25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU SPKBaşkanı Dr. Doğan Cansızlar'la küçüktasarrufsahiplerini vepiyasa yatınmlarını konuştuh S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞAIMOĞLU leyla.tavsanoglu(S cumhuriyetcom.tr SermayePiyasasıKurulu (SPK), Türkiye'desermaye piyasalanm düzenleyen en önemli kuruluş. Sonyıllarda çeşitli atılımlaryapıyor; e-devlet modeline geçiyor. Alınan sermayepiyasasıya da mali karariarda önemli roller üstleniyor. Kimileri SPK'nin bu ağırlığı ve işlevinden rahatsızlık duyup sadece bulunduğuya da taşınmak üzere olduğu binayla ilgili ilginç ve garip spekülasyonlaryapsa dakurul"... kervanyürür"' örneğiyolundayürüyor. SPK 'ninycûdaşık üçyıldır başkanlığınıyapan Dr. Doğan Cansızlargenç, dinamikbir• maliyeci. Onunlahenüz SPK'nin boşaltmadığı Ankara Beşevlerdeki merkezinde bir araya geldik SPK'nin bugününü veyarınım, sermaye piyasalarmın Türkiye'desığolmasının nedenlerini, küçük tasarrufsahiplerinin sermayepiyasalannayatınmlarımn nasıl özendirilebileceğini konuştuk Ekonomide gelişmeler olumlu- Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile (Banka- cılık Düzenleme veDeneüemeKurulu 'nu (BDDK) birleştirmek için çalışmalaryaptidığını öğrendim, Faaliyet alanıfarklı iki kurumu birleştirmek siz- ce ne kadar doğrudur? Bunun bir mantığı ola- bilirmi? CANSIZLAR - Biz de bu girişimleri basından öğreniyoruz. Öncelikle şunu söyleyeyim ki bizim SPK olarak gündemimizde böyle bir birleşme fı- lan yok. Kaldı ki ıkı kuruluşun hedef kitleleri, amaç ve fonksiyonlan farklı. Hedefkitlelen, amaç ve fonk- siyonlan farkiı ıki kuruluşu bir araya getirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Üstelik bızim 21 yıllık bir geçmişımiz var ve en eskı özerk kurum- İardan bir tanesıyız. Kısacası kurumsallaşmış bir kurumuz. Oysa BDDK daha yenı sayılır. Dolayı- sıyla onun kurumsallaşması içın zaman ister. Do- layısıyla böyle bir yapılanmanın pek uygun olaca- ğını düşünmem. Aynca böyle bir yapılanma düşü- nülüyorsa çok bürokratik ve hantal bir yapı orta- ya çıkar. Uzmanlaşmanın çok yoğun olarak ya- şandığı dünyamızda, özelhkle ABD'ye baktığı- mızda bırakın bir tane SPK'yı, iki tane SPK var. Orada bırleşmeyı bırakın, aynca bankalarla ilgili ayn bir yapılanma var. Kaldı kı uluslararası düzey- de baktığımızda da a>iu şeyleri görüyoruz. Örne- ğin bankalarla ılgılı prensip kararlannı belırleyen BIS, bızde de sermaye piyasalanyla ilgili ulusla- rarası bir kuruluş olan IOSCO var. Uluslararası kuruluşlarda böyle bir düşünce hıçbır zaman ol- mamıştır. Özetlemek gerekırse böyle bir oluşumu pek olumlu bulduğumu söyleyemem. Iki sektörün gelişmişliği açısından da uygun bir iş değil. Ban- kacılık dünyanın her yerinde dominant sektördür. Hele de bizim gibi, borçlanma gereğinın yüksek, kamu menkul kıymet stokunun toplam menkul laymet içindeki payının yüzde 92 olduğu ülkeler- de böylesi piyasalan birleştirmek gerçekten bir kaos ortamı yaratır ve sermaye piyasalanm öldü- rür. - Peki, bufikir nereden çıkmış olabilir? CANSIZLAR- Sanınm bu, bizim eski SPK baş- kanlanndan AK thsan Karacan Bey'üı öteden beri yazıp çizdiği birkonu. Dolayısıyla ben konunun ora- dan gündeme geürildiğıni farz ediyorum. Aynca dün- yada bu gibi bazı trendler yok değil; var. Hatta In- giltere, Almanya, Japonya gibi birkaç ülkede de bu- nun uygulamasına geçildi. Ama oralarda birleşme- den kaynaklanan sıkıntılann hâlâ devam ettığı söy- leruyor. Yanı bırleşmenin getireceği artılardan çok eksilennin olduğu söyleniyor. Aynca bu yıl Dün- ya Bankası'yla Brookings Institution'ın Washing- ton DC'de ortaklaşa düzenlediklen bir toplantıda ben de konuşmacıydım. O toplantıda da bu konu- larmasaya yatınldı. Orada konu her ülkeye göre de- ğişimdi. Herülkenin uygulamalanm kendisine uy- gun ve uyumlu, ülke gerçekleri göz önünde tutula- cak bıçımde yapmasında büyük yarar var. 0 top- lantıda bırleşenleri de dinledik. Sıkıntılann ciddi ola- rak devam ettiginı öğrendik. Denetlm şart - Böyle bir birleşmedeyönetim nasıl olur? CANSIZLAR - Zorlaşır. Bankalann Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan aracı kuruluşlarla birlikte aldığuıı düşünün. Bankazedelerin yanı sı- ra bir de sermaye piyasasızedelen ortaya çıkar. Risk daha da katlanarak büyür. Para piyasalan ve sermaye pıyasalan dünyanın her yerinde ayn tu- tulmuşlardır. SPK şimdiye kadar aracı kurumlan çokiyidenetledi. - Ama bankacılık alanında bunun böyle ol- madığı kanısıyaygın. Siz bu konuda ne düşünü- yorsunuz? BDDK'ye yöneltilen eleştiriier haklı mıyoksa? CANSIZLAR - Ben hiçbir kurulun ya da kuru- luşun görevini yeterince ve zamanında yapıp yap- madığı konusunda bir şey söylemek istemiyorum. Ama demm de belirttiğım gibi BDDK'de kurum- sallaşma daha yeni yeni oluyor. Yani, bir kurumun kurulup oturmuşluk düzeyıne gehnesi için epey- ce zaman geçmesı gerekir. Bu bakımdan, kışileri suçlamaktan çok olayın bir süreç olduğunu dikka- te almak lazım. Kurumsallaşmak kolay değildir. Bir de bankacılık sektörü çok yoğun bir sektör. Yılla- nn birikmişı üzenne ınşa edilmiş bir sistem. Ama benim büfün dikkat çekmek istediğim orada ku- rumsallaşmanın tamamlanmasmın gereğıdir. 0 da dediğim gibi süre ve süreç ister. - Ustkurulların denetlenmeleri konusunda bir gelişme oldu mu? CANSIZLAR-Eski bir maliyeci ve bugün SPK Başkanı olarak buna inandığım için söylüyorum. Üst kurullar dahil, özerk olsun olmasın, bütün bu kuruluşlann bir kere Sayıştay denetiminden, hesap denetimınden geçmeleri lazımdır. Üstelik aynı şe- kilde, TBMM'de de bu hesaplann aklanması ge- rekir. Çünkü şöyle argümanlar var: Özerk kuruluş, olarak genel bütçeden, vergi ge- lirlennden pay alarak harcamalanmızı finanse et- mıyoruz. Dolayısıyla biz sistemın dışmda kalalım. Ben bu görüşe katılmıyorum. Biz her ne kadar kendi gelırlerimizi genel bütçeden sağlıyorsak da gerçekte sektörden alıyoruz. Biz bunu yaparken bir çeşıt kamu gücünü kullanıyoruz. Dolayısıyla bu al- dıklanmız vergı olmasa bile bir kamu yükümlülü- ğûdür. Demek ki biz kamunun parasuıı alıyoruz. Bu nedenle de hesap vermek anlamında, deneti- mın Sayıştay tarafindan yapılmasında büyük ya- rar var - Peki, o konuda hiçbir gelişme olmadı mı? CANSIZLAR-Yenı bir yasal düzenleme olma- dı. Bıldiğıniz gibi, Başbakanlık müfettişi. maliye müfettışi ve Yüksek Denetleme Kurulu uzmanın- dan oluşan üçlü bir denetim vardı. Bu halen devam ediyor. Fakat sanıyorum, bu yasama dönemınde üst kurullarla ilgili bir çerçeve yasa tasansı gündeme gelecek. Bu gündeme gelmeden önce de üst ku- rullann başkanlan bu konuda görüşlerinı aktara- caklar. Üst kurullarla ilgili bu çerçeve kanun tasa- nsı sanıyorum önümüzdeki yasama döneminde TBMM'den geçecek. Orada sadece denetim değil, başka hususlar da yer alacak. - Bu hususlar ne olacak? CANSIZLAR- Standartlar, çerçeveler oluşturu- luyor. Örneğın üye sayılan değişiyor. Tüm çerçe- ve değişiyor. Bu çok önemli. - Sermaye piyasalan bütün çalışmalara rağ- men hâlâ sığ. Bunlan derinleştirmek için neyap- mak lazım? CANSIZLAR - Bızim sermaye piyasalanmız 198O'li yıllann başındakı banker knzinden sonra organize piyasalara dönüşmek anlamında sistema- tik bir hale büründürüldü. Yasa da zaten o zaman, yani 1981'de çıktı. Borsa 1986'da faalıyete geçti. O nedenle çok eski bir sermaye piyasası geçmişı- miz yok. Bir ülkede sermaye piyasalarmın gelişim- lerinı tamamlamalan için ıstikrarçok önemlidır. Ben istikrardan hem siyasi hem de ekonomik istikran kastedıyorum. Eğer siyasi ıstikrar sağlanmışsa eko- nomik istikrar mutlaka onun arkasından gelir. Tür- kiye açısından olaya baktığımızda, yıllardır siya- sette bir istikrarsızlık olduğunu görüyoruz. Şimdi tek parti hükümetı var; siyasette istikrar sağlandı. Ekonomik program uygulamada. Onun sonuçlan yavaş yavaş olumlu olarak alınıyor. Siyasi ve ekonomik istikrann olmadığı, reel fa- izlerin çok yüksek oranlara çıktığı dönemlerde kı- şıler paralannı, bınkımlermı getirip sermaye piya- salanna koymazlar. Ikıncisi, devletin borçlanma ge- reğinin yüksek olduğu ülkelerde ve ortamlarda kı- şıler paralannı daha güvenlı bulduklan devlet kâ- ğıtlanna yatınrlar. Dolayısıyla özel sektörün kul- Ianacağı fonlar, ashnda. uzunca bir süredir devle- tin fuıansmanuıda kullanıln- hale gelmıştır. Aynca bu sermaye piyasalannın halka açıklık oranlan çok düşük. Kayıt dışının öneml - Xe oranda bu? CANSIZLAR-Yüzde 25 düzeyinde... Çünkü ka- yıt dışımız çok önemli. GSMH'nin yüzde 50 sine yakın bir bölümü bugün kayıt dışı. Sermaye piya- sasına gıren şırket üç ayda bir bilanço vermek zo- runda. Bu da tabii ki çok önemli bir şeffafhğı ge- rektiriyor. Dolayısıyla da borsaya kote şirketlerle borsa dışı şırketler arasında kayıt dışının yüksek olduğu bir farklılık ortaya çıkıyor. O nedenle ba- zı şirketler bu anlamda borsaya kote olmak iste- meyebihyorlar. Kimi şırketin borsaya gelmek ıs- temeyişindeki ikinci faktör şu: Bizde muhafazakâr aıle şirketi yapısı var. Yani yaratılan değerleri başkalanyla paylaşma kültürü Türkiye'de henüz oturmuş değil. Ama zaman için- de bu da çözülecektir. Oysa, gelişmiş ülkelerde bunun tam tersi yaşanmaktadır. - Vergi UsulKanıınu 'nun 320sayılı tebliğisiz- ce yeterii bir düzenleme mi? CANSIZLAR - Atılan adım aslında kayıt dışı- lıkla mücadelede devrim nıteliğınde bir adımdır. Başlangıçta beş milyar liradan söz ediliyordu. Son- radan 10 milyar Iıraya çıkanldı. Bana göre rakam yüksek tutulmuş olsaydı daha iyi olurdu. Yanı 10 milyar yenne 30 ya da 50 milyar liradan başlana- bilirdi. Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde kara paramn aklanması konusunda oldukça önemli ış- ler yapılabılir. - Neler yapılabilir? Dr. DOĞAN CANSIZLAR 1954, Ankara-Şereflikoçhisar doğumlu. A C Siyasat Biigiler Fakühesitktisat \v Maliye Bölümü 'ndeyükseköğrenimütiyaph. ABD 'nin Boston kenündeNorthem Unhvrsây'de ekonomipoütikast veplanlama konusunda master, İÜ tktisat Fakühesi 'nde maliye konusunda doktorayaph. DUeğitimi için UdyilAlmanya'da,finansalkindama konusunda araşarma için birytftngütere'de veyüksek lisans eğitimi için ikiyd ABD 'de bulundiL Kamu sektöründe çeşMi kademderdegörevyaptı Kasun 2000'den bu yana Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) BaskanL Finansalkiralama, kamu harcamalan, bütçe sistemleri konusunda yaytmlannuş eserieri var. CANSIZLAR-Zaten var. Mahye Bakanhğı bün- yestnde Mah Suçlan Araştırma Komisyonu (MA- SAK) var. Örneğin banka kayıtlannda belirli bır mıktan geçince MASAK'a bildirim yapmak zo- rundasınız. Dolavısıyla uluslararası görüşmelerde ve anlaşmalarda kara para trafiğiyle ilgili bilgi alışverişi konusunda çalışmalar de\ r am ediyor. Ama, dedığım gibi, Vergi Usul Kanunu'nun 320 No'lu teblığı çok önemli bir adım. Etkileri daha an- laşılamadı. Ama önümüzdeki dönemlerde etkile- ri gerçekten anlaşılacaktır. - Sermaye piyasalarında şu andaki ümitvar tablonun sürdürülebilir olduğunu düşünüyor musunuz? Bunun için alınması gereken altyapı önlemleri nelerdir? CANSIZLAR - Bir kere istikrann her halükâr- da sağlam olması lazımdır, her alanda... Uygula- nan ekonomik program çerçevesinde olumlu so- nuçlar geliyor. Enflasyonda. faizlerde düşüş \w. Dö- vız neredeyse ıstıkrar kazandı. Yani artık öyle dö- \TZ kurlannda geçmışteki gibi zıplamalar görülmü- yor. Özetle, ekonomide olumlu gelişmeler var. Bor- salarekonomininbarometresidir. Aynı zamanda eko- nominın termometresi olarak da göre\' yaparlar. Bun- lara paralel olarak bır de başka faktörler var. Önü- müzde Irak, Kıbns, AB, Ermeni sorunlan var. Dış faktörlerin de mutlaka etkisi \'ar. Ama ben şu an- kı gidişatı çok ıyi görüyorum. Son iki üç yıldır sürekli krizlerle boğuştuk. Kriz dönemlerinden sonra ekonomide mutlak surette bir zıplama olur. Önemli olan bu olumlu gidişatı sürdürülebilir düzeyde tutabilmektır. Yani, alınan önlemlerin sonuçlan çok olumlu oldu, diye he- men o önlemlerden vazgeçmek yerine bunu sür- dürülebilir bir baza oturtmak lazımdır. Zaten bu- gün hükümet de bunu böyle düşünüyor ve bunu yap- maya çalışıyor. - Alınan altyapı önlemleriyeterii mi, peki? CANSIZLAR-Bakın, sermaye piyasalanyla il- gili iki tane temel olgu var. Birisi teknolojik altya- pı, öbürü hukuki altyapı. Biz hukuki altyapı ola- rak bır hayli fazla ve önemli denemeler yaptık. Özelhkle son 3 yıl içinde bu böyle oldu. Bu düzenlemeleri yaparken de bunlann AB di- rektiflerine ve Uluslararası Sermaye Pıyasalan Bir- lıği'run (IOSCO) ılkelerine uygun olmasına dik- kat ediyoruz. Bu çalışmalar devam ediyor. Teknolojik altyapı olarak da e-devlet modelıni burada kurmaya çahşıyoruz. Yaklaşık 2-3 yıldır üze- rinde çalıştığnruz proje bu. Hatta basında bunu bina düzeyine indirgediler. - 1yi de sizin bu projenizde hem bina, hem bil- gisayarlaşmayok mu? CANSIZLAR - Var, tabii. Ama onun yanı sıra hukuki altyapı da var. Kaldı kı bu e-devletin olu- şumunu biz buradakı kendi teknik elemanlanmız- la yaptık. Borsadaki bütün işlemlen gerçek za- manlı olarak takip etme imkânımız olacak. Türki- ye'de ilk kez teknik altyapıyı oluşrurma adına önemli bır projedır. Kaldı ki bu modemızasyon projesi SPK'nin sadece bilgisayarlaşma altyapısı- nın yeniden yapılanması değildir. Sermaye piya- sasınm yemden yapılanmasıdır. Yapmaya çalıştığımız bu projede aracı kuruluş- lar, şirketler, borsalar var. Bütün bunlar entegre bir sistem ıçerisinde. Bılgilenn buradan aluup bura- ya gönderilmesi elektronik ortamda olacak. Yeni bir merkez - Gelişti mi, peki? CANSIZLAR- TÜBlTAK'la bu konudakı pro- tokolü yaptık. Ama kanun çıkması lazım. Bu çık- madan da güvenlik önlemlenmizi aldık. Herkesin artık elektronik imza şifresı \ar. Biz onun öncülü- ğünü yapıyoruz. Bir de biz acil durum merkezi kuruyoruz. Bakm, 11 Eylül'dekı saldında New York Borsası çöktü. Ama hemen ertesı günü yeni- den faaliyete geçtı. Bılinmeyen bir yerde bütün şirketlerin, mali sektörlerin kayıtlan orada sakla- nıyordu. Biz de aynısını Ankara'da tMKB. Altuı Borsası ve öbür bütün şirketlerin günlük kayıtla- nnın yapılacağı bır merkez kuruyoruz. Bu pojenin ayaklanndan bir tanesı de bu. A\Tica tüm öbür ku- ruluşlardan gelen bilgilen elektronik ortamda al- maya başladık. Gördüğünüz gibi bu çok büyük bir e-devlet projesiyken bunun kalkıp da bir bina alı- mına indirgenmesi çok üzücü oluyor. -Bu davranışlar cehaletten mi kaynaklanıyor, yoksa bunun altında kasıt da var mı? CANSIZLAR- Kasıt olup olmadığını bilemiyo- rum, ama sanınm bilgisızlikten ka\Tiaklanıyor. Ama bilgisızlikten kaynaklanan bu olayı araştınp yazmakta büyük yarar var. Basın mensuplan ola- rak sizleri kesinlikle tenzih ederim, ama ne yazık ki bazı konular araştınbnadan yazılıyor. Bizim lüksle işimiz yok. Biz lüks değil, modern binalar yapıyoruz. Istanbul'daki bina da devletin bır kunı- luşundan, başka birkuruluşuna alınan bınadır. Biz hiçbir şeyı sırtımıza alıp da gitmıyoruz. Artı, biz orada devletinbir gaynmenkulünün çok ucuza git- mesini de engellemişizdir. Bunu eleştirenlere bir şey daha söyleyeyim. Ben- zer bir kurulun aynı yerde bızimle birlikte aldığı yerler dikkate almıp basmda dile getirilmezken ya da benzer kuruluşlann bızimkılerden çok daha mo- dern binalan varken neden SPK'nin bu binası sü- rekli gündeme alınır? O da bir soru işaretidir. Yatırımcının piyasaya güveni yok - tstinye'de son derece lüks ve modern bir binaya sahip olan örneğin tMKB 'yle bu şekilde uğraşılıyor mu? CANSIZLAR- Mesele iMKB'nin ya da başka bir kuruluşun binalan değil. Ama şöyle söyleyeyim. madem ısrar edıyorsunuz. Bizim lstanbul bürosunun bulunduğu binada Enerji Piyasası Üst Kurulu'nun da bir katı var. O zaman, "Acaba neden SPK" diye sormak lazım gelir. Her neyse... Sermaye piyasalan ashnda bütün demokratık ülkelerde en önemli tasarruf değerlendirme alanlanndan bir tanesidir. Sermayenin tabana yakınlaştınlması açısmdan da çok değerli bir müessesedır. Fakat izlenen politikalara, devletin borçlanma gereğine baktığımızda tasarruflann yönünün değiştığini görüyoruz. Gelişmiş ülkelere baktığımızda tasarruflann neredeyse yansı para pıyasalannda, yansı sermaye piyasalarında değerlendmlmiştir. Özellikle sermaye piyasalanm insanlar günlük alım satımın dışmda orta ve uzun vadelı gelir elde etmek ve emekliliklerinde ek gelir sağlayıcı bir mekanizma olarak görüyor. Sermaye piyasalan sermayenin tabana yayılması açısından önemli mekanizmalardır. O bakımdan gelişmiş ülkelerde bu piyasalann mutlak surette teşvık edıldiğini görüyoruz. Reel falzler yüksek - Türkiye'de de teşvik edilmesindeyarar olduğu görüşünde misiniz? CANSIZLAR-Evet, teşvık edilmelerinde büyük yarar vardır. Fakat şu anda devletin borçlanma gereğı yüksek olduğu ıçin çok çekicı görünmüyor. Ama devletin borçlanma gereği düştükçe ve vergı toplama gereksinimı azaldıkça sermaye piyasalan çok daha fazla önem kazanacaktır. Asıl gelişmişlik burada başhyor. - Reelfaizlerin bu kadar yüksek olduğu bir ülkedeyattrımı faizden bu tarafa çevirmek zor değil mi? CANSIZLAR - Ekonomik göstergelere baktığımızda reel faizlenn, döviz fiyatının düzeyı oldukça önemli. Reel faizlerin çok yüksek olduğu bir ortamda tasarruflann ne sermaye piyasalanna ne de daha başka alanlara gideceğıni düşünmek mümkün. Üstelik devlet kâğıtlan bayağı bol. Toplam menkul değerler içinde kamunun payı yüzde 92. Böyle bir ortamda tasarruflann bu tarafa gelmesini beklemek biraz iyimserlik gibi olur. Piyasalar niye sığ. sorusuna geldiğimizde özellikle son yıllarda mevzuat düzenlemelennden kaynaklanan bazı sıkıntılar var. Örneğin halka açık bankalann fona devriyle birlikte pek çok küçük tasarruf sahibinin tasarruflanrun bir anda yok olduğunu görüyoruz. Bu da 1999'daki kanun değişikliğiyle birlikte oldu. Daha önce tasarruflar hep devletin güvencesi altındaydı. tkincisi. imtiyaz tekeli verilen Çukurova, Kepez ve Aktaş şirketleriyle ilgili sorunlar. tmtıyaz tekeli bir günde farklı gerekçelerle ıptal edildiği için şirketteki küçük hıssedarlann paylan da yok oldu. Tabii ki piyasalann gelişmesi ve yatırımcının piyasaya tekrar çekilmesi açısmdan bunlara ilişkin bazı düzenlemelerin yapıhnası lazımdı, diye düşünüyorum. Onunla ilgili hükümet gerekli önlemleri alacaktır. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Yatırımcmın piyasaya yeniden güvenini sağlamak açısmdan bu konu çok önemli. Kayıplar büyük - Bir defona devredilen bankalann yatınmcılan vardu.. CANSIZLAR-Dört tane banka, yani Yaşarbank, Demirbank. Esbank, Toprakbank'ın 42 bin 670 yatuımcısı zarar görmüş ve bunun rakamsal boyutu 128.3 trilyon lira. Çukurova, Kepez ve Aktaş'ın toplam 24 bin 837 yatırmcısı mağdur olmuş. Bunun da mali portesi 132.4 trilyon lira. Yani bütün bunlann toplamına baktığımızda 67 bin 507 yatınmcı mağdur olmus. 260.8 trilyon liralık bir kayıplan var. Gördüğünüz gibi bu uygulamalann kesinlikle düzeltilmesi lazım. Halka açıklık durumlanna baktığımız zaman da 2000'de yüzde 35 iken, 2001 'de yüzde 1 olmuş. 2002'de yüzde 4 olmuş. 2003'ün şu ayı itibanyla halen yüzde 2. Yani bunlar kriz dönemlerinde düşüyorlar. - Peki bu şirketlerin halka açılmaları nasıl teşvik edilebilir? CANSIZLAR- Örneğin halka açıklık oranlan arttıkça kurumlar vergisı oranlannın düşürühnesi yoluna gidilebihr. Bu çok önemlidir. Bugün kurumlar vergisi, fonlar dahil yüzde 33. Halka açıklık oranı yüzde 30'a çıktıysa kurumlar vergisi oranı yüzde 30'a düşürülsün.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle