25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«AYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2004 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇl JIUMTAZ SOYSAL Yüzsüzlük ve Perdecilik AVRUPA KOMİSYONU'NCA AB'deki asıl si- yasal karar organı olan Bakanlar Konseyi'ne Tür- kiye konusunda yollanacak 6 Ekim Raporu'nun aynntılan yavaş yavaş açıklanıyor. Haberlerdoğ- mysa, bu rapor, özde, tam bir ikiyüzlülük, hattâ yüzsüzlük belgesi olacak demektir. Çünkü, Komisyon'un Avrupa ülkelerindeki li- derlere "Türkiye'yi oyalayabildiğiniz kadar oya- layın; Türkleri AB'ye büsbütün küstürmeyin, ama tam üyeliklehnide çıkmazayın son çarşam- basına bırakın " mesajını vereceği belli olmuştur. Aslında yanm ağızla "Ankara hukuk alanın- da gereken bütün adımlan atmıştır; koşul- lu da olsa müzakereler başlayabilir" demek zo- runda kalan Komisyon üyeleri, Bodrumluların deyimiyle, "düşünüp taşınmışlarve kaşınmışlar" bula bula şöyle bir çare bulmuşlar: Tam üyelik müzakerelerinde otuz küsur konu başlığı altın- da her ülkenin durumu gözden geçiriliyor ya, Türkiye'nin durumu konuşulurken, başlıklar bü- tünüyle ele alınıp hepsi bakımından tartışmaJa- n eşzamanlı olarak sürdürmekyerine, konular bel- li bir sıraya göre teker teker ele alınsın ve birin- de sonuca vanlıp "tamam" denmeden öbürüne geçilmesin! Insan haklan, tanm, azınlıklarfalan gibi son de- rece yüklü otuz küsur dosyanın bu yöntemle te- mize çıkanlıp kapatılması için, hele bir de "uy- gulamayı da görelim" denecekse, ne kadar za- man gerekeceğini artık siz düşünün. "Niçin böyle yapılmalıymış ?" diye sorarsanız, yanıtı da hazır: Çünkü efendim, şimdiye kadar uygulanan yöntemin Polonya, Bulgaristan ve Romanya örneklerinde birtakım sakıncalan gö- rülmüş ve bundan böyle Türkiye'den başlaya- rak değişik bir yöntem uygulanacakmış. Yoku- şa sürmenin dik âlâsı olan böyle bir yöntem de- ğişiklığinin, sıra Türkiye'ye gelince düşünülmüş olması dikkat çekici değil midir? Bunun "oyala- mak"tan başka anlamı var mı? Zaten yeni yöntemin Türkiye'yi tam üyeliğe al- mak istemeyen Avrupalı çevreleri memnun et- mek ve onlara "Merak etmeyin, korktuğunuz sonuç bu yoldan ancak balık kavağa çıktığı za- man alınabilir" demek için düşünüldüğü şu gün- lerde Komisyon'dan aynlacak olanlarca da itiraf edilmekteymiş. Komisyon, ayrıca, işsiz sayısının yüksek oldu- ğu bir ülke olan Türkiye'den gelecek insanlarca Avrupa "istihdam piyasası" üzerinde yaratıla- cak olumsuz etkiler konusunda şimdiden ön- lem alınmasını da üye ülkelere tavsiye edecek- miş. Bütün bunlar, belirtileri çok daha önceden bi- lindiği için, hiç de şaşırtıcı olmayan tutum- lardır. AB'nin Türkiye politikasındaki çirkinlikler artık en aptallann bile görebileceği bir açıklıkla gün ışığına çıkmadı mı? Şaşırtıcı olan, bu ülkeyi yönetenlerin ve söz- de halka gerçekleri yansıtıp doğrulan göster- mek işlevini yüklenmiş büyük medya mensup- lannın şu sıntan zilleti perdelemeye ve kendi in- sanlannı yanıltmaya hâlâ devam etmeleridir. Türkiye Üzerine Oyunlar. Dışanda ve içeride herkesin bilmesi gereken bir gerçek var, o da toplumdan dışlanmaya çahşılan Atatürk ve Atatürkçülüğün devre dışı bırakılmasına, rejimin ise yanlış kulvarlara kaydınlmasuıa kimsenin gücü yetmeyecektir. Prof. Dr. Ünsal \M\YL Boşkent Üniversitesi ATAMER Md. BD Dışişle- etmelerini, ABD, Türkiye 1923 tarihınde imzalamış- Ari Bakanı Colin Po- vveTin *._Irak'taki yönetim modefi Türkiye ve Paltistan'daki gibi İsİami bir CumJıumet olacakL" yolundakı sözlerıne. baş- kan adaylanndan Kerryde geçenJerde yaptığı benzer yorumuyla bu kervana ka- tıldı. ABD'nin oncasözve eylemlen \r arken neden bu kadar tepkiyle karşılandı anJamak olanaksız. Bunun kanımca tek bir açıklama- sı, unutkan toplum oluşu- muz. Nedense "Uluslann sürekli dostianyoktur, an- cak sürekli çıkarlan var- dır" sözünü hep unuturuz. Zaten toplum olarak fazla okumayız, buna bırde bel- leğimizın oldukça zayıfol- duğunu, dünü çok çabuk unuttuğumuzu eklersek ba- şırruza gelenJerin çok şa- şırtıcı olmaması gerekır. Bizim kuşağımız ABD'yi çok iyi tanır. Biraz geriler- den başlarsak sıralayacag> rruz örnekJerin çok uyan- cı olacağı ınancındayım. Tarihsdkökeo:ABDiJe ilişkilenmizin XVIII. yüz- yıla tırmandığını genç bi- lim adamlanmızın şımdı- ye kadaryabancı arşiv bel- gelerine dayalı olarak yap- tıklan değerb bilimsel araş- tırmalardan öğreniyoruz. OluşturdukJan Ortadoğu politikalannda, bölgede üstünlüğü elinde tutmaya çalışan ABD başta olmak üzere Batılı devletlerin, Doğu Akdenız'ı kontrol açısından önemli bir ko- numda olan Girit'in ba- ğımsızlığını beraberinde getiren olaylann aktörleri olduklan tarihsel bir ger- çek olarak belgelenmıştir. ABD veLozan: Avrupa- lı devletlerin Lozan Kon- feransı'na kendisini davet ile çarpışmamış olmasının yanı sıra siyasal ve toprak düzenlemelerinin günde- me geleceği görüşmelere katılmayı arzu etmediğini belirtmiştir. Ancak halen Türkiye"de büyük çıkarla- n olan ve kapitülasyonlar- dan faydalanan bir ülke olarak, Itilaf Devletleri'nin yalnız bırakılmasının doğ- ru olamayacağı düşünce- siyle üç konuda gırişımde bulunmayı çıkarlan açı- sından gerekli görmüştür. Bunlar sırasıyla çıkarlan- nın olumsuz etkılenmesi- ni önlemek için toplantıya gözlemci göndermiş, Iti- laf Devletleri'ne Ameri- ka'yı ilgilendiren konular- da liste vermiş, ABD'nin Türk hükümetı ile ayn bir anlaşma yapmak nivetin- de olduğunu açıklarnıştır. Amerika, Lozan görüşme- lennde Italyan Büvükelçi- sı Rkhard Child, Türkiye Yüksek Komiseri Amiral Bristolve îsviçre Büyükel- çısı Joseph Gtw (arafindan temsil edılmiştir. Ne var ki. Türkiye'nin din, dil, soy düzeyinde bölünmesinı amaçlayan sıcak tartışma- larda Amerika'nın suskun- luğu İnönü'nün dikkatin- den kaçmamış ve bunuAn- kara'ya gönderdığı rapor- da. "Şayan-ı dikkattir ki muhterem Amerika mu- rahhası bütün müzakera- ta hiç kan^mamışlardır~" sözleriyle bildirmekten kendini alamamıştır. Lo- zan Antlaşması 'nın imza- lanmasını takiben Joseph Grew'in isteği ile tsmet Paşa iki ülke arasında im- zalanacak antlaşmanın ay- nntılanru saptamak üzere iki hafta daha bu kentte kalmış ve Lozan Antlaş- ması ile özde aynı olan bir Dostluk ve Tıcaret Anlaş- ması'nı taraflar 6 Ağustos lardır. Bu anlaşma metni Amerikan Senatosu'nca onaylanmamıştır. Ameri- ka ile olan üişkiler 1927 yı- hnda Joseph Grew'in Tür- kiye'ye büyükelçi olarak atanması ile gerginlik bi- raz olsun kalkmış ve so- nunda Grew'ın daha da yu- muşatıhruş olan ve iki ül- ke arasında 1930 yılında ımzalanan anlaşma metni- nin senatoda tartışılmadan onaylanması ile geç de ol- sa rayına oturmuştur. îşte Amerika'nın onavladığı metin Lozan'a kaülan ta- raf üDceierin onayladığı de- ğil,6Ağustos 1923 tarihin- den ancak yedi yıl sonra ımzalanan yumuşatılan metindir. Türkiye için bir varoluş kavgası olan Ulu- sal Bağımsızİık Savaşı son- rası Türk ulusu, varhğı ger- çeğinin uluslararası plat- formda kabulü anlamına gelen Lozan belgesini ABD isteksiz ve zoraki im- zalamıştır. Bunu toplum olarak unutmamalıyız. tkinci Dünya Savaşı so- nunda So\yet yayılmacı- Iığının oluşturduğu tehdit ve Türkiye'den olan top- rak istekleri bölgedeki çı- karlan nedeniyle iki ülke- yı bırbırine yaklaştırmıştır. Soğuk savaş dönemi ve bloklar arası rekabetin ya- rattığı gerginlikler ülkemiz toprakJannda kontrolsüz ve gönlünce kullarulan üs- lerin yaygınlaşması ile so- nuçlanmıştır. Ancak, iki olay Türkiye'nin gözünün açılmasına neden olmuştur. 1959 yıhnda bır ay süre ile Sovyet notalarına karşuı gerçekleştırilen ve încır- lik'ten kalkan. ancak Sov- yetlerce düşürülen Ul ve U2 casus uçakknnın ül- ketnizi sorumsuzca içine attığı risk bellekJerimiz- de... 1963 yılında Küba İstanbul Ticaret Odası İstanbul Ticaret Üniversitesi İstanbul Yarış Ü YarışmasıÜrünleri TasarımPromosyon Yanşmanın Amacı istanbul yarış pisti Türkiye etkinlıklerini tanıtım ve satış amaçlı kullanılacak t-shirt, sweat-shirt, mont, şapka, çanta vb. ürûnlerden oiuşan 5'li ürün grubunun tasarlanması Yönlendirici Temalar istanbul. Grand Prix, Hız 6enel Koşullar 27 Temmuz 2004 tarihli ilanda verildiği gibıdir. •S 1 Jûri Üyelerf Mehmet Yıldınm Dr. Cengız Ersun Cem Hakko Mehmet Hotıç Cemil ipekçi Yurdaer Kafıraman Arzu Kaprol BaharKorçan Berna Saglam FarukSaraç İT0 Başkanı İT0 Genel Sekretefi Vakko Kumluşlan Yürütme Kurulu Başkanı Altınyıldız Genel Mdr. Tasanmcı Metrocity Alışveriş Merkezi Yöneticisi Tasanmcı Tasanmcı İleöşim ve Marka Danışmanı Tasanmcı OğuzSatıcı Saruhan Tan MustafaTaviloğlu Prof. Dr. inci Tezcan Tuna Yetkin Domus Akademısi Temsilcisı (İtalya) TİM Başkanı Birleşmiş Markalar Demeğı Başkanı, YKM Yönetim Kurulu Üyesi Mudo Mağazalan Yönetım Kurulu Başkanı ist. Ticaret Üni. Moda ve Tekstil Tas. Bl. Bşk. Promotürk Yönetim Kurulu Başkanı Tstartouf Ticaret Odası Mres : Beşaiire Cad. 3*112 İİ8İHKI?! .DMemTBğlaı Tel : 8 212 455 6109 Fafcs : 8 212 52015 28 MTebSayfası : www.lto.on.tr İstanbuf Ticaret Öniversltesi Moda ve Tefcsöl Tasanmı Biilnfl flslli Kt$f :PmarKsfkmaz Tel : 0218 553 M 22 (DafUIİ E-mail : pkwtifflazeHlca.edı.tr Web sayfası : www.IU6U.edn.tr Yarışma Ödüiieri Birincilik İkinciiik Öçûncülük 10.000.000.000 TL. 7.500.000.000 TL. 5.000.000.000 TL Jürinin uygun görmesı halinde 3 yanşmaci mansryonla odüllendirebılir. Mansiyonlar: 2.500.000.000 TL Ba^nnı İçin detaylı bilgi: www.lto.org.tr Eserlerin Teslim Tarihf 15Eklm2004 krizi sırasında bılgimiz dı- şında yapılan üs pazarlık- lan ve sonuçlan bellekle- nmizde tazeliğini koruyor. 1963 yılında Kıbrıs'tala soykınm provası karşısın- da Türkiye'nin soydaşlan- nı korumak için yaptıgı sı- rurlı hava müdahalesi son- rası ABD Başkanı John- son'un Ismet Paşa'ya yaz- dığı küstahça mektup na- sıl unutulabılır?.. Pekı, 1969 'lu yıllarda üreticimi- zin temel geür kaynaklann- dan olan aryon ekiminin ABD bastalan ile yasak- lanmasrna ne demeli?!.. 1974'tehaklıKıbnsBanş Harekâtı sonrasında gelen silah ambargosunu nasıl unutabilınz?.. W'otfowitz, Rumsfeld, Dick Chenev, Rkhard Perie ve diğerlen- nın iç uzanölannın Irak po- lıtikası ve tezkere için sa- dece Kuzey Irak'ta tezke- re öncesi ve sonrası ulusal onurumuzu kıncı söylem ve eylemlenni unutmak olanaklı mı? ABD'nin bir- kaçım anımsayabıldiğimiz bütün bu saldırgan polıti- kalanna Türkiye gücünü tarihinden alan büyük dev- let kinüiği ile gereken ya- nıtlan vermekte saniyen duraksama göstermemiştir. Gerektiğinde yine de gös- tereceğınden hiç kuşku du- yulmamalıdır. Bugün: Yabancı dışişle- ri bakanlıklan belgelikJe- rinde (arşiv lerinde) çalı- şan meslektaşlanm irdele- diklen diplomat ya da is- tihbarat raporlarından çok ıyı bilirler kı. her kademe- dekı pbancı görevlılerbu- lunduklan ülkelerdeki si- yasal, toplumsal, ekono- mik ve kültürel yapıyı ya- kından irdeler ve bağlı ol- duklan bakanlıklara rapor- larlar. Ve ilgili ülke ile üe- riye dönük plan ve proje- ler bu raporlara göre şe- Jdllendirilir. Şöyle ki, bır siyasal erk, devletin en üst erkleriyle a- vfi-asker aynmı yapmaksı- zın çaüşıyorsa; Yüksek As- ken Şûra'da irtica nede- niyle atılan görevlilen ko- rumaya çahşüarak devle- tin en üst düzey organın- da hiç alışık olunmayan karşıcıl oy kullanılabili- yorsa; devleti çağın dışuıa çıkarma çaLşmalannı yurt- dışında sürdüren dinci Mil- li Görüş örgütlerini devlet protokolüne sokma giri- şimlerinde bulunabiliyor- sa: ulusal protokole soka- madığı türbanı uluslarara- sı platformlara sokup ay- nca bu konudaki kararlılı- ğını üniversiteye de yay- gınlastırma yolundaki ısrar- h tavırlannı sürdürüyorsa; hükümetin birinci ve ikin- ci adamlan, yönettikleri laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni "Müslii- man demokratL"ve "mu- hafazakâr demokrat!." gi- bi sahip olunan rejimi ta- ban tabana zıt modellerle değerlendirmeye de^am edıyor ve bunda sakınca görmüyorlarsa; ellenne fir- sat geçtiğinde dine dayalı devlet rejimini kuracaİda- nnı yazılannda ıfade eden kışilikleri devletin üst dü- zey kadrolanna ve kurum- lartnın başına atama cesa- retini buluyorlarsa, doğal olarak edındiği bılgilerin ışığmda ABD Dışişleri Ba- kanı Pöwd da başkan ada- yı Kerry (Keri) de ülkemi- zi örnek alınacak Islami cumhuriyet modeli olarak değerlendirir!.. Ne var ki bunda?.. Sonuç: Aynca bunu gaf ya da dil sürçmesi diye yo- rumlamak saflık olur. He- le 11 Eylül saldınlannın hemen sonrasında Başkan Bush'un, Haçlı Seferi slo- ganına sanlarak kafasının ıçindekileri dışa vurduğu eger beLleklerden silinme- mişse... Bütün bu söylem ve eylemlerin hepsinın, hal- b yavaş yavaş hazırlayarak amaca ulaşmaya yönelik bilinçh ve soğukkanlı yü- rütülen bır plarun parçala- ,n olduğu kolayca görüle- cektır. Bugünkrde gündeme odırtulanBüviikOrtadoğu Doğu Projesi ise Sovyet- ier'io dağılması\1a yanda kalan Yeşil Kuşak Proje- si'nin daha güneye kaydı- nlarak Kuzey .\frika'nın baosında Fas'tan başlaya- rak Uzakdogu'da Endo- nezya'ya kadar uzanan ko- ridora yerieştirilmesinden başka bir şe> değüdir. Ne rastlantı ki, bu koridorda kürenin el değmemış pet- rol ve doğalgaz rezervleri ve bunun üzenne oturan İslam ülkelen bulunmak- tadır. Bu ülkelerözgürleş- tırilecek, modernleştırile- cek, başlanndakı teokra- tik, isteraüe, isterkişıye da- yanan otoriter, totaliteryö- netimlere sonverilecek ve demokrasi perdetenıesiar- kasında işbaşına getiriJecek kukla yönetimler eliyle enerji kaynaklan üzerinde denetim sağlanacak. Doğal olarak bu konuda Türki- ye'ye biçılen rol var. Yıl- İardır ABD düşünce üret- me kurumJan bunun üze- rine çalışıyor, o nedenle sahip olduğumuz rejimle il- gili ısrarh yaklaşımlar gün- deme orurtulmaya çalışılı- yor. Kanımca Hunting- ton'un "Uygarüklar Çaûş- mseı" asıl şımdı son aşa- masına gelmek üzere. Ken- dince sözde olumlu birkaç oluşuma bakarak "Uygar- kldar l zJaşmas** diye ger- çeklerie ilgisi olmayan üto- pik bir kavramı topluma sunmanın gerçeklerle ör- tüşmediği ortada. Dışanda ve içeride herkesin bilme- si gereken bir gerçek var, o da toplumdan dışlanma- ya çalışılan Atatürk ve Ata- türkçülüğün devre dışı bı- rakılmasma, rejimin Lse,- yanlış kul\r arlara kaydınl- masına kimsenin gücü yet- meyecektir. PENCERE Merhaba Ey Kiip!.. Bektaşi'ye sormuşlar: - Kırmızı şaraplayeşiliktidarşerbetiarasında ne fark vardır? - Ikisi de insanı sarhoş eder, ama, içilirken fark- lıdır.. - Nasıl?.. - insan şarabı ağzıyla içer, politikacı iktidar şer- betini burnuyla.. Padişah Bektaşi'ye: - Baba Erenler, demiş, bu şarabın nesi varki rağ- bet görüyor?.. Bektaşi: - Efendimiz sizin elinizde iktidar var; ancak şa- rapta öyle bir gızem var ki kör içse görür, kötürüm içse yürür, sağır içse işitir, çolak içse pehlivan ke- silir, dilenci içse Karun olur... Padişah: - öyleyse kanıtla da görelim!.. • Bektaşi hemen takımını kurmuş; kör, sağır, kö- türüm, çolak, dilenci, sarayın bir odasında şarap içmeye başlamışlar; bir süre sonra kör, dolu birka- dehi ışığa tutarak demiş ki: - Dostlar şu mübareğin rengine bakınl. Yakut gibi parlıyor.. Sağır çakırkeyif: - Kulağımı suzi dilâra makamından bir müzik dolduruyor; kim çalıyor bunu?,. Çolak iki kadeh içtikten sonra ayaklanıp baba- lanmış: - Ulan, kim benimle güreş tutacak?.. Kötürüm yanındaki dilenciye: - Ahbap, burada kavga çıkacak, tüyelim!.. Dilenci: - Boş ver, ne çıkarsa çıksın, kan gövdeyi götür- sün, hepsinın dıyetini veririm; Karun bile yanım- da halt etmiştir... • Padişah olayı izledikten sonra Bektaşi'ye dö- nüp başını sallamış: - Haklıymışsın!.. Baba Erenler: - Sultanım, demiş, iktidar şerbeti şaraptan da beterdir; içen bir daha ayılmaz... Padişah lafı anlamamış. Laik Atatürk Cumhuriyeti kurulana dek de an- lamadı. • Yeşil iktidar şerbetiyle başı dönen dinciler, Ata- türkçülükle uğraşmaya başladılar. saldırının bini birpara... , t - Kemalizmitaşlıyoıiar.... «İ, •* - ' '•- -- : / ''% Atatürkçülüik "c/ogma"imlş.." -<£ Bu iktidar şerbeti, ne şaraba benziyor ne de ra-J kıya; tnsamn akiınt baştodar> öyiesine alıyor ki, bir alaturkaşarktdandeyişgibi: i f ^ -,.'-\J "- İçen bir daha ayılmaz..." '" . : -A.'Â''- ' ^ •Ayıldığı zaman da iş işten geçmiş oîuyor; ah ile para etmıyor. - . - • , - Bektaşi meyhaneye girmiş, bakmış ki bir sürü den- siz toplanmış yıvışıklıkla söyleşiyorlar. |-"' Köşedeki şarap küpüne dönmüş: - Merhaba ey küp!.. ^ . .. Sormuşlar: ."" V V ••)."' - Bize neden selam vermedin?.. ' Bektaşi: - Içinizde usulüyle erkânıyla içmesini bilen bir tekonugördüm!.. Mustafa Can, nihayet do|du... 25 Eylül 2004 tarihinde, bizi, başanlı bir operasyonla minik oğlumuz . '? MUSTAFA CAMy < buluşturan Çamlıca Hayat Hastanesi'nden Kadın Hastalıklan ve Doğum Uzraanı Og. Dr. SIBEL AÇIKALIN'a^^ l; ' *" '^ -• tesekkür edivoruz.- r - *v^'»"*"'• • "-.teşekku AYNURveSADIKDOĞAN;' 4-6 EKİM 2004 • ODTÛ KÜLTÜR VE KONGRE MERKEZİ • ANKARA TOrkJyt'nln BIHfim Trtnlk BHIml »ractltöı 11* k»lkınm«ımd» yol haritMinı çiım«k Dnrt, toptumumuaın tOm l»ıtmt«rtnl TBD 21. Ulusal Biliflm KurulUyı'n* k«tılmay« d«v*t «dlyorua. Katılım v« program bilgileri: www.tbd.org.tr Kitıiım herkm* syk <C,.. ,-İ •'-" MdnMı Sporaorlan <TriS Ürtln v« Hta AKShlON D*tUk V«r«n Kurutuştm a M S. K1 4lWH «»Msffî (•): ll«tiflffi Cunjiturtftl Gazetesı'nm kalkjlanyla yavımianmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle