23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7EYLÜL2003PA2AR 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr Son kale tatil de düştü düşecek Istısna. hemen her alanda karşımıza çıkar ama, ben genellemeden, sıradanhktan bahsedeceğim bu yazıda. Her ne kadar yüzün üzennde farklı miüetten insanm yaşadığı Berlin metropolünde, Almanlar yabancı nüfusun etkisiyle. isteyerek ya da istemeyerek değişiyorlarsa da Almanlann deyimiyle "tipik Alman" taıumına uyan bir çoğunluktan bahsedeceğim. Almanlar sabah erken kalkar, yeşil alanlarda köpeklerini gezdirir ve sağlüdı yaşam adına koşu, yürüyüş yaparlar. Alternatif takılan azınldc yeşil çay, çoğunluk da kahvesini içer, bol tereyağı sürülmüş ekmeklerle yaptıklan kahvaltılannda. Domates ve zeytinin bulunmadığı Alman kahvaltısında, bolca salam- sosis ve peynir tüketilir. Fukara Alman mutfağınm zenginliği, ekmeklerde ortaya çıkar. Bir hafta taze kalan, harikulade lezzetli ekmekler çeşit çeşittır. Çavdarlı, kabakçekirdekli, haşhaşh, ayçekirdekli, patatesli, cevizli, findıklı, kepekli, üzümlü ve daha birçok kanşık ve sade çeşitler... Diğer mutfaklardan, özellikle Akdeniz ve Italyan mutfağının spesiyaliteleriyle birlıkte. yavaş yavaş domatesin, yeşilliklenn tadına vanlmaya başlarur ama, bu yazı tipik Almanlardan ibaret. Bütün gün çalışan Herr Müller ya da Frau Sandman akşam ^ ^ ^ ^ ^ yemeği yemez. Almancada eğer dışarda yenıyorsa yemek, "akşam yemeği'' deniliyor, onun dışında evde herkes "Abendbrot" yer, yani "akşam ekmeğL" Sabah kahvalnda bol ekmek, öğlen işyerine götürülen ekmek arası bir şeyler ve akşam, akşam ekmeği. Bir de Türklere çok ekmek yiyor derler, valla yalan, işte bakın Almanlara. Dedim ya, adamlann mutfağı, mutfak denemeyecek kadar küçük, ama ekmeklen çok güzel, görmemişin ekmeği olmuş, tuhnuş ekmeği birçok öğünün yerine koymuş. Nazi dönemi sonrası bir Kültür Bakanı. şöyle demişti: "Ülkenin kalknunası, bozok efconomisini bir düzeitmesi gerekiyordu. Kurulan fabrikalar. fabrikalarda çalışan işçikr sanayi toplumu obnamız için önemtiydîler. tşçilerin sabah fabrikaya gidip verimli çahşabUmeleri, kalkuıma için çok önemliydi. Bu yüzden her semtte birkaç tryatro açtık ve deviet desteği sağladık. Amacımız. bir akşam önce güzel bir eser tdeyip. güzelce uykusunu ahp ertesi sabah muthı uyanan bireyin, mutlu ve verimH olarak fabrikada çahşmasrydı." Tiyatrolar yerinı zamanla sinamaya ve özellikle Hollyvvood filmlerine, disko ve barlara, Güney Amerika dans kulüplerinde öğretilen samba BERLİN ve tangoya. İtalyan kafelerine. nargile içilen Orient kulüplere bıraktı. Berlin'de beş sene içinde devlet desteginden yoksun kalarak kapanan tiyatrolardan bir zincir oluştu. Fabrikalarda çalışan Almanlann çoğunluğu yerini, göçmen ve zamanla yerleşik olan yabancılara bıraktı. Yabancılann çoğunluğu önceleri işçi aileleriydi, ama ucuz üniversite eğitimi için dünyanın birçok ülkesinden gelen genç nüfus da buna eklenince, ülkenin havası değişti. Tabiı Almanlann da. Peki değişmeyen neler var? Mesela, her Alman için hâlâ önemını koruyan "Ben tatilimi yurtdışında yapanm" olgusu. Avrupa'da yıllık izinler çok uzun. Danımarka ve Belçika'nın ardından, en uzun yıllık izin 5.5 ila 6 haftaya yayılan Almanya'da. Almanlar izin sıralamasında 3. gelirken en çok gezen millet unvanlannı kaptırmadılar. Buna paralel olarak, yurtdışında turistlere yönelık terörden oldukça pay alıyorlar. Ama durum değişecek gıbı görünüyor. Alman turistlerin yurtdışında uğradıklan saldınİarda can vermesi, yaralanmasından dolayı değil sadece. tşin bir de maddi bovutu var. Markı naftalinle sandıklara kaldıramadık ne yazık kı, bir sonraki mevsimde tekrar havalandınp kullanalım. Hayır, tamamen veda ettik. sağ salim kavuşalım diye ardından su bile dökemedik, bu veda kati ve ebediydi. ^ ^ ^ ^ ^ Önceleri bocaladık. Bu bocalamadan en çok garsonlar nasibini aldı. markı Euro'ya tam çeviremeyıp alışkanlıktan eski usul bahşiş vermeye devam ettik ama hemen ardından, maaşlar yanya indi ve diğer her şey yanya inecekken aynı kalıp marka göre iki katına çıkmış oldu. Insanlar alışverişe çıkmaktan korkar oldular. Mutfak alışverişine bütçeler yetmemeyebaşladı. Berlin'de işsizlik rekor seviyeye ulaştı. Ekonomi çıkmazda. 140-150 senede bir görülen sıcaklık. belki bu hayat pahalılığında bu yıl tatile çıkamayan Almanlan pek etkilemedi, ama sonbahar geldi çattı. Yaklaşan kış. mutsuzluklan da beraberinde taşımaya başladı. Tipik Almanlann yabancı etkisiyle değışen, mutfak, giyim, eğlence hayatına karşı, son kaleleri olan yurtdışında tatil lükslen de düşmek üzere. Çatırdamayan Alman ekonomisiyle. kaledeki düşman askerleri. kızgın yağlan döktüler. bu yazın bizi kavurması gibi. Bakalım Almanya'da daha hangı taşlar yerlerinden oynayacak, yerlerine hangi yenileri konacak 9 Gerçi Almanlar değişikliklerden pek hoşlanmadıklanndan, hemen adapte olamazlar ama kötüye giden ekonomi olunca. ikame denen bir kelıme de gün gelir vazgeçilmez olur. BukalemlO(g yahoo.com BANU BtKTEK wwvy.barisarock.com (12.00) 6-7 Eylül Sarıyer (Baharsuyu Piknik Alanı /Bahçeköy Yolu) 6 EYLÜL CUMARTESİ • Arima • Buürtsuzluk Ûrfemi • Chumbavvamba (İngiltere) • Gokalp Baykat • Grizu • infected • Kazım Koyuncu • Manga • Mehmet Atlı • MBM • Mşvidobis Megobrebi [Giircistan] • Objektif • Ockatams lingiltere) • Oyuncak Araba • Soul Sacrifıce • Vega • Yaşar Kurt • Vırtık Uçurtma 7 EYLÜL PAZAR • Atracas • Akın Etdes • BabaZula • Cem Karaca • Dorian • Işığın Yansıması • ihtiyaç Molası • Kara Günes • Keops • Koma Rewşen • Metro • Mojjollar • morveötesi • Murat Celik • Shahhadeen Ya Batadna (Lübnanl • Vedat Sakman • Zardanadam • 6. Cadde Mtet Satı* HaktaUra ••yojüı Karga • istiklal Küllür Merfcezt • Mephisto • Metropol • Ada KüUür • Semerkant • Köstebek Bcyiktaş Pena Müzik Akurıy Ezgi Müzik Mtfıkiy Seyhan Mözik Bakırkijr Beyaz Martı Bu ilan Cumhuriyet'ın katkılanyla yayınlanmıştır. Teyze, sizebabadiyebiürmiyim... Masada ben, Myriam ve Mike var. Myriam Belçikalı, Mike Ingiliz. Öğle yemeğini birlikte yediğimız Myriam telaşlı. Akşama, eşının hamile olan kuzeni, arkadaşıyla birlıkte oturmaya gelecek. Eee, ne var bunda demeyin şimdi. Mynam'lara ziyarete gelen çıft lezbıyen olunca ış değışiyor. Üstelik bunlardan biri de hamileyse! Çıft, bir kuruluş aracılığıyia dönordan sperm ahnış. Mike hemen soruyor; "Babayı beörleme hakkı var mı? Çiftler bağış yapan Idşiyi tanıyacaklar mı? Doğacak çocuğun cinsiyeti betiıienebihyor mu?" Ben sıraya giriyorum; "Çocuk künin üzerine kaydedikcek? Çift, bir çocuk daha isterse bu kez kim hamile olacak? \Tne aynı anne ve yine aynı bağışçı babadan mı? Babanın doğacak çocuk üzerinde babahk hakkı olacak mı?" Ama bu haksızlık dıye söze giriyor Mike. •'Erkek çiftlerin böyle bir şansı yok. Gah'ba Belçika'da eşcinseUerin evienmeleri yasal ama evlat edfinemiyorlar." Myriam ve ben evlat _^_—^__ edinmelerinin şimdilik mümkün olmadığmı söylüyoruz. Myriam çocuğun mıras konusundaki durumunu merak ediyor. Ben çocuğun yetıştınlmesinde ortaya çıkabilecek olası sorunlan sorgulayıp, "geleneksel anne ve baba rouerinin" geleceğini merak ettiğimi söylüyorum. Öyle ya. doğacak çocuk, annesi dışında evlerinde yaşayan ve annesiyle aynı cinsten olan kadına, "Teyze, size baba dryebihr miyim?" mi diyecek BRÜKSEL ERDÎNÇ UTKT şimdi? Homo çiftlerin çocuklan da ileride aynı soruyu, "Amca size anne diyebiur mi\im" diye mi soracaklar... Çocuklann gelecekteki istekleri düşünülüyor mu? Bu çiftler çocuk sarlibi olmayı çok - ^ — — arzuluyorlar ve sahip olma şansını da yakalamışlar, doğacak çocuk bir babaya ya da anneye ihtiyaç duyduğu zaman, onun isteklenni yerine getirebilecekler mi? Şimdilik sadece kendi arzulanndan yola çıkıyorlar. Çocuk okulda diğer çocuklarla sosyalleşme sürecine girdiği zaman bir baba "varhğmdan'' haberdar olacak, bir şeylerin yokluğunu fark edecek. Ya da anne-babasının başkası olduğunu bildigi zaman belki de onunla yaşamak isteyecek. bian rmuda 'yı rdu Fabian kasırgası dün Atlas Okyanusu" ndald Bermuda Adası'nı Mirdu. Hızısaatte213 kilometreye kadar ulaşan nrnna ve şiddetü yağmur, adada büyük hasara yol açü, yüzlerce ağaç devrildi, tekneler karaya vurdu. Kasırgada yaralananlar ohırken can kaybı yaşanmadı. Adayı önceki gün vuran nrtmadün etkisini yitirmeye başladı. (REUTERS) İsveç'teki Osmanlı-Türk hazinesi tehlikede Stockholm'ün doğusundaki Södermanland bölgesinde Biby adlı küçük bir yerleşim yeri var. Bu şirin yerdeki iki katlı, kırmızı renkli küçük bir konakta, dünyanın en özgün kültür hazinesi, sessiz sedasız bir şekilde 300 yıldan fazladır korunmakta. Genellikle "Turcica koleksryonu" denilen bu kolleksıyonda, Osmanlı- Türk sanatının özgün yapıtlan yer alıyor. Birkaçı geniş boyutlu, biri çok uzun bir panaroma resmi olmak üzere 102 inli ufaklı tablo ve çok sayıda akvarel, bu koleksiyona dahıl. Yağlıboya tablolar arasında padişah portreleri, kır manzaralan \ e sadrazamın huzuruna çıkılırkenki töreni yansıtanlar bulunmakta. 1727 ve 1733'te, Demirbaş Şari'uı bıraktığı borçlan tahsıl etmek için gelen Türk heyetlerin resimlen de tablolar arasında yer almakta. Aynca, konağın "Türk odası"nda, bir Osmanlı sediri. tahta işlemeli bir sehpa, "gümüş kahve takmu", bakır siniler, "şerbet kaşıklarT da korunmakta. Istanbul, 18. yüzyıldaki görünümüyle canlı bir tarih olarak tutulmakta. Isveçlilerin, Beyoğlu'ndaki tarihi binalanndan Istanbul'u ayaklan altında görebildıkleri devirden kalan canlı bir tarih olarak. Bütün bu mutluluğu, Isveç'in en köklü ailelerinden Çelsing ailesine borçluyuz. Çünkü bütün her şey özel ve burası öyle gelinip gezilen bir müze değil, aılenın kendi evı. Ve bu özelliğini, 86 yaşındakı Fredrik von Cebing ölene dek koruyacak. Çünkü o zamana dek, kültürei mırasın bölünmeden ve satılmadan korunmasını sağlayan yasa geçerlilığıni koruyor. Ondan sonra, büyük ekonomik kaynaklar bulunarak bu özgün koleksiyon bozulmadan korunmazsa parçalanıp bütünlüğünü yitirecek. Bu sanat yapıtlannın birlikte korunması. onu dünyanın en özgün kültür hazinesi yapıyor çünkü. Isveç ile Türkiye ve Osmanlı Imparatorluğu arasındaki ilk ilişkiler, 17. yüzyıhn ortalannda Kral Kari X. Gustav ın Istanbul'a bazı diplomatlar göndermesiyle başladı. Ardından Karl Xü"nin, yani bizdeki adıyla Demirbaş Şarl'ın o zamanlar Osmanlı sınırlanna dahil olan Bender'e sığınması ve Istanbul'a çeşitli temsilciler göndermesiyle devam etti. GustafCelsing, 1757 yılmda, halen tsveç'in Istanbul Başkonsolosluğu'nun olduğu yerde bulunan binayı satm aldı. Bu bina, Isveç'in yurtdışındaki ilk binası oldu. O bina daha sonra iki kez yandıysa da yerine STOCKHOLM GURHAN UÇKAN yenileri inşa edildı. Derhal "Palais de Suede" adını alan bina, Isveç'in ilk resmi temsilciliği olarak Istanbulun yoğun diplomasi dünyasında yerine aldı. Latınce "Türk, Türklere aft" anlamına gelen "Turcica" sözcüğü de o zamanlar yayılmaya başladı. Yabancı diplomatlar ve dığer görev liler, kentın tarihıne saygıdan dolayı Konstantinopol adıyla andıklan Istanbul'dan aynlırlarken \atanlanna, Osmanlılara ait özgün eşyalar götürüyorlardı. (Istanbul sözcüğüyle daha çok Topkapı Sarayı ve çevresi kastediliyordu. Konstantinopol onlar açısmdan bir Bizans adı değil, _ _ ^ _ _ _ biraz korkarak da olsa, büyük hayranlık duyduklan dev bir kentin gizemli adıydı.) Baba Gustaf Çelsing'in izinden oğullan Gustaf ve LTricde gitti. Genç Gustaf Çelsing 1745'te îstanbul'a geldiğinde, îsveç'in temsilciliği kalıcı statü kazanmıştı. Gelsing ailesinin getirdiğı Osmanlı-Türk yapıtlan. çeşitli yerlerde bulunduktan sonra, bir bsmı dışmda kalanlar, ailenin Biby'dekı "mafikânesinde" bir araya getirildi. Şimdi de günümüze dönelim. Geçen salı günü Stockholm'de Atlantis Yayınevi tarafından yayımlanan çok ılginç ve değerli bir kitap tanıtıldı. Isveç'in tstanbul Bılimsel Araştırmalar Enstitüsü'nün Başkanı Karin Adahl başkanlığındaki 8 yazar ve araştırmacının ortak çalışması olarak 5 yıla yakm bir sürede oluşturulan "Konstantinopol Anısı" adlı kitapta. ışte bu "Turcica Koleksiyonu" tamtılıyor. Çok sayıda renkli resim ve fotoğrafin yer aldığı 436 sayfalık kitaptaki "Osmanh aile ağacı" ve "18. Yüzvilda Konstantinopol'deki ve Biby Kolfksiyonu'ndaki Kırsal Manzaralı Tablolar" adlı yazılann yazan. Hacettepe Üni\ersıtesı Sanat Tarihi Profesörü Günsel Renda. Karin Adahl, kitabın tanıtımı sırasında yaptığı konuşmada, Çelsing ailesinin bu zamana kadar büyük bir özvenyle bu özgün koleksiyonu koruduğunu söyledı \ e bundan sonra bu görevin Is\ eçlı kurumlara düştüğünü \oirguladi. Adahl, "Çünkü bu her şeyden önce bir îsveç kültür nûrasıdır. Türk değü" dedı ve ekledı: "Eğer Celsing aiksi böylesine kararhhkla bu şaheseri korumamış oLsaydı, şimdi bazı tablolar Boğazjçi'ndeki yaularda ohırdu." Osmanlılann tonınlan olarak bizler ne yapabiliriz? Yanıt bekleyen bir soru da bu. Bu sorunlann çocuğun psıkolojisinde ne gibi hasarlar açabüeceğinı düşünüyorlar mı? Yoksa bencilce davranıp çocuğun yaşamuıı kendi istedıkleri biçimde mı şekillendiriyorlar? Yasalannda eşcinsel e\liliğe izin \eren ilk iki ülke olan Hollanda ve Belçika bu konuda dünyanın laboratuvan gibi kullamlıyor. Öncü olmanın da bir bedeli var elbet. Tabaklanmız boşalınca. işe dönüyoruz. Aynı üçlü, ertesi gün buluşuyoruz. Mike ve ben meraklı gözlerle Myriam'a bakıyoruz. Biz daha "Nasıl geçti" diye sormadan o anlatıyor; gayet normal geçmiş. Çift doğum yapılacak hastane bulmakta zorluk çekiyormuş. Kahteli hastaneler doğuma ev et demeden önce "doğum yapacak ldşi ve eşini übbi ve psikolojik testienkn" geçiriyorlarmış. Çocuğun geleceği çok önemliymiş ve ancak testler ve görüşmeler sonunda çıftin uygun aile ortamı sağlayabıleceği düşünülürse, doğuma onay veriliyormuş. Akşam evde gazeteleri tararken "bekârhğa veda partflerTnin kadınlar arasmda da yaygınlaştığı haberi dikkatimi çekıyor. Yeni cinselliğin bir göstergesi olarak Belçika'da kentlerdeki gelin adaylanmn yanya yakını kadm kadına cinsel özgürlüğün son gecesi olarak "veda partisP düzenlıyormuş. "Cinsel devrim sayesinde evlüıkle kadınlann da cinsel özgürtiiklerini kaybettikleri hayadan bo>unca aynı adamla birlikte olmak zorunda kakuldannı, bu nedenle kadınlann da kaybettikleri cinsel özgürlüğün son gününü eğlenceyle kutladıklannr yazıyor gazete. Erkeklerin partilerinde olduğu gibi kadınlann eğlencelerine ya -soyunan erkek dansçı -stripper davet ediliyor ya da kadmlar stripper kulüplerine gidiyorlar. Kadınlann üçte biri veda gecesinde erkek dansçı kullanırken, cinsel özgürlüğün son gecesini kutlamanın başka yöntemleri de \ar. Çoğunlukla gelin, kız arkadaşlannm verdiği ödevleri yapmak zorunda. Aşın kaba erkeklerden telefon numaralannı istemek, evleneceği kişıyle aynı isımli ya da aynı tarihte doğmuş başka bir erkek bulmak sık rastlanan örnekler. Gelinin bz arkadaşlan, gelimn elbiselerini prezervatif takarak süslüyorlar ve geline penis şeklinde küpe takıyorlar. Kadınlann çoğu tanımadığı başka bir erkeği öpmekten öteye gitmiyor. Cinsel özgürlüklerinin son günü diye başka bir erkekle birlikte olmuyorlar. Kadmlar işin cinsellik tarafını mizahi bir şekilde ele ahyorlar; erkek dansçıva gülünüyor, verilen öde\ ler komik eylemlerden oluşuyor. Erkek veda partilerinde olduğu gibi kadınlann partilerinde de amaç gelıni körkütük sarhoş etmek! Bir parti haberinden diğerine geçiyorum. Çoğu Hollanda"dan gelen eşcinsellenn Anvers'te bir gemide düzenledikleri "ga> r parua" ve "kendisinp ,\DDS virüsü bulaşürnıak için partrye kaûlanlann" savısının hiç de az olmadığmı okuyunca şok oluyomm. "Kaolanlann çoğu AIDS'nydi, diğerierine de o gece bulaşü"' başlıklı haberde, "Hayaamda, virüsün bana bıuaşoğmı \e AIDS olduğumu bildigim andan daha şehvetn' bir şey tatmadmr dıyen eşcınselin, benim bile hoşgörü sınırlanmı zorlayan densizlığıni okuyorum. Hatta bazılannın internette "kendisine AIDS bulaşüracak gönüllüler aradığını ve insanlık adına bunu seve seve yapm iste>enlere .AIDS bulaşûranlann \urfagmi" anlamakta güçlük çekiyorum. Ben aslında başka dünyalardan \ r e rüyalardan bahsetmek. başka şeyler yazmak istiyorum. Hayat ise bana bu yazdıklanmı dikte ettiriyor. erdincutku(2>'ahoo.conı VEFAT Baromuz üyelerinden AVUKAT SEYFETTİN ÖZENÇ vefat etmıştır. Cenazesi 07.09.2003 Pazar günü (T3ugün) öğle namazını müteakip Torbalı ilçesı Ertuğrul Camii'nden kaldınlacaktır. Ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dilenz. İZMİR BAROSU BAŞKANLICI HAVZA SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Esas No: 2002 441 Davacılar H. Basri ICayaer ve E. Sabri Kayaer tarafın- dan davalılar Şinasi Çakır vs. aleyhıne açılan taksim da- vasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasın- da; Dahili davalı Cahide Kaya (Köseoğlu) ve davalı Nej- det Çakır'a bütün aramalara rağmen da\a dilekçesi ve du- ruşma günü tebliğ edilememış ve adreslen de tespit edı- lemediğinden. ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmiş- tır. Karar gereğince. duruşmanın atılı bulunduğu 16.10.2003 günü saat. 09.00'da Havza Sulh Hukuk Mah- kemesi dosyasmın duruşmasında hazır bulunmanız veya kendmizi bir \ekılle temsıl ettirmenız. bulunmadığınız takdirde yokluğunuzda duruşmalara devam edileceğı ve karar verileceği ılanen tebliğ olunur. 28.08.2003 Basın: 42364 Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar... Restorant & Havuz Ağaçtenn s^tğtndsn denızgoruntüsunu çekemetfsk Geitn gorun. AKDAĞMADENt KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 2003 18Es Davacı Orman Işletme Müdürluğü tarafından davalı Bayram Karaçmar aleyhıne açılan kadastro tespıtınin iptali davası- nın mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan uyannca, ,^kdağmadeni ilçesi Güllük yapılan kadastro çalışmalan sırasında. 107 ada 84 nolu parselın davalı adına tespit gördüğü- nü, bu nedenle yapılan tespıtin iptali ile tasınmazın orman vasfinda Hazme adına tescıline karar verilmesini talep etmiş olup. açık adreslen tespit edilemeyen davalı Bayram Karaçmar'a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edılemediğinden ılanen tebliğıne karar venlmış olup, Davalılann 16.10.2003 günü saat 09 00'a bırakılan dunışmaya gelmediklen veya kendilerinı bir vekıl ile temsıl ettırme- dıklen, ibraz etmek istedıkleri belgelen ıbraz etmedıklen takdirde tahkıkat ve yargılamaya yokluklannda bakılarak hüküm kurulacağı ilanen tebliğ olunur. Basın 42098 C lub Onent, Artk Çağın adalet, sağlık ve banş ıçın buluşma merkezı oian Oren'de denıze 'sıtır* bınbır yıldızlı bir tatil koyudur Homeros'un doğum yerı "Işıklar Sahılı"nde, Dunyanın atmosfennde oksijen oranı en yuksek ıkı noktasından bın olan Edremıt Korfezı'nde. Zeytın Rıvıerası'ndadır Club Onenrie. Ege s'tılınde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresı 2-4 veya 4-6 kışılık aıleler ıçın tasarlanmış. ıçlennde duş,WC ve telefon olan odalardan oluşur Tum kapılar dev bir botanık bahçesıne açılır Bahçe b'ter. ıncecık kumiu plaj başlar Ozurluler ve engellıler için tumuyle öuzayak, veıetaryenler ve diabeökler için sorunsuz tatil Gunluk doktor vızıt. Antifc Caiın Kpnventuşu Örende yer alan Club Orient uluslararası sanatcılann. Kifi başı YP 36.000.000 TL, 0-12 ya; ûcntsü, (3J-4.-5.-6. kişUer, 18.000.000 TL Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhanivc Tel: 0.266.416 53 54 - 416 34 45 • Fax: 0.266.416 40 26 cevrecllerin günûmüzdefci Bulusma Merkezldir. w\v\v club-onent com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle