Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7EYLÜL2003PA2AR
10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr
Son kale tatil de
düştü düşecek
Istısna. hemen her alanda
karşımıza çıkar ama, ben
genellemeden, sıradanhktan
bahsedeceğim bu yazıda.
Her ne kadar yüzün üzennde
farklı miüetten insanm
yaşadığı Berlin
metropolünde, Almanlar
yabancı nüfusun etkisiyle.
isteyerek ya da
istemeyerek değişiyorlarsa
da Almanlann deyimiyle
"tipik Alman" taıumına uyan
bir çoğunluktan
bahsedeceğim. Almanlar
sabah erken kalkar, yeşil
alanlarda köpeklerini
gezdirir ve sağlüdı yaşam
adına koşu, yürüyüş yaparlar.
Alternatif takılan azınldc
yeşil çay, çoğunluk da
kahvesini içer, bol tereyağı
sürülmüş ekmeklerle
yaptıklan kahvaltılannda.
Domates ve zeytinin
bulunmadığı Alman
kahvaltısında, bolca salam-
sosis ve peynir tüketilir.
Fukara Alman mutfağınm
zenginliği, ekmeklerde
ortaya çıkar. Bir hafta taze
kalan, harikulade lezzetli
ekmekler çeşit çeşittır.
Çavdarlı, kabakçekirdekli,
haşhaşh, ayçekirdekli,
patatesli, cevizli, findıklı,
kepekli, üzümlü ve daha
birçok kanşık ve sade
çeşitler... Diğer
mutfaklardan, özellikle
Akdeniz ve Italyan
mutfağının spesiyaliteleriyle
birlıkte. yavaş yavaş
domatesin, yeşilliklenn
tadına vanlmaya
başlarur ama, bu
yazı tipik
Almanlardan
ibaret. Bütün gün
çalışan Herr
Müller ya da Frau
Sandman akşam ^ ^ ^ ^ ^
yemeği yemez.
Almancada eğer dışarda
yenıyorsa yemek, "akşam
yemeği'' deniliyor, onun
dışında evde herkes
"Abendbrot" yer, yani
"akşam ekmeğL" Sabah
kahvalnda bol ekmek, öğlen
işyerine götürülen ekmek
arası bir şeyler ve akşam,
akşam ekmeği. Bir de
Türklere çok ekmek yiyor
derler, valla yalan, işte bakın
Almanlara. Dedim ya,
adamlann mutfağı, mutfak
denemeyecek kadar küçük,
ama ekmeklen çok güzel,
görmemişin ekmeği olmuş,
tuhnuş ekmeği birçok
öğünün yerine koymuş. Nazi
dönemi sonrası bir Kültür
Bakanı. şöyle demişti:
"Ülkenin kalknunası, bozok
efconomisini bir düzeitmesi
gerekiyordu. Kurulan
fabrikalar. fabrikalarda
çalışan işçikr sanayi toplumu
obnamız için önemtiydîler.
tşçilerin sabah fabrikaya
gidip verimli çahşabUmeleri,
kalkuıma için çok önemliydi.
Bu yüzden her semtte birkaç
tryatro açtık ve deviet desteği
sağladık. Amacımız. bir
akşam önce güzel bir eser
tdeyip. güzelce uykusunu ahp
ertesi sabah muthı uyanan
bireyin, mutlu ve verimH
olarak fabrikada
çahşmasrydı." Tiyatrolar
yerinı zamanla sinamaya ve
özellikle Hollyvvood
filmlerine, disko ve barlara,
Güney Amerika dans
kulüplerinde öğretilen samba
BERLİN
ve tangoya. İtalyan
kafelerine. nargile içilen
Orient kulüplere bıraktı.
Berlin'de beş sene içinde
devlet desteginden yoksun
kalarak kapanan tiyatrolardan
bir zincir oluştu. Fabrikalarda
çalışan Almanlann
çoğunluğu yerini, göçmen ve
zamanla yerleşik olan
yabancılara bıraktı.
Yabancılann çoğunluğu
önceleri işçi aileleriydi, ama
ucuz üniversite eğitimi için
dünyanın birçok ülkesinden
gelen genç nüfus da buna
eklenince, ülkenin havası
değişti. Tabiı Almanlann da.
Peki değişmeyen neler var?
Mesela, her Alman için hâlâ
önemını koruyan "Ben
tatilimi yurtdışında yapanm"
olgusu. Avrupa'da yıllık
izinler çok uzun. Danımarka
ve Belçika'nın ardından, en
uzun yıllık izin 5.5 ila 6
haftaya yayılan Almanya'da.
Almanlar izin sıralamasında
3. gelirken en çok gezen
millet unvanlannı
kaptırmadılar. Buna paralel
olarak, yurtdışında turistlere
yönelık terörden oldukça pay
alıyorlar. Ama durum
değişecek gıbı görünüyor.
Alman turistlerin yurtdışında
uğradıklan saldınİarda can
vermesi, yaralanmasından
dolayı değil sadece. tşin bir
de maddi bovutu var. Markı
naftalinle sandıklara
kaldıramadık ne yazık kı, bir
sonraki mevsimde tekrar
havalandınp kullanalım.
Hayır, tamamen
veda ettik. sağ
salim kavuşalım
diye ardından su
bile dökemedik,
bu veda kati ve
ebediydi.
^ ^ ^ ^ ^ Önceleri
bocaladık. Bu
bocalamadan en çok
garsonlar nasibini aldı. markı
Euro'ya tam çeviremeyıp
alışkanlıktan eski usul bahşiş
vermeye devam ettik ama
hemen ardından, maaşlar
yanya indi ve diğer her şey
yanya inecekken aynı kalıp
marka göre iki katına çıkmış
oldu. Insanlar alışverişe
çıkmaktan korkar oldular.
Mutfak alışverişine bütçeler
yetmemeyebaşladı. Berlin'de
işsizlik rekor seviyeye ulaştı.
Ekonomi çıkmazda. 140-150
senede bir görülen sıcaklık.
belki bu hayat pahalılığında
bu yıl tatile çıkamayan
Almanlan pek etkilemedi,
ama sonbahar geldi çattı.
Yaklaşan kış. mutsuzluklan
da beraberinde taşımaya
başladı. Tipik Almanlann
yabancı etkisiyle değışen,
mutfak, giyim, eğlence
hayatına karşı, son kaleleri
olan yurtdışında tatil lükslen
de düşmek üzere.
Çatırdamayan Alman
ekonomisiyle. kaledeki
düşman askerleri. kızgın
yağlan döktüler. bu yazın
bizi kavurması gibi. Bakalım
Almanya'da daha hangı taşlar
yerlerinden oynayacak,
yerlerine hangi yenileri
konacak
9
Gerçi Almanlar
değişikliklerden pek
hoşlanmadıklanndan, hemen
adapte olamazlar ama kötüye
giden ekonomi olunca. ikame
denen bir kelıme de gün gelir
vazgeçilmez olur.
BukalemlO(g yahoo.com
BANU
BtKTEK
wwvy.barisarock.com
(12.00)
6-7 Eylül Sarıyer
(Baharsuyu Piknik Alanı /Bahçeköy Yolu)
6 EYLÜL CUMARTESİ • Arima • Buürtsuzluk Ûrfemi • Chumbavvamba
(İngiltere) • Gokalp Baykat • Grizu • infected • Kazım Koyuncu • Manga
• Mehmet Atlı • MBM • Mşvidobis Megobrebi [Giircistan] • Objektif
• Ockatams lingiltere) • Oyuncak Araba • Soul Sacrifıce • Vega • Yaşar Kurt
• Vırtık Uçurtma 7 EYLÜL PAZAR • Atracas • Akın Etdes • BabaZula
• Cem Karaca • Dorian • Işığın Yansıması • ihtiyaç Molası • Kara Günes
• Keops • Koma Rewşen • Metro • Mojjollar • morveötesi • Murat Celik
• Shahhadeen Ya Batadna (Lübnanl • Vedat Sakman • Zardanadam • 6. Cadde
Mtet Satı* HaktaUra ••yojüı Karga • istiklal Küllür Merfcezt • Mephisto
• Metropol • Ada KüUür • Semerkant • Köstebek Bcyiktaş Pena Müzik
Akurıy Ezgi Müzik Mtfıkiy Seyhan Mözik Bakırkijr Beyaz Martı
Bu ilan Cumhuriyet'ın katkılanyla yayınlanmıştır.
Teyze, sizebabadiyebiürmiyim...
Masada ben, Myriam ve Mike var.
Myriam Belçikalı, Mike Ingiliz.
Öğle yemeğini birlikte yediğimız Myriam
telaşlı. Akşama, eşının hamile olan
kuzeni, arkadaşıyla birlıkte oturmaya
gelecek. Eee, ne var bunda demeyin
şimdi. Mynam'lara ziyarete gelen çıft
lezbıyen olunca ış değışiyor. Üstelik
bunlardan biri de hamileyse! Çıft, bir
kuruluş aracılığıyia dönordan sperm
ahnış. Mike hemen soruyor; "Babayı
beörleme hakkı var mı? Çiftler bağış
yapan Idşiyi tanıyacaklar mı? Doğacak
çocuğun cinsiyeti betiıienebihyor mu?"
Ben sıraya giriyorum; "Çocuk künin
üzerine kaydedikcek? Çift, bir çocuk daha
isterse bu kez kim hamile olacak? \Tne
aynı anne ve yine aynı bağışçı babadan mı?
Babanın doğacak çocuk üzerinde babahk
hakkı olacak mı?"
Ama bu haksızlık dıye söze
giriyor Mike. •'Erkek çiftlerin
böyle bir şansı yok. Gah'ba
Belçika'da eşcinseUerin
evienmeleri yasal ama evlat
edfinemiyorlar."
Myriam ve ben evlat _^_—^__
edinmelerinin şimdilik
mümkün olmadığmı söylüyoruz. Myriam
çocuğun mıras konusundaki durumunu
merak ediyor. Ben çocuğun
yetıştınlmesinde ortaya çıkabilecek olası
sorunlan sorgulayıp, "geleneksel anne ve
baba rouerinin" geleceğini merak ettiğimi
söylüyorum. Öyle ya. doğacak çocuk,
annesi dışında evlerinde yaşayan ve
annesiyle aynı cinsten olan kadına, "Teyze,
size baba dryebihr miyim?" mi diyecek
BRÜKSEL
ERDÎNÇ
UTKT
şimdi? Homo çiftlerin çocuklan
da ileride aynı soruyu, "Amca
size anne diyebiur mi\im" diye
mi soracaklar... Çocuklann
gelecekteki istekleri
düşünülüyor mu? Bu çiftler
çocuk sarlibi olmayı çok
- ^ — — arzuluyorlar ve sahip olma
şansını da yakalamışlar,
doğacak çocuk bir babaya ya da anneye
ihtiyaç duyduğu zaman, onun isteklenni
yerine getirebilecekler mi? Şimdilik
sadece kendi arzulanndan yola çıkıyorlar.
Çocuk okulda diğer çocuklarla
sosyalleşme sürecine girdiği zaman bir
baba "varhğmdan'' haberdar olacak, bir
şeylerin yokluğunu fark edecek. Ya da
anne-babasının başkası olduğunu bildigi
zaman belki de onunla yaşamak isteyecek.
bian
rmuda 'yı
rdu
Fabian kasırgası
dün Atlas
Okyanusu" ndald
Bermuda
Adası'nı Mirdu.
Hızısaatte213
kilometreye
kadar ulaşan
nrnna ve şiddetü
yağmur, adada
büyük hasara
yol açü, yüzlerce
ağaç devrildi,
tekneler karaya
vurdu.
Kasırgada
yaralananlar
ohırken can
kaybı
yaşanmadı.
Adayı önceki
gün vuran
nrtmadün
etkisini
yitirmeye
başladı.
(REUTERS)
İsveç'teki Osmanlı-Türk hazinesi tehlikede
Stockholm'ün doğusundaki
Södermanland bölgesinde
Biby adlı küçük bir yerleşim
yeri var. Bu şirin yerdeki iki
katlı, kırmızı renkli küçük bir
konakta, dünyanın en özgün
kültür hazinesi, sessiz sedasız
bir şekilde 300 yıldan fazladır
korunmakta. Genellikle
"Turcica koleksryonu" denilen
bu kolleksıyonda, Osmanlı-
Türk sanatının özgün yapıtlan
yer alıyor. Birkaçı geniş
boyutlu, biri çok uzun bir
panaroma resmi olmak üzere
102 inli ufaklı tablo ve çok
sayıda akvarel, bu koleksiyona
dahıl. Yağlıboya tablolar
arasında padişah portreleri, kır
manzaralan \ e sadrazamın
huzuruna çıkılırkenki töreni
yansıtanlar bulunmakta. 1727
ve 1733'te, Demirbaş Şari'uı
bıraktığı borçlan tahsıl etmek
için gelen Türk heyetlerin
resimlen de tablolar arasında
yer almakta. Aynca, konağın
"Türk odası"nda, bir Osmanlı
sediri. tahta işlemeli bir sehpa,
"gümüş kahve takmu", bakır
siniler, "şerbet kaşıklarT da
korunmakta. Istanbul, 18.
yüzyıldaki görünümüyle canlı
bir tarih olarak tutulmakta.
Isveçlilerin, Beyoğlu'ndaki
tarihi binalanndan Istanbul'u
ayaklan altında görebildıkleri
devirden kalan canlı bir tarih
olarak. Bütün bu mutluluğu,
Isveç'in en köklü ailelerinden
Çelsing ailesine borçluyuz.
Çünkü bütün her şey özel ve
burası öyle gelinip gezilen bir
müze değil, aılenın kendi evı.
Ve bu özelliğini, 86 yaşındakı
Fredrik von Cebing ölene dek
koruyacak. Çünkü o zamana
dek, kültürei mırasın
bölünmeden ve satılmadan
korunmasını sağlayan yasa
geçerlilığıni koruyor. Ondan
sonra, büyük ekonomik
kaynaklar bulunarak bu özgün
koleksiyon bozulmadan
korunmazsa parçalanıp
bütünlüğünü yitirecek. Bu sanat
yapıtlannın birlikte korunması.
onu dünyanın en
özgün kültür
hazinesi yapıyor
çünkü. Isveç ile
Türkiye ve Osmanlı
Imparatorluğu
arasındaki ilk
ilişkiler, 17.
yüzyıhn ortalannda
Kral Kari X. Gustav ın
Istanbul'a bazı diplomatlar
göndermesiyle başladı.
Ardından Karl Xü"nin, yani
bizdeki adıyla Demirbaş Şarl'ın
o zamanlar Osmanlı sınırlanna
dahil olan Bender'e sığınması
ve Istanbul'a çeşitli temsilciler
göndermesiyle devam etti.
GustafCelsing, 1757 yılmda,
halen tsveç'in Istanbul
Başkonsolosluğu'nun olduğu
yerde bulunan binayı satm aldı.
Bu bina, Isveç'in yurtdışındaki
ilk binası oldu. O bina daha
sonra iki kez yandıysa da yerine
STOCKHOLM
GURHAN
UÇKAN
yenileri inşa edildı. Derhal
"Palais de Suede" adını alan
bina, Isveç'in ilk resmi
temsilciliği olarak Istanbulun
yoğun diplomasi dünyasında
yerine aldı. Latınce "Türk,
Türklere aft" anlamına gelen
"Turcica" sözcüğü de o
zamanlar yayılmaya başladı.
Yabancı diplomatlar ve dığer
görev liler, kentın tarihıne
saygıdan dolayı Konstantinopol
adıyla andıklan Istanbul'dan
aynlırlarken \atanlanna,
Osmanlılara ait özgün eşyalar
götürüyorlardı. (Istanbul
sözcüğüyle daha
çok Topkapı Sarayı
ve çevresi
kastediliyordu.
Konstantinopol
onlar açısmdan bir
Bizans adı değil,
_ _ ^ _ _ _ biraz korkarak da
olsa, büyük
hayranlık duyduklan dev bir
kentin gizemli adıydı.) Baba
Gustaf Çelsing'in izinden
oğullan Gustaf ve LTricde gitti.
Genç Gustaf Çelsing 1745'te
îstanbul'a geldiğinde, îsveç'in
temsilciliği kalıcı statü
kazanmıştı. Gelsing ailesinin
getirdiğı Osmanlı-Türk
yapıtlan. çeşitli yerlerde
bulunduktan sonra, bir bsmı
dışmda kalanlar, ailenin
Biby'dekı "mafikânesinde" bir
araya getirildi. Şimdi de
günümüze dönelim. Geçen salı
günü Stockholm'de Atlantis
Yayınevi tarafından yayımlanan
çok ılginç ve değerli bir kitap
tanıtıldı. Isveç'in tstanbul
Bılimsel Araştırmalar
Enstitüsü'nün Başkanı Karin
Adahl başkanlığındaki 8 yazar
ve araştırmacının ortak
çalışması olarak 5 yıla yakm bir
sürede oluşturulan
"Konstantinopol Anısı" adlı
kitapta. ışte bu "Turcica
Koleksiyonu" tamtılıyor. Çok
sayıda renkli resim ve
fotoğrafin yer aldığı 436
sayfalık kitaptaki "Osmanh aile
ağacı" ve "18. Yüzvilda
Konstantinopol'deki ve Biby
Kolfksiyonu'ndaki Kırsal
Manzaralı Tablolar" adlı
yazılann yazan. Hacettepe
Üni\ersıtesı Sanat Tarihi
Profesörü Günsel Renda.
Karin Adahl, kitabın tanıtımı
sırasında yaptığı konuşmada,
Çelsing ailesinin bu zamana
kadar büyük bir özvenyle bu
özgün koleksiyonu koruduğunu
söyledı \ e bundan sonra bu
görevin Is\ eçlı kurumlara
düştüğünü \oirguladi. Adahl,
"Çünkü bu her şeyden önce bir
îsveç kültür nûrasıdır. Türk
değü" dedı ve ekledı: "Eğer
Celsing aiksi böylesine
kararhhkla bu şaheseri
korumamış oLsaydı, şimdi bazı
tablolar Boğazjçi'ndeki
yaularda ohırdu." Osmanlılann
tonınlan olarak bizler ne
yapabiliriz? Yanıt bekleyen bir
soru da bu.
Bu sorunlann çocuğun psıkolojisinde ne
gibi hasarlar açabüeceğinı düşünüyorlar
mı? Yoksa bencilce davranıp çocuğun
yaşamuıı kendi istedıkleri biçimde mı
şekillendiriyorlar? Yasalannda eşcinsel
e\liliğe izin \eren ilk iki ülke olan
Hollanda ve Belçika bu konuda dünyanın
laboratuvan gibi kullamlıyor. Öncü
olmanın da bir bedeli var elbet.
Tabaklanmız boşalınca. işe dönüyoruz.
Aynı üçlü, ertesi gün buluşuyoruz. Mike ve
ben meraklı gözlerle Myriam'a bakıyoruz.
Biz daha "Nasıl geçti" diye sormadan o
anlatıyor; gayet normal geçmiş. Çift
doğum yapılacak hastane bulmakta zorluk
çekiyormuş. Kahteli hastaneler doğuma
ev et demeden önce "doğum yapacak ldşi
ve eşini übbi ve psikolojik testienkn"
geçiriyorlarmış. Çocuğun geleceği çok
önemliymiş ve ancak testler ve
görüşmeler sonunda çıftin uygun
aile ortamı sağlayabıleceği
düşünülürse, doğuma onay
veriliyormuş. Akşam evde gazeteleri
tararken "bekârhğa veda
partflerTnin kadınlar arasmda da
yaygınlaştığı haberi dikkatimi
çekıyor. Yeni cinselliğin bir
göstergesi olarak Belçika'da
kentlerdeki gelin adaylanmn yanya
yakını kadm kadına cinsel
özgürlüğün son gecesi olarak "veda
partisP düzenlıyormuş. "Cinsel
devrim sayesinde evlüıkle kadınlann
da cinsel özgürtiiklerini kaybettikleri
hayadan bo>unca aynı adamla
birlikte olmak zorunda kakuldannı,
bu nedenle kadınlann da
kaybettikleri cinsel özgürlüğün son
gününü eğlenceyle kutladıklannr
yazıyor gazete. Erkeklerin
partilerinde olduğu gibi kadınlann
eğlencelerine ya -soyunan erkek
dansçı -stripper davet ediliyor ya da
kadmlar stripper kulüplerine
gidiyorlar. Kadınlann üçte biri veda
gecesinde erkek dansçı kullanırken,
cinsel özgürlüğün son gecesini
kutlamanın başka yöntemleri de \ar.
Çoğunlukla gelin, kız arkadaşlannm
verdiği ödevleri yapmak zorunda.
Aşın kaba erkeklerden telefon
numaralannı istemek, evleneceği
kişıyle aynı isımli ya da aynı tarihte
doğmuş başka bir erkek bulmak sık
rastlanan örnekler. Gelinin bz
arkadaşlan, gelimn elbiselerini
prezervatif takarak süslüyorlar ve
geline penis şeklinde küpe
takıyorlar. Kadınlann çoğu
tanımadığı başka bir erkeği
öpmekten öteye gitmiyor. Cinsel
özgürlüklerinin son günü diye başka
bir erkekle birlikte olmuyorlar.
Kadmlar işin cinsellik tarafını
mizahi bir şekilde ele ahyorlar;
erkek dansçıva gülünüyor, verilen
öde\ ler komik eylemlerden
oluşuyor. Erkek veda partilerinde
olduğu gibi kadınlann partilerinde
de amaç gelıni körkütük sarhoş
etmek! Bir parti haberinden diğerine
geçiyorum. Çoğu Hollanda"dan
gelen eşcinsellenn Anvers'te bir
gemide düzenledikleri "ga>
r
parua"
ve "kendisinp ,\DDS virüsü
bulaşürnıak için partrye
kaûlanlann" savısının hiç de az
olmadığmı okuyunca şok oluyomm.
"Kaolanlann çoğu AIDS'nydi,
diğerierine de o gece bulaşü"' başlıklı
haberde, "Hayaamda, virüsün bana
bıuaşoğmı \e AIDS olduğumu
bildigim andan daha şehvetn' bir şey
tatmadmr dıyen eşcınselin, benim
bile hoşgörü sınırlanmı zorlayan
densizlığıni okuyorum. Hatta
bazılannın internette "kendisine
AIDS bulaşüracak gönüllüler
aradığını ve insanlık adına bunu seve
seve yapm iste>enlere .AIDS
bulaşûranlann \urfagmi" anlamakta
güçlük çekiyorum. Ben aslında
başka dünyalardan \
r
e rüyalardan
bahsetmek. başka şeyler yazmak
istiyorum. Hayat ise bana bu
yazdıklanmı dikte ettiriyor.
erdincutku(2>'ahoo.conı
VEFAT
Baromuz üyelerinden
AVUKAT
SEYFETTİN ÖZENÇ
vefat etmıştır.
Cenazesi 07.09.2003 Pazar günü (T3ugün) öğle namazını
müteakip Torbalı ilçesı Ertuğrul Camii'nden
kaldınlacaktır.
Ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dilenz.
İZMİR BAROSU BAŞKANLICI
HAVZA SULH HUKUK
MAHKEMESİNDEN
Esas No: 2002 441
Davacılar H. Basri ICayaer ve E. Sabri Kayaer tarafın-
dan davalılar Şinasi Çakır vs. aleyhıne açılan taksim da-
vasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasın-
da; Dahili davalı Cahide Kaya (Köseoğlu) ve davalı Nej-
det Çakır'a bütün aramalara rağmen da\a dilekçesi ve du-
ruşma günü tebliğ edilememış ve adreslen de tespit edı-
lemediğinden. ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmiş-
tır. Karar gereğince. duruşmanın atılı bulunduğu
16.10.2003 günü saat. 09.00'da Havza Sulh Hukuk Mah-
kemesi dosyasmın duruşmasında hazır bulunmanız veya
kendmizi bir \ekılle temsıl ettirmenız. bulunmadığınız
takdirde yokluğunuzda duruşmalara devam edileceğı ve
karar verileceği ılanen tebliğ olunur. 28.08.2003
Basın: 42364
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar...
Restorant & Havuz Ağaçtenn s^tğtndsn denızgoruntüsunu çekemetfsk Geitn gorun.
AKDAĞMADENt KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 2003 18Es
Davacı Orman Işletme Müdürluğü tarafından davalı Bayram Karaçmar aleyhıne açılan kadastro tespıtınin iptali davası-
nın mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan uyannca,
,^kdağmadeni ilçesi Güllük yapılan kadastro çalışmalan sırasında. 107 ada 84 nolu parselın davalı adına tespit gördüğü-
nü, bu nedenle yapılan tespıtin iptali ile tasınmazın orman vasfinda Hazme adına tescıline karar verilmesini talep etmiş
olup. açık adreslen tespit edilemeyen davalı Bayram Karaçmar'a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edılemediğinden
ılanen tebliğıne karar venlmış olup,
Davalılann 16.10.2003 günü saat 09 00'a bırakılan dunışmaya gelmediklen veya kendilerinı bir vekıl ile temsıl ettırme-
dıklen, ibraz etmek istedıkleri belgelen ıbraz etmedıklen takdirde tahkıkat ve yargılamaya yokluklannda bakılarak hüküm
kurulacağı ilanen tebliğ olunur. Basın 42098
C
lub Onent, Artk Çağın adalet, sağlık ve banş ıçın buluşma merkezı
oian Oren'de denıze 'sıtır* bınbır yıldızlı bir tatil koyudur Homeros'un
doğum yerı "Işıklar Sahılı"nde, Dunyanın atmosfennde oksijen oranı
en yuksek ıkı noktasından bın olan Edremıt Korfezı'nde. Zeytın Rıvıerası'ndadır
Club Onenrie. Ege s'tılınde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresı 2-4 veya
4-6 kışılık aıleler ıçın tasarlanmış. ıçlennde duş,WC ve telefon olan odalardan
oluşur Tum kapılar dev bir botanık bahçesıne açılır Bahçe b'ter. ıncecık kumiu
plaj başlar
Ozurluler ve engellıler için tumuyle öuzayak, veıetaryenler ve diabeökler için
sorunsuz tatil Gunluk doktor vızıt.
Antifc Caiın
Kpnventuşu
Örende yer alan
Club Orient
uluslararası
sanatcılann.
Kifi başı YP 36.000.000 TL, 0-12 ya; ûcntsü, (3J-4.-5.-6. kişUer, 18.000.000 TL
Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhanivc
Tel: 0.266.416 53 54 - 416 34 45 • Fax: 0.266.416 40 26
cevrecllerin
günûmüzdefci
Bulusma Merkezldir.
w\v\v club-onent com