23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2004 CUMA 14 l LJ1İ. kultur@cumhuriyet.com.tr CRR Konser Salonu, CemalReşitRey'in 100. doğum yılını çeşitli etkinliklerle kutluyor İstanbul Operası'na doğruAYÇATEZER Müzığın her dalında etkınlıkJer düzenleyea Türk bestecısıne ve Tiirk sanatçısına hak ettığı özeni gösteTen Cemal Reşit Re>'Konser Salonu ade- ta tstanbullulan nitelikli müziğe ulaş- tıran bır sanat köprüsü.. Kurumun genel sanat yönetmenliğıni dokuz yıldır büyük bır özven ve başanyla yürüten ArdaAydoğan la Cemal Re- şit Rey'ın 100. doğum vıldönümü\e kurumun sanat politikası üzerine ko- nuşruk. -2004, Cemal Reşit Rey'inlOO. do- ğum yılı. Bu konuda yıl boyunca ne tür etkinlikler yapmayı düşünüyor- sunuz? ARDAAYDOĞAN - Cemal Reşit Rey'ın 100. doğum yıldönümü olma- sı nedenıyle mart ayından başlaya- rak 'Deli Dolu Opereti'nı yeniden sahnelemeye başlayacağız. Cemal Reşit Rey'ın yapıtlannı sahiplen- mek, halkla buluşturmak \ e onlan ar- şivlemek en önemlı mısyonlanmız- dandır. Konser salonunda Cemal Ho- ca'nın eşyalannın yer aldığı bır ser- gı açmayı planhyoruz. Cemal Reşit Rey Müzık Dostlan Derneğı'nin de bu konuda desteğını alacağız. Büyük ustanın yapıtlannın bır çatı altında toplanması. korunması ve çalınma- sını amaçlıyoruz. Ama tabıi maddı kaynak gerektiren bır konu olduğu ıçin Kültür Bakanlığı'nın ve özel sektörün desteği çok önemlı Cemal Reşit Rey adına bır de klasik miizik beste yanşması düzenlemeyi ve so- nuçlannı Cemal Hoca'nın doğum günü olan 5 Ekım'de ılan etmeyi dü- şünüyoruz. Dünyaya açılan pencere - CRR'nin sanat anlayışını taıum- lar mısınız? AYDOĞAN - "Sananna, sanatçı- sına sahipçıkan uluslartiim alanlar- da öne geçer ve geleceğin kurucusu olurlar." Atatürkün bu sözlen üze- rine orurtuyoruz CRR"nın sanat an- layışını. Dünyanın önemlı virtiiöz ve sanatçılanna ev sahıpliğı yapan Ce- mal Reşit Rey Konser Salonu, Istan- bul'un dünyaya açılan bır penceresı konumunda. Cemal Reşit Rey Kon- ' C E M A ' P f S l T S E Y O P E R A O R K E S T J S V Î K O R G • _ ; _ , ' '2JJL Dokuz yıldır CRR Konser Salonu'nun genel sanat yönetmenliği görevini yürüten Arda Aydoğan, mart ayından başlayarak 'Deli Dolu Opereti'ni yeniden sahnelemeye başlayacaklannı, Cemal Reşit Rey'in eşyalannın yer alacağı bir sergi açmayı ve ustanın adına bir klasik müzik beste yanşması düzenlemeyi tasarladıklannı söylüyor. ser Salonu artık kendı sanatçılany- la sanat yapan bır kurum. 5 yıldızlı bır kurum anlayışıyla CRR Konser Salonu her zaman Türk sanatçısına, Türk sanatsevenne hızmet etmeyi \e Türk sanatını ılenye götürecek projeler gerçekleştırmeyı amaç edın- mıştır. - Cemal Reşit Rey Konser Salonu olarak şimdiye kadar birçok yeniu- ğe imza atünız_. AYDOĞAN - Türk yapıtlannın ye- ten kadar seslendirilmemesı, Türk operasının en önemlı sorunlanndan bıri. Türk bestecılennin daha fazla yapıt üretmesını desteklemek ama- cıyla CRR Senfoni Orkestrası, Ko- rosu ve Operası tarafindan Türk ope- ra yapıtlannın sahnelenmesini sağ- ladık. Aynca çalınmayan Türk yapıt- lannı seslendırmeye çalışıyoruz. Şu anda CRR Konser Salonu yılda 200 'ün üstünde konser verilen ve se- kiz festKale ev sahıplıği yapan bir ku- rum. Bunlan olanaklanmız içinde gerçekleştırmeye çalışıyoruz. Bu ko- nuda bıze en büyük desteği istanbul Büyükşehır Beledıyesı veriyor. CRR'nin Türk sanat dünyasında bır lokomotıf görevi üstlendığıne ına- nıyorum. Birçok kurumu olumlu yönde teşvik edıp hareke geçıriyor. Mesela özgün dılinde sahneye konu- lan opera yapıhnın seyırcı taraftndan daha iyı anlaşılabılmesı amacıyla opera sahnesinde üst yazı ılk defa CRR Operası'nın oynadığı, Donizet- ti'nin 'Aşklksiri' adlı yapıtında kul- lanılmıştır. Operamızı tanıtmak Içln... - Geçen yıl librettosunu Tank Gü- nerseTin, bestesini Sdman Ada'nın yapüğı 'Aşk-ıMenuıu'operasuıı sah- nelediniz. CRR olarak operaya eğü- meniz nasü gerçekleşti? AYDOĞAN - Bir yere kadar bun- da benım opera sanatçısı olmamın da etkisi olmuş olabilır. Ama en büyük neden, Atatürk'ün talimatlarıyla 1934'te yazılıp oynanan 'Ozsoy' ope- rasından bugüne değın Türk opera- sının topu topu 16-17 yapıt üretme- sı \ e bu konuyla yeteri kadar ilgile- nılmemesi oldu Üluslararası alanda Türk operasının adını duyurmak içın kendi bestecılenmızın ürettığı ya- pıtlardan ömekler sunmamız gerekı- yor. Bu hem dünyaya karşı kendi sa- nat gücumüzu göstenr, hem de hal- kımızın opera sanatını benımseme ko- nusundabiryolaldığını... Bızdebu nedenle Cemal Reşit Rey Operası- 'nı oluşturduk. CRR Operası kurul- duktan sonra yıllarca operanın kapı- sından bile girmeyi başaramayan konserv atuvarlardan mezun genç ve dınamik arkadaşlar sanatlannı ıcra edeceklen bır ortam buldular. CRR Operası, istanbul Şehır Operası'nın başlangıcı niteliğindedir. 'Dans Festlvall basanir - Geçen yıl bir de Dans Tiyatrosu oluşturdunuz CRR içinde. AYDOGAN- Göreve başladığım- dan ben dans konusunda ciddı, ra- dıkal önlemler alıp kurum bünye- sınde Istanbul'un ılk dans festıvalı- nı oluşturma ve bır dans topluluğu kurma düşüncem vardı. 4 yıldır is- tanbul Dans Festivali'nı başanyla gerçekleştınyoruz. Bır buçuk yıl ön- ce de Türk dansının yetıştırdiği en önemlı koreograflardan Geyvan McMillenyönetıminde CRR Dans Ti- yatrosu'nu kurduk. - Son olarak Kuvayı MUüye opera- suıı sahneve koydunuz. AYDOĞAN- Kuvayı Mıllıye Ope- rası'nın cumhunyetimızın 80. yılın- da oluşturulması ve sahneîenmesi çok anlamlı. Atatürk ve Türk mılle- tı büyük fedakârlıklar sonucunda ül- kemizi kurtanp Türkiye Cumhunye- ti'ni kurarak büyük bir destan yaz- dılar. Türk operasına bu mücadele- yi genç kuşaklara aktaran, bu ülke- ye kötülük edenlenn utanma duy- gulannı harekete geçırebilecek bir yapıt kazandırmayı iki yıldır düşü- nüyordum. Operanın sipanşıni Or- han Şaltael \e Murat GiUsoy'a ver- dim. Sonuçta bu ulusun büyük mü- cadelesinı ve kararhhğını anlatan bir yapıt kazandırmaktı. Yapıtın oluşum aşamasında Kara Kuvvetleri Komu- tanımız Aytaç Yalman'ın desteği de büvüktü. Artium Sanatevi, 36 usta ressamı aynı sergide buluşturuyor Çağdaş Türk resminden izler 1 Kültür Servisi - Artıum Sanatevi, Türk resmmın 36 usta firçasını 'Çağdaş Türk Resminde' başlıklı sergisinde21 Şubat'adek ağırlayacak. Sergide Eşref Üren, Cevat Dereli, Hamit Görele» Fahrünissa Zeid, Refik Epikman, Ali Çelebi, Nurullah Berk, Zeki Faik İzer. Sabri BerkeL, Ercüment Kalmık, İlhami Demirci, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Eren Eyuboğlu, Şükriye Dikmen, Avni Arbaş, Leyla Gamsız, İbrahinı Balaban, Mustafa Esirkuş. Nihat Akyunak, Nejat Devrim, Nedim Günsür, Ömer Uluç, Necdet Kalay, Mehmet Güleryüz, Mustafa Plevneli, Komet, Utku Varhk, Ergin Inan, Halil Akdeniz, Ekrem Kahranıan. Rafet Ekiz, Kemal Önso>', Erkan Özdilek, Serdar Leblebici, Utku Dervent ve Rıza Kuruüzümcü'nün bellı dönemlerde yaptıklan yapıtlar yer alıyor. Sema Koşan. sergı kataloğunda yer alan 'Çağdaş Türk Resminden' başlıklı yazısında sanat yapıtının, bugün de etkinlığinı ve güncelliğıni sürdürebilen bir başyapıt niteliğinde ise hep çağdaş olma özellığini taşıdığını belirtıyor. Koşan sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu nedenle sanatta çağdaşlık ka\ ramını, modernlikle cşanlamlı olarak ele alan görüş geçerlidir. Türkhe'deki Baölüasma hareketlerinin hız kazandığı Tanzimat'tan bu yana yeni düm a görüşüyle bağlanülı olarak sanatçılarımız Batı sanaunı anlarna ve özümseme gayneti içinde olnıuşlardır. Bu konudaki ana kaynak Fransa olmuş, tuval resminin başlangKuıdan itibaren Türk sanatçılan Paris'te resim öğrenimine gönderilmişlerdir." Cumhunyetın ilanından sonra da resim öğrenimı için Fransa ve Almanya'ya öğrencıler gönderildığinın altını çizen Koşan, ağırlıklı olarak tercıh edilen kentın Pans olduğıınu ve Paris'teki resim akademilennde ve özel atölyelerde 1924-40 yıllan arasmda yaklaşık 50 öğrencinın eğitım gördüğünü belirtıyor. (0 212 291 01 31) Zeki Faik tzer'in 'Nüler' adh yağlıboya tablosu. Yazının ve yaşamın kıyısında fotoğraf serüveni Nursen Karas, kitabında Doğu'nun insanlan ve doğasından bir demet sunuyor. Kültür Servisi - Fotoğraf sanatçısı Seyit AK Ak'ın 'Fotoğraf/SözKavuşması* adh inceleme, şıır ve düzyazılardan oluşan antolojısi Bileşim Yayınevinden, NursenKaras'ın 'Fotoğraf Çek- tiğim Dağlarda' adh yapıtı ise Mozaık Yayınla- nndançıktı. Antolojinin kendi oylumunda işlevi edebiyat ürünlerinde fotoğraf duygusu, düşüncesı ve günlük yaşam- da kullanılış %oırgulannı göz- ler önüne sermek. Fotoğraf karşısında yazann tutumunu çarpıcı ımgelerle bezenmış şırr ve düzyazı coğrafyası be- lirlıyor. Yapıtlann nitelik de- ğerlendırmesinden çok fotoğ- raf yazuıımızdaki yeri üzerin- de durulmuş. Seyit Ali Ak, ulaşılamayan yazarlar açığını ge- nış kapsamlı antolojılere, yazarlann "bütün şi- irleri' derlemelerine başvurarak kapatmaya ça- lışmış Genellıkle el altında bulunan son 25 yı- lın yayınlannı kanşık olarak tarayan Ak, fotoğ- rafayakın duran yazınsal ışlere ılişkin, olabıldi- ğince genış bır seçki sunmayı amaçlamış . Şair, öykücu Nursen Karas'ın 'Fotoğraf Çek- tiğim Dağlarda'adh kıtabını ise yazann 1970'ler- de tarihini, coğrafyasını, insanmı, sorunlannı bir öykücü olarak yaşayarak öğrenmek amacıyla tek başına gittiği ülkenın uzak yörelennde yaptığı \ e gazetelerde yayımlanmış röportajlannı toplu ola- rak değerlendirme olanağı sağlıyor. Fotoğrafla. sözle özdeşleşmış bir sanatçının iç dünyasını, cesaretinı, kınhna noktalannı, kendi- nı buluşunu, umudunu, umutsuzluklannı ve tü- münün bileşkesinde varoluş serüvenini gözler önüne seriyor kıtap. Karas'ı bu serirvene yö- nelten asıl içsel neden düşlenndeki saf, seve- cen, eşit, sömürüsüz. kökle- rinden kopmadan yaşadığı, bil- ginin, aydınlığın, özgürlüğün egemen olduğu düş ülkesıni aramaktan kendinı alamaması ohnuş. Her yönüyle bu gezıle- rin ortaya çıkardığı toplumsal tabloyu güçlü bır kara güldürü yetısinde yansıtan kıtap, Ka- ras'ın eşı Seyit Ali Ak'ın da be- hrttiğı gibı yoksul bır ortamda 'yaban' kalmanın, ınsanlık adına dırenmenın, başını dağlann dilınce dık tutabılmenın güzellı- ğını yansıtma sancısı çekenlenn kıtabı. Karas'ın oy\m eleştirilerinden oluşan 'Saçma- larla Gerçekler' (Mıtos-Bo>Tit Yayınlan), çocuk öykulennden oluşan 'Dağlardan Atlamak îstiyo- rum' (Şımşek Yayınlan), şıırlerinden oluşan 'Boşhığun Sesi' de (Gerçek Sanat Yayınlan) okur- larla buluşan dığer kıtaplan. YAZIODASI SELİM İLERİ Her Gün Biraz Daha Hüseyin Rahmi (1) Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal'i in- celeyen kitabında Hüseyin Rahmi'den söz açar. Hüseyin Rahmi'nin Edebiyat-ı Cedide üslu- bundan bütün bütüne kurtulamadığını; dahası, psikolojiye eğildiğinde, bu üslubun cılız bir sür- günü olduğunu belirtir. O kadar ki, dil, birdenbıre Namık Kemal'in di- line "geri" dönmekte, kendı dönemınin gerisi- ne düşmektedir. Gerçekten öyle mi? Romancının Iffet'te süs- lü bir üslup aramış olması, ya da, Billur Kalb'vn bazı romantik sayfaları Tanpınar'ı doğrular gibı. Ama Hüseyin Rahmi, amansız bır yergının sözcüsüydü. Nrtekim Billur Kalb de birçok say- fasında toplumsal hayatımızayöneltilmişyergi- lerle dolup taşar. Romantik şefkati hepı topu bir iki bölümdedir... Halid Ziya, Mai ve Siyah'ta, eskı edebıyatın giderekyozlaştığını, nıteliksizleştığini ileri sürü- yordu. Tercüman-ı Hakikat çevresinde toplanan 'gelenekçi' yazarları inceden inceye yermekte, edebiyat dışı saymaktaydı. Edebiyat dışı: Çağını doldurmuş, tekrarın tek- rarı olup çıkmış. Mai ve Siyah'\n bu sayfaları be- ni üzer. Tanpınar ise Hüseyin Rahmi'nin Şıpsevdi'y\e Edebiyat-ı Cedide'yi hicvettığini söylüyor. Bü- tün o 'alafranga' tutkusunun ardında, özünde dişe dokunur, kök salabilecek en kuçük bır can- lılık, sahicilıkyok... Ş/psevdı'yi bu açıdan okumak hiç aklıma gel- memişti. Edebiyat-ı Cedide için fazla insafsız bir hiciv. Geçen zaman okumaların niteliğini değiştiri- yor. Güne verilmiş yanıtlar çoğu kez sıtinip git- tiğinden, yorumlar geçen zamanla değışebilıyor. O gözle okumadığım Şıpsevdi'y'ı her zaman sevmişımdir. Tanpınar ekliyor: "Fakat bu zalim ve itırafedelim ki çok eğlen- celi hicvin yanında ne eskının müdafaasını ya- pıyor, ne de milli hayatın herhangı bir güzel ta- rafını, bir özünü ortaya koyuyordu. Acı kânun rüzgârlanna benzeyen sert bir nihilizmde zen- gin, fakir, eski ve yeni hep birden dağıltyordu." Aralık ve ocak yelleri... Tanpınar daha sonra Hüseyin Rahmi romanı- nın zayıf, taklitçi, kişiliksız yanlarına değınıyor: Üçüncü dereceden vodvil ve fars esintıleri... UtanmazAdam romancısı bır bakıma Edebi- yat-ı Cedide romancılanna yenık düşürülüyor. Halid Ziya büyük, usta bir romancı; Mehmed Rauf'un Eylül'ü beklenmedık ve erken bir ya- pıt... Hüseyin Rahmi'ye gelınce, handıyse çar- şı pazar işi romanlar yazmış! Bu görüş, bu sav, bana öyle geliyor ki, Hüse- yin Rahmi'yı tanımamızı, amacını kavramamızı engellemekte. Vodvil; evet ama uyarlama değil, gerçekten 'yerii' vodvil. Fars; evet ama uyarlama değil, gerçekten 'yerti' fars. Benim Hüseyin Rahmi'yı okumalarım, yakla- şık kırk yıl öncesinde başlıyor. Belkı daha faz- la. Kuyruklu YıldızAltında Bırlzdıvaç'\a ortaokul sıralarında tanıştım. Ders kitabımızdaki seçme parçayı hiç sıkılmadan defalarca okurdum. O gün- den sonra Hüseyin Rahmi'nin hayranları arası- na katıldım. Hayranhğım, öncelerı, romancının eserini so- luk soluğa 'okutabilme' yeteneğine, yetisine yönelikti. Sürükleyıci, eğlendirici, neredeyse ya- şama sevinci veren romanlar. Bu eserie, eski dünyamızın bir panoramasını iyi kötü çıkarabildiğimiz gibı, geleneksel edebi- yatımıan anlatım tekniklerini, pek de ayırdına var- mayarak, sezinliyorduk. Belki de, eseri boyunca, yazarlık yaşamı bo- yunca, Hüseyin Rahmi kışisel dünyasını, dün- ya görüşünürfadeedebilecek yazı olanaklarını tekrar tekrar irdelemış... Öneriler: Dergi/ Geceyazısı, 4. sayı, Sel Yayıncılık. K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K K Â M Î L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle