19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 9 KASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 ÇACRIŞIMLAR r Benim Meskenim Dağlardır AYŞE EMEL MESCİ ANKARA TlYATRO FESTlVALÎ ""Sanatçı, bir toplumun lüksü de- ğil kürek mahkûmudur... Sabahat- tin Ali gibi sanatçılardan söz ediyo- runı tabü. Bedel ödeyenlerden... Bedel ödemeyi göze alanlardan..." Ankara, Kızılay... Izmir Caddesi, Dı- lamur sokak... Ankara Sanat Tiyat- rosıfnun merdivenlennden inerken bu toplumda bedel ödemeyi, bedel ödemeyi göze almayı simgeleyen yüzler, isimleruçuşuyorbelleğimde... Kişisel tarihimle bir dönem kesişiyor. Tam 30 yıl önce. 1974... Yılmaz Gü- ney'in 'Endişe' filminin çekimleri yeni bitmiş. Adana'dan Ankara'yage- liyorum ve bu merdivenlerden iniyo- rum. AST'ta Bertolt Brecht'ın *Ana' adlı oyununun provalanna katılıyo- rum. Yönetmen Rutkay Aziz. Erkan Yücel, Meral Niron, Savaş Yurttaş, Şener Kökkaya, Aden Tolay, Ya- man Okay, Rana Cabbar, Ayberk Çölok, Erol Demiröz Yıl 2*004... AST'ınfuayesinde, duvardakocaman bir pano... Rutkay, "Metin Deniz'le birlikte hazırladık bunu" diyor. Saydığım ve sayamadığım birçok is- mın yüzü o panoya nakşedilmış artık. Bu memleketin son kırk ikı yılının sa- nat hayatında iz bırakanlann yüzle- ri... AST şimdi 42 yaşında... sabahattln All ve AST 1948'de henüz 41 yaşındayken fa- ilı meçhul bir cinayete kurban giden Sabahattın Ali'yi anlatan ve Sabahat- tin Ali'nın eserini sahneye taşıyan 'Benim Meskenim Dağlardır'ın AST'ta seyirciyle buluşması çok an- lamlı bence. YazafT Ali Berktay, bir 'serbest oyunlaştırma' olarak tarif ettiği metnınde ıki ayn kurgu takip et- mış: Günümüzde yaşayan ikı genç ga- zeteci adayı, Ömer ve Nihat ('İçimiz- deki Şeytan'dan esinlenme) 'Saba- hattin Âli Cinayeti' üzerine bir yazı dizisi hazırlamakla görevlendiriliyor ve bir yandan yazann eserlerini, diğer yandan da dava dosyasını inceleme- ye başlıyorlar. Kurgunun ikincı kana- dında ise yaşamöyküsünden belli ke- sitleri yansıtmaya uygun öyküler se- 'kip son derece başanlı, ama en 'genç' ve en 'kıdemliler'e ayn bir parantez açmak isterim: Filiz Ali rolünde Ayşegül Ünlü o sade ışıltısıyla bana umut verdi; sevgili Erol Demiröz'ü çizdiği çeşitli tiplemelerde, özellikle Raif Efendi ve Sarhoş'ta izlemek ise ayn bir keyifti. Rutkay Aziz ise Sabahattin Ali'yi yorumlarken, canlandırdığı kişiliğin ötesine geçip ülkemizdeki sayısız sanatçının ve aydının yazgısıyla buluşturuyordu. çilip oyunlaştınlarak Sabahattin Ali'nin yazgısı takip edilmiş, ikinci perdede ise ağırlık yazılara, eşi Aliye ile mektuplaşmalara, dava dosyasın- dan alıntılara kaydınlmış; bu arada farklı öyküler iç içe geçirilerek ritim hızlandınlmış. Bu iki kurgu arasında- kı ilişkiyi ise Ömer'in giderek Saba- hattin Ali'yle özdeşleşmesi, ona dö- nüşmesiyle kuran Berktay, bir anlam- da yazann yarattığı dünyanın ve tip- lerin günümüzdeki izdüşümlerini de takip etmış. Finalde ise söz Sabahat- tin Ali'nin kızı Filiz Ali'ye bırakıl- mış... Yalın ve dlnamlk anlatım Rutkay Aziz, oyunu sahneye koyar- ken son derece yalın ve dinamik bir biçim seçtniş. Bu reji anlayışı, Şeyda Demiröz Şinik'ın hem işlevsel hem temsüi parçalardan oluşan sahne dü- zenine ve hem otuzlu kırklı yıllan yansıtan hem de günümüzle hoş bir uyum yakalayan kostümlenne de yan- sımış. Basit bir korkuluk ve bir can si- midi, bunlara eklenen deniz sesi efek- tiyle Kadıköy- Karaköy vapuruna bi- niyor, bir portmanto ve bir kanepey- le 'muhbir'in, korkudan kurtulmak için arkadaşım önce 'Düşman' gö- rüp sonra da polise satanın evine gi- riyor, bir demır kapı ve oyuncunun sırtını yasladığı (sahneye derinlik ka- tan) duman gnsı fon duvanyla Sinop Cezaevi'nde bir 'Firar'ın öyküsünü mahkûmlarla paylaşıyor, onlarla bir- likte 'Aidırma Gönül Aldırma' di- yoruz. Brecht esinlı epızodik anlatım tekniği AST'ın genç ve enerjik kad- rosunun oyuna yüreğıni katmasıyla birleşince son derece akıcı ve seyir- ciyle kolay ilişki kuran bir oyun çık- mış ortaya. Bu akıcılıkta oyunun mü- ziklerini hazırlayan Cahit Berkay'ın katkısını da unutmamak gerek. Rutkay Aziz, Erol Demiröz, Cen- giz Sezgin, Hakan Salınmış, Aylin Saraç, Ebru Saçar, Nesimi Kaygu- suz, Hasan Ballıktaş, Hayrullah Tarhan Karagöz, Eray Cezayiriioğ- lu, Ayşegül Ünlü 'den oluşan tüm ekip son derece başanlı, ama en 'genç' ve en 'kıdemliler'e ayn bir parantez aç- mak isterim: Filiz Ali rolünde Ayşe- gül Ünlü o sade ışıltısıyla bana umut verdi; sevgili Erol Demiröz'ü çizdiği çeşitli tiplemelerde, özellikle Raif Efendi ve Sarhoş'ta izlemek ise ayn bir keyifti. Rutkay Aziz ise Sabahat- tin Ali'yi yorumlarken, canlandırdığı kişiliğin ötesine geçip ülkemizdeki sayısız sanatçının ve aydının yazgı- sıyla buluşturuyordu. Oyunun finali- nin 'Kuyucaklı Yusuf'un finaliyle buluşturulup sahnede baba-kızın, Sa- bahattin Ali (Rutkay Aziz) ile Filiz Ali'nin baş başa bırakılması ve bu sahnenin oynanışındaki sadelik ve sa- hicilik ise çok etkili ve sarsıcıydı: "Babam için uzun yıllar hiç gözya- şı dökmedim. Çünkü o, Filiz hiç üzülmesin demişti. Ama Deniz'ler asıldığında, Sinan'lar, Mahir'ler öl- dürüldüklerinde çok ağladım, yıl- larca babam için biriken gözyaşla- rı durmadan aktı, aktı..." Ruhumuzun yarısı Eve geldikten sonra Sabahattin Ali'nin eserlerini, öykülerini yeni- den okuma ıhtiyacı duydum. Bu ara- da toplu şiirlerini de kanştırdım. Şi- irlerinden ne çok popüler şarkı sözü yapıldığını görünce şaşırdım biraz. 'Aldırma Gönül', 'Çakır', 'Melan- koli', 'Ben Gene Sana Vurgunum', 'Kara Yazı', 'Geçmiyor Günler Geçmiyor', 'Benim Meskenim Dağlardır'... BekirCoşkun'unson yazılanndan birini anımsadım: Ed- remit'te Sabahattin Ali SokağTnın tabelası 'bilinmeyen eller' tarafın- dan sökülüp duruyormuş. Acaba o tabelayı sökenler, hayatlannın bir döneminde bu şarkılardan birini ol- sun mınldanmamış mıdır diye dü- şündüm. Oyunda Ömer'in söylediği gibi: "Ruhumuzun yarısı Sabahattin Ali'nin eserlerinde, diğer yarısı da onun başına inen sopada ya da sır- tına saplanan kurşunda..." Saba- hattin Ali seslendi sonra sahneden: "Bir gün Almanların pabucunu yalayan, ertesi gün fngiUzlere tak- la atan. daha ertesi gün de Ameri- ka'ya kavuk sallayan soysuzlar gi- bi olmak istemedik. Yalnız ve yal- nız bir tek millet önünde secdeye vardık. O da kendi cefakâr mille- timizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz... Bu memlekette namus- lu olmak ne zor şeymiş meğer..." Türkiye ve Hollanda'dan 19 sanatçının katıldığı 'Ziyaretçi' sergisi 5 Aralık'a dek Galerist'te Geçerken arada kahnak... ORTAK BİR ÇALIŞMA - Rotterdam Trafik Vakff nın girişimiyle düzenlenen 'Ziyaretçi' ser- gisinden Maurice Meeuwisse ve Jody VValker'in ortak bir çalışması. İçinde bulundukları koşullardan esinlenen sanatçıların çalışmaları karşısında estetik ölçütler geçerliliğini yitiriyor. KÜLTÜR • SANAT (0212) 293 «9 T« Dilek Türker Tiyatro Ayna PIR SULTAN ABDAL Yazan Yoneten Mahmut Gökgöz Genel Sanat Yonetmeni Dilek Türker Dekor Kostum Osman Şengezer Muzik Nurettin Özşuca Koreografı Nasuh Bann Işık Tasarım Yüksel Aymaz Sqe. (02») 345 39 39 Stedt jartya tezeratsna ffşıiiaatadif. 4 Aralık Saat: 18.30 11 AralıkSaat: 18.30-21.00 6-13-16-17-20-27 Aralık Saat: 21.00 AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ GİŞE TEL: 0212 351 93 84 _ _ _ _ DIKTATENZ« CVBMANN NENA ÇALİDİS Bireye giderek yabancılaşan bir dünya düzeni içinde 'ziyaretçi' olma hali nedir? Bireyin kendi isteğiyle ya da isteği dışında 'arada' kahnası ya da geçiş durumlan içinde sıkışması nasıl bir şeydir? Emre Baykal ve Rob Perree'nin küratörlüğünde, Rotterdam Trafik Vakfı'mn girişimiyle düzenlenen 'Ziyaretçi' sergisine Türkiye ve Hollanda'dan katılan 19 sanatçı bu sorulan/sorunlan irdeliyor. 2002 yılının Kasım aymda, Rotterdam Trafik Vakff nın girişimiyle Türkiye ile Hollanda arasında başlatılan kültür köprüsünün ilk adımı olan ve Hollanda da açılan 'Rıhtımlar Arasında' sergisinin devamı niteliğindeki bu sergide farklı işleriyle VVafae Ahalouch, Desiree de Baar, Bas van Beek, Aysel Bodur, Banu Cennetoğlu, Elmas Deniz, Ömer Ali Kazma, Katja Mater, Maurice Meeuwisse, Ceren Oykut, Ahmet Öğüt, Şener Özmen, Thomas Raat, Erinç Seymen, Mukadder Şimşek, Cengiz Tekin, Derk Thijs, Nasan Tur ve Jordy Walker yer alıyor. Çok genç sanatçılar katılıyor Serginin bir diğer özelliği de katılan sanatçılann çok genç olması. Sergi küratörlerinden Emre Baykal, "Özellikle gençlerle çahşmayı tercih ettik. Çok fazla uluslararası dolaşıma girmemiş ama böyle bir sergi içinde güçlü duruşları olduğuna inandığımız olgun işler yapan sanatçıları bir araya getirdik" diyor. Küratöryal bir bakış açısmı sergiye yansıtmak istemediklerini söyleyen Baykal, 'Ziyaretçi' kavramı üzerinden farklı açılımlara gidebilecek, kendi bireysel görüşlerini ortaya koyan sanatçıları tercih ettiklerini ekliyor. Baykal 'Ziyaretçi' kavrarmnı ise şu Türkiye ile Hollanda ortak çalış- ması olan serginin küratörlerin- den Emre Baykal. sözlerle tanımlıyor: "Rob'la birlikte bu sergjyi ortaya çıkarırken bir yandan da şunu düşünmüştük; bu sergi 'Rıhtımlar Arasında' sergisinin de devamıydı. Bir şekilde hem onu anımsatmasını hem de kendi içinde olabildiğince bağımsız olmasmı istedik. 'Ziyaretçi', çağdaş sanat söylemi içinde sanatçı ve yapıtının sürekli zemin değiştirmeye açık konumunu, sanatçının farklı disiplinler arasında dolaşma arzu ve yetisini yeniden belgeliyor. Bireysel olarak benim en çok ilgimi çeken yanıysa kök salmaya karşı gösterilen direnç." Baykal, serginin kurgulanma aşamasmda, davet edilecek sanatçılar belirlenirken; olabildiğince farklı anlatım biçimlerine yer vermenin yanı su-a her iki ülkenin farklı yörelerinde yaşayan ya da kendi bireysel ve sanatsal arayışlan doğrultusunda bu yöreler arasmda yer değiştiren genç kuşak sanatçılannın birbirleriyle yaratıcı bir diyalog kurmasının amaçlandığını da vurguluyor. (0 212 244 82 30) \Ujmtm Xttüe]ler]e ANADOLÜ Ritüellerle Anadolu • '8. Ankara Uluslararası Tiyatro Buluşması' kapsamında sanat yönetmenliğini Erman Atar'ın yaptığı Tiyatro Di, Yorum Ihsan Bengier'in koreografisini üstlendiği 'Ritüellerle Anadolu' adlı oyunu ilk kez sahneledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bu yıl 8'incisi düzenlenen 'Ankara Uluslararası Ti- yatro Festivali' kapsamında önceki akşam Ye- ni Sahne de 'Tiyatro Di Yorum', 'Ritüellerle Anadolu' adlı çalışmasıyla ilk kez sanatsever- lerle buluştu. Başkentlilerin beğenisini topla- yan topluluk, bu oyunda, 'Şamanbk-Zerdüşt- lük-çok tanrılı Anadolu kültürünün' özel- liklerini yansıtıyor. Oyunda Ankara Devlet Opera Balesi'nden 15 sanatçı rol alıyor. Oyundan önce Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtlayan Tiyatro Di Yo- rum'un Sanat Yonetmeni Erman Atar, yeni gruplarının Anadolu'nun yüksek kültürünü ve coğrafyasının zenginliğini ortaya çıkarmak için kurulduğunubelirtti: "Euripides'in Bakkha- lar Tragedyası'nda Diyonisos Tebaği halkı- na şöyle seslenir: Ben Lidya'nın, Frigya'nın altın ovalarından geliyorum. tran'ın güneş- ten kavrulan kıriannı, Bakrian'ın uzun sur- larını, Media'nın buzlarla örtülü toprakla- rını, saadet diyarı Arabistan'ı, tuzlu denizin kıyılannda uzanan Asya ülkesini, (Anadolu) Barbarlaria Helenlerin karışık yaşadıgı gü- zel hisarlarta süslü şehirleri dolaştım... Işte bu triat oyunumuzun alt metnini oluştur- du." Atar, oyunda kronolojik bir hikâyenin olma- dığını, bir öğretiyi ve felsefeyi anlattığını dile getirdi. Doğaçlama kullandığını kaydeden Atar, her seyredişte farklı bir tat aluıabileceği- ni söyledi. Atar, oyunlannı bir tür dışavurum tiyatrosu olarak değerlendirdi. Atar, oyunu sah- neye koymadan önce din tarihi, antropoloji, sosyoloji, arkeoloji, mitoloji gibi alanlarda araştırmalar yaptıklaruıı söyledi. Atar, "Ritü- ellerle Anadolu, Tiyatro Di Yorum'un kuca- ğındaki taşlanndan yalnızca biri, ilk seyir noktamız" diye konuştu. Oyunun koreografı İhsan Bengier de oyunun çeşitli kültürleri kap- sayan geniş bir çalışma olduğunu söyledi. Ben- gier, tüm sahne sanatlannı tiyatroda buluştur- mak için yola çıkhğını, oyunun zincirin ilk hal- kası olduğunu kaydetti: "Dansçılar ilahüer, Şaman duaları gibi farklı şekillerde konuşu- yor. Kentli insanın tinsel, metafizik yanına hitap ediyor. Herkes bu o\ıında kendi kül- türünün bir parçasını bulabilir." Rrtat Hgaz ŞiiPÖdülü • Kültür Servisi - "5. Kastamonu Rıfat Ilgaz Şiir Ödülü"ne başvurular başladı. Aydın Ilgaz, Turgay Fişekçi, Müslim Çeük, Betül Tanman ve Zeynep Uzunbay'ın seçici kurul üyeliğini yapacağı 'Rıfat Ilgaz Şiir Ödülü'ne, her yıl olduğu gibi 30 yaşını geçmemiş şairler en az beş şiirle kaölabilecek. Yanşmaya baş\-uracak adaylann, şiirlerini daktilo ya da bilgisayar çıkışı beş nüsha olarak 1 Nisan 2005 Cuma gününe kadar, Betül Tanman adına, 'PK: 63 Kastamonu' adresine göndermeleri gerekiyor. Bir birincilik, iki başan ve bir özendirme ödülünün verileceği yanşmanın sonucu, edebiyat dergilerinin mayıs sayılannda ve basuıda duyurulacak. Ödüller, 6 Mayıs 2004 Cuma günü Kastamonu Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. (0 212 528 71 40) T»Suttan Abdal' oyunu • Kültür Servisi - Sanat yaşamının 40. yıhm kutlayan Dilek Türker'in genel sanat yönetmenliğini yaptığı 'Pir Sultan Abdal' oyununun galası, yann yapüacak. Cem Vakfı'mn destegiyle Tiyatro Ayna'nın sahneye koyduğu oyunun tanıtımında Cem Vakfı Genel Müdürü Celal Dinçer, tarihin içinde saklanmış olan Pir Sultan Abdal'uı kamuoyuna anlatılmasım, tarihteki yeri yanında insanlann içinde de yer almasını sağlamaya çalıştıklannı söyledi. Dilek Türker de "Sanat bir ibadettir. O ibadeti gerçekleştirmek büyük emek ve güç ister. Pir Sultan Abdal, o gücü bana veriyor. 40. sanat yılımda kendime armağan olarak 'Pir Sultan Abdal'ı, gece gündüz çalışarak hazırladık" dedi. Oyunun yazan ve yonetmeni Mahmut Gökgöz ise Pir Sultan Abdal'ı öğrenmek için uzun bir çahşma yaptığını anlatarak 10 yıllık çabanın sonucunda oyunu yazdığuıı belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle