Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
4-
CUMHURİYET 12 OCAK 2004 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çarakkale
Izmr
Manısa
Ayd'n
Denizli
PB
Y
PB
PB
PB
PB
Y
3
9
8
13
11
12
11
8 Sınop PB 10
Zonguldak Y 7 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
K
K
K
K
11
10
11
3
3
1
-1
Y 15 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
K
K
K
K
K
K
1b
15
5
8
4
5
2
1
K -7
Tum yurt parçah
bulutlu, Marmara'nın
doğusu, Iç Ege, Akde-
nız, Iç Anadolu, Batı
Karadenız'ın baiısı ıle
Doğu ve Guneydoğu
Anadolu bolgeien ya-
gışlıgeçecek Yağtşlar
Akdenız ve Güneydo-
ğu Anadolu'da yer yer
etkılı olmak üzere yağ-
mur ve sağanak şek-
lındeolacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
2
-2
3
13
8
12
10
7
Berlin K 4 Moskova PB 0
Budapeşte K -3 Aşkabat PB 11
Madrıd PB 14 Astana K -6
Vıyana
Belgrad
S
_K 3 Taşkent PB 7
K 1 Bakû PB 8
Sofya
Roma
PB 0 Bışkek Y
PB 16 Tiflıs PB -2
Atina PB 11 Kahire Y 16
Münıh K 5 Zürih Y 7 Şam Y 10
Parçalı bulutlu Sısl ^ Çok bulutlu • Yağmu
r
tu Sulj kar > Gok gurjtulu
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü:
YeniFûpi
cezaeviyok
EVRİM KAYA
Adalet Bakanhğı Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürü Kenan Ipek, 19 Aralık'ta "Hayata Dö-
nüş" operasyonu ve sonrasında gercekleştirilen
tahlıye işlemleri sırasmda çok sayida kişinın ölü-
müne neden olan "F tipi" cezaevlennin yapımı-
nın bittiğini, yenilerinin inşa edilmeyeceğini ifa-
de ettı. Ipek, halen yapımı süren "L tipi" ceza-
evlerinin de " F tipi"nin altematifi olarak düşü-
nülmediğini söyledi. Yaklaşık 4 ay önce Adalet
Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlü-
ğü'ne atanan Kenan Ipek, cezaevlerinde yaşanan
son gelişmeleri ve projeleri anlattı. Suç ortadan
kalkmadıkça cezaevı sorununun bitmeyeceğinı
belirten Ipek, "En şiddetli deprem. insan bey-
ninde olandır. Öncelikle toplum olarak hü-
kümlülerimize karşı mevcut olan önyargının
giderilmesi için çalışalım. Bence aşılması gere-
ken en önemli sorunlardan biri budur" de-
di.îpek, protestolann halen sürdüğü "F tipi" ce-
zaevlerimn "yüksek güvenlikli cezaevi" oldu-
ğunu ve buralarda terör suçlulan ile çıkar amaçlı
suç işleyenlerin bulunduğunu ifade etti.
İkl merkezde toplanacak
Ipek. "Bu tip cezaevlerimizde toplam bin kişi
kalıyor ve yeni F tipi cezaevi yapmayı düşün-
müyoruz" dedı. îpek, yapımı süren "L tipi" ce-
zaevlennin. "E tipi" cezaevlennin modernleştı-
rilmesi çalışmalan kapsamında otduğunu söyle-
yerek Istanbul'daki cezaevlennin de 2004'te
Maltepe ve Silivri'de olmak üzere iki merkezde
toplanacağını bildirdi.Ocaktan iribaren cezaevi iş
yurtlannda çahşan tutuklulara sigorta uygulama-
sı başlatacaklannı anlatan îpek, "Tüm primle-
rin Adalet Bakanlığı tarafından ödeneceği bu
uvgulamavla dışardaki tutuklu yakınlan sos-
yal güvenceye kavuşmuş olacak" dedı. Türkı-
ye'de 504 ceza infaz kurumu ve tutukevinde,
toplam 64 bin 37 hükümlü ve tutuklu bulunuyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'... Özetin,
Özetinin, Özeti!..'
• BaştarafıArka Sayfada
Başanlı fakat uzun sür-
dürülemeyen TİP paran-
tezi bir tarafa bırakılırsa,
yanm yüzyıldır Türki-
ye'de 'özürlü' ve 'kusur-
lu' bir demokrasi, sun'i
teneffüsle yaşatılmakta-
dır: Partiler de, yastan-
dıklarını savunduklan si-
yasal platformlar da, hal-
kın toplumsal muhteva-
sını ve terciblerini yansıt-
maz; çünkü laikliğe
abarblmış bir önem at-
fedilerek, ilericilik/geri-
cilik (aslında Batıcı-
Iık/Doğuculuk) tartış-
ması üste çıkanltp; Bur-
juvazi/Proletarya diya-
lektiğinin üstü örtülme-
ye çajışılıyor; üstelik
'ilericilik' kavramı, Ga-
zi'nin anladığı gibi
'Çağdaşltk' diye alın-
rnayıp; Tanzimatçılar
gibi 'Batı taklitçiliği'
olarak konulııyor.
Tutum bilinçli olarak
böyle yanlış tutulup, se-
çimlerin daima aynı Oli-
garşi'yi iktidarda tutması
sağlanıyordu; suç ortağı
bir Media sayesinde, ka-
fası iyice karıştırılan seç-
menler, önceleri Demok-
rasi'nin 'faziietine' ina-
nıp, partilere alaka duy-
muş, itibar etmişlerdi;
çok partili ilk seçimler,
davullu zurnalı şenlikler
halinde yapılmıştır. yanm
yüzyıllık seçim pratiğinin
halkı hangi aşamaya ge-
tirdiğini anlamak için, ka-
muoyu sondajlarını göz-
den geçirmek yeter: Türk
halkının siyasi liderlere
de, siyasi partilere de, si-
yasi Media ya da hemen
hiç güveni kalmamış;
bunların itibar yüzdeleri,
acınacak düzeylere in-
miştir.
Buna mukabil, ancak
Üretim Gücü'nün siya-
set dtşına itildiği, 'az ge-
lişmiş ülkeler'de görülen
bir gelişme ile karşı kar-
şıya kalıyoruz: Halk, ya-
nm yüzyıl içinde üç de-
fa, demokrasiyi rafa
kaldıran, Silahlı Kuvvet-
ler'e itimat ediyor. Ni-
çin? Iddia edildiği gibi bu
Türk seçmeninin cahilli-
ğinden, ya datotaliterliğe
olan atavique zaafından
değil; Üretim Gücü'nün
.(Işçilerin / Mazlumların)
toplumsal özlem ve is-
teklerine en uygun soy-
lemin, -bizatihi halkın or-
dusu olan- Silahlı Kuv-
vetleri'nin söylem ve
davranışlanyla ıfade edil-
mesindendir.
'Slstem'ln post/
modern hllesl!..
Bu sağlıksız ve çetrefil
durum, besbelli 'radi-
kal' bir çözüm gerektiri-
yor; yani neyi, Gazi'nin
ve TBMM'nin o zaman
başlattığı, anti/emper-
yalist, laik ve demokra-
tik halk iktidan süreci-
nin, eski rayına oturtul-
masını!
Oysa 'Sistem' -başta
ABD- Modernizm'in
renkli ve çeşitli siyasal
tayfını, bütün nüanslan-
nı el altından çıkarlanna
göre yozlaştırarak, tam
denetim altına almak
eğilimindedir.
Modernizm bu sahte-
kârlık için Faşizm'i, ya-
ni totaliter yasakçılığı
ve zulmü seçmişti;
post/Modernizm onun
yerine, sağdaki ve sol-
daki bütün renk ve nü-
anslan, kendi öz çıkan-
na göre yozlaştırıp de-
ğiştirerek örgütlenmeyi
yeğliyor; öyle ki seçim-
ler görünüşte tam kad-
ro demokratik olacak;
sonuçta ise kim iktida-
ra gelirse gelsin, finans
oligarşisinin çıkarlanna
uygun, bir oligarşi ikti-
dan oluşturacaktır.
Birçok ülkede olduğu
gibi, XXI. Yüzyıl başında,
Türkiye de aynı bunalım
içinde bulunuyor: Hangi-
sini seçeceğiz, Sistem'in
sessizce el altından da-
yattığı, Sağ'ı da, Sol'u da
yalan ve yalancı o 'Tatlı-
su Demokrasisi'ni mi;
yoksa savaşarak elde et-
tiğimiz, 'hâkimiyeti bilâ
kayd-ü şart millete mal e-
den' sağlıklı ve sağlam
Cumhuriyeti mı? O hal-
de denebilir ki, önümüz-
deki seçimlerde -isterse
yüz parti katılsın-, tercih
onların arasında değil;
Ulusal Egemenlik, yani
Tam Bağımsızlık'la; Tan-
zimatçılar'ın yaşadığı ve
yaşattığı türden, bir Yan
Sömürge Alafrangalığı
arasında geçecektir!
Kayıp dosyalar kül olduALPERTURGLT
Cezaevlennin yıllardan ben
kontrol edilemediğinden yakınan
devlet, büyük bir çelışkiye düşe-
rek Cmraniye Cezaevı'nin içinde
"adli emanet" deposu açtı. Dev-
letin ihmali nedeniyle tutuklu ve
hükümlüler, 1999yılındatemyiz
aşamasındaki sıkıyönetim döne-
mı dava dosyalannı buldular ve
yaklaşık 100 bin sayfaya ya el
koydular ya da yaktılar. Gü\ enlik
güçlerinin, 1976'danSıkıyönetim
Mahkemeleri'nin kapatıldığı ta-
rihe dekele geçırdiği "delil nite-
likli" örgüt arşi\leri de tutuklu ve
hükümlülere geçmiş oldu.
Devletin yol açtığı skandal ne-
deruyle her şey 19 Arahk 2000
tarihindeki "Hayata Dönüş"
operasyonu sırasında kül oldu.
Yargıtay olaydan yıllar sonra
"ka\ıp e\Tak" nedeniyle Dev-
rimci Sol Ana Davası ve MLSPB
davasını bozdu. Devrimcı Yol,
TİKB, TKPML dosyalannda ek-
siklikler bulunduğu öne sürüldü.
Istanbul Sıkıyönetim 2 No'lu
Askeri Mahkemesi, 1 Kasım 1991
günü De\ximci Sol Ana Davası sa-
nıklanna 1 idam, 33 müebbet ve
toplam 2738 yıl hapis cezası ver-
di. Sıkıyönetim Mahkemeleri'nde
bunun dışında yüzlerce samklı
MLSPB, Devnmci Yol, TÎKB ve
TKP/ML-TtKKO davalan da gö-
rüldü. Bu davalarda idam, müeb-
bet ve ağır hapis cezalan çıktı. Sı-
kıyönetim Askeri Mahkemele-
ri'nin kapatılması nedeniyle örgüt
davalannın yüzlerce ldasörden
oluşan dosyalan çuvallar içinde
Üsküdar Adliyesi'ne devredildi.
Temyız süreci nedeniyle hayati
önemdeki tek nüshadan oluşan
dava belgeleri, Üsküdar Cumhu-
riyet Başsavcılığı'nca adliye bi-
I Ankara UlucanlarCezaevı'nde öldüruien Çıftçı'nin cenazesme kaolan 14kışi tutuklands
Lsyaıı sonrası Umraniye Cezaevi
GHKP-CTKIlf -;->!
•^M^^^^^^^^^^^^^^H ^ « r ^ K i n ^
Hûseyin Bürge, cezaevının kent meıkezindeo kaldınlmasını ıstedi r
-M
ı , -
. Bayrampaşa Cezaevi'ne tepki
nasında koruma altına alındı.
Üsküdar E Tipi Cezaevi, döne-
min Adalet Bakanı Mehmet Mo-
ğultay ve gazetecilerin de katıldı-
ğı bir kokteyl ile 1995'te açıldı.
Cezaevi Umraniye sımrlan içeri-
sinde bulunduğu için Umraniye
Cezaevi olarak tarundı. Ve o tarih-
lerde devlet, binlerce kişinin haya-
tını etkileyebilecek inanılmaz bir
hata yaptı. Çok yer kaplayan çu-
vallar içerisindeki dava dosyalan
'akıl almaz bir ihmalle' Ümrani-
ye Cezaevi'ne gönderildi. Uzun
yıllardan beri cezaevlerinin "te-
rörist yuvası" olmasından ve
"güvenlik zaafı" yaşanmasmdan
yakınan yetkililer, dosyalan koy-
mak için en güvenli yer olarak bir
cezaevini seçmişti. Sonunda Üm-
raniye Cezaevi 'ndeki büyük bir o-
da "yasak yayınlar"ın korunma-
sı için "adli emanet" olarak kul-
lanılmaya başlandı ve örgüt dava-
lan ile ilgili her türlü belge bu de-
poya yerleştırildi. Dosyalann ce-
zaevinde olduğu güvenlik güçleri
ve istihbarat örgütleri tarafindan
da biliniyordu ve arada sırada de-
poya girerek örgütlenn dosyalan-
nı incehyorlardı.
Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde
26 Eylül 1999 günü 10 kişinin ya-
şamını yitirmesi nedeniyle Umra-
niye Cezaevi'ndekı tutuklular, 17
infaz koruma memurunu yaklaşık
3 gün süreyle rehin aldılar. Eyle-
min sona ermesinin ardından ga-
zetecileri içeri alan cezaevi yöne-
timi, maddi hasar oluşan A-
Şiddetli yağış ve fırtına Antaiya'nın Kale ilçesinde seralara büyük hasar verdi. Kale'de bin
dönüm sera su altında kalırken,35 dönüm seranın da hasar gördüğü bildirüdi. (Fotoğraf: AA)
Fırtına veyağış hasarverdi
Haber Merkezi - Yurdu etkisi altına alan
soğuk ve yağışlı hava hayati olumsuz yönde et-
kiliyor. Yurt genelinde bazı okullarda eğitime
ara verildi. Antahya'da saatteki hızı 110 kilo-
metreyi aşan fırtına yüzünden çok sayıda ağaç
devrildi, dere taştı. Antarya-Burdur yolunda
ise 250'ye yakın araç mahsur kaldı.
Kötü hava koşullan en çok Antalya'da etkili
oldu. Saatteki hızı 110 kilometreyi bulan firtı-
na nedeniyle çok sa>ıda ağaç devrilirken, yağış-
lar derelerdeki su seviyesinin yüksebnesine ne-
den oldu. Antalya Limaru'nda ise 4 bahkçı tek-
nesi battı. Kemer'de Ağva Deresi'nde su sevi-
yesinin sürekli olarak yükseldiği, sulann "oy-
ma" yaparak dere yatağında genişlemeye ne-
den olduğu büdirildi. Ağva Deresi'nde taşkın
yaşanmaması için iş makineleri seferber edıür-
kenVali AladddinYüksel, çalışmalan izlemek
üzere Kemer'e gitti. Kemer'de yoğun bir şekil-
de dolu yağışı başladığı da belirtildi.
Kar yağışı nedeniyle Ankara-îstanbul karayo-
lunun E-80 otoyolu ve D-100 karayolunun Can-
kurtaran kesiminde çok sayıda sürücü yol kena-
nnda bulunan dinlenme tesislerinde bekliyor.
Öte yandan Çankın merkez ilçe ve köyleri ile
Konya'nın Hadim ve Taşkent ilçelerinde, Kara-
man'ın Sanveliler ilçesinde, Ankara'da ana
okullan ve ilköğretim okullannda eğitim öğre-
time 1 gün süreyle ara verildi. Antalya'da ise
îlköğretimokullan ve liseler 1 gün süreyle tatil
edildi. Yurt genelinde 263 köy yolu da ulaşıma
kapah bulunuyor.
Devlet Meteoroloji îşleri Genel Müdürlü-
ğü'nden alınan bilgiye göre, Bugün Marma-
ra'nın doğusu, Iç Ege, Akdeniz, Batı Karade-
niz. Iç Anadolu ile Doğu ve Guneydoğu
Anadolu bölgeleri yağışh geçecek. Yağışlar, Ak-
deniz ile Marmara'nın batısında yağmur ve
sağanak, diğer yerlerde ise karla kanşık yağmur
ve kar şeklinde olacak. Yağışlann özellikle Ak-
deniz ve Guneydoğu Anadolu'nun batısında
yer yer etkili olacağı tahmin ediliyor.
Blok'u gezdirdiler. Bu sırada tu-
tuklu ve hükümlüler D-Blok'taki
k
adli emaneri' keşfettiler.
D-Blok'un alt karındaki 'arka
mutfak' olarak da bilinen bölü-
mün yakınındaki depoyu ele geçi-
ren siyasi tutuklular, kendi örgüt-
lerinın dava evraklannı görünce
"şok" geçirdiler. Önemli gördük-
leri belgelere el koyan tutuklu ve
hükümlüler, iddiaya göre incele-
me sonucunda yüzlerce klasörü
imha ettiler. Hatta o sırada çok ya-
kında bulunanjandarmalann üze-
rine bazı klasörleri atarak uzak-
laşmalannı ıstediler. Tutuklu ve
hükümlüler. tasnifın ardından di-
ğer e\Tak çuvallannı bırakıp oda-
dan çıktılar. "Yakılmaktan" kur-
tulabihniş dava dosyalan ise 1999
yıh sonu ve 2000 yılının ilk ayla-
nnda adli emanetten çıkanlarak
Ankara'ya göndenldı. Devletin y-
ol açtığı skandal bununla da bit-
medi. 1976'dan, Sıkıyönetim As-
keri Mahkemeleri'nin kapatıldığı
tarihe dek ele geçirilen delil nite-
likli örgüt arşhieri depoda rurulu-
yordu. Yetkililerin büyük ihmali,
arşivın eski sahiplerine geçmesi-
ne neden oldu.
Skandalın, "Hayata Dönüş"
operasyonunu ve F tipi cezaevie-
nne sevk sürecini hızlandırdığı id-
dıa edildi. Aynı tarihlerde operas-
yon için çalışmalann başladığı,
tutuklu ve hükümlü temsilcilerin-
den oluşan "Cezaevleri Merke-
zi Koordinasyonu"nun eylemle-
n yönettiği gerekçesiyle işlevsiz
hale getirilmesi için Umraniye ve
Bayrampaşa cezaevlerinin boşal-
tılmasına karar verildiği öne sü-
rüldü. Kasım 1999'da 54 E ve özel
tip cezaevinin bazı bölümleri hüc-
relere dönüştürüldü. Adalet Ba-
kanlığı, beş F tipi cezaevinin Ma-
yıs 2000'de açılacağını açıkladı.
Içişleri Bakanlığı ise uzun yıllar-
dan beri girilemeyen Umraniye
Cezaevi'nin içinin tutuklu ve hü-
kümlüler tarafından değiştirildi-
ğinı iddia ediyordu.
Hayata Dönüş operasyonunun
Umraniye Cezaevi'ndekı ayağı
sona erdiğinde bir yıh aşkm süre
tutuklularda kalan "illegal sol ör-
gütlerin tarihi arşivi" de kül ol-
muştu. Dava dosyalannı yakma-
yıp sadece baktıklannı iddia eden
mahkumlar, "Hazırlıksoruşnır-
malannı içeren evraklann dev-
let tarafından kaybedildiğini
veya istihbarat örgütlerince el
konulduğunu" iddia ettiler.
Davalar kördüğüm'
Yargıtay'ın temyiz inceleme-
sinde, Devrimci Sol Ana Davası
dosyalanmn eksik olduğu anla-
şıldı. Kayıp klasörlerin bir türlü
bulunamaması üzerine Yargıtay
11. Ceza Dairesi, davayı, "eksik
e\Tak" nedeniyle bozdu, kayıp
klasörlerin sayım sırasmda bulun-
duğunu öne süren yerel mahke-
menin karar düzeltme talebini ise
reddetri. Bu arada toplam 200 kla-
sörü kayıp olan MLSPB davası da
eksik evrak nedeniyleYargıtay ta-
rafından bozuldu. Devrimci Yol,
TÎKB ve TKP-ML davası dosya-
lanmn da eksik olduğu iddia edil-
di. Halkın Hukuk Bürosu avukat-
lan, Devrimci Sol Ana Davası'nı
Üsküdar'daki ağır ceza mahke-
melerinin almak istemediğini id-
dia ederek "Şimdi davanın Üs-
küdar'da tekrar açılması ve sa-
nıkların tek tek ifadelerinin
alınması gerekiyor" dediler.
Avukatlar, açılacak duruşmada ve
gidecekleri Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde (AtHM) 12 Ey-
lül'ün sorumlulannın yargılan-
masım ve devletin samklardan
özür dilemesini isteyeceklerini de
belirttiler.
AKP^den seçim kömiiriiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Seçim ekonomisi uygula-
mayacaklanm söyleyen AKP ik-
tidan. yaklaşan yerel seçim önce-
sinde İcesenin ağzını açtı. Hükü-
met. kış süresince 1.5 milyon ton
ücretsiz kömür dağıtarak 4 mil-
yon kişiye ulaşmayı hedefliyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanış-
mayı Teşvik Fonu kaynaklannı
arttıran hükümet. 2003 yıhnda fo-
na genel bütçeden 328 triryon lira
kaynak transfer ederken 1 milyo-
nu aşkın öğrencinin bedava süt iç-
mesini sağlayan Okul Sütü Proje-
si'ni, "Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu'nun
kaynaklannı azalttığı" gerekçe-
siyle yürürlükten kaldırdı.
Yerel seçimde oylanm arrhrma-
yı hedefleyen AKP hükümeti, bu
yöndeki çahşmalannı hızlandırdı.
Geçen yıl 1 milyon aileye 627 bin
ton kömür dağıtan hükümet, 2004
yıh içinde Türkiye Kömür îşlet-
meleri Genel Müdürlüğü (TKt)
kanahyla 1.5 milyon ton kömürü
torbalı olarak dağıtmayı kararlaş-
tırdı. Sevkıyatlara nisan ayında
başlayacak olan TKİ, 81 ilin kö-
mür dağıtımı ıle ilgili programını
31 Arahk 2004 tarihine kadar ta-
mamlamayı planladı. Hükümet,
kömür dağıtımını Doğu Anadolu
Bölgesi'nden başlatmayı uygun
buldu. 2003 yılında 1 milyon ai-
leye kömür dağıtan hükümet, bu
yıl sonunda 4 milyon yoksul aile-
ye ulaşmayı öngördü. Ankara Va-
liliği de Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan,
58 bin 86 kişiye toplam 31 bin 296
ton kömür dagıttı. AKP hüküme-
tinin, CHP'nın kalesi durumun-
daki Çankaya ilçesine yönelik
sosyal yardım programım da art-
tırması dikkat çekti. Çankaya'da 4
bin kişiye kömür dağıtıldı.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Aziz Nesin'lık bir durum!
Ancak bu arama girişimlerinın sadece ad ve kımlik-
le sınıriı kalmadığı dikkatı çekiyor. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan sempozyumun açılışında genış ve de-
rin bir konuşma yaptı. Yeni bir şeyler üretırken mevcut
hıçbir şeyi de yitirmeme kaygısıyla yapılan konuşma-
da elma-armut, sap-saman ne ararsanız vardı. Erdo-
ğan'ın en çok üzerinde durduğu konu din oldu. Uzun
uzun dini sembollerin kullanılmaması gerektiğini anlat-
tı, arkasını şöyle getırdi:
"Dini ve dindarian önemsemek, dini değerierin sos-
yal fonksiyonlannı kabul eden bir parti olmak ile dini bir
ideoloji haline getirerek devlet aygıtı mahfetiyle ve zor-
la toplumu dönüştûrmeye çalışan bir parti olmak ara-
sında ciddi fark var..."
Her anlama getebilecek bu tümceden sonra Erdo-
ğan, laikliği de şöyle tanımladı:
"Laikhği, devletin tüm dinler ve düşünceler karşısın-
da nötrkalmasını ve eşitmesafeyi korumasını sağlayan,
inanç farklılıklannın veya farklı mezhep ve anlayışlann
çatışmaya dönüşmeden sosyalbanş içinde yaşatılabil-
mesi için takınılan kurumsal bir tutum ve yöntem ola-
rak tanımlıyoruz. Laiklik bir tür hakem müessesesi gibi
olmalı."
Başbakan ustalanndan iyi ders almış. Erbakan da
"Elhamdülillah biz de laikiz ama, bunun taniiniyeniden
yapa//m"derdi.
Her gelen iktidar, sistemi ayakta tutan kurumlann ta-
rifini yeniden yapmaya kalkarsa ortada sistem mi ka-
lır!
Bumin'in derin üzüntüsü!
AKP'den tarifler bitmıyor. Demokrasinin de artık bir
ön adı var:
Derin demokrasi!
Yüzeyseii zaten bizi kesmezdi, derin olması lazım! Er-
doğan bunu partisinin grup toplantılannda da işl'ıyor. Ta-
rif şöyle:
"Ideal olan, seçimlere ve belli kurumiara indirgenmiş
mekanik bir demokrasi değil, ıdari toplumsal ve siyasal
tüm alanlara yayılmış organik bir demokrasidir. Biz bu-
na derin demokrasi diyoruz."
Demokrasinin inorganik olanı nasıldır bilmiyoruz a-
ma, belki o tarifi de partisinin grup toplantılannda ya-
par.
Erdoğan tanımnamesinin demokrasi bölümünde salt
seçimlerle bu işin olmayacağını söylerken "iktidann gü-
cünü" şöyle tarif etti:
"Siyasi iktidann en temel dayanağı milli iradedir."
Elbette öyle ama, Erdoğan bunun altını çizerek, "mil-
li irade bendeyse istediğim her şeyi yapanm" havası-
na giriyor.
Erdoğan konuşmasının son bölümünde partisinin si-
yasi kimliğini geliştirmeye yönelik çabalann süreceği-
ni söyledi. Bu çaba sadece kimliği değil rejimi de ye-
niden tarif etmeye yönelik görünüyor!
Erdoğan'ın bu konuşmayı yaptığı gün, medyada gö-
rünmeyi pek sevmeyen Anayasa Mahkemesi Başkanı
Mustafa Bumin gazetecilerin AKP Adıyaman Milletve-
kili Hüsrev Kutiu ile ilgili sorulanna şu yanıtı verdi:
"Bir amaca hizmet ediyor, biryerlere mesaj vermek
istiyor... Insan, Cumhuriyet'in 80. yılında böyle bir tab-
lo görmekten büyük üzüntü duyuyor. Benim üzüntüm
şu; Atatürk'ün hangi fotoğrafı olursa olsun bundan du-
yulacak rahatsızlığı büyük bir şanssızlık olarak değer-
lendiriyorum. Bunlar Türkiye'yi bilmıyorlar, yazık.. üzû-
lüyorinsan... Bu, gerçek amacın gizlenmiş ifade tarzıdır.
Ben onu, sivilleşme adına söylenmiş masumane bir söz
olarak değerlendirmiyomm. Bir hedefe dönük belli bir
eylemdir..."
Bu sözieryargının en üst noktasındaki kişiye ait... Er-
doğan'ın demokrasiyi hangi derinlikte aradığını bilmi-
yoruz ama; tablo, devleti oluşturan organlann pek çok
kesimindeki üzüntünün de derin olduğunu ortaya ko-
yuyor!
ankcumı f ktv.ttnet.net.tr
Prof. James petras:
Emperyoldevleûere
karşı savaşım sürmeli
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Türki-
ye'de "Küreselleşme ve
Direniş" kitabıyla geniş
bir okur kitlesine ulaşan
Prof. Dr. James Petras,
günümüz dünyasını
açıklamak için kullanıl-
ması gereken kavTamın
"ABD emperyalizmi"
olduğunu söyledi. Pet-
ras, ABD emperyalizmi-
nin şiddet kullanımma
dayanan sistematiğin
ürünü olduğuna işaret
etti.
Halkevlen. Cosmopo-
litik dergisi ve Mülkiye-
liler Birliği tarafından,
Ankara Üniversitesi Si-
yasal Bilgiler Fakülte-
si'nde düzenlenen
"Emperyalizm, Küre-
selleşme ve Direniş"
konulu konferansta ko-
nuşan Petras, "Amerika
hegemonyası" kavra-
mına karşı çıktı. Petras,
çokuluslu şirketlerin
devletlerden bağımsız
olarak işlediği savının
da yanlış olduğunu kay-
detti. Petras. "Çokulus-
lu şirketlerin alanının
genişlediğinden söz
edebiliriz, ancak bu,
büyümenin niteliksel
bir büyüme olduğu an-
lamına gelmez. Günü-
müz şirketieri hâlâ
devletlerden destek
alırlar. Örneğin Ciry
Bank'ın tstanbul şube-
sinde nerelere yatınm
yapılacağı New York'-
tan alınan kararlarla
belirlenir" diye konuş-
tu. Petras, "bu nedenle
müeadelenin sadece
şirketlere karşı değil,
emperyal devletlere
karşı" da yürütülmesi
gerektiğini vurguladı.
Konuşmasında em-
peryalizm kavramının
önemine işaret eden Pet-
ras, günümüz dünyası
sistematiğini açıklamak
için bunun şart olduğu-
nu söyledi. Petras,
"Emperyalizm kavra-
mı uluslararası ilişki-
lerin açıkJanmasında
bilgi sunar. Kavram,
çatışmaların. savaşla-
rın ve direnişlerin
açıklamasını yapar.
Kavram bu özellikleri-
nin yamnda çokuluslu
şirketlerin kaynağınm
kimlerde olduğunu ve
kimler tarafından kul-
lanüdığını açıklar.
Kavram ayrıca, kârla-
nn ve faizlerin nasıl dı-
şarı akıtıldığını anla-
mamıza da yardımcı
olur" diye konuştu.