04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 16EYLUL2003SAL HABERLER DtnvraDABUGÜN ALİ SİRMEN Onurlu Dostlarım Meler Oluyor Bize? - Ali Abi, bana kuru fasulyeyi sen sevdirdin bili- yormusun? Bir gün bizirrı evde, öylesine iştahla fa- sulye yemiş, öyie ballandıra ballandıra övgü düz- müştün ki, dedi Ayhan. Cumhuriyet okuriannın düzenlediği bir etkinlikte karşılaşmıştık, bir ay kadar önce. Ayhan'ın ağabeyi, benim hem liseden, hem üni- versiteden arkadaşımdı. Herkesin sevdiği can bir çocuktu. Yaşamında daha sonra da kanıtlayacağı gibi kararlı, azim sahibi bıriydi, ama dışa vurulmuş hırslan yoktu. Üniversite yıllamnda, kimi zaman Söğütlüçeşme- de'ki iki katlı küçük apartmanlanna ders çalışma- ya giderdim. Ana babası candan insanlardı, Erkut'un bütün arkadaşlanna ail&nin bireyi gibi davranırlarcfı. Babası Ramazan Amca'nın öyküsünü o yıllarda Erkut'tan dinledirn. Kayserili idi. Erkut'un anlattığına göre, yürürken bile çoraplannı gösteren ayağına kısa gelen birpan- tofonla varmıştı ilK kez Istanbul'a. Yıllarca emek vermiş, yabana adlı bir rulman şir- ketinde çalışmışti- Birara eşi de, Erkut'un okuduğu ilkokulun temiz- lik işleriyle uğraşmıştı. Bu eli öpülesi kankoca, emekleriyle çocuklannı en iyi okullarda okutmuşlar, en dürüst biçimde eğit- mişler, başlannı sokacak sonra da evlatlanna ka- lacak bir ev yapmışlardı. • • • Erkut, ana babasıyla, onlann güç günlerdeki ça- lışmalanyla hep öv/ündü. Haklıydı da. Sanınm ana babasından kalan en büyük miras, Söğütlüçeşme'deki o ev değil de namuslu insanın altyapısını oluşturan emege saygı ve onur duygu- suydu. O da , Ayhan da yaşam felsefelerini hep bunun üstüne bina etti. Bir ara yurtdışında çalışmış olan Ayhan, şu sıra- larda kızının da üniversiteyi bitirdiği, aynı yabancı ülkede çalışmakta olduğunu söyledi. - Ama dedi, ardından, bir gün mutlaka dönecek, öyle istiyor. Dünkü gazetelerde Ülkü Taşçı'ın öyküsünü oku- yunca, birden Erkut'u anımsadım; acaba o bu öy- küyü nasıl yorumlardı? Düzce depremzedesi olup, evi yıkılınca yaşam ola- naklan bulmak için Antalya'ya göç eden Ülkü Taşçı, temizlik işlerine gitmektedır. Kocası da bir yıla ya- kın süre günübirlik işlerde çalıştıktan sonra, niha- yet geçen ay 270 milyon aylıkla bir aşçılık işi bul- muştur. Kısacası, depremden sağ kurtulan dört kişilik Taşçı ailesi, her ne Kadar açlık sının civarlannda do- laşıyor da olsalar, yine de 2003 Türkiyesi'nin mut- lu insanlan arasında sayılabilirler. Çünkü başlannı sokacak biryerleri vardır (40 mil- yona bir gecekonduda yaşıyorfar), ana baba iş bul- muşlardır. ••• Ülkü Taşçı yedi yaşındaki kızını, okula yazdırmak isteyince kendisinden 100 milyon lira kayıt parası ister müdür. Bunu verecek durumda olmayan an- ne, bir haberden esinlenerek, 100 milyon vennek yerine iki gün okulu temizlemeyi önerir; öneri ka- bul görür. Olayı haber alan gazetecilere de anne, iki şey- den yakınır. Okul arle biriiğinin kimi üyeleri yaptığı temizliği beğenmemişlerdir. Bir de temizlik yapar- ken, çocuklannı okula götürmek zorunda kalmış- nr. - Onlann onuriannın kınldığını hissediyorum, bu da ağnma giyor, diyor Ülkü Taşçı. Ülkü Taşçı'ı kınamanın, ona; - Ne var evladım, alın teriyle çalışıyorsun. Bunda onur kıncı ne var, demenin âlemi yok. Çünkü artık emeğe saygı kalmamıştır. Emekçi- lerin degıl, hortumculann çocuklan saygı görmek- tedir, hem okulda hem de toplumda. Sevgili okurlar. sevgili emekten yana onurlu dost- lar görüyor musunuz, neler oluyor, neler olmuş bi- ze? Burada asıl kızılacak olan, popülist bir tavır ser- gileyen ve sahte kahraman edasıyla, "Eğerbu olay doğruysa, okulmüdürûnün canına okurum!" diyen Milli Eğitim Bakanı Çelik. Sayın Bakan, böyle çıkışlara gerek yok. Eğer, ço- cuklan imam hatiplere ve tarikat okullanna yönlen- dirmek yerine ilköğretimi gerçekten parasız yapar- sanız, bütün bunlara gerek kalmaz. Çocuklara bedava ders kitabı veımek iyi hem de çok iyi, ama yetmiyor. Bakın! O bedava kitabı ala- bilmek üzere kaydı yaptırmaya bile kimilerinin gü- cü yetmiyor. Herhalde, öğrenci başına harcamasıyla, Zimbab- ve'nin de arkasında dünya sonuncusu olan ve mil- li eğitimin bütçedeki payı her yıl düşen bir ülkenin, Milli Eğitim Bakanı'na böylesine efelenmek değil, olsa olsa susmak düşer. Resim yarışmasında ikinci oldu Irkçılıkla mücadele ödülü itirafçının DİY\RBAKIR(Cıım- huriyet Bürosu)- Diyar- bakırE Tipı Cezaevi"nde hükümlü olanPKK itiraf- çısı Mebmet Fidancı, *Anti-fffcçıhk" konulu re- sim yanşmasında ikinci oldu. Fidancı. bugün In- san HaJdan Ulusal Komi- tesi Başkanı İoanna Ku- çuradfnin katılacağı bir törenle ödülünü alacak. însan Haklan Eğitimi lO'uncuYılı Ulusal Ko- mitcsı tarafrndan düzen- knen *IrkçılıkveAynm- cüıkla .MücadeleYollarT konulu resim yanşması- na Diyarbakır E Tipi Ce- zaevi'nden kahlan PKK itirafçısı Mehmet Fidan- cı, yaptığı tabio ile ikin- cilik kazandı. Fidancı bu- gün saat 11.00'de E Tipi Cezaevi 'nde düzenJene- cek birtörenJe, ödülünü. însan Haklan Ulusal Ko- mitesi Başkanı ioanna Kuçuradi ve Komite Sek- reteri MeralÇeMkcan'dan alacak. Törene Adalet Bakanhğı Başmüfettişi Mustafa Akkuş ile Di- yarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Ca- nan da kaılacak. Yüksek Seçim Kurulu'nun kesinleşmiş karanna itiraz edilemeyeceği yönünde bir dosya hazırladı AKP seçime direnecekEMtNEKAPLAN ANKARA-Yargıtay'ın DEHAP'ın oylaruu iptal etmesi ve DYP'nin Mec- lis'e girmesi olasılığına karşı "Erken seçim karan alınz" diyen AKP yöne- timi, YSK'nin eski kararlanna daya- narak bu olasılığın gerçekleşmeyece- ğini savunan bir dosya hazırladı. Dos- yada, YSK'mn 1989 yılındaki yerel seçimler sonrası yapılan itirazlar üze- rine verilen "YSK karartan kesindir, kesin karar demek herhangi bir ku- rum tarafindan bu karann yeniden in- celenmesini yasak eden karardır" yö- nündeki karan yer aldı. AKP Grup Başkanvekili SaKlı Kapusuz, bu kara- ra dikkat çekerek YSK'nin DEHAP'la ilgili bir itiraz olması dummunda usul yönünden reddetmesi gerektiğini söy- ledi. AKP grup yönetimi, Yargıtay'ın • AKP grup yönetimi, Yargıtay'm DEHAP'la ilgili vereceği karar sonrasmda YSK'ye yapılacak itirazlan dikkate alarak bir çahşma yaptı. YSK'mn kesinleşmiş karanna itiraz edilemeyeceğini söyleyen AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz. YSK'nin seçimleri yenileme karan da alamayacağım belirterek bu konuda yetkinin TBMM'de olduğunu söyledi. DEHAP'la ilgili vereceği karar sonra- sında YSK'ye yapılacak itirazlan dik- kate alarak bir çalışma yaptı. AKP'nin hazırladığı dosyada, YSK'nin eski ka- rarian. YSK'nin görev ve yetkilerinin sıralandığı yasa, Yargıtay Cumhuriyet BaşsavcılığVnın seçimler öncesinde DEHAP'ın seçimlere giremeyeceği- ne ilişkin YSK'ye yaptığı başvuru ve bu başvuru üzerine YSK'nin verdiği karar yer aldı. AKP Grup Başkanvekili Salih Ka- pusuz. 1989 yılında yapılan yerel se- çimler sonrasında ANAP Köse Uçe Başkanhğı 'nın "oylann geçersizsayd- ması"na ilişkin yaptığı başvuruyu, YSK 'nin -daha önce bu konuda karar ahndığr gerekçesiyle reddettığıne dik- kat çekn. Kapusuz, o dönemde YSK'nin hukuk açısından "kesinyargj karan"nı da tanımladığını belirterek "YSK ka- rarian kesindir,kesin karardemek her- hangi bir kurum tarafindan bu kara- nn yeniden incelenmesini yasak eden karardu"'" ıfadesirun kullanıldığını söy- ledj. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı- gı'nın 3 Kasım seçimlerinden hemen önce DEHAP'ın seçimlere giremeye- ceği yönünde YSK'ye itirazda bulun- duğunu, ancak kurulun bu konuda bır delil olmadığı için başvuruyu reddet- tiğine dikkat çeken Kapusuz. "YSK, DEHAPkonusundadaha önceyapdan itirazlan göriişmüş ve karara bağla- nuşür. YSK kararian kesindir,yeniden incelenemez, Bu durumda y^apdacak itirazlar da usul yönünden reddedile- cektir" diye konuştu. Ortada bir idari hata olduğunu ve bu hatanın faturasmın bütün ülkeye ve Meclis'e çıkanlmaması gerektiğini be- lirten Kapusuz, "Seçim bittikten son- ra 'özür dileriz. pardon, bir hata yap- mışız' diyemezsiniz. Birflerinin hatası- m bir başka partinin kar hanesine ko- yamazsınız. Bu taröşmalann künseye de faydası yokrur" dedi. DYP'nin TBMM"ye girmesi durumunda erken seçim karan alınıp alınmayacağının sorulması üzerine Kapusuz, "Bizseçnn- lerden korkmayız. Birinci tercihimiz ülkenin çıkarlandır.~ dedi. Kapusuz, YSK'nin seçimleri yeni- leme karan da alamayacağım belirte- rek bu konuda yetkinin TBMM'de ol- duğunu söyledi. Kapusuz, "Anayasa- ya göre iki durumda erken seçim ka- ran ahnabilir. Birincisi TBMM'nin ka- ramia, ikincLsi de 45 gün içinde hükü- met kurulamazsa cumhurbaşkanı ül- keyi seçimlere götürebüû-" dedi. .AKP Grup Başkanvekili EyüpFatsa da henüz YSK "den çıkmayan bir karar üzerinde ancak 'iaraayorumlar^apjlabfleceğinr belırtti. DOS YAYA GÖRE KARAR VERİLECEK Algan: Görüş açıklamadım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Tufan Algan, Seçim Yasasf nın kendilerine verdiği yetki kapsamında DEHAP'ın seçime girişine vıze verdiklerini söyledi. Algan, DEHAP'ın seçime girmesi nedeniyle kamuoyunda yaşanan tartışmalann "sorumlusunun" Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu görüşünü. bu kez üstü kapalı olarak yineledi. YSK Başkanı Tufan Algan, Yargıtay aşamasında olan DEHAP davasının, 3 Kasım millervekili genel seçımlerinin sonuçlannı etkileyip etkilemeyeceğıne ilişkin sorulannı yanıtladı. Basında konuyla ilgili olarak, kendisme atfen bazı görüşler de ortaya atıldığını anımsatan Algan sözlerini şöyle • sürdürdü: "Ben sadece DER\P'ın seçimler arefesinde seçime girmesiyk sonradan Yargrtav Cumhurijet Başsavcılığı'nın itirazı konusunda açıklamada buhındum. Bunun dışında, özeDUde medyada betirtilen ve bugün ısrarla üzerinde konuşuJan üç konu hakkında. herhangi bir şekilde özel olarak fikrimi açıkiamış degihm. hâlâ da açıklamanı mümkün degiL Çünkü. bildiğiniz gibi konu hakkında kurulumuza yapümış bir müracaat veya talep yoktur." Eski DEHAP — — — — ^ — — — — yönetıcilerine sahtecilik suçundan verilen cezanın Yargıtay'da onanması durumunda konunun YSK'ye geldiğinde nasıl bir yöntem izleneceğine ilışkin soru üzerine Algan, Yargıtay aşamasından sonra kurula bir itiraz veya talep gelmesı halınde, bunun hem seçim hukuku, hem de maddi hukuk açısından görüşüleceğini, tarhşılacağını, araştınlacağını ve bir karar verileceğini kaydetti. Algan, birgazetecinin, **Sabıh Kanadoğlu'nun DEHAP konusunda baş\nrusu olmuşru. Siz başsavcıyı suçiayan, konuşmalar yapönız. Sorunun bu nokiaya gelmesinde sorumlu kim*' sorusuna, "Sh-asi Partiler Kanunu'nun 10. ve 33. maddelerinde sorunun cevabı \anhr" karşılıgım vermekle yetinirken: üstü kapalı olarak, yine dönemin Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nu suçladı. • Tufan Algan, DEHAP'ın seçime girmesi nedeniyle kamuoyunda yaşanan tartışmalann "sorumlusunun" Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu görüşünü yineledi. YSK'ye yönelik suçlamalara diyecekleri olmadığını kaydeden Algan, dosya önlerine geldiğinde hem seçim hem de maddi hukuk açısından tartışıp, karara bağlayacaklanm bildirdi. Yargılamaya devam edildi Zana:12Eylül ürünüyüm Eski DEP nüUetveküieriniıı yeniden yargılanması sürüyor. (Fotoğraf: AA) DEP davasıyla ilgili konferans düzenleniyor Strasbourg'da tartışılacak ANKARA (ANKA) - Eski DEP mılletvekıllen Leyi» Zana, Orhan Doğan, Hatip Dkte ve Sdim Sadak'ın yeniden yargılanmalan Avrupa Parlamentosu'nun gündem konusu oldu. Avrupa Pariamentosu, Strasbourg'da "Türkrye'de Hukukun Üstünlüğü" konulu konferans düzenliyor. 23 Eylül'de gerçekleştirilecek konferansa, Türkiye'den eski DEP milletvekillerinin avııkatı Yusuf Alataş, eski tstanbul Barosu Başkanı Yaşar Seyman konuşmacı olarak katılacak. AP Karma Komisyonu milletveki 1leri ve Başkanlık Divanı'run da gözlemci olarak katılacağı konferansta, Türk hukuk sistemi masaya yatınlacak. Konferansın özel gündem maddesini ise eski DEP milletvekılleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selün Sadak'ın Avnıpa Însan HaJdan Mahkemesi'nin karanyla yeniden yargılanmalan oluşturacak. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kapatılan DEP'in eski milletvekil- lerinden LeylaZana, ken- disinin de yargılandığı DGM'ler gibi 12 Eylül ürünü olduğuna savundu. Zana, ancak kendisinin özgürlükten ve eşitlikten yana olduğunu söyledi. Zana, DGM'nin deği- şime yanıt vermediğini, statükoyu temsil etmeye devam ettiğini savundu. Selim Sadak ise, siyasi aktörlerin yargı üzerinde baskıdan çekinmedikle- rini söyledi. Eski DEP milletvekillen Zana, Se- lim Sadak, Hatip Dicle ve Orhan Doğan ın yeniden yargılanmasına, Ankara İ No'lu DGM'de devam edildi. 3 tanık dmlendi Avukat Yusuf Alataş, müvekkillerine yönelti- len suçlamalardan birisi- nin koruculan, silahlan- m bırakarak terör örgü- tüne katılmaya zorladık- lan olduğunu belirterek, bu konuyla ilgili 3 tanık dinletmek istediklerini söyledi. Tanık olarak din- lenen NaifAsbn,Azizlşık ve Mahmut Doğan, eski milletvekillerinin, Koran ve Mendan aşiretleri ara- sında yaklaşık 20-25 yıl- dır süren kan davasının bitirilmesi için arabulu- culuk yaptıklannı, görüş- melere devlet yetkilileri- nin de katıldığını belirte- rek. görüşmelerden son- ra banşın sağlandığını kaydettüer. Mahkemehe- yetine "değişimden ya- naysanız Türldye' > ji çağ- daş uygarhk düzeyine omuz omuza taşonak is- teriz" diyen Zana, deği- şim karşıtlannın Türki- ye'ye kaybettirdıklerini söyledi. "BendeDGMTer gibi 12 Eylül ürünüyüm" diyen Zana, işkenceler- le daha da güçlenip, po- litize olduğunu anlattı. Zana, DGM ile aynı ku- şaktan geldiklerini, an- cak kendisinin özgürlük- ten ve eşitlikten yana ol- duğunu söyledi. Yeniden yargılama süreci boyun- ca banş, kardeşiik, dost- luk ve değişün mesajlan verdiklerini anımsatanZa- na, bu düşüncelerinin dik- kate alınmadığını sa\Tin- du. Zana, "Türldye-AB flişkilerinde süs biâdsi ya da mak>aj.esknün kopya- sı için karbon kâgıdı ola- mavTz. Bu adakt perisine ihanrt ohır" dedi. Zana, AKP'nin ve Baş- bakan Recep Tayyip Er- doğan'ın "(akkrvecuran- üşvd oidukiarmı" söyle- di. Erdoğan'ın "Düşün- mezseniz, Kürt sorunu TOktur" ifadesinı kullan- dığını söyleyen Zana, bu- nu "Ükdwpnnakatifbir yatdaşun" olarak değer- lendirdi. DEP'lilerin a\u- katlan, "İabüye ve bera- at" istemi yerine, "mü- vekkillerini özgürtükleri- neka\uşturacakbir karar verilmesi'" ıstemıni dile getirdiler. Mahkeme, sav- cının da isteği doğrultu- sunda avukatlann talebi- ni reddetti. Haksız mal edinme davasında verilen beraat karan 1943 tarihli kanun nedeniyle temyiz edilemedi Erdoğan^ı 60 ydhk yasakurtardıANKAR4 (ANKA) - Adalet Ba- kanı Cemil Çiçek, haksız mal edin- diği gerekçesiyle yargılanan Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan hakkın- da verilen beraat karannın, 8 Ocak 1943 tarihinde yürürlüğe giren Ma- liye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirli- ği'nin ve Muhakemat Umum Müdür- lüğü Kanunu uyannca temyiz edil- mediğini bildirdi. CHP Bahkesir Millehekili Or- han Siir'ün. Başbakan Erdoğan ın beraatkarannm Hazine a^'ukatlann- ca niçin temyiz edilmediği yönün- deki soru önergesini yanıtladı. Öner- geyi, Başbakan Erdoğan adına ya- nıtlayan Adalet Bakanı Çiçek. yar- gılama sırasında mahkemenin seç- tiği bilirkişilerin yaptığı inceleme üzerine. soruşrurma sırasında alına- nın tersine, '•haksız mal varhğı edi- niminin saptananıadığı" şeklınde ra- porhazırlandığını anımsattı. Çiçek, bunun üzerine cumhuriyet savcısı- nın hazırladığı esas hakkındaki mü- talaada unsurlan oluşmayan suçtan dolayı beraat talep edilmesi üzerine mahkemenin Erdoğan'ı beraat ettir- diğini belirtti. Çiçek, sanık kelimesinin geçme- diği ve bunun yerine sık sık "Saym Recep Tay>ip Erdoğan" denilen ya- nıtında, davayı izleyen Hazine avu- katlannm, 4353 sayılı Maliye Ve- kâleti Baş Hukuk Müşavirlıği'nin ve Muhakemat Umum Müdürlüğü Kanunu uyarınca görev yaptığını anlattı. Bakan Çiçek, "Kanunun34. maddesinde; Hazine'ce müdahale olunan ceza davalannda suçun sabit otmaması, faitin tutulan şahıs olma- dıgının sübut bulması sebebiyle ve- rilen beraatkararlanna karşı kanun yollanna müracattan vazgeçilmesi hüknıünün yer aldığı''nı anımsattı. Çiçek, söz konusu madde nedeniy- le, Erdoğan'ın beraat karannın tem- yizinden vazgeçilmesinin Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirlıği ve Muhakemat Genel Müdürlü- D S P G E N E L B A Ş K A N Y A R D I M C I S I T A Y F U N I Ç L İ : Demoratik sol Atatürk'ün yoludur Tayfiın Içli ANKARA (Cumhurrvet Bürosu) - DSP Genel Başkan Yardımcısı Tayfiın İçli "Demokrasiye, laik Cumhuriyete, ulusal birh'ğe ve rejime yönelik tehdit ve rchlikelerden endjşe edenler; demokratik solu esenhk yolu olarak görmehdir" dedi. îçli yaptığı yazılı basın açıklamasında, demokrasi tarihinde görühnemiş psikoiojik sa\aş yöntemleriyle. iç ve dış kaynaklı oj'unlarla ülkenin seçime sürükJendiğini belirtirken "Uzun yıllann ağırlaştırdıgı ekonomik sıkmülann ve işsizliğin bedeli bi/Jerv fatura edilmiş ve DSP TBMM dışı bıralalmışnT" dedi Içli, "DSP'nin TBMM dışı bırakılmasınm ağır bedeoni Türkiye şimcti; ulusal çıkariannuzla oynanmasryla, laik demokratik Cumhuriyete içten ve dıştan yapılan saldınlarla ödeme sürecine sokubnuştur" diye konuştu. Demokrasiye ve laik Cumhuriyete yönelik tehlikelerden endişe edenleri DSP'de birleşmeye çağıran Içli, "DSP'nin temsil ettigi ulusalcı demokratik sol, tam anlanuyia Atatürk'ün vohıdur" dedi. ğü 'nce "uygun görüldüğünü' 1 ve ka- rann temyiz edilmeyerek kesinleş- tiğini bildirdi. Böylece, neredeyse kamunun her alacak davasında iddianın tersine çı- kan beraat kararlannı temyiz ettigi bilinen Hazine avukatlan, sanık Er- doğan olunca 8 Ocak 1943 tarihli 4353 sayılı kanuna dayanarak bu yo- lu izlememiş oldu. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Ve- kilı Bekir Selçuk. 5 Haziran 2002'de açtığı davada, kamuoyunda "Nere- den BuMun Yasası" olarak bilinen mal Bildiriminde Bulunulması, Rüş- vet ve Yolsuzlukla Müacadele Yasa- sı uyannca, 256 milyar lira haksız servet edindiği gerekçesiyle Erdo- ğan hakkindaki bu davayı açmıştı. Davada. Erdoğan'ın 5 yıl 10 aya kadar hapis cezasma çarptınlması, yaşamı boyunca kamu haklanndan yasaklanması ve söz konusu para- yı faiziyle birlikte Hazine'ye öde- mesi talep ediliyordu. Erdoğan'ın Ankara 7. Asliye Ceza Mahkeme- si ise sanık Erdoğan'ın başbakan olduğu 21 Ocak 2003 tanhinde be- raat karan vermişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle