14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 2004 CUN 14 J V L J İ J J . U M\ kultur@cumhurryet.com.tr Fransa'nın en önemli çağdaş sanat fuan FIAC 2004'e ilk kez bir Türk galerisi katıldı adlar,yeni yönefişler DEFNE GÜRSOY PAJRİS-Bu yıJ 31 'üıcısi düzenlenen FIAC lluslararas» Çağdaş Sanat Fu- an, 21 -25 Ekim tarihlen arasında Pa- ris'te Parc des Expositions sergi ala- nında düzenlendi. 24 ülkeden kanlan 214 galenden 106 sınuı yabancı oldu- gu oluştuğufiıarda,kaölımcıJann yak- Jaşık üçte birı FIAC'a ılk kez katılı- yordu. Yabancı galeriler arasında ftal- yanlar başı çekerken Belçika ve ABD'dengelen katılımcılarikincive üçüncü sırayı alıyordu. FIAC, ekim sonunda 38. yılını kutlayacak ArtKölıı ve geçenhazıran ayında 35. yaşına gi- ren Art Basel ile birlikte A\Tupa'mn en önemJı sanat buluşmalan arasında yer alıyor. FIAC'ı diğerlerinden ayıran özel- lik MarcelDuchampve HenriMicha- ux gibi modernizmin kurucusu sayı- labilecek sanatçılann yapıtlannm ya- nı sıra. yeni perspektifler sunan genç sanatçılara kadar uzanan zengın bir yelpaze oluşturması ve dolayısıyla ge- niş bir izleyicı kitlesine sesienmesi olarak özetlenebılir. Fuann Sanat Yö- netmeni Jennifer Fray, geçen yıllarda yapılan eleştiriJeri göz önüne alarak bu yıl daha dinamik, "gelenek ile keşiP arasında bir sergı düzenlemeye çaba gösterdiklerini belirtiyor. Fray, FI- AC'ın amaçlannı ise şöyle özetliyor: "Geleneği güçlendirerek yenilildere yervermek.önemlikültüreidönüşüm- İeri izlemek, sanat dünyasının farklı kişiliklerini bir araya geörmek ve bu- nu Paris kenrinin sunduğu kültürei zenginliğin içinde gerçekleştirmek". 2004 Fuan 'nı oluşturan çeşitli bölüm- Ier içinde büyük salonda 10'u Tasa- nm'da olmak üzere 170 kadar galeri- ™ — . • — Aibe r to Garoa~Afıx ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ ^ İ P • FIAC 2004 'te Galerist ile katılan Haluk Akakçe, Hüseyin Çağlayan, Ergin Çavuşoğlu, Leyla Gediz ve Seza Paker 'in yanı sıra değişik galericilerin sîandlarında FikretAtay, Ömer Uluç ve Yeşim Akdeniz Graf'ın yapıîlan da sergileniyordu. nin yer aldıgı ana serginin dışında, di- ğer bir salonda daha çok genç sanat- çılann yapıtlannm tarutıldığı Fterspek- tifler, ĞeJeceğin Depremi (Future Qu- ake), Baskı ve Art Plus bölümleri bu- lunuyor. Buradaki gaJerilerin hemen hepsi ılk kez FIAC'a kahlıyor. Modern ustafardan en gençlere Günümüzün "umut veren genç sanatçüarının " temsil edıldığı 'Perspektifler' bölümünde Istan- bul'dan Galerist'in standı vardı. Böylelikle 31 yıldır ilk kez Tür- kiye'den bir galeri FIAC'a kattl- mjş oluyordu. Sanatçı bir ailenin genç üyesı Murat Plevnefi, Güzel Sanatlar'da resim okuduktan son- ra sanatçılara destek olmayı tercih ediyor. 2001 yılında Istanbul'da Galerist'i kuruyor. Galerist Eylül 2004'ten itibaren Beyoğlu'ndaki tarihı Mısır Apartmam'ndakı ye- ni yerine yerleşiyor. Çağdaş Türk sanatını Türkiye 'de bellı bir konu- ma getirmenin yanı sıra, temsil et- tikleri sanatçılan yurtdışında ta- nıtmak ve belli koleksivonlara ve müzelere girişini sağlamak amacı- nı güdüyor. Haziran 2004'te Art Ba- sel'a davet edilerek katılan Gale- rist, burada FIAC'ın yöneticisı Jen- nifer Fray'le tanışıyor ve onun ıs- ran üzerine, başvuru süresi bıtmiş olmasına karşın Paris'teki flıara da davet ediliyor. Galerist burada, or- tak özelliklen Türkiye dışında ya- şamak veya çalışmak olan Haluk Akakçe, Hüseyin Çağlayan, Ergin Çavuşoğlu, Leyla Gediz ve Seza Paker'in çoğu \ıdeo enstallasyon- lanndan oluşan eserlenni sergili- yordu. Her yıl yaklaşık yetmiş bin sanatseverin gezdiği FIAC'ta, ilk kez Türkiye'den bir galerinin ka- tılımı büyük ilgi topluyordu. Pi- levneli, zaten var olan uluslarara- sı "müşteri" ve koleksiyonculan- mn yanı sıra, FIAC'ta Türk müş- terilerin yapıtlara gösterdiği ilgı- ye de dikkati çekiyor. Pilevneli bu ilgiyi FIAC'ın uluslararası alan- daki önemi yüzünden Türk alıcı- lann yapıtlara daha fazla güven duyarak satın almaya yönelmeie- riyle açıklıyor. Ana sergi salonundaki 170 gale- rinin içinde yer alan Paris'tekı Ga- lerie Cbantal Crousel standında eserleri gösterilen FîkretAtay'uı vi- deo enstallasyonlan bu yılın bir diğer sürpriziydı. Crousel'in sü- rekJi sanatçılan arasında yer alan Atay, FIACa 'Lalo'sstoryVTîni- ca' ve 'BangBang' adlı \ideolany- la katılıyordu. 1976 Batman do- ğumlu FikretAtay, 2003 sonbaha- nnda 8. Istanbul Bienali'ne 'Rebeis of tneDance' adlı enstailasyon ile katılmış ve burada ChantalCrousel ıle tanışmış. Crousel o tarihten be- n Atay'uı yapıtlarıru dünyanın dört bir yanındakı sanat fuarlannda ta- nıtıyor. Atay, Avrupa kolekslyonlarında Atay'ın çalışmalan halihazırda Stockholm, New York (New Mu- seum of Contemporary Art), Liz- bon (Cristına Guerra Contempo- rary Art), Kore-Busan Bienali ve Londra'daki Tate Modern'de ocak ayına kadar ızlenebilen 'TimeZo- nes' adlı sergide yer alıyor ve bir- çok enstallasyonu Tate Modern gi- bi önemli müzelerin koleksiyonu- na girmiş. Atay, Crousel'in dave- ti üzerine altı ay boyunca Pans'te kalacak. Perspektifler bölümünde Amster- dam'dan Akıncı Galeri de bu yıhn katılımcılan arasındaydı. Yine 8. Istanbul Bienali'ne katılmış olan ve haien ıstanbul 'da yaşayan Yael Davids'in video ve fotoğraflannın yanı srra, Charlotte Schleiflent ve Stephan Balkenhol'un yapıtlan da Leyla AJancı'nın galerisinde yer alıyordu. Uzun süredirFIAC'taJd tek tem- silcüniz' Ömer Uluç'un eserleri, her yıl olduğu gibi bu kez de New York merkezli 'ArtoftnisCentury' standında sergileniyordu. Aynca Lüksemburg'da bulunan 'Beau- montpublk-' adlı galerinin standın- da da YeşjmAkdeniz Graf ın resım- lerinden örnekler sunuluyordu. Yaşar Kemarin 'Teneke' oyunu Belediye sahneJerinde seyircilerle buluşacak Teneke'nin sesi.. Topfcapıve bahçe Saray'mda ÖZNUROĞRAŞ Bakırköy Belediye Tiyatro- lan 'nin yeni oyunu, Yaşar Ke- mal'in öyküsünden uyarlanan Müşfik Kenter'in yönettiği "Teneke" bu sezona iddialı giriyor. Bu akşam Yunus Em- re sahnesinde 20.30'da galası yapılacak olan oyunun müzi- ğini Zülfij Lhandi yaptı. Genç oyuncularla deneyımli oyun- culann kadroda yer aldığı oyu- nun dekor ve kostüm tasanmı- nı Ayçin Tar hazırlıyor. Hâlâ guticeHlfllnl koruyor Yaşar Kemal 'in 1955'te yaz- dığı yapıtı Teneke" günümüz- degüncellığini koruyor. Çuku- rova'da 1950"li yıllarda geçen öyküde, bir Anadolu kasaba- sında kollan devlet mekaniz- masının en üst noktasına kadar uzanan çeltikçi ağalann, yönet- meliklere karşı gelerek ektikle- ri pirinç sıtmaya neden olur. Anadolu gerçeğine uzak, kent- li idealist ve genç kay- makam tüm tecrübe- sizliğiyle, sıtmaya tu- tulan kasaba halkı adı- na ağalarla mücadele- ye girişir. Kaymaka- mm yanında yer alan, oyundaki adıyla Zeyno Kadın ve bir köylü de sonunda kaymakamın sürülmesine seyirci ka- lırlar. Kaymakam kasa- badan ardından tene- ke çalınarak sürülür. Teneke" idealizm ile baskm güç arasındaki savaşının öyküsü.Ki- tabın sahneye uyarlan- masındaki zorluga, za- man ve mekânın kısıt- lılığına rağmen vurgu- lanması gereken nok- talarsahnedeönplana Oyım<ia,Nurha\^tAtasoy,Ze>TioKadııı,Güı^nÖziseka>Tiıakamrohınde Usta yazar Yaşar Kemal, ki- tabının sahneye Müşfik Kenter tarafından uyarlanmasından ol- dukça memnun. Kemal. Tene- ke'nin sahne>c ilk uyarlanışıde- git Anadolu'nunçeşiöiyerlerin- dededörtkez sahnelendi. Müş- fik Kenter, oyunculan çok iyi seçmiş"dedL Oyunda, Avtekin Cteen,Zekâi Müftüoğlu, Gürgen Öz, S. Sön- mezAtasoy; Münir Akça, Şefik Kıran, Orhan Aydın, Ntırnayat Atasoy, Çefin Etili, Mert Asu- tay; Efif Lrse, lelda Baskm, Fi- ruzan Avdın, LaJe Tancu Fatih Koyunoğlu,AücanYücesov', Do- ğacan Taşpuıar yer alıyor. Avrupa kültür ödülleri • KüMr Servisi - Avrupa Kültür Vakfi'nca, her yıl bir Avrupa ülkesinde düzenlenen 'Avrupa Kültür Ödülleri' töreni, 29-30 Ekim tarihlerinde Istanbul'da, Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı'nda yapılacak. Ödül törenleri kapsamında, Alman heykeltıraş Helmut Lutz'un yaptığı ve üzerinde Türk ve AB bayraJdannın yer aldığı 'Av rupa Boğası' heykeli de Istanbul'da dikilecek. Halen Danimarka Prensi Consort Henrik'in himaye komitesi başkanlığını üstlendiği vakfin, her yıl bir ülkede ödül töreni düzenleyerek, o ülkenin Avrupa idealıne katkıda bulunan kişi ve kurumlan ile genç müzisyenlerini ödüllendirdiği tören, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer himayesinde düzenlenecek. Yapılan açıklamada, çeşitli dallarda dağıtılan ödüllerden 'Avrupa Siyaset Ödülü'ne Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkaru Bülent Annç'm layık görüldügü, Avrupa BölgeJeri Kültür Ödülü'nün de îstanbul Büyüksehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Köln Büyükşehır Belediye Başkanı'na sunulacağı bildirifdi. Cumhuriyet kitap kulübü İMZA GÜNÜ 29 Ekim Cuma Aslı Selçuk 14.00 - 15.30 Oeniz Kavukçuoğlu »Ö.OO- 19.30 Erdoğan Aydın /6.OO- 17.30 Tüyap 23. Istanbul Kitap Fuan - Beylikdüzü 4. Salon Stand No; 301 CumhuriYet kitap kulübü' SÖYLEŞİ 29 Ekim Cuma Konu: Osmanhyla Barışmak mı? Sorgulamak mı? Konuşmacı: Erdoğan Aydın 18.00 - 19.00 Tüyap 23. Istanbul Kitap Fuan - Beylikdüzü 4. Salon Stand No: 301 Cumhuriyef kitap kulübü İMZA GÜNU 30 Ekim Cumartesi Yıldız Sertel 12.00 - 13.30 Mustafa Balbay 14.00 - 15.30 Orhan Karaveli 16.30 - 18.00 Tüyap 23. Istanbul Kitap Fuan - Beylikdüzü 4. Salon Stand No: 301 YAZIODASI SELİM İLERİ BoğaziçiveRadyod) Kız kardeşiyle birlikte öazığ'a, oradaki akrabalan nın yanına kjsa bir mısafiriik için giden Kerime Na dir, yakalandığı malarya yüzünden haftalarca yata ğa düşer. Kerime Nadir'in 'malarya' diye adlandırdığı hasta- lık, bildiğimiz sıtmadır. Sıtmanın Italyanca'sı belki da- ha hekirnlik bir terim olmaktadır... Sıtmaya gelince. 'ısıtma' sözcüğünden ses düşme- siyle ortaya çıktığını, itiraf edeyim ki, yeni ögrendim. Nöbet nöbet gelen ateş, titreme, kaşla göz arasında ısıtmanın ı'sını da silip süpürmüş. Romancı biraz kendine geJdiğinde, biriken mektup- lan açıp okur. Istanbul'dan gelen mektuplar arasın- da, Yedigün dergisinin sahibi Sedat Simavi ninki de vardır. Sedat Simavi, Yedigün'de tefrika edilecek bir ro- man istemektedir. Şöyle, Hıçkınk'ı aratmayacak bir roman. Yıllardan 1944'tür ve Yedigün yeni romanın bir ay içersinde teslim edilmesini istemektedir. Onsekiz - yir- mi tefrikalık bir roman için Kerime Nadirbu süreyi ye- tersiz bulur. Sedat Simavi'nin ödeyeceği telif ücretiyse, eniko- nu yüksektir. Kararsızlıklar ortasında bocalayan romancı, Solan Ümit'i Elazığ'da yazmaya başlar; Yedigün'den de en az iki ay süre ister. Solan Ümit Istanbul'da tamamlanacaktır. Dergide tefrikasına hemen başlanacak; Kerime Nadir de yi- ne Yedigün için Aşka Tovbe'yi yazmaya koyulacak- tır. Yıllar, tefrika roman yıllandır... Solan Ümit kısa bir romandır. Enikonu etkileyici, içe işleyici bir eser. Aşk romanlannın beylik kalıplanna hiç mi hiç denk düşmeyen konusuyla da hayli şaşırtıcı- dır. Kerime Nadir, anılarında, "Bunun üzerine, kafam- da konusu çoktan hazırolan Solan Ümit'i hemen ka- leme almaya başladım", diyor. Konu, yaşantıdan, bir hayat hikâyesinden izler ta- şıyor muydu, saptamak güç. Istinye Koyu, Tarabya, Büyükdere, Boğaziçi'nin semtleri, romancının yaban- crsı olmadığı yerlerdir. Solan Ümit birçok sayfasında ora/ara açılır. Romanın hemen başlangıcında, bir sandal, Istin- ye Koyu'nun durgun sulannda izler bırakarak kıyıya yanaşır. Romanın kahramanı genç kız iner. Beyaz pi- keden spor bir elbise giymiştir. Elbette şapkalı, şap- kası elbette geniş kenarlı. 1940'ların bütün şıklığıyla. Pikeyi es geçmeyelim. Altı üstü başka, bir yüzün- de kabartmalı şekıller bulunan kumaşmış. On yedi yaşında olduğunu öğrendiğimiz, ama he- nüz adını bilmediğimiz genç kız, Istinye'de epey yü- rür, sonra "bir dağyolu"na sapar. Yapıların dikeldiği bugünkü Istinye'ye hiç benzemeyen birmasal deko- ru söz konusudur. Tepede, dağ yolunun sonunda mavi bir köşk vardır, bahçe içinde. Tepeden bakıldı- ğında, Istinye Koyu "bir havuz" gibi görünmektedir. Mavi köşkte "PsikolojiProfesörû" Ferruh Tayyip Bey oturmaktadır. Bu arada, genç kızın adını da öğ- reniriz: Sitare... Ferruh Tayyip'in radyodaki söyleşilerini dinleyen Sitare onunla ille tanışmak istemiştir. Profesör, küçük hayranını. "Haydiçaylanmızı terasta içelim" diyerek dışanya davet eder "Teras pek geniş olmamakla beraber gayet şirin- di. İkiyanındanyûkselip üstünü saran vezarifbirşe- kilde sarkan ipek çiçekleri burasını tatlı şekilde göl- geye boğuyor, ta Hisar'lara kadar uzanan Boğaz'ın manzarasını sınıriayan tabii oymalı bir çerçeve oluş- turuyordu." İpek çiçekleri! Başka yazılarda onlardan söz açtım mı? Semizotugillerden, çiçekleri güzel ve zarif, Istan- bul bahçeterinde göz okşayan birbftkiydi. Boğaziçi'nde, Göztepe'de, Mühürdar'da, onlan ne çok, ne sık gö- rürdüm!.. Şimdi Solan Ümit'te bir hatıra gibi okuyorum. Önerilen Kitap / Roman Sanatı, E. M. Forster, Ünal Aytür'ün çevirisi, Adam Yayınlan, 1982. (Bu güzel, yarariı ese- rin yeni basımı yapıldı mı?) U2'nun kayıp şarkı sözleri gert geMf • AÎVKARA (AA) - Dünyanın dört bir yanında milyonlarca satan albümlere imza atan U2'nun 23 yıl önce çalman şarkı sözlen geri geldi. Grubun 1981 yılında garip bir şekilde ortadan kaybolan şarkı sözlerinin yer aldığı bavul, bir evin çatı katında bulundu. Internetteki '"imdb" sitesinin haberine göre, 1981 senesinde grubun 'October' adlı albümüne koymak üzere hazırladığı şarkılann sözleri, ünlü îrlandah topluluğun Portland-Oregon'daki bir konseri sırasında kayboldu. Bunun üzerine şarkılann sözleri yeniden yazıldı, albüm güçlükle tamamlandı. U2 topiuluğunun Kasım ayında çıkması planlanan albümünün bir kopyası da kayıt aşamasında stüdyodan çalınmış, internette yayımlanacağı endişesiyle piyasaya çıkmasının erteleneceği belirtilmişti. Ancak. aradan geçen zamanda albümün internette yayımlanmaması üzerine Bono Vox, çalışmanın planlandığı üzere 23 Kasım'da hayranlanyla buluşacağını açıklamıştı. Cumhuriyet kitap kulübü SÖYLEŞİ 30 Ekim Cumartesi Konu: Türk Siyasetine Mizah Penceresinden Bakış "Affedersin La Fontaine" Konuşmacı: Mustafa Balbay /2.J0 - JJ.JO . Tüyap 23. Istanbul Kitap Fuarı - Beylikdüzü 4. Salon Stand No: 301
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle