02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2003 CUMA HABERLER Geçmişteki uygarlıkların izlerini taş oyuntulannda saklayanlann kenti: Fethiye BİR BAKIMA Tariheyolculukyapın...SEVİMDABAĞ Fethhe'dene tarafinıza dönersenizdönün, tarih yakanızı bıraknuyor." "Tlos'ta,at Pegasus'un kanat- lan omzunuzu sıyınp geçiyor." "Sakükent, tarihin küfeyaünldığı sığmak" "Kaya Köyü,zamanın dur- maktan yoruldu \er." "\akapark'ta, kendini yaka- latan baİık." "Daiyan, toprağm yeşil saçian, doğa- nın mavi gözleri, kumlanna aşkın vazüldığı kr/üar" "Kaunos, tarihin ortak yazgısı." Rüzgâr sa\-uracak saçlannızı. Şapkanız uçacak. Güneşin yalımı yüzünüzü, ensenizi kavuracak. An- layacaksıruz nasıl bmir ülkede yaşadığınızı... Toprağın kırmızı. kara renginin ayırdına vara- rak, yol kenarlanndakı mınik mavi çiçekler eşlığen- de, arabalann arkaianndan saman saplannın sav- rulduğu. küçük kasabalardan geçen, şehırlerarası yol- iardan gıdiyoruz. Fethıye'ye. Tatile. Üzün bağlan. Zeytin, badem, vişne ağaçlan, şe- ker pancan, ayçiçek, mısır, soya tarlalan. Nadasa bırakılan tarlalar arasında ekinler; sanşın kız eda- sıylaselamlıyorsizi. Sapla samanmkanştığımev- sımdeyiz. Temmuz sonunlan Fethiye"deyiz. Fethiye'de antık çağdan itibaren karşılaşılan dep- remler. yerleşim aJanJannı yok etmiş ancak, kentın güneyindeki kayalıkta oyulmuş mezariarla çeşitlı yer- lerdeki lahit mezarlar, günümüze kadar ulaşmış. Tatıl ıçın yolunuzu Fethıye'ye düşürmüşseniz, Taş oyuntularına kazınan tarihi görmeye de zaman ayınn tatıl payınızdan... Yoksa Olüdeniz ve Belce- ğiz yetecektir sayılı günlerinizi doldunnaya. Sak- lıkent, TIos. Yakapark, Kaya Köyü. Elinızı çabuk tutarsanız, Dalyan'a da uzanabilirsiniz. Antik çağdan kalan mezarlar Saklıkent. Tarirün küfe\aünkiığısğınak'\ Tlos'ta "Mitolojik Belleforontes"in atuun kanaüan omzu- nuzu sıyırarak geçiyor. Gözlerinizi lorpışürryorsu- nu/kanatsesine." Yakapark'ta, "kendini yakalatan balık." Kaya Köyü, "Zamanın durmaktan yoruldu- ğu yerf Kaya Kövü'ne gıderken "Orman sizin içi- nizden geçiyor,cırcırböceklerinin korosu eşüğmde." Dalyan, "Kumlanna aşkın yazıidığı layılar." Ka- unos "Tarihin ortak yazgısı." Toprağın kırmızı kara renginin ayırdına vararak. yol kenarlanndakı küçük mavi çiçekJere paralel, asfalt yolda; geçen arabalann saman saplarını sa- vurduğu, şehirlerarası yollann küçük kasabalann- dan geçerek gıdiyoruz, Fethıye'ye, tarile. Yol kenar- lannda bildik adreslere götüren eğik. paslı demirlev- halar; oto tamırcısı, benzın istasyonu. kaportacı... Kentleri besleyen ana damarlann üzerinden geçi- yoruz, zeytin, badem, vişne ağaçlan, şekerpanca- n, ayçiçek. mısır, soya tarlalan. Uzüm bağlan. Na- dasa bırakılan tarlalar arasında, ekinler; sanşın kız edasıyla selamlıyor bizi. Sapla samanın kanştığı mev- simdeyız. Temmuz sonlan: Fethiye'deyiz. Fethi- ye'de antik çağdan itibaren karşılaşılan bırçok dep- rem, yenı yerleşim alanlannın kurulmasuıa ve o dönem yapılannın zaman ıçinde yok olmasına ne- den olmuş. Ancak kentın güneyindeki kayalıkta oyulmuş mezarlarla, çeşitli yerlerdeki lahit mezar- lar. antık çağdan günümüze ulaşmayı başarmış. Tarlhe de zaman ayırın Tatılınızı geçirmek ıçin yolunuzu Fethıye'ye dü- şürmüşseruz. Ölüdenız ve Belcekız yetecektir sa- yılı günlerinizi doldurmaya ancak sız sız olun, o gü- zellığe taban direyip tarihe de yolculuk yapın tatil payınızdan... Sakhkent, Tlos, Yakapark, Kaya Köyü. Hatta elı- • Eğer tatil yapmak için Fethiye'yi seçtiyseniz Olüdeniz ve Belcekız yetecektir sayılı günlerinizi doldurmaya ancak siz siz olun, o güzelliğe taban direyip tarihe de yolculuk yapın tatil payınızdan... Saklıkent, Tlos, Yakapark, Kaya Köyü'nü mutlaka görmelisiniz. Hatta elinizi çabuk tutarsanız, eşsiz güzellikteki Dalyan'a da uzanabilirsiniz. Zorlu yürüyüş Fethiye ye elli kilometre uzaklıktaki Saklıkent 'saklıyor' ifisanı. Yürürken derenin ortasmda azgın sular sallayacak sizi tutunacak biriyoksa yanınızda. Soğuktan kesilecek bacaklannız, acısı; içinize, yüzünü'ze işleyecek. Bu zorlu ama güzel yürüyüşün ardından Saklıkent'ten ayrılmadan tadabileceğiniz, mevsimin çiçeklerinden yapılan safbal yorgunluğunuzu atmanın en iyiyolu... burada yaşadığına ınanıhyor. Belleforontes'in me- zannın bulunduğu nekropol, akropol, Kanlı Ali Ağa'nın Sarayı, stadyum. hamam, tiyatro günümü- ze ulaşan yapılar. Roma, Bızans ve Osmanlı döne- mı kalıntılan, Tlos'ta bulunuyor. Üzerinde tarihi mitolojik semboller olan, el yapırru taş kabartma he- diyelik süs eşyalar turistlerce ilgi görüyor. Hediye- liklerin tümü, yumuşak olduğu ıçin kolay işlenen volkanik taşlardan yapılıyor. Yakapark: Tlos'tan yaklaşık bir kilometre yu- kanda Yakapark. Anıt ağaçlar. su kanallan, hamak- lar, taş masalar kendi doğallıgıyla yerinı buluyor. "Bahkh Bar" ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekiyor. Bann tezgâhına yapıhruş su kanalından akan buz gibi suyun içinde alabalık dolaşıyor. Kaçmıyor. par- * Gemile fk) Koyu: Genu Barınağı. Türkçe de sesli uzuyorsa bir harfdüştüğü içindir. Burada uzun okunan e, k harfinin düşîüğünü gösteriyor. "Gemile Koyu " diye geçiyor. Kaynak: Sami Karaören, Cumhurivet Gazetesi nızı çabuk tutarsanız. Dalyan'a da uzanabilirsiniz. Sakhkent: Zenuni taşlı kanyonda. yürüyebilmek ıçın lastik ayakkabı kiralanıyor. Ama siz yine de fir- latın lastikleri. Saklıkent, Muğla-Antalya sınınnı be- lirleyen Karaçay Deresi'nin kenannda. Kanyonun ginşınde, sol tarafta Esen Çayı'nın kaynağı, kaya- lann dibinden köpürerek yeryüzüne çıİayor. Onse- kiz kılometre uzunluğunda, üçyüz metre derinlik- te yapılacak yürüyüş, çayın azgın, buz gibi sulan- na kendini atanJar için karşı kıyıda başlryor. Dönüş- te şark köşelı sedirlerde içilen çaylar ısıtıyor içini- zı behnize kadar ıslanmışken. Tlos: Güneş demek KJos. Likya Federasyo- nu'nun "spor kenti" olarak biliniyor. Mitolojik ka- nath at Pegasus'la onun kahramanı Belleforontes'in Tlos antik kentinde yaşadığı bilinen mitolojik at kanatiı Belleforontes'in taşkabartma figûrüne • turistler büyük ilgi gösteriyor. maklannızın arasuıdan kayıp, tekrarsıze yakalaru- yor. Kahve molası süresince oyun sürüp gidiyor. Cırcır böceklerinin korosu KayaKöyii: "Ormandakoro"KayaKöyünese- kiz kılometre tabelasının yakJaşık yüzüncü mere- sinde başlıyor. Bu kadar cırcır böceğinin (Ağustos Böceği) birarada ötüşü kulaklan tırmalıyor. Ka- ya'ya ınerken ormandan geçen çam ağaçlanyla ör- tülü, ılık rüzgârlı yolu her anımsayışta; ıçinden ge- çiyor olacaksınız. Yol kenanndaki anıt ağaç. tarihe tanıklığının kasveüyle ağırlıyor sizi. Kaya Köyü. Fet- hiye'ye yedi kilometre uzaklıkta. Terkedihniş >üz- lerce konut, kiliseler, çeşmeler. okullar, hastane, kütüphane öylece duruyor. "Zamanın durmaktan yorulduğu yer." Kaya Köyü. Bir çaresizlığe bakma duygusu. Hüznün sessizliğı daha çok. Rumlann 1924 yılına kadar yaşadıklan yer "Le- vissi" "Nüfus de^şimi'" anlaşmasıyla Batı Trak- ya'dayaşayanTürkler'le. RumJaryer değişfırmış an- cak, göçmenlerçe\Teye uyum gösteremeyınce; Ka- ya Köyü bugünkü sessizliğine büriinmüş. Gemile (K) * Koyu: Kaya Köyü'nünarkasmda- ki tepeyi aşarak gelen yolla Gemile (k) Koyu'na ini- liyor. Koyun tam karşısmdaki Gemile (k) Adası 'na (St. Nicholas) tekne ıle geçiliyor. Ada, erken hris- tiyanlık dönemınde önemlı zıyart merkezi ve de- nizlerazizi Nicholas'ın yaşadığı yer olarak bilini- yor. Levissi'nın üç kilometre batısında denize uçu- rumla inen bir kayaya oyuhnuş Yefkula Manastın bulunuyor. Ayios Elefterios adında birkeşiş on met- relik biralanı oyarak ömrünü burada geçirmiş. Pas- kah/a'mn üçüncü ve son günü Yefkula Manastı- n'nda kutlanırmış. Gençler başlanna ipekten men- dil bağlayıp Yefkula'ya gidermiş. Dalyan: Kumu. kumsalı korumaahına alınmış dün- yadald sayılı yerlerden Dah/an. Kaunos. Plaj, Kü- çük Ilıca, Ekincik. Köyceğiz ve Büyük Kaplıca'ya. Dah/an'dan tekne furlan düzenleniyor. Geçit'ten başlayan tekne yolculuğunun ilk uğrağı plaja, saz- lıldann arasından kıvınlarak yol alırken, karşı ya- maçtaki kayalıklara o>aılmuş taş mezarlar da eşlık ediyor. Milattan önce 4. yüzyılda yapıldığı sanılan kaya mezarlannın, Roma döneminde de kullanıl- dığı biliniyor. Tahta ıskelelerden geçip kumsala çık- tığınızda, kızgın kumlar ayağınızın altından kıyır kıyır kayıyor. Köylünün Ikramı kavun Kaunos: Plaj dönüşü tekne. antik Kaunos kenti kıyılanna yanaşryor. îskeleden, tepeye kısa bu-yü- rüyüşün ardından Kaunos'a ulaşılıyor. Burada 152 metre yüksekliğe kurulmuş akropol ve 33 basa- maklı oturma yeri bulunan anfitiyatronun yakınm- daki kaluıtılardan biri kilise, diğeri de hamam ve tapınak. Kaunos antik kenti bir mitosa göre, Miletos'un ikiz çoculdanndan Kaunos tarafindan Kayra-Lik- ya sınınnda kuruhnuş. Yaklaşık üç kilometre sur du- \'arlan. agora, çeşme, hamam, tiyatro ve tapınak ka- lıntılan. Kaunos'un antık dönemde kent olduğunu ortaya koyuyor. Arkaik. Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yaygın olarak yerleşim ge- çiren kent, milattan sonra terk ediliyor. Yol kenarlannda ka\aın satan köylülerin gülen göz- leri eyleyecek sizi. Bir mola süresince mis kokulu kavunun göbek suyunu içme komikliğine tutulacak- sınız. Gitme vakti " Ahn bu kavıın da benden, çan- tanıza koyun, gidince yersiniz" dıyecek elleri nasu-- lı köy kadını. Yaşattıgınız duygunun karşılı. Mut- lu olacaksınız. Muğla'nın Kayaköyü'nde, SİT alanlannın koruma planlan, 'ödenek yoklugu' yüzünden yapılamıyor Korumaya düşman olaıı köy• Çevre Bakanlığı, Muğla'ya bağlı Kayaköyü için plan yapmak yerine SİT karanna dava açmayı yeğleyince, Koruma Kurulu'nun geçici imar izinleri de mahkeme süreci nedeniyle uygulanamıyor. OKTAV EKİNd \aiGL4 - Yaklaşık 15 yıldır "ba- nş ve dostiuk kövii" olması için Mi- mariar Odası tarafindan sürekli etkin- lıkJer düzenlenen ve projeler gelişti- rilen Kayaköyü'nde gerilirnli günlerya- şanıyor. Anadolu Rumlan'nın 1922 mübadelesinde terk ettikleri tarihi kent kalıntısının dışında kalan Kaya Ova- sı ile yamaçlanndaki "yaşayan köy- lerde" uygulanan "kesin inşaat yasa- ğı" >wünden, yöre insanlan "koruma- ya" karşı tepkililer... Aynı yerlere "turistik tesisler" kur- mak isteyen kimi yatınmcılar da hal- kın bu tepkisini "Koruma KuruhTna karşı adeta "nefrete" dönüştürecek şe- kilde; "SİT Uanı yüzünden mağdur oluyorsunuz" diyorlar. Bu propagan- daya, yatınmcılann yanında yer alan kimi "yerel siyasetçüer" ve hatta "ye- relmed\ ı a" da destek verdiğinden, Ka- yaköyü'nde yaşanan gerilim "Koru- ma ve SİT düşmanhğma" dönüşüyor... Oysa Muğla Koruma Kurulu'nun 21 Şubat 200^'de aldığı 1143 sayılı "Kayaköyü ve ÇevTesi StT Alanlan" karanyla, 1992'de terk edilmiş tarihi köy yerleşmesinin dışındaki hemen tüm uygun arazilere 'Ş'apılaşma hak- kT tanınmış, ÇevreBakanlığı ıçinge- rekli "koruma plamnT yapmadığın- dan, imar süreci başlayamamıştı. iptal davası durdurdu Yine Muğla Koruma Kurulu, bu plan hazırlamncaya kadar da "çevre- yeuyumlu TI yeni yapılaşmanın olabil- mesine olanak sağlayacak "geçici in- şaat ve imar koşullannT yürürlüğe koymasına rağmen, bu kez de aynı SlT karanna Çevre Bakanlığı 'nca açı- lan "iptal davaa" yüzünden uygulama- lar da durmuş oldu. Çünkü, Koruma Yüksek Kurulu ilke kararlanna göre bir SlT karan mahkemeye verilirse, "da\asonuçlanınca}a kadar" o karar- la ilgili uygulamalar da duruyor... Ya- ni, Çevre Bakanlığı'mn Muğla İdare Mahkemesi'ndeki 2002 810 esas sa- yılı "SÎT Davası" yüzünden Kayakö- yü ve çevresınde koruma amaçlı imar sürecıne geçilemiyor. Muhtar gerçeâi billyor Buna rağmen tepkilerin Çevre Ba- kanlığı yerine Koruma Kurulu'na yö- neltilmesı ise "koruma karşıu" rant- çı güçlerin, aynı gerçeği hep "gizleıne- lerinden" kaynakJanıyor... Ne var kı Kayaköyü Muhtan Erdo- ğan Kaya, işte bu süreci başından be- n dikkatle izlediği için, sorunun SlT kararlanndan değil "plansızlıktan" kaynaklandığını dile getiriyor. Kaya, 28.06.2003'te Devrim (Muğ- la) gazetesınde yer alan demecinde özetle. "Buranın korunmasuu istiyo- nız ve vıllardır da zaten köytüler ko- ru\or... Ancak kurumlar arasmdaki sürtüşme yüzünden pianımız gehni- yor; zenginler bir yolunu bulup inşaat yapıyor, bizlerse planı bekledikçe yok- suİlaşıyoruz" diyor. Koruma Kurulu, bu durumu da gözeterek 21.02.2002 Terk edilmiş... 1922'denberiterk edilmişliğin hüznünü yaşayan Kayaköyü 'nü yeniden yaşama kavuşturacak SIT kararları, 'ö'zel çevre koruma' uygulamasmm bürokratik duyarsızlığı yüzünden uygulanamıyor. tarihli SlT karanyla bırlikte; "plange- linceye kadar geçerii olacak\*apılaşma koşuilannı" da belirlemıştı. Uvumlu köy evleri Buna göre 3. derece SİT olan Kaya ovasında "2 katlı bağ-bahçe japılan" ve yine "kentsel StT" kapsamına alı- nan Kuıah, Belen, Gökçeburun ve Ke- çiler köy yerleşmelerinde de "pansi- yonculuğa da uygun yöresel köy e\ le- ri" izni verilmişri... Bu yerlerde 245 eski yapının '4 tes- cil* edildiği ve 10 "anıt ağacın" sap- tandığı aym kararda, sadece ovadaki "düdenlerin" bulunduğu kesimler eko- lojik nedenlerle, eski Kayayerleşme- siyle birlikte Eşekkurtaran ve TûDü- ce tepelen de tarihi kalıntılan gözeti- lerek "1. derecede" doğal ve arkeolo- jik SİT kapsamına alınmıştı. Ancak, "imar izüüi koruma" kara- n, Çe\re Bakanlığı'nm u plan\apmak yerine dava açmayı yeğlemesi" yüzün- den, mahkeme süreci nedeniyle 1.5 yıldır uygulanamıyor. Bu "plansızçev- recifiğin" ardındaki temel nedenin ise bakanlıkta "ödenek kalmadığı" yö- nündeki bilgiler, Kayaköyü'nün %e yö- re halkımn ne denlı "duyarsız" bir ka- mu hizmeti anlayışınm kurbanı olduk- lannı gösteriyor. Gerçek böyleyken Koruma Kurulu'na yüklenilmesi ise köylülerin masum köy evi gereksinme- lerinden değil, kimi siyasi ve yatınm- cılann "çevneyteuyuınsuzranttesiskri" beklentilerinden kaynaklanıyor... . • SERVER TANlLLt Mars,ZamanveGetecek Mars yanı başımızda; günün bir olayı da bu! Geçtiğimiz çarşamba gecesi, Dünya'yla onun, birbirlerine en yakın cldukları bir andı. Iki gezegen arasmdaki mesafe 5ö" milyon kilometreye inmişti. Sonra yeniden, her ikısi de kendi yörüngeleri üze- rinde, bu kez uzaklaşarak yürüyüşlerini sürdür- meye başladılar. O gece Mars'ı gördüm de... Gökte, bir tenis topu iriliğinde idi "kızıl geze- gen". Televizyonlar, daha da yakından yansıttılar. Elbette görülmeye değerdi. Ama açık konuşmalı: Gezegenler içinde, kızıl giysileriyle Mars'ın, boynunda halkalarıyla Sa- türn'ün, dev cüssesiyle Jüpiter'in çekiciliğine di- yecek yoktur. Ama Den, Dünya'mızı hepsinden daha güzel bulurum. Uzaktan, uydulardan çekıl- miş fotoğraflanna bakmız: Gökte, üzerine kahve- rengi ve beyazlı pamukiar serpili bir mavi portakal döner durur; ve yüzeyindeki renkler de hareket hajindedir, bir cümbüştür gider. Üstelik, canlılann dünyasıdır o! Bütün gezegenlen severim, ama Dünya'mıza âşığım. O yüzden onun güzelliğini zedeleyen her davranışa da karşıyım- Ama gelin görün ki, insan, o "mavi gezegen"\n özene-bezene yarattığı ve akılla da donattığı insanın, öz anasına ettiği fena- lıklar anlatılır gibi değildir. Ve sürüyor üstelik t»u kötülükler... Gezegenler arası ve uzayda yıldızlar arası tek- nik girişim ve atıfımiann da karşısında değilim; ama, her şeyden önce, asıl özen, Dünya'mız için gösterilmeli: Onun doğası için titremeli, üstünde- ki canlılara saygı duyup insanlannın mutluluğu için çalışmalıyız! • Gazetelerin verdiği bir bilgi de şu: Mars'la Yer- küre'nin şimdiki yakınlaşması, 60 bin yıldan beri ilk kez oluyormuş. Rakama dikkat ediyor musunuz? Bundan önceki yakınlaşma olduğunda, biz de- mek ki buzul çağındaydık. "İnsanın insanlaşma- s/"bileemeklemehalindeydi; uygardadeğildi. "Uy- gariık", kelimenin gerçek anlamıyla, şunun şura- sında bir 5 bin yıllık öyküdür; ondan geriye doğru "tarih öncesi"l Her şeyi, bu 5 bin yıllık gelişmeye borçluyuz. Iki gezegenin bundan sonraki yakınlaşması için, 60 bin yıl bekleyeceğiz. Merak etmez misiniz o ta- rih geldiğinde dünyamızın ve insanlığın halini? Kuşkusuz, teknik olarak daha, çok daha ilerde bir noktada olacağız. Ama aklımızı da kullanırsak, daha mutlu bir insanlık yaşıyor olabilir o aşama- da. Aklı kullanmak: Nasıl da çetin bir konu! Onca düşmanına karşı, akıl, kim bilir nasıl da zor- lanarak yolları açacak? Bugüne değin de öyle ol- madı mı, şimdi bile öyle değil mi? Hatırlatalım da: Verdiğimiz rakamlar, gözümüz- de büyüse de, Güneş sistemi için geçerlidir. Onun dışına çıkıldığında ise, "ışık yıllan" başlar. Işığın saniyede 300 bin kilometre katettiği gerçeğinden hareketle hesaplamalısınız bir ışık yılını. Alınız bir rakam: Gökte, "Akyıldız" diye de anı- lan, en parlak ve bize en yakın yıldız, 8.6 ışık yılı uzaklıktadır. Zaman ve mesafeler, görecedir... • Mars üstüne gözlemlerin 3800 yıllık bir geçmişi var; ilk çalışmalar da Mezopotamya'da başlamış. Yunan-Roma mitolojisinde de, "12 Büyük Olim- poslu Tanrı"dan biri, Mars. Ama "savaş tannsı"; böylece iyi bir şöhreti yok. Buradan kalkarak, Mars'ın Dünya'mıza şimdiki yakınlaşmasına bağlayabilir misiniz, örneğin Ame- rikalılann Irak saldırısını? Asla! Gökteki olaylarla yeryüzündeki olaylar ara- sında yakınlık kurmak, yani astroloji, çok eskiler- de revaçtaydı; hatta astronominin, bilim olarak doğuşundayardımı daolmuşturonun. Bugün ise, daha çok şarlatanlara hizmet etmektedir. Irak saldınsı, dünyamıza özgü, kapitalizmin ve emperyalizmin birolgusu. Aklımızı kullanıp karan- lık güçleri yenebilirsek, ondan da sıyrılacağız. Ni- tekim, böyle bir saldınyı bundan bir 80 yıl kadar önce, 30 Âğustos'ta, bir meydan muharebesinde defetmiştik. Yann da, onun kutlaması var. Bayramınız kutlu olsun sevgili okurlar. Mars'a da güle güle diyerek!.. KONCRE İLANI CHP Borno\a tlçe Başkanlığı 5 Olağan Kongresı aşağıda be- hrtılen gündemle 13 Evlül 2003 Cumartesı günü saat 11.00'de Akçay Düğün Salonu (Yüzbaşı tbrahım Hakkı Caddesı. Atatûrk Mahallesı. Varyant Çıkışı) Bornova adresınde vapılacaktır Çoğunluk sağlanamadıgı takdırde ıkıncı toplamı çoğunluk aran- maksızın 20 Eylül 2003 Cumartesı günü a\nı yer ^e saatte vapı- lacaktır. Gereğini bügilerinize arz edenm. Saygılanmla EMERDLNDAR CHP Borno\ a tlçe Başkam GÎNDEM: 1 Açılış. 2 Kongre Başkanlık Kurulu'nun seçımı. 3 Saygı duruşu. 4 Faahvet ve Hesap Raporlarının okunması. görüşülmesı, ona\ lanması \ e aklanması 5. Dilek ve temennıler. 6 Seçımler(IlçeBaşkanı\e tlçe Meclısi \sil \e Yedek üveleri. tl Kongre Temsılcıleri) 7 Kapanış İLAN BAKIRKÖY 9. AŞLİYE HUKUK HAKENILİĞİ'NDEN Dosya Ko: 2002 666 Davacı Leman Doğan vekılı tarafindan davalı Galip Doğan aleyhine açılan tenfız davasının yapılan açık duruşması sonunda; Mahkememizce \enlen 9.7 2003 tarihli 2002/666 E. 2003 544 K. sayılı karar ile davanın kabulüne - Al- manya Mülheım Ander Ruhs Mahkemesi'nın 19.11.1996 tanh ve 20 F 113 96 sayılı boşanmaya ve- layete ve nafakaya ilışkin karannın TENFİZİNE. MO- HUK 43 ve devamı maddelen gereğınce, ış bu tenfizi de adı geçen karann altına şerhıne, 2.920.000.- TL. eksik harcın davalıdan tahsilıne, avukata ait olmak üzere 200.000 000 - TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya venlmesıne dair karar verilmış olup ış bu karar adresı meçhul davalı Galıp Doğan'a ilanen tebliğ olunur. Basın. 41065 Nüfus cüzdammı yıtırdım Geçersızdır EMtSE BARIŞAYBAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle