06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA JV U \_j J. U M\ kultur@ cumhuriyet.com.tr 15 İİUYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Yortanlı Barajı'na bu yıl para bulunamadı ama kazılara destek sürüyor SUYUN YARATTIĞI TARİHİ 'SU'DAN KURTARIYORLAR - Antik termal yerleşmesinin tüm görkemiyle or- taya çıkması için Tırmanlar Köyü'nün dost insanlarıyla genç arkeologları an gibi çalışıyorlar (üstte). Allianoi kazısında elde edilen tüm bulgular teker teker ölçülüp kayıtlara geçiyor (sağda). Allianoi artık 'örenyeri'Arkeolojik SlT alanını, yakın yıl- lara kadar Bergama-fvrindi yolu olan "asfalt" kaplamanın üzerinde yürüyerek gezıyoruz... Daha önce "kamyonların" da geçtiği aynı yolun 8 m. altında kal- mış "antik ılıca yapılan"ndan çı- kartılan 1800 y'ıllık "Nymphe" (Venüs) heykelı şımdi "Bergama Müzesi"nde... Kucağındaki istirid- ye kabuğuna dolan 47 derecelik ter- mal su ise aynı yerde "akmaya" devam ediyor... Hemen karşımızda, binlerce yıl- dır bu ılıcaya bereket katan tlya Ça- yı'nın güney yakasında, "AHi- anoi"nin 1998'de başlayan "kur- tarma" kazılanyla yeniden gün ışı- gına kavuşturulmuş "antik yerleş- me dokusunu" da turistler gezi- yorlar. Yanlarına vardığımızda ise burayı "Almanya'da duydukları- nı" söyleyıp ekliyorlar: "Sular al- tında kalmadan görmeye gel- dik..." Demek ki şu kültür yoksunu "Yortanlı Barajı" inşaatı için bu yıl aynlamayan "ödenek" gelecek yıllarda da bulunamazsa, Alli- anoi'nın böylesi hüzünlü hali bile aynı barajdan çok daha fazla "ka- zanç" saglayacak... Sadece 30 yıl- lık bir "sulama" uğruna (çünkü baraj gölü bu sürede alüvyonla do- lacak) gözden çıkanlabilen 2000 yılın uygarlık zenginliğini merak edenlerin sağlayacagı turizm geli- riyle, belki de "Paşa Ilıcası" yeni- den insanlarla buluşacak... Vall Aktaş'ın rüyası Nitekim, benzer bir düşünce, 1990'lann ünlü tzmir Valısi Kutlu Aktaş'ı da harekete geçirmiş... Çünkü, aynı asfaltın geçtiği tarihi "Roma Köprüsü" 12 Eylül 1980 askeri darbesinin tanklarına "dar" gelınce, yolu Ilya Çayı'nın güneyi- ne almışlar... Böylece yıkılmaktan kurtulan ÎS 2. yüzyıhn çift kemerli taş köprii- sünü 1992'de Karayollan onanrken Vali Kutlu Aktaş da önemli bir kıs- mı "eski yolun altında" kalan Ro- ma Hamamı kahntılannda "tadi- latlar" (!) ve eklemelerle "yeni ılı- ca tesisleri"ni yaptırmış... Bunlann "hizmete" gireceği 1994 yılında ise devlet adına Süley- man Demirel'in, hükümet adına da Murat Karayalçın'ın katıldıkları bir törenle, "Yortanlı Barajı"mn temeli atılmış... Böylece, Alli- anoi'nin görünen ve görünmeyen tüm kahntılannın yanı sıra Kara- yollan'nın ve valiliğin "masrafla- n" da yeni tesislerle birlikte sular altında kalmaya terk edilmişler... Blllm ve kültür merkezl Işte o günden bu yana "boğul- mayı" bekleyen Allianoi'deki son birkaç yılda ortaya çıkanlan "antik tıp ve tedavi merkezi" binalarım da görmek gerekiyor.,. Ana bina- daki sıcaklık. soğukluk, ılıklık, din- lenme ve terapi odalan. çok sayıda büyüklü küçüklü kaplıca havuzla- n, çeşmeler, gizli geçişler ve gale- riler, şifah sulan uygarlıkla birleş- tirmiş... Aynı kalıntılarda ele geçen "ka- dın doğum" aletlerinden "cerra- hi müdahale" araçlarına. sikkeler ve eşyalardan ve zarif süs takılan- na kadar sayısız tarihsel belge de bu uygarhğın sadece mimaride de- ğil bilimde ve yaşama kültüründe de ne denli ileri olduğunu kanıtlı- yor... Özellikle hem termal suyun "kirletilmeden" kullanılması, hem de "atık sular" için kurulmuş "alryapı" şebekesinı ise günümüz- de de belediyecilere "ders" olarak tanıtmak gerekiyor... 'Keslntislz' kurtarma Ana sponsorluğu Philip Mor- ris'in üstlendiği Yard. Doç. Dr. Ah- met Yaraş yönetimindeki kazıda, Trakya Üniversitesi'nin genç uz- manlan çalışıyorlar. Arkeolog Da- niş Baykan, restoratör Ceren Kö- çükbarda, seramik restoratörü Candan Yaraş, yardımcı arkeolog- lar Bülent Türkmen ve Serkan Gönül ile nümismatik (sikke uz- manı) Dinçer Savaş Lenger'le be- raber25 kişiler... Kazının genç miman Onur Ka- rahan'ın aynı zamanda "baraja karşı direniş" için de burada oldu- ğu ise çalışma odasının kapısında- ki "Mimarlar Odası Allianoi Temsilciliği" yazısından anlaşılı- yor... Yaklaşık 90 kişılık bir işçi grubuyla bu yıl daha da fazla orta- ya çıkanlan "yerleşme dokusu" ise antik kenti artık bir "ören yeri- ne" dönüştürüyor... Nitekim, bir giriş ve karşılama alanı, otopark yeri ve antik dolu içinde kalıntılara zarar vermeden dolaşmak için de özel yaya yollan ile ahşap köprülü geçişler ve seyir platformlan yapmışlar... Burada durup, boyu 200 m'yi aşan tören yolunu, dükkânlanyla birlikte sütunlu ana caddeyi, "ek- sedra" tipinde anıtsa) çeşmeyi, te- davi ve kült yapılarını, bazilika ti- pindekı kiliseyi. şapelleri, kısaca "mimarlık, şehircilik ve sanat ta- rihini" tüm görkemiyle seyrettiği- nizde, mesleğiniz örneğin "baraj mühendisi" olsa da eminım ki şu- nu söylersiniz: "Burası artık bir ören yeri; Efes, Afrodisyas, Kni- dos ve diğerleri nasıl korunuyor- sa en az onlar kadar gözetilmeli ve arkeoloji dünyamızla sonsuza dek buluşturulup, tarih turizmi- ne de armağan edilmeli.." Nitekim, DSl bile Allianoi için bu yıl bakanlığa 120 milyar gön- dermiş... Eğer genel müdürlükte aylardır bekleyen "ödeme inıza- sı" bu sezon bitmeden atılabilsey- di, belki de yazıya şöyle başlaya- caktım: "Barajın inşaatına bu yıl para bulamadılar ama yuta- cağı tarihi kurtarmak için kay- nak ayırdılar. Bu bile yakında aynı barajdan belki de vazgeçi- leceği umudumuzu diri tutma- ya yetiyor..." Monica 'nın • • TT •• •• uçuncu alöumu 'After The Storm'Kültür Servisi - Grammy ödüllü yıldız Monica'nın üçüncü albümü "After The Storm" BMG etiketı ile piyasada. Sanatçının yapımcılığını Clive Davis ile paylaştığı yeni albümünden çıkardığı ilk single, Missy Elliot'ın katkılanyla gerçekleştirilen 'So Gone', R&B listelerinin zirvesine yerleşerek radyolann en çok çaldığı parçalardan biri. Amerikan müzik piyasasında bomba etkisi yaratan şarkı, kısa sürede Billboard single listesinde Top 5'te yerini aldı. Albümde Monica'ya ünlü rap'çi, DMX, Mia X, Dirt Bag ve Tyrese eşlik etmiş. Günümüzün en önemli prodüktörleri Jazzy Pha, Rodney Jerkins, Jermaine Dupri, Dallas Austin, Soulhsock & Karlin ve Bam & Ryan albümde yer alan isimler arasında. "After The Storm", "So Gone" klibini içeren bonus CD ile birlikte piyasaya sürüldü. A RİSTOTELES, LAFCADIDO HEARN, JOSEPH CONRAD, WASHINGTONIRWING K Kitaplığı'ndan her zevke göre kitap Kültür Servisi - Koç Kültür Sanat Tanıtım tarafından ya- yınlanan K Kitaplığı Küçük Kitaplar Dizisi'nden dört yeni kitap okurla buluştu. Ilk kitap Aristoteles'in, Ba- tı düşüncesinin temel taşlann- dan binni oluşruran 'Şiir Sa- natı' (Peri Poietikes) adlı yapı- tı. Kitabı Samih Rifat Türkçe- leştirdi. Felsefe ve yazın me- raklılannın başucunda bulun- durması gereken temel kaynak- lardan biri olan yapıt, şiir ku- ramlannın en eskisi, en köklü- sü olarak kabul ediliyor. Iki bin yılı aşkın bir süredir okunage- len 'Şiir Sanatı "nın geniş açıklamalı çevirisi bir dizi Fransızca ve Ingilızce çeviriden yararlanı- larak yapıldı. Lafcadido Hearn'ün 'Kvvaidan' (Tuhaf Şeyler Cstüne Öyküler ve Çalışmalar) adlı ya- pıtı masal ve söylencelere merak duyan heryaş- ta okura hitap ediyor. Türk okuruyla ilk kez bu yapıtla buluşan yazann kitabı Zeynep Avcı ta- rafından dilimize çevrildi. Japonya'nın 'Edgar Allan Poe'su olarak tanınan Hearn'den; şaşırtı- cı, gizemli, gerçekdışı ve ürpertıci öyküler su- nuyor. Öykülenn bazılannı Japon kitaplann- dan aldığını helirten Avrupa doğumlu yazar, • Koç Kültür Sanat Tanıtım tarafından yayımlanan K Kitaplığı Küçük Kitaplar Dizisi kapsammda dört yeni yapıt kitapseverlerin beğenisine sunuldu. yapıtıyla. geçmişte kalmış bir kültürün kıtalar ve diller arasında aktanlmasıru sağlıyor. K Kitaplığı Küçük Kitaplar Dizisi'nden çıkan yapıtlardan bir diğeri de yaşamının önemli bir bölümünü denizlerde geçiren ve deniz macera- lannı öyküleştiren Joseph Conrad'ın 'Genç- lik' adlı kitabı. Yazar, 'Gençlik'te deniz, gemi ve gençlik te- malan üzerinden tüm hayatı ele alan anlatıyla karşımıza çıkıyor. E. Efe Çakmak tarafından Türkçeye çevrilen bu kısa macera romanında Doğu-Batı çatışması, modern Batı'nın Do- ğu'yla tanışması, gençlil^ günlerinin kaybolan heybeti. umutlan, cesareti, insa- nın yaşadığı hayal kınklıkları etkileyici bir üslupla okuyucu- ya sunuluyor. 'Gençlik', yaza- nn dil duyarlılığını, felsefi ve politik yaklaşımlannı her anla- mıyla yansıttıgı gibi birçok ilke de sahne oldugu düşünülüyor. Aynı dizinin sunduğu başka bir yapıt da Washington Ir- wing imzalı 'Uykulu Kuytu Menkjbesi'. Yazdıgı öyküleri kadar başanlı çevirileriyle de tanınan Halikarnas Balıkçı- sı'nın (Cevat Şakir Kabaağaçh) dilinden Türkçeye aktanlan ki- tapta 'Kesikbaş Söylencesi' çevresinde köy yaşamından kesitler sunuluyor. 1939 yılındaki son çevirisınden 64 yıl sonra Ferit Edgü'nün sunumuyla tekrar Türk oku- ruyla buluşan yapıt, kulaktan kulaga aktanlan söylencelerin tadını; büyülü, maceracı, masal- sı bir anlatımla aktanyor. Iskoçya asıllı Amerikah yazar Inving, bugü- ne kadar pek çok tarihi kitap kaleme aldıgı gi- bi masallara olan düşkünlüğüyle de tamnıyor. Bu nedenle de bir söylence tutkunu olan Hali- karnas Balıkçısı ile Washington Inving'in bu buluşması Ferit Edgü tarafından "iyi bir rast- lantı" olarak değerlendirilmiş. ^ ODAK NOKTASI AHMET CEMAL v Bilerekf Doğan Kuşaklar... Bir haftadır sürdürdüğüm ve tiyatro eğitimini konu alan yazılarımdan ötürü beni arayanlann arasına dün sevgili Adnan Binyazar da katıldı. Oaha önce Seçkin Selvi, Füsun Akatlı, Dikmen Gürün, Beklan Algan ve Erol Keskin de ilk ara- yanlar arasındaydılar. Onları, yine "onlann" ku- şağından ve çeşitli kesimlerden gelme çok de- ğerli okurlanm izledi. "Onlann" sözcüğünü özellikle tırnak içine al- dım; çünkü arayanlann hepsi de belli kuşakların insanları. Ayrıca, yine hemen hepsi de yaşamla- rını onyıllardır sanatla ve tiyatroyla sarmaş dolaş geçiren, okuma eylemini de yaşamlarının olmaz- sa olmaz parçası kılmış kişiler. Buna karşılık sa- natın ve tiyatronun "bugünkü" öğrencilerinden, ya da henüz çiçeği burnunda tiyatro yapmakta olanlardan "tık" yok! Hiç kuşkusuz onlann arasında da sözünü et- tiğim yazılan okumuş olanlar vardır. Ama son za- manlarda, gençler arasındayken, benim son ya- zılanmdan söz eden bir "yetişkin"e o gençlerden şu yanıtın geldiğine de tanık oldum: "Aaa, öyle mi, ian\\nda değiliz, görmedik! Ne zaman çıktı bu yazılar?" Hemen şunu da belirteyim ki, bu satır- ları kaleme alışımın nedeni, kendi yazılanmı aşı- n önemseyişim degil; ama özellikle yukarıda ver- diğim saygın adlardan, bu yazıların pek çok ya- rarlı tartışmaya kaynaklık edebileceğini, böyle bir tartışmanın şart olduğunu duymuş olmam! Kimi gençler, bugünkü yazımı "hoşgörüsüz" bulabileceklerdir. Ama "hoşgörû" zaten pek hoş- landığım ve inandığım bir sözcük değil; bende aslında onaylanmaması gerekeni onaylamak gi- bi birdurumu çağnştırıyor. Ben, "hoşgörü" yeri- ne "sevecenlik" sözcüğünü yeğliyorum; çünkü en sert eleştirileri bile sevecen bir tavırla yapa- bilirsiniz, fakat, bulanık bir hoşgörü çerçevesin- de susarak esirgemek yerine, yine de yapmış olursunuz! Kaldı ki hoşgörü, onu gösterdiğiniz ki- şinin felaketini hazıriamaya katkıda bulunmaya başladığı anda artık hoşgörü olmaktan çıkıp kö- tülüğe dönüşür. Bilinçli cehalete gösterilen hoşgörü de bunlar- dan biridir. Bugünkü yazımda böyle bir hoşgörü, hiç olma- yacak. Evet, bugün ülkemizde, gençliğin okuyanazın- lığının dışında, çoğunlukla üniversite diploması alabilmek uğruna kendini paralayan, o diploma için hocalarıyla sınavlarda birkaç notun pazarlı- ğını yapmaktan çekinmeyen ve günlük yaşamın- da da okumayan bir gençlikle de karşı karşıya- yız. Bir konuşmamızda sevgili Beklan Algan, hay- retle tiyatro ile ilgili yazılarıma "tiyatrocu genç- lik"ten tepkı gelmemesinin nedenini sormuştu. Ona şu yanıtı verdiğimı anımsıyorum: "Çünkü onlar da bilerek doğmuş olan kuşaklardan geli- yoriar!" Evet, çekinmeden söyleyelim: Bugün ülkemiz- de, sanat ve tiyatro alanında, gerekli bilginin tüm kaynaklannı kendilerinde ve sürekli okumayla besleme gereğini duymadıkları akıllannda bu- lan, hep pek meraklı olduklannı söyledikleri ko- nularda gazetelerde çıkan yazılan bile görme- yip, Grotovski, Stanislavski, Brecht, Beckett, Pina Bausch diye, ya da epik tiyatro, olması ge- reken oyunculuk egitimi, performans, modern dans diye mangalda kül bırakmayan bir sanat- çı(!) veya sanatla ilgili(!) gençlikle de karşı karşı- yayız! Bu gençlik, yeterince okumadığı gibi, elini uzatsa kapısını çalabileceği kadar yakınında bu- lunan ve kendi alanlannın bilgisine yıllarını içten- likle vermiş, hatta o bilgileri kitaplaştırmış olan- larla sıkça tartışma gereğini de duymuyor. Bu gençliğin gençleri, çoğunlukla o kişilerle değil, fa- kat "tend/ara/anno'a "tartışmaktalar. Bu gençler için uygulama, sağlam bir bilgi temeline dayanıp dayanmadığına bakılmaksızın, nicedir her şeyin yerine geçmiş. Terminolojileri de zaten bu tavır- lanna çok uygun düşüyor. Izledikleri bir eser hak- kındaki fikirlerini sorduğunuzda: "Çok hoştu/" diyoriar, ya da herhangi bir provanın nasıl geçti- ği sorulduğunda, hep aynı yanıtı veriyorlar: "Ke- yifliydi!" Dünya estetik terminolojisinde "hoş" ve "ke- yifli" nitelendirmelerini herhalde bizim "sanatla uğraşan" gençliğimizin bir kesiminin buluşu ola- rak eklemek gerekiyor. Ama öte yandan, böyle- lerinin sonunda "eser" diye ortaya çıkarttıklan, çoğunlukla ne yazık ki pek de "hoş" ve "keyifli" olmuyor! e-posta: ahmetcemal(« superonline.com acem20(a hotmail.com Sanatçılap barış için buluşuyor • Kültür Servisi - Banş haftası kapsamında 29 Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında sekseni aşkın ressam, heykeltıraş ve fotoğraf sanatçısının eserleri banş için sergide buluşuyor. Etkinlik, Kadıköy Belediye Başkanlığı Ön Fuaye Salonu'nda gerçekleştirilecek. Banş Derneği'nin sanatçılara yönelik yaptığı "Savaş, insanlığı, kültürü ve sanatı tehdit ediyor. Sanatçılar, sanatseverler şimdi banştan yana olmanın, banşa sahip çıkmanm, banş bayrağını yükseltmenin tam zamanı" çağjısı ile sanatçılar banş için bir araya gelecek. Banş Derneği'nin 'Banşı birlikte örgütlüyoruz' başlığı altında düzenlediği sergi, 6-30 Eylül tarihleri arasında da Nâzım Kültürevi'nde ziyarete açılacak. BUGUN • BEYOĞLU StNEMASI'nda 'Alim Şerif Onaran anısına' 11.30, 14.00, 16.30, 19.00 ve 21 30da 'Benim Cici Silahım' filmüıin gösterimi. (0212 25132 40) • ENKA ODlTORYUMU'nda 21.15'te 'Benim Cici Silahım' filminin gösterimi. (0212 276 2\ 14/209) t *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle