23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EKİM 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Universiteden atılanlara geri dönebilmeleri için bir destek de DYP'li Ummet Kandoğan'dan geldi Af baskısı AKP'yizorluyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul Bağımsız Milleh ekili Emin Şirin'den sonra DYP Denızlı Millet- vekili Ümmet Kandoğan da öğrenci affı için yasa önerisı \erirken gözler iktıdara çe\Tİldi. CHP Grup Başkan- vekili AB Topuz, iktidar partisinin "topu"' kendilerine attığını \nrgula- yarak "Hükümet tasan olarak bunu sunsuiL CHPnin. onıın bunun arka- sına saklanmasınlar" dedi. D\TTiÜmmet Kandoğan, 1980'den sonra "hernesebepleohırsaotsun" ünı- versıte ıle ilışığı kesılenler ıçın aföne- risi verdi. Kandoğan, "Yeni bir sınav uruguay • Bağımsız milletvekili Emin Şirirf in ardmdan DYP'li Kandoğan da 1980'den sonra üniversite ile ilişiği kesilenler için af önerisi verdi. CHP'li Topuz. hükümetin sorumluluk almamak için topu muhalefete attığını savunurken AKP Grup Başkanvekıli Irfan Gûndüz ise af önerisinin CHP'den gelmesi konusunda ısrarlı olduklannı söyledi. hakkmdan 80 bin channda öğrenci- imkânı \erilmelidir" dedi ki toplumda çanşma yarataeak düzen- nin faydalanması bekkniyor. Gençle- CHP Grup Başkanvekilı Ali Topuz. lemeleri getirme gibi art niyetkri var. re okuma hakkı verfimelidir" dedi. Kandoğan, türban konusundaki kay- gılar anımsatılarak yöneltilen bır so- ru üzerine de "Üniversite ile ilişiği ke- silenkrden bir bölümünün başörtülü okhığu büiniyor. Düşünee \« ifadehür- riyetinin olduğu bir Tiirkh e istivonız. Aynmsız herkese üniversiteye dönme dün gazetecilerle sohbet ederken af konusunda, CHP'nin bir yasa öneri- sı hazırhğı yapmasının söz konusu ol- madığıru söyledi. Topuz, "Bunlar top- lumda yanılgı yaratmaya dönük taUb- siz gelişmelerdir. Başbakan Erdoğan topu CHP'ye atnuşor. Biz verirsekyan- hş anlaşdınz,endişeteri varmış. Demek Hükümet, hükümetgibi çahşsın ve bu- nu bir tasan olarak Medis'e sunsun. CHP'nin, onun bunun arkasına sak- lanmasuüar" dedi. AKP Grup Başkanvekılı İıfan Gün- dûz ise af önerisinin CHP'den gel- mesinde ısrarlı oldukJannı söyledi. Gündüz. "Bunlaranlaşmayabağhiş- İktidar bilgisayar oyunuyla değişecek • Uruguay'da sol muhalefet, gençleri sandık başma çekmek için bir bilgisayar oyunu tasarladı. Oyunda, gençler sosyal değerleri harekete geçirerek ülkeyi yeniden kuruyor. Haber Merkezi - Uruguay"da yaklaşan seçimlerle beraber sıyasiler, politikayla ügilenmeyen gençleri cezbetmek için yeni bir yol buldu. Sol eğılimlı muhalefet partisı Frente Amplıo. ılk defa oy kullanacak olan dijital kuşağın gençlerini sosyal mesajlarla yüklü bir video oyunuyla polıtikaya ısındırmaya çalışıyor "Haydi DeğjpnT (Cambiemos) adlı oyunda. oyuncular yeni bir ülke kuruyor. Ülkenın kuruluşunda sosyal değerler, fakirlere yardım. sağlam bir altyapı gibi seçenekler var. Ulke kurma oyunu Partı kendi savunduğu değerleri oyunla gençlerin ügisıne sunmayı hedefliyor. Oyunun tasanmcısı Gonzalo Frasca oyunu, "Genç oyuncular, yeni bir ülke kurmanm tüm zorluklannı burada dene)ebifirler. bir bilmece gibi. değişik değerleri ve stratejileri birleştirerek bir bütüne varacaklar" şekhnde tarumlıvor. Frasca, politik içerikli video oyun tasanmında biruzman "Uruguay'da gençler poütikacılara güvenmiyor, bu nedenle sandıklara da gitmiyorlar" diyen Frasca"ya göre, "Uruguay tarihinin en kötü krizini yaşıyor ve ülkenin bir anlayış değjşüdiğine ihüyacı var. Bu nedenle de Cambiemos oyunu gençleri yeniden poütikava ısındıracak." Gençler arasında gıderek yaygınlaşan bilgisayar ve video oyunlannın, yakın gelecekte bir medya aracına dönüşmesi bekleniyor. Haydı Değişim (Cambiemos) oyunu. sandık başına götürebüeceği bırkaç bin genç sayesinde, kıyasıya bir yanşın sürdüğü ülkede iktidann değişmesine vesile olabilir. Ülkede 2 5 milyon seçmen bulunuyor ve bunlann yüzde 10'dan fazlası ilk kez oy kullanacak. Sol muhalefet Frente Amplio, merkez sağ Partido Nacional ve Partido Colorado'ya karşı mücadele venyor. Halen Kopenhag Teknolojı Üniversitesi, Dijital Estetık ve İletişim bölümünde öğretim üyesi olan Frasca, oyunun, gençleri parti programı hakkında da bilgilendirdiğini söylüyor. Oyun sayesinde merakı uyanan gençlerin, partinin web sıtesıne geçerek burada parti programını okumaları \ e oy verecekleri adaylar hakkında bilgi almalan hedefleniyor. Tarlada kız öğrenci avı Erzurum MilB Eğitim Müdürü Ahmet Er, merkeze bağh köylerdeki taıialan tek tek dolaşarak okula gitmeyen kızlan beürledi. Er, kentte 4 bin 500 kız çocuğunun okula gitmediğine dikkat çekti. Erzurum'un bölgedeki diğer kentlere oranla daha şanslı olduğunu ifade eden Er, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde birçok kentte okula gitmeyen kız çocuğu sayısının 10 binleri bulduğunu söyledi. Er, Miffi Eğitim Bakanhğı ile UNlCEFin ortaklaşa yürüttüğü "Haydi Kızlar Okula" kampanyası kapsamında merkeze bağh köyleri dolaşarak kionı okula göndermeyen veüleri ikna etmeye çabşo. Er, merkeze bağh Şıh köyünde aileleriyle birfikte tarlada çalışan Ashhân Cüleç (9), Nisanur Aktan (7) ve Sultan GÖkgöz (6) ile sohbet etti Çocuklann hem çahşıp hem de okula gittiğini öğrenen Müdür Ahmet Er, "Sakın okulunuzu bırakma>in. Bu ülkenin siztere ihtiyacı var" diyerek nasihatte buhındu. Er aynca, "Haydi Kızlar Okula" kampanyası için tüm flçe kaymakamlannın özveriyle çabşüğinı VTirgulavarak "Herkes üzerine düşeniyaparsa kısa sürede büyük yol kat ederiz" dedi (GURKAN ATA) ler. dk tektifCHP'den getein,ondan son- ra konuşahm. Eğer bu işin siyasi ran- tı varsa onlar alsın. Anıa gereklUiğine deinanjyoruz" dedi Gündüz, bu tav- rın ıktidar açısından çelişkı oluştur- duğunun belirtilmesi üzerine "Belki önümüzdeki günlerde muhalefetle ortak bir çahşma olabilir. Biz yapın- ca tarüşma farkh noktalara gidiyor. Doğru yaptığumz işlerde bile kamu- oyunda tedirginliğe sebepolan. muha- lefet. Bu ancak karşıiıklı mutabakat- la olabilir. Özellikle 17 Arahköncesin- de bir gerilime tahammülümüz yok" görüşünü dıle getırdi. Görevden alındı Erdoğan için ölmek de kurtaramadı ANKARA (ANKA) - Başbakan RecepTavyip Erdoğan'a yazdığı öv- gü dolu mektubun ardından Milli Eğitim Bakanhğı Müşavirliği'ne atanan CumaB Tekin, görevinden alındı. AKP millen ekili ZeynepTe- kin'in kardeşi olan öğretmen Cu- mali Tekın, bu göre\e atanmadan önce yazdığı mektupta Başbakan ıçın "öleceğmi" ılan etmişti. Adana'da öğretmenlik yaparken Erdoğan'a yazdığı mektubun ardın- dan Ankara'ya Milli Eğitim Bakan- hğı Müşavirlığı kadrosuna atanan Tekin"ın bu göre\i yaklaşık 9 ay sür- dü. Cumali Tekın, 22 Ekim"de Res- mi Gazete'de yayımlanan kararla görevinden alındı. Tekin, bir dörtlüğün de ıçınde yer aldığı mektubunda Erdoğan'a özet- le şunlan yazmıştı: " Size hedrve ola- rak çocuklanm, torunlanm ve ül- kem için, Türk tslam âkminin gele- ceğiiçinhiç gozümü knpmadan bun- dan sonraki ömrünıü ömrünüze ek- lemek isterim ki daha çok hizmet edip dün\a düzeninde söz sahibi olabilmeniz için„" Tekin, Milli Eği- tim Bakanı Çelik'in de "ayağuunto- zu" olacağını söylemışti. Prens Charles ile görüşen Cumhurbaşkanı, AB'ninverdiği sözlerin aıkasında durmamasını eleştirdi Sezer'den Kıbrıs sitemi GaOer Prensi Charles, Ankara'daki temaslan çerçeveshıde " Devinimler, yaşanıa se\inci" dans topluluğunun provasmı iz- ledL Prens Charles, sponsorlan arasında British Council'uı da bulunduğu gösterinin pro\asmıizledikten sonra, sahnededans- çüarla bir süre sohbet etti ve haüra fotoğran çektirdi (A tSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Gal- ler Prensi Charles'ı kabulünde AB'nin Kıb- ns Türklerine verdiği sözlerin arkasında dur- mamasını eleştirdi. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere önce- ki gün Türkıye'ye gelen Galler Prensi Char- les, Istanbul'da bombalı intihar saldınlan so- nucu hasar gördükten sonra onanlan İngiltere'nin Istan- bul Konsolosluğu'nun açı- lışınakahldı. Charles. saldı- nlarla ilgili olarak "Bu cani saldınlan planlayarak ara- mıza ayrüık tohumlan at- mak istevenler, ancak bizle- ri, İngUiz, Türk. Müslüman. MUSCNİ ve Hıristiyanlan bir araya getirnıe>i başarabil- mişlerdir" dedi. Türkıye'nin AB içinde ^~~~~~~~ yerini almak üzere hareket ettığını voırgula- yan Charles, şunlan söyledi: "Hem burada hem deAvrupa'nın diğeryerlerinde Doğu ve Baü'nın. İslanıiyet \e Hıristhanhğın birleş- mesi\le değerlerinin, inançlannın ve stan- daroaruun kaybolmasından korkanlar ola- caknr.Bu korkulan anlnvrum. Birleşik Kral- lığuı bu korkulann giderihnesindeözielbir rol oynayabileceğini umuyorum." Türkiyenin de îngiltere gıbı geçmışte geniş bir ımpara- • İstanbul'daki İngffiz Konsolosluğu J nun açılışına katılan Prens Charles, Türk halkımn Atatürk'ün vizyonu sayesinde İslam ve demokrasinin uyum içinde var olabileceğini gösterdiğini vurguladı. torluğa sahip olduğuna dıkkati çeken Char- les, "Türkiye halkı belki diğcrlerinden deöte olarak, büjiik ölçüde Atatürk'ün vizyonu sa- yesinde tslam ve demokrasinin birtikte uyum içinde var olabileceğini gösterme yolunu bul- muştur. Birleşik Krallık, Avrupa'da Türki- ye'nin en kararhdestekçiierinden biri ohnuş- tur. Önümüzdeki yıllarda da bu desteği ver- _ ^ _ _ _ _ _ _ meye devam edecegimizi bi- Ihorum" dıye konuştu. Prens Charles, Istanbul'da- ki açılışın ardından Anka- ra'da çeşitli temaslardabulun- du. Charles ilk olarak Cum- hurbaşkanı Sezer'i ziyaret etti. Edinilen bilgiye göre bu görüşmede, ingiltere'nin Türkiye'nın AB üyeliğine verdiği desteğe teşekkür eden. Kıbns konusunda da- ~ ~ ~ ^ ^ ^ ^ ^ ha fazla çaba bekledıklerini anlatan Cumhurbaşkanı Sezer, AB'nin son dönemde, Kıbns'ta çözüme "hajır" diyen Kıbns Rum Yönetimı'ni ödüllendirir tutum izlemesinı eleştirdi. Charles daha sonra Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendısi onu- runa verdiği yemeğe katıldı. Öte yandan Charles bugün Deyrulzaferan Manastın, Kasımı>e Medresesi ve Kırklar Ki- lısesı"nin de aralannda bulunduğu tarihi me- kânlan gezmek üzere Mardin'e geçecek. ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(a cumhuriyet.com.tr Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, ik- lim değişikliğiyle mücadeleyi öngören Kyoto Protokolü'nü onaytadı. Dünyanın geleceğini il- gilendiren bu haber nedense Türkiye'de pek fazla önemsenmedi. 1997 yılında kabul edilen Kyoto Protokolü'nün hedefi, dünya ikliminde sera etkisi yaratan ve bü- yük bir kısmı kuzeyin endüstri ülkelerinde olu- şan karbondioksit oranını 2010 yılına kadar yüz- de 5 oranında düşürmek. Bilindiği gibi küresel ısınma buzullann erimesine ve deniz seviyesi- nin yükselmesine, aynca fırtınalann, yağışlar ve kurak dönemlerin artmasına neden oluyor. Rusya ve ABD uzıın süredir Kyoto Protoko- lü'nü imzalamıyordu. Bu nedenle de protoko- lün işlerlik kazanması olanaklı olmuyordu. An- cak Rusya parlamentosunun alt kanadı Du- ma'nın protokolü onaylaması ile işler biraz de- ğişti. Aslında protokolün uygulanması kadar, yürür- lüğe girebilmesinin aritmetiği de son derece kar- maşık. Dünya Iklim Sözleşmesi'nin uygulanma- sını düzenleyen protokolün yürürlüğe girebil- mesi için imzalayan ülkelerin dünya ikliminde se- ra etkisi yaratan emisyon toplamının yüzde 55'i Tüm Dünyaya Müjdeli Bir Haber aşması gerekiyordu. Dünyanın en büyük karbon- dioksit üreticisi ABD'nin imzalamayacağını açık- lamasından sonra Kyoto Protokolü'nün yürür- lüğe gırebilmesi için Rusya'nın katılımı kaçınıl- maz olmuştu. Dünyanın en fazla sera gazı üre- ten ülkesi Amerika Birleşik Devletleri, 2001 yı- lında anlaşmadan çekilmişti. Putin'in ve Rusya'nın tutumundaki bu deği- şiklık, Avrupa Biriiği ile DünyaTicaret Örgütü'ne üyelik için yapılan pazartığa bağlanıyor. Putin, yap- tığı bir açıklamada, Kyoto Protokolü'ne onay verilmesi karşılığında AB'den, Rusya'nın Dün- ya Ticaret örgütü'ne üyelığini destekleme sözü aldığını söylemişti. Avrupa Birtiği'nden yapılan açıklamada, Kyo- to Protokotü'nün, mükemmel olmayabileceği, an- cak küresel ısınmayla mücadelede en uygun araç olduğu vurgulandı. Avrupa Komisyonu Baş- kanı Romano Prodi, Amerika Birleşik Devlet- leri'nın. insanlığın geleceği için hayati önem ta- şıyan bir mücadeleden çekınmemesi gerektıği- ni söyledi. Rusya'nın Kyoto'yu imzalaması ile birlikte ABD ve özellikle Bush Hükümeti, uluslararası sorumluluklarını yerine getirmedikleri için lyice köşeye sıkışmış oldu... ABD, dünyanın toplam karbondioksit salınımının yaklaşık beşte birin- den sorumlu.. buna rağmen, iklim değişimi ko- nusunda hemangi bir adım atmamakta inat edi- yor. Aslına bakarsanız yayımlanan yeni bir ra- pora göre gelişmiş ülkeler küresel ısınma konu- suna ciddi olarak eğilmedikçe, küresel yoksul- luk ve açlıkla mücadele çabalan sonuç verme- yecek. iklim Değişikliğı Üzerine Hükümetlerara- sı Panel tarafından yapılan araştırma, sanayileş- miş ülkelerin 2050 yılına kadar sera gazlarının oranını yüzde 80 oranında düşürmeleri gerekti- ğini belirtiyor. Bu rakam Kyoto Protokolü'nde he- deflenenden çok daha büyük (*). Raporu kaleme alan Andrew Smms, iklim de- ğişikliklerinden en çok zarar görenin en yoksul ülkeler olduğunu söylüyor. Sımms'egöre Bang- ladeş bunun en somut ömeğı. Bangladeş'te son sellerde ülke üretiminin yüzde 5'inin zarar gördüğü tahmin ediliyor. Rapordaki tavsiyelerin başında, gelişmiş ülkelerin yakıt kullanımını acil olarak azaltması gerektiği geliyor. Raporda im- zası bulunanlardan Nobel Banş ödülü sahibi Desmond Tutu ise hükümetlerin ve çevre ör- gütlerinin felaketi önleyecek kalıcı çözümler bul- mak üzere birlikte çalışmaları çağnsında bulun- du. Greenpeace Türkıye'nin de söylediği gibi: "Rusya'nın Kyoto Protokolü'nü imzalamasının ardından Türkiye de yeni yeni başladığı aniaş- ma sürecini hızlandırmakzorunda kalacak. Çün- kü anlaşmanın hayata geçip geçmeyeceği yo- lundaki belirsizlik kalkarsa, tarafolmayan az sa- yıdaki ülkenin birliğe katılması beklentileri arta- cak. Bilindiği gibi Türkiye, Kyoto sürecine İklim DeğişikJiği Çerçeve Anlaşması'nı imzalayarak gir- di. Çalışmalarne kadarçabukbaşlarsa, hem dün- ya hem de ülkemizdeki insanlar, fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını azaltarak daha az Yatağan faciaları yaşayacak; bağımsız ve temiz enerji kaynaklarının yolu da açılmış olacak." DUZYAZI ORHAN BİRGİT OtosansürFransa Yeşiller Partisi Milletvekili Helene Flatu- re'nin geçen hafta cuma günü Avrupa Parlamento- su insan Haklan Alt Komitesi Başkanı kimliğiyle Di- yarbakır'ın Tellikaya köyün de soyledikleri haber de- ğeri taşımıyor mu? Madam Flature, Tellikavak'ta incelemeler yapıyor, daha sonra köylülerle kapalı bir toplantı gerçekleşti- riyor. O toplantıda nelerin konuşulduğunu kendisi, çevirmeni ve köylülerden başka hiç kımse bilmiyor. Ama toplantı sonunda Madam' ın bir gazeteciye soyledikleri ilginçtir: "Diyarbakır, Kürtbölgesinin baş- kentidir. Aynı zaman da AB 'ye giriş mücadelesinin de başkentidir. Çünkü bütün sorunlar burada yatmak- tadır. Bu sorunlar sosyal ve ekonomiktir," Türkiye Cumhuriyeti birfederasyon olsaydı, AP'nin İnsan Haklan Alt Komitesi Başkanı Madam'ın söyle- diklerinde haber değeri aramak gerekmezdi. Ama bu hafta sonunda 81. yıldönümünü kutlayacağımız Cum- huriyetimiz, üniter ve tek başkentli bir devletin cum- huriyetidir. Kım olursa olsun, özellikle bir konuğun o Cumhuriyete yeni biçimler giydirmek gibi bir terbiye- sizliği yapması o nedenle her şeyden önce haber ola- rak önemlidir. Gelin görün ki, başta Cumhuriyet gazetesi olmak üzere bu haberi sayfasına geçiren bir ya da iki gaze- te olmuştur. Türk medyası, AB yolculuğunda sakın- calı bilgilerle kafasının kanşmasını istemediği için ol- malı, okurianndan ya da izleyicilerden kendi ülkesi- nin üniter yapısını değiştirme niyetini açığa vuran bir yabancı milletvekilinin sözlerinı gizlemiştir Sansüret- miştir. Bu sansürü kendi kendisine uygulayarak halkın bil- gi edinme hakkını çiğneyen gazete ve televizyonlan- mızın bedava özgürlük kahramanlığında kimseye pa- buç bırakmadığını dünya âlem bilmiyor mu? Hem her yıl 24 Temmuz'da, sansürün Meşrutiyetin ilanıyla "sözde" kalkmasını kutlanz. Hem de işimize gelmeyen, efendilerimizi kızdıran haberler karşısında sus pus olmaktan geri kalmayız. Ama o efendıler ör- neğin yargı erkini törpülemek istemışlerse bu isteğin üstündeki şalı açan Yargrtay Genel Kurulu'na da ağ- zımıza geleni söylemek için sadece yanşmakla yetin- meyiz. Cehaletimizi de sergileyerek o genel kurulu oluş- turan 246 yüksek yargıcı bir araya getıren düşünce- leri, emeklilik kapısında bekleyen Yargrtay Başkanı'nın istencesi olarak da takdim edebiliriz. Evet mi, hayır mı? Dün bir gazetemiz "AByolunda sivil teyakkuz" baş- lığıyla çıkmıştı. Ve en kritik viraja 53 gün kaldığını du- yuruyordu. Aynı gazetede tek sütun içinde varla yok arasında bir başka haberde, Avrupa Parlamento- su'nun 17 Aralık'ta oylanacak Türkiye raporunun tas- lağının ortaya çıktığı bildınliyordu. Altında Hollandalı parlamenter Chris Eurlings'in imzası bulunan taslak- ta, müzakereler başlansa dahi Türkiye'nın bugüne dek görülmedik bir siyasi denetim altına alınması is- tendiği söyleniyor. O denetimle ilgili satır başı halin- deki önerilere gelince.. Başta anayasa değişikliğı ge- liyor. Söylemeye gerek yok ama, o değişikliğin Bayan Zana ve Madam Flature'nin bınncisinin Türkiye'nin iki ulustan oluşan birdevlet olduğu, ikincisinin de üniter yapının yerine bölgeli bir oluşumun işaretlerini veren düşünceteriyle içereceği anlaşılıyor. Ermenistan'la ba- nş, Kıbns'tan Türk Banş Gücünü çekme ve Alevilerin Müslüman azınlık olarak yasal korumaya alınması da sıralanıyor. Hükümet tüm bukonulardasuskun. Muhalefet ağ- zını açmıyor. Sivil Toplum örgütleri keza. Sendikalar bu ülkede yaşamıyor sanki! Ve ölü toprağının en gübrelisi Türk medyasının üs- tünde! Sanılıyor ki, 17 Aralık gelince Türkiye masaya otu- rup her madde üstünde görüş bildirecek ve tek tek vırgülllerin, noktalann, parantezlerin anlamlan açıklat- tınlacak. Oysa AB'nin bir başka önde gelen görevlisi, Geniş- lemeden Sorumlu yeni üye Mathias Rırte, 18 Ekim- de, CNN Türk'te Mehmet Ali Birand'a ne diyordu? "Size AB müktesabatını veriyoruz. Siz bu AB mük- tesabatına "Evet" diyorsanız, ben de sizin "Evet" inize inandığım için görüşmeler bitmiş demektir." Hızlı AB'ci Birand o konuşmayı, Türkiye ile AB arasında bizim anladığımız gibi bir Müzakere ol- mayacak. Bir al-ver ve birpazariık söz konusu değil" diye yorumlamış değil mıydı? Hâlâ hangi baş müzakereciden söz ediyoruz ki. ikinci bir Ismet Inönü mü bulacağınızı düşlüyorsunuz? AB kestirme yoldan gıdiyor ve uzatmadan evet mi, hayır mı diye yanrt veımemizi istiyor. Kendileri o tarih- te hayatta olmayacak insanlar ise çoktan eveti yapış- tırmaya hazıriar. Sadece bugünü kurtarmak ıçın. "Bizden sonra is- terse tufan olsun" diyorlar. Atatürk Cumhuriyetçileri. Bu tehlikeli gidişe 29 Ekim 2004'te ev ve işyerterine her yıldan çok daha görkem- li bir biçimde bayraklanmızı asarak hayır dediğimizi göstermeliyiz. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit /; e-kolay.net ÖZ-CE DER projesi * http://www.bbc.co.uk/ Çocuk tutuklularla uzman sohbeti İstanbul Haber Ser- visi - Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Da- yanışma Derneâi'nin (ÖZ-GE DER),^Isla- hevleri ve Cezaevlerin- de Tutuklu ve Hûkûm- lü Durumda Bulunan Çocuklann Sosyal ve Yasal Koşullaruun İyi- leştirflmesi'" projesi kap- samında, Prof. Doğan Cüceloğlu ile a\oıkatlar Türkay Asma ve Or- han Şimşek. Bayram- paşa Tutukevi'nde kalan 500 çocukla 26-27 Ekim tarihlerinde soh- bet edecek. Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edi- len ve bu yıhn mart ayın- da başlatılan projede, bugüne dek Ankara, Bursa. Konya, Kayseri, Muş, Elazığ, Diyarbakır, Antalya illerinde 450 çocuğa ulaşıldı. ÖZ-GE DER, Istanbul'dan son- ra Izmir. Aydın, Mani- sa, Adana, Mersin ve Gaziantep kentlerini zi- yaret edecek ve böyle- likle projede yaklaşık iki bin çocuğa ulaşılmış olacak. Çocuklara yal- nız olmadıklannı his- settirmek ve onlann psi- kolojik ihtiyaçlanna yar- dımcı ohnayı hedefle- yen proje kapsamında, çocuklara aynca içinde "BM Çocuk Haklan Sözieşmesr, "Güvenük Kuruhışlanndakitşlem- ler ve Haklar* 1 ! anlatan broşürler bulunan dos- yalar dağıtılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle