19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EKİM 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Balkanlann Fellini'si sayılan Bosnalı ünlü yönetmenin son filmi bugün gösterimde Kusturica'nındönüşüEmir Kusturica'yı hatırlıyor mu- sunuz. hanı Dolly Bell, Babam İş Gezisinde, Çingeneler Zamanı gibı, katıldığı büyük festivallerden ödül- lerle dönen ilk filmleriyle. kuyruklu yıldız gibi parJadığı 1980'li yıllarda tanıyıp sevdiğimiz o Saraybosnah, uzun saçlı, hırpani kılıklı, rockçu-şair yönet- meni? En son 5 yıl kadar önce sinemalanmı- za uğrayan Kara Kedi Ak Kedisinden bu yana pek sesi soluğu çıkmaz olmuştu. Nıcedir basgitar çaldığı 'Çingene tekno- rock grubu' \ o Smoking'le takıldığı, bu filmde Aleksic rolünü verdiği oğlu Stribor Kusturica'nınsa No Smoking'in davulcusu olduğu haberleri geliyordu. Bu yaz Istan- bul'dan da geçen No Smoking'in çıktığı kon- ser turnelerinde yaşadıklannı neredeyse bire- bir anlattığı ve Chıcago 2002'de en iyi ikinci belgesel seçiJen Sûper 8 Hikâj eleri adlı ye- dincı filmınin ardından tekrar kamera başı yapan Emir Kusturica, bugün gösterime giren Bir Mucizedir Yaşamak adJı, 2004 Cannes Film Festivali'nde görücüye çıkmış bu şim- dilik sekizinci ve son filmiyle ışte yeniden karşmıızda! On yıl sonra 'Yeraltı'nın ylnelenlgl... Yugosla\ya'nın parçalanmasını bir kardeş kavgası olarak gören ve bu kavganın fitilinın (dışardan kışkırtUarak) ateşlendiğinin de çok iyi farkında olan Kusturica'nzn, bizce 'işbir- likçi' Boşnaklan kayırmayıp 'firsatçı' Hır- vatlan da savunmadığı ve iddia edildiği gibi Sırp propagandası da yapmadığı, tartışmah başyapıtı Underground-Yeraltısından on yıl kadar sonra, kamerasını yeniden Bosna'ya çevirmesimn üriinü Bir Mucizedir Yaşa- mak Irklann ve dinlerin kaynaşıp iç içe geçtiğı, eski Yugoslavya'ya duyduğu özlem nedenıy- le eski çevresince, arkadaşlannca yerilip dış- lanan yönetmen yine tipik bir Kusturica fil- mi ortaya koymuş, kanlı toplukjyımlarla par- çalanma sürecindeki eskı ülkesinin yakın ta- rihinin kişisel muhasebesine girişerek. Karşıt dınlerden bir Sırp mühendisle. tutsak edilmiş bir Müslüman genç kızın lcahraman- lannı oluşturduğu, beylik bir aşk hıkâyesi cer- çevesinden Bosna'daki iç savaşta yaşananla- ra bakıyor Kusturica, 'mesafeli' bakışını ko- ruyarak. îç savaşın patlak verdiği 1992'de Bosna'nın ufak bir kasabasında, yöreyi her bakımdan ihya edecek bir rren yolunun yapımına ken- dini öylesine kaptırmış ki filmin esas oğlanı, Sırp mühendis Luka (Slavko Stimaç), bir Macar müzisyenle mercimeği fınna veren operacı, fingirdek kansı Jadranka'mn (Yeral- Zivot je cudo (Life is a Miracle) / Yönetmen: Emir Kusturica / Senaryo: Ranko Bozic, E.Kusturica / Kamera: Michel Amathieu / Müzik: Dejan Sparavalo, E.Kusturica, Nelle Karaljic / Oyuncular: Slavko Stimac, Natasa Solak, Vesna Trivalic, Mirjana Karanovic, Vuk Kostic, Aleksander Bercek, Stribor Kusturica, Nikola Koja, Bosna Hersek-Fransa ortak yapımı 2004 (Umut Sanat) Y:ine Fellini'yi çağnştıran, heyecan verici bir görüntüler sağanağı halinde akarak seyirciyi etkisi altına alan 'Bir Mucizedir Yaşamak', meraklısını tam bir görsel-işitsel bombardımana tutuyor 2.5 saat boyunca. Fondaysa hiç susmayan, kıvrak köçek havalanyla kanşık Balkanvari rock ezgileri, Çingene Bandosu'nun yerini almış No Smoking müzikleri. tı'ndan hatırladığunız Mirjana Karanoviç) kaçışma bile ilgısiz. Sırplann, Boşnak tutsak Sabahat'ın (Nataşa Solak) bekçısi yaptığı, ailesi dağılmış, bıraz gamsız ve iyimser Lu- ka, kısa sürede genç ve güzel rutsağına abayı yakınca, aşkıyla oğlu arasında bir tercih yap- maya zorlanacaktır; çünkü geieceği parlak bir futbol yıldızı olmaya hazırlanırken alelacele askere çağnlıp cepheye yollanan ve Bosnalı- Jara tutsak düşen biricik oğullan Milos'un Sa- bahafla takas edilmesi söz konusudur... Her filminde kendine özgü, şiirsel, düşsel ve bolca şamatalı bir dünya kurmanın üstesin- den gelen, kuşkusuz günümüzün en bağımsız ve başına buyruk yaratıcılanndan bin. 1955 doğumlu, Saraybosnah Emir Kusturica. Prag sinema okulunu bitirip 1970'lerde kısa-orta metrajlarla başlayan çeyrek yüzyıllık kariye- rine az ama öz sayıda film (şimdilik 8) sığ- dırmış bu 'hümanist-ateist' yaratıcı yönet- menin, bir süredir unutruğumuz o yine sün- gelerle oynayan, Almanya'ya atıfta bulunulan o ayılı sahne gibi harika dokundurma ve gön- dermelerden geçilmeyen, delidolu. uçan. fan- tastik, coşkun taşkın üslubunu. yine trajik olanla komik olanı dengelemeye çalışarak harmanlayan o curcunah tarzını yineleyen bu son eseri. tür sinemasının dayattıgı kısıtlama- lardan farkJı, tipik Kusturicavari bir bağımsız, yaratıcı sinema örneği. Hayal gücü yine pupa yelkenl Yine Fellini'yi çağnştıran, heyecan verici bir görüntüler sağanağı halinde akarak seyir- ciyi etkisi altına alan film meraklısını renkJi ve zorlayıcı tarafından, tam bir görsel-işitsel bombardımana tutuyor 2.5 saat boyunca. Fon- daysa hiç susmayan, kıvrak köçek havalany- la kanşık Balkan rock ezgileri, Çingene ban- dosunun yerini almış No Smoking müzikle- ri. Hüzünle kanşık Balkan mizahına berde- vam, karamsar Kusturica, yine kamera kulla- nımından kalabalık sahne mizansenjerine ka- dar ustalığını konuşrurduğu, rengârenk cüm- büşlü göriinfü yararma becerisiy- le sinemasal dehasını yine şaha kaldırdığı, görülesi, aynksı bir film kotarmış bir kez daha, tüm kaba saba yanlan, kaosumsu kar- gaşa havası ve bılumum aşınlık- lanyla. Tabii kırsal kesım yaşa- mında önemli yere sahıp, ağzı var dili yok bazı evcil canlılan (eşek- ten kedi-köpeğe. tavuklardan kazlara kadar) da öyküsüne katarak yine tam bir hayvanlar karnavalına çevıriyor filmini. Dızginlerinden boşanmış. esrik, coşkun taş- lan, geniş soluklu ve uzun bir renk, görüntü, ses curcunası halinde seyreden, yine birbirin- den renkJi karakterleri banndıran dağınık a- ma görkemlı anlatımıyla kendinı tekrar edi- yor Kusturica, Bir Mucizedir Yaşamak'ta. Başanlı oyunculuklanndan anlatımma, 're- sim gibi' görüntülerinden montajına, müzi- ğınden dekoruna ve nezih seyirciyi tiksindi- recek kimi sahnelerine kadar, bu haftanın her zamanki gibi gösterişli Amerikan yapımla- nndan geçilmeyen sıkışık fihn trafığinde gör- sel zenginliğiyle pınl pınl parlayan Bir Mu- cizedir Yaşamak. hayal gücünü pupa yelken kanatlandırdığı filmleriyle şimdiye dek özel hayranlar edinmiş ve artık 50 yaşın olgunlu- ğuna enşmış bir yaratıcı yönetmenin özgün vizyonunu yansıtıyor. Bir yaratıcı yönetme- nin kendinı tekrarlaması bıle bızce görülme- ye değer! İZLEYİCİ ERDAL ATABEK Sevdiğiııi beklemenin dayaııılmaz sancısı Yönetmen Christopher Boe, ilk uzun metrajlı filmini çevirirken güç bir konuyu seçmiş. sevgi, aşk, aşın- malar. tutkular. Yaşlı bir yazar, güzel kansı, genç bir fotoğrafçı, onun genç sevgılisi. Bu dörtlü arasında geçen film, insanlar arasındaki ılişkilen. duygu ıletışimi- ni, aşkı ve seksi anlatıyor. Yönetmenin sinema dili yer yer simgeleri kullanıyor, bu da filmin akışını izlemede özel bir dıkkari ge- rektiriyor. Filmde deneysel sinema kurgusunun izdüşümü var. Alex genç bir fotoğrafçıdır. Girdi- ği barda güzel bir kadının oturduğu- nu görüyor, kadın da AJex'i fark et- miştir. Böylece tanışıyorlar. Bu tanış- ma hızlı bir aşka dönüşecektir. Güzel kadın Aimee, yaşlı bir yaza- nn kansıdır. Yazann imza günü için geldiği bu kentte yalnızdır. Yapacağı bir şey yoktur, canı sıkılmaktadır. Ya- zar da yazdığı romanlann içinde ya- şamakta, zamanının büyük bölümü- nü kendi uğraşına ayırmaktadır. Tipik bir kendi işine gömühnüş koca ile ca- nı sıkılan, kendıni yalnız hisseden eş sendromu gibi görünse de her şey bu değildir. Aimee. genç fotoğrafçının yoğun tutkusundan etkilenmiştir. Bu etkiyle sürüklendiği cinsel yoğunlaş- mada oteldeki odasında sevişirler. Fotoğrafçının çıkışından hemen sonra yazar odaya girer, uyuyan ka- nsının henüz toplayamadığı dağınık- lıktan neler olduğunu anlar, hiçbir şey yapmadan çıkar, bir süre sonra geldi- ğinde kendisi de, kansı da bir şeyden söz etmezler. Karmaşık Insan NigRlleri Ama yazar olup biteni fark ermiş- tir. Kansını yeniden kazanması ge- rektiğini anlamıştır. Burada önemh olan, böyle yoğun çahşmalar içinde yıpranan birlikteliklerin ne gibi be- delleri olabileceğidir. Öte yandan Alex ıçin her şey yeni başlamıştır. Sevgilısi Simone'u bıra- kıp aşkı Aimee ile yani bir düşü ger- çekleştirmeyi amaçlar. Onunla Ro- ma'ya gitmelidir. Roma aslında bir simgedir. Yeni bir yaşamın. aşkla yoğrulmuş yeni bir başlangıcın sim- gesi. Bir başka şey daha olmuşrur. Alex'i artık kimse tammamaktadır. Kaldığı apartman dairesı değişmiştir, tanıdığı insanJaronu tammamaktadır. Aşk her şeyi değiştirmiştir, onu tanı- yan tek kişi Aimee'dir. insanlar arası ilişkilenn ne denli karmaşık, ne denlı öngörülemez ol- duğunu anlatan filmin gidişi de yer yer sımgesel dili kullanmaktadır. Sev- diğini beklemenin dayanılmaz sancı- lan, gehneyişlerde duyulan anlatıla- maz yalnızlık, gelemeyenin sabırsız ka\aışma istekleri birbirine kanşacak- tır. Filmin sonu beklendiği gibi mi olacaktır, beklenmediği gibi mi, bu- nu filmde görmek gerekiyor. Insan ilişkilerinin karmaşıklığım görmek için iyi bir yapıt. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Festivallen ve Kamu Yararı Geçen hafta, kamunun kültür-sanat yaşamına des- tek vermesinin önemi üzerinde durmuş ve bu deste- ğin siyasetin güdümünden uzak, özerk bir kurum eliy- le verilmesinin gerekliliğinı vurgulamıştık. Olmazsa, hafta sonunda AKP kampında Başbakan'a sorulan soruyu daha çok dinleriz: Efendim, nasıl olur da, Kül- tür ve Turizm Bakanlığı 'Gay ve Lezbiyen Fîlm Festi- vali'ne destek verirmiş? Sayın Bakan, ne cevap ver- di bilmiyorum. Söz konusu festivale destek verip ver- mediklerini de bilmiyorum. Ama, söz verip de, sonra "Kusura bakmayın, sizin demeğiniz kamuya yarartı derneklerden değilmiş. Onun için destek veremiyo- ruz" dedikleri pek çok örnek olduğunu biliyorum. Kül- tür alanı, siyasetin ve bürokrasinin vesayetinden kur- tulmadıkça, bu ömeklerin sonunun gelmeyeceğini de biliyorum. Bu sorunun çözümü, Bakanlığın destek mekaniz- malarının özerk bir kurum eliyle işletilmesinde yatıyor. Ama, bugüne dek tek bir kültür bakanının bile 'özerk sanat kunımu' fikrine ciddi olarak sahip çıktığını gör- medim. özerk Sanat Konseyı'nin yıllardır savundu- ğu bu proje, Avrupa Birliği'nin kültür politikasının te- mellerinden binni oluşturuyor. Ama, bizim AB uzman- lanmız kültür maddesine gelemediler bir türlü. Siya- setçiler iktidarda olmadıklan zaman özerklikten, sa- natın bağımsızlığından söz açmakta bir sakınca gör- mezler. Ama, iktidar ellerine geçmeyegörsün, kırk yıl- lık bürokratlan aratmayacak denli statükocu kesilir- ler. "Efendim, mevzuat bu hızmetin kamu kuruluşu eliyfeyaptlmastnı emrediyor. Yönetimin sivilleştirilme- si ne yazık ki mümkün olamıyor!" Hangi parti iktidara gelirse gelsin, sonuç değişmez. Sivilleşmeyi, demok- ratikleşmeyi ağızlarından düşürmeyenler dahil... Yıllar önce, bir Antalya Festivalı sırasında Sayın Er- kan Mumcu (yanılmıyorsam o sıra Turizm Bakanı i- di) ile bir televizyon programında (Teke Tek) birlikte idik. Bakanlıkla ilgili tüm eleştirılerime katılan Sayın Mumcu, Bakanlığın ortadan kaldınlmasına varan ra- dikal öneriler yapmıştı. Şimdi, Kültür ve Turizm Ba- kanı olarak, tüm yetkileri kendinde topluyor; Bakan- lığın farklı kurullarında yer alacak kişileri demokratik yöntemlerle belirlemek yerıne, kişisel tercıhleri doğ- rultusunda atama yapmayı yeğliyor (daha doğrusu, yasa ve yönetmeliklerde bu esası getiriyor). Destek mekanizmalarına nesnel ölçütler getirmek gibi bir kaygı da görünmüyor ortalarda. Sayın Bakan, bakanlığın pek çok işini özel sektö- re havale ederek, bakanlığı sivilleştireceğini zannedi- yor belki de. Sonuçta, bir tekelin (devletin) yerini, bir başka tekelin (özel sektörün) alması gerçeğı ile karşı karşıyayız. Merkezi otorite, yetkilerinin bir bölümünü yerel yö- netimlerle paylaşma hazırlığında. Çağdaş bir yöne- tim anlayışının bir gereği olan bu yaklaşımı doğru bul- duğumu birçok kez yazdım bu köşede. Ama, bazı ku- rallar getirmek kaydıyla. Yani, kültür alanındataşra es- tetiğinin egemenliğini pekıştırmek için belediyecileri yetkili kılmak yerine, taşranın dinamik güçleri (yani si- vil toplum kuruluşlan ve özel sektör kuaıluşlan) ile 'özerfrsa/iar/curıymı/'nunişbirliğındegeliştirilecek ye- ni bir modeli hayata geçirerek... Kültür-sanat alanına ilişkin düzenlemeler ıçeren son yasalar, özel sektörün kültür alanına destek verme- sini kolaylaştmyor. Ama, en kritık noktalar henüz ka- ranlıkta. Yönetmelikleri bekliyor. örneğin, sponsorluk yasasının getirdiği vergi muafiyetinden yararianmak isteyen özel sektör kuruluşlan, hangi kurumlara des- tek verebilecek? Eğer, bakanlığın şu anda kültür- sa- nat festivallerine destek verirken kullandığı ölçütler geçerii olacaksa, vay halimize! Bakanlık, bu ölçütle- ri Maliye Bakanlığı ve Sayıştay'ın belirlediğini söylü- yor. ölçütlerin belirlenmesinde Kültür ve Turizm Ba- kanı'nın görüşünün alınmaması ya da sözünün din- lenmemesi olacak iş mı? Bu ölçütlerin ne olduğunu merak ediyorsunuz de- ğil mi, söyleyeyim: bakanlık desteğinden ancak ka- mu kuruluşlan (yani devlet kurumlan ve belediyeler) ile vakıflar ve 'kamuyaranna çalışan' dernekler yarar- lanabiliyor. Peki, kım belirliyor 'kamu yaran'nı? Bakan- lar Kurulu... Siyasi iktidar, sivilleşme projelerinden söz açadur- sun, kültür alanının bir bölümü özel sektörün eline ge- çiyor (bakınız: Yedikule hisarı kaç yıllığına, hangi şir- ketin kullanımmda), kalan bölümünde de siyasetçi- lerin (bakanlann, belediye başkanlarının) yetkileri art- tınlıyor. Yani, ya sermaye sınıfının icazetinde icra ede- bileceksiniz sanatınızı ya da siyasi iktidann güdü- münde. Seçim sizin... Bunun dışında örnekler yok mu? Elbette var. Haf- taya... [email protected] Bugün • AKM'de 19.30'da İDOB'dan 'Kayıp Eşya Bürosu'. 'Andante Allegro', 'Münasebetler' adlı baleler. (0 212 251 56 00) • EDEBİYAT - KOOP'ta 19.30'da 'Türk Bilimge Edebiyatı' konulu söyleşi. (0 212 244 02 05) www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 "AVRUPA SİNEMASININ EN SEÇKİN FİLMLERİ" 1 Ekim - 7 Ekim 2004 EURIMAGES FİLMLERİ TOPLU GOSTERISI EURIMAGES FERİYE SİNEMALARI EURIMÂCES 12:15 14:30 17:00 19:15 21:30 23:45 01EKMCUU 01 EKİM CUMMTESI OEIOMPUMt W EKİV PûZAPTESl KEHMSAU 07 3OM PÎRŞEMM itiKYVIAVK SJV SCTC1AS136 t>OS voauiânM POSEKSTASSt l t » İEUAHUTU HmOOMM E U H U T M sHparmsocDKK KPM0GMP P2SESSm«S£ KJ?s»»fr ıtiflFrUAVK Slf* NOTOAS C6 »OS VO0KAl£UON nsasmusaiMi pomoaum mmmn ncsenussE \tm 101 flEYlCA** SHHOnOUDCMS .CC**l£MOS KUAMUmu î»S£HS-WSt 11:11 rmatmn SE-^i MAflTHi WRPnUAVK S-N N0T1OAS X DKS mouımuı sKnncuSDEnas RO5E"«S1IUSSE PORNOGRAFIA yörtetmen Jan J«kub Kolski VODKA LEMON yönetmen * HKoar Satt«m 101 REYKJAVIK BELLA MARTHA PEPPERMINT yonetmers B*rtft*ar Kormakur yonetmen S*ndra N«ttatt>«cfc yönetmer Casta* Kaptkm* ROSENSTRASSE SIN NOTICIAS DE DIOS yonetmen Marganth* Vcwı Trotta yonetmen Agustm Diaz Yın»ı FESTİVALE ÖZEL İNDİRİMLİ FİYAT Rezervasyon:e-posta sjnema@fertye com SMS: 0555 203 87 69 online bilet satı$: wwwmybıletcom «: Çırağan Caddesı No 124 Ûrtaköy bilgı için gi?e: 0212 236 28 64 VJNTJMIT ™|^B8S^ - fŞ\ • !••••• • •••••• • • • • • • • İlanlanmz İçin : (0212)293 89 78 [email protected] perareklam(g)superonline. com www. perareklam.com. tr OO-C CTESI 00 OO 0O-CCTESİ.23 0Û 30-C CTESl OO 3O 15-C C TESİ 00 30 BEYOĞLU B6VOĞLU TEŞ. KİVE AFU NlŞANTAŞı MOV1EPIXX Ş ŞLI MOV1EPLEX ETILER WOVl£PLEX STtLER 4F1A UPTOWN •~ kUtTUR MERKEZf SİNEMA TÜRSAK FERTYE Eurffnas*» ÇEMBERLITAŞ ŞAfAK WOVIEPI-EX ~" * " VTRNJM ALTUNIZADE CAPTTOi. SPECTTKJM 14 KAD1KC C BROAOVVAY KAD1KCV TEPE CIHEMAXX SUACIV E MOVIEPLEJt ANKARA METROPCL AMKARA OOEON CINEPLE/ AMCAflA TEP6 CIHEMAXX
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle