19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2004 PAZARTESİ EVCELEME Türkiye'nin toplam eneıji arzının yüzde 72'si ithalata bağımlı. Ekonomiye bedeli 15 milyar dolar Enerji faturamız kabarıketrol ve doğalgaz, Türkiye'nin toplam ithalatı- nın yüzde 62 'sini oluşturuyor. Türkiye, 2004 yı- lında petrol, doğalgaz ithalatına 12 milyar dolar ödeyecek. Gelecek yılın beklenen faturası ise 15 milyar dolar. 2005 'in zorlu geçeceğine dikkat çe- ken uzmanlar elektriğe zammın kaçınılmaz oldu- ğunu söylüyor. Nazif Ekzen enerji ithalatının eko- nomiye yansımalannı Cumhuriyet'e değerlendirdi. - Türkiye'nin toplam enerji arzı imkânlan ve da- ğıhmı nasıl? fJeriye dönük tahminler nedir? NAZİF EKZEN - 2003 yılı sonunun verilerine göre Türkiye'nin birincil enerji ara 83.8 milyon (tep). 2004 yılında yüzde 4.6 oranında bir artış olacağı ve 87.6 milyon (tep) düzeyine ulaşacağı tahmin edili- yor. 2004 yılı sonunda beklenen dağılıma göre top- lam arz ımkânlanrun yüzde 71.8'i ithalat yoluyla karşılanıyor. Bu oran 2003 yılında 71.5 düzeyındey- di ve 2004 yılında sınırlı da olsa artış göstermiş du- rumda. Oysaki 2004 yılı içinde yağış rejimine bağ- lı olarak yurtiçi hidrolik imkânlannda önemli bir artış sağlandığını biliyoruz. Enerji ithalatının yüzde 60 fazlası petrol+doğal- gaz ithalatında oluşuyor. 2003 sonu için kesinleş- miş aşağıdaki tablo açıklayıcı nitelikte. 2010 ve 2020 öngörülerini de kapsayan tabloda görüleceği gıbı "kaü yakrtlar"da ciddi artış tahminleri var. Türkiye'de 2004'te toplam birincil enerji arzı 87.6 milyon ton petrole eş değerde (mtep) gerçekleşecek. Toplam enerji arzınm yüzde 28.2'si yurtiçi üretimle karşılanırken yüzde 71.8'i ithalatla karşılandı. Ithalatın yüzde 62'si petrol ve doğalgaz ithalatından oluşuyor. Artan fiyatlara bağlı olarak Türkiye'nin petrol ve doğalgaz faturasında yüzde 22'yi aşan artış yaşandı. Uluslararası piyasalarda 46-50 dolar aralığındaki seviyesini koruyan petrol fiyatlannın, önümüzdeki dönemde hangi yönde gelişeceği konusundaki tahminler, ağırlıklı olarak ABD'nin petrol bölgelerine yönelik mevcut "agresif" politikalannın süreceği beklentisine göre yapılmakta ve bu tahminlerde yüksek fiyat düzeyinin sürdürüleceğine işaret etmektedir. Budengede2005 yılı içinalınan40.5 dolarhk yıl ortası fiyatının düşük kalabileceğini göstermektedir. Bu yıl ortası fiyatının kabulünde dahi Türkiye'nin 2005 yılı petrol+doğalgaz ithalat faturası 15 milyar dolan bulmakta ve 2004 yılı ithalatı içinde yüzde 12.6 olan payının 2005 yılı ithalatı içinde yüzde 14.4 yükselmesine yol açmaktadır. etrol ve doğalgaz, Türkiye'nin toplam ithalatının yüzde 62'sini oluşturuyor. Türkiye, 2004 yılında petrol, doğalgaz ithalatına 12 milyar dolar ödeyecek. Gelecek yılın beklenen faturası ise 15 milyar dolar. Toplam Birincil Enerji Arzı Yurt-içi Kaynak (thal Kaynak % Petrol < * ^ j / ' Doğal-Gaz wr Katı Yakıtlar K İ Hidrolik fifl Diğer " ^ ö - d T - 1 2003 83.8 23.8 60.0 31.8 19.5 28.2 3.0 " 1.2 2004 87.6 24.7 62.9 32.4 21.0 28.5 3.0 1.2 ı 2010 125.9 36.6 89.0 41.2 37.2 39.4 4.9 2.9 2020 222.3 55.0 167.3 60.9 51.5 84.3 9.4 16.2 llenye dönük tahminler toplam enerji arzında yurt- içL ithal dengesinin 2010 yıllanna kadar yüz- de 28 - yüzde 72 oranlannda seyrettiğini, 2020'li yıllardaysa enerji ithalatının payının yeniden bir ar- tış eğilimine girdiği ve toplamın yüzde 75'inin üze- rine çıktığını görüyoruz. Bu artışın önemli nedeni "kaüyakrt''a bağlı enerji ithalatının artışı olarak or- taya çıkıyor. Bu gün birincil enerji ithalatında yüz- de 62 paya sahip petrol+doğalgazın payı yüzde 54 seviyesine genlerken katı yakıtlann payı yüzde 40 düzeyine yükseliyor. - Birincil enerji arzmuı ithalata dayah kesiminde 20O4'te yaşanan fiyat gelişmeleri fiyatlarda yeni dü- zenkmeleri zorunlu kdmaya devam edecek mi? EKZEN - 2004 yılının eylül ayı sonu itibanyla değerlendirme yapmamıza imkân veren gösterge- ler bize ithal fiyatlannın girdi olarak elektrik ener- jisınde hiç yansımadığını, doğalgaz içın yüzde 11.6 oranında bir yansıma olduğunu gösteriyor. Ancak elektrik tarifeleriyle ilgili olarak Hazine'nin Ener- ji Bakanhğı'na yüzde 8 oranında artış için baskı yap- tığını biliyoruz. Bu baskımn da esas itibanyla IMF'den kaynaklandığını tahmin etmek zor değil. 2005 tahminleri var. Bunlara göre ithal enerji fi- yatlannda DPT yıl ortası değerinde yüzde 25 ora- nında artış olacağını bekliyor. Eğer bu tabloya bir de Merkez Bankası'run ekim ayı enflasyon değer- lendirmesinde enerji fıyatlanyla ilgili yaptığı değer- lendirmeyi koyarsak, 2005 yılında beklenen yüzde 25 artışın dogrudan fiyatlara yansıyacağını söyle- yebiliriz. Merkez Bankası ithal fiyatlanndaki artı- şın hiç bekletilmeden yansıtılmasını istiyor. En önemli tehlike artan petrol fiyatları Tek haneli enflasyon risk altında 2004'ün ikinci yarısında da istihdam düştü, özel tüketim harcamaları azaldı Kemer sıkmaya devam D 50- 40- 30- 20- 10- evlet İstatistik Enstitüsü'nün (DtE) ekim ayı Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE)ve Tü- ketici Fiyat Endeksi (TÜFE) enflasyon verilerini açıkla- masıyla birlikte Merkez Bankası da ekim ayı Eflasyon Görünüm Raporu'nu kamuoyuna sundu. Raporda yülık enflasyonun TÜ- FE'de yüzde 9.9'a, TEFE'de de yüzde 15.5"eulaştığıbelirtildikten sonra ekim ayı içerisinde özellik- le kamu kesimindeki akaryakıt ve enerji fiyat ayarlamalanna dikkat çekilmekte; 2004 enflasyon hede- finin gerçekleşmesini tehlikeye sokacak bir unsur olmadığı tespi- ti yapılmakta. Bu yazıda, 2000 yılı boyunca uygulanmış "kur çapasma dayah enflasyonu düşünne" programı- run art arda yaşanan iki krizle çök- mesinin ardından Türkiye ekonomisinde 2001'den itibaren temel ayaklan dalgalı kurpolitikası, faiz dışı fazlayı hedef alan mali disiplin ve sıkı para politikası olan ıstikrar programı alünda enflasyondaki dü- şüş sürecinin değerlendirilmesi ve 2005 yılı enflasyonuna yönelik bir faktör de- ğerlendirmesi yapılması amaçlanmakta- dır. Enflasyondaki düşüş süreci 2001 yılı istisna olmak kaydıyla tüke- tici fiyatlan enflasyonundaki düşüş eği- TÜFE ve Başlıca Alt Kalemler Genel Gıda Giyim Konut Sağhk 2003 2004 limi 2004 yılı içinde de devam etmiştir. Ancak toptan eşya fiyat enflasyonunda- ki düşüş eğilimimin TUFE'deki kadarbe- lirgin olmadığı, hatta 2004 yılı içerisin- de TEFE enflasyonunun yükselme eğili- mi gösterdiği anlaşılmaktadır. Döviz kurunun seyri enflasyonu olumlu etkileyen önemli faktördür Özellikle son iki yılda TL'nin başlıca dövizlerkarşısındaki nominal değeri enf- lasyon farkına intıbak göstermemekte- dir. Dalgalı kur rejiminin çalışmadığı ve TL'nin diğer paralar karşısındaki değeri- nin cari işlemler açığının endişe verici boyutlara ulaşmasına karşın azalmadığı son dönemde sürekli vurgulanan bir tes- pittir. Gerek nominal gerekse reel olarak değer kazanan TL, enflasyonu olumlu et- kileyen bir faktör olmuştur. Enflasyondaki düşüşte etkili bir başka unsur da özellikle 2001 kri- zi sonrasında iç talebin baskı altın- da kalmış olmasıdır 2004'in ikinci yansında reel ücretlerin azalmasım ve isrihdamın düşük- lüğünü eklersek Türkiye'de özel tüketim harcamalannın son yıl- larda ciddi baskı altında olduğu so- nucu çıkanlabilir. TÜFE'de dik- kat çeken bir unsur da hizmet fi- yatlanndaki artışın mal fiyatla- nndaki artışlann oldukça üzenn- de olmasıdır. 2002 yılında sıra- sıyla yüzde 29.7 ve yüzde 29.8 olan mal ve hizmet fiyat artışlan 2003 yılı sonunda yüzde 15.5 ve yüzde 24 olarak gerçekleşmiştir. 2004 yılı ekim ayı itibanyla bu artışlar yüzde 6.9 ve yüzde 15.3 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2004 yılının son döneminde mal ve hiz- met fiyat artışlan arasındaki fark giderek azalmaktadır. Grafikte 2004 Ağustos ayı içın yüzde -0.1 olarak belirtilen mal fi- yat artışı eylül ve ekim aylan için sırasıyla yüzde 0.4 ve yüzde 2.7 olarak girilrniştir. Buna karşın hizmetler grubu fiyat artışı aynı dönemde yüzde 1.7, yüz- de 1.8 ve yüzde 1.5 olarak verilmektedir. Burada kamuoyunda da yoğun olarak tartışılan konut grubu içerisinde yer alan kira artışlanmn sürekli olarak TÜFE ar- tış oramnın üzerinde gerçekleşmesine dikkat çekilmektedir. Grafıkten de izleneceği gibi konut gru- bu fiyat artışı özellikle 2003 yılı sonun- dan itibaren genel fiyat artışının üzerin- de seyretmektedir. E kim 2004 itibanyla kamu kesimi tarafindan arnk öte- lenemez duruma gelmiş enerji sektörü fiyat artış- lannın gerekleşmesiyle hem TEFE hem de TÜFE enf- lasyonlan yükseliş eğilimine girmiştir. Üstelik enerji sektörü fiyat- lannın birçok sektöre girdi ma- liyeti olarak yansıdığı ve enf- lasyon açısından özel bir önem taşıdığı da göz önünde bulun- durulursa bu artışlann doğru- dan etkilerinin yanında ileriki aylara ve 2005 yılına taşınacak dolaylı bir "gütö" maliyeti et- kisinin de olması kaçmılmaz- dır. Budurum 2005 yılı için he- def olarak konulan tek haneli enflasyon hedefi için ciddi bir risk oluşturmaktadır. . V E R C İ CELİRLERİ Ancak ekim ayında gerçek- leşen kamu kesimi enerji fiyat- lanndaki bu artışın tamamen ithal fiyatlanndaki artışa bağlı olarak ya- pılmadığı, IMF programı çer- çevesinde he- deflenen faiz' dışı fazla dü- zeyine eriş- mek amaçlı bir özel tüketim vergi gelirartı- şının da hedef- lendiği göz önünde buhın- durulmalıdır. Büyük ölçüde do- layü vergi gelirlerine bağımlı bir kamu kesimi vergi havuzu ekim aymda görüldüğü gibi kamu kesimi temel fiyat artışlannı kaçınılmaz kılmaktadır. KoNTROL ZORLUĞU İç talep göstergeleri ve erte- lenmiştalebin 2004 yıhnda kar- şılanmaya başlamış olması bü- yük ölçüde ücretler ve iç tale- bin baskılanması yoluyla sür- dürülen enflasyon kontrolünün 2005 yılmda sorunsuz sürdü- rülebihnesinin üzerinde bir bas- kı yaratması olasıhğı beklene- bilir. Unurulmamalıdır ki enf- lasyon düzeylerinde son yıl- larda yaşanan gelişme güçlü seyreden bir dış talep, yüksek üretim seviyeleri ve bastınl- mış iç talep bileşenlerinin bir sonucudur. 2005 yılmda talep gelişmelerinin ve üretim dü- zeylerinin yakından izlenme- si gittikçe daha fazla önem kazanacaktır. B A S K I C I POLİTİKA Türkiye ekonomisinde önü- müzdeki dönemde de enflas- yondaki düşüşün devam etmesi açısından baskıcı bir kamu ücret ve gelir- lerpolitikasının iz- lenmesi zorunlu- dur. Nitekim son dönemde işçi ve emekli aylıklannda yaşanan ar- tışlar bazı çevreleri rahatsız et- mekte ve kamu kesimine yöne- lik programda öngörülen yapı- sal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirihnesi ve bütçe di- siplınınden ödün verilmemesi uyanlan artarak devam etmek- tedir. Bu durumda reel alım gücü- nün giderek bastınldığı bir or- tamda tek haneli enflasyon dü- zeylerinin hangi toplumun han- gi kesimlerine ne kadar yarar sağlayacağı bir kez daha tartı- şılmaya açılmalıdır. D l Ş PIYASALAR 2005 yılı enflasyonu açısın- dan en etkili faktörlerin ulusla- Enflasyondaki düşüşün sürmesi açısından baskıcı bir kamu ücret ve gelirler politikasmın izlenmesi zorunlu. Reel alım gücünün giderek bastınldığı bir ortamda tek haneli enflasyon düzeylerinin hangi toplumun hangi kesimlerine ne kadar yarar sağlayacağı bir kez daha tartışılmaya açılmalı. rarası hammadde fiyatlannm seyri ve döviz kuru hareketle- ri olacağı açıktır. Uluslararası piyasalarda ge- rek petrol gerekse ana metal fiyatlannın bir süredir yükse- liş eğilimi göstermesi ve kısa vadede bu eğilimin tersine dön- mesinin beklenmemesi 2005 yüı enflasyonu açısından önem- li bir risk unsurudur. Artan endişeyle izlenen ca- ri açık düzeyinin öngörüldüğü gibi kurdaki düzeltmelerle gi- derilmesi önümüzdeki dönem- lerde enflasyonun ulaşabilece- ği düzeyler açısmdan önem teşkil etmektedir. Bu yönde kurdaki her- hangi bir düzeltme TL'nin değer kaybı ve it- hal girdi fiyatlannın önümüzdeki dönemlerde artması so- nucunu getı- recek, bu durum da üretim maliyeti yönünden hedeflenen enflasyonu tehlikeye sokabilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle