20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2004 PAZARTESİ HABERLER AKP'liler, güvenlik görevlilerinin uyanlannı hiçe sayarak ilahiyat fakültesi camiine girdi Üniversitede güçgösterisiCKMİLCİĞERtM SAMSUN - Sadece Ondokuz Ma- yıs L^niversitesi (OMÜ) mensuplan- nın ibadetine açık olan kampus ıçin- deki camide AKP'li Büyükşehir Be- lediye Başkanvekili Ahmet Bahadır ile Atakum Belediye Başkanı Adem Bektaş ve Kurupelit Belediye Başka- nı Türan Çakır'ın güvenlik çemberi- ni zorlayarâk namaz kılmak istemesi gerginlik yarattı. Olay yerel basına "Camide ibadet sınırlamasT şeklin- de yansıyuıca Rektör Prof. Dr. Ferit Bernay, üniversitenin huzurlu orta- mının bozulmaması çağnsında bu- lundu. AKP'li Samsun Büyükşehir Bele- diye Başkanvekili Ahmet Bahadır, Atakum Belediye Başkanı Adem Bek- • Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde bulunan ve sadece üniversite mensuplannın kullanımma ait olan camiye zorla giren AKP'li belediye yöneticilerinin eylemi, yerel basına ibadet yasağı olarak yansıdı. Bu gelişmeler üzerine açıklama yapan Rektör Bernay, uygulamanın güvenlik amaçlı olduğunu belirterek, "Huzuru bozmaym" uyansı yaptı. taş ve Kurupelit Belediye Başkanı Tu- ran Çakır cuma günü kampus içinde bulunan ilahiyat fakültesi bina gnıbu- na girmek isterken güvenlik görevli- leri tarafindan durduruldu. Çemberi aşmak isteyen Turan Çakır'ın "Bizgi- riyoruz, siz engeDeyin". Adem Bek- taş' ın da "Ben Atakum Belediye Baş- kanı Adem Bektaş'ım" dedikten son- ra •'Cuma namazı kılmak isteyen gel- sin" diye orada bulunan yurttaşlara çağnda bulunduklan iddia edildi. AKP'lilerin yasaklan delerek ve gü- venlik çemberini aşarak üniversite- nın camisinde namaz kılması, yerel ba- sına "Ondokuz Mayıs Üniversitesi ca- misinde ibadet sınırlamalarT şeklın- de yansıdı. Bunun üzerine OMÜ Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay yazılı bir açıklama ya- parak iddialan yalanladı. Üniversite- nin iç eğitim yerleşkesine güvenlik nedeniyle 3 yıldır üniversite mensu- bu olmayan kişilerin girişine izin ver- mediklerini anımsatan Bernay, açık- lamasında şu ifadelere yer verdı: "On- dokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit Yerleşkesi İO bin dönünı alanda, 30 bi- ne ulaşan nüfusu ile hizmet v ermekte- dir. Yerleşkemizin iki ayn bölümii var- dır. Bunlar hastanemizin bulunduğu halka açık olan hizmet bötâmü ve sa- dece akademik, idari persond ve öğ- rencüerimizehizmetvereniç yerleşke- sidir. Bilindiği gibi bütün kurumlar daha güvenB veverimii bir çahşma or- tamı yaratabitmek için kendi alanlan- na giriş ve çıkışlan kontrol alanda tut- maktadır. Ebeveynleri tarafindan bi- zeenamet edilen öğrencilerimize, uzun süredir örnek bir huzur ortamım su- nan ünhersitemizde, güvenMlde BgiB bu sonıınluluklannhassasiyedeyerinege- urilmesi doğaldn* ve görevimizdir." Üniversitenin iç yerleşkesinde yer alan camiden üniversite personeli, öğ- rencilerve hastanedeki hastalar ile re- fakatçilerin de yararlandığuıı belir- ten Bernay, "Ayncakentmerkezine 17 küometre uzaİdıkta bulunan üniver- sitemizin mevcut nüfusu da dikkate ahnacakohırsa,şehirhaIkındananlavTş beklemek ünhersitemizin doğal hak- ladır" dedi. Üniversitenin hedeflerinden birinin öğrencilere her türlü hak ve özgür- lüklerine sahip çıkmayı öğretmek ol- duğunu ifade eden Bernay, şöyle devam etti: "Fakat bunu yaparken ünhersitemizin uzun süredir içinde bulunduğu huzurlu çahşma ortamım bozmadan. ona sahip çıkarak destek olmaktümvatandaşlarniBingörevidn'. Bidere emanet edilen gençler ve aileleri bepinüzden bunu beklemektedirier" CHP'li Cülçiçek'ten uyari: Din dersleri cemaatlere bıraMmamalı TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Istanbul Milletvekili AM Rıza Gülçiçek, Islamda kadının yerini eleştiren filminin ardından tehditler alan Hollandalı yönetmen Van Gogh'un daha sonra öldürüldüğüne dikkat çekerek "HoDanda'daki olaylann rüm Avrupa'ya yayılabileceği'" uyansında bulundu. Gülçiçek, "Avrupa ülkelerinde din dersi eğitimi cemaatiere bırakümamah. İslam Konseyi'nin verdiği derslere yönelik şikâyeder arüyor. Avrupa'da tedirginlik büyüyor ve bu konu AB önündeki en büyük engeOerden biri olarak görünüyor" dedi. CHP lstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek, yurtdışında yaşayan yurttaşlann çocuklanna verilen din dersi eğitimini bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Milli • Avrupa'da E &tun B a k a n ı H ö s e ' i n Çe B k . , , „ , tarafindan yanıtlanması yenı Van Gogh ı s t e m ı y ] e s o n ı o n e r g e s ı olaylan v e r e n Gülçiçek, "Bu dersin yaşanabileceğini yurtdışuıda yaşayan çocuklanmmn seviyesine uygun müfredat programlan ve ders kitaplan var mıdır? Avusrurya ve Federal Almanya Cumhuriyeti'nde bazı eyaletierde bu dersin dini cemaader tarafindan verildiği doğru mudur" sorulanna yanıt istedi. Gülçiçek, Hollandalı yönetmen Van Gogh'un öldürülmesinin ardından belirten CHP'li Ali Rıza Gülçiçek, "Avrupa ülkelerinde din dersi eğitimi cemaatlere bırakılmamah" dedi. tstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin kar maskefa' tinıkri, geçen çarşamba günü Okmeydanı'ndaki, Gençlik Dernekleri Federasyonu,lstanbul Gençlik Derneği, 'Gençfik Gelecektir' dergisi ve Yeniden Ozkm Yaymcıhk'ın bulunduğu binaya gaz bonıbalanyla operasyon düzenlemişti. Operasyonda gözahlna ahnan gençler, şiddete, kaba dayağa ve cûıseİ tacize maruz kaldıklannı söylediler. Gözaltında işkence iddiası Hollanda'da camilere saldınlar olduguna ve Müslümanlara karşı tedirginliğin arttığına dikkat çekti. Hükümetin Avrupa ülkelerinde din dersi eğitimi konusunda yetersiz kaldığını \iirgulayan Gülçiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa'da din dersleri çok önemfi. Hangi öğretmenlerin gönderildiğL, eğitimi kimlerin verdiği çok önemlL Din dersleri cemaatlere bırakılmamah. Diyanet İşleri Türk İslam Birüği (pİTİB) konuya elatmah. Avrupa'da EHvanet İşleri'nin iştevi yok. Müslüman gruplan Dİ11B degiL radikal gruplar temsil ediyor. Bu radikal gruplar çok mesafe aldılar. Bu gruplar muhatap ahmyor. Beıün'de İslam KonseyTnin okuDarda verdiği din dersleri tarnşma yaratü. Verilen dersler şikâyet konusıı olmaya başladL Öğretmenler, bu dersi alan öğrencilerin diğer öğrencilere domuz eti yryküeri dediği, Müslüman laz öğrencilere türban baskısı yapıknğı, erkek öğrencilerin kadm öğretmenkre sıkmak için eDerini vermediği, yüzme ve biyoloji derslerine girmeyenler olduğundan şikâyetçL Diğer dinlerdeki arkadaşianyla sık sık kavga etmeterinden de şikâyeder var" ALPERTURGUT Okmeydanı'nda polisin gerçekleştir- diği operasyon sonucu gözaltına ahnan Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi 19 kişi, lstanbul Terörle Mücadele Şube- si'nde işkence gördüklerini iddia etti. Adli Tıp Kunımu'ndan 3 ıla 7 günlük iş göremez raporu alan gençler, "Gözalün- da şiddete, kaba dayağa vecinsel tadze ma- ruz kaldık. Tek suçumuz 'YÖK'e hayır' demekti" dediler. lstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin kar maskeli timleri, geçen çarşamba gü- nü Okmeydanı'nda, Gençlik Dernekleri Federasyonu, lstanbul Gençlik Derneği, "Gençlik Gelecektir" dergisi ve Yeniden Özlem Yayıncılık'ın bulunduğu binaya gaz bombalanyla operasyon düzenledi. Po- lis, öğrencilerin bulunduğu dairenin du- varlannı yıktı, demir kapısınıysa balyoz ve testereyle parçaladı. Gözaltına ahnan Gökhan Türker, "Bi- zimle polis arasmda sadece tahta bir ka- pı kabnıştL Biz kapıyı loracaklarmı bek- lerken züi çaldılar ve nazik bir üslupla 'Çocuklar arama iznimiz var. Kapıyı açın' dediler. Kapryı açınca gördük ki AB kri- terlerine uygun aramayı belgelemek için yanlannda kamera getirmişler" dedi. Gözaltı gerekçesi: Polise mukavemet Derginin avnkatı Behiç Aşçı'nın rüm uyanlanna karşın polisin kendilerine sert bir şekilde müdahale ettiğini öne süren Türker. şunlan söyledi: "Bizi dipçik darbeleriyle yere yıktdar. Bilgisayar kla\yelerini kafamızda parça- ladılar. Sonra Terörle Mücadele Şube- si'ne girrik. Gözarana ahnma nedenimizi polise mukavemet olarak gösterdüer. Par- makiane gkierken polisin biriyüzüme tek- me atü, gözüm morardı. Bana gülerek 'Niye kapıya çarpıyorsun' dedi" Ozgür Karaka>a ıse, baskılara karşın demokratik lise ve üniversite mücadele- sinden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek "Dipçik darbeleri yüzünden kafam yanl- dı. Gözaltına ahnan kız arkadaşlanmı- zm yüzünde kadın poüslerin ürnak izle- ri var. Şubede bizi çınlçmlak soyup döv- düler. Arama izinleri sadece Gençlik Ge- lecektir dergkini kapsr>ordu,ancakbiz İs- tanbul Gençfik Derneği ve Yeniden Özlem Yayıncıhk'uı bulunduğu dairedeydik" id- diasında bulundu. Polisin ve medyanın, baskını hücre evi operasyonu olarak göstermesini kuıayan Haklar ve özgürlükler Cephesi açıklama- sında ise "Binada kalan gençler,daha ön- ceden tstanbul Emnheti'nin Basm Ma- sası'na kimlikkrini, kahna nedenlerini ve ne yapüklan bildirmişlerdi. Kaçuildığı söylenen löyaşmdaki A Ş ,büro\aağabe\i Talip Ş. ile birtikte bir gece önce misafir olarakgeliyor. Gençler, ifadeferindekacml- madıklaruu, ailelerivle tarüşûklan için evlerini terk ettiklerini söylediler" denil- dh İki kişi tutuklandı Mahkemeye çıkanlan öğrencilerden MeryemÖzçelikve DeryaGükr, "1 Mayıs günü tek tip elbise grvTnek" ve "ölüm orucunda yaşanunı vitiren bir tutukhuıun cenazetörenine kanrnıak" iddiasıyla tutuk- landı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Abdullah Öcalan'ın avukatlanyla yaptığı son görüşme yine gazete say- falannayanadı. "Azınlıklarflapoa/"nda tartışmalara neden olan "Türkiyelilik" kimliği konusunda öcalan'ın söyle- dikleri basının ilgisini çekmiş olacak ki birinci sayfadan haberyapmışlar. öca- lan'ın içeriden söylediklerinin basına yansıması ve konuştuğu her şeyin he- men ertesi gün yurtdışındaki internet sitelerinde yer alması, çeşitli çevreler- de eleştirilere vefarklı değerlendirme- lere neden oluyor. Devlet kontrolünde yapılan bu görüşmelerin nasıl bir an- dayurtdışına ulaşabildiği, soru işaret- leriyle karşılanıyor. Genelkurmay Ikin- ci Başkanı Orgeneral llker Başbuğ yaptığı basın toplantısında bu görüş- melerin yansıma biçimini eleştirdikle- rini belirtti. Şurası bir gerçek ki Kürt sorununun üzerinde Abdullah öcalan'ın ağırlığı sürüyor. Kardeş öcalan'ın Kuzey Irak'ta ABD güçleriyle işbirliğine girişerek PKK'yi ve ağabeyi Abdullah öcalan'ı terk etmesi bir sarsıntıya neden olsa Öcalan ve Kürt Sorunu da asıl durum değişmiş değil. Son dö- nemde Kürtaydınlan "PKKdayatma- cılığı"na daha fazla karşı çıkıyorlar. Ancak yine de Imrah'nın, Kürt hareke- ti üzerinde hâlâ çok büyük bir ağırlığı olduğu söyleniyor. Gazetelerdeki öcalan haberlerini gorünce, görüşme tutanaklannın tama- mını okumak amacıyla bu görüşme- leri yayımlayan nasmane.com sitesi- ne girdim. öcalan'ın tam olarak neler söylediğini görmek istedim. Görüşme tutanakları çok uzun. Abdullah öca- lan, avukatlanna aktüel konulardaki görüşlerini aynntılı şekilde anlatmış. Bu görüşmeden kendimce yaptı- ğım değerlendirmeleri şu noktalarda toplayabilirim: 1. Abdullah öcalan, de- mokrasi vurgusunu geçmişe göre da- ha çok yapıyor. 2. PKK/KONGRAGEL üzerindeki otoritesini sürdürmek ama- cıyla onlara bazı mesajlar yollamaya devam ediyor. Onlar üzerindeki otori- tesini elinde bir koz olarak tutmaktan da vazgeçmiyor. Bu mesajları yollar- ken şu saptamaları da yapıyor: "Dağ- da insanlanmız var, arkadaşlanmız var; anlamsız bir savaşın olmaması için çaba sarfettim. Kaldı kisavaşı da yü- rütmedim. Bu korktuğumuzdan, tes- lim olduğumuzdan değil, doğru bul- duğumuzdandır... Banş için bazı im- kânlan değerlendirmeye çabalıyorum. Bu gereklidir, aksi halde toz duman olur." Bu konudayapabileceklerini de şöyle ifade ediyor "Ben anlamlı birba- nş için çaba yürütûyorum. Yeşilışıkgö- rürsem banş çabalanmı sürdürürüm. Dağdakileh de indirmek istiyoruz. Ye- şil ışık alınırsa yürûr, banş tek taraflı olmaz tabii. Yok böyle gelişmezse, PKK'ye de diyeceğim ki benden pers- pektifbeklemeyin, bildiklerinizi uygu- layın, o takdirde sorumluluk kabul et- meyeceğim." 3. öcalan, yeni bir parti kurulması- nı destekliyor, ancak kimin kurucu, ki- min başkan olacağına ilişkin sözleri- nin "müdahale" olarak görülmesi üze- rine geri adım atıyor: "Parti başkanlı- ğı için isim önehlerim olmuştu. Neden bu kadar tartışıldı, neden bu kadar öne çıkanldı, çok anlam veremedim. Doğru, demokratik de değildi, geri çektim." 4. Kürt sorununu, Türkiye içinde çözmek ve demokratikleşmenin bir parçası olarak ele almak konusunda- ki tutumunu sürdürüyor. Ancak PKK kozunu hâlâ elinde tutmayı istemesi, bu konudasoru işaretlerine neden olu- yor. Avrupa Biriiği üyelik müzakerelerin- de Türkiye'nin önündeki en temel tar- tışmalardan birisinin Kürt sorunu ola- cağı çok açık. llerleme Raporu'na yan- sıyan saptamalar, AB temsilcilerinin Diyarbakırveçevresineolan ilgileri bu gerçeği gözler önüne seriyor. Türkiye bu konuda hangi adımlan atacak, eski muhafazakâr kalıplar ko- runacak mı? Kürtlerin ne yapacağı da çok önemli. Yeni bir parti hangi anla- yışla siyaset meydanına çıkacak? PKK dağlarda variığını sürdürdük- çe, silahlı eylemleregiriştikçe, Kürt ta- rafindan gelecek "banş" istemleri, Tür- kiye'den olumlu yankı bulamaz. Kürt- ler, silahlı eylemlerin demokratikleş- meye, Kürt kimliğinin tanınmasına iliş- kin adımlara zarar verdiğini söyleye- cek bir noktaya gelebildiler mi? Tür- kiye'nin AB projesi, Kürtlerin dedemok- ratik taleplerini kapsayan çok önemli bir sürece işaret ediyor. Kürtler bu pro- jenin neresinde? öcalan'ın, silahlı ha- reketle bağını sürdürürken demokra- tikleşme çağrılan yapması ne kadar inandırıcı olabilir? Kürt hareketi, silahlı eylemi toptan reddedecek veAB projesi içindeki de- mokratikleşme sürecine destek verecek noktaya geldi mi? Ayak sürümek Kürtlere de, Türklere de zarar veriyor. 20009 Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Değer Bilmek... "Değerbilmek", giderek unutulan birerdem. "Değer bilmek", "değeri bilinmek", yaşamın an- lamlı taşlannı döşer yolumuza. Bir insanın değerini bilmek. Bir kitabın değerini bilmek. Bir ezginin değerini bilmek. Bir lokma ekmeğin değerini bilmek. Bir yaşam soluğunun değerini bilmek. Dostluğun değerini bilmek. Sevginin değerini bilmek. Bir avuç toprağın değerini bilmek. Bir sözün değerini bilmek. Bir susmanın değerini bilmek. Kimi zaman ne kolaydır, kimi zaman ne zor. Anlamını yitirmiş bir yanş, bütün bunları insan- lara unutturuyor. Acımasız bir rekabet öğretisi, bü- tün değer bilmeleri çiğneyip geçmeyi öğretiyor. Insanlar birbirlerinin omuzuna basarak yüksel- meyi öğreniyor. Bunu başarının basamakları sayı- yor, geride eğrilmiş omuzlar, ezilmiş eller, kınlmış kalpler bırakarak. Ve geriye dönüp bakmayarak ileriye yürüdükle- rini sanıyoriar. Sonra anlamını yitirmiş bir hayhuyun ortasında, kendi yaşamının "Ne içindi bütün bunlar?" diye sorduğu hesabın ağıriığı altında ezilmekten kaçı- yoriar. "Ne içindir bütün bunlar?". Neyi bulmak içindir bütün bunlar? Neyi yaşamak içindir bütün bunlar? Bu değer bilmemekler, bu inkârlar, bu kaçışlar, bu görmezden gelmeler? "Değerbilmek"', yeniden bulmamız gereken bir güzelliktir. Değeri bilinmeyen sevgi, unutanın kalbini soğu- tarak cezalandınr. Değeri bilinmeyen dostluk, onu bilmeyenetaşın- maz bir yük olur. Ve değer bilmeyenler, hiçbir zaman neden kalp- lerinin soğuk olduğunu bilemezler. Dostluğun değerini bilmeyenler, neden yalnızlı- ğın cehenneminde yandıklannı bilemezler. Bir kuşun kanat çırpışının değerini bilmek. O kuş gibi kanat çırpmayı öğrenmektir. Günün doğuşunun değerini bilmek, o günün ışıklarını görebilmek, o günün doğuşuna tanık ola- bilmek, insanın yeniden doğuşudur. * Her günü yeni bir başlangıç sayabilmek. Her günü, daha önceki günleri unutmadan gö- rebilmek. Gecenin değerini bilebilmek. Doğayı yeniden yeniden keşfetmek. Doğanın değerini bilmek. Ve kendi değerini bilmek. Kendine değerier katabilmek. Kendine sevgiden, dostluktan, yaşananlardan, yaşamın kendisinden değerier katabilmek. Kendini yeni keşfettiği değerierie zenginteştirmek. Kendini kalıcı değerierie değerii kılabilmek. Insana özdeğer kazandıran budur. özdeğer, özsaygı, özgüven. "Değerbilmek", bilgeliğin büyük bir erdemidir. "Değer bilmemek" ise yaşamı fakirieştiren kalı- cı bir kayıp. Sadece bunu bilmek. Sadece bunu bilmek, yaşamlanmızı değiştire- bilir. Bilinçli yaşam, ne yaşadığını bilmek değil mi? e-posta:[email protected] faks:0 212 513 90 98 19. kuruluş yıldönümü DSP'deçifte bayram yaşanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başka- nı Zeki Sezer, partilerinin 19. kuruluş yıldönümünde "Türkhe alternatifsiz değil, alternatif DSP" mesajı ver- dı. Sezer, partilerinin kuru- luş yıldönümü nedeniyle ya- yımladığı mesajda, DSP'nin 19 yıl önce Ece- vit'ler önderliğinde kurulduğunu ve Türk siya- sal yaşamına damgasını vurduğunu kaydetti. DSP nin güvenin tek adresi olduğunu vurgula- yan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu özefliği onu, Mechs'te dördüncü parti ol- duğu döneminde bile tek başma iktidara getirmiş- tir. Bihndiği gibi, dönemin diğer partiieri başka hiçbir partije güvenmemiş, DSP'nin kurduğu azuüık hükümetine destek vererek onun ne den- li güveniür bir parti olduğunu göstermişlerdir. DSP kurulduğunda bazı çevTelerin ha>al bile ede- mediği ölçüde büyümüş, önce solun, sonra da Türkrve'nin 1. partisi olmuşrur. DSP kısa süren iktidarlan döneminde adına sessiz devrim denilen çoksavıda reforma im/a at- mış, bu arada Türkiye'nin AB üyeüğinin de yo- lunu açmıştn*. DSP'nin yeni yönetimi, demokra- tik sol hareketin kurucusu ve kuramcısı olanBü- lent Ecevit'bı Türk siyasal yaşamına getirdiği il- keü ve hakça siyaset anlayışuu bundan sonra da kararnhkla sürdürecekfir. DSP, inançlı örgüüeri ve deneyimh' kadrolan ile Türkrve'nin yeniden tek iktklar alternarifıdir. Türkiye alternatifsiz de- ğil, alternatif DSP" Sezer, "Genç DSP, az zamanlara çok işler sığ- dhran bir partidir. Halkmuzın özlemlerinden do- ğan DSP, yeniden halknmzm özlemi olmuşrur. Hatta sloganını da bizzat halkınıız bulmuş ve 'DSP'ye ihtiyaç var' demeye başlamışnr" açık- lamasmı yaptı. DSP'nin en kısa sürede yeniden ama bu kez tek basına ikridar olacağına inandığını vurgulayan Sezer, "Bugün hem bir bayram günü hem departimizin kuruhış yıldönümüdür. Bizim için çifte bayram günüdür" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle