Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2004 PERŞEMBE
DİZt
BaşbaJcanlık Müsteşan'nın 1995'te söylediği ve hâlâ arkasında durduğu sözlere 6 noktadan bakış
Dinçer'in sistemininanalizimerDinçer 1995 yılmda Sı-
-\as"ia -verdiğı teblığde "21.
yizyte girerken dünyaveTür-
khenin gündennindeki İ5İaın"m duru-
munu- ırdelıvjr. Buradaki tezleri ve
Dinçer'in düşüace yapısını yözmek
için kimi temel kavramlan ve bunla-
ra kerüdisının yüJdediği anlamlan ken-
di deyimJen ^e anlatımıyla açıklamak
gerekdyor. Vlûsteşar Dinçer'in yazı-
smdan çıkanlan ana noktalar aşağıda
sıralammıştır.
1- islarn gir Hayat Tarzı
Dinçer. Islarnı "bir hayat tarzı ve
hayaüm bütün yönlerini kapsayan bir
sistem"alaraltanımlıyor Dıkkatedı-
leceği gibıbu sondereceönemlıvekap-
samh t>ir taıumlamadır. Kapsadığı ala-
nın genişligı Islamın karar alma yetki
ve erkini, yani iktidan hedeflemesi,
de\ let düzenınde temel bır rol oyna-
masına leadarvanyor.
tşte bu konuıleılgili Dinçer'in söy-
lemı: "tslanuöğrendikçcgöreceğiıniz
şey şu>dıı: İslam bir bütündür ve ha-
yat tarndır. Siyaseten de karar gücü-
ne yönelik harekeder yapmali zorun-
daydLT Dinçer bir başka bölürnde sus-
mamasını. tslamm *karar vennehak-
PoRTRE Ö\1ER DtVÇER
Eğitimine
imam hatip
okulunda
başladı
Ömer Dinçer eğitimine ımam hatip
okulunda başlamış ve liseyi I974'te
Konya'da bıtınp, Erzurum Atatürk
Üniversitesf ne gıtmıştir.
Üniversiteyi 1978'de bitırdikten
sonra, yükseklisans yapmak ıçin
Istanbul Ünhersitesi tşletme
Fakültesi'ne geliyor. Burası oyıllar
akademik olarak fazla bir değer
ifade etmeyen kadrolarla, ırkçılar ve
Islamcılarla kaynıyor. Politik
ilişkıler önplanda. Erzurum"dan
buraya bir "yatav geçiş" yaptığı
anlaşılıyor. l 5 yılda yükseklısans.
yine o dönerrun bilimsel olarak
tartışrnalı davranış bilimleri
bölümünde de 3-4 yılda doktorasını
veriyor. Özellikle o yıllarda (ve
yakın zamanlara kadar) sudan
tezlerle çok hızlı unvanlar alındığı
biliniyor.
Bilimsel kariyennde, hiçbir "dış
yayın*a rastlanamıyor. I998'de
yayımladığı "Stratejik Yönetim ve
ışletme PöBtikasT adlı bır ders kitabı
var. Dinçer'in akademik dönemınde
de temel eğılım ve davranışının
"dinsel" olduğu, sadece dini bütün
bir Müslüman olmakla kalmayıp,
güçlü bir "siyasi İsJanı" düşüncesi
geliştirdiğı görülüyor. 1995 yılında
yaptığı konuşma ve daha sonra
yazdıklan bunun açık bir göstergesi.
R.T. Erdoğan İstanbul Beledıye
Başkaru olunca. Dinçer hemen
Istanbul Belediyesi'ne baş danışman
olarak atanıyor. Erdoğan
belediyesini örgütlüyor. Şu anda
devletın birnumaralı"bürokrati",
şimdiki mısyonunu, 1995 yılı
tebliğini, bugün uygulamaya
koymakta görüyor. AKP iktidannın
siyasal ideoloğu olarak stratejisini
uygulamaya başlamıştır.
Bır
atın
1.-
Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi
Dr. ALEV COŞKUN
"¥~^v inçer, bildirisinde modern
/ 1 devleti kıyasıya eleştiriyor.
i S Cumhuriyet'in ilkelerini, ulus
devlet ve milliyetçilik esasına dayalı
devlet anlayışını sorguluyor. Dinçer
bu çerçeve içinde artık "laiklik
ilkesinin, yerini İslamla bütünleşme
modeline bırakmasının" gerekli
olduğunu söylüyor.
kmı talep etmes"ni de önermektedir.
2- Sivaset-Tarlkat İllşkisi
Dinçer'e göre Islam "üstkavram"dır
ve ikı "altöğesi" vardır. Bu öğelerden
birincısi kültürel öncelıklı Islamı ha-
reketlerdir Dinçer. bu alt oğeyi, "ts-
lamın yüceliğini vurgulayan, ancak si-
yasi yönleri olmayan harekeder" şek-
linde tanımlıyor. Örnek olarak Fethul-
lahGülen'i, Nurculukhareketini, Sü-
leymancıhk \e diğer tarikatlan sıralı-
yor. Dınçer'e göre, ikinci alt öğe ise
"sivasi öncetikü tslami harekeder" ola-
rak ifade edilıyor. Bunlar, "devletyö-
netiminive karar rnerkerini ele gecire-
rek,toptumdadeğişfldiksağ)anıayayö-
nelen hareketler"dir. Burada örnek
olarak Refah Partısı gösteriliyor.
Dinçer, aslında bır strateji çızmek-
tedir Birmanifestoyazmaktadır. Çız-
diği yol haritasında "Türkiye'deki Is-
lami harekederin toplumsal bir deği-
şimi sağlayabilmeleri için" ılk koşul
olarak "nasü bir devlet ve tophım iste-
diklerini tanımlamalanııı" istiyor.
Dinçer'in önemli olan diğer öneri-
si, yukandaki iki alt öğenin ortak si-
nerjisinin yaranlmasıdır. Dinçer şöy-
le diyor: "Türkiye'de kültürel önceük-
li tslami harekeder3e siyasiönceükG İs-
lami hareketlerin karşıhkhflişkive et-
kileşimlerinin yeniden tanziın edflme-
lidir. Eğer bu iki hareket bütünleşmiş
bir halde devam ettirilebilirse. Türki-
ye'de İslamın hiçbirülkedegörübnemi;
bir şeküde sağlam bir temel üzerinde
gelecek vaat ettiğini söyleyebiliriz."
3- Cumhuriyet, Müslüman
Yapıya Dönüşmell
Dinçer. bu bildirisinde modern dev-
let kıyasıya eleşûriyor. Cumhuriyet'in
ilkelerini, ulus devlet ve milliyetçilik
esasına dayalı devlet anlayışını sorgu-
luyor. Dinçer bu çerçeve içinde artık
"laiklikilkesinin yerini İslamla bütün-
leşme modeline bırakmasmın" gerek-
li olduğunu söylüyor.
ns^-,»*, A V . ^ ™ — ^ , ->™ Â CHPGrupBaşkanVekiliAhTopuz,BaşbakanlıkMüs-
SOfU OnCfYCSl VCrCll teşanÖmerl^çermgörevdenaünınasıgerektiginibe-
^ lirtti. Dinçer'in, Başbakanhk Takip Kurulu'nun da ba-
şında olduğunu anımsatan Topuz, "Hizbullah gibi örgiitierin bir süredir takip edilmediği oıtada. Terorizme yönelik akun-
laruı bir evvelki aşamasuıda bu kişilerle mutabıklar. O terör. bu fıkrin ürettiği bir terördür. Bundan vazgeçtik. görüşümü-
zü değiştirdik. derlerse ve bunu kanıtlarlarsa ancak inanılabflir"
1
diye konuştu. CHP .\nkara MiUetveldh' Yakup Kepenek
de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yamtlaması istemiyle TBMM BaşkankgTna bir soru önergesi verdl înönü ve Ulu-
dağ CnKersitesi senatolan da aldıklan kararla Kutiu ve Dinçer'i kınadılar. \ a>ımlanan bildirilerde, Atatürk karşıü akım-
lann hızla ürmandığı vurgulanarak Dinçer'in, ortav'a kmduğu görüşleri hâlâ savıınduğuna ilişkin açıklamasma dikkat
çekildi Bildiride Dinçer'in istifasL Kuttu'nun da yargilannıası için dokunulmazhğının kaldınlması istendi.
Başbakanlık Müste$arı Dinçer'in 19-21 Mayıs tarlhlerinde yaptığı konuşmanın tam metni -2-
Dinçer: Globalleşmearttıkçaîshım yüksekcek
/
kinci sonuç ise rekabetin uluslararası bir nite-
lik kazamnasıdır. Özellikle iktisat dünyasuıda
ortaya çıkan değişme ve gelişmeler, üİkelerüı
sınırlannı zajaflatmış ve rekaberi ııhısal boyutlardan
çıkararak uluslararası bir şekle dönüştürmüştür. Ta-
bii rekabet uluslararası bir hal aldıktan sonra da her
bir ülkenin kendi başına ayakta kalması ihtimali zor-
lanmaya başlanmıştır. Bu sebeple ülkeler bölgesel
işbirlikleri kurma çabalannı arttırmışlardır. Atlas
ûlkelennden NAFTA. Amerika, Kanada ve Meksi-
ka işbirliği, Avrupa Birliği'nin ortaya çıkışı ve ni-
hayet Pasifık ûlkelerinin bir araya gelişi ile ilgili
bölgesel işbirliği çabalan yoğunİaşmışhr. Rekabe-
tin uluslararası hal almasıyla ortaya çıkan bu değış-
menin bızim ülkemiz açısından da birtakım zorluk-
lara yol açtığını söyleraemiz mümkûndür.
Globalleşen dûnyada, birtakım bölgesel işbirlik-
leri yapılırken, bir taraftan ulus devletlerin gücü za-
yıflamakta, öte yandan bu devletlerin yönetim an-
layışı ve uygulamalannı değişmeye zorlamaktadır
Gerçekte globalleşme, evrensel bir kültür ve ha-
yat tarzı empoze etmeye başladı. Birleşmiş Millet-
ler bunun evrensel itke ve amaçlannı tanımlamak
için çaba sarfediyor. Ancak, globalleşme tüm dün-
yada kendisini hissettirmeye başladığı andan itiba-
ren varlığını sürdürebilmesi için başka bir kutbun
orta>a çılaşına zemin hazırlamaktadır. Veya bir baş-
ka kutup kendisini koruyabilmek için kendiliğin-
den ortaya çıkmaktadır. Bu da mahalli kültürdür.
Mahalll kültürler
Dolavısıy la globalleşmenin olduğu her yerde ma-
halli kültürlerin gehşmeye başladığını görûyoruz.
Bizim ülkemiz söz konusu olduğunda ise mahalli
kültür İslamdır. Globalleşme ne kadar artarsa îslam-
laşma da o kadar çok artacaktır. Böylelikle varlığı-
nı hissettirmeye başlayacaktır. Nitekim hissettir-
mektedir de. Oyleyse, Türkiye'nin bu durumu fark
ederek, gerekli düzenlemeleri yapması gerekir.
Rekabetin uluslararasılaşmasıyla ilgili bir başka
husus da milliyetçilik ilkesinin zayıflaması ve an-
lamını kaybeden bir ilke haline geünesidir. Ulusla-
rarası işbirlikleri aslında başlangıçta ekonomik bir
ilişki ile başlarken giderek siyasallaşmakta ve ulu-
sal devlet fikri yerine daha çok bölgesel devletle-
rin oluştuğu bir yapıya dönüşmektedir. Dolayısıy-
la Türkiye Cumhuriyeti'nin öngördüğü ulusal dev-
let yahut milliyetçilik esaslanna dayalı devlet fik-
ri yerine uluslararası işbirliği yapan ve belki de si-
yasi olarak bütünleşen ülkeler söz konusu olmaya
başlamıştır.
Türkiye açısından bunu söz konusu ettiğimiz za-
man. uluslararası ilişkilerde genellikle iki tür tema-
yülün olduğunu göriiyoruz. Bunlardan ilki "Adri-
yatik'ten Çin seddine kadar" diye tarif edilen Türk
dünyasıyla birleşmeye yönelik bir temayüldür. Dı-
ğeri ise tüm Islam dünyasını bir araya getirme ça-
basıdır. Doğrusunu ifade etmek gerekirse, ben bu
iki temayülün de bizim için birer Kızılelma olduk-
lannı düşünüyorum. Gerçek olmasından ziyade
ulaşılması gereken uzun vadeli bir misyon olarak
değerlendiriyorum; ama Türkiye'nin daha reel da-
ha gerçekçi politikalar belirleyebilmesi için kendi
bulunduğu coğrafya üzerinde kısa vadeli planlar
ve politikalar geliştirmesi gerektiği kanaatini taşı-
yorum. Bu açıdan bakınca Osmanlı coğrafyası bel-
ki de bugün Türkiye'nin artık çok aktif bir şekilde
politika belirlemesi gereken bir alan olarak kar-
şımıza çıkıyor.
SÜRECEK
Bildirideki en can alıcı paragraflar-
dan biri, Dinçer'in Cumhunyet'in
"Müslüman bir vapr>-a devTedUmesi-
ni" önerdiğı bölümdür. Dinçer açıkça
şöyle diyor: "Türkiye Cumhuriye-
ti'nin başlangıçta ortaya koyduğu la-
ikMk.cumhuriyet\çmiffi\«çiBk gSbibir-
çok temel ilkenin yerini daha çok ka-
tıhmcı. daha adem-i merkezt daha
Müslüman bir yapı\-a devTetmesi zo-
runlulugunu ve arnk bunun zamam-
nın geldiği düşüncesini taşr.orum."
4- İslami Hareketler
Patlama Yapacak
Dınçer bıldinsinde Islam ûlkelerinin
durumlanm da değerlendirmiş; Din-
çer'egöre. "lran,7vIalezya\«Sudan'ın
umuda beklediğimiz ama belirsizlik
ifade eden bir vapısı vardır". Pakis-
tan'dakı dını hareketlerin başansızlı-
ğı konusunda da fikirler öne sürüyor.
Pakistan'dalcı Teblığ Cemaari ile Ce-
maat-ı İslami hareketlerinin "arala-
nndaki inanılmaz kopukhık nedeniy-
le sonuç alamamalannı" adeta hayıf-
lanarak belirten Dinçer, bu hususu,
"bizim için ders annması gerekli bir
geüşme" olarak görüyor. Dinçer, ayn-
ca "Türkiye'de İslam adına. halkın es-
ki gücünü ve onurunu kazanabümesi
adına büyük bir enerji birikiminin söz
konusu olduğunu betirterek" şöyle bir
yargıya vanyor: "Türkhe'nin değişi-
mi ve dünyada yeni bir güç olarak or-
taya çıkabUmesi, bu biriken enerjiyi
kullanabilmesine bağhdır" En çarpı-
cı bölüm. kuşkusuz bıldınnin sonun-
da: "İslam dünvasmda bugüngerçek-
ten bir enerji birikmiştir. Buna engel
oluşlar devam ettiği müddetçe İslami
hareketlerin bir paüama yapacagını
söyleyebihnz. Eğer önü açümav-acak
olursa Yeni Dünya Düzeni de Türki-
ye'deki İslami gelişmeier karşısındaki
bürokraü'k mekanizma gibi ayıu so-
nuçlaria karşı karşı\a kalacaknr."
5- Küresellesme Ne Kadar
çok artarsa islamlaşma da
0 kadar Cok Artacaktır
Başbakanlık Müsteşan Dinçer, dün-
yadakı gelişmeleri "globalleşme" çer-
çevesınde ele alıyor. Küreselleşme-
nin, "™bir başka kutbun" ortaya çıkı-
şına zemın hazırladığım. bunun da
"mahalli kültür" olduğunu öne sürü-
yor "Bizim ülkemiz söz konusu oldu-
ğunda ise mahalli kültür İslamdır"
vurgusunu özenle yapıyor. Dinçer'in,
gerek küresellesme, gerekse kültüryo-
rumlannın yetersizliği bir yana, ba-
kın fikir yapısını nasıl sürdürüyor:
"Globalleşme ne kadarçok artarsa İs-
lamlaşma da o kadar çok artacaknr»
Türkiye'nin bu durumu fark ederekge-
rekli düzenlemeleri yapması gerekir.''
Dinçer'in duzenlemeden ne anladı-
ğı çok açık, Dinçer,"-laiklik. cumhu-
riyet ve millhetçiük gibi birçok temel
ilkenin yerinL. daha adem-i merkezi,
daha Müslüman bir yapıya terketme-
si gerektiğini düşünüyorum." diyor.
Aslında bu düzenlemelerin en somut
örneğini, Kamu Yönetimi Temel Ka-
nunu tasansı ile müsteşar kendi eliy-
le ve açıkça veriyor. Tasan ile kamu
yönetimi esas olarak yerinden yöne-
time devrediliyor.
6- islamın Kavgası
Münkere, Harama ve
Kötüye Karsı Devam Eder
Dinçer'e göre tslamcı hareket ikti-
dara gelse de süreç bitmiyor. Dinçer'e
göre "tktidara getanek yolun sonu de-
ğildir"."Yeni bir başlangıçtır.üknda-
ra geiince de. tüm dünya Müslüman ol-
sa da. düşmanlara karşı üsrünlük sag-
lansa da, Müslümanın kavgası, mün-
kere, harama ve kötüye karşı devam
eder". Burada aslında evrensel büyük
bir hedef gösteriliyor. "Müshımanın
kavgası münkere karşı sürecek" deni-
liyor. Ferit DevelKoğhı'nun Osmanlı-
Türkçe lügatına göre "münkef^in an-
lamı "şeriatçayapdmasıcaizgörülme-
yendir"(s.87l)
Burada sözü edilen düşman nedir?
Bir yazanmızın çok yerinde olarak
sorduğu gibi, çağdaş, karılımcı, de-
mokratik devlette "münker", "ha-
ram", "kötü" gibi kavramlar siyase-
te öncülük ve rehberlik edebilir mı?
Dikkat edilirse, Dinçer siyasal Islam
için bir strateji belgesi sunmuştur. Bir
yol haritası ortaya koymaktadır. Bu
fıkirlerin arkasında olduğunu da vur-
gulamaktadır. Hiçbir bürokratık de-
neyimi olmayan Dinçer'in neden Baş-
bakanlık Müsteşarhğı'na getirildiği
ve neden Kamu Yönetimi Tasansı ha-
zırladığı artık açıkça ortaya çıkmış
oluyor.
Yarın: Dinçer'in
diğer yazıları
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Millet ve Devlet
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in, bugün
de tamamen sahip çıktığı ve gelişmelerin kendi-
sini doğruladığını ileri sürdüğü ünlü tebliği daha çok
tartışılacak.
Bu tebliğ, kimilerinin yazdığı gibi, Dinçer'in ka-
muyu ilgilendirmeyen "kişisel görüşleri" değildir.
Tebliğinde de belirttiği gibi, İslami sadece "kültü-
rel yönü" ile değil şehatıyla birlikte bir bütün ola-
rak yaşayan, iktidarda da bunun gereğinı yapma-
yı doğal bir refleks olarak kabul eden bir Başba-
kanlık Müsteşan'nın görüşlerıdir.
Ayncatebliğdeki görüşler, belki bir diğer yazıda
ele alacağımız gibi, uygulamaya da konmaktadır.
Dinçer'in tebliği, siyasal btr "Dünya, Türkiye ve
Yaşam Tarzı Manifestosu"dur.
Dinçer, düşüncesı ile pratiği birlikte yaşayan bir
kişiliktablosu çizmektedir. Dediği ile yaptığı bir olan,
Islama kendini adayan ve bu yolda mücadele ve-
ren saygın bir insan.
Dolayısıyla. bu manrfestosu doğrultusunda Baş-
bakanlık Müsteşan görevini icra etmesi, etmek is-
temesi, bu manifestosu doğrultusunda gerçek-
leştirebileceklerinı hayata geçırmeye çalışması do-
ğaldır.
Dinçer'in "manifestosu"nu, bilim, sosyal ve si-
yaset bilimcilerimiz çeşitli yönleriyle tartışmalıdır.
• • •
Bugün hem Dinçer'in bildırisinin özünde yatan
hem de Taha Akyol gibi tutucu-lslamcı yazaria-
nn yazılanndan eksik olmayan (Başbakan Erdo-
ğan'ın da dilinden düşmeyen), ışin özünde yatan
çok temel bir konuya değıneceğim: Devlet ve
Millet...
Islamcı kesimlere göre, Mustafa Kemal, mılle-
tin devletini kuramamıştır.
Neredeyse kuruluşundan beri Cumhuriyet Dev-
leti "millete ters düştü". milletin devleti olamadı.
"Millete karşı" bir devlet oldu.
Bu düşünceyi, söz konusu kışi ve yazarlar, bir-
birinden nüans farklı siyasi eğılimlerine göre, de-
ğişik dil ve kavramlarla yazıp çiziyor.
Kimi, 1930'lardan sonra "Devletçi Parti" ile mil-
letin dışlandığını belirtirken, doğrudan Islamcı-şe-
riatçılar ise görüşlerinı daha çıplak ve net ortaya
koyuyor.
Onlar için esas mesele, İslamın devlet ve siya-
set hayatından dışlanmasıdır.
Çünkü Islamcılar için (Dinçer'in de çok net or-
taya koyduğu gibi) İslami siyaset dışında düşün-
mek mümkün değil. Islam, şeriatıyla bir yaşam ve
yönetim tarzıdır.
Mustafa Kemal, devleti laik yaparak, dincilerin
asla kabul edemeyecekleri bir "modem devlet" kur-
du.
Onlar ıçin, ülkemizin yapısındaki temel çelişki
"Müslüman millet-laik devlef'tk.
Tutucu-lslamcı kesimin diline doladığı "millet-
devlet aynlığı" ve "devletin miltetle bütünleşeme-
diği" düşüncesinin temelinde tamamen bu "ikilem"
yatıyor.
Düşünceleri çok basit: "Dini Müslüman olan bir
ülkenin devleti de Müslüman olurt"
Eğer değilse, ikısi farklıdır. ayrıdır, bütünleşme
yoktur, hatta birbırine düşmandır.
O halde esas mücadele. devleti Islamlaştırmak
ve "taşları yeriiyerine" oturtmaktır!
"Müslüman devlet" ile ülkede Islama uygun ya-
şam tarzını uygulamaya koyacaklar ve böylece
ülkemizde her şey "eşyanın tabıatına uygun" ha-
le gelecek!
• • •
ömer Dinçer'in bildirisınin de temelinde bu dü-
şünce açıkça dile getiriliyor.
Ve Dinçer, devlettekı misyonunu da bu bağlam-
da görüyor.
Şüphesiz, bugünkü nitelikleriyle devleti savunan
bir insan değilim.
Devletin "düzeltilmesi". "değiştirilmesi", "katıbü-
rokratik" yapısından anndınlması; baskıcılann, rtiş-
vetçilerin, Hazine'yi dolandıncı ve peşkeş çekici-
lerin aleti olmaktan kurtarılması; şeffaflaştınlması,
demokratikleştirilmesı, tarafsızlaştırılması, insan
hak ve özgüriüklerine saygılı hale getirilmesi ge-
rekir.
Dinçer'lerin devleti. İslami yaşam tarzını, dinin
diktatöriüğünü, dünyaya ve halka karşı cihadı, uy-
gariığın ana kazanımlannın çöpe atılmasını öngö-
rüyor.
İslami devlet yanlısı görüşleriyle Dinçer, oturdu-
ğu kottukla derin bir çelişki içindedir.
Takıyyesiz namuslu kışılıği, ya bu görüşleri doğ-
ruttusunda devleti ve ülkeyi dönüştürmesini ya da
orada bir siyaset kuklası gibi oturmamayı gerek-
tirir.
Herhalde bunun muhasebesini yapacaktır.
Tabii, eğer koltuğu daha çabuk davranıp kendi-
sini üstünden atmazsa!
obursali cumhuriyet.com.tr
• U M ! E l t l l l t [ > E F I « C E f l l l ı
KIRALIK
ODA
www.sanatyolculari.com
22 Ocit 2104 PırfiaıM S«ll I I 30
)1 Geık 2104 Cunırl.n S»»t 2% 3»
ır l ı l ı d i T i Tl(itr«ıı Y ı ı l ı Dırıjı ' lıhfilliTİır - İST
T*l 1112 441 31 I I IZ