Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 23 OCAK 2004 CUMA
HABERLER
DUMAPABUGUN
ALİ SİRMEN
Bush'un Seçim
Anahtarı Irak'ta
ABC Başkanı Bush'un geleneksel, yıllık ulusa
sestenş (ya da ulusun durumu) konuşmasında göz-
lemcilen şaşırtacak yen i bir unsur yoktu.
Konışma Başkan'ın politikasının ana hatlannı
içennetfeydi.
Nedr Bush politikas»?
YeniMuhafazakârlanr Bush'un kişiliğinde so-
rnutiaşan polıtikalan, "terörie mücadele" sloganı al-
tında, KJreselleşmenin patronu ABD'nin dünyanın
bütün erıerji kaynaklannın kontrolünü ele geçirme-
si, AB'y vedahaönemlisi, önümüzdeki yirmi yıl için-
de gercek bir süper g ü ç olarak yeryüzüne ağıriığı-
nı kcyscak olan, ama gelişmesi yükseldikçe petrol
bağmllığı da artacak olan Çin'i denetlemektir.
Henry Kissinger'ın d a açıkJıkla belirttiği gibi,
"Küresslleşme demek ABD demektir" düşünce-
sinden yola çıktığınızda, "Küreselleşmenin yani
ABD'nn yaranna olan her şey insanlığın da, uygar-
lığın dayarannadır" sonucuna varan Bush, ABD'nin
dünya egemenlığini pekiştirme poiitikasını bütün vah-
şetiyte sürdürmektedir.
Doğnsunu söylemek gerekirse, Başkan 2003 yı-
lı süresnce bu yolda oldukça önemli ileriemeler
kaydetrniştir.
Her şeyden önce, A B D Ortadoğu'da askeri var-
lığının ilk adımını atmış, bölgenin en önemli petrol
ülkelerinden biri olan Irak'ı işgal etmiş, başka bir pet-
rol havzası olan Kafkaslar'da varlığının sürekli ola-
cağını hissettirmiş, Asya'da da enerji ulaşım yolla-
nnı denetimine almıştır.
Psikolojik alanda da önemli bir ilerleme sağlamış
ve Kaddafi'nin, ABD'nin direktiflerini göz ardı et-
meyeceğinı belli eden (bunu Bush diline "terörsaç-
maktan vazgeçen" dıye d e çevirebilirsıniz) yeni po-
iitikasını açıklamasıyla Amerikan hegemonyasının
enaykın kişilercedeteyit edildiğı izlenimini yayma-
yı başarmıştır.
Bütün bu gelişmeler, tartışma götürmez Ameri-
kan Imparatoriuğu'nun kurulması yolundaki önem-
li adımiardır.
Gerçi terör durmamıştır. Başkan'ın yıllık konuş-
masında da belirttiği gibi, aralannda Istanbul da
bulunmak üzere ABD'nin müttefiki birçok ülke sal-
dınlara hedef olmuştur.
Ama bu gelişmeyi Başkan'ın başansızlık hanesi-
ne yazmak hata olur.
Terörün variığı, yeni politikanın demokrasi ve öz-
güriük mücadelesi adı altında sürdürülmesini ko-
laylaştıncı bir etkendir.
Ikiz Kuleler olayının, ondan daha önce kotanlmış
olan Yeni Muhafazakâr politikanın yürütülmesi için
ne kadar iyi bir fırsat olduğunu unutmayalım.
• • •
Bütün bu gelişmeler hoşumuza gitse de gitme-
sede Bush, politikasının başarı yolunda olduğunu,
Başkan'ın bir dönem daha Beyaz Saray'da kalma-
sı olasılığının, umulmadık olumsuz ekonomik ge-
lişmeler olmazsa çok güçlendiğinı göstenyor.
Tablodaki tek kara nokta Irak'ta hâlâ istikrann
sağlanmamış olmasıdır.
Burada özellikle istikrar sözcügünü kullanıyoruz.
Çünkü Bush'un asıl hedefi bu ülkeyi dilinden dü-
şürmedıği demokrasiye değil, şu ya da bu şekilde,
kendisini rahatsız etmeyecek bir istikrara ulaştırmak-
tır.
Irak'taki istikrann önündeki en büyük engel ise şu
anda kendi içindeki kanşıklığı aşmış olan, ama Irak
ve bölge için büyük bir tehdit oluşturan Kürtlerdir.
Kuşkusuz Irak'ta federal bir çözümdür en akla ya-
kın olan.
Ama bu çözümün gerçekten federal olması, ül-
kenin toprak bütünlüğünü zedeleyerek bölge için
de tehdit oluşturacak yeni oluşumlann önünü kes-
mesi şarttır.
Ne var ki Barzani-Talabani ikilisinin talepleri
Irak'ta istikran sağlayacak böyle bir çözüme karşı
görünmektedir.
Bu ikili aynı zamanda istedikleri çözümü sağla-
madığı takdirde ABD'ye karşı çıkacaklan tehdidini
de ileri sürmektedirler.
Ne var ki onlar kadar ABD de bu çıkışın biraz ku-
ru sıkı atış olduğunu, Irak Kürtlerinin şu durumda
ABD'yi karşıya alma riskine giremeyeceklerini bil-
mektedir. Acaba VVashington'da Irak Kürtlerine kar-
şı izlenecek politika konusunda ne karara vanlacak?
ABD'nin kendi çıkarları konusunda ne yapması-
nı söytemek gibi garabete düşmeden, bekleyip gö-
receğiz.
Ama bugünden görünen odur ki, oldukça başa-
nlı görünen Bush'un kovboy politikasının anahtan
Irak'ta, hatta daha doğru deyimiyle Irak Kürtieri so-
rununun çözümündedir.
Uluslararası İç Cüvenlik Konferansı
'Çok başlılıkta kimse
yetkili değildir'
ANK\R\(Cumhuıi-
yet Bürosu) - tstihbarat
Dairesi Başkanı Sabri
Uzun, dört-beş kurumun
ayn ayn yetkili olduğu
yerde kimsenin yetkili
jlmadığını vurgulayarak
•'Siz siyasi iradenin ye-
rinde olsamz hangi ma-
kamdan hesap sorarsı-
nız,hangisini suçlarsmız,
hangisi hakkında soruş-
turma açarsmız?" dedi.
Ocak 2003 'te eline geçen
pararun 1 milyar467 mil-
yon lira olduğunu belir-
ten Uzun, "Bir todemli
başçavnşun maaşı ise 1
müyar 403 milyon lira"
dedı.
Uluslararası Iç Güven-
lik Yönetimı Konferan-
sı, Polis Akademisi'nde
başladı. tstihbarat Da-
ıresi Başkanı Sabri Uzun,
konuşınasırıda. polisin
yaşadığı ekonomik sı-
kıntı, istihbarattaki çok
başhlık ve yanlış uygu-
lamalan değerlendirdi.
Konuşmasına başlar-
ken "Kınlacakveüzüle-
ceklerden şimdiden özür
dflh'orum" diyen Uzun,
istihbarat dairesinin üret-
tiğiMOBESEadlıaletin
maliyetinin 1.2 milyon
dolar olduğunu, buna
karşılık röleyle çalıştın-
lan benzeri bir aletin ise
46 milyon dolara mal ol-
duğunu söyledi.
Uzun, "Kimin parası
beyler bu para? Herkes
istediğini ahyor, saüyor,
nasıl ohıyor bu iş? Her-
kesi modernizme davet
edi\ onım. Bu işlerbirel-
den doğru düzgün yürü-
tülürse Tiirk milktinin
45 milyon dolan çarçur
edBhnez" dedi.
DİSK'in düzenlediği 1. Ulusal Sosyal Politika Kongresi'ne katılan Sezer'den politikacılara uyarı
'^lsıızluklar önlenmeli'• Sosyal güvenlik, eğitim ve
sağlık hizmetlerinin siyaset üstü
tutulması gerektiğini söyleyen
Cumhurbaşkanı Sezer. "'Sosyal
devlet anlayışıyla çelişen,
toplumun güven duygusunu
zedeleyecek politika ve
uygulamalardan özenle
kaçınılması gerekir" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,
toplumun beklentilenni göz ardı eden,
sosyal devlet anlayışıyla çelişen, top-
lumun güven duygusunu zedeleyecek
politika ve uygulamalardan özenle ka-
çınılması gerektiğini bildirdi. Sezer,
"Çahşma yaşamına iKşkin düzenleme-
ler yapüırken toplumsal birüği ve uyu-
mu bozacak eğiİim ve yaklaşımlardan
kaçınılması gerekmektedir" dedi.
DÎSK'in Dedeman Oteli'nde düzen-
lediği "1. Ulusal Sosyal Politika Kong-
resT, dün Cumhurbaşkanı Sezer, CHP
lideri Deniz Baykal ve Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğ-
•r *>• L
T?* I ' Î V A
"l.Uhısal Sosyal
Politika Kongresi"
Cumhurbaşkanı
Sezer, CHP lideri
Çahşma ve Sosyal
Güveniik Bakanı
Murat
Başesgioğhrnun
kanhmı>1a
gerçekleştirildL
(Fotoöraf:
SERDAR
ÖZSOY)
lu'nunkaülımıylagerçekleşrinldi. Se-
zer, yaptığı konuşmada sendikacılığın
gelişmesi için yasal düzenlemelerin
tek başına yeterli olmadığını. emekçi-
lerin haklannın bilincine varmalan ge-
rektiğini vurguladı. Türkıye Cumhuri-
yeti'nin Atatürk ilke ve devrimlerine da-
yanan, gücünü ulusundan alan, laik,
demokratik, sosyal birhukuk de\leti ol-
duğuna dikkat çeken Sezer. sosyal gü-
venlik, eğitim ve sağlık hizmetlerinin
siyaset üstü tutulması gerektiğini söy-
ledi. Sezer, şöyle devam etti:
"Her şeyden önce toplumun beklen-
olerini göz ardı eden, sos>al devlet an-
layışıyla çetişeru toplumun güven duy-
gusunu zedeleyecek politika ve uygula-
malardan özenlekaçnuhnabdır. Bu kap-
samdaçalışma yaşanuna Uişkin düzen-
lemeler yapdırken, toplumsal birtiği ve
uyumu bozacak egilim ve yakiaşunlar-
dan da kaçınılması gerekmektedir."
Ülke genelındekı gelışmışlık farklı-
lıklannın azaltılması çabalannın sürdü-
rülmesini isteyen Sezer. sosyal politı-
kalara ağırlık venlmesı, toplumda sos-
yal adalet ve fırsat eşitliği yarahlması
için çaba göstenlmesi gerektiğım söy-
ledi. Sezer, gelirdeki adaletsizliğin gi-
derilmesı, vergi adaletinin sağlanması
ve sosyal güvenlik sisteminin tüm yurt-
taşlan kapsayacak biçimde genişletil-
mesini istedi. Işsızliğin azalhlması için
önlem alınması, yatınrrüara hız kazan-
dınlması ve gırişimcilerin desteklenme-
si gerektiğini belirten Sezer, "Sosyalada-
Fransa yolsuzlukla sarsılıyor
Bakan yardımcısı
Bedier istifa etti
PARİS (Cumhuriyet) - Fransa Adalet
Bakan Yardımcısı Pierre Bedier,
yolsuzluk yaptığı gerekçesıyle
hakkında soruşturma açılması
üzerine istifa etti. Mantes-La Jolier
kasabasında 1995-2002 yıllan
arasında belediye başkanlığı yapan
Bedier. eski görevi sırasında kamu
ıhalelerinde yolsuzluk yapmak ve
rüşvet almakJa suçlanıyor. Fransız
radyo ve televizyon kanallan, Pierre
Bedıer'nin istifa etmesinı. "Mart
ayında yapılacak bölgesel seçimkr
öncesi, Başbakan Jean-Pıerre
Raffarin için önemli bir baş ağnsı"
olarak değerlendirdi. Hükümet
sözcüsü Jean-Pierre Cope.
"Hakkuıda soruşturma açdan
Bedier'nin, Adalet Bakanngı içindeki
özel konumu yüzünden istifa ettiğmi"
söyledi. Sözcü. Başbakan'ın Adalet
Bakanı Yardımcısı Pierre Bedier'nın
karannı saygı \e anlayışla
karşıladığını söyledi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
0
'TOPLUMA KAZANDIRMA' BtLANÇOSU
Yasadan en çok
Hizbullahçılar yararlandı
DtYARBAKR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - PKK'yi çökertmek ama-
cıyla çıkanlan 4959 Sayılı Toplu-
ma Kazandırma Yasası'ndan en
çok Hizbullahçılar yararlandı.
Diyarbakır DGM'nin sorumluluk
alanına giren bölgenin 7 ilindeki
cezaevlerinden, yasadan yarar-
lanmakiçin 1430kişibaş\Tirdu.
Bunlann 325'ini Hizbullahçı.
705'ini PKK'li ve 3'ünüde Hiz-
bullah Vasat üyesi olmak üzere
toplam 1033'ünü tutuklu ve hü-
kümlüler oluşturdu. 181'i Hiz-
bullahçı, 228'i de PKK'li olmak
üzere toplam 409 kişi de tahliye
edildi. Cezaevlerinde bulunan
144 Hizbullahçı, 476 PKK'li ve 3
Vasat üyesinin dosyalan da de
ğerlendiriliyor. 1 PKK'li ise baş-
vurduğu halde kesin olarak yasa-
dan yararianamadıgından rutuk-
luluk hali sürüyor. Yasanın isteni-
len sonucu vermedigi, cezaevleri
dışından yapılan başvoırulardan
anlaşüıyor. Bu başvurulann bü-
yük bölümünü de Hizbullahçılar
oluşturuyor. Başvuran 257 Hiz-
bullahçıdan 23 l'i, 140 PKK'li-
den 102'si tahliye edildi. 12 Hiz-
bullahçı ve 21 PKK'li yasadan
yararlandıklan halde gerçekleşen
indirim haklarmdaki cezayı kar-
şılamadığından tutuklandı. 31 ki-
şi hakkındaki inceleme ise devam
ediyor. Istenen sonucu vermeyen
yasanın yürürlük süresi şubat ayı-
nın ilk haftasında doluyor.
1402'LÎKLERÎN HAKLARININ lADESl
Darbe mağdurlanna af
komisyonda genişletildi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Sıkıyönetim ve olağanüstü
hal döneminde ceza alıp yasak-
lananlar için af getiren yasa
önerisi Adalet Komisyonu'ndan
genişletilerek geçti. Oneri yasa-
laşırsa, 31 Aralık 1987 tarihin-
den önce mahkûm olup tahliye
edilenlerin "kısıth haklarT iade
edilecek. AKP Grup Başkanve-
kili Eyüp Fatsa ile CHP millet-
vekillerinin iki ayn yasa önerisi
alt komisyonda birleştirildikten
sonra dün Adalet Komisyo-
nu'nda kabul edildi. Yasa öneri-
sinin yeniden düzenlenen hük-
mü şöyle: "31.12.1987 tarihin-
den evvel işknmiş suçlaria Ugüi
olarak mahkemeler tarafindan
yapılan yargılamalar sonucun-
da; haklannda mahkûmiyet
karan veriknlerden, bu kanu-
nun yavımı tarihinden önce bi-
hakkın tahhye olanlar ile şartfa
sahverilenlerin Türk Ceza Ka-
nunu'nun 122 ve 123. maddek-
rindeki süreler ve 4.4.1929 tarih-
b ve 1412 sayıh Ceza Muhake-
mekri Usulü Kanunu'nun 417.
maddesinin 2 ve 3 numarah
bentlerinde yer alan koşul aran-
maksızın, mahkemelerce mem-
nu haklannın iadesine karar ve-
riBr." Önceki yasa önerilerinden
biri, yalnızca 1402 sayılı Sıh-
yönetim Yasası uyannca olağa-
nüstü dönemde yargılanıp mah-
kûm edilenleri kapsıyordu.
letsizJiğin ve getir dağıhmı bozukluğu-
nun en önemli nedenlerinden olan top-
lumda yozlasmaya ve ahlaki çöküntü-
ye >ol açan yolsuztuklann üzerine ka-
rariınkla gidilmeti, ülke kaynakiannın
kişisel çıkarlara hizmet etmesinin önü-
ne geçümetidir" dedi.
'12 mihon yurttaş aç'
Baykal, Türkiye"de 12 milyon yurt-
taşın aç yattığını beürtirken, Kamu Yö-
netimi Yasa Tasansının sosyal sorun-
lan daha da artıracağını belirtti. Bay-
kal, Işsızlik Fonu'ndaki paranın çalış-
tınlmadığına işaret ederken, sorunla-
nn özel, bireysel anlayışlar yerine dev-
let mekanizması ile çözülmesi gerek-
tiğini kaydetti. Bakan Başesgioğlu, nü-
fusun yüzde 87'sı sosyal güvenlik şem-
siyesı altındayken, yüzde 13 'ünün hiç-
bir sosyal güvencesi olmadığım bildir-
di. Bu arada törene Sezer'den sonra ge-
len Baykal, yanında bulunan Çankaya
Belediye Başkanı HaydarYimaz ve Ye-
nimahalle Belediye Başkanı Tuncav
Alemdaroğhı ile birlikte salon kapısın-
da Istıklal Marşı söyledi.
Seçim yapıldı
YSK'nin
yeni başkanı
Erdoğan
• Yargıtay kontenjanından
Cengiz Erdoğan ve Yılmaz
Derme'nin başkan adayı
olarak katıldığı seçimde,
Cengiz Erdoğan, YSK'nin
yeni başkanı oldu.
ANKARA (Cumhurrvet Bürosu) -
Yüksek Seçim Kurulu (YSK)
Başkanlığı'na Cengiz Erdoğan
seçildi. Seçim, Yargıtay'ın, kurula
3 üye seçmesinin ardından yapıldı.
YSK Başkanı Tufan Algan'ın
görev süresini tamamlaması
nedeniyle boşalan YSK Başkanlığı
için dün seçim yapıldı. Yargıtay
kontenjanından Cengiz Erdoğan ve
Yıbnaz Derme'nin başkan adayı
olarak katıldığı seçimde, Cengiz
Erdoğan, YSK'nin yeni başkam
oldu. Erdoğan, bu görevi 3 yıl
sürdürecek. Seçim. Danıştay ve
Yargıtay'dan yeni seçilen 5 üyenin
de katılımıyla 11 üye tarafindan
yapıldı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi
Üyesi Cengiz Erdoğan, 16 Ekim
1943'te Hopa'da doğdu. Izmit
Lisesi'ni biriren ve Istanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden
mezun olan Erdoğan. Ankara
hâkim adayı olarak mesleğe
başladı. Erdoğan, sırasıyla Pervari
Hâkrm Yardımcılığı, Pervari,
Ardeşen, Kula hâkimliği ve
Yargıtay Tetkik Hâkimliği
görevlerinde bulundu. Fransızca
bilen ve Yargıtay üyeliğine 1998
yılında seçilen Erdoğan 4 çocuk
babası. Yargıtay Genel Kurulu'nun
pazartesi gününden bu yana devam
eden üye seçimi de dün sonuçlandı.
Seçimin ardmdan YSK'de Yargıtay
kontenjanından görev yapan
başkan Tufan Algan, üyeler Seydi
Yetkin ve Tuncer Sönmez'ın
görevleri, yeni üyelerin
belirlenmesiyle sona erdi. Danıştay
Genel Kurulu da geçen günlerde
görev süresi dolan 2 YSK üyesi
için seçim yapmıştı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kemal Gürüz'ün gitmesi ve Erdo-
ğan Teziç'in gelmesiyle birlikte YÖK
tasana üzerinetartişrnalaryeni bir bo-
yut kazandı. Zaten daha önce de
Üniversiteler Arası Kurul'un (ÜAK)
bir çalışması vardı. Kamuoyunun,
ögrencilerin ve bilim çevrelerinin bek-
lentisi, bu tasannın bilimsel özerkli-
ği ve özgüriüğü geliştirecek, üniver-
site üzerindeki baskılan kaldıracak bir
tasan olmasıydı. Bu konuda başın-
dan itibaren duyarlı bir tutum alan Uni-
versite öğretim Üyeleri Derneği (Üö-
ÜD) hazırlanan tasannın rektörier sui-
tasını devam ettirecek nitelikte ol-
duğunu söyleyerek eleştirdi.
ÜÖÜD Başkanı Prof. Dr. Kadir Er-
din, ÜAKtasansına öğretim üyeleri-
nin tepkilerini şöyle dile getirdi: "Mev-
cut YÖK Yasası'nın değişmesi ge-
reği üzerinde geniş bir kamuoyu mu-
tabakatı vardır. Yasadaki gûçlü rek-
tör, atanmış yöneticiler ve yetkisiz ku-
nıllar düzeninin yanlışlığı 23 yıl bo-
yunca, bazen medyaya da yansıya-
rak kanıtlanmıştır. Rektörtere tanı-
nan denetimsizyetkinin ve bunun so-
YÖK'te Rektör Sultası Sürecek mi?
nucunda ortaya çıkan keyfi yöneti-
min üniversitede yarattığı sorunlann
aşılması için kamuoyu daha katılım-
cı ve demokratik bir yasa beklentisi
içindeyken, rektörlerin mevcut yet-
kilerini daha da arttıran ÜAK tasla-
ğı tam bir düş kınklığı olmuştur."
"ÜAK'yi daraltarak sadece rektör-
lerden oluşan bir kurula dönûştü-
ren rektörier taslağı, üniversite için-
de dekan hariç tümyöneticilerin rek-
tör tarafindan atanmasını öngörmek-
tedir. Senatonun çoğunluğu mev-
cut yasadaki gibi atanmışlardan olu-
şacak, fakülte kurulu katılıma kapa-
lı halini sürdürecek, rektör üniversi-
tenin tek ve mutlak hâkimi olacak-
tır."
"Buna karşın yeni YÖK Başkanı
Teziç ve arkadaşlan tarafindan ha-
zırlanan taslak, senatoda atanmışla-
nn hâkimiyetini korurken hiç olmaz-
sa bölüm ve fakülte düzeyinde de-
mokrasi ve katılımı sağlamaktadır.
Zaten rektörlerin de Sayın Teziç'in
girişimiyle hazırlanan taslağa itiraz-
lan tam bu noktadadır; taslağa gös-
terdikleri şiddetli tepki üniversite
içinde katılımcı ve karar alma yetki-
si olan hiçbir kurula tahammülleri
olmadığını göstermektedir."
"ÜAK taslağında görebildiğimiz
tek olumlu açılım, öğretim üyeleri
dışındaki akademik elemanlann ve
ögrencilerin birer temsilci ile kurul-
lara katılmalandır (ki bu açılım gerek
diğer taslakta gerekse demeğimi-
zin taslağında zaten vardır). Ancak
bu olumlu açılım ÜAK taslağının ön-
gördüğü kurullann uysal ve göster-
melik kurullarolmalan nedeniyle koz-
metik bir yaklaşımdan ibarettir. Tıp-
kı taslağın Ana llkeler bölümünde
yer alan ama maddelere yansımayan
'demokrasi', 'katılım' ve 'çoğulcu-
luk' kavramlan gibi!"
"Kısacası, ÜAK taslağını hazıria-
yan rektörlerin, kendilerinin de birer
öğretim üyesi olduklannı ve rektör-
lüğün belirii bir süre yapılıp başka
meslektaşa devredilen bir görev ol-
duğunu unuttuklan endişesini taşı-
yoruz. Biz öğretim üyeleri ise yıllar-
dırsavunduğumuz ilkelerin arkasın-
da durmaya devam edeceğiz. Der-
nek olarak esas tercihimiz, anayasa-
nın ilgili maddelerinin değiştirilerek
bir reform yapılmasıdır. Ancak ana-
yasa değişikliği olmadan da akade-
mikyöneticilerin seçimle göreve gel-
mesini, senato düzeyinde temsili de-
mokrasiyi, fakülte düzeyinde ise ka-
tılımcı demokrasiyi sağlamak, karar
alabilen kurullar oluşturmak müm-
kündür."
"Demeğimiz gündemdeki taslak-
lan değeriendirirken kendi hazıriadı-
ğı taslaktaki, uygar dünyanın benim-
semiş olduğu demokratik ve katı-
lımcı modeli ölçüt olarak almaktadır.
Sayın Teziç'in girişimiyle hazırlanan
taslak beklentilerimizi bir ölçüde kar-
şılamakta, ancak senato düzeyinde
ciddi sorunlar içermektedir. ÜAK
taslağı ise maa/esef yürüriükte olan
254 7 sayılı yasanın bile gerisine düş-
mektedir. Bu haliyle öğretim üyele-
ri ve ûniversitenin diğer paydaşlan
açısından kabul edilmesi söz konu-
su olamaz."
"Rektör meslektaşlanmıza hatır-
latınz: Gerçek anlamda güçlü rektör,
mutlak yetkilerie donatılmış rektör
değil, liderlik vasfı ile öne çıkan, mes-
lektaşlannın karar süreçlerine katıl-
masını teşvikeden, ûniversitenin hi-
yerarşik bir kurum değil, bir mes-
lektaşlar topluluğu olduğunu göz ar-
dı etmeyen rektördür."
Hükümetin hazırladığı taslak, YÖK
üzerinde hükümetin yetkilerini arttı-
nyordu. Üniversiteler haklı olarak ta-
sannın bu mantığına karşı çıkmışlar-
dı. Ancak bu kez de üniversiteleri
başka bir baskı tehdit ediyor. Şimdi
ne olacak, rektörier sultası devam
mı edecek? Yoksa, Türkiye özgür ve
özerk bir akademik anlayışa mı ka-
vuşacaktır?