Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SA'FA CUMHURİYET 30 OCAK 2004 CUMA
HABERLER
Dİ)]N¥4PABUGm
ALİ SİRıMEN
Otaya Başfta Açıdan
Bir Oaha Bakalım
Haberi okuyunca, öfkem başıma sıçradı. Siz de
ckıduysanız eğer, sanınm aynı duyguya kapılmış-
sınııdır.
AB Komısyonu ve Avrupa Biriiği üye ülkelerinin
temsilaleri, hükümet yetkilileri ıle yaptıklan görüş-
melerde, Türkiye'yi bir kez daha uyarmışlar
- Bu Ceza Yasa Tassrısı böyle geçerse, siz AB'yi
unutun!
Bu tehdidin neden.. Ceza Yasa Tasansı'nın, ka-
dınlan ıkınci sınıf gör&n yaklaşımı, hele hele erke-
ğin, tecavüz ettiği kad ı nla evlenmesi halinde ceza-
dan <urtulmasını öngören hükümleriymiş.
AB Komisyonu ve üye ülkdenn çeşitli kuruluşla-
nnın temsilcilerinin hükümete de ilettikleri bu teb-
ditler, fazla tepki uyandırmasın diye kamuoyundan
saklanmış.
Doğrusu haberi okuyunca insan, tepkı gösterme-
den edemıyor.
- Bunlar da, birbin ûzerine yeni yenı bahaneler
çıkanyorlar, hele Kıbns'ta istediklerini bır elde et-
sinler, o zaman görün daha neler çıkaracaklar, di-
yesi gelıyor.
Ben de başlangıçta aynen bu tepkiyi verdim.
Sonra oturup, olaya başka bir açıdan bir daha
baktım ve doğrusu ya, ilk tepkımden utandım.
•*•••*-
Yanlış anfaşılmak ıstemem. AB'nin çeşitfi kuru-
luşlannın ve Avrupa üllcelerinin politikacılannın Tür-
kiye'ye içten, açık davranmadıklan ve çifte standart
uyguladıklanna inanıyorum. Bu inanç gözlemlerim-
den kaynaklanıyor ve t>ir sürü yeni olay da düşün-
cemin doğruluğunu kanıtlıyor.
AB samimi değıl, biriiği oluşturan ülkelerin polı-
tikacılan da...
Peki ama ya biz?
Biz ıçten ve dürüst rnüyüz?
Gerçekten değışiyor muyuz, yoksa artık politika-
mızın temel öğelerinden biri halıne gelmiş olan ta-
kıyyeyi bir de Avrupa'ya karşı mı uyguluyoruz?
AB istediği için kimi yasaları çıkarmak, gerçek bir
değişimın kanıtı mıdır?
Kafalar degişmeden yasalar değışınce ne deği-
şiyor?
Eloğlu, bu durumda "İyi arna bir de uygulamayı
görelım!" demekte haksız mı?
Tayyip Bey'ın özü ıle sözünün, eylemi ile söyle-
minin çelişmesine tepki gösteriyoruz da aynı şeyi
ülke olarak, AB'ye karşı yaptığımızda, bizetepki gös-
terilmesine neden kızıyoruz ki?
* - • •
Değişiyor muyuz, değişmiş mı görünmeye çalı-
şıyoruz?
Bu soru bir kuşkuyu içermiyor, ben değişmiş gö-
rünmeyi yeğlediğimizi, ama pek fazla değişmedi-
ğimizi düşünüyorum.
Değişim girişimı, ancak kendi öz iradesiyle oldu-
ğu zaman bir anlam taşır, yoksa dışardan gelen bas-
kıyla olduğu zaman değil.
Türkiye 20. yüzyılın başında kendi iradesiyle, ken-
di karanyla, kendi amaçlanna yönelik olarak büyük
bir değişim yaşadı. 21. yüzyılın başında ise 19. yüz-
yılda olduğu gibi, dışannın baskısıyla değişmiş gö-
rünmeyi yeğliyor.
Yanlış anlaşılmasın!
Türkiye Mustafa Kemal Atatürk reformlanndan
bu yana da değişti.
Ama bu değişim çağdaş dünya ıle uyum yönün-
de değıl, tam tersine oldu.
Baksanıza, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Fransa'nın türban konusundaki tavnnı bıle anlaya-
mıyor.
Oysa bu tavırAİHM karariannda da belirtildiği gi-
bı, demokrasi ile çelişmiyor. Kararlan ve gerekçe-
sini ya da türban ıle ılgili Stasi komisyonunun ra-
porunu veyahut Jacques Chıirac ın konuşmasını
okuyan herkes bunu anlayabilir.
Ama Bay Erdoğan anlayarnıyor.
Çünkü Bay Erdoğan başka bir zihniyetin ürünü.
Evet tecavüz ettiği kadınla evlenmesi halinde,
mütecavizın cezadan kurtulmasını öngören bir Ce-
za Yasası ile Avrupa'ya giremeyiz.
Bu tehdrt üzerine maddeyi değiştirebiliriz, ama
kafayı değıştirebileceğimizi sanmryorum.
Olaya biraz da başka bir açıdan yeniden bakın-
ca. AB temsilcilerinin bu konudaki görüşlerini hak-
lı buluyorum.
Içım acıyarak da olsa ben dte aynı şeyi söylüyo-
njrn:
- Beyler bu kafa ile AB'yi unutun!
Yalnız onunla da kalmıyor ve ekliyorum:
- Yalnız AB'yi değil, tüm çağjdaş kurum ve kuru-
luşlan da unutun!
Resmi Gazete'de yayımlandı
Bürokraside
atamalar sürüyor
A\KAKA(ANKA)-
Hûkümetin bürokrasi-
de yapüğı atamalarRes-
mı Gazete de yayımlan-
dı. Dışişlen Bakanlığı
BaLkanlar Genel Mü-
dûrlüğü'ne Konsolos-
luk Işlen Genel Müdü-
rü Büyülelçi Umur
Apaydin, Konsolosluk
Işlen Genel Müdüriü-
ğû"ne ıse ıeftiş kurulu
«yesi, Büvükelçi Nazif
Muıat Ersavcı atandı.
Tznm xe Köyişleri
Bakanlığı Müsteşar
Yarcnncılıgı'na Enerjı
-veTıbii KLaynaklar Ba-
kaalğı Eaerji îşleri Ge-
nel Müdiiı Yardımcısı
MthnetÇağıl. Bakan-
lık Müşavırliği'ne de
İrfuıDilsizgetınldi. Ta-
nm 3akanığı Hakkâri
II \4üdürlüğü'ne Bur-
dur II Müdürü M. Atil-
la IVolukısa. tstanbul tl
Mü.dürluğü'ne Ahmet
Kavak. Şanlıurfa II Mü-
dürtüğü'ne de Bflgin Ay-
dm atandı.
Ulaştırma Bakanlığı
Demiryollar, Lımanlar
ve Hlava Meydanlan In-
şaatı Genel Müdürlüğü
Istaaıbul 4"üncü Bölge
MücKirlüğü'ne HahıkJOb-
rahinı Özmen getınldı.
D-evIetîstatıstikEns-
tıtüsü Hatay Bölge Mü-
dürlüğü'ne, Edırne Böl-
ge Müdürü Ökkeş Ku-
lako»ğ]u atanırken Sos-
yal Sıgortalar Kurumu
Başlanlığı Yönetim
Kurtılu Üyeliğı"ne (Ha-
zine ) Selahartin ŞaJıin
getiınldı.
Onur Öymen, AB ilerleme raporundaki savlan ve hükümetin rakamlarını gündeme taşıdı
CHP'denişkenceye takipANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkan Yardım-
cısı Onur Öymen, Türkiye'deki iş-
kence savlan ile ılgili soru önerge-
sıne verilen yanıtta bu suç nedeniy-
le 1 yılda sadece 3 mahkûmiyet
karan yerildiğinin bildırildiğini ak-
tardı. Öymen, "AB ilerleme rapo-
runda ülkemizdeki işkence konu-
sunda baa iddialar var. Rakam bu
kadar küçükse, 1 yılda topu topu 3
kişi mahkûm olmuşsa ya bu iddi-
alar geçersizdir ya da hükümet ge-
reğmi yapmamaktadır. Bariz bir
çetişki var, bunun takipçisi olacağız"
dedı.
Öymen dün düzenledığı basın
toplantısında, AB Komisyonu'nun
2003 yılı ilerleme raporundaki iş-
• işkence suçu nedeniyle bir yılda sadece üç mahkûmiyet karan verildiğini oysa AB
raporunda pek çok iddia olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur
Öymen, "1 yılda topu topu 3 kişi mahkûm olmuşsa ya bu iddialar geçersizdir ya da
hükümet gereğini yapmamaktadır" dedi.
kence savlanyla ilgili soru önerge-
sine verilen yanıtı aktardı.
33 personel hakkmda işlem
yapıldı
îçişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su, 3 Kasım 2002 tanhinden 1 Ara-
lık 2003 tarihine dek işkence savıy-
la ilgili olarak 33 personel hakkın-
da işlem yapıldığını. 18 personel
hakkında takıpsızlik karan verildi-
ğini, 15 kişi hakkında ıse adli ış-
lemin sürdüğünü aktardı. Aksu,
TCK'nın kötü muamele ıle ilgili
245 maddesıne muhalefetten 221
personel hakkında işlem yapıldığı-
nı, bunlardan 97'si hakkında takip-
sizlik. 3'ü hakkında mahkûmiyet
karan verildiğı ve 97 personel hak-
kındakı adli işlemin sürdüğunü bil-
dırdı. Aksu. "söz konusu iddialar-
la ilgili olarak görevden uzaklaştı-
nlan veya devlet memurluğundan
ve meslekten çıkarma cezası ile tec-
ziye edilen personelin bulunmadı-
ğuu" açıkladı.
Oymen. Aksu 'nun yanıtlannı de-
ğerlendinrken "1 yılda sadece 3
mahkûmnet var. Ya rapordaki id-
dialar geçersiz, suçlamalar yerstz ya
da iddialar doğru ama gereği yapıl-
mıyor.
'Hükümetin takipçisi
olacağız'
İddialar gecersizse hükümet bun-
lan reddetmeli, o\ sa raporun ob-
jektif oMuğu söylendL İddialar doğ-
ruysa gereği yapıfanaa. Ortada ba-
riz bir çeüşki var. Hükümetin uy-
gulamalannın yakın takipçisi ola-
cağız" dedi.
'Raporiar imha edildi mV
Oymen, Aksu'ya "AB Komisyo-
nu'nun 2003 yılı ilerleme raporun-
daki Türkiye'deki doktorlara bas-
kı yapüarak işkence savlanmn üb-
bi raporlarla desteklenmesinin ön-
lendiği. bazı raporlann polis tara-
nndan imha edildiği sa\lanm da
sordu. Öymen, "Bu iddialan dog-
rulayacak bilgj var mıdır? Varsa
bugüne kadar sonımlular hakkın-
da hangi işlemler yapümıştir? Yok-
sa bu iddialann gerçek dişt olduğu
AB Komisyonu'na bildirilmiş
midir" sorularını yöneltti.
1 stanbul tl
Sağhk
Müdürlüğü
önünde yapdan
eylemde
cezalanngeri
alınmasını
iste>en sağhk
çahşanlan,
'Sürgünler,
cezalargeri
ahnsuı", 'Sağhk
haktır,
saülamaz'
sloganlan atnlar.
(Fotoğraf:
EYLEM
CÇOK)
İçişleri Bakanı Aksudan itiraf:
'Toplutna
kazandırma
y
sonuç vermedi
• 6 Şubafta süresi dolacak Topluma
Kazandırma Yasasf nda istenen sonuç
alınamadı. Yasadan yararlanmak için
kendiliğinden başvuran örgüt üyelerinin sayısı
600'ü geçmezken İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu, "Infazlar örgüt üyelerini korkuttu" dedi.
tLHAN TAŞCI
Saghkçılara eylem cezası
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul Tabip Odası (İTO) ve
Sağhk ve Sosyal Hızmet
Emekçileri Sendıkası (SES)
üyelen "sağhğm ticarileştiril-
mesine karşı" düzenlenen 5
Kasun eylemi nedeniyle bazı
sağlık çalışanlarına verilen ce-
zalan protesto ettıler.
İstanbul ll Sağhk Müdürlü-
ğü önünde yapılan eylemde
cezalann gen alınmasını iste-
yen sağlık çahşanlan, Anka-
ra'da42, Istanbul'da da 7 kişı-
nin "sürgün". "kınama" ve
"uyan" cezası aldığını belirt-
tıler. SES adına açıklama ya-
pan tstanbul Şubelen Başka-
nı SongülBeydüiL SES ve İTO
üyelerı Dr. Selma Okkaoğ-
hı'nun sürgün. Dr. GürayKı-
hç, Dr. HüsevinDemirdizen ve
Dr. Mahir Dönmezer'in uya-
n, Ekrem Balh. Hüseyin Fi-
danbo>- ve Dr. AM Kücükün b-
nama cezalan aldıklannı belir-
terek "Dr. Selma Okkaoğ-
lu'nun görev yeriııin değiştiri]-
mesi de sendika yöneticileri-
nin sendikal faaüyetini engel-
leme niteügi taşıması nedeniy-
k kanunsuzdur. Bu tutumlarm-
dan vazgeçmedikleri sürece
SES ve İTO demokratik meş-
ru haklannı ar^acaklardır"
dedı.
İTO Yönetim Kurulu üyesı
Dr. AH Çerkezoglu da baskıla-
nn ve antidemokratık uygula-
malann mücadelelermı engel-
leyemeyeceğını söyledı.
Parasız sağlık hızmetı iste-
dıkleri için cezalandınldıkla-
nnı açıklayan ÎTO ve SES üye-
leri, "Sürgünler, cezalar geri
ahnsuı". "Sağhk hakur.safıla-
maz" şeklinde slogan atarak
"Ben suçlu>~um! Sağhk ocağı-
na yazarkasa degiL ebe, hem-
şire, personel istedim" yazılı
dövızler taşıdılar
Sağhk pi> asaya teslim
KESK İstanbul Şubeler Plat-
formu da Haydarpaşa Numu-
ne Hastanesı Acıl Semsı önün-
de düzenledığı eylemle Kamu
Yönetımı Temel Kanunu Ta-
sansfnı protesto ettı.
KESK Şubeler Platformu
adına konuşan Anadolu Yaka-
sı Şube Başkanı Ozkan Tüm.
Sağlık Bakanhğf nın, tasan-
nın yasalaşmasını bekleme-
den döner sermaye, sözleşme-
lı personel ve aıle hekımliği
uygulamalanyla sağlık alanın-
da "pivasaa" anlayışlan uygu-
lamaya başladığını behrterek
"Bu yasa tasansı, kamu varhk-
lannın özelleştirilmesine hız
veren, bütçenin oluşumunda
borçödemeleriniesasalan, eği-
rinı, sağhk ve kamu yaünmla-
rını yok sayan polirikalann
uzannsıdu-" dedı.
AP, ZANA
DAVASINI
TAKİBE
ALDI
BRÎTCSEL (ANKA) - A\Tupa Parlamentosu,
geçen yıllarda Sakaro\- ödülünü verdıği Leyia
Zana ıle diğer kapatılan DEP eskı
milletvekillerinin yargılandığı davanın bundan
sonraki duruşmalannı izleyecek.
Brüksel'den yayın yapan ABHaber sitesine göre,
A\Tupa Parlamentosu'nda Leyla Zana
gözlemciler heyetı, toplanarak dava süresince
gözlemci olarak görevlendinlecek
parlamenterleri belirledi. Buna göre şubat ayında
yapılacak duruşmaya Yeşil parlamenter ve
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanı Joost Lagendijk katılacak. Da\ a
sürecini Mart ayında Ingiliz Parlamenter Richard
Balfe'nin, nisan ayuıda ıse Türk kökenli Alman
Parlamenter Ozan Ceyhun'un izlemesi
kararlaştınldı. 23-24 Şubat tarihlen arasında
Türkiye'yi zıyaret edecek AJmanya Başbakanı
Gerhard Schröder'e eşlık edecek Ozan Ceyhun,
davanın şubat ayındaki duruşmasına AP
mıllervekili ve AB vatandaşı olarak katdacağını
söyledi.
ANKARA - Kuzey
kak'ta bulunduğu belırti-
len 5 bin PKK üyesınin
teslim olmasını sağlama
amacıyla çıkanlan Toplu-
ma Kazandırma Yasası 'na
başvurularda ağırlığı hü-
kümluler oluştururken ce-
zaevi dışından başvoıranlar-
da beklenen sonuç sağla-
namadı Içıslen Bakanı Ab-
dülkadir Aksu, yasa çıkar-
ken kendısının 2 bın cıva-
nnda başvuru beklediğını
söyledığını anımsatarak
"BaşMiranlar bunun çok
üzerinde. Ancak çok daha
Ki olabiürdi" dedı. Aksu,
PKK'nın üyelerine "müt-
hiş baskı" yaptığını anla-
tırken örgüt ıçı ınfazlar ne-
deniyle de baskının kınla-
madığını vurguladı.
6 Ağustos'ta yürürlüğe
giren ve 6 Şubat'ta süresi
dolacak olan Topluma Ka-
zandırma Yasasf ndan bu-
güne kadar cezaevlerinde-
kı tutuklu ve hükümlüler-
den yaklaşık 2 bın 500 ki-
şi yararlanmak ıçın baş-
vurdu. Yasadan yararlan-
mak için kendiliğinden
başvuran örgüt üyelennın
sayısı ise 600'ü geçmedi.
Yasadan yararlanmak için
başvuran 1347 PKK'liden
447'sı tahliye edıldı. 61
PKK üyesı ise yasadan ya-
rarlanmasına karşın belir-
lenen süreyı doldurmadı-
ğı ıçın henüz tahliye olma-
dı. 812 PKK üyesınin du-
rumu ise inceleniyor.
ABD, yasanın çıkanl-
ması durumunda Kuzey
u*ak'ta bulunan PKK üye-
lennin bölgeden çıkanla-
cağını söylemesine karşın
bugüne kadar somut bir
adım atmadı. h^k'tan gel-
mesı beklenen örgüt üye-
sı gruplann ışlemlerinin
hızlandınlması amacıyla
oluşturulan Topluma Ka-
zandırma Merkezlen de
boş kaldı.
îçişleri Bakanı Abdül-
kadir Aksu, kendiliğinden
başvuranlann 600 civann-
da olduğunu, cezaevlerin-
den ıse 2 bin 500 dolayın-
da müracaat yapıldığını
bıldırdı. Sonucun kendisi-
nı tatmin edıp etmedığıne
ılışkin soruya Aksu, "Çok
daha iyi olabilirdi. Örgüt
müthiş bir baskı uygula-
dı" karşılığını verdı. Ör-
gütün, üyelenne yönelik
baskısının kınlamadığını
kaydeden Aksu, "Toplu-
ma Kazandırma Merkez-
leri'ni özeUikie Kuzey
Irak'tan başvurular için
bazırladık, ama olmadı.
Kim bilir ne %aatlerle on-
lan orada tuttular. Kendi
aralannda yasanın taroş-
ma konusu edilmesi. örgüt
içi infaza neden oldu" di-
ye konuştu."Orgütten bir
grup kopsaydı arkası ge-
01X0" dıyen Aksu, kendi-
sinin hep bunu beklediğı-
nı vurguladı. Aksu, örgüt
elemanlannın cesaret gös-
terememesi nedeniyle bek-
lenen kopuşun gerçekleş-
mediğini söyledı. îçışlen
Bakanı Aksu, gelecek haf-
ta süresi dolacak olan ya-
sanın süresınin uzaülması-
nın, kapsamının genişle-
tihnesinin gündemlennde
olmadığım bildirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
SHP Genel Başkanı Murat Karayal-
çın'dan gelen biriik çağnsını, "HA-
DEP'le olmaz. Çünkü onlar etnik te-
mele dayalı siyasetyapıyoriar" diye-
rek reddetti. Tartışmanın diğer bö-
lümlerini, Baykal'ın Karayalçın'a yö-
nelik sözlerini bir yana bırakıyorum,
asıl Baykal'ın DEHAP'a yönelik de-
ğerlendirmelerini ele almak istiyo-
rum.
Sırayla gidelim: DEHAP yasal bir
parti. Ikinci olarak DEHAR Türkiye'de
bir geleneği temsil ediyor. Bu gele-
nek Kürt kimliğine dayanıyor. Arka-
sında önemli bir kitle desteği bulunu-
yor. Içinde güçlü bir Kürt milliyetçili-
ği eğilimini de banndınyor. Milliyetçi-
lik, her siyasi akım için bir handikap.
örneğin CHP'nin işbiriiği yapabilirim
dediği MHP de Türk milliyetçisi. Hat-
ta daha da ileri giderek söyleyebili-
riz; Deniz Baykal önderliğindeki CHP
de son yıllarda Türk milliyetçisi bir si-
yasi çizgiye oturdu.
Bir siyasi partinın, Türk milliyetçisi
olunca iyi, Kürt milliyetçisi olunca ka-
Baykal'ın Karayalçın'a Cevabı...
bul edilemez sayılması bir çifte stan-
dart değil mi? Kaldı ki bir kimlik tale-
biyle ortaya çıkan Kürtlerin kimlikle-
rine yönelik birçok engelle karşı kar-
şıya olması, onlann milliyetçi eğilim-
lerini kışkırtıyor. Sonuç olarak DE-
HAP, Türkiye parlamenter rejimi için-
de kendisineyerbulan bir siyasi par-
ti. Tıpkı Bulgaristan'da, Makedon-
ya'da Türk kimliği temelli partiler gi-
bi. Üstelik, Bulgaristan ve Makedon-
ya'da Türkler açıkça kendi kimlikle-
riyle siyaset yapabiliyortar. Türkiye'de
Kürtler bunu açıkça ifade edecek ya-
sal olanaklara sahip değiller.
CHP gibi sosyal demokrat kimlik-
li bir partinin, Kürtlenn kimlik talebi-
ne sahip çıkıp, bu talebin demokra-
si içinde çözüme ulaşması için gay-
ret sarf etmesi gerekirken, yerleşik mil-
liyetçi ve devletçi önyargılarla, suç-
layıcı bir tutum içine girmesi üzüntü
vericidir. Solda biriiği reddederken
milliyetçi temalara sarılması da ayrı
bir sorundur. Bu kadar düzen yanlı-
sı bir siyasi çizgi, acaba Türkiye'de
hangi demokratik ya da devrimci de-
ğişim ihtiyacı için umut verici olabi-
lir?
DEHAP'ın siyasi çizgisini beğenme-
yebilirsiniz, eleştirebilirsiniz de. Zaten
seçim ittifaklan, birbirine aynen ben-
zeyen siyasi akımlar içinde olmaz,
farklılıkları olan siyasi akımlar içinde
olur. Dün soldaki 6 siyasi partinin li-
derleri bir araya gelerek seçim ittifa-
kı yapacaklannı kamuoyuna ilan et-
tiler. DEHAP, EMEP, ÖDR ÖTR SDP
ve SHP genel başkanlan, "Emekten,
demokrasıden, banştan yana olan
siyasi partiler olarak..." diyerek ortak
özelliklerini de ortaya koydular.
Bu partilerin her biri diğerinden
farklı sıyasetlerı savunuyorlar. Ancak
birleştikleri noktalar daha fazla. Işte
o birleştikleri noktalan da şöyle açık-
lıyorlar: "Halkımız, 'laik ve şeriatçı'
kamplaşmasının kıskacına mahkûm
değildir. Demokratik Güçbirtiği hal-
kımızın kendialternatifidir." Bu seçim
ittıfakı "28 Mart seçimlerinde halk
AKP'ye karşı Demokratik Güçbirliği'ni
iktidar seçeneği yapacaktır" diyor.
Yapabilir yapamaz, bunu aynca de-
ğerlendirebiliriz. Ancak AKP'ye kar-
şı solda birseçenek yaratmayı amaç-
ladığı çok açık.
6 siyasi partinin lideri şu çağrıyı da
yapıyoriar: "Biz aşağıda imzası olan
partiler, AKP politikalanndan zarar
gören sendikalar, demokratik kitle
örgütleri, meslek odaları, aydınlar,
sanatçılar, ilerici, yurtsever, demok-
rat bütün kişi ve kurumlaria bir ara-
ya gelerekbu seçimlerde güçlerimi-
zi birteştiriyoruz.."
Solda biriik yapmak kolay mı? Ta-
bii ki değil. Solun, demokrasiye, ba-
nşa, özgürlüklere sahip çıkan bir plat-
form yaratması kolay mı? Tabii ki de-
ğil. Görünen o ki CHP, genel seçim-
lerde aldığı yüzde 19 oyla ve parfa-
mento içinde tek muhalefet olma üs-
tünlüğüyle, soldaki diğer güçlerle it-
tifakyapmayı gerekli görmüyor. Bun-
ları anlayabiliriz. Ancak milliyetçi ve
devletçi söylemle AKP'ye karşı yarat-
mayı düşündüğü seçenek, solun,
toplumun önemli bir kesiminin en
azından ilgisizliğine neden oluyor.
"Bunlariktidar olsalar ne yapariar?"
endişesi topluma yayılıyor. Zaten bu
nedenle yerel seçimlere yaklaşırken
toplumda ciddi bir muhalefet potan-
siyeli ortaya çıkmıyor.
Solda biriik gerekiyor. Bu biriiğin
ilkeli bir biriik olması gerekiyor. Hay-
di AKP'ye karşı birleşelim demekle ol-
muyor. Hangi temel ilkeler etrafında
birleşilecek? Devletçilik ve mılliyetçi-
lik, solun en temel ilkesi olabilir mi?
Demokrasi, barış ve özgürlük solun
önündeki en temel hedefler olmak
zorunda değil mi?
Gönül istiyor ki dün toplanan 6 par-
tiye CHR YTP ve DSP de katılsaydı.
Farklılıklan korumak başka şey, fark-
lılıklan dışlamak amacıyla değerlen-
dırmek başka şey.