19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 KASIM 2004 CUM/ HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul PB 15 Sinop B 17 Adana Edırne SY 15 Samsun B 23 B 16 Klocael/ PB 18 Trabzon B 15 Çanakkale SY 18 Giresun B 15 Izrmir Y T9 Ankara PB 12 r/lanısa Y 16 Eskişehir PB 15 Aydın Y 20 Konya PB 12 D«nızlı PB 16 Sıvas B ZonguJdak PB 17 Antalya Y 21 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkân Van B B B B B B B 20 13 13 11 13 8 9 Yurdun kuzey ve batı kesım- len parçalı bulutlu. kryı Ege Batı Akderıız kıyılan ıle ak- şamsaatlennden sonra Mar- mara'nın batısı yağmur ve HelSinkl DIŞ MERKEZLER PB -1 K -3 sağanak yağ.şlı. dıger yerter StOCkholm K -3 az bulutlu geçecek. Hava sı- j -j w w caklığı tum yurtta artacak. L o n a r a L_ 2 Ruzgârgüneyvebatyönter- Amsterdam Y 7 den orta. oğte saatlerinden Brüksel Y 5 sonra yurdun batı kesimle- p ri y ^ nnde zaman zaman bdos- £ 3 2 5 1 Ş tan kuvvetlı ve ksa surelı fır- Bonn Y 4 tına şeklınde esecek. Münih Y 4 Zünh Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y B Y Y Y Y PB 3 11 16 9 16 13 18 20 Y 7 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K Y Y Y PB Y PB Y 2 11 5 14 13 17 -3 23 Y 17 Taşkent Tahran f Açık ^ 5 Par< î al ' : Stslı ^ Bulutlo t Çok bulutlu ı Yağmurlu Sulu kar k Gok gumltülu G U N C E L CÜ1VEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada da artarak 1 milyar 717 milyon liraya yükseldiği- nin farkında olmamaları doğal. Ana muhalefetten, örneğin TBMM Başkanı Bii- lent Annç'ın anayasayı "birkez olsun delme" giri- şirniyle doğrudan ilgilenmesini de bekleyemezdik. Bir gazete okunj, ana muhalefetin üzerinde dur- ması gereken bu olayı kamuoyuna taşıyor. TBMM Başkanı Annç'ın Şeker Bayramı'nda AKP Genel Merkezı'nde "partili gibi bayramlaşarak anayasal suç işlediğini" söylüyor. Başkanın "üyesi bulunduğu siyasalpartinin veya parti gnıbunun Meclis içinde ve dışındaki faaliyet- lerine görevi gereği olan haller dışında katılamaya- cağını"öne sürüyor. Birvatandaşındikkatiniçeken-artıkTürkiye'miz- de benzerleri önemsenmeyen- bu olaya tepki bek- lerken; ana muhalefet Meclis Başkanı Annç'ın bay- ram günü parti genel merkezine gelmesini teşek- kürle karşılıyor. • • • Ana muhalefetle iktidarın el ele kol kola başarı- dan başarıya koştuklannı kanıtlayan bir başka ge- lışme, TBMMAdaletAltKomısyonu'ndayaşanıyor. Şenat hükümlerini şöyle veya böyle yollardan ger- çekleştirmeye çalışan AKP iktıdarı, zına bunalımın- da sonra, bu kez kadını kadın doktorun muayene etmesini CMUK'a yerleştirmeye girişti. Nasıl olduy- sa, ana muhalefet bu konuya muhalefet etmeyi gö- rev saydı. Arafat'ın cenaze törenine birlikte gider- ken özel uçakta ne gibi al gülüm ver gülüm olduy- sa oldu ve... madde alt komısyonda "kadının mu- ayenesinin isteğe bağlı olarak birkadın doktor tara- fından yapı/abileceğine" dönüştürüldü. Bu sonuç, ana muhalefet liderinin özel söyleşiler- de yinelemekten keyif aldığı "Bu iktidan çabalanmız- la yönetiyor, yanlış yapmasını engelliyor, yaptığı yan- lışlan düzeltmesinisağlıyoruz" sözünü haklı çıkanyor. iktidarın yanlışlarını düzeltmek, muhalefet yoluy- la iktidarı yönettiğine inanmak... Bizımkine özgü muhalefet anlayışı! Biraralar açıklamalarıyla muhalefetin varlıöını du- yumsatan Genel Başkan Yardımcısı Onur Ğymen, AB de konuşur, Kıbns sorunu de açıklama yapar, bakanın, Dışişleri Bakanlığı'nın yanlışlarını ustaca yüzlerine vururdu. Nedense öymen de sustu. O konuşmayınca, örneğin 17 Aralık'a doğru AB ülkelerindekı lehimize aleyhimize olan gelişmeler, ana muhalefet gözüyle kamuoyuna yansımıyor. • • • Türkiye ile müzakereler başladıktan sonra tam üyeliğin kaç yıl sonra geleceği, merak uyandıran ko- nuların başında geliyor. Elbet bir hesapları olacak; Almanya Başbakanı Schröder'e, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac a gö- re tam üyelik ancak en erken 10, en geç 15 yıl son- ra. Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker ise daha ınsaflı; 10-13 yıl diyor. Ya bızimkiler? Ses- sizliğe oynuyorlar. Neye karşı çıktıysak nafile. 2005'in Mart ayında müzakerelerin başlamasında direndik. Türk mevzu- atını yeni baştan taramanın gereksizliğıni öne sür- dük. Ne çare, ocakta dönem başkanlığını üstlenme- si beklenen Lüksemburg Başbakanı'nın açıklama- ları tersini söylüyor: "AB Komisyonu tarama süreci için zamana gereksiniyor, bu nedenle müzakerele- rin ikinci altı aya başlaması söz konusu". 17 Aralık'a kadar veya 17 Aralık zirvesınde baş- ka bir engel çıkarılmazsa müzakerelere başlamak gelecek sonbahara kalıyor. El ele kol kola iktidarla muhalefetimiz, müzakere- leri öne almak, tarama karanndan vazgeçirmek için, bakalım yeni bir girişim başlatacaklar mı? Ana muhalefetin görev anlayışı muhalefet yapmak değil, iktidarı yönetmek, yanlışlardan çevirmek ol- duğunagöre... Böyle bir girişime öncülük etmesini beklemek hakkımız... Değil mi? SÖYLEg/ATTİLÂlLHAN "...'ABD Barışı'nın 'Asıl' Anlamı!?.." • BaştarafıArka Sayfada ba hangi?) düşman toprağının, 400 kilo- metre içlerine roket gönderebilen, General Dynamic'in kaçak kru- vazörü gibi; ya da, 1980'li yıllarda, Sovyet Donanması'nı tahrip için tasarlanmış, otuz adet hücum denizaltı- sı benzeri. O tehlikeli oyuncaklar ki, hesap sâhibine tanesi -alıcı ya da satıcı oluşuna göre- 2 milyar dolara patlarya da kâr edindi- rir. Ya da Sovyetler'in savunmasını delmek ve Mig uçaklarını tah- rip amacıyla; Locked Martin'in özel olarak tasarladığı, hepsi ses- ten hızlı uçan o uçaklar ki bugün, terorizmle mücadele bahsinde, ne işe yarayacakları anlaşılamaz..." "...bu silahların tek eksikleri, karşılarında savaşılacak bir düş- manın olmayışı. Olmaz olur mu, nasıl olsa bu- lunacak. Çok gerekir- se, icad bile edilebilir. Zoru mu var? Bunun için, askeri/endüstriyel kompleksin, yan resmi sayılabilecek sözcüsü Frank Gaffney'e kulak vermek yetiyor; kendi- si, Washington'daki, o hayli nüfuzlu Center forSecurrtyPolicyadı- nı taşıyan, tirk tank ku- ruluşunu yönetmekte- dir; hali tavn düpedüz aristokrat, sakalı bıyığı zarifâne kesilmiş Gaff- ney, bu konuda demiş ki: '-...düşman mı? bunu bilmeyecek ne var: Düş- man elbette Çin'dir; ona karşı silahlanmak gere- kiyor!..' Tamam, anla- şıldı; Afganistan'dan, I- rak'tan sonra, demek bu sefer, Çin'e karşı savaşılacak. Gaffney, sözlerine şöyle devam etmiş: '-...bundan emi- nim! O kadar ki, en geç on yıl içinde bu savaşın olacağını söyleyebili- rim!' Işte birbirinden in- ce ve zarif, birbirinden usturuplu, onca silahı, tasarlamak ve üret- mek; ve tekrar üret- mek, ve tekrar üret- mek ihtiyacı da bun- dan doğuyormuş za- ten!..") Celin oynayalım... (...şimdi isterseniz, gelin oynayalım! Başın- dan beri 'marifetlerini' sıraladığımız şahısların adlarını değiştirip, işa- damlarına, sanayicilere, tink tink kuruluşu uz- manlarına, politika es- nafına vs... Türk isimleri verelim; ortaya çıkacak o görkemli (!) tablo, aca- ba hepize bildik bir ülke- yi hatırlatacak mıdır, ha- tırlatmayacak mıdır?) Uluslararası Af Örgütü: Dünyada 300 bin çocuk asker silah altında Terhis bekleyen çocuklarOSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Ana ağırlığı- nı Afrika'run oluşturduğu ve ha- len dünya üzerinde çeşitli yoğun- luklarda sürmekte olan savaş ve ıç savaşlar, çocuk askerlerin damgasıru taşıyor. Çok sayıda in- san hakJan yardım örgütü tara- findan hazırlanan ve Almanya'da açıklanan ortak raporda, çocuk yaşta binlerce insanın kanlı çatış- malara taraf olarak çekildiği \ıır- gulandı. Almanya Cumhurbaş- kam Horst Köhler. çoculdann katılımı nedeniyle yaşanan tra- jik gelişmelerin önüne geçilme- si için çagnda bulundu. Almanya'da 8 insan haklan ve yardım örgürünün oluşrurduğu "Çocuk Askerlerin Kullanıl- masına Karşı Koalisyon" çer- çe\esinde açıklamalarda bulu- nan "terre des hommes"ın Al- manya şubesinden Andreas Rister, çocuk askerlerle ılgili olarak iyileşme olmadığının al- tmı çizdi. Afganistan, Angola ve Sierra Leone'deki savaşlann bit- mesiyle 40 bin çocuğun "terhis edildiğine" dikkat çekilirken yakınlarda art arda patlak veren iç savaşlarda bu rakamın tekrar yükseldiğı hatırlahldı. Fildişi Sa- hili, Sudan ve Liberya'daki çatış- malarda on binlerce çocuğun eli- ne silah tutuşturulduğu, ancak yine de dünya üzerinde halen kaç çocuk asker bulunduğuna dair kesin rakamlar verilmesinin mümkün olmadığı bildirildi. Uluslararası Af Örgütü 'ne gö- re, dünyada 300 bin çocuğun si- lah altında olduğuna dikkat çe- ken Rister, "Bu uluslararası bir felakettir, buna karşı daha giiçlii bir çıkış yapılmalıdır.Al- man hükümeti de çocuk asker- ÇOCUK SUÇLULAR Hırsızlık ve yankesicilik ilk sırada tSTANBUL (ANKA) - Tür- kiye'de ciddi bir sorun oiarak ortaya çıkan çocuk suçluluğun- da ilk sırayı mala yönelik suç- lar alıyor. "Cezaevinde Bulunan Ço- cukların Temel Özellikleri ve SuçTipleri" konulu araştırma- da, 1994-2001 yıllan arasında cezaevinde bulunan çocuklann suç profili araştırıldı. Türki- ye'de hükümlü ve tutuklu olan 11-18 yaş grubunda 2 bin 91 çocuk bulunuyor. Çocuklann yüzde 97.7'sini erkekler oluştu- ruyor. Çoğu ilkokul mezunu çocuklann işledikleri suç tiple- rinde ilk sırayı yüzde 31.1 ile sahtecılik, dolandıncıhk, hır- sızlık ve güveni kötüye kullan- ma gibi suçlar alıyor. Gerçekte hırsızlık oranlannın yüzde 90'lara vardığı ileri sürül- dü.Değerlendirmeye göre, ço- cuklann eğitim seviyesi düş- tükçe suç işleme oranı artıyor. Yüzde23u cocuk Mayına lyılda 8 bin kurban Istanbul Haber Servisi - Kara mayınlan ne- deniyle son bir yılda 65 ülkede toplam 8 bin 65 kişi ya yaşamını yitirdi ya da sakat kaldı. Yüzde 86'smı sivillerin oluşrurduğu mayın kurbanlannın, yüzde 23'ünü çocuklar oluştu- ruyor. Türkiye'de toprağa döşeli 1 milyon, stoklarda ise 3 milyon mayın bulunuyor. 2004 Yılı KaramayınJan Raporu, Makina Mühendisleri Odası'nda düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Toplanh- da konuşan SODEV Başkanı Ercan Kara- kaş, dünyada 180 ile 185 milyon civannda mayının stok halinde bulunduğunu belirte- rek, Ottawa Sözleşmesi'ne katılmayan 42 ûl- kenin 15'inin mayın üretmeye devam ediyor olmasının kaygı verici olduğunu söyledi. Temlzlemek 90 yıl sürer Mayının çıkanlmasının zor ve pahalı olduğu- nu dile getiren Karakaş, tank mayınlannın sökülmesi için geliştirilen yeni araçla günde 20 bin metrekarenin temizlenebildigini belirt- ti. Karakaş, "Teknoloji kullanılmazsa tüm mayınJann temizlenmesi 90 yıl sürer" dedi. Celecek endişesi yaşanıyor Dünya liderleri güven vermiyor Haber Merkezi - Dünya Ekonomik Forumu için Gallup tarafından 60 ülkede yapılan ka- muoyu yoklaması, dünyada insanlann çoğu- nun siyasi liderlerine güvenmediğini göster- di. "Halkın Sesi" araştırması yaîdaşık 50 bin kişinin kattlımıyla yapıldı. Dünya çapında ve ABD'de ankete katılanlann yüzde 45'i, dün- yanuı gelecek kuşaklar için daha az güvenli olduğuna inanıyor. Batı Avrupa'da bu görüş yüzde 55 civannda destek buluyor. Afrika'da ise halkın yüzde 50'si dünyanın daha güvenli olacağına inanıyor. Politikacılann dürüst ol- madığına inananlann oranı yüzde 63, işadam- lannın dürüst olmadığına inananlann oranı ise yüzde 43 olarak ortaya çıktı. Halklan tara- findan en az güvenilen siyasi liderler yüzde 87 ile Latin Amerika'da, yüzde 84 ile batı As- ya'da, yüzde 82 ile Afrika'da ve yüzde 46 ile Batı Avrupa'da bulunuyor. Almanya'da oran yüzde 76'ya çıkıyor. Kuzey Amerika'run yüzde 50'si liderleri dürüst bulmuyor. En yüksek güvensizlik oranı yüzde 96 ile Ekva- tor'da tespit edildi. En düşük güvensizlik ora- nında ise yüzde 3 ile Singapur başı çekiyor. lere yardım için daha etkin ol- malıdır" diye konuştu. çocukları kaçırıyorlar UNICEF Almanya Sözcüsü Rudi Tarneder de günlük u SüddeutscheZeitung n a yap- tığı açıklamalarda, yeni savaşla- nn yüzünü artık çocuklann oluş- turduğunu, özellikle Fildişi Sa- hili'ndeki çatışmalara yüzlerce çocuğun elinde silahla katıldığı- nı söyledi. Afhka'daki birçok ül- kede hem hükümete bağlı ordu- nun hem de muhalif silahlı grup- lann çocuklan silah altına al- maktan çekinmediği belirtilir- ken geçen yıl bu amaçlarla Ku- zey Uganda'daki Lord's Resis- tance Army adlı silahlı grubun DoğuAfiika'dan kaçırdığı çocuk sayısmda bir patlama yaşandığı belirtildi. Sadece Kongo'da 30 bin askerin "görev yaptığı", Burundi'de ise 10 yaşındaki ço- cuklann bile çatışmalara katıldı- Almanya'da camikundaklandı Almanyanın Heidelberg kenti yakınlannda bulunan Sins- heim kasabasında bir cami kundaklandı. Heidelberg Savcı- lığı, kimliği belirsiz kişilerin önceki gece geç saatlerde cami- nin kapısına bir molotofkokteyli aftığını. kapının üzerindc- ki bir camın kırıldığını, tahta kapının da hasar gördüğünü bildirdi. Caminin iç bölümünün hasar görmediği belirtildi. ğı saptandı. Tecavüz edlliyor BM Çocuk Haklan Konvansi- yonu çerçevesüıde ve 18 yaşın alhndaki askerlere karşı ulusla- rarası girişimlerde bulunulması istendi. Yayımlanan raporlarda, kız çocuk askerlerin Afganistan ve Kolombiya gibi ülkelerde da- ha çok flziki ve cinsel baskıya maruz kaldığı, sık sık tecavüz olaylan yaşandığı vurgulandı. YENİTCKAFLARJ 9 katliam hukumlusu daha serbest ANKARA (AA) - Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sı- vas davasında "Anayasal dü- zeni zorla bozmava kalkışma- ya iştirak" suçundan 7 yıl 6"şar ay ağır hapis cezasına mahkûm ettiği 9 hükümlüyü, yeni TCK uyannca tahliye etti. Edinilen bilgıye göre, Sıvas davası hükümlülerinden Bün- yamin Eliş. Bülent Karaviğit, Gazi Tufan. Ahmet Kaşkaya, Yusuf Ziya EUş. Yalçın Kepe- nek, Merin Yokuş. Serhat Oz- gentürk. İlhanıi Çalışkan hak- lannda önceki TCK'nin 146 3. maddesi uyannca hüküm kurul- duğu. ancak söz konusu düzen- lemenin yeni TCK'de yer ahna- dığı gerekçesiyle tahliye iste- minde bulundular. Baş\aırulan inceleyen mahkeme, hükümlü- lerin taleplerini yerinde buldu. Sıvas davası hükümlülerinden 3 kişi daha önce TCK gereğince tahliye edilmişlerdi. Gülen'in 'Türkiye'de kan gövdeyi götürecek' şeklindeki açıklaması tepkiyle karşılandı ' ABD'den fetva veriyor'• Baştarafı 1. Sayfada sa iyi oJur" dediğini anlattı. Gülen'in açıklamalannı değer- lendiren CHP'li Gazalcı, Gülen'i elindeki somut belgeleri yargıya sunmaya çağırdı. Gazalcı. "Tür- kiye bir hukuk devleti ve hu- kuk devietinde biz istihbaratı Fethullah Gülen'den alıyorsak vay bizim güvenliğimize" dedi. Cinayetlerî bîliyor muydu? Berhan Şimşek, Gülen'in üst düzey görev yapmış birinin ken- disine "kan gövdeyi götürecek" yönündeki sözlenne \urgu yapa- rak "Kimler kan dökecek, kim- lerin kanı dökülecek? Ben ken- disini ciddiye almıyonım ama kendisini ciddiye alan maalesef çok sayıda kişi var" dedi. Bugü- ne kadar birçok aydının faili meç- hul cinayetlere kurban gittiğini anımsatan Şimşek, "Bu açıkla- maları yapan Gülen'in bundan önceki cinayetlerden haberi var mıvdı acaba, Iğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Ak- soy için de duyumları var mıy- dı? Kendisiyle konuşanlar o za- manlarda da bilgi vermişler miydi" diye sordu. Şimşek, her firsatta "ülkeye hizmet etmek- ten onur duyduğunu" söyleyen Gülen'in görüşrüğü isimleri açık- lamasmın ülkeye en büyük hiz- met olacağını kaydetti. Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı, Gülen'in söz konusu de- ğerlendirmeleri nasıl yaptığının merak konusu olduğunu belirte- rek "Bu değerlendirmeyi neye dayanarak, nereden esinlene- rek yapıyor bilemem. Bunun böyle olmasını isteyenler var da kendisi de onlara tercümanlık yapıyorsa burada daha bü>ük bir terslik var diye düşünüyo- rum" dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazan- cı, Gülen'in "empervalist bir ülkenin topraklarını mesken ruttuğunu" belirterek "Oranın dünya görüşüyle demekki şöy- le ya da böyle bağdaşır bir ha- li var. Halbuki o ABD, bugün Büyük Ortadoğu Projesi'yle hem gelişmekte olan ülkelere hem de İslam dünyasına pençe atma durumunda. Böyle bir ül- kede rahat rahat vaşamakla nasıl bir kompozisyon içerisin- de olduğu da ortaya çıkıyor" görüşünü dile getirdi. Gülen'in Türk yargısıyla muhattap olma- sı gerektiğinin altını çizen Ka- zancı, "Hangi nispet kanıtlara oturduğu anlaşılamayan so\ııt ve tüyler ürpertici saptamalar söz konusu.Araştırılması gere- kiyor" diye konuştu. Şirin'den soru önergesî Bağımsız milletvekili Şirin de konuyu TBMM'ye taşıdı. Şirin, Gülen'in, Türkiye'de yeniden fa- ili meçhul cinayetlerbaşlayacağı, ülkenin topyekün kargaşaya sü- rükleneceği iddialan konusunda Içişleri Bakanı Abdülkadir Ak- su tarafından yanıtlanması iste- miyle soru önergesi verdi. Şirin, iddialarla ilgili Gülen'den AB- D'de ikamet ettiği adrese derhal bir emniyet ve istihbarat timi gönderilerek ifadesinin alınıp alınmayacağmı da sordu. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada da da olur... Sanırım Chirac, Bizans oyunları oynama yarışı yapsak herkesin kendine göre ayrı bir yeteneği or- taya çıkar, demek istedi... Sanırım Chirac, bakın Fildişi Sahilleri'nde bize karşı bir çıkış sezdik, kimseye acımadık, onlarca kişi öldürdük. Gerekirse daha da öldürürüz. Zaten Afrika'nın önemli bir bölümünü kaptırdık, kalan Batı Afrika kesimlerini de kaptırmaya hiç niyetimiz yok. Bunun için Bizans oyunu dahil her şeyi oyna- nz, demek istedi... Sanırım Chirac, av öykülerini hep avcılar yazdı- ğı sürece kaybeden hep avlananlar olacak. Bu de- ğişmez bir kuraldır. Şimdi Irak'ta olup bitenlere se- yirciyiz. özellikle Kürtlere çok kızıyoruz. Madam Mitterrand onların hamisiydi. Şimdi gittiler Ame- rikalılara teslim oldular. Saddam döneminde mil- yarlarca dolarlık petrol kuyusu işletme hakkı elde etmiştik. İlk firsatta onları yeniden gündeme geti- receğiz. Ancak şu aşamada biraz zor görünüyor. Hele bir Amerika'nın burnu biraz daha sürtülsün, bakarız. Orada oynanacak daha çok oyun var, de- mek istedi... Sanırım Chirac, demokrasi ve insan hakları oyu- nunu biz de çok seviyoruz. Her ülkeye lazım. Sınır içi sınır dışı her politikaya lazım. Irak'tan sonra sıra- nın iran'a geleceği söyleniyor. Humeyni'yi iktidar uçağına Fransa'dan bindirmiştik. Şimdi de bir şey- ler yapabiliriz. Iran yönetımınden de işaretler alıyo- ruz. Iran'ı niye tümüyte Rusya'nın kucağına itelim ca- nım, demek istedi... Eş ek modeli! Sanırım Chirac, yahu biz böyleyiz ama, Türki- ye'deki yönetim farklı mı? Onlar da kendilerince oyunlarını oynuyorlar. AKP, iktidarı vermemek için her şeyi vermeye hazır. Biz de bunun bilincinde ola- rak ne zaman hangi adımı atacağımıza karar vere- ceğiz. Buna varsın Türkler mehter adımı desin, var- sın Fransız kararsızlığı desin... Aslanda biz AKP ile birbirimizi anlıyoruz. Ama tutup da şimdi, AKP ile Fransa, Türkiye'ye karşı anlaştı dedirtmenin de âle- mi yok, demek istedi... Sanırım Chirac, Türkiye'ye karşı sürdürülecek politika daha çoook su kaldırır. Zaten ucundan söy- iedim. Müzakere süreci yıllaralabilir. En sonundada yine halkımıza soranz. Onlar ne derse o olur. Ama bu zaman diliminde Türkiye'den istediğimiz her şe- yi alınz. Biz Türkiye'ye girelim de, Türkiye ne zaman AB'ye girer bakarız, demek istedi... Sanırım Chirac, bu Almanya ıle çok iyi geçiniyor gibi görünüyoruz ama, bakmayın göruntüye. So- ğuk Savaş'ın en soğuk günlerinde bile benim hal- kım, Rusya'dan çok Almanya'dan korktuğunu söy- lerdi. Şimdi kimi çıkarlarımız ortak. Al işte Türkiye'ye birlikte 1.5 milyar dolarlık uçak sattık. Bakarsın de- vamında tren de satarız, vapur da. Sonra bunların işletmesini de biz alırız. Ama bütün bunlar Alman- ya'ya karşı dikkatli olmamızı engellemez. Zaten Do- ğu Avrupa'daki pastanın çoğunu onlara kaptırdık. Daha fazla kaptırmayız, demek istedi... Sanırım Chirac, Rusya tamam atom bambası ka- dar güçlü bir silah ürettiğini açıkladı. Biz de Pasi- fik'te, dünyanın ücra köşelerinde olmadık nükleer denemeler yapıyoruz. Arada eleştiri alıyoruz ama, olacak o kadar. Rusya'nın ABD'ye karşı çıkışı ne olursa olsun, bizim lehimize olur. Biz bir süre geri- de duruyormuş gibi görünelim, ABD hem biraz da- ha yıpranır hem onun karşısına kimlerin çıkacağı belli olur, ondan sonra bazı adımlar atarız. Bu za- man diliminde AB'ye yeni üye olanları da iyice ken- di saflanmıza çekeriz, demek istedi... Sanırım Chirac, Türkiye'ye AB'de tam üyeliğe eş haklar verecegiz. Ama bunlan hemen vermemiz zor olur. lleride ekleriz. Böylece Türkiye de AB'ye eş ek olmuş olur. Bu "eş ek" modeli tutar. Türkiye'ye, kardeşim bak seni bize eş yapıyoruz, eş demek ortak demek deriz. Içimizdekilere de, kardeşim Türkiye tam ola- rak bizim üyemiz değil, bütün haklarını ek olarak ala- cak deriz. Onlar belirli-belirsiz bir tarih karşılığında her de- diğimizi yapacak bir eş ek haline geldiler deriz... Eş ekliğin sonu yok, bakalım nereye kadar de- mek istedi. ankcum « cumhuriyetcom.tr Bousakla teröristlerin hedefi Belçikalı senatöre ölüm tehdidi BRUKSEL (AA) - Belçika'da bir kadın se- natör, ölümle tehdit edildiği gerekçesiyle "saklama" ve "koru- ma" altına alındı. Flaman Sosyalist Parti (SPA) üyesi olan Fas asıllı Mimount Bo- usaklanın, aşın dinci Müslümanlar tarafın- dan tehdit edildiği, bu tehditlerde kendisine "törenle infaz edilece- ğuıin" söylendiği belir- tiliyor. Güvenlik birim- leri, söz konusu tehdit- lerin çok ciddiye alın- dığmı duyurdular. An- vers kenti senatörü Bo- usakla (32), Hollan- da'da öldürülen film ya- pımcısı Theo van Gogh'a yapılan saldın- nın Belçika'daki Müs- lümanlan temsil eden bir kurum tarafından b- nanmamasını eleştiren açıklamalar yapmıştı. Bousakla, yazdığı bir kitapta da Fas ve Belçi- ka kültürlerinin farklı- lıklannı ele ahnış, Araplann kadm hakla- nna yaklaşımlannı, genç kızlann zorla ev- lendirilmelerini, Arap erkeğinin toplumdaki rolünü eleştirmişti. Aldığı ölüm tehditle- rinin ardından evinden aynlan ve gizli tutulan bir yerde polis himaye- sinde yaşayan senatör, senatoya da güvenlik görevlileri eşliğinde gi- diyor. Belçikalı yetkili- ler, Hollanda'da yaşa- nan olaylar ve bunlann Belçika'daki yansıma- lannı dikkate alarak tedbirli olunduğunu, Bousakla'ya yönelik tehditlerin ciddi görül- düğünü, olayla ilgili araştırma ve soruştur- manın sürdüğünü bil- dirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle