Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK 2004 SALI CUMHURlYFT SAYFA
HABERLER
AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK
DÜRÜS?
TABİATLT
ÎSTAMUL
OLTM Kı
ABJ-A?/.
Yıllannı türkülere adayan besteci ve yorumcu Musa Eroğlu, Popstar yanşmasını değerlendirdi
'Bu ülke bunlarıhak etmiyor'• "Popstar'ın şarkıcı
seçtiğine kimseyi
inandıramazsınız" diyen
Eroğlu, yanşmacılann
çabuk 'tüketileceğini'
söylüyor. Eroğlu en çok
Türkiye'nin müzik
politikası olmamasından
dolavı dertli.
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Halk müziği ile
bütünleşmiş yaşamı, sesi-
nin engin tınısı ve eşsiz sa-
ayia yülanıu türkülere ada-
mış Musa Eroğju'yu an-
latmaya başlasak, mutla-
kabiryönü eksik kalacak-
tır. Eroğlu derlemeci, bes-
teci, yorumcu, halk bilimi
araştıncısı olmasının ya-
nında günümüzün de "Ka-
racaoğjan"ı gibi... 14 yıl
Kültür Bakanlığı'ndacah-
şarak emekJi olan Eroğ-
lu'yla Kültür ve Turizm
bakanlıklannın birleştiril-
mesi ile son günlerin tar-
tışmalı programı Popstar'ı
konuştuk:
- Kültür ve Turizm Ba-
kanhğı'nın birkştirilmesi-
ni nasıl değ^rlendiriyorsu-
nuz?
MUSA EROĞLU-Kül-
tür Bakanlığı bence önem-
li bir kurumdur. Ben 14 se-
ne çalıştım ve emekli ol-
dum. Ayrılan ödeneklerye-
terli olmadığı gibi kulla-
nılamıyor da. Ödenekler,
araşnrmayaaynlmah. Halk
hikâyeleri araştınlmalı. Bu
hikâyeler tarihı dönem hak-
kında bilgi de verir. Bu bil-
gjleri bu bakanlıktan öğren-
meliyiz. Birleştirilmesini
doğru bulmuyorum.
Televole manügı
- Sizee gençler türkükri
ayıklavabitiyor mu?
* EROĞLU- Özüne bak-
tığımız zaman halk müzi-
ği istenilen yere gelemez.
Çünkü halk müziğinin iş-
levini yapan iletişim gibi
kurumlar oluştu. Kentleş-
me sorunu geldi. Ancak
bu değerler korunmalı...
Son 20 yıl içerisinde bir
kıpırdanma oldu. Son de-
rece bilgisiz insanlan din-
liyonız. Bir yaygara var
müzik adına. Diyarbakır-
lı, Karadeniz rürkusü söy-
lüyor. Zorluyor kendisini...
Türkücüleri görüyorum.
bilgisiz. Halk müziği ön-
ce ulusal sonra da evrensel
boyuta taşınmalı. Ama ol-
muyor. Çünkü bu ülkenin
bir müzik politikası yok.
Televole mantığı var.
Kültür aşınıyor
- Peld bu manüğı Pops-
tar yanşmasında görüj or
muyuz?
EROĞLU- Şimdi bu
programın şarkıcı seçme-
ye dönük olduğuna kim-
seyi inandıramazsınız...
Eğer öyle bir şey yapacak-
sanız yetenekli. kendi bes-
teleri olan bir yığın genci-
miz var. Bizi uluslararası
boyutta temsil edebilecek
popçular tanıyorum. On-
larayardımetsinler. Genç-
lerimiz oralarda eziliyor.
Bana sormuşlardı, pop mü-
zik seviyor musun dıye...
Ben her müziği severim,
dedim. Kimi dinliyorsu-
nuz. dediler. Bu günlerde
Tarkan'ı dinliyorum de-
dim. Çünkü şarkı söyle-
mesini biliyor. Ama bu
Popstar, kazânmaya yöne-
lik değil tüketime yönelık.
Keşke sevgili halkımız bir
titrese de kendine dönse...
Bu ülkenin kültürii aşı-
nıyor. bakanlık da bunu
seyrediyor, böyle bir şey
olmaz... Yanşmaya katı-
lanlar bir şey anlatmak is-
tiyor. Kendisini zorluyor.
Ama oradaki mantık fark-
h olduğu için kayaya çar-
pıyor. Elena elendi diye
Çorumlu Emine Bacı ağ-
lıyor. nasıl kaybeder, di-
ye... Bu işleri bazı insan-
lar yönetiyor. Bu yanşma-
nın sonu ne olur? Yanş-
maa oradatükerilir... Bu ül-
ke bunlan hak etmemiştir.
Bu ülke geçmışte çok kö-
şe taşlan yetiştirmiştir. Elin-
de malzemesi vardır...
TARKANŞARKI
SÖYLEMEYİ
BtLİYOR
Pop müziğini sevdiğini
ve Tarkan'ı dinlediğini
söyleyen Musa Eroğlu
şunlan söylüyor:
Yanşmaya kaülanlar
bir şey anlatmak
isu'yor. Kendisini
zorhryor. Ama oradaki
manbk farkh olduğu
için kayaya çarpıyor.
Bu işleri de bazı
insanlar yönetiyor."
Eroğlu'nun,
yanşmanın sonu
hakkındaki görüşü ise
şöyle: Yanşmacı orada
tüketüır, o olur.
(FotoğrafAKTÜEL
Dergisi)
Eski TRT Genel Müdürü Yener, yeni atanan Demiröz'ün sözlerini eleştirdi
w
Biz paraşütle gehnedik'BAHAR TANRISEVER
ANKARA-TRTGenel Müdü-
rü Şenoi Demiröz'ün. "Gelmiş geç-
miş genel müdürler içinde konu-
ya en hâkim olan benim" sözlen
tepki çekti. Eski TRT Genel Mü-
dürü YücelYener, kurulduğu gün-
den itibaren içinde olduğu kurum-
da basarnaklan teker teker çıktı-
ğını beürtirken "Ben paraşütle gd-
medim, Başbakan'nadamıobrak
gelmedim" dedi. Yener, Çanakka-
lebelgeselinin miman olan Demi-
röz'ün "TRT'ye eski onurunu ve-
receği" yönündekı sözlenne kar-
şı da "Esas onursuzhıkAtatürk'ün
içinde olmadığı bir Çanakkale
programı yapdmasıdır'' diye ko-
nuştu.
Demiröz'ün önceki gün Za-
man gazetesinde yer alan söyleşi-
sinde,
tt
Herkesmözgeçmişine,yap-
Dİdarma bakoğmızvaldtben kkü-
afaym.Geknişgeçmişgendmüdür-
leriçindekonuyaenhâkimoian be-
nim. Bir şeyiispatetmekiçinbugö-
reve gekbm. O da, Türkiye'de te-
levizyon yayıncıhğı, Türk devteti-
nin dış dünvava taşmması, tanıül-
maa nasıl yapıhr, bunlan göster-
mektir" görüşünü savundu.
Demiröz'e eski Genel Müdür
Yener'den tepki geldi. Yener,
kendisinın dışardan adam getır-
mediğine işaret ederek "Danış-
man olarakbeiediyeden adam ge-
tirmiş. Bizrnı dönemimizde her-
kesnmağrviakazrvarakbiryerle-
regelmiştir''dedı. TRT'ye 1969'-
kendi içinden genel müdürünü çı-
karması lazun.ttfaalgenel raüdür-
lere ihthaa yok."
Demiröz'ün yaym konusunda
müfettişleri özel olarak görevlen-
direceği sözlerine dikkat çeken
Yener, kendi döneminde denetimı.
yasaklayicı bir anlayıştan kurtar-
dıklannı ve buna '"katite kontrol"
olarak baktıklannı söyledi.
• "Gelmişgeçmiş en iyi genel müdür
benim " diyen ŞenolDemiröz 'ü eleştiren
Yücel Yener, "Ben Başbakan'ın adamı
olarak,paraşüûegelmedim"dedi. Yener,
Demiröz'ün "TRT'ye eski onurunu
vereceğim " sözleri üzerine de "Esas
onursuzluk Aîatürk'süz Çanakkalebelgeseli
çekmektir" diye konuştu.
da girdiğini belirten Yener, şu gö-
rüşleri dile gerirdi:"Kurulduğu
günden itibaren TRT'nin içinde-
yim, basarnaklan teker teker çık-
üm. paraşütle gelmedim, başba-
kanın adamıolarakgeimedim. Si-
yasibirkişUiğimizvok. Kurumun
"Anumzdaki görüş farkmı or-
taya koyuyor bu" diyen Yener, 6
yıl içinde TRT'yi en çok ızlenen
ilk 3 televizyon arasına soktukla-
nnı. kanalın inanılırlık ve güve-
nilirlik açısından Cumhurbaşkan-
lıgı ve Türk Silahlı Kuvvederi'nden
sonra 3. sıraya yerleştiğini vurgu-
ladı.
Yener.
>4
De>1ettede\amlıhk>'ar-
dır.Bizde\1etmicindenvetiştiğimiz
için geçmiş yöoetimleri hep onore
ederek yönetimimizj sürdürdük"
dedi.Yener, görev yapnğı dönem-
de kurumun 125 trılyon Ura kâr el-
de ettiğini de kaydetti.
Onursnziuk tarüşmaa
Demiröz'ün "TRTyeeski onu-
runuvereceklerr yönündeki açık-
lamasını "talih&iziik'" diye nite-
leyen Yener, sözlerini şöyle sür-
dürdü: u
Esas onursuzluk Ata-
türk'üniçindeoknad^bir Çanak-
kale programı yapdmasıdn'. Aca-
yip kıyafetler içinde terörist Hik-
mervurfleresimcektinnekdepek
onurlu bir hareket sayılmaz. On-
larcagazetecigittioraya,böyle bir
resim çektirmedL TRT GenelMü-
dürünün söyleyBbieceği bir soz de-
ğUdir bu. Buna herkes cevap ver-
meüdir. Benim bildiğim bir tek
Şaban Karataş'uı dönemi onur-
suzdu. Çünkü çok siyasiydi.0 za-
manda Şenol Demirözdanışman-
dı orada."
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr
Kültür ve Turizm Bakanlığı, fikir ve
sanat eserlerinden kaynaklanan hak-
lann etkin olarak korunması amacıy-
la, 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserle-
ri Kanunu ve diğer birçok yasada de-
ğişiklikyapılmasınıöngörenyasata-
sarısı taslağı hazırlıyor.
Taslakta bilgisayaryazılımlanndan
kaynaklanan fikri hakların da Fikir ve
Sanat Eserieri Kanunu kapsamında
korunması amaçlanıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafın-
dan hazırlanan taslakta öngörülen
önemli değişikliklerin başında, fikir
ve sanat eserlerinin etkin biçimde
korunması için resmi mercilerin yet-
ki ve sorumluluklarının arrtırılması
gelmekte. Buna göre polıs, belediye-
ler, gümrük gibi devlet kurumlannın
görevlilerinin, fikir ve sanat eseri sa-
hiplerinin haklarının ihlalini, korsan
ve taklit ürünlerden haksız kazanç
elde edilmesini engellemek konu-
sunda sorumluluklan olacak. Ayrıca
fikir ve sanat eserlerinin haksız tica-
Fikri Haklara Yasal Koruma
retini yapan suç şebekeleri de 4422
sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle
Mücadele Kanunu kapsamında yar-
gılanacak.
Taslakta öngörülen değişiklikler-
den bir diğeri bandrol kullanımına
ilişkin. Fikir ve Sanat Eserieri Kanu-
nu'na göre, musiki ve sinema eser-
lerinin çoğaltılmış nüshaları ile süre-
li olmayan yayınlara bandrol yapıştı-
nlması zorunlu. Ayrıca kolay kopya-
lanmaya müsait diğer eserlerin ço-
ğaltılmış nüshalanna da eser veya
hak sahibinin talebi üzerine bandrol
yapıştınlmakta. Taslakta öngörülen
degişiklik gerçekleştiği takdirde cum-
huriyet başsavcılıkları, yetkili mah-
kemeden diğer tedbirlerin yanı sıra
Tarih Vakfı sivil toplum
kuruluşlan rehberini yeniliyor.
1996 yılında UNDP'nin maddi
katkılan ve Toplu Konut Idaresi Başkanlığı'nın
desteğiyle Tarih Vakfı tarafından yayımlanan Sivil
Toplum Kuruluşlan Rehberi'nin güncellenmesine
yönelik geliştirilen proje Açık Toplum Enstitüsü ve
Dünya Bankası'nın desteğiyle gerçekleştiriliyor.
Proje, ilk STK Rehberi'nin yayımlanmasından 8 yıl
sonra STK'ler hakkındaki bilgilerin güncellenmesi ve
genişletilmesini, rehbere yönelik sürdürülebilir bir
bilgi akışı sisteminin ve ag yapılanmasının
STK Rehberi Yenileniyor kurulmasını, Türkiye'de sivil
girişimlerin desteklenmesini
ve STK'ler arası işbiriiğinin
arttınlmasının zemininin oluşturulmasını
amaçlıyor. Projenin son ürünleri basılmış bir bilgi
rehberi ile birlikte derienmiş verilerin sunulacağı
veritabanı merkezli bir web sitesi olacak.
Bilişim altyapısı Türkiye Bilişim Vakfı desteğiyle
gerçekleştirilen projenin koordinatöriüğünü Bekir
Ağırdır yapıyor. Çajışma ekibi ise Aylin Örnek,
Berna Yergün ve Ömer Şirin'den oluşuyor.
www.stkrehberi.org
usulsüz çoğaltılan nüsha ve yayınla-
nn imha edilebilmesini de talep ede-
bilecek. Aynca kanunda bandrol te-
mini ve kullanımı ihlali olarak belirti-
len eylemleri gerçekleştiren kişiler
cumhuriyet savcılıklannca açılacak
kamu davalan kapsamında yargıla-
nacaklar. Böylelikle, sokak satıcılan
gibi telif haklannın korunmasj ve band-
rol uygulaması kurallarını ihlal eden
kişi ve gruplara karşı kolluk kuvvet-
leri tarafından etkili bir mücadele ve-
rebilecek, suç işleyen failler hakkın-
da deliller süratle toplanarak kamu da-
vası açılabilecek.
Taslakta öngörülen diğer bir degi-
şiklik de fikir ve sanat eserlerini ço-
ğaltan, yayan, satan işyerierine ser-
tifika alma zorunluluğu getirilmesi.
Böylelikle, fikri hak ihlallerini önle-
mek için bir başka önemli konu dü-
zenlenecek ve önemli ekonomik bü-
yüklüklere ulaşan fikir ve sanat eser-
ieri alanında yasadışı kazançlann el-
de edılmesinin önünegeçilebilecek.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
28 Ocak Menüsüne
Eklemeler
Beyaz Saray buluşmasına bir hafta kala Yasemin
Çongar, ev sahibinin Türkiye Başbakanı'na neler
yedireceğini" aynntılan ile anlatıyor. Beyaz Saray'a
konuşlanmış en çok korunan Türk gazeteci olduğu
bilinen Çongar, dünkü yazısında "buluşmanın hepimizin
geleceğini belirteyecek önemdeki konulann en üst
düzeyde konuşulmasına fırsat oluşturacağını"
söyleyerek ilk yemeğin bir tür Hünkârbeğendi diye
adlandırılabileceğinin sinyalini veriyor.
Buluşmanın tam bir "purorient", yani Doğululara özgü
koşullar altındageçeceğinin belirtisi de yine aynı yazıda,
buluşmanın Türkiye ile ABD arasında sorunlann en üst
düzeyde ele alınmasına fırsat oluşturacağının kayıtlara
geçirilmesiyle öne çıkartılıyor. Zira "Bush yönetimi de
biliyormuşki, 2004 fûricye'nin dûnyadakiyeriaçısından
kritik kararlann yılı imiş".
Bu girizgâhtan sonra Başbakan'a, Başkan ve ekibi
tarafından verilecek mesajlara, yani ana yemeğe sıra
geliyor.
Hemen söyleyelim ki 28 Ocak'ta George W. Bush
tarafından Recep T. Erdoğan'a üç ana yemek
yedirileceği anlaşılıyor ve listedeki ilk sunum "Kıbns
ve AB" başlığını taşıyor. Ahçıbaşı bu başlık attında
Erdoğan Hükümeti'nin "Kıbrıs'ta çözüm isteğinde
samimi olduğuna ve taraflann iyi niyetle masaya
oturması halinde Kıbns'ın AB üyeliğinin başlayacağı
mayıs ayı öncesinde çözümde anlaşılabileceğine"
inanıyor.
Bu inancın kaynağı olarak da bir ABD yetkilisinın
embedded meslektaşımıza "Türkiye'de Kıbns
konusunda en şahin kesimlerden birisi olan Dışişleri
bile, hükümetin siyasiyönlendirmesi için kollan sıvadı"
sözleri gösteriliyor.
ABD yetkilisi böylece Erdoğan'a "Dışişleri'ndeki
şahinleri dizegetirdiğine göre TSK'yi de halletmelisin"
mesajını resmi olmayan yollarta göndermiş oluyor.
Diyelim ki, mayıs ayı öncesinde çözüme ulaşmak için
Başbakan'ın azmı ve kararlılıgı Talat - Denktaş J.
birlikteliği ile birleşti ve engeller en aza indirildi. Birieşik
Kıbns Devleti, bugün sadece Rum kesiminde yürüriükte
olan, gerçekte 15 Temmuz Sampson darbesiyle ilga
edilmiş bulunan 1960 anayasasının yerine yeni bir
anayasanın hazırlanmasını gerektirmeyecek midir?
Hem Türk hem de Rum tarafı böyle bir anayasanın
hazırianması için önce ayn ayn çalışacaklar, daha sonra
masaya birlikte oturup anlaşacaklardır. CTP-DP
Hükümeti henüz önündeki anayasal engeli aşıp
programını okumadı ve dolayısıyla güvenoyu da almadı.
Oysa bugün 20 Ocak ve 1 Mayıs'a sadece 98 gün var.
Yine diyelim ki yeni anayasa hazıriandı ve her şey
Annan Planı içinde yolunda gitmektedir. Ortak devietin
Annan Planı'na göre tabi olacağı yasalann sayısı en
az 25. Bu 25 yasanın iki devletin pariamentolannda ayn
ayn hazırlanıp tek metin haline getirilmesi için önce her
meclisten onay alınması, sonra masaya oturulması
gerekmiyor mu?
Şayet Sayın Başbakan bu etraflı bilgiyi Bush'a
anlatmaya kalkmış ise birinci yemeğin yarısına
gelinmeden "mayıs ayı öncesi" vadesi yürüriükten
kalkmış olmuyor mu? Nitekim, Beyaz Saray'dan
gönderilen mesaj bu durumun da bilincinde görünüyor
ama, "TSK'nın kendi hükümetine sonbahardan önce
acele etmeyin türûnden bir mesaj gönderdiğini" de
öğrenmiş olduğunu saklamıyor. Bu görüşü "hatalı"
bulduğunu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na
söyleyeceğini de şimdiden ilan ediyor!
Acaba Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Pentagon'un.
ünlü çuval operasyonunu hatanın da ötesınde acemice
yapılmış bir çırkinlik olarak ev sahibıne anlatmak için
tam fırsattır diyecek midir?
VVashington, Erdoğan'dan MGK toplantısında ileri
sürülebilecek kimi kuşkular için de "Sen onlara bakma,
Kıbns için hızlı ve cesur adımlar at" diyecekmiş.
İlk menü için bir başka bilınçli sızdırma da
VVashington'un istediği biçimde masada oturur ve uslu
uslu önümüze konulanları gerekirse çiğnemeden
yutarsak, Bush yönetiminin, Türkiye için Atina ile öteki
AB ülkelen nezdinde bakan düzeyinde devreye girmesini
bekleyebileceğimize ilişkin bir umut penceresi
açılmasıdır.
Öyielikle Bush yönetiminin AB ülkeleri nezdinde
kendisini hâlâ sözünü dinletir, itibarlı biryönetim olduğu
gibi bir düşünceyi taşıdığını da öğrenebiliyoruz. Ama
o düşüncenin Irak işgali için AB ülkelerine yapılan
girişimler sırasında niçin geçerii olmadığını sormasını
da Sayın Başbakanımızdan bekliyoruz.
Irak'ın geleceği
Ikinci yemek bu başlıkla menüde yer alıyor. Yasemin'e
bakılırsa -ki bence dikkatle bakılmalıdır- ABD etnik
değil coğrafi temelde bir federasyondan ve Irak'ın
doğal kaynaMannın Bağdat'ın denetımindeolmasından
yana mesajlar verecektir Erdoğan'a. Ancaak, Kerkük
özelinde Başkan'ın Türkiye Başbakanı'nauzun vadeli
garantiler vermesinin "zor", evet yanlış okumuyorsunuz,
"zor" olduğu da anlatılıyor. Zira, Kerkük'ün statüsüne
"kendileri, vani Kerküklüler karar verecekmiş".
Ve üçüncü yemek
ABD'nın PKK'ye karşı silahlı mücadele için hazıriadığı
takvimin 'ı SK"yi memnun etmeyeceğini bilerek mayıs
ya da hazırandan önce başlatılması düşünülmeyen
PKK'ye karşı silahlı mücadelenin "silahsız çözüme
daha fazla şans verme" isteğinden doğduğu sızdınlıyor.
Yani dağdan inmeyi sağlayan pişmanlık yasası geçerii
olmadı ama siz yine de bekleyin. Hazirana kadar Kerkük
için Kerküklülerin vereceği karar, belki Irak dağlannda
beklemekten sıkılmış PKK çetelerini de hoşnut eder
düşüncesi, VVashington'da geçerii. Aynca koskoca
ABD, Irak'ı dize getiremediğinin farkında Kuzey Irak'taki
Kürtlere söz geçirtmenin "zor" olduğunu da açıkça
söylüyor.
Ama sıra bize gelince. Sözünü dinletecek bir Leyli
Meccani (parasız yatılı) bulmuş olduğunu sanarak,
dayattıkça dayatıyor.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net
Tasarı TBMM Baskanlığı'nda
Vergi rekortmenlerine
'hususi' pasaport
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Pasaportlar-
da yasadışı ginş çıkışlan
önlemeye dönük düzen-
lemeler içeren tasan dün
TBMM Başkanhğı'na
gönderildi. Tasanyla ver-
gi rekortmenlerine "hu-
susi damgah" pasaport ve-
rilmesı ve KKTC yıırttaş-
lanna verilen yabancılara
özgü damgalı pasaportla-
nn en fazla 10 yıl geçerii
olmak üzere düzenlenme-
si öngörülüyor. Tasan ile
getinlen diğer bazı düzen-
lemeler ise şöyle:
• Pasaportlar uluslara-
rası standartlara uyacak.
• Danıştay, Askeri Yar-
gıtay ve askeri yüksek ida-
re mahkemesi başsavcı-
lanna da diplomatik pasa-
port verilecek.