17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA J\_ LJ JLJ M. U MX kulturıŞ cumhuriyet.com.tr 15 Ölümünün 102. yılında Emile Zola Hep haklının yanında olduH. NECMİ ÖZTÜRK "Önceleri bir sanat olan tıp bili- me dönüştüğüne göre, neden ede- biyat da deneysel yöntem sayesin- de bir bilim dalına dönüşmesin? (...) Doktorlar nasıl insan yaşamı- nı kontrol edebiliyorsa, biz doğalcı romancılar da bireyde kültürel ve- ya kişisel değişimlere yol açan olgu- ları anlayarak bunlan kontrol ede- bilmeliyiz." 1880 yılında yazdığı "Deneysel Roman" adh eserinde bu sözleri di- le getiren Emile Edouard-Charles- Antoine Zola, ömrii boyunca yaşarm döndüren çarklann dizgesini anlama- ya çalıştı. Bir insan neden âşık olur, neden terk eder, neden öldürür, neden ayaklanır, niçin nefret eder? Buna benzer birçok sorunun yanıtını, ro- manlannın iskeletı yapmaya çalıştığı determınızmde bulduğunu düşünür Zola. Ancak doğalcılığın babasının işini zorlaştıran, bir insanın, roman- cının ıstedigi gibi hareket etmesı ıçin, bir bardak suyun kaynaması için ge- rekenden çok daha fazla koşul gerek- tirmesiydi. Bu nedenle, Macar eleş- tirmen Georg Lukacs Zola'yı beğen- mekJe birlikte, onu romanlannın ki- şilerini kendi kararlan çerçevesinde yönlendirmekle suçlar. Deneysel roman Fakat Zola ne kadar eleştirifirse eleştinlsın, dünya edebiyatındaki ye- ri sarsılmazlığını koruyacaktır. Emile Zola'nın, "Rougon-Mac- quart'lar: Ikinci İmparatoriuk Dö- neminde Bir Ailenin Doğal ve Top- lumsal Tarihi" adh 20 kıtaplık dizi- siyle anılması yanlış değil elbette, an- cak bunu Balzac ın "Insanlık Ko- medyası" gibi düşünmemek gerekir, ne de olsa Zola tüm yapıtlan (kırktan fazla kitap) için bu adı seçmiş değil- dir. Zola, yirmi kitaplık yapıtını, ara- da başka yapıtlar da verdiği halde. ancak 22 yılda, 1893 'te tamamlamış- tır. Claude Bernard'ın yazdıgı "De- neysel Tıp Çahşmalarına Giriş" adh kitap, Zola'yı dennden etkilemiş ve onu deneysel roman adını verdiği sistemi geliştirmeye kadar görürmüş- tür. Bu sıstemin geçerli olup olmadı- ğını anlamak için de 20 kitaplık dizi- sine başlamış ve determinizmin "Ay- nı koşullar, aynı sonuçları doğu- rur" ilkesüu kahramanlanna uygula- mıştır. Yarartığı kahramanlarla ro- manlannın hemen hepsinde karşılaş- mak ise okuru, farklı bir roman türü- nü keşfe çağınr adeta. Zola'nın, 1871de "Les Rougon-Macquart" dizisine başlamadan önce de 10 kita- bı vardır. En önemlileri de Les Con- tes a Ninon (Ninon'a Masallar), po- lisle başmı derde sokan ve bir söylen- tiye göre Hachette Yayınevi'nden atılmasına neden olan La Confessi- on de Claude (Claude'un Itirafı) ve Therese Raquin dir. Zola 1893'ten 29 Eylül 1902'dela kuşkulu ölümüne kadar birçok yapıt verir. Yaşamına bırçok şey sığdırma- yı başarsa da her ölüm gibi onun ölü- mü de erken, üstelik zamansız olur. Adalet (Jusrice) adh kitabı bitmeden kaldıgı gibi Zolalar'ın evinde çalış- maya gelen ve 1888'den ölümüne dek yazarla 14 yıl süren tutkulu bir aşk yaşayan Jeanne Rozerot'dan olan i- • Dreyfus olayı, 19. yüzyılın sonlannda belki de en sarsıcı olaydır. Yahudi kökenli bir subay olan Albert Dreyfus haksız yere casuslukla suçlanır ve onun suçsuz olduğuna dair belgeler kamuoyunun eline geçmeye başlayınca, Zola 'nın dönemin cumhurbaşkanı Felix Faure 'a yazdığı "Suçluyorum..!" başlıklı açık mektubun "L'Aurore " gazetesinin baş sayfasında yayımlanmasıyla başlayan olaylar silsilesi, işi ordunun ve yargı erkinin sorgulanmasma kadar götürür. Ve ordu ile yargı gerçekten hatalıdırlar. kı çocuğu da babasız kalır. Fransa'da geçen ay Gallimard Yayınevı tarafın- dan basılan Lettres a Jeanne Roze- rot (Jeanne Rozerofya Mektuplar), kansı Alexandrine çok sayıda mek- tubu yok ettiğinden. birçok başka ya- zann yazışmalan gibi 4 veya 6 cilt de- ğil, sadece 390 sayfadır. Ancak 200 mektup içeren bu ilk basım, yine de Zola'nın Rozerofya duyduğu aşkın saflığını okura yansıtmayı başanyor. Zola'nın ölümü kuşkuludur, çün- kü Dreyfus olayının alevinin biraz ol- sun azalmadığı bir zamanda, üstelik Yahudi karşıtlan ve "statüko" savu- nuculan tarafindan gönderilen tehdit mektuplan aldığı bir döneme "rast- lar". Şu tür cümlelerin yer aldığı mektuplar Zola için sıradanlaşmıştı o dönemde: "Kim Fransa'yı senin ko- kuşmuş varlığından arındıracak? Başına ödül kondu" veya "Pis do- muz, Yahudi âşığı, ölmene karar verdiğimiz bir toplantıdan az önce çıktım." Dreyfus olayı, 19. yüzyılın sonla- nnda belki de en sarsıcı olaydır. Ya- hudi kökenli bir subay olan Albert Dreyfus haksız yere casuslukla suç- lanır ve onun suçsuz olduğuna dair belgeler kamuoyunun eline geçmeye başlayınca, Zola'nın dönemin cum- hurbaşkanı Felix Faure'a yazdığı u Suçluyorum..!" başlıklı açık mek- tubun "L'Aurore" gazetesinin baş sayfasında yayımlanmasıyla başla- yan olaylar silsilesi, işi ordunun ve yargı erkinin sorgulanmasma kadar götürür. Ve ordu ile yargı gerçekten hatalıdırlar. Preyfus olayı Dreyfus olayı o dönem Fransa'sı- nıo kadar sarmıştırki 1894"teDrey- fus'ün zındana konulmasıyla patlak veren olaym ızlen uzun yıllar sılin- mez. 1907'de Zola'nın küllerinın Pantheon'a defnediliş törenine katı- lan Albert Dreyfus'e bir suikast dü- zenlenir ve Dreyfus kolundan yara- lanır. Zola'mn, bacadaki tıkanıklık nedeniyle karbonmonoksıt zehirlen- mesinden kaynaklanan ölümündeki ilgi çekici bir dığer yön de Zolalar' ın evindeki bacayı inceleyen uzmanla- nn, bacada moloz buhnalan ve kom- şulannın da olayın gerçekleştiği gü- nün öncesinde çatıda gezen birtakım adamlann olduğunu söylemeleridir. Ancak hiçbır şey kanıtlanamaz ve Zola'nm ölümü kayıtlara kaza olarak geçer. Bayan Zola kısa sürede iyi- leşmiş olarak geri döner ve sonra Zo- la'mn sevgilisi Jeanne Rozerot'dan olanDenise(doğumu 1889) ile Jac- ques'ı(doğumu 1891) kendi çocuk- lan olarak himayesine alır. • • • TUYAP Istanbul Sanat Fuarı'na ilk kez yurtdışmdan galeri ve sanatçılar da katıldı Uluslararası olma yolundaSELCEN AKSEL Beylikdüzü'ndeki Kongre ve Fuar Merke- zi'nin hizmete gırmesiyle üç yıldır Kitap Fu- an 'yla eşzamanh olarak burada yapılan 14. TÜ- YAP Sanat Fuan'na katılan galeri ve sanatçı sayısında artış var. Geçmişte ortalama 55 olan katılımcı galeri sayısı 115'e ulaşmış durumda. Bu nedenle, bu kez sanat fuan için iki salon ay- nhnış. Fuarlann geçmişteki takipçileri, bu ikı fuann bir arada yapılmasını benimsemiş, genel yaklaşım çok olumlu. Bu, katılımcı sanatçı ve galericıler için de geçerli. Sanat fuannda bu yıl dört onur ödülü açık- landı. 'Sanatçı Onur OdüJü' Fethi Kayaalp e. 'Eleştirmen Onur Ödülü' Prof. Dr. Semra Gernıanere. 'Sanatsever Kurum Ödülü' Milliyet Sanat ve Hürriyet Gösteri dergileri- ne, 'Kolleksiyoner Kurum Ödülü' ıse ülkemi- zin en köklü eğitım kurumlanndan Mimar Si- nan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne bağlı İs- tanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne verildi. Sanatçı Onur Ödülü'ün sahibi Fethi Kayaalp. fuann sanat adına yapılan çok önemli bir etkin- lik olduğu görüşünde. "Tabii bu çok önemli ve büyük bir iş. Bu kadar çok sanatçının katıl- ması. yurtdışmdan gelenlerin olnıası... Bu fuarı organize etmek kolay değil, sonuç ba- şanlı. 82 yaşın basamağındayım. Böyle bir ödül almak beni mutlu etti. Çok açık olarak söyleyebiliyorum. Seçici kurula, tanımıvo- rum kendilerini ama, teşekkür ediyorum. Ayrıca TÜYAP çalışanlannı kutluyorum. Buradaki sanatçıların hepsine başanlar di- fiyorum" diyen Kayaalp, fuara retrospektıf ni- telikte bir sergiyle katılıyor. İstanbul dışından katılım Uluslararası olmasıyla farklı birboyut kazanan fuarrn önemli bir işlevi de. Türkiye'nin çeşitli il- krinden galeri ve temsil ettikleri sanatçılan bir araya getirmesi. Fethiye Levissi Sanat Galeri- ji'nin yöneticisi Çetin Bilgin, sanatın salt ticari boyutta var olmasına karşı olduğunu belirtiyor. Bu fuara katılma nedenini ise böyle bir yaklaşım- lı gerçekleştirilmemesi olarak açıklıyor. Istanbul Antik Sanat Galerisi yöneticisi TevfÜt İhtiyar da fjarın giderek geliştiğı görüşünde: "Yurtdışm- dan gelenlerin olması. iki saionun açılması, fu- inn geleceğinin daha iyi olacağının işaretle- ri. tlginin yoğunluğu da sevindirici. Özellikle lugünlerde." Balıkesir Çakınberk Sanat Gale- rsi'nden Gül Çakınberk de, katılunın ve izle- wci sayısının çok olmasının sevindirici olduğu- nu söylüyor. "Biz Anadolu sanatçılaruu tanı- tıyoruz İstanbul'a. Çok önemli bir misyon üst- lediğimizi düşünüyorunı. tstanbul ve Ankara galericileriyle ve sanatçılanyla buluştuğu- muzdan. bizim için çok özel bir hafta oluyor" diyerek fuara bakışını açıkhyor. Ankara Galeri Soyut'tan Mehmet Subaşı da, Istanbul dışından katılunın özveri gerektirdiğinin, altını çiziyor. Subaşı 'na göre kitap fuanyla biraradayer almak olumlu sonuç doğuiruyor. • Sanat fuannda bu yıl dört onur ödülü açıklandı. 'Sanatçı Onur Ödülü' Fethi Kayaalp'e, 'Eleştirmen Onur Odülü' Prof. Dr. Semra Germaner'e, 'Sanatsever Kurum Ödülü' Milliyet Sanat ve Hürriyet Gösteri dergilerine, 'Kolleksiyoner Kurum Ödülü' ise ülkemizin en köklü eğitim kurumlanndan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne bağlı Istanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne verildi. Fuarda, Heykeltıraşlar Derneği, Mimar Si- nan Güzel Sanatlar İ niversitesi Resim Bö- lümü ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarun Fakültesi standlanna geniş yer aynl- mış. Heykeltıraşlar Derneği'nden Müfide Ak- soy, fuann heykel sanatını ve derneklerini ta- nıtmak için iyi bir fırsat olduğunun altmı çizi- yor. Ağırlıklı olarak tuval resminin yer aldığı fuarda dikkat çeken bir nokta ise genç sanatçı- larla katılan özel galeriler. Fuarda grup sergile- nne de özel yerler aynlmış, böylece, bu oluşum- ian sanatseverlenn izlemesi kolaylaşıyor. Yurtdışmdan 28 galerinin kahldığı fuarda, Ro- man Associaton of Modern Art GaUeries'e (A.R.G.A.M) bağlı 22 galeri, birlikte çalıştıkla- n sanatçılann yapıtlanndan özel bir seçkiyle yer alıyor. Sanatçılardan biri de sanat yaşamıru Roma'da sürdürmekte olan Fatih Mika Birhğin başkanı Carmine Siniscalco, ilk kez Türkıye'de bir sergi düzenledilderini söylüyor. "Üç şe\' var" diyor, "tlişkiler, işletmecilik ve seçicilik. Sanatçının işleridir aslolan. Severek \apıvo- rum işinıi, kardeşim de sanatçı olduğundan bir sanatçm vakından izleme şansım da oldu benim. Zaten insan sanatçı doğar, sonradan yetişmezler. Biz sadece kendi hayatımızı yara- tıyoruz, yaratan insanlar ise sanatçılardır." Ona göre, son on yılda sanatçılar da değişmiş. "Hemen ünlü olmak ve para kazanmak isti- yorlar" diyor. "Bir sanatçı için gerekii olan şey sadece çaüşmaktır, çalışarak esin kaynaklan- nı bulabilir." Ülkesinde, genç sanatçılara ken- dini tanıtmada en büyük olanağı sağlayanın, dev - let kurumlan olduğunu söylüyor. Akdenlz Kültür ağı ARGAM'la fuara katılan heykeltıraş Gabri- ele Altobelü, fuara katılmaktan çok memnun olduğunu, bu sayede, birçok yetenekli sanat- çıyla tanıştığını belirtiyor. "Özellikle genç sa- natçılann enerji ve yaratıcıükia dolu olduğu- nu gördüm" diyor Altobelü. Fuann çok önem- li olduğu, aynlan alanın ve organizasyonun çok güzel olduğunu ekliyor. Fuann zıyaretçilerinden biri olan Italyan Kül- tür Merkezi 'nin yöneticisi Silvio Marchetti ise ülkesi ve Türkiye açısındanyaklaşıyor: "Şunu kesinlikle söyleyebiürim ki, Akdeniz ülkele- ri arasında birçok ağ var, özellikle İtalya ve Türkiye arasında. Klasik sanata baktığınız zaman, ortak bir miras olduğunu da görür- sünüz, Akdeniz geleneğinden kaynaklanan. Şimdi yapmamız gereken, esinlenmelerimi- zi paylaşnıak ve modern sanatçılarımız ara- sındaki iletişimi arttırmak. Tecrübeyi pay- laşmalı ve bir şekilde bu paylaşınu yaratıcı- lığa doğru harekete geçirmeliyiz. Bu, aynı zamanda, bizim ortak geçmişimizi geniş bir Akdeniz-Avmpa kültürüne taşımak için de bir yol olabilir. Avrupa'nın içinde ortak he- defler içinde yer aldık. ama şunu da unutma- malıyız ki, bu büyük Avnıpa düşünün bir parçası da Akdeniz boyutudur. Bu düşünce içinde ftalya ve Türkiye özel hir vere sahip. Marquez'den yeni roman • BOGOTA (AA) - Nobel Edebıyat Ödülü sahibi Kolombıyalı yazar Gabnel Garcıa Marquez, 10 yıl ara verdiği edebiyata 'Memoria de mis Putas Tristes' romanıyla geri döndü. 'Yüzyıllık Yalnızhk" ile dünya edebiyat tarihinde yerini alan Marquez'in 109 sayfalık yeni yapıtı, "'90 yaşmdakı emeklı bir profesörün bakıre bir genç kızla yaşadığı çılgın aşk gecesi"ni konu edıyor. Ispanyolca 1 milyon adet basılan yeni roman, 20 Ekim'de tspanya. Kolombiya ve Meksıka'da piyasaya çıktı. 40 yıldan fazla zamandır Meksika'da yaşayan "Gabo" lakaplı 76 yaşındaki yazann. konusu son dakikaya kadar "'devlet sırn" gibi saklanan yeni kitabı, daha piyasaya çıkmadan korsan baskılarla Kolombiya kentlennın sokaklanndaki tezgâhlarda yerini almıştı. Korsan baskılann çıkması üzerine, yazann. kitabın son bölümünü değıştirdiği ve kıtabın planlanandan bir hafta önce piyasaya sunulduğu belırtıldi. Rimbaud'nun 150. yıldönümü • PARİS (AA) - 19. yüzyılın en önemli şaırleri arasında olan Arthur Rimbaud'nun doğduğu ve ilkgençlik yıllannın geçtiği ev, şairin yaşamından ızler taşıyan eşyalar ve belgelerle yeniden düzenlenerek 150. doğum gününde zıyaretçilere açıldı. Rimbaud'nun "küçük taşra kasabalannın en aptalcası" olarak tanımladığı, Fransa'nın kuzeydoğusundaki Charlevılle-Mezieres kasabasındaki evde. şairin yaşammın dönemlenni anlatan düzenlemeler bulunuyor. Şaınn, 1870-1875 yıllan arasmda aılesiyle yaşadığı evın düzenlemesini yapan kuruluşun yetkilisi Philippe Comte, Rimbaud'nun yaşamına şiirleri ve yolculuklan üzerinden bakılırsa, aslında kendisi için çok değerli olmayan bu evin. onun düş gücünün "başlangıç noktası" olduğunun görülebileceğinı belirtiyor. 6 haftada 1 milyon sattı • LOS ANGELES (AFP) - Soul müzığin dâhisi olarak tanınan Ray Charles. ölümünden dört ay sonra. yaşamı boyunca yakalayamadığı bir başanyı elde etti; son stüdyo albümü 'Genius Loves Company' 'Platin Plak' satış rakamına ulaştı. Albümün 6 haftada bir milyon sattığı belgelendi ve albüm. The Recording Industry Association of America tarafindan •Platm Plak'la ödüllendirildı. 'Anadolu İdenimteri' sepgisi • VVASHINGTON (AA) - Washıngton'daki sanat kuruluşu Mendian Intemational Center, baskı resim ustası-sanatçı Süleyman Saim Tekcan'ın \e onun atölyesinden 1940"lı yıllardan bugüne kadar yetişen çeşitli sanatçılann yapıtlanna ev sahipliği yapıyor. 23 Ocak 2005 tanhine kadar Whıte-Meyer Sanat Galensi'nde izlenebılecek sergi, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu'nun da katıhmıyla düzenlendı. İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi \e Artess Çamlıca Stüdyosu ile ortak bir çalışma sonucu ABD'ye getirilen sergide, farklı tarz ve içerikte 70'ten fazla yapıt yer alıyor. "Anadolu Izlenımlen" başlığını taşıyan sergide. özgün baskı teknikleri kullamlarak elde edilen gra\r üı ve baskı resimlere ağırlık verihniş. Sergide, usta Tekcan'ın kızı Elvan Tekcan Şahinoğlu'nun da yapıtlan yer alıyor. Washıngton'daki sergide, A\ııi Arbaş, Semih Balcıoğlu, Filiz Başaran, Nurullah Berk, Cihat Burak, Ergin Inan. Gülsün Karamustafa, Mustafa Pile\neli, Turhan Selçuk'tan da yapıtlar bulunuyor. BUCÜN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONL nda 19.30'da Kent Orkestrası ve Ferhat Göçer konseri. (0 212 232 98 30) M ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZI'nde 20.00de tDOB'dan 'Kiss Me Kate' adh müzikal. (0 212 251 56 00) • ATATÜRK KİTAPLIGI'nda 19.30'da 'Asri Zamanlar' adlı filmin gösterimi. 10 212 249 38 19) • YAPI KREDİ ŞERMET ÇİFTER AJRAŞTIRıMA KÜTÜPHANESİ nde 18 30da 'HakkJ Tarık Us ve Kütüphanesi' konulu söyleşı. <0 212 252 47 00) • TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ'nde 19.30'da 'Felsefe-Bilim Tartışmalan". (0 212 293 12 70),
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle