Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÖL 2003 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALt SİRMEN
'Şallandıracaksın
Üç Beş Kişiyi, Bak!..'
Toplumdayaygın olan en ucuz, kolay çözüm re-
çetelerinden biridir, "Sallandıracaksın üç beş ki-
şiyi, bak bir daha kalır mı böyle yapan!" düşün-
cesi.
Hangimiz bu düşünce ile karşılaşmadık ki, ya-
şamımız boyunca?
Doğrusu, hırsızlık, hortumculuk, yolsuzluk, dız-
dızcılık, zarfçılık, rüşvet, kendi adamını kayırma-
dan bıkmış olan toplumun bu tepkisini anlama-
makmümkün değil.
Amatepkinin nedenini anlamak başka, ona hak
vermek başka.
Bu düşünceyi çeşitli biçimlere sokabilirsiniz.
Bu mantığın en çarpıcı yönü de hep başkasına
yönelik olmasıdır. "Sallandıracaksın! Kesecek-
sin! Yıkacaksın! El koyacaksın!" diyen adam, ka-
çak bir yapıya başını sokmuş olabilir.
Bu durumda ona,
- Haklısın arkadaş, kaçak yapıyı da sahibinin ba-
şına yıkacaksın, kaçıp canını kurtarırsa ne âlâ, di-
renirse de kendi bilir, deyiverin de bakın ne olu-
yor?
Itiraz hemen hazırdır:
- Yoo kardeşim, o ihtiyaçtan.
• • •
Başkası tarafından yapıldığı için hoşumuza grt-
meyen usulsüzlüğe gösterdiği tepki yaptınmının
kendisine uygulanmasını isteme2 kolay çözüm-
cü.
Çünkü ona göre, zararlı yolsuzluk başkasının yap-
tığıdır, kendininkinin hep haklı bir mazereti vardır.
Kötü ve haksız olan hep başkasıdır.
Tarihi gerçekler, böylesine vahşi önerilerin hiç-
bir sorunu çözmediğini ortaya koymuştur.
Cezanın toplumsal işlevlerinden biri de caydı-
ncılıktır.
Caydıncılığı sağlayan etken ise cezanın ağırlı-
ğı değil, suçun işlenmesi halindeyaptmmın kaçı-
nılmaz olacağına inanılmasıdır.
Nitekim, Arthur Koestler, idam ile ilgili yapı-
tında, bu olgunun çok çarpıcı bir örneğini verir.
Ingiltere'de, yankesiciliğin cezasının idam oldu-
ğu dönemlerde, en fazla yankesicilik olayı, yan-
kesicilerin cezalannın infaz edildiği meydanda,
ölümü görmeye gelenlere yönelik olmuştur.
•••
Bütün bu gerçeklerin ışığında, sokaktaki ada-
mın, hâlâ "Sallandıracaksın üç beş kişiyi... "ya da
"Hukuku falan boş ver kardeşim, hortumcuysa
malına el koy! Bırak o kendisi ispat etsin suçsuz
olduğunu!" gibi laflar etmesi, toplum açısından
umut kıncıdır.
Ama, eğer bu lafı, bir ülkenin adalet bakanı söy-
lüyorsa o zaman durum umut kıncıdan da öte va-
himdir.
Önceki gün, basınımızın sessiz ama an gibi ça-
lışkangazetecilerindenSerpilÇevikcanın, Mil-
liyet'te çıkan haberinde, Adalet Bakanı Cemil Çi-
çek, tüyleri ürperten bir açıklama yapmıştı.
Hortumculann, mallannı yanlarında çalışanlara
devretmeleri durumunu irdeleyen Bakan, hâkim-
lere sesleniyor:
- Mallarına el koyun!
Bakan daha da ileri gidiyor ve diyor ki:
- Hâkimler, savcılar bu mallara el koysun, ted-
bir koysun! Devletin bunlan ispat etmesi yerine,
o adam hesabını versin, asgari ücretle o malı na-
sıl almış.
Mantık korkunçtur.
Ve de hep başkasına, ötekine yöneliktir.
Aynı zata deseniz ki:
- Bütün politikacılar, servetlerini, politikalannı fi-
nanse ettikleri paraları nereden bulduklannı ispat
etsinler! Hâkimler, savcılar, bunların mallarına,
partilerin kaynaklanna el koysunlar, tedbir koysun-
iari Devlet değil, onlar ispat etsinler, bu paralann
temiz olduğunu... Acaba size ne yanıt verir?
Beyyine külfetinin (ispat zorunluluğunun) sanı-
ğa ya da davalıya yüklenmesi engizisyon döne-
minde kalmıştır.
Sayın Bakan Türkiye'de hukuk alanında, engi-
zisyon kurallannı mı egemen kılmak istiyor?
Herkes bilmiyor mu ki, hortumculann türeme-
sinde, siyasi iktidarlann sorumluluğu vardır.
Herkes bilmiyor mu ki, yasalardaki boşluklar, po-
litikacı ile al takke ver külah yaşayan hortumcu-
lara siyasetin kıyağı olarak çıkmıştır?
Herkes bilmiyor mu ki, AKP iktidarı kendi yol-
suzluklannı, hortumlannı dokunulmazlık zırhı ar-
kasında korumaya almıştır?
Işin daha da hazin tarafı, Sayın Cemil Çiçek, bu
hukukun H'si ile bağdaşmayan sözleri ile kimi
çevrelerde prim yapacaktır.
Ama böyle bir prim hiçbir politikacıya karizma
katmaz, olsa olsa kerizma sağlar.
Yeni Atılım calısanlari:
Necati Abay'a
sahip çıkılsın
tstanbul Haber Servi-
si - Yeni Atılım gazete-
si çalışanlan, gazetenin
yazarlarından Necati
Abay'ın 18 Nisan'dan
bu yana keyfi bir uy-
gulama ile Tekirdağ F
Tipi Cezaevi 'nde rutuk-
lu bulunduğunu belirte-
rek Abay'ın serbest bı-
rakılmasını istedi. Ca-
ğaloğlu'nda TGC'nin
önünde yapılan basın
açıklamasında konuşan
Yeni Atıhm Gazetesı
Yazıişleri Müdürü Öz-
gür Çubuk, Abay'ın,
gazetenin çalışmalanna
göz dağı verilmek için
tutuklandığını belirte-
r e k T G C ise basın öz-
gürlüğüne yönelik bu
saldınya karşı tüm baş-
vunı ve görüşnıelerimi-
ze karşuı tamamen du-
yarsız kaJnıışür. Büyük
tekellerin basını konu-
sunda gerekli çalışma-
lan yapan TGC'nin, bu
çifte standardı gazete-
cilik etigi ile bağdaşma-
maktadır" görüşünü
öne sürdü. IHD Istan-
bul Şube Başkanı Kiraz
Biçici de "Abay'm sağ-
lık koşullan kötü. Bir
komplosonucu cezaevi-
ne konulduğunu bifiyo-
ruz. TGC'ye sesleniyo-
nım, mesİektaşlanna
sahip çıksınlar" diye
konuştu.
Toplumla uzlaşmadan yasa değişiklikleri yapan AKP'nin 'siyasi istikran bozduğunu' söyledi
• • •
TUSIAD'danağırsuçlamaYUSUFÖZKAiN
İZMİR/ÇEŞME-TÜSlAD Başka-
nı Tuncay Ozilhan ve Yüksek Istışare
Konseyı Başkanı MuharremKayhan,
AKP hükümetini siyasi istikran boz-
makla suçladı. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan ıse Özilhan'ın sözlerine
tepki göstererek "hükümetin vereceği
bir karan sivü toplum örgütünün ve-
remeyeceğmi" kaydettı.
TÜSÎAD YtK toplantısı, dün Çeş-
me'de yapıldı. Toplantının açüışında ko-
nuşan Özilhan. hükümeti gereksiz ge-
rilünlerle siyasi istikran bozmamala-
n yönünde uyardı. 3 Kasım seçimle-
rinin ardından herkesin siyasete ıstik-
rar gerirmek için tek parti iktidannın
yeteceğinı düşündüğünü anımsatan
Özilhan. "Oysa Türkiye'nin önünde-
Idkritik süreçlerdesorunlaruun uziaş-
ma>1a çözülmesi gerektiği büinmetidir.
Eğer bu uzlaşma eksiküği giderilirse
gereksizgeriBmlerin siyasi istikran teh-
ditetmesininönünegeçüebflecektir. Bu-
gün izlenen yol ne yazık ki farkh. Bir
Ornıan Yasası ile ülke ayağa kakünhp
• Özilhan. "Türkiye'nin önündeki kritik süreçlerde sorunlannın uzlaşmayla çözülmesi gerektiği
büinmelidir. Bir Orman Yasası ile ülke ayağa kaldınlıp referandum noktasına getirilebiliyor.
Kamu kesiminde ve özellikle yükseköğretimde kadrolaşma çabalarıyla tansiyon had safhaya
yükseltiliyor. Bu konulann gündemi işgaline yol açmak. kendi bindiği dalı kesmektir" dedi.
referandum noktasına getirilebiliyor.
Kamu kesiminde ve özellikle yükse-
köğretünde kadrolaşma çabalanyla
tansiyon had safhaya >ükseltfliy or. Bun-
lann Türkiye'ye bir yaran yok. Bu tür
konulann gündemi işgaline yol açmak,
kendi bindiği dah kesmektirf dedi.
Üzerinden 1 yıl bile geçmeden ye-
niden seçimin konuşulur duruma gel-
diğını belirten Özilhan, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Türkiye bu yükü kaldıramaz. Ne-
redenve ne gerekçeyle gelirse gelsin,ül-
keyitekrarseçjme sürüldeyecek girişim-
lerin de bindiğimiz dalı kesmek oldu-
ğunu söylemek zorundayız. Eğer yar-
gı sistemimiz etkin çauşabüiyor olsay-
du bugün önümüzegeien meseleseçim-
ler öncesinde halledilmiş olurdu. Yar-
gryla ilgili düşündüklerimiz bununla
smırtı degil. AB uyum paketleriyle Ko-
penhag srv^asi kriterlerinin çok büyük
bir kısmmıtamanuadık. Şimdi bunun-
la ilgili programlann oluşturulması ve
inandıncı şekilde uygulamaya sokul-
masılazmT
Özilhan. Kıbns sorununun Annan
Planı kapsamında çözümünü bekle-
diklerini, Irak'a asker gönderilmesi
konusunun üzerinde de dikkatli karar
verilmesinden yana olduklannı söyle-
di. Özilhan, "Irakharekânnınilkaşa-
masuıa kanlmayan Türkiye'nin beür-
sizliğin daha fazla yaşandığı şu aşama-
da Irak'a asker göndermesl üzerinde
dikkatlice düşünühnesi gereken bir se-
çenektir. Kaldı ki Irak'm hiçbir kesimin-
den Türk askerinin ginnesi düşünce-
sine sempatik bir yaklaşun geunemiş-
tir. Dolayisryla Irak'asadeceinsaniyar-
dım ve demokrasiye katkı bağlanunda
ve BM kararlannı dikkate alarak des-
tek verilmeüdir" diye konuştu.
TÜSlAD YİK Başkanı Kayhan da
bağımsız düzenleyici kurullann siste-
min sağlıklı işleyişinde çok önemli ro-
lü bulunduğunu savunarak, son gün-
lerde bu kurullarla ilgili yaşanan tar-
tışmalann gereksiz olduğunu kaydet-
ri. Iktisadi olmayan düzenleyici kurul-
lann da yaşamsal önemi olduğunu \iır-
gulayan Kayhan. hükümeti şu sözler-
le uyardı:
"ÖmeğinYÖK YasaTasansıv«ya or-
taöğretimle ilgili bazı düzenleme ara-
yışlan. esas olarak Türkrye'nin gelece-
ğinin nasıl şekillendirilecegine dair ko-
nulardır. Gençlerimizi i\i eğkmek isti-
yorsak, çağdaş dünyaıun gereklerini
yerine getirmek zorundayız. Ortaöğ-
retûndebunun koşula zorunhıegitimin
12 yıla çıkardmasıdır. Meslek liseleri-
nin konumunun değiştirflmesine yöne-
lik gbişimlere de ver olnıadıgının aln-
nıçizmetiyiz. CMVersitedüzeyindeçağ-
daş egitimin birinci koşulu. üniversite-
lerin özerk olması ve siyasi etkiden bü-
tünüyieuzakruruImasKİır. Oysa hükü-
metin getirdiği tasarv siyaseti ünhersi-
tenin içine sokma, kadrolaşma çabasj-
nı ülkenin geleceği pahasına üniversi-
telere >-a\ma izlenimini vermektedir.."
Karan hükümet verecek
Başbakan Erdoğan ıse dün akşam
basın toplanüsında "TÜSUD'm,Irak'a
asker gitmesini Irak halkı istemiyor
şeknndebiraçıklaması oldu" anımsat-
ması üzerine, gazetecilerin bu ifadele-
rinin TÜSlAD'm açıklamasıyla tam
örtüşmediğini söyledi. Erdoğan, şun-
lan söyledi:
"Kakh ki hükümetinvereceği birka-
ran herhangibirsKHtophımörgütüver-
meyecek. Onlaruı kanaarJerine saygı
duyanz, onu da alınz değerlendiririz
ama nihai karanMerecekolan hükiunet-
tir. Hükümet tezkeresini hazuiar, par-
lanıento>a gönderir, pariamento nihai
karanvoir.Parlaınentoıiihaikaranver-
dikten sonra da kimin yürüteceği, nasıl
yürüteceği bunlarda zaten beüidir."
Milli Eğitim'de kadrolaşma
Atotiirkçülerin
yerine
üahiyatçılar
ENTIİM KAYA
AKP hükümeti, kadrolaşma iddialannı
yalanlarken bakanhklara bağlı birimlerde
görevlerinden alınanların yerine partiye yakın
kişiler atanıyor. Milli Eğitim Bakanhğı da gerekçe
gösterilmeksizin başka il ve ilçelerde
görevlendirdiği Atatürkçü ilçe milli eğitim
müdürlerinin yerine ilahiyat fakültesi mezunu
müdürleri yerleşririliyor. Bahçelievler İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğüne, 3 Kasım 2002 seçimlerinde
AKP Istanbul 3. Bölge millervekili adayı olan
ancak seçilemeyen Yakup Hayırlıoğlu getirildi.
Kastamonu'nun Küre ilçesine sürülen Türkiye'nin
en eski il milli eğitim müdürlerinden Esenler îlçe
Milli Eğitim Müdürü Hidayet Kumtepe'nin yerine,
AKP Bahçelievler ilçe Başkanı Fikret Erdem'in
amcasının oğlu Marmara L'niversitesi İlahiyat
Fakültesi mezunu AB Erdem getirildi. Sıvas'ın
Akıncılar ilçesine sürülen Bahçelievler İlçe Milli
Eğitim Müdürü Muzaffer MorgüTün yerine 3
Kasım 2002 seçimlerinde AKP Istanbul 3. Bölge
millervekili adayı olan ancak seçilemeyen Yakup
Hayırhoğju getirildi. Hayırlıoğlu, seçimlerin
hemen ardından geçici görevle Fatih tlçe Milli
Eğitim Müdürlüğii'ne atanmış, ardından da
Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak
görevlendirilmişti. lstanbul"da 8 yıl görev
yaptıktan sonra Eskişehir'in Inönü ilçesine atanan
Yahya Yıldız,
u
Aym ilde 8 yü çabşan müdürlerin il
dışına atantnasım" gerektiren yasa maddesine
karşın lstanbul"da Şişli tlçe Milli Eğitim
Müdürlüğüne atandı. Yahya Yıldız, Kars'ın Digor
ilçesine sürülen ve Atatürkçü kimliğiyle tanınan
Hasan Yıldız'ın yerine Bakırköy ilçe Milli Eğitim
Müdürlüğii'ne atandı. 1997-1998 yıllannda
soruşturma geçirerek Büyükçekmece ilçe Milli
Eğitim Müdürlüğü görevinden alman İlahiyat
Fakültesi mezunu Hüseyin Avni Sandıkh da
Diyarbakır Lice'ye sürülen Abdülkerim Yeniay'ın
yerine Büyükçekmece tlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü'ne getirildi. Kartal tlçe Milli
Eğitim Müdürü iken Adalar ilçe Milli
Eğitim Müdürlüğü'ne atanan Besim Er
Diyarbakır'ın Hani ilçesinde görevlendirilirken
yerine Adalar Şube Müdürlerinden
Mihriban Aslan Büyük getinldi.
19Eylül Gaziler Günü
Özkök: Devrimler
yolgösterecek
tzmir'deki törende Kıbns gazisi eşmi 199Tde yitiren Hasibe Şan gözyaşı döktü. (AA)
ANKARA(AA)-Ga-
ziler Günü nedeniyle bir
mesaj yayımlayan Ge-
nelkurmay Başkanı Or-
general Hilmi Özkök,
"TürkSüahlıKuvTetie-
ri'nin, sizlerden aldığı
güçle, kendisine verilen
her türlü görevi, Ata-
türkçü düşünce sistemi
ve büyük Atatürk'ün il-
ke ve devTİmlerinin yol
göstericiKğinde en iyi şe-
kflde>mnegetirmeazhn
ve kârarulığında oldu-
ğunu bir kez daha teyi-
den ifadeeünekKterinr
dedi.
Özkök mesajında,
Türk Sılahlı Kuvvetleri
olarak vatanlan için ha-
yatlannı feda etmeyi gö-
ze alarak gazilik onuru-
na erişenlerin sevinç gü-
nünü kutlamanın derin
heyecanı içinde olduk-
lannı belirtti. Genelkur-
may Başkanı Özkök,
mesajında şöyle dedi:
"Dünyamn en hassas
veelde bulundurulması
en zor bölgelerinden bi-
rinde yer alan Türkiye
Cumhuriyeti; laik ve de-
mokrarik yapısıyla böl-
gesinde bir istikrar un-
suru veuluslararası top-
lumun saygın ve örnek
bir üyesi olarak, biıük
ve beraberiiğini bütün
tehditiere rağmen sür-
dürebiliyor ve bu güzel
topraklarda bağımsız,
onuıiu vegönençli yaşa-
yabih'yor ise bunu aziz
şehitlerinıize ve siz gazi-
lerimize borçludur. Bu
biünçle, şundan emin
olunuz ki sahip olduğu-
muz en önemli değerle-
rimizolan birükveerin-
dmizin yaşa>-an sembol-
leriolarak daima gönlü-
müzde yaşa\ acaksınız."
Bursa'da türbanla mücadele eden şube müdürleri görevden alınıyor
Laik eğhmıcflere soruşturma
• Inegöl'de irtica
mücadelesi sırasında
ölüm tehdidi aldığı
için Cumhuriyet
Savcılığı'na başvuran
İlçe Milli Eğitim
Müdürü Ekrem
Şimşek'inde
görevden alındığı ve
tebligatın
önümüzdeki günlerde
yapılacağı öğrenildi.
LEVTNTGENCELLİ
BURSA - Bursa'da türbanla mü-
cadele eden Milli Eğitim bürokrat-
lan birer bırer görevden alınıyor
.AKP hükümeti ile göreve gelen II
Milli Eğitim Müdürü Reşat Kumba-
sar'ın talimahyla başlatılan soruştur-
malar gerekçe gösterilerek 5 ilçe
milli eğitim müdürü görevden alın-
dı, çok sayıda şube müdürü ile mü-
fettişin görev yerleri de değiştirildi.
Bursa'daki görevden alma ope-
rasyonunda, 28 Şubat sürecinde tür-
banla derslere girdıklen için okul-
lardan uzaklaştınlan bazı öğretmen-
lerin dilekçelerinin etkih olduğu öne
süriildü. Bu dilekçeler üzerine laik
eğitimcilerle ilgili soruşturmalar de-
vam ederken, ilçe milli eğitim mü-
dürleri Erol Baştürk (Osmangazi),
Dindar Sezgin (Nilüfer). Aü Genç
(Mudanya), Muharrem Bozkurt'a
(Orhangazı) görevden alınma teblı-
gatlan yapıldı. Milli Görüş'ün ka-
lesi olarak değerlendirilen Inegöl'de
irtica mücadelesi sırasında ölüm teh-
didi aldığı için Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na başvuran ilçe Milli Eğitim Mü-
dürü Ekrem Şimşek'ın de görevden
alındığı ve tebligatın önümüzdeki
günlerde yapılacağı öğrenildi.
AKP'nin Bursa Büyükşehir be-
lediye başkan adayı olarak gösteri-
len ve Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan'm. "ağabey* diye hıtap etti-
ği öne sürülen Inegöl Belediye Baş-
kanı HikmetŞahin ın, Ekrem Şim-
şek'in görevden alınmasında son sö-
zü söylediği iddia ediliyor. AKP tl-
çe Başkanı Burhan Ahcı'nın, 28 Şu-
bat sürecinde Inegöl Kız tmam Ha-
tip Lisesi Koruma Derneği Başka-
nı olduğu, türban eylemlerinde ön
saflarda yer aldığı biliniyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
6 gün önce tatile çıkarken, Türki-
ye neredeyse şimdi de orada. Zaten
6 gün içinde ne değişir ki! Avrupa ül-
keleriyle Türkiye'yi karşılaştırdığımız-
da, Türkiye'nin bir sürprizler ülkesı
olduğunu, Avrupa ülkelerinde ise her
şeyin planlı olduğunu söyleriz. Tür-
kiye, bu özellikleriyle değişime açık
bir ülkedir gözümüzde. Her sabah
karşımıza yeni bir sürpriz çıkabilir. Bu
ise bu ülkenin dinamik bir ülke oldu-
ğuna işaret eder. Bu yorumu yıllardır
yapıyoruz.
Tatilden dönüp geçmiş günleri şöy-
le bir değerlendirmeye kalkışınca, bu
ülkenin sürprizler ülkesi olduğuna iliş-
kin görüşlerimde bir tereddüt oluştu.
Işin doğrusu her tatil dönüşü böyle
bir duyguya kapılıyorum. "Türkiye
gerçekten hızla değişen, her gün
önümüze yeni sürprizlerle çıkan bir
ülke mi?"
3 Kasım 2002 seçimlerinin sonuç-
larına bakarak söylersek, Türkiye'de
ciddi bir değişiklik meydana geldi.
AKP, tek başına hükümeti kuracak
güce ulaştı. Üstelik, anayasayı değiş-
Türkiye Sürprizler Ülkesi mi?
tirecek bir sayıda milletvekilliğini de
elinde tutuyor. Avrupa Biriiği konusun-
da, "Uyum Yasalan" konusunda mev-
zuat açısından önemli adımlaratıldı.
MGK Genel Sekreterliği Yasası çıka-
rıldı. Birçok yasa değişikliği yapıldı.
Avrupalılann çok söylediği, bizle-
rin de yıllardır dillerimizden düşür-
mediğimiz bir sözcük var: "Yasaların
değişmesinden çok anlayışlann de-
ğişmesi önemlidir." Uygulamalara
bakınca Türkiye'de hiçbir sürprizin
ve yeniliğin olmadığını görüyoruz.
• • •
Türkiye-ABD ilişkilerine bakalım:
Türkiye'nin iktidar çevreleri, ABD ile
yine bildiğimiztürden pazariıklan sür-
dürüyor. Hatırfarsınız, AKP hüküme-
ti yeni kurulmuştu ve Irak'a ABD mü-
dahalesi söz konusuydu. Türkiye,
ABD askerierinin Türkiye toprakları
üzerinde konuşlandırılmasını tartışı-
yordu. Tartışmalardan bırisi de ABD
askerleri kadarTürk askerinin de Ku-
zey Irak'a ABD'lilerle birlikte girme-
siydi.
ABD, bölgedeki dengeler ve gele-
ceğe yönelik hesaplan açısından böy-
le birteklifı reddetti. Türkiye'nin Ku-
zey Irak'a girmesini istemediğini söy-
ledi. Bu konuda ciddi bir gerilim ya-
şansa da sonunda Türkiye bu tale-
bini gerçekleştiremedi. Ardından Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'nde "tezke-
re" reddedildi. Türkiye, bu ret tutu-
munun ardından ABD ile soğuk gün-
ler yaşadı.
"ABD yanından saf tutalım" çağ-
rısında bulunan çevreler çeşitli kor-
ku senaryolan yazdılar. Gelişmeler,
ABD'nin hesapladığı gibi çıkmadı.
VVashington, Bağdat'ta batağa sap-
landı. Şimdi başa döndük. Aylar ön-
cesi pazarlık, yine hiçbir şey değiş-
memiş gibi gündemde. Iddialara gö-
re Türkiye yine Kürt sorunu, yani Ku-
zey Irak'a müdahale ve kredi isteme
açısından eski kartlan yeniden açıyor.
ABD'nin zor durumda olduğu bir
gerçek. Türkiye'ye muhtaç olduğu
da bir gerçek. Bu durumda, Türkiye
ilkeli bir siyaset izlemek yerine pazar-
lığı tercih eden bir yöne sokuluyor.
"ABD PKK'lileribize teslim etsin, ay-
nca şu 8.5milyan da üstüne koysun,
biz de o zaman ABD'ye Irak'ta as-
keri destek sağlayalım."
• • •
Türkiye, her zaman olduğu gibi
"çözümsüzlüğün çözüm olduğu" dü-
şüncesindeki akım ve eğilim tarafın-
dan yönlendirilmeye devam ediliyor.
Bu noktada Türkiye hiç değişmiyor.
Türkiye, Kürt sorununda içerideki ha-
vayı yumuşatıp sorunu içeride çöz-
meye yönelik bir çizgiyi birtürlü plan-
lamıyor, planlamak istemiyor. Böyle
olunca da Kürt sorunu dış müdaha-
lelerin temel unsurlarından birisi ol-
maya devam ediyor.
ABD, Irak'ta batağa saplanmış. Bu
sıkıntılı durumda kendisine en yakın
güç olarak Kürtleri görüyor. Işte bu
koşullarda Türkiye, ABD'ye "PKK'li-
leri yakala ve bana teslim et" diyor.
ABD bunu yapabilir mi? Böyle bir gi-
rişim Kuzey Irak'ta yeni çatışmalara
kapı açar. ABD'nin Kürüerle arasını bo-
zabilir. ABD bunu göze alamaz. Tür-
kiye olmayacak bir noktadan ABD'yi
sıkıştırmaya çalışıyor.
Diyelim ki ABD böyle bir teklifi ka-
bul etti. O zaman binlerce PKK'Iİ Tür-
kiye'ye doğru sürüldü. Bunun yol aça-
cağı çatışmaların, gerilimin bu ülke-
ye ne faydası olur? Kapanmaya yüz
tutmuş yaralar yeniden açılabilir. Di-
yelim ki bütün bunlar da göze alındı,
böyle bir ortamda Türkiye, Irak'a as-
ker gönderebilir mi?
Yalnızca savaş konusunda yürütü-
len tartışmalara baktığımızda bile bir
şeyın değişmediğini görüyoruz. Kıb-
rıs, RTÜK, YÖK, işkenceler, anlamsız
mahkeme kararlan ve yasaklar açısın-
dan da Türkiye bir sürprizler ülkesi sa-
yılamaz.
Türkiye'nin sürprizler ülkesi olduğu-
na ilişkin inancım giderek zayıflıyor.