Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURlYET SAYFA
l İ i J v U i N vJJVll. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
aklaşık 5 milyon 400 bin SSK ve Bağ-Kur emekli, dul ve yetimi, 2005 yılı için yapılacak zammı bekliyor
EmekliningözühükümetteANKARA (Cumhuriyet
v
Bürosu)-Yaklaştk 5 mil-
yon 400 bin SSK ve Bağ-
Kur emekli, dul ve yeti-
mi, ayhklanna 2005 yılı
için yapılacak zam oranını
merakla bekhyor. Türkiye
îşçı Emeklıleri Derneği (Tl-
ED) Genel Başkanı Kazvm
Ergün. açlık sınınnın 500
milyon lira, en düşük işçi
emekli ayhğının yaklaşık
401, ortalama ayhğının ise
440 milyon lira olduğunu
anımsattı. Emeklilerinaçlık
• Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün,
açlık sınınnın 500 milyon lira, en düşük işçi emekli ayhğının yaklaşık
401, ortalama ayhğının ise 440 milyon lira olduğunu belirterek
aylıklara en az 160 milyon liralık zam yapılmasmı istedi.
âm için yaklaşık 160 miKon n-
rahk zammı ifade edhor" diye
konuştu. SSK ve Bağ-Kur
emeklilerine, geçen yıl sonunda
açıklanan oranlar doğrultusun-
da, Ocak ve Temmuz 2004'te
yüzde l(Tar zam verilmişti.
En düşük SSK emekli aylığı
400 milyonliraya, ortalama aylık
sınınnın altında aylık almalan-
nın üziintü verici olduğunu söy-
leyen Kazım Ergün, *Bu ayıbın
mutlaka giderilmesi gerekiyor.
EmekKkr sefilkri oynuyor. haü-
miz perişan" dedi.
İşçi emeklileri ile memur
emeklilerinin aldıklan aylıklar
arasındabüyük fark bulunduğu-
nu belirten Ergün, "Memur ve
işçi emeklileri arasında adakt-
sizlik var. Bunun ortadan kakh-
nlması için en düşük işçi emekli
ayhğının, en düşük memur
emekli aybğuun seviyesine yük-
settilmesini istiyoruz. Bu da bi-
438 milyon liraya, tavan aylık ise
717 milyon liraya çıkmıştı.Bağ-
Kur'a prim ödeyen emeklilere
verilen en düşük aylık 273 mil-
yon liraya (1. basamağa göre), en
yüksek aylık ise 892 milyon lira-
ya (24. basamağa göre) yüksel-
mişti. Tanmda Kendi Adına ve
Hesabına Çalışanlar Sosyal Sı-
gortalar Yasası'na tabi olarak
prim ödeyen emeklilere verilen
en düşük aylık 187 milyon lira-
ya (1. basamak), en yüksek ay-
lık ise 334 milyon liraya (14. ba-
samak) çıkmıştı.
Açlıksınırı 500 mifyona dayandı
Sefaletten
sıfır atılmıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet îsta-
tistık Enstitüsü'nün belırledığı kalemlerdeki "enf-
lasyondüşüşü", sabıtgelirlininmutfaguvauğrama-
m. Türk-tş'in kasım ayı gıda harcaması hesabına
göre, dört kişilik aılenin "açhksının" 496 milyon
liraya, yoksulluk sınınysa 1 mılyar 509 milyon li-
raya yükseldi. Buna göre, aile bütçesinde önemli
payı oluşturan gıda harcaması tutanndaki artış son
12 ay itibanyla yüzde 9.1 düzeyin-
de gerçekleştı. Araştırmaya gö-
re, enflasyondaki gerileme ve
düşük enflasyon hedefi temel
ahnarak çalışanlann ücret-ma-
aş gelırinde yapılan artış satın
alma gücündeki aşınmanın sür-
mesıne neden oldu. Enflasyondaki
gerilemeye karşın çahşanlann büyük çoğunluğu-
nun yaşam koşullan, düşük gelir artışı nedeniyle
daha da bozuldu. Son bir yılda yoksulluk sınınn-
dakı artış 126 milyon lirayı aştı. Ancak kamu ça-
lışanlannın ortalama maaşı, Ocak 2005'te 37 mil-
yon lira ve Temmuz 2005'te 40 milyon lira arta-
cak. En düşük devlet memuru maaşı yıl başında
525 milyon 250 bin lira olacak. Halen uygulan-
makta olan net asgari ücretse 318 milyon lira.
2-3 Aralık 'ta îstanbul 'da
Finans zirvesi
toplanacak
Ekonomi Servisi - Dünya Bankası Türkiye Di-
rektörü Andrew Vorkink ile Dünya Bankası Baş
Ekonomisti Rodrigo Chaves'in de katılacağı Ulus-
lararası Finans Zirvesi 2-3 Aralık tarihlerinde İs-
tanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda
düzenlenecek. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek
olan zirvenin ana temasını "Değjşim Sürecinde
Sürdûrükbinrnk: AB Perspektifi" oluşturuyor.
AB sürecinin finans piyasalanna etkilerive Ba-
sel II kriterlerinin tartışılacağı zirveyi düzenleyen
Active Academy'nin genel koordinatörü Ufuk As-
lan, zirvede bankacılık
sistemi için en önemli
gündem maddelerinden
b i r i n i n B a s e l n o^gyjm
söyledi. Aslan, Basel H'rün Türk fmans sektörü-
nü ve reel sektörü nasıl etkileyeceğinin belirsizli-
ğini koruduğunun altmı çizdi.
Zirve kapsammda aynca Active Academy ta-
rafmdan Bireysel Bankacılık, Dış Ticarete Kat-
kı, Ekonomiye Katkı, Sigortacılıkta Bireysel
Müşteri Memnuniyeti, Bankacılıkta Bireysel
Müşteri Memnuniyeti, Bankacılıkta Kurumsal
Müşteri Memnuniyeti ve Bankacılıkta Kurumsal
Sosyal Sorumluluk olmak üzere 7 kategoride
ödül verilecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi araçlann güzergâh belgesine astronomik zam yaptı
u
Deli Dınıırıılharcı'
•Tt
Belediyenin kasasına 50 trilyon lira girecek
Aracın türü Araç sayısı Yıilık Harç bedeli Toplam harç bedeli (TL)
Taksi Ç-^o
Dolmuş taksı
Okul servis aracı Ş p i
Pefsonei servts aracı
Ocretsiz yolcu servisi
Tunzm servis aracı
500 milyon
1 milyar
100 milyon
80 milyon
50 milyon
80 milyon
g ^ 9 trilyon
590 milyar
• ^ 800 milyar
1 tnlyon 720 milyar
25 milyar
32 milyar
MtYASEtLKNUR
——• l
'X
-i
Yarım sayfalık belgeye bu
kadarpara istenir mi?
Ismail Aksoy (Aksoy Tur): Eskiden
"yol belgesi'' 10 ila 20 milyon liraya
Trafık Vakfi tarafindan verilirdi. Ge-
çen yıl hiç ücret almmadı. Şimdi bele-
diye araç başına 80 ila 100 milyon lira
istiyor. Bunun adı 'Defi Dumrul har-
a'dır. 30 bin servis aracı 3 trilyon ve-
recek. Taksilerden 500 milyon, taksi
dolmuşlardan 1 milyar lira istenmesi
de ayn bir haksızlık.
'Bu bir soygundur'
Ersoy Bulut (tTO Toplu Taşıma Araç-
lan Meslek Komitesi Başkanı): Beledi-
yelerKanunu bu yetkiyi, Satandaşsoyul-
sun' diyevermedi. Yanm sayfahkbir 'yol
belgesi' için bu bedel istenir mi? Bu bir
soygundur. Ilde 30 bin servis aracı var.
Araç sahipleri tepki koyar da öğrenciler
okuÜanna gidemezse, bunun sorumlu-
luğunu belediye alır mı?
Yetkikötûye kullanıhyor
Ruhan Aladar (îstanbul Şoförler ve
Otomotivciler EsnafOdası Genel Sekre-
teri): Taksici esnafi olarak bir ay önce
yüzde 25 oranında zam istedik, hâlâ bek-
liyoruz. Üstüne bir de harç geldi. îstan-
bul'da 18 bin taksı, 575 dolmuş var. Is-
tenen harçlan taksi ve dolmuş sayısı ile
çarparsamz trilyonlar eder. Bunun adı
yetkiyi kötüye kullanmaktır.
Yürürlüğe giren yeni Belediyeler Kanunu'nun
verdiği
a
güzergâh izin belgesi düzenleme" yetkisine
dayanarak Îstanbul Büyükşehir Belediyesi, özel
araçlar dışmdaki neredeyse tüm araçlan harca
bağladı. Daha önce Trafık Vakfı tarafindan 10
milyon lira gibi sembolik bir bedelle verilen, geçen
yıl ise hiç ücret ahnmayan "guzergâh izin bdgesi"
için astronomik bir ücret tarifesı hazırlandı.
Dolmuşlara mifyarhkyıkım
Başkanlık onayına sunulan ve Başkan Kadir
Topbaş adma Büyükşehir Belediye Başkanvekili
tdrisGüflücetarafından 8.10.2004 tarihinde
imzalanan tarifeye
göre, yıllık
güzergâh izin
belgesi alabilmek
için dolmuşlar 1
milyar, taksiler 500
milyon, otobüs,
kamyon gibi ağır
tonajlı araçlar 250
milyon, okul servis
araçlan 100 milyon,
kamu ve özel
personel servis
araçlan ile turizm
servis araçlan 80
milyon, ücretsiz
yolcu servis araçlan
ise 100 milyon lira
ödemek zorundalar.
Belediyenin bu
uygulamadan elde
edeceği toplam gelır 50 trilyon lirayı aşıyor. Araç
sayısı göz önüne alındığında belediye en büyük
geliri 36 trilyon 154 milyar lira ile ağır tonajlı
araçlardan elde ediyor.
• Îstanbul Büyükşehiı
Belediyesi, yeni
Belediyeler Kanunu ile
belediyelere geçen
"güzergâh belgesi"
verme yetkisine
dayanarak dolmuşlardan
1 milyaı, taksilerden
500, ağır tonajlı
araçlardan 250, okul
servislerinden 100,
turizm, kamu ve sivil
personel servis
araçlanndan 80, ücretsiz
yolcu servislerinden de
50 milyon TL istiyor.
Esnafprotestoya hazırianıyor
Esnaf odalan ve îstanbul Ticaret Odası meslek
komitesi üyelen, îstanbul Belediyesi'nin
yetkisini kötüye kullandığını ve bu harcuı "Deh
Dumrul hara"na benzediğinı söyleyerek
"Esnafin protestosu ve işe çıkmama eyVemkri
olabiür. Fahiş harçlar kaçırulmaz olarak
tüketiciye yansff" dediler.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
MTA'dan Daum'a...
Yazının başlığı sizi yanıltmasın; MTA ile Daum
bağlantısı, ülkemizde egemen olan bir zihniyet, ya-
ni, düşünce biçimi ile ilgilidir.
• • •
MTA-Maden Tetkik ve Arama, bilindiği gibi, ülke-
mizin yeraltı doğal kaynaklannı "bilimsel,jeolojik ve
teknolojik" yöntemlerie bulmak üzere 1935'te ens-
titü olarak kuruldu. Yasasının 7. maddesine göre
"maden nıhsatr almadan ve istediği alanda "tekel
olarak arama" yapabilecekti. Bu yetkiler, 1954'te
ABD'H uzmanlara hazıriatılan ünlü 6309 sayılı Ma-
den Yasası ile kaldırıldı. Diğer yetki sınırlamalan
1985'te yürürlüğe giren 3213 sayılı yasa ile getiril-
di; kurumun geniş alanlarda çalışma yapma hakkı
kaldırıldı. Son yıllarda da kamu tarafi iyice işlevsiz-
leştirilerek kamu kaynaklarıyla özel sermayeye hiz-
met sunan bir duruma geldi. Madencilik sektörü
1998'den bu yana ekonominin genelinde yüzde ar-
tı 5-7 gibi büyüme oranı yakalandığı yıllarda bile sü-
rekli küçülüyor. Ülke, kendi yeraltı doğal kaynakla-
nnı değerlendiremiyor; bunları dışandan çok paha-
lıya satın alıyor; başta doğalgaz olmak üzere, bu
alanda da dışa bağımlılığı giderek artan bir duruma
geliyor.
MTA'nın bu olumsuz gidişi, son aylarda, yeni bir
anlayış ile iyice raydan çıkıyor. Kurum, dünyada
benzerlerinin yaptığı gibi bir "Doğa Tarihi Müzesi"
kurulması yoluna gitti. Müze, bir yıla yakın bir süre
açılamadı. Çünkü müzeyi açacak Başbakan, insa-
noğlununyaradılışıileilgili'EvrimKuramrnakarşıy-
dı ve MTA Genel Müdürü için bu durumdan kaygı
duyuyordu. Genel müdür, bilimsel gerçekle Başba-
kan'ın "doğruyu ben biiirim" anlayışı arasına sıkı-
şıp kalıyordu (Milliyet, 31 Temmuz 2004). Bu ikilem
şöyle aşıldı: Once, "Başbakan'ı evrim panosunun
önünden hızla geçiririz" diye çözüm arayan genel
müdür görevden alındı; sonra da müzeyi Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı açtı.
Zihniyet zıhniyetti ve bir başka konuda etkisini
gösterdi. Aylardır genel müdürsüz bırakılan MTA,
geçen hafta kadrolannı güçlendirmek amacıyla mü-
hendisler almak üzere girişimde bulundu. Bir fark-
la ki alınacak mühendisler "erkek" olmalıydı. Daha
önce kimi kamu kuruluşlarında olduğu gibi bu kez
de MTA'da, "kadının adını duymak istemeyen bir
düşünce" egemen oluyordu.
Küreselleşme döneminde ekonomilerin gelişme-
sinde iki yön öne çıkıyor; bilim ve teknoloji ve do-
ğal kaynaklar. Uluslararast ekonomik güç yanşın-
da, birincisi, sınırsız olanaklar yaratma gizilgücüne
sahip olduğu için; ikincisi, yani doğal kaynaklar da
sınııiı olmalan nedeniyle, çok önemseniyor. MTA, bi-
lim ve teknoloji ile doğal kaynakların kesişme ye-
riydi; bireşimiydi. Yukarıdaki tarihlerden de görüle-
ceği gibi Türkiye'yi yöneten sağcı iktidariann her bi-
ri daha da ileri giderek, bu kurumu adım adım yok
etmekle uğraştılar; uğraşıyorlar. Kurumlar başsız
bırakılıyor; alt yönetim birimleri sözüm ona yeniden
yapılandınlıyor; "kadrolar" oluşturuluyor; bırakınız
diğer alım-satımlannı bir yana, kurumun, "temizlik"
hizmetinin ihalesi bile kamuoyunda yoğun tartışma
konusu oluyor.
Kurumun yönetim ve kadrolan yeniden düzenle-
nirken ne bilimsellik, ne verimlilik, ne de kamu ya-
ran belirleyici oluyor. Hükümete, dahadoğrusu, hü-
kümetin zihniyetine yakınlık, esas alınıyor. Aslında,
MTA yalnız değil, benzer bir kurumsal yıkım süreci,
özellikle de bilim ve teknoloji alanında çalışan diğer
kamu kurumlannda dayaşanıyor. Cumhuriyetin ku-
ruluşundaki çağdaşlaşma amacınatamamıylaters
düşen bu "zihniyet" iktidardadır ve çelişkiye bakın,
ülkeyi AB üyesi yapmaya çalışıyor. Türkiye önce-
likle bu çelişkiyi çözmelidir.
•••
Geçen hafta bir futbol maçında 16 yaşındaki Ci-
hat Aktaş'ın öldürülmesi üzerine FenerbahçeTek-
nik Direktörü C. Daum, "öldümne olayından duy-
duğu üzüntüyü; bunun kendisinin ülkemizde çalış-
maya devam edip etmeyeceği karanna etki ede-
bileceğini ve olaya kitlesel tepki verilmesi gereği-
ni" dile getirdi. Bu, alkışlanması ve örnek alınması
gereken sorumlu bir aydın tavnydı. Ancak, yetkili-
lerve yetkili olmayanlar, sözbirtiği etmişçesine, Da-
um'a "Sen kendi işine bak, bu işlere kanşma, bu
bizim işimiz" dediler. Böylelikle, çok daha etkili ola-
bilecek bir büyük toplumsal tepki yerine bu alan-
daki çürümüşlüğün düzettilmesi de siyasal söylev-
lere bırakıldı.
"Kendisi gibi düşünmeyeni" susturmak, görev-
den almak ve korkutarak baskı altında tutmak, ül-
kemizde gücü elindetutanlann başvurduğu biryön-
tem; bir yerleşik zihniyettir. Aynı güçlüler, sonra da
tam tersine birtutumla, düşünce özgürlüğüne say-
gı; demokrasiye bağlılık; hak ve hukuk nutukları
atarlar. Ülkemizin neredeyse tüm kurum ve örgüt-
lerinde hemen her gün yaşanmakta olan bu zirtni-
yet, MTA ve Daum'un çok farklı dünyalannı biıieş-
tiriyor; iki somut örnek oluşturuyor.
yakup </ metu.edu.tr
DÜNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
erginy@tr.net
Devrimlere bir şey oldu: "Kadife Dev-
rim", "Gü//ü Devrim", "Portakallı Dev-
rim"\.. Sonra TV'den yayımlanıyorlar,
adeta kötü TV dizilerine benzemeye baş-
ladılar.
Hep aynt izlek
Yer. Eskiden "sosyalist" olduğu rivayet
edilen bir ülke. Kötü adam: Iktidardaki,
dünyanın değiştiğini anlamayan, yüzü
Rusya'ya dönük, baskıcı lider. Esas ço-
cule Yüzü Batı'ya dönük, demokrat, libe-
ral ekonomi yanlısı, ya karısı Batılı ya da
kendisi Batı'da eğitim görmüş bir lider.
Konu: Ülkede demokrasi zayrf; sivil top-
lum örgütleri, diğer ülkelerdeki demokra-
siyi yayma örgütlerinden maddi destek,
"know how'\ kadro alarak hızla gelişiyor,
özelltkle gençlik içinde örgütleniyor. Ka-
tarsis: Seçimlere doğru ABD ve Avrupa
Bırliği ıktidardaki lideri, "Sakın ha hile
yapma" diye uyanyor, böylece bir hile
beklentisi yayılıyor. Seçimlerde, dahaso-
nuçlar açıklanmadan, Batılı şirketlerin
gerçekleştirdiği kamuoyu yoklamalan
muhalefetin kazandığını gösterrneye baş-
Ir/or. Eğer esas çocuk kaybederse "Ba-
tlı gözlemciler" ve uluslararası medya,
^aygm yolsuzluk yapıldığını, seçimlerin
neşru olmadığını ileri sürüyor. Muhalefet,
sivil toplum örgütlerinin yardımıyla ülke-
nin başkentinde, tercihen parlamentoya
yakın bir meydanda bir protesto gösteri-
si düzenliyor. Televizyonlar bu kalabalığa
odaklanıp dünyanın gözünde tüm ütkeyi
ve ülke halkını bu meydana, meydanda-
kilere indirgiyoriar. Ülkenin başka kentle-
rinde ne olduğunu, kazananın toplumsal
desteğinin çapını aslaöğrenemiyoruz. Gi-
derek, TV'de bu ayaklanmaya katılanla-
nn sayısının sürekli arttığını, bir "devri-
min" olmaya başladığını "görüyoruz".
Çatışma, hatta iç savaş korkusu artarken
ıktidardaki lider istifaya zorlanıyor, "de-
mokrasinin" adayı iktidaraoturuyor. Dizi-
nin bu bölümü bitiyor.
Sonra?.. Orneğin, Gürcistan'da olduğu
gibi, bir y\l geçiyor, yeni yönetimın Ba-
tı'nın "adamı" olmasından başka bir şey
değişmiyor. Yoksullar yine yoksul, altya-
pı ve yeni iş olanakları hak getire, ekono-
mi sefıl, ama duvarlarda yeni liderin par-
lak renkli resimleri, her şeyin çok iyı gitti-
ğini muştulayan posterieri (Kathy Lally,
IntematJonal Herald Tribune, 26/11).
ve Ukrayna
Şimdi Ukrayna'yı izliyoruz. Burası,
Rusya'dan Avrupa'ya gaz ve petrol taşı-
yan boru hatlarının hinterlandr, uçsuz bu-
caksız buğday alanlarına, kömür havza-
lanna sahip. Karadeniz'de, Rusya'ylaor-
taklaşa kullandığı büyük bir askeri üssü
var. Halkının yansından fazlası Katolik.
Bu kesim Ukraynacakonuşuyor, aşırı mil-
liyetçi, geçmişinde Nazi işbiriikçiliği var.
Bip, İki, Uç... Daha Fazla Gürcistan!
Geri kalanı Ortodoks ve Rusça konuşu-
yor. Bu aynm, ülkeyi coğrafi ve ekonomik
olarak tam ortadan bolüyor. Ukraynaca
konuşan kesim, muhalefeti destekliyor,
Batı yanlısı. AB'ye, NATO'ya girmek is-
tiyor. Doğu kesimi ise iktidan destekliyor,
öncelikle Rusya etrafında oluşmaya baş-
layan Ortak Ekonomik Alan'a katılmak
istiyor, NATO'ya ka-
tılmaktan yana de-
ğil. Batı Ukrayna
ekonomik açıdan
geri ve yoksul. Do-
ğuda, büyük demir-
çetik, kömür kombi-
nalan, kalabalık bir
işçi sınıfı var.
Oyunculara ge-
çersek... Kötü
adam, despot,
Rusyayanlısı Yanu-
koviç Esas çocuk,
Batı yanlısı, özgür-
lükçü demokratYuşçenko. Batı, ABD ve
AB, ABD Dışişlen'nin uzantısı, "Commu-
nity of Democrats" örgütü, CIA bağlan-
tılı National Endowement for Democ-
racy, Open Society (SorosVakfı) (Chro-
nicles Magazine, 24/11) ve CNN, BBC
gibi uluslararası medya aracılığıyla Yuş-
çenko'yu destekliyor. Kiev'de Yanukoyjç'i
destekleyen büyükgösteriler oluyor, ama
CNN, BBC bunları pek göstermiyor (The
Guardian, 27/11).
Bu "demokrasi devrimi" dizisinin bu
bölümünde, göstericilerin arasındaki
Gürcistan bayraklan dadikkatçekiyor (J.
Heintz, Associated Press, 23/11). Son-
ra Batı (özgürlüklerden yana ya) muhale-
feti destekliyor,
ama Ingiltere'de
çıkan The Spec-
tator'un (muhafa-
zakâr) aktardığına
bakılırsa muhale-
fetin içinde olduk-
ça şüpheli tipler
var. Muhalefetin
en güçlü ve yay-
gın örgütlerinden
Pora, bir gençlik
kuruluşu; diğeri
de Ukrayna Öz
Savunma örgü-
tü (Unsol). Pora, Gürcistan modelini be-
nimsediğinı, bu konuda ABD'deki Nati-
onal Democratic Institute'tan destek
aldığını soylüyor (Le Monde, 25/11). Bu
örgütlerin içinde, Ikınci Dünya Savaşı'nda
Nazi işbirliğini nostaljiyle anımsayan,
marşlannı söyleyen, silahlı neo-nazi grup-
lara yoğun bir biçimde rastlanıyor. Birkaç
Ukrayna, Rusya'dan Avrupa'ya petrol
taşıyan boru hatiannın geçiş noktası.
yıl önce ingiliz hükümeti, bu örgütlerin
demokrasi mücadelesineyardımcı olmak
(!) için bir "uzman" (!) göndermiş. Uzman
bu gruplann temsilcileriyle görüşürken
onlardan, kendisine sundukları karmaşık
programı bircümledeözetlemelerini iste-
miş. Bu temsilciler, aralannda kısa birtar-
tışmadan sonra, ingiliz "uzmanın" eline,
"Tüm Yahudileri ülkeden atmak" yazan
bir kâğıt vermişler (Westem Agression,
6/11). Kimi göstericiler Gamalı Haç amb-
lemi taşıyor, Pora'nın "düşmanını birbö-
cekgibi ezen çizme" kompozisyonlu du-
var afişleri (The Guardian, 27/11)
1930'ları anımsatıyor. Muhalefetin gös-
terilerinde lazer ışıklan, plazmaTV ekran-
ları, devasa ses sistemleri, bir ömek ça-
dırlar ve portakal rengi giysiler dikkati çe-
kiyor, birileri sürekli çay-sandviç dağrtıyor.
Yanukoviç taraftarlan çoğunlukla sanayi
işçileri, açıkta bidonlardaodun yakıp ısın-
maya çalışıyorlar.
Ateşle oynamalcl..
ABD'deki muhafazakâr CATO Institu-
te'tan Doug Bandovv'un işaret ettiği gi-
bi, Yanukoviç ve Yuşçenko arasında as-
lında büyük bir farkyok, TV kanallan abar-
tıyor. ömeğin Yuşçenko, görevi terk et-
mekte olan Başkan Kuçma'nın hüküme-
tinde başbakanlık yapmıştı. Yanukoviç
hükümeti, Irak savaşında ABD'ye destek
oldu, asker gönderdi. Yuşçenko ise as-
kerleri çekeceğini soylüyor. Ikisi de özel-
leştirme döneminde "malı götüren" oli-
garklann desteğine sahip. Diğer taraftan,
Batıcı-Rusyacı aynmı da bu kadar kesin
değil, Yanukoviç'in AB karşıtlığı mutlak
değil. Yuşçenko başkan olsa bile, Ukray-
na'nın, en büyük ticaret ortağı, subvan-
siyonlu gazve petrol veren Rusya'dan tü-
müyle kopması söz konusu değil.
Peki, bu şamata neden? ABD'deki
neo-con kesim, The American Enterp-
rise Institute'tan Radek Sokorski'nın
dile getirdiği gibi, Ukrayna seçimlerini,
Rusya'nın nüfuz alanından bir ülke da-
ha kopartmak için fırsat olarak görüyor.
Buna karşı Rusya, özellikle de Putin,
Estonya, Latviya ve Litvanya'dan sonra
Ukrayna'yı da Batı'ya kaybetmek iste-
miyor. AB de 50 milyonluk pazan, buğ-
day ambannı, petrol, gaz boru hattı hin-
terlandını Rusya'ya ya da ABD'ye kap-
tırmak istemiyor. Bu yüzden üç güç, Uk-
rayna'yı kanştınyorlar. İki rakip lider ara-
sında esas olarak bir fark yok, ama ta-
raftarlan, sorunu bir ulusal kimlik soru-
nu olarak görüyortar. Bu yüzden, Ukray-
nalılarla Rus asıllılar arasında etnik biı
çatışma için uygun bir zemin oluşuyor
Ukrayna, 8 milyonluk Sırbistan, 5 mil
yonluk Gürcistan değil. 50 milyon nü
fuslu kocaman bir ülke, 100 bin kişi yü
rüdü diye rejim değişmez, ama iyi plan
lanmış bir provokasyon iç savaşın frtilı
ni ateşler!..