23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J\_ \J \_j \_ U J \ kutturigcumhuriyet.com.tr 15 8 dalda Altın Küre ve Oscar adayı 'Soğuk Dağ', şubatta Türkiye'de gösterime girecek OnatKutlar'ı özlemle andık Istanbul Haber Servisi - Sinema eleştirmeni, şair, gazetemiz yazarlanndan Onat Kutlar, ölümünün 9. yıldönûmünde Aşıyan Mezarhğı'ndaki kabri başuıda düzenlenen törenle anıldı. 30 Aralık 1995 akşamı The Marmara Oteli'nin kafesine düzenlenen bombalı saldında ağır yaralanan ve 11 Ocak 1996'da yaşamını yitiren Kutlar'ı unutmayan dostlan mezannı çiçeklerle donattılar. Pen Yazarlar Demeği Başkanı Üstün Akmen. Kutlar'la anılannı anlatırken "Yine Onat Kutlar'm anısı ile birükteyiz. Onu sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz" dedi. Kutlar'm eşi tiyatro sanatçısı Fiüz Kutlar da "Bn kadar değerli bir insanın pisi pisine yok edilmesi acı veriyor. Hiçbir şeyin üzerine düşülmedi, ne olduğu belli değil. Artık ne olduğunun bilinmesinin de bir değeri kalmadı. Her tiirlü terörü lanetliyorum. Çok mutlu bir yaşantımız vardı, her şey bir günde tarumar oldu" dedi. Onat Kutlar gibi başka değerli ınsanlann da teröre kurban gittiğini arumsatan Kutlar, "Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürüldüğünü duyduğumda yine aynı acıyı içimde hissettim. Çfinkü yakınlannın neler hissettiklerini biliyordum" diye konuştu. (Fotoğraf: HİLAL KÖSE) r Türk sanatçter Japonya'da Kültür Servisi - 'Japonya ile Türkiye Arası Kültürel Etkinlikler' kapsamında düzenlenen, Selma Gürbüz, Yücel Kale, Lerzan ÖZCT ve Şeyma Reısoğlu'nun davetli sanatçı olarak katılacaklan 'More Wind! Four Contemporary Artists From Turkey' ('Daha Güçlü Rüzgar! Türkiye'den Dört Çağdaş Sanatçı') adlı sergi 6-25 Şubat tarihleri arasında Yokohama Creation Square'de bulunan Yokohama Portside Galerisi'nde açılacak. Sergi, Ko Matsunaga ve Nuran Terzioğlu küratörlüğünde hazırlanıyor. Nuran Terzioğlu serginin konusu hakkında şunları söylüyor: "Rüzgâr harekettir, yoldur, hızdır, sestir, bir tür esindir. Rüzgâr başkaldındır, değişimdır, soluk alıp vermedir. Hem eski, hem yenidir. Rüzgâr renktir." Dr.HukweZawoseöldü • LONDRA (BBQ - Peter Gabriel'le birlikte yaptığı çalışmalarla tanınan Tanzanyah yorumcu Dr. Hukwe Zawose, 65 yaşında öldü. Zawose, beş oktavlık sesiyle, Gabriel'le birlikte Womad Dünya Müziği Festivalleri'ne de katılmıştı. Sahne çalışmalanmn yanı sıra, doğum yeri olan Bağamoyo'daki Tanzania College of Performing Arts'ta eğitmenlik yapıyordu. Arya Müzik Okulu'nda eğitim • Kültür Servisi - Kuruiduğundan bu yana klasik Batı müziğinin çeşitli dallannda eğitim veren TC Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Arya Müzik Okulu, bugünden başlayarak klasik Türk müziği alanmda da eğitim sunacak. Ut, kanun, tambur, nazariyat ve ileri makam analizi derslerinden oluşan program herkese açık olacak. {0 212 293 83 73) Iş Sanafta 'Beethoven' gecesi • Kültür Servisi - Iş Sanat, 'Beethoven Gecesi'ni şef Peter Gülke ve solist Özgür Aydın'la 15 Ocak gecesi klasik müziksevenlere sunacak. Beethoven'in 'Coriolan Uvertürü', 'Piyano Konçertosu No. 2' ve 'Senfoni No. 3 Eroica' başlıklı eserleri seslendirilecek. Müzisyen kimliğiyle olduğu kadar, entelektüel birikimiyle de dikkat çeken şef Peter Gülke, ARD Münih Uluslararası Piyano Yanşması birincisi Özgür Aydın ve geçen yıl Beethoven Festivali'nde başanlı yorumuyla tstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Orkestrası 'Beethoven Gecesi'nde buluşacak. Saat 20.00'de gerçekleştirilecek olan konser Iş Sanat Kültür Merkezi'nde. (0 212 316 10 83) Sevgiye, aileye, banşa özlemKültür Servisi - Bu yıl sekiz dalda Al- tın Küre adayı olan ve 27 Ocak'ta verile- cek Oscar Ödülleri' nin en güçlü adayı ola- rak gösterilen 'Soğük Dağ' (Cold Moun- tain) filminin Londra galasından elde edi- len gelir Romanyalı kimsesiz çocuklar vakfina bağışlandı. Filme kaynak olan Charles Frazier'ın filme uyarlanan aynı adlı romanı, Amerikan Ulusal Kıtap Ödü- lü'nün sahibi olmuştu. Kitap, iki yıl önce 'Soğuk Dağ' adıyla Neşe Olcaytu'nun çe- virisi ve Tanju Anapa'mn editörlüğünde Epsilon Yaymevi tarafindan yayımlandı. Büyük bölümü Romanya'da ve Roman- ya Silahlı Kuvvetleri'nin binlerce üyesinin katkısıyla çekılen fıhn, şubat ayında ülke- mizde gösterime girecek. Yönetmenliğini ve senaryosunu Oscar ödüllü Anthony Minghella'nın üstlendiği filmin başrolle- ri için Jnde Law, Nicole Kidman, Renee Zellvveger, Natalie Portman, Donald Sutherland, Giovanni Ribisi ve Philip Seymour Hoffman gibi seçkin oyuncular kamera karşısına geçti. Filmin müzikleri ise Gabriel Yared ile T-Bone Burnett'a ait Sevdlğlne kavuşmak Içln... 'Soğuk Dağ'da, savaşın ayn düşürdüğü üç insanın birbirleriyle kesişen yollannın öyküsü anlatıhyor. Bu üç insandan bınn- cisi, portresim Jude Law'ın çızdiğı Kon- federasyon (Güney) askeri Inman'dır. Ça- tışmalarda yaralanan Inman, savaşm peri- şan ettiği ülkeyi bir uçtan bir uça geçerek sevdiğı kadına ulaşmanın savaşını verir. Sevgili Ada'sma (Nicole Kidman) kavuş- mak için çıktığı bu zorlu yolculuğun her adımmda eski köleler ve isyancılarla kar- şılaşır; askerlerden ve ödül avcılanndan konınmaya çalışır; beklenmedik dostluk- larla ve tehlikeli düşmanlarla vüz yüze ge- lir. Öte yandan, sevgilisınin dönüşünü bek- leyen Ada'nın ışı de hiç kolay değildir. Ra- hip babası taraftndan özenle korunarak ye- tiştirilen ıyi eğitimli bir kadın olan Ada, babasının ölümünün ardından tehlıkelerle dolu bir dünyada yapayalnız kalmıştır. Dış dünyanın getirebileceği tehditler konusun- da en küçük bir fikri olmayan genç kadı- nın çiftlikteki, hayatta kalma savaşı çok zorlu geçecektir. Ada için kurtuluş umu- du, Ruby (Renee Zellweger) adlı serseri ruhlu bir genç kadının güçlü kışiliğinde ortaya çıkar. Inman, Ada ve Ruby birbir- lerine yaklaştıkça çok çeşitli boyutlan olan bır öyküyü ince ince dokumaya başlarlar. harles Frazier'ın aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan 'Soğuk Dağ* savaşın ayn düşürdüğü üç insanın; Inman, Ada ve Ruby'nin kesişen yollannı anlatıyor. 'îngiliz Hasta' filmiyle Oscar kazanan Anthony Minghella'nın yönettiği filmde Nicole Kidman'ın yanı sıra Jude Law ve Renee Zellvveger de rol alıyor. Filmde Nicole Kidman özenle yetiştirilen eğitimli bir kadını canlandırıyor. Öykünün içınde sevgiye, aileye, sıcak bır yuvaya ve banşa duyulan özlem var. Ünlü yönetmen Anthony Minghella, "Charles Frazier, evine dönebilmek için yolnna çıkan her engeli aşmaya kararlı bir adamın öyküsünü anlattığı bu kita- bıyla Homeros'un 'Odysseıasını adeta yeniden gündeme getirdi" derken ödül- lü kıtabın yazan Frazier ise kitabm korku- lanmızla tutkulanmız arasmda bir arabu- lucu gibi olduğunu ve şıddet olgusuna ki- şisel düzeyde nasıl tepki verdığimızı; ba- nşı temel aldığımız takdirde şiddetten na- sıl uzaklaşabıleceğımızı ırdeledığıni söy- lüyor. Amerikan tarlhlnln bir döneml Soğuk Dağ'da üstlendiği Ada rolunü, Amerikan tarihinin çok önemli bir döne- mini ziyaret etmek için eşsiz bir fırsat ola- rak gördüğünü belirten Nicole Kidman, bu rolün öneminın bu kadarla sınırlı olma- dığını vurguluyor. 'Bridget Jones' karaktenne can veren Renne Zellvveger de "Frazier ailesinin yaşadığı Carolina'da, onlarla aynı sos- yal çevrede yaşayan arkadaşlarım var. Bu sayede kitabın el yazımı tas- laklarını görnıe şansına ulaştım. Amerikan tarihinin çok önemli bir dönemi hakkında zengin bilgiler sunan epik nitelikli bir kitabı bu kadar erken okuya- bilmek beninı açımdan heye- can verici bir deneyim oldu" diyor. Yönetmen Anthony Minghel- la ise, çekimler sırasında Jude Law'm irade gücüne hayran kal- dığını da söylemeden edemiyor: "Jude çok önemli bir gerçeğin farkındaydı. Inman karakte- rinin içine düştüğü berbat durumu bütün boyutlanyla yaşaması gerekecekti. In- man, adeta canlı canlı gö- mülen ve sonra çamurlann içinden doğup tekrar diri- len bir insandı. Kısacası akla gelebilecek her tür- lü zor durumdan geçmek zorunda kalıyordu. Jude bunları aynen yaşadı." Ateşin başında sohbet etmek Mevcut 'başarı' ölçütlerimizin oluşturduğu o dış dünya kavgası, o acımasız yarış çocuklanmıza deyimyerindeyse 'ateşin başında oturacak' zaman bırakmıyor AYŞE EMEL MESCt CNN Türk'te BBC yapımı güzel bır dızı ızliyorum: 'tlk tnsanların Peşinde." Atala- nmızm macerası, film endüstrisinin günü- müzde ulaştığı teknolojık olanaklann yardı- mıyla dramatize edilerek, bir 'Odysseia' ta- dında anlatıhyor. Değerli bilim adarnı Prof. Dr. Celal Şengör'ün açıklamalanndan bu dramatizasyonun somut bulgulara ve kanıt- lara dayandınldığmın güvencesini de alıyo- ruz. Bu sürükleyici dizinin bir bölümünde, ate- şin keşfinin, daha doğrusu insanm ateşe hâ- kim olmasının yol açtığı köklü dönüşüm an- latıhyor. tlk insanın teknolojik düzeyi yak- laşık 1 milyon yıl boyunca hiç değişmeden, örneğin kullandığı baltalarda veya yaşam bi- çiminde hiçbir ilerleme kaydetmeden aynı noktada kalıyor; sonra ateşi 'buluyor' ve bü- tün hayatı değişiyor, çünkü ateş hayal gücü- nü tetiîdiyor. Dizinin ardından Aiskhylos'un 'Zincire Vurulmuş Prometheus'unun say- falarmı kanştınyorum. Prometheus onlara tannlardan çaldığı ve 'bütün sanatların kaynağı' olan ateşi getirmeden önce "in- sanlar görmeden bakıyor, / dinlediklerini anlamıyorlardı, / uzun ömürleri boyunca düş görüntüleri gibi / düzensiz, gelişigü- zel yaşıyorlardı." İnsanoğlu yaklaşık 2500 yıl önce de ateş ile yaratıcılık arasındaki ba- ğıntıyı kurabilmiş demek ki, diye düşünüyo- rum. Ateşln başında Ateşi 'bulunca' insanın hayatında ne gibi değişiklikler olabileceğini hayal etmeye ça- hşıyorum kendimce. En büyük değişimler- den biri hayatın düzenlenmesi alanmda ger- çekleşmiş; insanoğlu dışandaki dünyada verdiği ölüm-kalım savaşından ve bu sava- şın amansız ritminden ayn kendi zaman kü- resini, deyim yerindeyse 'boş zaman'ını oluşturma şansını yakalamıştır gibi gelıyor bana. Gözümün önüne ateşin başına çömelmiş, hem ısman, hem gözleri alevlere dalıp giden farklı yaşlarda topluluk üyeleri geliyor. Evet, farklı kuşaklar ateş sayesinde belki de ilk kez bu kadar uzun süre. bir 'boş zaman' di- limi içinde bir arada kalma olanağı buluyor. Belki de ateş, insanoğlunun bilgi biriktirme ve aktarma sürecinde, yani adına eğitim de- nen olguda da önemli bir rol oynamıştır. Mağaralarda bulunan o duvar resimleri, ortada yanan ateşin duvarlara yansıttığı uza- yıp kısayan gölgelerin arasında, ertesi gün geyiği nasıl kovalayacaklannı gençlere an- latan tecrübeli bir avcınm veya gençlere av ritüelinin nasıl yapılacağını çizdiği figürle- rin yardımıyla imleyen bir ihtiyann elinden çıkmıştır belki de, kim bilir... Eğitim ve sanat tşin şaka ve düşlem yanı bir tarafa, kuşak- lar boyunca binktınlmış bılgınin aktanmın- da ve toplululuk üyelennin toplumcullaştınl- masmda en önemli işlevı üstlenen eğitim ku- rumunu hayal gücü ve yaratıcılıktan kopar- mamak gerektığı ortada. Türkiye en azından ıki yüz yıldır bir ça^- daşlaşma kavgası venyor ve bu mücadelenın en önemli cephelennden bınnı de eğitim ala- nı oluşturuyor. Bu durum eğitim alanının ıçı- ne ve kalıtesine ılişkin çok önemli sorunlann kimi zaman daha makro düzeydeki çatışma- lann gölgesmde kalmasına, hatta onlara kur- ban edilmesıne neden olabıliyor. Bu alandaki bir diğer önemli problem ise dayatılan 'başan' ölçütlennin kendileri dı- şındaki tüm değerlen ezici, yok sayıcı bir et- ki yaratması Bugün Türk toplumunun özel- likle kentsel alanmda yaşayan bır bireyın 'kla- sikleşmiş' başan çizgisi şöyle tanımlanabilir herhalde: İlköğretimini tamamlayıp 'iyi' bir liseye girmek, bu iyı lısenin ve özel dersha- nelerin yardımıyla 'test sınavı'na hazırlanıp 'iyi' bır ünıversıteye girmek, sonra 'iyi' bir iş bulmak, 'iyi' para kazanmak, vb, vb. Bu sü- recm dışmda kalan ve aslında bu- bireyin oluş- masmda, şekillenmesinde vazgeçihrıez sayı- labilecek her şey, eğitim alanında ikinci, üçün- cü planlara ıtıhyor, hatta çoğu zaman tama- men ıhmal ediliyor. Mevcut 'başan' ölçütlerimizin oluşturdu- ğu o dış dünya kavgası, o acımasız yanş ço- cuklanmıza deyim yerindeyse 'ateşin başın- da oturacak' zaman bırakmıyor sanki. Ama yaratıcılık ilk insandan bu yana hayatın ger- çek zamanı içinde açılan o 'hayal parantez- leri'nde. modernite tarafindan 'boş zaman' diye adlandınlsalar da bireysel gelişim açısın- dan en 'dolu' anlan oluşruran aralıklarda şe- killeniyor. insanın bu 'doluluğu' en iyi ifade edebilip, içindeki kendını aşma eğılimini evrenle en iyi bütünleştırebildiği üretım alanı sanattır. Ti- yatro ise hem toplu, kolektif üretim özelliği- ni taşıyan, hem de çok farklı sanatsal disip- linleri bütünleştiren, bu anlamda eğitimin bi- reyı toplumcullaştmna işleviyle örtüştügü gi- bi, öğrenciyı aynı anda birçok farklı sanatla tanıştırma şansı olan en pedagojık sanat dah- dır hiç kuşkusuz. Tiyatronun bu pedagojık iş- levlerinden ilköğretimden itibaren yararlanıl- ması, eğıtimle sanatın erken yaşlardan itiba- ren ıç ıçe geçmesıni sağlayarak, modernitenin hayhuyu içinde yitirilen 'ateş başı sohbetle- ri' parantezinı yeniden açıp, daha mutlu ve tam bireyler yetiştırilmesine yardım edebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle