18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2004 SALI CUMHURlYFT SAYFA HABERLER AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK DÜRÜS? TABİATLT ÎSTAMUL OLTM Kı ABJ-A?/. Yıllannı türkülere adayan besteci ve yorumcu Musa Eroğlu, Popstar yanşmasını değerlendirdi 'Bu ülke bunlarıhak etmiyor'• "Popstar'ın şarkıcı seçtiğine kimseyi inandıramazsınız" diyen Eroğlu, yanşmacılann çabuk 'tüketileceğini' söylüyor. Eroğlu en çok Türkiye'nin müzik politikası olmamasından dolavı dertli. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Halk müziği ile bütünleşmiş yaşamı, sesi- nin engin tınısı ve eşsiz sa- ayia yülanıu türkülere ada- mış Musa Eroğju'yu an- latmaya başlasak, mutla- kabiryönü eksik kalacak- tır. Eroğlu derlemeci, bes- teci, yorumcu, halk bilimi araştıncısı olmasının ya- nında günümüzün de "Ka- racaoğjan"ı gibi... 14 yıl Kültür Bakanlığı'ndacah- şarak emekJi olan Eroğ- lu'yla Kültür ve Turizm bakanlıklannın birleştiril- mesi ile son günlerin tar- tışmalı programı Popstar'ı konuştuk: - Kültür ve Turizm Ba- kanhğı'nın birkştirilmesi- ni nasıl değ^rlendiriyorsu- nuz? MUSA EROĞLU-Kül- tür Bakanlığı bence önem- li bir kurumdur. Ben 14 se- ne çalıştım ve emekli ol- dum. Ayrılan ödeneklerye- terli olmadığı gibi kulla- nılamıyor da. Ödenekler, araşnrmayaaynlmah. Halk hikâyeleri araştınlmalı. Bu hikâyeler tarihı dönem hak- kında bilgi de verir. Bu bil- gjleri bu bakanlıktan öğren- meliyiz. Birleştirilmesini doğru bulmuyorum. Televole manügı - Sizee gençler türkükri ayıklavabitiyor mu? * EROĞLU- Özüne bak- tığımız zaman halk müzi- ği istenilen yere gelemez. Çünkü halk müziğinin iş- levini yapan iletişim gibi kurumlar oluştu. Kentleş- me sorunu geldi. Ancak bu değerler korunmalı... Son 20 yıl içerisinde bir kıpırdanma oldu. Son de- rece bilgisiz insanlan din- liyonız. Bir yaygara var müzik adına. Diyarbakır- lı, Karadeniz rürkusü söy- lüyor. Zorluyor kendisini... Türkücüleri görüyorum. bilgisiz. Halk müziği ön- ce ulusal sonra da evrensel boyuta taşınmalı. Ama ol- muyor. Çünkü bu ülkenin bir müzik politikası yok. Televole mantığı var. Kültür aşınıyor - Peld bu manüğı Pops- tar yanşmasında görüj or muyuz? EROĞLU- Şimdi bu programın şarkıcı seçme- ye dönük olduğuna kim- seyi inandıramazsınız... Eğer öyle bir şey yapacak- sanız yetenekli. kendi bes- teleri olan bir yığın genci- miz var. Bizi uluslararası boyutta temsil edebilecek popçular tanıyorum. On- larayardımetsinler. Genç- lerimiz oralarda eziliyor. Bana sormuşlardı, pop mü- zik seviyor musun dıye... Ben her müziği severim, dedim. Kimi dinliyorsu- nuz. dediler. Bu günlerde Tarkan'ı dinliyorum de- dim. Çünkü şarkı söyle- mesini biliyor. Ama bu Popstar, kazânmaya yöne- lik değil tüketime yönelık. Keşke sevgili halkımız bir titrese de kendine dönse... Bu ülkenin kültürii aşı- nıyor. bakanlık da bunu seyrediyor, böyle bir şey olmaz... Yanşmaya katı- lanlar bir şey anlatmak is- tiyor. Kendisini zorluyor. Ama oradaki mantık fark- h olduğu için kayaya çar- pıyor. Elena elendi diye Çorumlu Emine Bacı ağ- lıyor. nasıl kaybeder, di- ye... Bu işleri bazı insan- lar yönetiyor. Bu yanşma- nın sonu ne olur? Yanş- maa oradatükerilir... Bu ül- ke bunlan hak etmemiştir. Bu ülke geçmışte çok kö- şe taşlan yetiştirmiştir. Elin- de malzemesi vardır... TARKANŞARKI SÖYLEMEYİ BtLİYOR Pop müziğini sevdiğini ve Tarkan'ı dinlediğini söyleyen Musa Eroğlu şunlan söylüyor: Yanşmaya kaülanlar bir şey anlatmak isu'yor. Kendisini zorhryor. Ama oradaki manbk farkh olduğu için kayaya çarpıyor. Bu işleri de bazı insanlar yönetiyor." Eroğlu'nun, yanşmanın sonu hakkındaki görüşü ise şöyle: Yanşmacı orada tüketüır, o olur. (FotoğrafAKTÜEL Dergisi) Eski TRT Genel Müdürü Yener, yeni atanan Demiröz'ün sözlerini eleştirdi w Biz paraşütle gehnedik'BAHAR TANRISEVER ANKARA-TRTGenel Müdü- rü Şenoi Demiröz'ün. "Gelmiş geç- miş genel müdürler içinde konu- ya en hâkim olan benim" sözlen tepki çekti. Eski TRT Genel Mü- dürü YücelYener, kurulduğu gün- den itibaren içinde olduğu kurum- da basarnaklan teker teker çıktı- ğını beürtirken "Ben paraşütle gd- medim, Başbakan'nadamıobrak gelmedim" dedi. Yener, Çanakka- lebelgeselinin miman olan Demi- röz'ün "TRT'ye eski onurunu ve- receği" yönündekı sözlenne kar- şı da "Esas onursuzhıkAtatürk'ün içinde olmadığı bir Çanakkale programı yapdmasıdır'' diye ko- nuştu. Demiröz'ün önceki gün Za- man gazetesinde yer alan söyleşi- sinde, tt Herkesmözgeçmişine,yap- Dİdarma bakoğmızvaldtben kkü- afaym.Geknişgeçmişgendmüdür- leriçindekonuyaenhâkimoian be- nim. Bir şeyiispatetmekiçinbugö- reve gekbm. O da, Türkiye'de te- levizyon yayıncıhğı, Türk devteti- nin dış dünvava taşmması, tanıül- maa nasıl yapıhr, bunlan göster- mektir" görüşünü savundu. Demiröz'e eski Genel Müdür Yener'den tepki geldi. Yener, kendisinın dışardan adam getır- mediğine işaret ederek "Danış- man olarakbeiediyeden adam ge- tirmiş. Bizrnı dönemimizde her- kesnmağrviakazrvarakbiryerle- regelmiştir''dedı. TRT'ye 1969'- kendi içinden genel müdürünü çı- karması lazun.ttfaalgenel raüdür- lere ihthaa yok." Demiröz'ün yaym konusunda müfettişleri özel olarak görevlen- direceği sözlerine dikkat çeken Yener, kendi döneminde denetimı. yasaklayicı bir anlayıştan kurtar- dıklannı ve buna '"katite kontrol" olarak baktıklannı söyledi. • "Gelmişgeçmiş en iyi genel müdür benim " diyen ŞenolDemiröz 'ü eleştiren Yücel Yener, "Ben Başbakan'ın adamı olarak,paraşüûegelmedim"dedi. Yener, Demiröz'ün "TRT'ye eski onurunu vereceğim " sözleri üzerine de "Esas onursuzluk Aîatürk'süz Çanakkalebelgeseli çekmektir" diye konuştu. da girdiğini belirten Yener, şu gö- rüşleri dile gerirdi:"Kurulduğu günden itibaren TRT'nin içinde- yim, basarnaklan teker teker çık- üm. paraşütle gelmedim, başba- kanın adamıolarakgeimedim. Si- yasibirkişUiğimizvok. Kurumun "Anumzdaki görüş farkmı or- taya koyuyor bu" diyen Yener, 6 yıl içinde TRT'yi en çok ızlenen ilk 3 televizyon arasına soktukla- nnı. kanalın inanılırlık ve güve- nilirlik açısından Cumhurbaşkan- lıgı ve Türk Silahlı Kuvvederi'nden sonra 3. sıraya yerleştiğini vurgu- ladı. Yener. >4 De>1ettede\amlıhk>'ar- dır.Bizde\1etmicindenvetiştiğimiz için geçmiş yöoetimleri hep onore ederek yönetimimizj sürdürdük" dedi.Yener, görev yapnğı dönem- de kurumun 125 trılyon Ura kâr el- de ettiğini de kaydetti. Onursnziuk tarüşmaa Demiröz'ün "TRTyeeski onu- runuvereceklerr yönündeki açık- lamasını "talih&iziik'" diye nite- leyen Yener, sözlerini şöyle sür- dürdü: u Esas onursuzluk Ata- türk'üniçindeoknad^bir Çanak- kale programı yapdmasıdn'. Aca- yip kıyafetler içinde terörist Hik- mervurfleresimcektinnekdepek onurlu bir hareket sayılmaz. On- larcagazetecigittioraya,böyle bir resim çektirmedL TRT GenelMü- dürünün söyleyBbieceği bir soz de- ğUdir bu. Buna herkes cevap ver- meüdir. Benim bildiğim bir tek Şaban Karataş'uı dönemi onur- suzdu. Çünkü çok siyasiydi.0 za- manda Şenol Demirözdanışman- dı orada." ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr Kültür ve Turizm Bakanlığı, fikir ve sanat eserlerinden kaynaklanan hak- lann etkin olarak korunması amacıy- la, 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserle- ri Kanunu ve diğer birçok yasada de- ğişiklikyapılmasınıöngörenyasata- sarısı taslağı hazırlıyor. Taslakta bilgisayaryazılımlanndan kaynaklanan fikri hakların da Fikir ve Sanat Eserieri Kanunu kapsamında korunması amaçlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafın- dan hazırlanan taslakta öngörülen önemli değişikliklerin başında, fikir ve sanat eserlerinin etkin biçimde korunması için resmi mercilerin yet- ki ve sorumluluklarının arrtırılması gelmekte. Buna göre polıs, belediye- ler, gümrük gibi devlet kurumlannın görevlilerinin, fikir ve sanat eseri sa- hiplerinin haklarının ihlalini, korsan ve taklit ürünlerden haksız kazanç elde edilmesini engellemek konu- sunda sorumluluklan olacak. Ayrıca fikir ve sanat eserlerinin haksız tica- Fikri Haklara Yasal Koruma retini yapan suç şebekeleri de 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu kapsamında yar- gılanacak. Taslakta öngörülen değişiklikler- den bir diğeri bandrol kullanımına ilişkin. Fikir ve Sanat Eserieri Kanu- nu'na göre, musiki ve sinema eser- lerinin çoğaltılmış nüshaları ile süre- li olmayan yayınlara bandrol yapıştı- nlması zorunlu. Ayrıca kolay kopya- lanmaya müsait diğer eserlerin ço- ğaltılmış nüshalanna da eser veya hak sahibinin talebi üzerine bandrol yapıştınlmakta. Taslakta öngörülen degişiklik gerçekleştiği takdirde cum- huriyet başsavcılıkları, yetkili mah- kemeden diğer tedbirlerin yanı sıra Tarih Vakfı sivil toplum kuruluşlan rehberini yeniliyor. 1996 yılında UNDP'nin maddi katkılan ve Toplu Konut Idaresi Başkanlığı'nın desteğiyle Tarih Vakfı tarafından yayımlanan Sivil Toplum Kuruluşlan Rehberi'nin güncellenmesine yönelik geliştirilen proje Açık Toplum Enstitüsü ve Dünya Bankası'nın desteğiyle gerçekleştiriliyor. Proje, ilk STK Rehberi'nin yayımlanmasından 8 yıl sonra STK'ler hakkındaki bilgilerin güncellenmesi ve genişletilmesini, rehbere yönelik sürdürülebilir bir bilgi akışı sisteminin ve ag yapılanmasının STK Rehberi Yenileniyor kurulmasını, Türkiye'de sivil girişimlerin desteklenmesini ve STK'ler arası işbiriiğinin arttınlmasının zemininin oluşturulmasını amaçlıyor. Projenin son ürünleri basılmış bir bilgi rehberi ile birlikte derienmiş verilerin sunulacağı veritabanı merkezli bir web sitesi olacak. Bilişim altyapısı Türkiye Bilişim Vakfı desteğiyle gerçekleştirilen projenin koordinatöriüğünü Bekir Ağırdır yapıyor. Çajışma ekibi ise Aylin Örnek, Berna Yergün ve Ömer Şirin'den oluşuyor. www.stkrehberi.org usulsüz çoğaltılan nüsha ve yayınla- nn imha edilebilmesini de talep ede- bilecek. Aynca kanunda bandrol te- mini ve kullanımı ihlali olarak belirti- len eylemleri gerçekleştiren kişiler cumhuriyet savcılıklannca açılacak kamu davalan kapsamında yargıla- nacaklar. Böylelikle, sokak satıcılan gibi telif haklannın korunmasj ve band- rol uygulaması kurallarını ihlal eden kişi ve gruplara karşı kolluk kuvvet- leri tarafından etkili bir mücadele ve- rebilecek, suç işleyen failler hakkın- da deliller süratle toplanarak kamu da- vası açılabilecek. Taslakta öngörülen diğer bir degi- şiklik de fikir ve sanat eserlerini ço- ğaltan, yayan, satan işyerierine ser- tifika alma zorunluluğu getirilmesi. Böylelikle, fikri hak ihlallerini önle- mek için bir başka önemli konu dü- zenlenecek ve önemli ekonomik bü- yüklüklere ulaşan fikir ve sanat eser- ieri alanında yasadışı kazançlann el- de edılmesinin önünegeçilebilecek. DUZYAZI ORHAN BİRGİT 28 Ocak Menüsüne Eklemeler Beyaz Saray buluşmasına bir hafta kala Yasemin Çongar, ev sahibinin Türkiye Başbakanı'na neler yedireceğini" aynntılan ile anlatıyor. Beyaz Saray'a konuşlanmış en çok korunan Türk gazeteci olduğu bilinen Çongar, dünkü yazısında "buluşmanın hepimizin geleceğini belirteyecek önemdeki konulann en üst düzeyde konuşulmasına fırsat oluşturacağını" söyleyerek ilk yemeğin bir tür Hünkârbeğendi diye adlandırılabileceğinin sinyalini veriyor. Buluşmanın tam bir "purorient", yani Doğululara özgü koşullar altındageçeceğinin belirtisi de yine aynı yazıda, buluşmanın Türkiye ile ABD arasında sorunlann en üst düzeyde ele alınmasına fırsat oluşturacağının kayıtlara geçirilmesiyle öne çıkartılıyor. Zira "Bush yönetimi de biliyormuşki, 2004 fûricye'nin dûnyadakiyeriaçısından kritik kararlann yılı imiş". Bu girizgâhtan sonra Başbakan'a, Başkan ve ekibi tarafından verilecek mesajlara, yani ana yemeğe sıra geliyor. Hemen söyleyelim ki 28 Ocak'ta George W. Bush tarafından Recep T. Erdoğan'a üç ana yemek yedirileceği anlaşılıyor ve listedeki ilk sunum "Kıbns ve AB" başlığını taşıyor. Ahçıbaşı bu başlık attında Erdoğan Hükümeti'nin "Kıbrıs'ta çözüm isteğinde samimi olduğuna ve taraflann iyi niyetle masaya oturması halinde Kıbns'ın AB üyeliğinin başlayacağı mayıs ayı öncesinde çözümde anlaşılabileceğine" inanıyor. Bu inancın kaynağı olarak da bir ABD yetkilisinın embedded meslektaşımıza "Türkiye'de Kıbns konusunda en şahin kesimlerden birisi olan Dışişleri bile, hükümetin siyasiyönlendirmesi için kollan sıvadı" sözleri gösteriliyor. ABD yetkilisi böylece Erdoğan'a "Dışişleri'ndeki şahinleri dizegetirdiğine göre TSK'yi de halletmelisin" mesajını resmi olmayan yollarta göndermiş oluyor. Diyelim ki, mayıs ayı öncesinde çözüme ulaşmak için Başbakan'ın azmı ve kararlılıgı Talat - Denktaş J. birlikteliği ile birleşti ve engeller en aza indirildi. Birieşik Kıbns Devleti, bugün sadece Rum kesiminde yürüriükte olan, gerçekte 15 Temmuz Sampson darbesiyle ilga edilmiş bulunan 1960 anayasasının yerine yeni bir anayasanın hazırlanmasını gerektirmeyecek midir? Hem Türk hem de Rum tarafı böyle bir anayasanın hazırianması için önce ayn ayn çalışacaklar, daha sonra masaya birlikte oturup anlaşacaklardır. CTP-DP Hükümeti henüz önündeki anayasal engeli aşıp programını okumadı ve dolayısıyla güvenoyu da almadı. Oysa bugün 20 Ocak ve 1 Mayıs'a sadece 98 gün var. Yine diyelim ki yeni anayasa hazıriandı ve her şey Annan Planı içinde yolunda gitmektedir. Ortak devietin Annan Planı'na göre tabi olacağı yasalann sayısı en az 25. Bu 25 yasanın iki devletin pariamentolannda ayn ayn hazırlanıp tek metin haline getirilmesi için önce her meclisten onay alınması, sonra masaya oturulması gerekmiyor mu? Şayet Sayın Başbakan bu etraflı bilgiyi Bush'a anlatmaya kalkmış ise birinci yemeğin yarısına gelinmeden "mayıs ayı öncesi" vadesi yürüriükten kalkmış olmuyor mu? Nitekim, Beyaz Saray'dan gönderilen mesaj bu durumun da bilincinde görünüyor ama, "TSK'nın kendi hükümetine sonbahardan önce acele etmeyin türûnden bir mesaj gönderdiğini" de öğrenmiş olduğunu saklamıyor. Bu görüşü "hatalı" bulduğunu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na söyleyeceğini de şimdiden ilan ediyor! Acaba Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Pentagon'un. ünlü çuval operasyonunu hatanın da ötesınde acemice yapılmış bir çırkinlik olarak ev sahibıne anlatmak için tam fırsattır diyecek midir? VVashington, Erdoğan'dan MGK toplantısında ileri sürülebilecek kimi kuşkular için de "Sen onlara bakma, Kıbns için hızlı ve cesur adımlar at" diyecekmiş. İlk menü için bir başka bilınçli sızdırma da VVashington'un istediği biçimde masada oturur ve uslu uslu önümüze konulanları gerekirse çiğnemeden yutarsak, Bush yönetiminin, Türkiye için Atina ile öteki AB ülkelen nezdinde bakan düzeyinde devreye girmesini bekleyebileceğimize ilişkin bir umut penceresi açılmasıdır. Öyielikle Bush yönetiminin AB ülkeleri nezdinde kendisini hâlâ sözünü dinletir, itibarlı biryönetim olduğu gibi bir düşünceyi taşıdığını da öğrenebiliyoruz. Ama o düşüncenin Irak işgali için AB ülkelerine yapılan girişimler sırasında niçin geçerii olmadığını sormasını da Sayın Başbakanımızdan bekliyoruz. Irak'ın geleceği Ikinci yemek bu başlıkla menüde yer alıyor. Yasemin'e bakılırsa -ki bence dikkatle bakılmalıdır- ABD etnik değil coğrafi temelde bir federasyondan ve Irak'ın doğal kaynaMannın Bağdat'ın denetımindeolmasından yana mesajlar verecektir Erdoğan'a. Ancaak, Kerkük özelinde Başkan'ın Türkiye Başbakanı'nauzun vadeli garantiler vermesinin "zor", evet yanlış okumuyorsunuz, "zor" olduğu da anlatılıyor. Zira, Kerkük'ün statüsüne "kendileri, vani Kerküklüler karar verecekmiş". Ve üçüncü yemek ABD'nın PKK'ye karşı silahlı mücadele için hazıriadığı takvimin 'ı SK"yi memnun etmeyeceğini bilerek mayıs ya da hazırandan önce başlatılması düşünülmeyen PKK'ye karşı silahlı mücadelenin "silahsız çözüme daha fazla şans verme" isteğinden doğduğu sızdınlıyor. Yani dağdan inmeyi sağlayan pişmanlık yasası geçerii olmadı ama siz yine de bekleyin. Hazirana kadar Kerkük için Kerküklülerin vereceği karar, belki Irak dağlannda beklemekten sıkılmış PKK çetelerini de hoşnut eder düşüncesi, VVashington'da geçerii. Aynca koskoca ABD, Irak'ı dize getiremediğinin farkında Kuzey Irak'taki Kürtlere söz geçirtmenin "zor" olduğunu da açıkça söylüyor. Ama sıra bize gelince. Sözünü dinletecek bir Leyli Meccani (parasız yatılı) bulmuş olduğunu sanarak, dayattıkça dayatıyor. Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] Tasarı TBMM Baskanlığı'nda Vergi rekortmenlerine 'hususi' pasaport ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Pasaportlar- da yasadışı ginş çıkışlan önlemeye dönük düzen- lemeler içeren tasan dün TBMM Başkanhğı'na gönderildi. Tasanyla ver- gi rekortmenlerine "hu- susi damgah" pasaport ve- rilmesı ve KKTC yıırttaş- lanna verilen yabancılara özgü damgalı pasaportla- nn en fazla 10 yıl geçerii olmak üzere düzenlenme- si öngörülüyor. Tasan ile getinlen diğer bazı düzen- lemeler ise şöyle: • Pasaportlar uluslara- rası standartlara uyacak. • Danıştay, Askeri Yar- gıtay ve askeri yüksek ida- re mahkemesi başsavcı- lanna da diplomatik pasa- port verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle