Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«AYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2004 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇl
JIUMTAZ SOYSAL
Yüzsüzlük ve Perdecilik
AVRUPA KOMİSYONU'NCA AB'deki asıl si-
yasal karar organı olan Bakanlar Konseyi'ne Tür-
kiye konusunda yollanacak 6 Ekim Raporu'nun
aynntılan yavaş yavaş açıklanıyor. Haberlerdoğ-
mysa, bu rapor, özde, tam bir ikiyüzlülük, hattâ
yüzsüzlük belgesi olacak demektir.
Çünkü, Komisyon'un Avrupa ülkelerindeki li-
derlere "Türkiye'yi oyalayabildiğiniz kadar oya-
layın; Türkleri AB'ye büsbütün küstürmeyin,
ama tam üyeliklehnide çıkmazayın son çarşam-
basına bırakın " mesajını vereceği belli olmuştur.
Aslında yanm ağızla "Ankara hukuk alanın-
da gereken bütün adımlan atmıştır; koşul-
lu da olsa müzakereler başlayabilir" demek zo-
runda kalan Komisyon üyeleri, Bodrumluların
deyimiyle, "düşünüp taşınmışlarve kaşınmışlar"
bula bula şöyle bir çare bulmuşlar: Tam üyelik
müzakerelerinde otuz küsur konu başlığı altın-
da her ülkenin durumu gözden geçiriliyor ya,
Türkiye'nin durumu konuşulurken, başlıklar bü-
tünüyle ele alınıp hepsi bakımından tartışmaJa-
n eşzamanlı olarak sürdürmekyerine, konular bel-
li bir sıraya göre teker teker ele alınsın ve birin-
de sonuca vanlıp "tamam" denmeden öbürüne
geçilmesin!
Insan haklan, tanm, azınlıklarfalan gibi son de-
rece yüklü otuz küsur dosyanın bu yöntemle te-
mize çıkanlıp kapatılması için, hele bir de "uy-
gulamayı da görelim" denecekse, ne kadar za-
man gerekeceğini artık siz düşünün.
"Niçin böyle yapılmalıymış ?" diye sorarsanız,
yanıtı da hazır: Çünkü efendim, şimdiye kadar
uygulanan yöntemin Polonya, Bulgaristan ve
Romanya örneklerinde birtakım sakıncalan gö-
rülmüş ve bundan böyle Türkiye'den başlaya-
rak değişik bir yöntem uygulanacakmış. Yoku-
şa sürmenin dik âlâsı olan böyle bir yöntem de-
ğişiklığinin, sıra Türkiye'ye gelince düşünülmüş
olması dikkat çekici değil midir? Bunun "oyala-
mak"tan başka anlamı var mı?
Zaten yeni yöntemin Türkiye'yi tam üyeliğe al-
mak istemeyen Avrupalı çevreleri memnun et-
mek ve onlara "Merak etmeyin, korktuğunuz
sonuç bu yoldan ancak balık kavağa çıktığı za-
man alınabilir" demek için düşünüldüğü şu gün-
lerde Komisyon'dan aynlacak olanlarca da itiraf
edilmekteymiş.
Komisyon, ayrıca, işsiz sayısının yüksek oldu-
ğu bir ülke olan Türkiye'den gelecek insanlarca
Avrupa "istihdam piyasası" üzerinde yaratıla-
cak olumsuz etkiler konusunda şimdiden ön-
lem alınmasını da üye ülkelere tavsiye edecek-
miş.
Bütün bunlar, belirtileri çok daha önceden bi-
lindiği için, hiç de şaşırtıcı olmayan tutum-
lardır. AB'nin Türkiye politikasındaki çirkinlikler
artık en aptallann bile görebileceği bir açıklıkla
gün ışığına çıkmadı mı?
Şaşırtıcı olan, bu ülkeyi yönetenlerin ve söz-
de halka gerçekleri yansıtıp doğrulan göster-
mek işlevini yüklenmiş büyük medya mensup-
lannın şu sıntan zilleti perdelemeye ve kendi in-
sanlannı yanıltmaya hâlâ devam etmeleridir.
Türkiye Üzerine Oyunlar.
Dışanda ve içeride herkesin bilmesi gereken bir gerçek var, o da
toplumdan dışlanmaya çahşılan Atatürk ve Atatürkçülüğün devre
dışı bırakılmasına, rejimin ise yanlış kulvarlara kaydınlmasuıa
kimsenin gücü yetmeyecektir.
Prof. Dr. Ünsal \M\YL Boşkent Üniversitesi ATAMER Md.
BD Dışişle- etmelerini, ABD, Türkiye 1923 tarihınde imzalamış-
Ari Bakanı
Colin Po-
vveTin
*._Irak'taki
yönetim modefi Türkiye ve
Paltistan'daki gibi İsİami
bir CumJıumet olacakL"
yolundakı sözlerıne. baş-
kan adaylanndan Kerryde
geçenJerde yaptığı benzer
yorumuyla bu kervana ka-
tıldı. ABD'nin oncasözve
eylemlen \r
arken neden bu
kadar tepkiyle karşılandı
anJamak olanaksız. Bunun
kanımca tek bir açıklama-
sı, unutkan toplum oluşu-
muz. Nedense "Uluslann
sürekli dostianyoktur, an-
cak sürekli çıkarlan var-
dır" sözünü hep unuturuz.
Zaten toplum olarak fazla
okumayız, buna bırde bel-
leğimizın oldukça zayıfol-
duğunu, dünü çok çabuk
unuttuğumuzu eklersek ba-
şırruza gelenJerin çok şa-
şırtıcı olmaması gerekır.
Bizim kuşağımız ABD'yi
çok iyi tanır. Biraz geriler-
den başlarsak sıralayacag>
rruz örnekJerin çok uyan-
cı olacağı ınancındayım.
Tarihsdkökeo:ABDiJe
ilişkilenmizin XVIII. yüz-
yıla tırmandığını genç bi-
lim adamlanmızın şımdı-
ye kadaryabancı arşiv bel-
gelerine dayalı olarak yap-
tıklan değerb bilimsel araş-
tırmalardan öğreniyoruz.
OluşturdukJan Ortadoğu
politikalannda, bölgede
üstünlüğü elinde tutmaya
çalışan ABD başta olmak
üzere Batılı devletlerin,
Doğu Akdenız'ı kontrol
açısından önemli bir ko-
numda olan Girit'in ba-
ğımsızlığını beraberinde
getiren olaylann aktörleri
olduklan tarihsel bir ger-
çek olarak belgelenmıştir.
ABD veLozan: Avrupa-
lı devletlerin Lozan Kon-
feransı'na kendisini davet
ile çarpışmamış olmasının
yanı sıra siyasal ve toprak
düzenlemelerinin günde-
me geleceği görüşmelere
katılmayı arzu etmediğini
belirtmiştir. Ancak halen
Türkiye"de büyük çıkarla-
n olan ve kapitülasyonlar-
dan faydalanan bir ülke
olarak, Itilaf Devletleri'nin
yalnız bırakılmasının doğ-
ru olamayacağı düşünce-
siyle üç konuda gırişımde
bulunmayı çıkarlan açı-
sından gerekli görmüştür.
Bunlar sırasıyla çıkarlan-
nın olumsuz etkılenmesi-
ni önlemek için toplantıya
gözlemci göndermiş, Iti-
laf Devletleri'ne Ameri-
ka'yı ilgilendiren konular-
da liste vermiş, ABD'nin
Türk hükümetı ile ayn bir
anlaşma yapmak nivetin-
de olduğunu açıklarnıştır.
Amerika, Lozan görüşme-
lennde Italyan Büvükelçi-
sı Rkhard Child, Türkiye
Yüksek Komiseri Amiral
Bristolve îsviçre Büyükel-
çısı Joseph Gtw (arafindan
temsil edılmiştir. Ne var
ki. Türkiye'nin din, dil, soy
düzeyinde bölünmesinı
amaçlayan sıcak tartışma-
larda Amerika'nın suskun-
luğu İnönü'nün dikkatin-
den kaçmamış ve bunuAn-
kara'ya gönderdığı rapor-
da. "Şayan-ı dikkattir ki
muhterem Amerika mu-
rahhası bütün müzakera-
ta hiç kan^mamışlardır~"
sözleriyle bildirmekten
kendini alamamıştır. Lo-
zan Antlaşması 'nın imza-
lanmasını takiben Joseph
Grew'in isteği ile tsmet
Paşa iki ülke arasında im-
zalanacak antlaşmanın ay-
nntılanru saptamak üzere
iki hafta daha bu kentte
kalmış ve Lozan Antlaş-
ması ile özde aynı olan bir
Dostluk ve Tıcaret Anlaş-
ması'nı taraflar 6 Ağustos
lardır. Bu anlaşma metni
Amerikan Senatosu'nca
onaylanmamıştır. Ameri-
ka ile olan üişkiler 1927 yı-
hnda Joseph Grew'in Tür-
kiye'ye büyükelçi olarak
atanması ile gerginlik bi-
raz olsun kalkmış ve so-
nunda Grew'ın daha da yu-
muşatıhruş olan ve iki ül-
ke arasında 1930 yılında
ımzalanan anlaşma metni-
nin senatoda tartışılmadan
onaylanması ile geç de ol-
sa rayına oturmuştur. îşte
Amerika'nın onavladığı
metin Lozan'a kaülan ta-
raf üDceierin onayladığı de-
ğil,6Ağustos 1923 tarihin-
den ancak yedi yıl sonra
ımzalanan yumuşatılan
metindir. Türkiye için bir
varoluş kavgası olan Ulu-
sal Bağımsızİık Savaşı son-
rası Türk ulusu, varhğı ger-
çeğinin uluslararası plat-
formda kabulü anlamına
gelen Lozan belgesini
ABD isteksiz ve zoraki im-
zalamıştır. Bunu toplum
olarak unutmamalıyız.
tkinci Dünya Savaşı so-
nunda So\yet yayılmacı-
Iığının oluşturduğu tehdit
ve Türkiye'den olan top-
rak istekleri bölgedeki çı-
karlan nedeniyle iki ülke-
yı bırbırine yaklaştırmıştır.
Soğuk savaş dönemi ve
bloklar arası rekabetin ya-
rattığı gerginlikler ülkemiz
toprakJannda kontrolsüz
ve gönlünce kullarulan üs-
lerin yaygınlaşması ile so-
nuçlanmıştır. Ancak, iki
olay Türkiye'nin gözünün
açılmasına neden olmuştur.
1959 yıhnda bır ay süre ile
Sovyet notalarına karşuı
gerçekleştırilen ve încır-
lik'ten kalkan. ancak Sov-
yetlerce düşürülen Ul ve
U2 casus uçakknnın ül-
ketnizi sorumsuzca içine
attığı risk bellekJerimiz-
de... 1963 yılında Küba
İstanbul
Ticaret
Odası
İstanbul
Ticaret
Üniversitesi
İstanbul Yarış
Ü YarışmasıÜrünleri TasarımPromosyon
Yanşmanın Amacı
istanbul yarış pisti Türkiye etkinlıklerini tanıtım
ve satış amaçlı kullanılacak t-shirt, sweat-shirt, mont,
şapka, çanta vb. ürûnlerden oiuşan 5'li ürün grubunun tasarlanması
Yönlendirici Temalar
istanbul. Grand Prix, Hız
6enel Koşullar
27 Temmuz 2004 tarihli ilanda verildiği gibıdir.
•S
1
Jûri Üyelerf
Mehmet Yıldınm
Dr. Cengız Ersun
Cem Hakko
Mehmet Hotıç
Cemil ipekçi
Yurdaer Kafıraman
Arzu Kaprol
BaharKorçan
Berna Saglam
FarukSaraç
İT0 Başkanı
İT0 Genel Sekretefi
Vakko Kumluşlan
Yürütme Kurulu Başkanı
Altınyıldız Genel Mdr.
Tasanmcı
Metrocity Alışveriş
Merkezi Yöneticisi
Tasanmcı
Tasanmcı
İleöşim ve Marka
Danışmanı
Tasanmcı
OğuzSatıcı
Saruhan Tan
MustafaTaviloğlu
Prof. Dr. inci Tezcan
Tuna Yetkin
Domus Akademısi
Temsilcisı (İtalya)
TİM Başkanı
Birleşmiş Markalar
Demeğı Başkanı,
YKM
Yönetim Kurulu Üyesi
Mudo Mağazalan
Yönetım Kurulu Başkanı
ist. Ticaret Üni. Moda ve
Tekstil Tas. Bl. Bşk.
Promotürk Yönetim
Kurulu Başkanı
Tstartouf Ticaret Odası
Mres : Beşaiire Cad. 3*112
İİ8İHKI?! .DMemTBğlaı
Tel : 8 212 455 6109
Fafcs : 8 212 52015 28
MTebSayfası : www.lto.on.tr
İstanbuf Ticaret Öniversltesi
Moda ve Tefcsöl Tasanmı Biilnfl
flslli Kt$f :PmarKsfkmaz
Tel : 0218 553 M 22 (DafUIİ
E-mail : pkwtifflazeHlca.edı.tr
Web sayfası : www.IU6U.edn.tr
Yarışma Ödüiieri
Birincilik
İkinciiik
Öçûncülük
10.000.000.000 TL.
7.500.000.000 TL.
5.000.000.000 TL
Jürinin uygun görmesı halinde
3 yanşmaci mansryonla odüllendirebılir.
Mansiyonlar: 2.500.000.000 TL
Ba^nnı İçin detaylı bilgi: www.lto.org.tr
Eserlerin Teslim Tarihf
15Eklm2004
krizi sırasında bılgimiz dı-
şında yapılan üs pazarlık-
lan ve sonuçlan bellekle-
nmizde tazeliğini koruyor.
1963 yılında Kıbrıs'tala
soykınm provası karşısın-
da Türkiye'nin soydaşlan-
nı korumak için yaptıgı sı-
rurlı hava müdahalesi son-
rası ABD Başkanı John-
son'un Ismet Paşa'ya yaz-
dığı küstahça mektup na-
sıl unutulabılır?.. Pekı,
1969 'lu yıllarda üreticimi-
zin temel geür kaynaklann-
dan olan aryon ekiminin
ABD bastalan ile yasak-
lanmasrna ne demeli?!..
1974'tehaklıKıbnsBanş
Harekâtı sonrasında gelen
silah ambargosunu nasıl
unutabilınz?.. W'otfowitz,
Rumsfeld, Dick Chenev,
Rkhard Perie ve diğerlen-
nın iç uzanölannın Irak po-
lıtikası ve tezkere için sa-
dece Kuzey Irak'ta tezke-
re öncesi ve sonrası ulusal
onurumuzu kıncı söylem
ve eylemlenni unutmak
olanaklı mı? ABD'nin bir-
kaçım anımsayabıldiğimiz
bütün bu saldırgan polıti-
kalanna Türkiye gücünü
tarihinden alan büyük dev-
let kinüiği ile gereken ya-
nıtlan vermekte saniyen
duraksama göstermemiştir.
Gerektiğinde yine de gös-
tereceğınden hiç kuşku du-
yulmamalıdır.
Bugün: Yabancı dışişle-
ri bakanlıklan belgelikJe-
rinde (arşiv lerinde) çalı-
şan meslektaşlanm irdele-
diklen diplomat ya da is-
tihbarat raporlarından çok
ıyı bilirler kı. her kademe-
dekı pbancı görevlılerbu-
lunduklan ülkelerdeki si-
yasal, toplumsal, ekono-
mik ve kültürel yapıyı ya-
kından irdeler ve bağlı ol-
duklan bakanlıklara rapor-
larlar. Ve ilgili ülke ile üe-
riye dönük plan ve proje-
ler bu raporlara göre şe-
Jdllendirilir.
Şöyle ki, bır siyasal erk,
devletin en üst erkleriyle a-
vfi-asker aynmı yapmaksı-
zın çaüşıyorsa; Yüksek As-
ken Şûra'da irtica nede-
niyle atılan görevlilen ko-
rumaya çahşüarak devle-
tin en üst düzey organın-
da hiç alışık olunmayan
karşıcıl oy kullanılabili-
yorsa; devleti çağın dışuıa
çıkarma çaLşmalannı yurt-
dışında sürdüren dinci Mil-
li Görüş örgütlerini devlet
protokolüne sokma giri-
şimlerinde bulunabiliyor-
sa: ulusal protokole soka-
madığı türbanı uluslarara-
sı platformlara sokup ay-
nca bu konudaki kararlılı-
ğını üniversiteye de yay-
gınlastırma yolundaki ısrar-
h tavırlannı sürdürüyorsa;
hükümetin birinci ve ikin-
ci adamlan, yönettikleri
laik, demokratik Türkiye
Cumhuriyeti'ni "Müslii-
man demokratL"ve "mu-
hafazakâr demokrat!." gi-
bi sahip olunan rejimi ta-
ban tabana zıt modellerle
değerlendirmeye de^am
edıyor ve bunda sakınca
görmüyorlarsa; ellenne fir-
sat geçtiğinde dine dayalı
devlet rejimini kuracaİda-
nnı yazılannda ıfade eden
kışilikleri devletin üst dü-
zey kadrolanna ve kurum-
lartnın başına atama cesa-
retini buluyorlarsa, doğal
olarak edındiği bılgilerin
ışığmda ABD Dışişleri Ba-
kanı Pöwd da başkan ada-
yı Kerry (Keri) de ülkemi-
zi örnek alınacak Islami
cumhuriyet modeli olarak
değerlendirir!.. Ne var ki
bunda?..
Sonuç: Aynca bunu gaf
ya da dil sürçmesi diye yo-
rumlamak saflık olur. He-
le 11 Eylül saldınlannın
hemen sonrasında Başkan
Bush'un, Haçlı Seferi slo-
ganına sanlarak kafasının
ıçindekileri dışa vurduğu
eger beLleklerden silinme-
mişse... Bütün bu söylem
ve eylemlerin hepsinın, hal-
b yavaş yavaş hazırlayarak
amaca ulaşmaya yönelik
bilinçh ve soğukkanlı yü-
rütülen bır plarun parçala-
,n olduğu kolayca görüle-
cektır.
Bugünkrde gündeme
odırtulanBüviikOrtadoğu
Doğu Projesi ise Sovyet-
ier'io dağılması\1a yanda
kalan Yeşil Kuşak Proje-
si'nin daha güneye kaydı-
nlarak Kuzey .\frika'nın
baosında Fas'tan başlaya-
rak Uzakdogu'da Endo-
nezya'ya kadar uzanan ko-
ridora yerieştirilmesinden
başka bir şe> değüdir. Ne
rastlantı ki, bu koridorda
kürenin el değmemış pet-
rol ve doğalgaz rezervleri
ve bunun üzenne oturan
İslam ülkelen bulunmak-
tadır. Bu ülkelerözgürleş-
tırilecek, modernleştırile-
cek, başlanndakı teokra-
tik, isteraüe, isterkişıye da-
yanan otoriter, totaliteryö-
netimlere sonverilecek ve
demokrasi perdetenıesiar-
kasında işbaşına getiriJecek
kukla yönetimler eliyle
enerji kaynaklan üzerinde
denetim sağlanacak. Doğal
olarak bu konuda Türki-
ye'ye biçılen rol var. Yıl-
İardır ABD düşünce üret-
me kurumJan bunun üze-
rine çalışıyor, o nedenle
sahip olduğumuz rejimle il-
gili ısrarh yaklaşımlar gün-
deme orurtulmaya çalışılı-
yor. Kanımca Hunting-
ton'un "Uygarüklar Çaûş-
mseı" asıl şımdı son aşa-
masına gelmek üzere. Ken-
dince sözde olumlu birkaç
oluşuma bakarak "Uygar-
kldar l zJaşmas** diye ger-
çeklerie ilgisi olmayan üto-
pik bir kavramı topluma
sunmanın gerçeklerle ör-
tüşmediği ortada. Dışanda
ve içeride herkesin bilme-
si gereken bir gerçek var,
o da toplumdan dışlanma-
ya çalışılan Atatürk ve Ata-
türkçülüğün devre dışı bı-
rakılmasma, rejimin Lse,-
yanlış kul\r
arlara kaydınl-
masına kimsenin gücü yet-
meyecektir.
PENCERE
Merhaba Ey Kiip!..
Bektaşi'ye sormuşlar:
- Kırmızı şaraplayeşiliktidarşerbetiarasında ne
fark vardır?
- Ikisi de insanı sarhoş eder, ama, içilirken fark-
lıdır..
- Nasıl?..
- insan şarabı ağzıyla içer, politikacı iktidar şer-
betini burnuyla..
Padişah Bektaşi'ye:
- Baba Erenler, demiş, bu şarabın nesi varki rağ-
bet görüyor?..
Bektaşi:
- Efendimiz sizin elinizde iktidar var; ancak şa-
rapta öyle bir gızem var ki kör içse görür, kötürüm
içse yürür, sağır içse işitir, çolak içse pehlivan ke-
silir, dilenci içse Karun olur...
Padişah:
- öyleyse kanıtla da görelim!..
•
Bektaşi hemen takımını kurmuş; kör, sağır, kö-
türüm, çolak, dilenci, sarayın bir odasında şarap
içmeye başlamışlar; bir süre sonra kör, dolu birka-
dehi ışığa tutarak demiş ki:
- Dostlar şu mübareğin rengine bakınl. Yakut
gibi parlıyor..
Sağır çakırkeyif:
- Kulağımı suzi dilâra makamından bir müzik
dolduruyor; kim çalıyor bunu?,.
Çolak iki kadeh içtikten sonra ayaklanıp baba-
lanmış:
- Ulan, kim benimle güreş tutacak?..
Kötürüm yanındaki dilenciye:
- Ahbap, burada kavga çıkacak, tüyelim!..
Dilenci:
- Boş ver, ne çıkarsa çıksın, kan gövdeyi götür-
sün, hepsinın dıyetini veririm; Karun bile yanım-
da halt etmiştir...
•
Padişah olayı izledikten sonra Bektaşi'ye dö-
nüp başını sallamış:
- Haklıymışsın!..
Baba Erenler:
- Sultanım, demiş, iktidar şerbeti şaraptan da
beterdir; içen bir daha ayılmaz...
Padişah lafı anlamamış.
Laik Atatürk Cumhuriyeti kurulana dek de an-
lamadı.
•
Yeşil iktidar şerbetiyle başı dönen dinciler, Ata-
türkçülükle uğraşmaya başladılar. saldırının bini
birpara... , t -
Kemalizmitaşlıyoıiar.... «İ, •* - ' '•- --
:
/ ''%
Atatürkçülüik "c/ogma"imlş.." -<£
Bu iktidar şerbeti, ne şaraba benziyor ne de ra-J
kıya; tnsamn akiınt baştodar> öyiesine alıyor ki, bir
alaturkaşarktdandeyişgibi: i f ^ -,.'-\J
"- İçen bir daha ayılmaz..." '" .
:
-A.'Â''- ' ^
•Ayıldığı zaman da iş işten geçmiş oîuyor; ah ile
para etmıyor. - . - • , -
Bektaşi meyhaneye girmiş, bakmış ki bir sürü den-
siz toplanmış yıvışıklıkla söyleşiyorlar. |-"'
Köşedeki şarap küpüne dönmüş:
- Merhaba ey küp!.. ^ . ..
Sormuşlar: .""
V
V ••)."'
- Bize neden selam vermedin?.. '
Bektaşi:
- Içinizde usulüyle erkânıyla içmesini bilen bir
tekonugördüm!..
Mustafa Can, nihayet do|du...
25 Eylül 2004 tarihinde, bizi,
başanlı bir operasyonla minik oğlumuz .
'? MUSTAFA CAMy
< buluşturan Çamlıca Hayat Hastanesi'nden
Kadın Hastalıklan ve Doğum Uzraanı
Og. Dr. SIBEL AÇIKALIN'a^^ l;
' *" '^ -• tesekkür edivoruz.- r - *v^'»"*"'• • "-.teşekku
AYNURveSADIKDOĞAN;'
4-6 EKİM 2004 • ODTÛ KÜLTÜR VE KONGRE MERKEZİ • ANKARA
TOrkJyt'nln BIHfim Trtnlk BHIml »ractltöı 11* k»lkınm«ımd» yol haritMinı çiım«k Dnrt,
toptumumuaın tOm l»ıtmt«rtnl TBD 21. Ulusal Biliflm KurulUyı'n* k«tılmay« d«v*t «dlyorua.
Katılım v« program bilgileri: www.tbd.org.tr
Kitıiım herkm* syk
<C,..
,-İ •'-"
MdnMı Sporaorlan
<TriS
Ürtln v« Hta
AKShlON
D*tUk V«r«n Kurutuştm
a M S. K1
4lWH «»Msffî (•):
ll«tiflffi
Cunjiturtftl Gazetesı'nm kalkjlanyla yavımianmıştır.