17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7EKİM2004PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 Türkiye'ye diğer Avrupa Birliği adaylanndan farklı davranılması hükümeti rahatsız etti Çekmceir kabulANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara, AB Komisyonu'nun üyelik müzakereleri sürecini "kaü şartiara" bağlamasını çekincelerle birlikte kabul etti. Tavsiye belgesinde "müzakerelerin ucu açık bir süreç oldnğunu" vurgulayan ve "müzakerelerin askıya alınabilmesi" hükmünü getıren AB Komısyonu, 2005 yılında Türkiye için yeni bir "ev ödevieri'' listesi olan Katılım Ortakbğı Belgesi (KOB) oluşturulacağını da büdirdi. AB'nin yeni KOB ile siyası kriterler alanında daha üeri beldentileri iletmesi mümkün. AB Komisyonu'nun tavsiye belgesinde müzakerelerin başlatılması önermesinin ardından, • Tavsiyede Ankara'nın rahatsızlığına neden olan ve aynmcılık olarak değerlendirilen konular şöyle: Mûzakerelerin ucunun açık olmasının belirtilmesi, mûzakerelerin askıya alınabileceğinin tavsiyeye girmesi, mûzakerelerin hızınm siyasi kriterler alanında ilerlemeye endekslenmesi, müzakerelerden önce tarama sürecinin gündeme getirilmesi, kişilerin serbest dolaşnnı gibi konularda kalıcı önlemlerin dile getirilmesi. Türkiye'nin önüne çıkan ilk engel Kıbns oldu. Tavsiyeye göre, Türkiye ile mûzakerelerin yürütülmesi 25 üyeden oluşan Hükümetler Arası Konferans'a (HAK) bağlanacak. Kıbns'ı tanıma baskısı Kararlann "oy birliği'' ile alınacağı HAK'ın 25 üyesinden biri olan Rumlann yönetimindeki "Kıbns Cumhuriyeti'', Türkiye tarafından tanınmıyor. AB'nin bu yolla Türkiye üzerinde Kıbns'ın tanınması baskısım arttırması bekleniyor. AB Komisyonu'nun Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer, dün gazetecilerin sorulannı yanıtlarken. "Kıbns Cumhuriyeti'nin" masada olacağının altıru çizerken, konunun komisyon değil siyasiler düzeyinde çözümlenmesi gerektiğine işaret etti. Büyükelçi Kretschmer, azınlıklar konusunda da Türkiye'den uluslararası standartlar yönünde adım atmasını beklediklerini kaydetti. Kültürel haklar çerçevesinde anadilde öğretim ve yayın konusunda atılan adımlann ilerletilmesini istediklerini belirten Kretschmer, bu yönde yeni KOB'da unsurlar olabileceğini, ancak bu konuda spekülasyon yapmak istemediğini söyledi. AB raporunda, Kürt kökenli yurttaşlar ve AJeviler de azınlık olarak görülüyor. Diplomatik kaynaklar, Ankara'nın tavsiye belgesine ilişkin önemli çekincelerini, "Müzakerelerin ucunun açık olmasının beürtilmesL, mûzakerelerin askıya alınabileceğinin tavsiyeye girmesi, mûzakerelerin hızının siyasi kriterler alanında ilerlemeye endekslenmesi, müzakerelerden önce tarama sürecinin gündeme getirilmesi, kişilerin serbest dolaşırru, yapısal fonlar gibi konularda kahcı önlemlerin dile getirihnesi" olarak sıralıyorlar. Bunlar, Türkiye'ye öteki adaylardan farklı davranılrnası olarak değerlendiriliyor. Başbakan konuşmasında AB Komisyon raporunun ve tavsiyesinin 'olumlu /&/*#'olduğunu belirtti Erdoğan dengeli bulduDış Haberler Senisi - Başba- kan Recep Tavyip Erdoğan, Av- rupa Birliği (AB) Komisyo- nu'nun Türkiye ile ilgili değer- lendirme ve analizlerinı gene- li itibanyla dengeli bulduklan- nı söyledi. Erdoğan, Fransa'nın Strasbo- urg kentinde düzenlediği basın toplantısında. Aralık 2002 de Kopenhag Zirvesi'nde kendine verilen görev gereğince AB Ko- misyonu'nun Türkiye ile ilgili üç adet önemli belge yayımladığı- nı söyledi. Bunlardan tavsiye belgesinin, Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini, mûzakerelerin açıl- ması için yeterli ölçüde karşıla- dığını tespitle üye ülkelere bu yönde açık, net bir öneri sundu- ğunu belirten Erdoğan, şunlan kaydetti. "Anılan belge, müza- kere sürecinin geneiesasveusuJ- lerini ortaya koymaktadır. tler- lemeraporu, 1999yıhndan bu ya- na ülkemizce hem siyasi hem ekonomik hem de müktesebat başhklannda kaydedilen geliş- meleri ve eksiktikleri analiz et- mektedir. £tld değeriendirmesi iseTürkiye AB'ye tam üye oldu- ğunda >apacağı katkılar ve AB bakımından doğuracağı sonuç- lan ele almaktadır. Komisyonun değeriendirme ve anaftderini ge- neü itibanyla dengeli buluyo- ruz." Erdoğan, Avrupa Konseyi Par- lamenterler Meclisi'nde (AKPM) yaptığı konuşmada ise A. B katılım görüşmelerinin, 2005 yılının ilk yansında başlamasıyla uzun zamandır yürünenbir yolun son dönemecine girmeyi temenni ettiklerini belirten Erdoğan, "Türkiye'nin üyeliği kısa sürede gerçekleşmez. Türkiye, bu süreci makul bir zaman diliminde tamamlamayı ümit etmektedir" dedi. AB katılım görüşmelerinin, 2005 yılının ilk yansında başlama- sıyla, uzun zamandır yürünen bir yolun son dönemecine gir- meyi temenni ettiklerini belirte- rek "Türkrve'nin üyeliği, kısa sürede gerçekleşmeyecektir. Tür- kiye, bu süreci makul bir zaman diliminde tamamlamayı ümit et- mektedir ve üstüne düşeni ya- pacakür" dedi. Erdoğan, AKP iktidara gel- dikten kısa bir süre sonra, Dışiş- leri Bakam ve Başbakan Yar- dımcısı AbduBah Gül'ün Başba- kan olduğu 2003 yılmın ocak ayında bu meclise hitap ettiğı- ni ve hükümetin reform vaatle- rini ortaya koyduğunu anımsat- tı. Başbakan. aradan kısa süre geçmesine rağmen. bu vaatlerin neredeyse tümünün gerçekleş- tirilmesinden duyduğu memnu- niyeti dile getirdi. Lrdoğan, AKPM'nin, reform programını takdir ederek, Tür- kiye için denetim sürecinin bü- yük çoğunlukla sona erdirilme- sini memnuniyetle karşıladık- lannı söyledi. Reformlar ara- sında. konsey üyelerinın çoğun- luğunun taraf olduğu Uluslara- rası Ceza Drvam'na, Türkiye'nin de taraf olmasıru saglayacak ya- sal değjşiklikJerinver aldığını an- latan Erdoğan, "Iç hazırhklan- nı tamamlamış olarak, Türki- ye'nin yakın bir gelecekte,Roma Statüsü'nü onaylayarakUhısla- rarası Ceza Drvam'na taraf ola- cağuu ilan edrvürum" dedi. 'Son dönemece giretim' Erdoğan, bugünün, Türki- ye 'nin, AB 'ye katılım süreci ba- kımından özel önem taşıyan bir tarih olduğunu söyledi. Komis- yon raporunun ve tavsiyesinin "olumlu tonunun" birliğin si- yasi liderlerinin ortaya koyaca- ğı güçlü siyasi iradeyle karşılık bulacağına inandığını dile geti- ren Erdoğan, "Katihmmüzake- relerinin 2005'in ilk yansında başlamasıyla uzunzamandır yü- rünen bir yolun son dönemeci- ne girmeyi temenni ediyoruz" dedi. Erdoğan, "Türkiye'nin üyeliği, kısa süredegerçekleşme- yecektir. Türkiye bu süreci ma- kulbirzaman ditimindetamam- lamayı ümit etmektedir. Türki- ye bu amaçla üstüne düşeni ya- pacakbr" diye konuştu. Erdoğan, uluslararası toplu- mun, Kıbns Türklerinin tabi ol- duğu siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel tecridi kesin biçün- de sona erdirmesinin ve onlar- ca yıldır uygulanan haksız eko- nomik ambargonun kaldınlma- suun zamanının geldiğini kay- detti. AŞBAK.4N 'BENÎŞOKE ETTÎNlZ' DEDÎ Cemtt Çiçek:Mesajorduya ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birliği Komisyonu'nun "mü- zakereyi askıya alma koşulu" hükümet- te "orchıya dönük mesaj" olarak de- ğerlendirildi. Hükümet Sözcüsü Cemfl Çiçek. rapordaki ifadeyi "demokratik sürecin askıya ahnması,darbe yapdma- sı gibi olağanüstü haller olarak algıla- dığuıT belırtırken "Bunu Türkiye'de demokrasinin kökleşmesi açısmdan da önemsiyorum" dedi. "Bir ta\ siye karanverümesibizim açı- mızdan sürprizdeğfl" diyen Çiçek, ra- porun soğukkanlılıkla değerlendinl- mesi gerektiğini, abartılı sevinme ve- ya abartılı kötülemenin doğru olmadı- |ını söyledi. Raporu yazanlann da si- yaset adamı olduğunu ve iç kamuoy- iannın beklentilerüıi dengelemek zo- runda kaldıklaraıı belirten Çiçek, şun- lan söyledi: "Ohnasıgerekenle olan arasmdaki ay- nmı da iyi koymaroız gerekir. Acaba Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, bugün açıklanandan daha fazlasmı el- de edebilmek için bizim bir eksiktiği- niz oldu mu, olmadı mı? Ona da bir takmak lazım. Müzakerelerdeki zorluğu görmek için kâhin ohnaya, çok üeri görüşlü ol- nayada gerekyok. Müzakere süreçle- rinin başlamasıyla birlikte 31 bölüm, 31 ayn konu,31 ayn alandabinkrce say- falık dokümamn içselleştirihnesi söz Lonusu. Bu bir çeviriden ibaret değfl, kir tercüme değU, devlet icraan. Yap- • Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, müzakerenin askıya alınma koşulu için "AB'nin amentüsünün şartlan var; demokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlüğü. Diyelim ki demokratik süreç askıya alındı, darbe oldu... Böyle olağanüstü haller olarak algılıyorum" dedi. oJdanmız, yapmamız gerekenkr kar- şısmda onda birdir. Bu devlet projesi- dir, sadece hükümetin mesefcsi değil- dir." CemiJ Çiçek, Türkiye'ye uygulamay- la ilgili koşullar getirilmesinin aynm- cılık olup olmadığına ilişkin soruya "Temenni ederdik ki bunlann hiçbiri ounasaydL Biz olabildiğince müzakere sürecinin kayıtsız şartsız geçmesini ar- zu ederiz,Ama herdönemin kendinegö- re şartlan var. Eksikliklerin önemli \as- nu uygulama\1a alakalı. Biz de zaten hükümet olarakağuiığı o tarafa verdik" yanıtını verdi. 12 Eylül hanrlatması Çiçek, müzakerelere ara verecek ge- üşmelerden neyin kastedildiği sonılun- ca şu değerlendirmeyi yaptı: "Ük ba- kışta şö>1e anladım: AB'nin amentüsü- nün şartian var; demokrasi, insan hak- lan ve hukukun üstünlüğü. Zaten bun- lardan birinde bir şey meydana geldiği takdirde... Diyelim kidemokratik süreç askrya aündı, darbe oldu, daha çok ola- ğanüstü haDerdeortaya çıkabflecek ko- nular olarak algılıyorum. Ya da böyle okhığunu tahmin edn»rum, böyleobna- smı terdh edryorum. Zaten Avrupa Kon- sevi'nde de 12 Eylül sonunda Türki- ye'nin yeri askıya alınmıştL Bunu, tam tersi, Türkiye'de demokrasinin kökleş- mesi açısmdan da önemsrvorum." Cemil Çiçek, müzakerelere ne za- man başlanacağı konusunda "Makulu konuşuyoruz. 2005'in başlannda hiç ol- mazsa ükçevTeği gibiolabflirse bizim ba- kunımızdan faydalı olur" beklentisini dile getirdi. Şahin: Bu ilk merhale Başbakan Yardımcısı Mehmet Ah" Şahin, u Bu ilk merhaleydi, ilk virajdı. Bundan sonra kesldn viraj 17 Arauk'ta. Keskin virajı da inşallah döneriz ve zor- lu bir müzakere dönemini başlatmış oluruz. Zaten birçokbakundan AB'ye girmiş vazijetteyiz'' görüşünü dile ge- tirdi. Başbakan Yardımcısı Abdüllaüf Şener de gazetecilerin sorusuna "Edin- diğim ilk izlenim olumlu görünmekte- dir. Mûzakerelerin başlaması için ye- terliiçeriğe sahiptir. Şimdi 17 Aralık sü- reci var. 17 Aralık'ta da olumlu sonuç çıkarsa Türkive AB'ye girme yolunda Önemli bir noktaya gehniş olâcaknr" yamtını verdi. ,_ İLERLEME RAPORU'NA UZMAN YORUMU: Dönüm noktasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB îlerleme Raporu'nu yorumlayan ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. AtillaEralp, AB nin Hırvatistan ve Türkiye için yepyeni bir model öngördüğünü kaydetti. Eralp, tasviye karannın verilmesinin, Türkiye ile AB ilişkileri açısmdan bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Eralp, AB Konseyi'ne Türkiye ile müzakerelere başlanması için tavsi- ye karan alan, ancak bazı yeni kural- lar getiren AB îlerleme Raporu'nu yorumladı. AB Komisyonu'nun al- dığı tavsiye karannm çok önemli bir açılım oldu- ğunu vurgulayan Eralp. "Bu karar, Türkiye ve AB iüşkilerinde yeni bir dönüm noktası. Bu ne- denJe Türkiye'de negatif havaya girilmemesi la- zun" dedi. " Eralp. Türkiye'nin nüfusu, farklı kültürel yapısı ve coğrafi konumu ne- deniyle diğer aday ülkelerden farklı olduğunu da anlattı. Bu nedenle ko- nuya olumsuz yaklaşılmamasını iste- yen Eralp, AB 'nin getirdiği yeni me- kanizmayı da değerlendirdi. Daha önceki 10 aday ülkeye yasal reformlann uygunlama sürecine da- yalı bir denetleme yapılmadığına işa- ret eden Eralp, Türkiye'nin yaşadığı şanssızlığı şöyle anlattı: "Avrupa'da genişleme sürecine yö- • AB Komisyonu'nun, Birlik'te görülen olumsuz hava içinde olumlu bir adım attığı belirtiliyor. netik kamuovunda büyük bir tepki de var. Bir yandan bu olumsuz hava devam ederken diğer yandan da AB Anayasası vereferandumtarüşmala- n yapıhyor. Türkiye ile ilgili rapor, bu tartişmalarm tam ortasına düştü. Bu nedenle AB Komisyonu olumsuz bn* ortam içinde olumlu bir çüaş yapü. Ama AB, bu tartışmalann eşiğüıde bundan sonraki gelişme süreciiçin de yeni bir mekanizma geUştirdi Türki- ye ve Hn-vatistan için öngörülen bu yeni mekanizma. ilerie- me raporianna da yan- sıtüdı. Buna göre, Türki- yeiçin sıkı bir denetleme veizlemesürecitanımla- mvor. Bu süreçte Türkiye'de insan haklan vedemok- ratikleşmegibi konular- da sorun çıkügında mü- zakereler aslaya ahna- cak. Bu kural ilk kez ya- zıh hale getirUryor. tşcilerin serbest do- laşnnı ve göç konusunda kahcı kısrt- lamalar da getirihyor. Diğer aday ül- kelere ise üye ohnalanndan sonra 5- 7 yıl ile sınırlı serbest dolaşım kısıtla- ması getirüryordu. Aynca daha önce- ki adayülkeJerie müzakerelere başlan- dığında, bunun başarılı ohnası garan- ti gibiv di. O) sa ilk defa Türkiye için ucu açık bir süreç getiriliyor. Bu dü- zerdemelerin AB'deki Türkiye karşı- ö çevrelerin endişelerini tatmin etme- ye dönül; olduğunu dûşünüyorum." CHP lideri Baykal: Hükümet sorumlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet partileri, AB'nin Türkiye tlerleme Raporu'na "temldıüi" yaklaştı. CHP Genel Başkanı DenizBaykal, AB'nin Türkiye ile müzakere sürecıni koşulsuz başlatması gerektiğini belirtu-ken tersi durumda Türkiye'ye haksızlık edileceğini söyledi. Baykal, dün grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB konusunda Türkiye'nin büyük bir haksızlığa uğradığını görmekten kaygı duyduklannı söyledi. Baykal, koşullann 2 ay önce ifade edilenlerin tamamen dışında olduğunu, buna da hükümetin yaz aylannda çıkardığı krizin neden olduğunu sa\oındu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Oymen de Îlerleme Raporu'nun Türkiye'nin beklentilerinin çok gerisinde olduğunu belirtti. Geri hükümler içeriyor Serbest dolaşım haklona kısıtlama getirilebihnesi ve müzakere sürecinin askıya alınabilmesi gibi koşullara tepki gösteren Öymen, "Raporun. diğer ülkelere uygulananlardan daha geri bazı hükümler içerdiğini görüyoruz. Hükümete çağnmız şu; 17 Arahk'a kadar bunu iyileştirmeye çaiışm, sakuıcalan gidermeye çahşm" dıye konuştu. Rapora ilk bakışta "olumsuz" denemeyeceğini belirten DYP Genel Başkan Yardımcısı ve emekli Büvoikelçi Nüzhet Kandenür ise "İnsan haklan, demokrasi gibi konularda Kopenhag kriterlerinden geriye düşülürse üyeüğin askıya abnacağuıdan söz ediliyor. Ancak \'erheugen'in Avrupa Paıiamentosu önündeki konuşması dikkate ahndığmda menfi bir rapor olmadığ] görüKiyor'' diye konuştu. Profesör Saylan: Reformlar bizim için ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sivil toplum örgütleri, AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili karannı değerlendirdi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tûrkan Saylan da Türkiye'nin reformlan kendisi için yapması gerektiğini söyledi. Demokratikleşme yönünde değişhrilen yasalann uygulanması durumunda gÖrüşmelerin süreceğini kaydeden Saylan, "Ama, ikiyüzlülük edersek kendi kendinıia de aldarmış oluruz. Ikiyüzhî ohnadan insan haklarnun sadece kendimiz için değfl herkes için gerekli olduğunu, hukukun her şevin üstünde olduğunu kabul edersek o zaman Türkiye bir yerlere gelecek_ AB ister bizi alsın ister almasm" diye konuştu. 'Yasalar u\ gnJanmah' Saylan. Türkiye'nin insan haklan karnesinin iyi olmadığını belirterek "Bizün toplum olarak, sivil toplum örgütleri ve devlet olarak yasalann uygulannıasın] sağlamamız gerekiyor** dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Erruğrul Kazancı ise AB Komisyonu'nun ilerleme raporunda Türkiye ile müzakerelere başlanmasına "koşuUu evet" denihnesinin yeni bir oyalama yöntemi olduğunu söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok da Türkiye'nin bütün iyi niyetlı yaklaşımlanna karşın AB'nin koşullu bir karar almasını u kabul edemediguıi" söyledi. Özok, "Ben vine de gen^ kitklerin AB'ye girmek koşuluyla değfl ama haUamızuı avdınlık geleceği için çağdaş değerlere yönlenmesini, hiç kesmti yapmadan sürdürmesini düivonım" dedi. r» *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle