25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÖL 2003 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRMEN 'Şallandıracaksın Üç Beş Kişiyi, Bak!..' Toplumdayaygın olan en ucuz, kolay çözüm re- çetelerinden biridir, "Sallandıracaksın üç beş ki- şiyi, bak bir daha kalır mı böyle yapan!" düşün- cesi. Hangimiz bu düşünce ile karşılaşmadık ki, ya- şamımız boyunca? Doğrusu, hırsızlık, hortumculuk, yolsuzluk, dız- dızcılık, zarfçılık, rüşvet, kendi adamını kayırma- dan bıkmış olan toplumun bu tepkisini anlama- makmümkün değil. Amatepkinin nedenini anlamak başka, ona hak vermek başka. Bu düşünceyi çeşitli biçimlere sokabilirsiniz. Bu mantığın en çarpıcı yönü de hep başkasına yönelik olmasıdır. "Sallandıracaksın! Kesecek- sin! Yıkacaksın! El koyacaksın!" diyen adam, ka- çak bir yapıya başını sokmuş olabilir. Bu durumda ona, - Haklısın arkadaş, kaçak yapıyı da sahibinin ba- şına yıkacaksın, kaçıp canını kurtarırsa ne âlâ, di- renirse de kendi bilir, deyiverin de bakın ne olu- yor? Itiraz hemen hazırdır: - Yoo kardeşim, o ihtiyaçtan. • • • Başkası tarafından yapıldığı için hoşumuza grt- meyen usulsüzlüğe gösterdiği tepki yaptınmının kendisine uygulanmasını isteme2 kolay çözüm- cü. Çünkü ona göre, zararlı yolsuzluk başkasının yap- tığıdır, kendininkinin hep haklı bir mazereti vardır. Kötü ve haksız olan hep başkasıdır. Tarihi gerçekler, böylesine vahşi önerilerin hiç- bir sorunu çözmediğini ortaya koymuştur. Cezanın toplumsal işlevlerinden biri de caydı- ncılıktır. Caydıncılığı sağlayan etken ise cezanın ağırlı- ğı değil, suçun işlenmesi halindeyaptmmın kaçı- nılmaz olacağına inanılmasıdır. Nitekim, Arthur Koestler, idam ile ilgili yapı- tında, bu olgunun çok çarpıcı bir örneğini verir. Ingiltere'de, yankesiciliğin cezasının idam oldu- ğu dönemlerde, en fazla yankesicilik olayı, yan- kesicilerin cezalannın infaz edildiği meydanda, ölümü görmeye gelenlere yönelik olmuştur. ••• Bütün bu gerçeklerin ışığında, sokaktaki ada- mın, hâlâ "Sallandıracaksın üç beş kişiyi... "ya da "Hukuku falan boş ver kardeşim, hortumcuysa malına el koy! Bırak o kendisi ispat etsin suçsuz olduğunu!" gibi laflar etmesi, toplum açısından umut kıncıdır. Ama, eğer bu lafı, bir ülkenin adalet bakanı söy- lüyorsa o zaman durum umut kıncıdan da öte va- himdir. Önceki gün, basınımızın sessiz ama an gibi ça- lışkangazetecilerindenSerpilÇevikcanın, Mil- liyet'te çıkan haberinde, Adalet Bakanı Cemil Çi- çek, tüyleri ürperten bir açıklama yapmıştı. Hortumculann, mallannı yanlarında çalışanlara devretmeleri durumunu irdeleyen Bakan, hâkim- lere sesleniyor: - Mallarına el koyun! Bakan daha da ileri gidiyor ve diyor ki: - Hâkimler, savcılar bu mallara el koysun, ted- bir koysun! Devletin bunlan ispat etmesi yerine, o adam hesabını versin, asgari ücretle o malı na- sıl almış. Mantık korkunçtur. Ve de hep başkasına, ötekine yöneliktir. Aynı zata deseniz ki: - Bütün politikacılar, servetlerini, politikalannı fi- nanse ettikleri paraları nereden bulduklannı ispat etsinler! Hâkimler, savcılar, bunların mallarına, partilerin kaynaklanna el koysunlar, tedbir koysun- iari Devlet değil, onlar ispat etsinler, bu paralann temiz olduğunu... Acaba size ne yanıt verir? Beyyine külfetinin (ispat zorunluluğunun) sanı- ğa ya da davalıya yüklenmesi engizisyon döne- minde kalmıştır. Sayın Bakan Türkiye'de hukuk alanında, engi- zisyon kurallannı mı egemen kılmak istiyor? Herkes bilmiyor mu ki, hortumculann türeme- sinde, siyasi iktidarlann sorumluluğu vardır. Herkes bilmiyor mu ki, yasalardaki boşluklar, po- litikacı ile al takke ver külah yaşayan hortumcu- lara siyasetin kıyağı olarak çıkmıştır? Herkes bilmiyor mu ki, AKP iktidarı kendi yol- suzluklannı, hortumlannı dokunulmazlık zırhı ar- kasında korumaya almıştır? Işin daha da hazin tarafı, Sayın Cemil Çiçek, bu hukukun H'si ile bağdaşmayan sözleri ile kimi çevrelerde prim yapacaktır. Ama böyle bir prim hiçbir politikacıya karizma katmaz, olsa olsa kerizma sağlar. Yeni Atılım calısanlari: Necati Abay'a sahip çıkılsın tstanbul Haber Servi- si - Yeni Atılım gazete- si çalışanlan, gazetenin yazarlarından Necati Abay'ın 18 Nisan'dan bu yana keyfi bir uy- gulama ile Tekirdağ F Tipi Cezaevi 'nde rutuk- lu bulunduğunu belirte- rek Abay'ın serbest bı- rakılmasını istedi. Ca- ğaloğlu'nda TGC'nin önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Yeni Atıhm Gazetesı Yazıişleri Müdürü Öz- gür Çubuk, Abay'ın, gazetenin çalışmalanna göz dağı verilmek için tutuklandığını belirte- r e k T G C ise basın öz- gürlüğüne yönelik bu saldınya karşı tüm baş- vunı ve görüşnıelerimi- ze karşuı tamamen du- yarsız kaJnıışür. Büyük tekellerin basını konu- sunda gerekli çalışma- lan yapan TGC'nin, bu çifte standardı gazete- cilik etigi ile bağdaşma- maktadır" görüşünü öne sürdü. IHD Istan- bul Şube Başkanı Kiraz Biçici de "Abay'm sağ- lık koşullan kötü. Bir komplosonucu cezaevi- ne konulduğunu bifiyo- ruz. TGC'ye sesleniyo- nım, mesİektaşlanna sahip çıksınlar" diye konuştu. Toplumla uzlaşmadan yasa değişiklikleri yapan AKP'nin 'siyasi istikran bozduğunu' söyledi • • • TUSIAD'danağırsuçlamaYUSUFÖZKAiN İZMİR/ÇEŞME-TÜSlAD Başka- nı Tuncay Ozilhan ve Yüksek Istışare Konseyı Başkanı MuharremKayhan, AKP hükümetini siyasi istikran boz- makla suçladı. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan ıse Özilhan'ın sözlerine tepki göstererek "hükümetin vereceği bir karan sivü toplum örgütünün ve- remeyeceğmi" kaydettı. TÜSÎAD YtK toplantısı, dün Çeş- me'de yapıldı. Toplantının açüışında ko- nuşan Özilhan. hükümeti gereksiz ge- rilünlerle siyasi istikran bozmamala- n yönünde uyardı. 3 Kasım seçimle- rinin ardından herkesin siyasete ıstik- rar gerirmek için tek parti iktidannın yeteceğinı düşündüğünü anımsatan Özilhan. "Oysa Türkiye'nin önünde- Idkritik süreçlerdesorunlaruun uziaş- ma>1a çözülmesi gerektiği büinmetidir. Eğer bu uzlaşma eksiküği giderilirse gereksizgeriBmlerin siyasi istikran teh- ditetmesininönünegeçüebflecektir. Bu- gün izlenen yol ne yazık ki farkh. Bir Ornıan Yasası ile ülke ayağa kakünhp • Özilhan. "Türkiye'nin önündeki kritik süreçlerde sorunlannın uzlaşmayla çözülmesi gerektiği büinmelidir. Bir Orman Yasası ile ülke ayağa kaldınlıp referandum noktasına getirilebiliyor. Kamu kesiminde ve özellikle yükseköğretimde kadrolaşma çabalarıyla tansiyon had safhaya yükseltiliyor. Bu konulann gündemi işgaline yol açmak. kendi bindiği dalı kesmektir" dedi. referandum noktasına getirilebiliyor. Kamu kesiminde ve özellikle yükse- köğretünde kadrolaşma çabalanyla tansiyon had safhaya >ükseltfliy or. Bun- lann Türkiye'ye bir yaran yok. Bu tür konulann gündemi işgaline yol açmak, kendi bindiği dah kesmektirf dedi. Üzerinden 1 yıl bile geçmeden ye- niden seçimin konuşulur duruma gel- diğını belirten Özilhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye bu yükü kaldıramaz. Ne- redenve ne gerekçeyle gelirse gelsin,ül- keyitekrarseçjme sürüldeyecek girişim- lerin de bindiğimiz dalı kesmek oldu- ğunu söylemek zorundayız. Eğer yar- gı sistemimiz etkin çauşabüiyor olsay- du bugün önümüzegeien meseleseçim- ler öncesinde halledilmiş olurdu. Yar- gryla ilgili düşündüklerimiz bununla smırtı degil. AB uyum paketleriyle Ko- penhag srv^asi kriterlerinin çok büyük bir kısmmıtamanuadık. Şimdi bunun- la ilgili programlann oluşturulması ve inandıncı şekilde uygulamaya sokul- masılazmT Özilhan. Kıbns sorununun Annan Planı kapsamında çözümünü bekle- diklerini, Irak'a asker gönderilmesi konusunun üzerinde de dikkatli karar verilmesinden yana olduklannı söyle- di. Özilhan, "Irakharekânnınilkaşa- masuıa kanlmayan Türkiye'nin beür- sizliğin daha fazla yaşandığı şu aşama- da Irak'a asker göndermesl üzerinde dikkatlice düşünühnesi gereken bir se- çenektir. Kaldı ki Irak'm hiçbir kesimin- den Türk askerinin ginnesi düşünce- sine sempatik bir yaklaşun geunemiş- tir. Dolayisryla Irak'asadeceinsaniyar- dım ve demokrasiye katkı bağlanunda ve BM kararlannı dikkate alarak des- tek verilmeüdir" diye konuştu. TÜSlAD YİK Başkanı Kayhan da bağımsız düzenleyici kurullann siste- min sağlıklı işleyişinde çok önemli ro- lü bulunduğunu savunarak, son gün- lerde bu kurullarla ilgili yaşanan tar- tışmalann gereksiz olduğunu kaydet- ri. Iktisadi olmayan düzenleyici kurul- lann da yaşamsal önemi olduğunu \iır- gulayan Kayhan. hükümeti şu sözler- le uyardı: "ÖmeğinYÖK YasaTasansıv«ya or- taöğretimle ilgili bazı düzenleme ara- yışlan. esas olarak Türkrye'nin gelece- ğinin nasıl şekillendirilecegine dair ko- nulardır. Gençlerimizi i\i eğkmek isti- yorsak, çağdaş dünyaıun gereklerini yerine getirmek zorundayız. Ortaöğ- retûndebunun koşula zorunhıegitimin 12 yıla çıkardmasıdır. Meslek liseleri- nin konumunun değiştirflmesine yöne- lik gbişimlere de ver olnıadıgının aln- nıçizmetiyiz. CMVersitedüzeyindeçağ- daş egitimin birinci koşulu. üniversite- lerin özerk olması ve siyasi etkiden bü- tünüyieuzakruruImasKİır. Oysa hükü- metin getirdiği tasarv siyaseti ünhersi- tenin içine sokma, kadrolaşma çabasj- nı ülkenin geleceği pahasına üniversi- telere >-a\ma izlenimini vermektedir.." Karan hükümet verecek Başbakan Erdoğan ıse dün akşam basın toplanüsında "TÜSUD'm,Irak'a asker gitmesini Irak halkı istemiyor şeknndebiraçıklaması oldu" anımsat- ması üzerine, gazetecilerin bu ifadele- rinin TÜSlAD'm açıklamasıyla tam örtüşmediğini söyledi. Erdoğan, şun- lan söyledi: "Kakh ki hükümetinvereceği birka- ran herhangibirsKHtophımörgütüver- meyecek. Onlaruı kanaarJerine saygı duyanz, onu da alınz değerlendiririz ama nihai karanMerecekolan hükiunet- tir. Hükümet tezkeresini hazuiar, par- lanıento>a gönderir, pariamento nihai karanvoir.Parlaınentoıiihaikaranver- dikten sonra da kimin yürüteceği, nasıl yürüteceği bunlarda zaten beüidir." Milli Eğitim'de kadrolaşma Atotiirkçülerin yerine üahiyatçılar ENTIİM KAYA AKP hükümeti, kadrolaşma iddialannı yalanlarken bakanhklara bağlı birimlerde görevlerinden alınanların yerine partiye yakın kişiler atanıyor. Milli Eğitim Bakanhğı da gerekçe gösterilmeksizin başka il ve ilçelerde görevlendirdiği Atatürkçü ilçe milli eğitim müdürlerinin yerine ilahiyat fakültesi mezunu müdürleri yerleşririliyor. Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne, 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP Istanbul 3. Bölge millervekili adayı olan ancak seçilemeyen Yakup Hayırlıoğlu getirildi. Kastamonu'nun Küre ilçesine sürülen Türkiye'nin en eski il milli eğitim müdürlerinden Esenler îlçe Milli Eğitim Müdürü Hidayet Kumtepe'nin yerine, AKP Bahçelievler ilçe Başkanı Fikret Erdem'in amcasının oğlu Marmara L'niversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu AB Erdem getirildi. Sıvas'ın Akıncılar ilçesine sürülen Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürü Muzaffer MorgüTün yerine 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP Istanbul 3. Bölge millervekili adayı olan ancak seçilemeyen Yakup Hayırhoğju getirildi. Hayırlıoğlu, seçimlerin hemen ardından geçici görevle Fatih tlçe Milli Eğitim Müdürlüğii'ne atanmış, ardından da Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirilmişti. lstanbul"da 8 yıl görev yaptıktan sonra Eskişehir'in Inönü ilçesine atanan Yahya Yıldız, u Aym ilde 8 yü çabşan müdürlerin il dışına atantnasım" gerektiren yasa maddesine karşın lstanbul"da Şişli tlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atandı. Yahya Yıldız, Kars'ın Digor ilçesine sürülen ve Atatürkçü kimliğiyle tanınan Hasan Yıldız'ın yerine Bakırköy ilçe Milli Eğitim Müdürlüğii'ne atandı. 1997-1998 yıllannda soruşturma geçirerek Büyükçekmece ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden alman İlahiyat Fakültesi mezunu Hüseyin Avni Sandıkh da Diyarbakır Lice'ye sürülen Abdülkerim Yeniay'ın yerine Büyükçekmece tlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne getirildi. Kartal tlçe Milli Eğitim Müdürü iken Adalar ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanan Besim Er Diyarbakır'ın Hani ilçesinde görevlendirilirken yerine Adalar Şube Müdürlerinden Mihriban Aslan Büyük getinldi. 19Eylül Gaziler Günü Özkök: Devrimler yolgösterecek tzmir'deki törende Kıbns gazisi eşmi 199Tde yitiren Hasibe Şan gözyaşı döktü. (AA) ANKARA(AA)-Ga- ziler Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Ge- nelkurmay Başkanı Or- general Hilmi Özkök, "TürkSüahlıKuvTetie- ri'nin, sizlerden aldığı güçle, kendisine verilen her türlü görevi, Ata- türkçü düşünce sistemi ve büyük Atatürk'ün il- ke ve devTİmlerinin yol göstericiKğinde en iyi şe- kflde>mnegetirmeazhn ve kârarulığında oldu- ğunu bir kez daha teyi- den ifadeeünekKterinr dedi. Özkök mesajında, Türk Sılahlı Kuvvetleri olarak vatanlan için ha- yatlannı feda etmeyi gö- ze alarak gazilik onuru- na erişenlerin sevinç gü- nünü kutlamanın derin heyecanı içinde olduk- lannı belirtti. Genelkur- may Başkanı Özkök, mesajında şöyle dedi: "Dünyamn en hassas veelde bulundurulması en zor bölgelerinden bi- rinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti; laik ve de- mokrarik yapısıyla böl- gesinde bir istikrar un- suru veuluslararası top- lumun saygın ve örnek bir üyesi olarak, biıük ve beraberiiğini bütün tehditiere rağmen sür- dürebiliyor ve bu güzel topraklarda bağımsız, onuıiu vegönençli yaşa- yabih'yor ise bunu aziz şehitlerinıize ve siz gazi- lerimize borçludur. Bu biünçle, şundan emin olunuz ki sahip olduğu- muz en önemli değerle- rimizolan birükveerin- dmizin yaşa>-an sembol- leriolarak daima gönlü- müzde yaşa\ acaksınız." Bursa'da türbanla mücadele eden şube müdürleri görevden alınıyor Laik eğhmıcflere soruşturma • Inegöl'de irtica mücadelesi sırasında ölüm tehdidi aldığı için Cumhuriyet Savcılığı'na başvuran İlçe Milli Eğitim Müdürü Ekrem Şimşek'inde görevden alındığı ve tebligatın önümüzdeki günlerde yapılacağı öğrenildi. LEVTNTGENCELLİ BURSA - Bursa'da türbanla mü- cadele eden Milli Eğitim bürokrat- lan birer bırer görevden alınıyor .AKP hükümeti ile göreve gelen II Milli Eğitim Müdürü Reşat Kumba- sar'ın talimahyla başlatılan soruştur- malar gerekçe gösterilerek 5 ilçe milli eğitim müdürü görevden alın- dı, çok sayıda şube müdürü ile mü- fettişin görev yerleri de değiştirildi. Bursa'daki görevden alma ope- rasyonunda, 28 Şubat sürecinde tür- banla derslere girdıklen için okul- lardan uzaklaştınlan bazı öğretmen- lerin dilekçelerinin etkih olduğu öne süriildü. Bu dilekçeler üzerine laik eğitimcilerle ilgili soruşturmalar de- vam ederken, ilçe milli eğitim mü- dürleri Erol Baştürk (Osmangazi), Dindar Sezgin (Nilüfer). Aü Genç (Mudanya), Muharrem Bozkurt'a (Orhangazı) görevden alınma teblı- gatlan yapıldı. Milli Görüş'ün ka- lesi olarak değerlendirilen Inegöl'de irtica mücadelesi sırasında ölüm teh- didi aldığı için Cumhuriyet Savcılı- ğı'na başvuran ilçe Milli Eğitim Mü- dürü Ekrem Şimşek'ın de görevden alındığı ve tebligatın önümüzdeki günlerde yapılacağı öğrenildi. AKP'nin Bursa Büyükşehir be- lediye başkan adayı olarak gösteri- len ve Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'm. "ağabey* diye hıtap etti- ği öne sürülen Inegöl Belediye Baş- kanı HikmetŞahin ın, Ekrem Şim- şek'in görevden alınmasında son sö- zü söylediği iddia ediliyor. AKP tl- çe Başkanı Burhan Ahcı'nın, 28 Şu- bat sürecinde Inegöl Kız tmam Ha- tip Lisesi Koruma Derneği Başka- nı olduğu, türban eylemlerinde ön saflarda yer aldığı biliniyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr 6 gün önce tatile çıkarken, Türki- ye neredeyse şimdi de orada. Zaten 6 gün içinde ne değişir ki! Avrupa ül- keleriyle Türkiye'yi karşılaştırdığımız- da, Türkiye'nin bir sürprizler ülkesı olduğunu, Avrupa ülkelerinde ise her şeyin planlı olduğunu söyleriz. Tür- kiye, bu özellikleriyle değişime açık bir ülkedir gözümüzde. Her sabah karşımıza yeni bir sürpriz çıkabilir. Bu ise bu ülkenin dinamik bir ülke oldu- ğuna işaret eder. Bu yorumu yıllardır yapıyoruz. Tatilden dönüp geçmiş günleri şöy- le bir değerlendirmeye kalkışınca, bu ülkenin sürprizler ülkesi olduğuna iliş- kin görüşlerimde bir tereddüt oluştu. Işin doğrusu her tatil dönüşü böyle bir duyguya kapılıyorum. "Türkiye gerçekten hızla değişen, her gün önümüze yeni sürprizlerle çıkan bir ülke mi?" 3 Kasım 2002 seçimlerinin sonuç- larına bakarak söylersek, Türkiye'de ciddi bir değişiklik meydana geldi. AKP, tek başına hükümeti kuracak güce ulaştı. Üstelik, anayasayı değiş- Türkiye Sürprizler Ülkesi mi? tirecek bir sayıda milletvekilliğini de elinde tutuyor. Avrupa Biriiği konusun- da, "Uyum Yasalan" konusunda mev- zuat açısından önemli adımlaratıldı. MGK Genel Sekreterliği Yasası çıka- rıldı. Birçok yasa değişikliği yapıldı. Avrupalılann çok söylediği, bizle- rin de yıllardır dillerimizden düşür- mediğimiz bir sözcük var: "Yasaların değişmesinden çok anlayışlann de- ğişmesi önemlidir." Uygulamalara bakınca Türkiye'de hiçbir sürprizin ve yeniliğin olmadığını görüyoruz. • • • Türkiye-ABD ilişkilerine bakalım: Türkiye'nin iktidar çevreleri, ABD ile yine bildiğimiztürden pazariıklan sür- dürüyor. Hatırfarsınız, AKP hüküme- ti yeni kurulmuştu ve Irak'a ABD mü- dahalesi söz konusuydu. Türkiye, ABD askerierinin Türkiye toprakları üzerinde konuşlandırılmasını tartışı- yordu. Tartışmalardan bırisi de ABD askerleri kadarTürk askerinin de Ku- zey Irak'a ABD'lilerle birlikte girme- siydi. ABD, bölgedeki dengeler ve gele- ceğe yönelik hesaplan açısından böy- le birteklifı reddetti. Türkiye'nin Ku- zey Irak'a girmesini istemediğini söy- ledi. Bu konuda ciddi bir gerilim ya- şansa da sonunda Türkiye bu tale- bini gerçekleştiremedi. Ardından Tür- kiye Büyük Millet Meclisi'nde "tezke- re" reddedildi. Türkiye, bu ret tutu- munun ardından ABD ile soğuk gün- ler yaşadı. "ABD yanından saf tutalım" çağ- rısında bulunan çevreler çeşitli kor- ku senaryolan yazdılar. Gelişmeler, ABD'nin hesapladığı gibi çıkmadı. VVashington, Bağdat'ta batağa sap- landı. Şimdi başa döndük. Aylar ön- cesi pazarlık, yine hiçbir şey değiş- memiş gibi gündemde. Iddialara gö- re Türkiye yine Kürt sorunu, yani Ku- zey Irak'a müdahale ve kredi isteme açısından eski kartlan yeniden açıyor. ABD'nin zor durumda olduğu bir gerçek. Türkiye'ye muhtaç olduğu da bir gerçek. Bu durumda, Türkiye ilkeli bir siyaset izlemek yerine pazar- lığı tercih eden bir yöne sokuluyor. "ABD PKK'lileribize teslim etsin, ay- nca şu 8.5milyan da üstüne koysun, biz de o zaman ABD'ye Irak'ta as- keri destek sağlayalım." • • • Türkiye, her zaman olduğu gibi "çözümsüzlüğün çözüm olduğu" dü- şüncesindeki akım ve eğilim tarafın- dan yönlendirilmeye devam ediliyor. Bu noktada Türkiye hiç değişmiyor. Türkiye, Kürt sorununda içerideki ha- vayı yumuşatıp sorunu içeride çöz- meye yönelik bir çizgiyi birtürlü plan- lamıyor, planlamak istemiyor. Böyle olunca da Kürt sorunu dış müdaha- lelerin temel unsurlarından birisi ol- maya devam ediyor. ABD, Irak'ta batağa saplanmış. Bu sıkıntılı durumda kendisine en yakın güç olarak Kürtleri görüyor. Işte bu koşullarda Türkiye, ABD'ye "PKK'li- leri yakala ve bana teslim et" diyor. ABD bunu yapabilir mi? Böyle bir gi- rişim Kuzey Irak'ta yeni çatışmalara kapı açar. ABD'nin Kürüerle arasını bo- zabilir. ABD bunu göze alamaz. Tür- kiye olmayacak bir noktadan ABD'yi sıkıştırmaya çalışıyor. Diyelim ki ABD böyle bir teklifi ka- bul etti. O zaman binlerce PKK'Iİ Tür- kiye'ye doğru sürüldü. Bunun yol aça- cağı çatışmaların, gerilimin bu ülke- ye ne faydası olur? Kapanmaya yüz tutmuş yaralar yeniden açılabilir. Di- yelim ki bütün bunlar da göze alındı, böyle bir ortamda Türkiye, Irak'a as- ker gönderebilir mi? Yalnızca savaş konusunda yürütü- len tartışmalara baktığımızda bile bir şeyın değişmediğini görüyoruz. Kıb- rıs, RTÜK, YÖK, işkenceler, anlamsız mahkeme kararlan ve yasaklar açısın- dan da Türkiye bir sürprizler ülkesi sa- yılamaz. Türkiye'nin sürprizler ülkesi olduğu- na ilişkin inancım giderek zayıflıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle