Genel Sekreteri, 14 Dünya tnsan Haklan Günü'nde adalet çağnmızı kuvveüe yineöyonız" dedi. Öldürülen gazetecilerin ve diğer basın yayın çalışanlannın yılhk kayıtlannı 1988 yıhndan bu yana derleyen FU'in verilerine göre, 2003 yılında 83 gazeteci ve medya çalışanı, 2002'de ise 70 gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü. GUNESt JGITIM EğitimSen üyeleri, lstanbul'da Taksim Gezi Parta'nda otunna eytemi yaparak kapatma davasmı protesto ettL (Fotoğraf: HİLAL KÖSE) EğitimSen üyeleri, sendikannı kaj patıünası istemiyle açılan davayı ts' tanbul'da Taksim Gezi Parkı'nda otur' ma eylemi yaparak protesto etti. E1' lerinde "EğitiınSen güneşi kararülamaz" yazılı pankart ve dövizler olan grup, saat 11 .OO'de oturma eylemine başladı. Ankara 2. Iş Mahkemesi'nde' görülen dava sona erene kadar eylemlerine devam eden grup, "Sokakta kurduk, sokakta savunacağız'', "Fa şizme karşı omuz omuza", "Eğitim' Sen kapaölamaz", "Anadil hakkı engeDenemez" sloganlan attı. Adanalı eğitimciler de dün sabaha kadar meşale yakarak uyumadan bek' lediler. Mahkemenin sonucunu dün öğle saatlerine dek EğitimSen'in şube binası önünde slogan atarak bekleyen eğitımcilere, duruşmarun ertelendiği haberini alana dek soğuktan etkilenmemeleri için çay servisi yapüdı. Kocaeli, Trabzon, Bolu ve Deniz' h'dekı EğitimSen üyeleri de sendika' hakkında açılan kapatma davasını protesto etti. Uluslararası Af Örgütü dağıttığı mumlarla yurttaşlan, karanlığı kıran ışık olmaya davet etti 'însan haklannın içi boşaltıldı' Haber Merkezi Insan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin kabulünün 56. yıldönümüolan 10 Aralık'ta "Dünya tnsan Haklan Günü" kapsamında dün yurdun birçok kentinde etkinlıkler düzenlendi. Uluslararası Af Örgütü, dağıttığı mumlarla yurttaşlan, karanlığı kıran ışık olmaya davet etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yayımladığı mesajda, AKP hükümetinin iki yıl içinde kapsamlı yasal ve idari önlemler aldıklannı da belirtti. Sivil toplum örgütleriyse 2005'e girerken gerek dünya, gerekse Türkiye'de insan haklan karnelerinin eksilerle dolu olduğuna dikkat çekti. Uluslararası Af Örgütü dün Taksim metro istasyonu girişinde yurttaşlara mum ve bildiri dağıttı. Güvenlik uğruna insan haklannın feda edildiğine dikkat çekilenbildiride, "36 ülkede çanşmalann sürdüğü, çocuklann kaçınlarak zorla asker yapıkbğt, antipersonel maymlar yüzünden birçok srvüin hayatmı kaybetriği, işkencenin, ölüm cezasmm hüküm sürdüğü terörle küresel mücadek adı altmda uhıslararası insan haklan standartlanrun içinin boşalüldığı karanhk bir dünya istemiyoruz'' denildi. IHD Istanbul Şubesi üyeleri de Sultanahmet'te bir açıklama sosyal aygıtlann herhangi birine kurban edilemeyeceği ifade edildi. Yeşiller Türkiye adına açıklama yapan Ender Eren, işkenceye sıfır tolerans derken işkencecilerin hızla beraat ettiğine değindi. Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, anayasanın İO.maddesindeyer polisi kendi \icdanKhr, fakat poKs, vicdanı olmayanlann karşısuıdadır" sözü de kullanüdı. TİHAK'tan panel Türkiye Insan Haklan Kurumu'nca (TÎHAK) "İnsan Haklan Açısmdan Güncel Sornnlar" başlıklı panel düzenlendi. TlHAK Başkanı NevzatHdva • Insan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin kabulünün 56. yıldönümünde düzenlenen etkinliklerde gerek dünya, gerekse Türkiye'de insan haklan karnelerinin eksilerle dolu olduğuna dikkat çekildi. yaptı. Şube Başkanı Eren Keskin, AB sürecinde yazıh hukukta yapılan olumlu değişikliklere karşın hak ihlallerinin sürdüğünü ifade ederek "Demokrasi güçlerinin daha etkin mücadetesi gerekryor" dedi. Yeşiller Türkiye tarafından, "3. Türkiye Yeşü Diyalog Toplanoa" öncesinde yapılan basın açıklamasındaysa insanın, haklanyla insan olduğu belırtılerek alan "eşiüik Ukesi''ne atıfta bulunularak Emniyet Müdürlüğü'nun de bu doğrultuda görev yaptığı savunuldu. Açıklamada müdürlüğün, "ırk, renk, dnsiyet, dfl, din, siyasal ya da başka bir göriiş. ulusal ve toptumsal köken, doğuş ya da benzeri başka bir starü gbi herhangi bir aynm gözeöneksizin'' görevini sürdürdüğü iddia edildi. Açıklamada Atatürk'ün, "Herkesin a, Irak'ı haksız şekilde işgal eden ABD'nin bu ülkeye demokrasi yerine zulüm ve işkence götürerek emperyalist çirkin yüzünü sergilediğini kaydetti. George Bush'un savaş suçlusu olarak yargılanmasuıı isteyen Helvacı, Türkiye'nin yaşanan olaylara karşı cılız bir tepki göstermesini de kınadı. CHP'li Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryümaz, Yoksulluğa cözüm önerisi' Kamu alacaklanna CHP'denyahn taldp ANKARA (ANKA) CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu (BYKP),"lşsizliğiÖııleyecek 10+5 Oneri" raporunun ardından, yoksulluk, tanm, eğitim, kamu maliyesi gibi alanlarda yeni araştırma çalışmalan ve rapor hazırlıklannı sürdürüyor. Platform Başkanı Bülent Tanla, önumüzdeki aylarda hazırladıklan çalışmalan kamuoyuna açıklayacaklannı bildirdi. CHP Istanbul Milletvekili ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Tanla, geçen günlerde platformun "tşszJiğiÖnleyecek 1(H3 Oneri" adlı raporunu açıklamasının ardından, çahşmalara yenüerinin eklenmesi için hazırlıklan sürdürdüklerirü söyledi. Bu çerçevede hazırlığı süren çalışraalardan birisinin "Türkiye'de YoksuDuk ve Fakirak. Nedenkri ve Çözüm Onerfleri" adını taşıdığını bildiren Tanla, çalışmayla Türkiye'de derinleşen yoksulluğun nedenleri ve bu soruna karşı çözum önerüerinin ele ahnacağını söyledi. Çalışmalardan diğerinin ise "100 Soruda Turk Tanmı" adını taşıdığını belirten Tanla, bu çalışmayla da Türkiye'de tanmın "nereye gittiği'' sorusuna yanıt arandığuu söyledi. BYKP'nin bir diğer çabşmasının ise "Türkiye'nin Alacaklan" adını taşıdığını belirten Tanla, bu çalışmayla da kamu maliyesi ve kamu idaresinin kimden ne kadar alacağı olduğunun inceleme altına alınacağını kaydetti. haklann savunulabibnesi içm| örgütlü olunması gerektiğini söyledi. Eryılmaz, "Biz kenarda birbirimizle tarüşırken bi; zim dtşumzdakiter, bizi parçalamak için yol alryor. Siyaseten farkh obak da temei konularda aynı platformda ohnanuz gereIdyor" diye konuştu. Bağnnsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı Mümtaz Soysal, yabancılann arazi satın almasına değindi. Ingüizlerin Alanya, Marmaris, Fethiye gibi yerlerde aldıklan evleri pansiyon olarak işletn'ğini anlatan Soysal, bunu "yerarandan sürdürülenbirpansiyoncııhık'' diye niteledi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abduüah Gül, DYP lideri Mehmet Ağar, Ankara Barosu Başkanı Avukat Vedat Ahsen Coşar, Istanbul Barosu Başkanlığı, CYDD Antakya Şubesi, Halkın Hukuk Bürosu ve Emeğin Partisi hafta nedeniyle mesaj yayımladılar. IR NOKTASI EğitimSen üye sayısı 200 bini aşan önemli bir sivil toplum kuruluşu. öğretmenler bu ülkenin eğitim mücadelesinin temel taşlarından. EğitimSen, bütün olumsuz koşullara rağmen demokratik ve özgür bir eğitimi savunuyor ve otoriter eğitime karşı çıkıyor. EğitimSen demokratik ve özgürlükçü bir sivil toplum kuruluşu, bireğitimci örgütlenmesi olduğu için "anadilde eğitim"\ de eğitimin temel unsurlanndan birisi olarak görüyor. Almanya'daki Türkler, Almanya'nın hemen her yerinde, çocuklannın anadilde eğitim görmesini istedikleri an, bu isteğe sahip olabiliyorlar. Bu hak, gelişmiş her ülkede en doğal haklardan birisi olarak kabul görüyor. Avrupa Birliği'ne uyum yasaları çerçevesinde de "anadilde eğitim" konusu gündeme geldi. Türkiye, bu konuda da üzerine düşeni yapacağına ilişkin vaatte bulundu. 17 Aralık'ın yaklaştığı şu günlerde, ülkemizde garip bir olay yaşanıyor. Anadilde eğitimi savunan EğitimSen /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.conn.ti te alarak, yasalan demokratik hukuk devleti mantığı içinde yorumlayarak veriyor. Ancak bir üst mahkeme ise eski alışkanlıklan sürdürüyor; geleneksel otoriter devlet sistemini güçlendirecek yönde karar alabiliyor. Bu Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu gösteren bir ikilem Bu ikilemi aşmak ve kararlann giderek demokratik hukuk devletini güçlendirecek yönde oluşmasını sağlamak için ille de AB'den uyanlar m gelmesi gerekecek? Şurası bir gerçek ki bu gerekçeyle EğitimSen'i kapatan bir yargıys sahip olan ülke AB üyesi olamaz Kazara AB üyesi olsa bile demokratik hukuk devleti haline gelemez. EğitimSen davası, Türkiye'nin r yöne evrileceğini göstermesi bakımından bir deney olarak da kabul edilebilir. Hâlâ bu tür konularla uğraşmak ise insanda bezdirici bir etk yapıyor. Belki de birileri bizleri bezdirmek için bu kararlan alıyorlar. Ne dersiniz? Anadilde Eğitimi Savunan EğitimSen kapatılmak isteniyor. Işin tedirgin edici yanı, iş mahkemesinin daha önce verdiği beraat karan Yargıtay Hukuk Dairesi'nce bozuldu ve EğitimSen'in kapatılması yönünde karar alınması istendi. Dün ertelenen duruşmadan sonra ne olacak? Mahkeme, Yargıtay'ın karanna uyarsa EğitimSen'in kapatılmasıyla ilgili süreç bir anlamda sonuçlanmışsayılacak. Böyiece EğitimSen kapatılacak. • •• EğitimSen konusundaki gariplik bununlabitmedi. Kapatılma sürecini eleştirmek ve kamuoyuna duyurmak amacıyla harekete geçen öğretmenler, polisin ağır saldırısına uğradılar. Polis onlara biber gazı sıktı, dövdü, yerlerde sürükledi. Bu saldırılardan gazeteciler de nasiplerini aldılar. Avrupa Birliği liderierinin 17 Aralık'ta yapacaklan toplantı öncesi hazırlanan Türkiye raporu üzerinde tartışma ve müzakereler sürüyor. Türkiye konusunda olumsuz tutum içinde olan ülkeler ikna edilmeye çalışılıyor. Tam bu tartışmalar sürerken EğitimSen'in kapatılma davası görüşülüyor ve öğretmenler üzerindeki kapatılma tehdidi sürüyor. öğretmenlere dayak atıldığı, TV görüntüleri yoluyla bütün dünyaya ulaşıyor. Batı ile yapılan tartışmalar sırasında bu köşede de sık sık dile getirdiğim gibi "Avrupa bizi anlamıyor, Avnıpa'ya kendimizi anlatamıyoruz" diyoruz. Bazı Avrupalılann Türkiye'yi anlamadığı doğru. Bazı Avrupalılann da Türkiye'yi isternediği biliniyor. Ancak ortada bir gerçek var; "Anadilde eğitim"\ AB llerleme Raporu içinde kabul eden bir ülkede, bunu savunan en büyük Öğretmen örgütü kapatılmak isteniyor. Avrupa bizi anlamıyor, ama artık bunu da mı anlamıyor? Hangi AB ülkesinde "anadilde eğitim"] savunan bir öğretmen örgütü kapatılabilir? Bilen varsa beri gelsin. Ortada bir acayiplik olduğu kesin. Türkiye'nin demokratikleşme süreci de öyle sanıldığı gibi bir iki kanun çıkararak çözülecek boyutlann çok ötesinde. Daha yapılacak çok iş, gidilecek çok yol olduğu kesin. Kendimizi aldatmayalım, Avrupalılann içinde ülkemize karşı önyargılı olanlar var. Ancak bu önyargılan kaşıyan ve bu önyargılann pekişmesini sağlayan uygulamalarda ülkemizde sürüp gidiyor. EğitimSen'in kapatılması davası, aslında ülkemizde yargının hâlâ eski alışkanlıklannı aşamadığını da gözler önüne seriyor. Mahkemenin birisi beraat karan veriyor. Bu karan; içinde yaşadığımız ortamı dikka