Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
Imtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VÂKFI
»dına İLHAN SELÇUK
Genel Y
Yıldız
ayın Yönetmeni: îbrahim
# Yaaişleri Müdürü: Safim
^ n # Sorumlu Müdür Mehmet
Sucu • Haber Merkezi Müdürü:
HakanKara
tstıhbarat: Cengiz Vıldırım # Ekonomı: Hasan
Eriş • Kültür: Egemen Berköz • Spor: Ab-
dülkadir Vucelman • Makaleler Sami Ka-
raören • Düzeltme: Abdullah Yazıcı # Bil-
gı-Belge. Edibe Buğra • Yun Haberieri: Meh-
met Faraç 9 Avrupa Temsılcısı: Güray Öz
Yayuı Kurulu: tlhan Selçuk
(Başkan), Erore Kongar (Da-
nışman), Orhan Erinç, Hikmet
Çetinkava, Şttkran Soner, tb-
rahim Vıldız, Orhan Bursah,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsıleısi MustafaBalba) AtaturkBuKanNo: 125.Kat4. #MüesseseMü-
BakanltkJar Tei-4195020(7hatı. Faks 4l95027#tznurTemsılcısr dürii: ErolErkut
SerdarKızık,H ZıvaBK 1352 S 2 3Tel.4411220. Faks-4418745 • Bılgı tşlem
• Adana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu, Inonu Cd. 119S \o l !. Ahmet Korulsan
Tel.3631211,Faks:3631215AntalyaTemsılcısı.AhmetOruçoğlu # Satış Fazilet
Cumhunyet Cad. 80 5 Tel 0242 2480057 Fax 2430509 Kuza
• Cumhunyet Reklar
• Genel Mudür" Özlem A>dı
0 Genel Mudür Yardımci:
S«mra VaacıTel (0212)51
41 19-512 48 30-512 4 7 '
Fa.x (0212)51384 63
iımnlıj»ıı:'laııGui)Hat<JAjansBasıc\e'lavtmlıt AŞ, Turi«a£ü>d 3941 Cajıtoglu *tî34!santui PK 24r-Sırt.ecı »441; I*Tel (0212*512U505(20hall Faks (02121513*595
Yav^ın sûrelıvajuı Bukı: \fakczGazaeDajıBasıın^ayıa;üıl.Saa\eTK. A$ FanhVlah HaanBasnCad bmandıra kartal Isanbul DtjSmm:MafazDagjömPazarfamSan « T K A.$ 29 KASIM 2004 lmsak:5.28 Güneş:7.0I Ögle: 12.00 Ikındı. 14.23 Akşam: 16.46 Yatsı: :
litoel Baba Tiirkiyer
• VVASHEVGTON (ANKA) - Dünya animasyon
film tarihinde yeni bir dönemi oluşturan yılbaşı
dönemi fihni PolarExpress'in "elektronık"
oyuncusu Tom Hanks'ten sonra, Amerika'nın en
etkili gazetekrinden Washington Post da "Noel
Baba Türkiyeli" dedi. VVashington Post'un kültür
eleştirmenJerinden Stephen Hunter'ın, kaleme
aldığı Noel temalı, Noel Baba imajının
pazarlamacılık ve ustaca bükülmüş mitolojinin
bireşimi olduğunu kaydettiği makalede, "Bu kişi
Myra (Demre), Türkiye'de bulunmuş bir
dördüncü yüzyıl piskoposuydu ve çocuklara
yönelik iyilikseverliğiyle bilinirdi" denildi.
Kansere antikop tedavisî
• ANKARA (AA) - Bilim adamlan bioteknoloji
yöntemiyle insan vücuduna en uygun antikorlan
üreterek kanseri yenmeye çahşıyor. Bu yöntemle,
Alzheimer ve ATJDS gibi hastahklann da tedavisi
amaçlanjyor. Roche îlaç AraşOrma Başkanı Klaus
Strein, kanser hücrelerinin normal hücrelerden
farklı olduğunu, hastanın diğer hücrelerine zarar
vermeden yalnızca kanserli hücreyi yok etmeyi
hedeflediklerini ve bu amaçla insan vücuduna
uygun, kanseri yok edecek antikorlar üretriklerini
açıkladı. Her kanser için farklı olan antikorlar, şu
anda meme, lenf, kalınbağırsak kanserleri için
üretiliyor. Antikorlar, aynca hastanın kemoterapide
yaşayacagı yan etkileri ortadan kaldınyor.
Kök hücreye referandum
B BERN (AA) - Isvıçre'de, insan cenininden
alınan kök hücrelenn kullanılmasıyla ilgıli
yasarun iptal edilmesi konusunda referandum
yapılıyor. Hükümet, geçen
yıl aralıkta onaylanan
yasanın, Isviçre'nin
Parkinson ve
Alzheimer gibi tedavi
edilemeyen
hastalıklann
tedavisınde kök
hücrelerin kullanılması
için yapılan
araştırmalarda yer
almasını sağlayacağı
görüşünü savunuyor. Ancak Katolikler,
Protestanlar ve diğer gruplar, embriyolardan
kök hücre alınmasının insan öldürmek
anlamına geleceği görüşünü ileri sürüyorlar.
Ingfflere'de kokain tartışması
• LONDRA (AA) - tngılız The Independent on
Sunday gazetesi, Ingiltere'de uyuşturucunun çok
ucuz olduğunu yazdı. Bir kullarumlık kokainin bir
bardak şaraptan daha ucuz olduğu belirtilen
haberde, yapay uyuşturucu Ectasy haplannın
tanesinin 1 sterlinden satıldığı kaydedildi.
Haberde, 1995 'te 1 gramı 80 sterline satılan
eroinin de bugün 35 sterline alındığıbelirtildi.
Petrol smntısı tehdit ediyor
• NEW YORK /AA) - ABD'dekı Delavvare
Nehri'nde seyreden Athos 1 adh
Kıbns Rum
bandırah
tankerden cuma
günü sızan petrol,
Philadelphia şehri
yakınlannda çevre
kirliliğine yol
açtı. 113 bin
560 htre
petrolün
temizlenmesi için çalışmalar dün başladı.
ABD Kıyı Emniyeti'nin, sızan petrolün
temizlenmesi amacıyla bu konuda faaliyet
gösteren birkaç müteahhitlik firmasını
kiraladığı belirtilirken petrolün suyla
temasını önlemek için yaklaşık 110 kişinin
çalışmalar yaptığı kaydedildi. Sızıntı yüzünden
nehirdeki gemi trafiğinin aksadığı belirtildi.
3 milyondan fazla kişi kalp^ve damar hastalıklarma bağlı rahatsızlıklar yaşıyoı
Türidyekalbmden hasta• Daha çok genetik
özellikler taşıyan kalp ve
damar hastalıklarının,
sigara, stres, şişmanlık,
diyabet, hipertansiyon gibi
etkilerle risk oranı artıyor.
Risklerin toplamı birbirini
olumsuz etkileyerek
rahatsızlıklann ortaya
çıkış tuzını arttınyor.
GÜRSUKUNT
ANTALYA - Türkiye'de 3
milyondan fazla kalp ve da-
mar hastahklanna bağlı rahat-
sızlıklan yaşayan hasta bulu-
nuyor. Her yıl bu hastalardan
200 bini yaşamını yitiriyor.
önlem alınmaması ve ulu-
sal bir sağlık politikası geliş-
ririlmemesi durumunda, önü-
müzdeki 10 yü içinde genç nü-
fusa karşın ölüm oranının iki-
yekatlanması bekleniyor. Kalp
ve damar hastalıklanna bağlı
kadın ölümlerinde de Türkiye,
Avrupa'da birinci sırada yer
alıyor.
Kalp ve damar hastalıklan
Antalya'da düzenlenen "Tür-
Idye Kardiyoloji Derneği 20.
UlusalKongresrnde 2 bin 500
kişinin katıhmıyla bir kez da-
ha değerlendirildı. 300'e yakın
konuşmannı yer aldığı kong-
re öncesinde bir basın toplan-
üsı düzenleyen Dernek Başka-
nı Prof. Dr. AKOto, A\-rupa'da
her üç ölümden birinin kalp
ve damar hastalıklanna bağlı
olduğunu, ancak Türkiye'de
her iki ölümden birinin bu has-
talıklar sonucu ortaya çıktığı-
nı söyledi. Dünyada yılda 55
milyon kişinin öldüğüne, bu
ölümlerin yüzde 30 32'sine
kalp ve damar hastalıklannın
neden olduğuna dikkat çeken
Prof. Oto, Türkiye'de bu ora-
nın yüzde 45 düzeyınde oldu-
ğunu söyledi.
Ulusal birpolitikayla bu ora-
nın yüzde 30'lara çekilmesi
gerektiğini ifade eden Prof.
Oto, "Yapılan hesaplamalar
2020'de 65 miKon kişinin öle-
ceğini, bunun yüzde 37'sinin
de kalp damar hastalıklanna
bağh rahatsızlıklardan yaşa
mını kaybedeceğiıü ortaya ç>
karryor" dedi.
Daha çok genetik özellikleı
de taşıyan hastalık, sigara, stres.
şişmanlık, diyabet, hipertansi-
yon gibi etkilerle risk oraru ar-
tıyor. Türkinsanınıniyikoles-
terol düzeyinin düşük ohnası
ve bunun genlerle geçmesi de
kalp sağlığı açısından risk
olaralc kabul ediliyor.
H and M mağazalan
için hazuianan
mini koleksiyonun
tanıtunını
topmodel Erin
Wasson'la
birükte yapan
Lagerfeld,
butarzbir
anlaşma
içine gjrerek
popüler
külîürünbir
parçası haline
geldiğini
kabul ettiği
söyledL
Ünlü modacı Karl Lagerfeld'in tasanmlan Almanya'da yok sattı
Kapışılan koleksiyon• Kari Lagerfeld, modanın genel anlamda
heyecandan, aşın duygulardan oluştuğunu
savunuyor. Lagerfeld, 'H and M' firmasıyla
yaptığı işbirliğinin heyecan verdiğini söyledi.
Çeviri Servisi -
Unlü modacı Karl
Lagerfeld merkezi
İsveç'teki "HandM"
firmasıyla işbirliği yaptı.
Firmanm Almanya'daki
mağazalar zinciri için
çoğunluğunun üzerinde
kendi fotoğrafı bulunan bir
mini koleksiyon hazırladı.
Alman tasanmcmın
genellikle gençlerin
alışveriş yaptığı, orta
yükseklikte fiyatlarla
kıyafet satan markayla
adının anılması kendi
müşteri portföyünün yanı
sıra normalde Gucci, Prada
gibi pahalı modaevlerinden
alışveriş eden kadınlara
bile "HandM"
mağazalannın yolunu
tutturdu. Evvelki cuma
günü satışa sunulan tişört,
kot pantalon ağırlıklı
ürünler ülkenin dört bir
yanmdaki 120
mağazada öğle
saatlerinde tükenmişti. Stem
dergisinde yayımlanan habere göre
çalışanlar mağazalar açılır açılmaz
içeri dalan ve ortalığı talan eden
yüzlerce müşteriye nasıl hizmet
edeceğini şaşırdı. H and M
mağazalan için hazırlanan mini
koleksiyonun tanıtunını topmodel
Erin VVasson'la birlikte yapan
Lagerfeld bu tarz bir anlaşma içine
girerek popüler kültürün bir
parçası haline geldiğini kabul
ettiği ve bundan da rahatsızlık
duymadığını söyledi. Birkaç saat
içinde satm alınan mallann
bazılannın o gün internetteki
alışveriş sitelerinde satışa
sunulmasını da doğal karşılayan
Alman tasanmcı "Eskiden böyle
şeyler olmaztu. Modada arük her
şey olağan karşılanıyor'' dedi.
Modanm genel anlamda
heyecandan, aşın duygulardan
ibaret olduğunu savunan Karl
Lagerfeld kendisi için
alışılagelmişin dışında bir şey olan
H and M deneyiminin de çok
heyecan verici olduğunu söyledi.
Balkanlar'da
dekolteli
günler
Şu sıralar modanın
kalbi Bosna Hersek'in
başkenti
Saraybosna'da atıyor.
Moda haftası
kapsamında dünyanın
çeşitli yerierinden
gelen tasarımcılan
ağırlayan kent,
modaseverlerin ilgisini
Balkanlara çekti.
Tasarımların çoğu, günlük
yaşamda kullanıma uygun
olmasa da izleyenlerin büyük
beğenisini kazandı.
Koleksiyonlar arasında
. özellikle Fransız modacı
1 Irakli Nasidze'nin göğüsferi
açıkta bırakan dekoltesi
dikkat çekti.
(Fotoğraf: AP)
HtNDİSTAN'DAKİ KONGREDEN ÇIKAN SONUÇ:
Enerji için ayda
koloııi kıuaüıııah
Haber Merkezi - Hindistan'ın Udaipur
kentinde düzenlenen uluslararası Lunar
Working Group konferansında bilim
adamlan, Ay'da sürekli hizmet verecek
koloniler kurulmasını önerdiler.
Konferans sonrasında yayımlanan
"Udaipur Deklarasjonu'' metninde,
iletişim ve enerji teknolojilerinin
geliştirilmesi için insanoğlunun Ay'da
koloniler kurması savunuldu.
Bilim adamlan 2025'te Ay'da insanlı
araşurma merkezlerinin
kurulacağıru belirtiyorlar. Kolonilerin
kurulmasına 2014'ten itibaren
başlanması önerilirken bu projenin
uluslararası bir yapıda olması
gerektiğinin altı çizildi. Projelerin
çokuluslu olması maliyetleri üye
ülkeler için karşılanabilir düzeye
çekiyor. Konferansta konuşan ABDTı
uzman Lawrence Taylor, Ay'dan alınan
mineral numunelerinin, helyum 3
gazının bol miktarda bulunduğunu
gösterdiğini belirtti. Helyum 3 'ün
hidrojen izotoplanndan döteryumla
birleştiğinde bol miktarda enerji açığa
çıkardığını belirten Taylor, Ay'ın
yüzeyini kaplayan toz tabakasında
büyük miktarda helyum 3
bulunduğunu kaydetti.
Lavvrence Taylor, Ay'da helyum 3 gazı
kazanılması için yapılacaklan "Uzay
meidğhie Düm a'ya getirilecek 25 toıı
hehTim, ABD'nin bir \ilbk eiektrik
enerjisini karşılamava yeter, ancak bu iş
hiç kolav değiL Ay toprağmdan helvum
çıkarabilmek için ka>a ka>^çlan 800
derece ısıtmak gerek. Bir ton gaz etde
edebilmek için de 200 milyon ton
toprakgerekir'' şeklinde özetledi.
Çiny
de grizufaciası
Thş Habeıier Servisi - Çin'in
Saanşi eyaletindeki bir kömür
madeninde dün meydana gelen
grizu patlamasının ardından 170
işçi mahsur kaldı. Tongçuan
kentinde, devlete bağlı
Çenciaşan kömür madeninde
dün sabah şiddetli bir patlama
meydana geldi. Madenin
çıkışına 8 bin metre kala
meydana gelen patlamanın
ardından içeride bulunan 293
işçiden 123'ükurtanldı.
Kurtanlan işçilerin çoğu
karbondioksit gazından
zehirlendi. Mahsur kalan
işçilerin çok derinde olduklan,
yoğun dumanın kurtarma
çahşmalannı engellediği ve
işçilerle iletişimin kesildiği
belirtildi. Maden ocağı
yetkilileri, patlamanın üzerine
10 saat geçmesine karşın işçilere
hâlâ ulaşılamadığıru söylediler.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
11
'Ruhban Okulu'nun Pepde Arkası' Ff
Maden ocağmda mahsur kalan işçilerin afleleri
büyük acı çekti. (Fotoğraf: REUTERS)
-r-
(Mukâyese/1 "...bu mukâyeseyi ben yapmadım,
kızı ecnebı/misyoner okullanndan birinde okuyan,
herdüzeyde 'çağdaş', aklı başında ve derli top-
lu, bir 'cumhunyet annesiyaptı; çocuğunun okul-
da üstlendiği görev dolayısıyla, benigörmeye bir-
likte geldiler; genç kız, cevaplanmı teybine kay-
dederken annesi olayı sessizce videoya çekiyor-
du. Sohbet, sonradan gelişti; sırası gelince, söy-
lediklen aynen şunlar:
"-...Kızım, Ramazan'ı ve Bayram'ı ciddiyeal-
madı; Mûsevi bir arkadaşı var, şiddetle etkisin-
de kalıyor; bir Müslüman olarak bilmedikleri-
ni, Mûsevilik konusunda ondan öğrenmiş; bun-
dan rahatsızım; ablası, laik devlet okullanmız-
da okumuş, fakültesini bitirmiştir; şimdi işinin
başında; hem yurttaşlık görevlerinin bilincinde,
hem de manevi sorumluluklannın, oruç tırtma-
ya kendisi karar verdi; ikisinin arasında göziem-
lediğim bu fark, beni düşündürüyor; haklı ol-
malısınız!.."
Her düzeyde çağdaş bir anne demiştim, öyle mi?
O kadar 'medeni'ydi ki, aslında kendisinin diş he-
kimi, eşinin mühendis olduğunu çok sonra, sırası
gelince söyledi. 'Çağdaşlık'la 'Komprador alaf-
rangalığını' kanştırmak, Gazi sonrasının aydınla-
nmıza bulaştırdığı, tehlikeli bir hastalık; bunun dı~
şında kalabilmiş, böyle kelimenin tam anlamıyla 'mü-
nevver' annelerin de var olduğunu görmek, ne iyi!
Biliyorsunuz, şimdi Fener Patrikhanesi üzeri-
ne düşüncelerini aktaracağım genç, düpedüz Hı-
ristiyan -önce Katolik sonra Protestan- olmuş
birTürk gencidir; herkese ibret olması gereken, 'tec-
rübelenni' ve bunlardan çıkardığı 'sonuçları'açık-
ça naklediyor...)
vatikanın marifeti olabilir mi?
(Tesbit/3. "...Çok tarbşılan bir mesele! Ama ben
size olayı yine, farklı noktalardan gösterecegim:
Insanlar eğer bu okul yalnızca Fener Patrikha-
nesi'ne ait olacak sanıyorsa, yanılıyorlar; çün-
kü Fener, o okulu 'döndürecek' kadar, ne rahi-
be sahiptir, ne de papaz adayına! Bu okul açıl-
dığında (onu) Ermeniler, Fener ve en önemîisi
Katolik Kilisesi kullanacaktır..."
"..Bu okul açılırsa, işleyiş tarzı, eğitimin ra-
hipler tarafından verildiği, atamalann tarikat-
lar ve kiliseler tarafından yapıldığı, bir işleyiş
ve yönetim tarzı olacaktın eli mahkûm! 'Orta
yol' diye önerilen, bir üniversiteye bağlanmak
gibi bir hayalin, kimse peşinde koşmasın ya da
kimse, adamlar bu önerimizi kabul etmiyor di-
ye, onlan suçlamasın; çünkü kilisenin hiyerar-
şisi biraz karışıktır, şöyle ki: bir rahip hem bir
tarikata bağlıdır, hem de -organik olarak- Va-
tikan'a; bir rahibin tayini, yalnızca bu iki yöne-
timden birinin isteğryle olmaz; Vatikan'ın em-
ri, her zaman için emirse de, Tarikat önderinin
• ••
onayı -usulen de olsa- gerekir; zaten bu ülke-
de bu denli bir bürokasi, dolayısıyla böyle bir
hiyerarşik yapı varken, bu okul kesinliklemüs-
takil temellere göre yönetilmek zorundadır..."
"...Açılırsa, ilerde göreceksiniz, onu en faz-
la kullanacak olan Katolik Kilisesi'dir, yani Va-
tikan! Yoksa, Fener'in Avrupa'dan bu denli bas-
kı yaptırmaya, hiçbir şekilde sesi ve gücü yet-
mez!..."
Oktay Duman (asıl adı başka) sözü daha önce
üzerinde durduğumuz, bu tehlikeli olasılığa getir-
miş, okuyunca göreceksiniz ki, birbirinden çok
farklı yaşlarda, ortamlarda ve kültürlerde de olsa,
insanlar arasında aklın yolu bir!)
Fener'in hükmü olsaydı...
(Tesbtt/4. "...Roma, yani Vatikan 'ekümeniktir,
yani kökü havarilere bağlı bir kilisedin Istan-
bul, teolojik olarak da, tarihsel olarak da 'ekü-
menik' değildir, olamaz da! Bu lafların ortada
doiaşmaya başlamasının nedeni, eski 'Doğu Bk>
ku'nun dağılmasıdır; eski 'Doğu Bloku' ve Fe-
ner, ikisi de Ortodoks'tun şu anda bu ülkele-
rin hepsinde ülkesel boyutlarda piskoposluk-
lar var; yani her ülkenin başpiskoposu, o ülke-
nin en kıdemli ruhani lideridir ve Vatikan gibi
bir yere bağlı değildir. Işte bu noktada Fener,
bu kiliselerden hiçbirisini, istese de kendisine
bağlayamaz. Eğer Fener'in bir hükmü olsa idi,
kendi soydaşlarının Yunan Kilisesi, Fener'e
bağlanmayı kabul ederdi; bunu bile yapama-
yacak kadar az ruhani veya rtibar olarak bu
vasfa sahip olmayan Fener Patrikhanesi'nin
ekümenik olması filan mümkün görünmüyor..."
"...Peki niye Fener bu sıfatı bu denli çok is-
tiyor, bu sıfatın kendisine kazandıracağı hiçbir
şey yok ki! Zaten 'ben ekümenik kiliseyim' de-
mekle, 'ekümenik kilise' olunmaz. Tüm bunla-
nn başlangıcı, eski Doğu Bloku'nun dağılma-
sıdır, bu halklann temel kimliklerinden birisi
Ortodoksluktur; Rusya'da insanlar, kiliselere
gitmeseler de, kendilerini Ortodoks olarak ta-
nımlıyoriar ve bu bölgede ülkeleri manen bir-
birine bağlayan, tek nokta Ortodoksluk!.."
"...(buraya dikkat!)...benim tahminim, olayın
aslı Amerika'nın -eğer başarabilirse- burası
üzerinden, diğer Ortodoks ülkeler üzerinde,
hareket imkânı bulmaya çalışmasıdır; yoksa, boş
bir sıfat için, bu kadar ısrar edilmesinin, akla
yakın bir nedeni yoktur..."
Demedim mi, aklın yolu bir! Oktay Duman (asıl
adı başka) da dönüp dolaşıp, aynı yere geliyor.
Yorum gerekir mi?.."
e-mail.-tilahan'<> isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88