Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2003 SALI
HABERLER
DUNY4DABUGUN
ALİSİRMEN
Anadolu'da Gazeteci
Olmak Çok Zorlu İş
Türkiye garip bir ülke. Bütün sorunlar iyi kö-
tü biliniyor, ama çözüm üretmek için hiçbir
şey yapılmıyor.
Hepimiz, iiretmeyen, talan ve avanta ile ya-
şamaya çalışan bir toplumun eninde sonun-
da çıkmaza saplanacağını görüyoruz. Ama
yine de bu toplumsal sürüklenişi seyretmek-
le yetiniyor yetkililer.
Şimdi bu aşama da aşıldı. Artık talan ve
yağmayı önleyecek değil, kolaylaştıracak ya-
salar ve düzenlemeler getirilmeye çalışılıyor,
AKP'nin ünlü 2B'si gibi.
Talanın tipik örneklerinden biri de kitap, ka-
set, CD, DVD'deki korsanlık.
Üretenin hakkını gasp eden bu davranışa kar-
şı, hiçbir şey yapılmıyor, yapılamıyor.
Balıkesir'de yayımlanan Demokrat gazete-
sinin 19 Ağustos Salı günkü sayısında Bur-
han Murat imzasıyla bir haber çıktı.
Haber korkunç bir iddiayı içeriyor. Balıkesir
Fuan'nda belediyenin standlarında korsan
CD ve kaset satılmakta olduğu, aynca fuar-
daki standlarda satış yapanlann kimilerinin de
fiş kesmekten imtina ettikleri, Burhan Murat
tarafından ileri sürülüyor.
Küçük ve yere\ gibi görünen olay, büyük ve
ulusal bir sorundur aslında.
çünkü 3257 sayılı yasaya göre, satılan kor-
san kaset veya CD ler için işlem yapacak ma-
kamlardan biri de belediyedir.
Ama burada iddiaya göre, yasa gereği, ka-
set veya CD başına 22.500.000 TL ceza kes-
mesi gereken belediye, bunu yapmadığı gibi,
bir de kendisine ait olan standda yasadışı fa-
aliyetin yürütülmesine göz yummaktadır.
Olay vahimdir.
Bu olay üzerine, eğer belediye bu iddiaya
katılmıyorsa, bir yalanlama gönderebilir ve
yayını yapan gazeteyi, iddiasını ispata davet
edebilir.
Yerel yönetimle yerei basın arasında olayın
bu şekilde yürütülmesi gerekir.
Sanıyorum ki, bu yazı üzerine de, belediye-
den bir açıklama gelecektir.
Ama gelişmeler daha vahim bir mecraya
sürükleniyor.
Haberin yayımlandığı gün öğle saatlerinde,
Balıkesir'deki Demokrat gazetesinin telefonu
çalıyor ve Burhan Murat isteniyor, ardından da
bölgeye yabancı şiveli bir kişi, haberin yaza-
nna ana avrat küfür ediyor, tehditler savuru-
yor.
Türkiye'nin her yerinde görüldüğü gibi, ya-
salann ve yetkili makamların kendileri karşı-
sında aciz kaldığını gören korsanlar, daha da
cesaretlenip, olayı kamuoyunun dikkatinesu-
nan basına hakarette bulunup, tehditler savu-
rabiliyoriar.
• • •
Olay, iki yönüyle üzerinde durmayı gerekti-
riyor.
Türkiye'de yerel basında çalışmak güç. Iz-
mir, Bursa, Gaziantep gibi yerel basının göre-
ce daha güçlü olduğu, biraz daha göz önün-
de bulunduğu yerler hariç, ulusal basın dışın-
da kalan yerel yayın organlan sanıldığından da-
ha da korumasızdırlar.
Bizde yerel haberler, ulusal basında da çok
spektaküler olmadığı zaman, büyük ölçüde il-
gi çekmezler. Yerel çarpıklıklar ki, birikerek
bütünü oluştururlar, fazla irdelenmezler.
Yerel gazeteci, ulusal basının üyelerinden da-
ha fazla tehdide açık, tehlikelerle karşı karşı-
yadır.
Orada küçük çapta korsanlık yapanlar bile,
"Biz kimiz, gücümüz nerelere kadar uzuyor,
böyle devam edersen başına nelergelir ha-
berin var mı?" yollu tehditlerle gazetecileri
sindirme cesaretini gösterebilirler.
Kısacası Anadolu'da gazeteci olmak çok
güç, çok kahırlı iştir.
Onlann bu güç durumlannda, birçoğunun ye-
rel muhabiri olduğu "ulusal" dediğimiz bası-
nın yeterli duyariılığı göstermemesinin de dah-
li vardır.
Hem ülkenin her yerinin bizim olduğunu
söyler hem de büyük merkezler dışındaki kent-
lerimizin sorunlarına bigâne kalırsak, basın
olarak işlevimizi nasıl yerine getirebilir, üzeri-
mize düşen dayanışma görevini nasıl yapa-
biliriz ki?...
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Büyükanıt: Istanbul
için çalışacağız
Geçen hafta 1. Ordu Ko-
mutanhğı görevini dev-
ralan Orgeneral Yaşar
Büyükanıt, İstanbul Va-
lisi Muammer Güler'i
makammda ziyaret etti.
VaMlik şerefdefterini im-
zalamasının ardından
losa bir konuşma yapan
Orgeneral Yaşar Büyü-
kanıt, "El birBğiik İstan-
bul'un esenüği ve güven-
liği için çalışacağız'' de-
di. Kısasürenziyareöe İs-
tanbul \ ali si Muammer
Gülerise "Görevinin ha-
yuiı olmasuu dilhorum.
Uyum içinde koordinas-
yon içinde İstanbul için
gereken her şeyi yapa-
cağunıza inanıyorum"
diye konuştu.
(Fotoğraf: ERHAN
KEMAL ÖZMEN)
KESK Başkanı Evren, AKP'nin memurun haklannı görmezden gelmesine sessiz kalmayacaklannı söyledi:
Demokrasi kavgasını büyütüriiz
KESK Başkanı Evren
HACER BOYACIOĞLV
ANKARA - KESK Genel
Başkanı Sami Evren hükümete,
sivil inisiyatif tarzı bir oluşum
için yeniden harekete geçebile-
cekleri uyarısında bulundu.
AKP'ye karşı olan demokratik
güçleri birleştinnek için hareke-
te geçebileceklerini söyleyen
Evren, "AKP, bunun alündan
kalkamaz. Ezflir" diye konuştu.
Hükümetin sendikalarla pole-
miği sürdürmesi ve memurlann
haklannı vermemesi durumun-
da da tepkisiz kalmayacaklan-
nı vurgulayan EvTen, "Bu du-
rumda üretimden gelen gücü-
• Sami Evren, hükümetin sendikalarla polemiği sürdürmesi ve memurlann haklannı
vermemesi durumunda "Üretimden gelen gücümüzü kullanırız" diyerek genel grev
uyansı yaptı. AKP'ye karşı olan demokratik güçleri birleştirmek için harekete
geçebileceklerini söyleyen Evren, "AKP, bunun altından kalkamaz. Ezilir" diye konuştu.
nıüzü kullanırız" diyerek. ge-
nel greve çıkabilecekleri mesa-
jıru verdi. Hükümetle yapılan
toplu görüşmelerden çekilen Ev-
ren. konuyla ilgili sorulanmızı
yanıtladı. Evren'in açıklamala-
n kısaca şöyle:
Tüm memurlar2 çocuklu de-
ğil: Hükümet memur maaş zam-
lanna ilişkin yaptığı hesapla-
malarda, tüm memurlan evli ve
2 çocuklu olarak kabul ediyor.
Dünyanın hiçbir yennde çalışa-
na yapılan zam, bu sistemle he-
saplanmaz.
Bürokradar gayri ciddi: Hü-
kümetle yaptığımız görüşme-
lerde, 2003'te kamuoyuna zam
oranlannın yanıltıcı bir biçim-
de aktanldığını belirttik. Bunun
üzerine zam oranlan için bir ko-
misyon kurulması benmısendi.
2003 yılı zamlanyla ilgili olarak
memur sendikalannın tezleri-
nin doğnı çıkması dunımunda.
devlet memuru alacaklı duru-
ma gelir. Ancak bu ödeme ya-
pılmaz. Bakan da, "Ödeme ya-
pabiür miyiz" diye sorduğun-
da, bürokratlar "gayri ciddi'' ola-
rak "Yapamayız'' dediler.
Memura zam yüzde 10-12
ohır: Görüşmelerde, memurla-
ra yapılacak zammın yüzde 10-
12'yi aşmayacağını gördük. Ni-
yet mektubunda da, bunun üze-
rinde bir zam orarunın dengele-
ri bozacağı belirtiliyor.
Genel greve gideriz: Yaptığı-
mız eyiemler, hükümete yöne-
lik demokratik tepkilerdir. 23
Ağustos eyleminin de, toplu gö-
riişme sürecinde bizi güçlendi-
ren bir adım olduğunu düşünü-
yoruz. Bu ilk uyanydı. Hükümet
haklanmızı görmemekte karar-
lı davranır ve polemiğe devam
ederse. üretimden gelen gücü-
müzü kullanır ve bunu tüm ül-
ke çapına yayanz.
SKil inishatif uyansı: Birdi-
ğer boyutta ıse AKP hükümetin-
den rahatsız olan tüm kesimle-
rin KESK'le işbirliği yapması-
nı sağlar, demokrasi kavgasını
büyütürüz. AKP, böyle bir gin-
şimin altında kahr.
SHP'Lİ SAÖLAR'DAN AKP'YE:
Şeyhlere kulluk
yapanlar memuru
kulyapamaz
Haber Merkezi - Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP)
Genel Sekreteri Fikrî Sağlar. Başbakan ile KESK
arasındaki tartışmayı, "Kendileri yıDarca
tarikatlarda, şeyhlerin, bocalann dLüerinin dibinde
kulluk yapnuş olabiliıier. Ama Cumhuriyet
Türkr/esi'nde vatandaşlık haklannı kuOanan
memuriara kulluk yapuramazlar" dedı. Fıkri Sağlar
yaptığı yazılı açıklamada, memur eylemlerini ve
buna hükümetin gösterdiği tepkiyi değerlendirerek
Başbakan ve Bakanlann. haklannı arayan
memurlara saldırdıklannı öne sürdü. Bunun ülkenin
nasıl bir anlayışla yönenldiğini gösterdiğini
kaydeden Sağlar, Başbakan Erdoğan ve Devlet
Bakanı Mehmet An' Şahin'in demokratlık
geçmişlerinin eski olmadığını savundu. Sağlar,
"Halen yoisuzhıkiaıia yargüananiar, rejün
düşmanlığmdan hüküm giyenler, ansızın demokrat
oiup demokrasi mücadelesini verenlere
saldınyorlar" dedi. Kaba bir demokratlık
söyleminden, demokratlık rüştünü ispatlamış
sendikalann alacağı hiçbir şey bulunamayacağuıı
belirten Sağlar, şöyle devam
• CHP etti "Tayyip Erdoğan ve
Milletvekili yardımcısının, eyleme kaulan
Özpolat da herhangi bir memurun biUnç
sendika seviyesinde olmasL, ülkemizin
.••„„„,,. daha demokratik olması için
duşman ığı h ı a a a a m b i r ^ o l u r d u .
yapmakJa Kendileri vıllarca tarikatlarda,
suçladığı AKP şeyhlerin, hocalann dizlerinin
hükümetini tüm dibinde kulluk yapmış
memurlardan olabiürler. Ama cumhuriyet
özür dilemeye Türkiyesi'nde vatandaşhk
çağırdı. haklannı kullanan memurlara
kulluk yapüramazJar.
Bu ahniyet Türkrye'yi taşunamaktadır.
İ çüncü sınıf bir kasaba politikacıhğının. ülkeyi
götüreceği tek yer, Vahabi bataldığıdır."
'Memuriardan özür dilemeli'
CHP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve İstanbul
Milletvekili Mehmet AB Özpolat. AKP hükümetinin
sendika düşmanlığı yaptığını belirterek "Asıl
antidemokratik yaklaşım, bu hakh eylemi
antidemokratik olarak değeıiendirmektir. Bu
haksızhknr, yüzbinkrce çahşana savgısızhkûr. Bu
turum. ülke yönetme ciddiyeti ve sorumluluğuyla
bağdaşmamaktadır. Hükümeti, tüm memurlardan
özür dilemeye çağuTVoruz" dedi. Mehmet Ali
Özpolat yaptığı yazılı açıklamada, Başkaban Recep
Tayyip Erdoğanın KESK'in eylemini
antidemokratik olarak nitelemesini ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin in aynı sendikayı
yasadışı ilan edip bölücülükle suçlamasını eleşrirdi.
Özpolat, bu gelişmeierin, hükümet üyelerinin
eleştiriye, toplumsal muhalefete tahammülü
olmadığını gösterdiğini ifade etti. AKP'nin
Türkiye'yi diktatörlük rejimi ile yönetmek istediğini
belirten Özpolat, "Kimse onlara karşı çıkmayacak,
eleştirmeyecek, muhalefet etmeyecek. Onlar ne derse
o olacak. Karşı çıkan olursa bemen yasadışı ilan
edilecek. karalanacak, yargısız infazlara uğrayacak.
tşte AKP'nin demokrasi anlayışı" dedi.
Geçen cumartesi
günü Ankara'da
toplanan
onbinlerce kamu
emekçisi 'insanca
yaşanı için'
yürüyüş yaparak
seslerini hükümete
duyurmaya
çalişmışü." KESK,
memurlann
haklannı
alamaması
durumunda genel
greve gitmeye
hazuianıyor.
(Fotoğraf:
ŞERDAR
ÖZSOY)
To|Jıı görüşmeler cınııaya kaldı
Türkiye Kamu-Sen, memurlann 2003 yılından kalan yüzde 18 oranında alacağı
olduğunda ısrar etti. Hükümet bu talebe sıcak bakmayınca görüşmeler tıkandı
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su) - Memurlara yapılacak zam-
mı belirlemek üzere yapılan üçün-
cü toplu görüşmede de anlaşma
sağlanamadı. Memurlaradına gö-
rüşmeleri yürüten Türkiye Ka-
mu-Sen, memurlann 2003'ten ka-
lan yüzde 18"lik alacaklan oldu-
ğunu belirtirken hükümet buna
karşı çıktı.
Toplu görüşmeler için dün Baş-
bakan Yardımcısı MehmetAli Şa-
hin ile Türkiye Kamu-Sen Genel
Başkanı Bircan Akyıkhz, Başba-
kanlık'ta bir araya geldi. Toplan-
tıda, Akyıldız, memurlann
2003'ten doğan alacaklanna iliş-
kin sorunu çözmeden 2004 zam-
mını görüşemeyeceklerini ifade et-
ti. Maliye Bakanlığı, Hazine Müs-
teşarlığı, DPT ve DÎE uzmanJa-
nndan oluşan komisyon ise me-
murlann 2003'ten kalan alacağı
olmadığını savunurken Türkiye
Kamu-Sen'in görüşlerinin dik-
kate alınması durumunda kayıp
oramnın ancak yüzde 12.2 olabi-
leceğini belirtti. Türkiye Kamu-
Sen'in komisyonun çalışmalan-
na tepki göstermesi üzerine gö-
rüşmeler kilitlendi. Geriliminhr-
manması üzerine Akyıldız'ın Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan la
görüşme talebi tansiyonu düşür-
mek için olumlu karşılandı. Ak-
yıldız, Erdoğan'la görüştü. Erdo-
ğan, memurlann 2003 yılı kayıp-
lannın olup olmadığının belırlen-
mesi için cuma günü tekrarbirara-
ya gelinmesini önerdi.
3.5 saat süren görüşmenin ar-
dından açıldama yapan Akyıldız,
mutabakatın sağlanması konu-
sunda umutlu olduklannı belirt-
ti. Akyıldız, görüşmelerden çe-
kilen KESK'in, mutabakat met-
nine sadece Türkiye Kamu-Sen'in
imza atmasmın yasal olmayaca-
ğı yönündeki görüşünün anımsa-
tılması üzerine, "Yasal sorunçık-
maması için KESK'in üzerine dü-
şenivapacağınainanryoruz
n
dedi
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu istedi. Feyzullah Arslan basın toplantısı düzenledi
Emniyet'ten 'direktifle' destek
FeyzuJlah Arslan
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Emniyet Genel Müdürlü-
ğü Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan gibi memur eylemini "an-
tidemokratik'' buldu. Emniyet
Genel Müdürlüğü Sözcüsü Fey-
zullah Arslan, "Yürüyüşte de-
mokratik bir hakkın kuDanıbna-
sı değü, hakkın kötüye kullanıl-
ması söz konusudur" görüşünü
savundu.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Sözcüsü Arslan, haftalık bilgi-
lendirme toplantısım geleneksel
olarak cuma günleri yaparken;
İçişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su'nun "isteğiyie'', dün, KESK'in
23 Ağustos'taki eylemine ilişkin
toplantı düzenledi. Arslan, Ak-
su'nun "direktifiyle". olaylarda-
ki yanlış anlamalann ortadan kal-
dmlması amacıyla toplantının
düzenlendiğini bildirdi.
Toplantı ve gösteri yürüyüşle-
rinin yasayla düzenlendiğini
anımsatan Arslan, burada yasa-
ya aykın toplantı ve gösteri yü-
rüyüşlerinin maddelerhalinde sı-
ralandığını, bu toplantılann na-
sıl dağıtılacağının belirtildiğini
söyledi. Polisin zor kullanması-
nın ise Polis Vazife ve Selahiyet
Yasası'nda açıkJandığını anım-
satan Arslan, bu yasa çerçeve-
sinde polisin zor kullanabilece-
ği durumlan da anlattı.
Ankara Valiliği 'nin, KESK yet-
kililerine, Kızılay Meydanı'nın
yasal miting alanı olmadığını ve
yasal miting alanlannı bildirdi-
ğini belirten Feyzullah Arslan,
•*Sendika yöneticisi ve üyeleri ya-
salyönetmefiklerihiçesa>arak, ya-
sal ohnayan bir eylem içerisine
gHTnişterdir" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
AKP'Iİ Başbakan Yardımcısı Meh-
met Ali Şahin, ücret zamlanyla ilgili gö-
rüşmelerden, hükümetin hiçbir önen-
de bulunmaması üzenne çekilen KESK
(Kamu Emekçileri Sendikaları Konfe-
derasyonu) yöneticilerini ve Ankara
sokaklarında gösteri yapan memurla-
rı, bir TV programında tartışma sıra-
sında, şu sözlerle suçladı: "Onlardev-
lete ve sisteme karşılar. Düzenle so-
runlan var."
Mehmet Ali Şahin'in konuşması,
tam anlamıyla devlet adamına uygun
bir konuşmaydı. Bir devlet yetkilisi,
gösteri yapan memuru ve de onun
yöneticisini ancak böyle suçlayabilir-
di. Bu sözler, AKP'nin artık olgunlaş-
tığını(!) ve giderek devletle bütünleş-
mek(!) yolunda olduğunu gösterdi.
Doğrusu da buydu. Artık, AKP bu dü-
zenı değıştırecek diye düşünenler kofk-
masınlar, AKP yola girmeye başladı.
Başbakan Tayyip Erdoğan başına
gelen yasaklardan ve yargılamalardan
yakınırken, "Ben siyasetinzencisiyim"
türünden bir söz söylemişti. Yani de-
mek istiyordu ki: "Ben düzen dışıyım,
Zenci Erdoğan Beyazlaşıyor mu?
cfeWef tarafından ve sistem tarafın-
dan istenmiyorum." Memur gösteri-
leri üzerine yaptığı açıklamalar da za-
ten onun zenci olmaktan çıkıp beyaz-
laştığını gösteriyor.
Bu ülkenin siyasi yaşamında her za-
man zenciler oldu. Bundan sonra da
olmaya devam edecek. Bu ülkenin
emekçileri, her zaman zenci olarak
yaşamayamahkûmlar. Dünyada gelir
dengesinin en bozuk olduğu ülkeler-
den birisi Türkiye. Bu ülkede aşırı zen-
gınlik ve lüksle aşın yoksulluk bir ara-
da yaşıyor. Büyük kentleri saran kap-
kaç, tinerci benzeri terör olayları, bu
dengesizliğin şiddeteyönelmiş birkaç
ifadesinden biri.
• • •
KESK Genel Başkanı Sami Evren'e
sordum: "Tayyip Erdoğan ve Mehmet
Ali Şahin sizi düzene karşı olmakla
suçluyor, ne diyorsun?" Sami Evren
şunlan söyledi: "Evet, biz bu düzenin
değişmesindenyanayız. Bu ülkenin ça-
lışanlanna zenci muamelesi yapan,
sömürû ve talan düzeninin değişme-
sinden yanayız. Tayyip Erdoğan da, id-
diasının aksine, bu düzenin koruyu-
culanndan ve savunuculanndan biri-
si olduğunu bu sözleriyle ve davranış-
lanyla kanıtlamış bulunuyor."
•••
AKP yöneticileri, Avrupa Birliği'ni
bir hedef olarak önlerine koyduklarını
söylüyorlar. Peki, Avrupa Birliği'nde
memur ya da çalışanlar gösteri yap-
mıyorlar mı? Onlar haklannı aramak
amacıyla örgütlenmiyorlar mı? Türki-
ye, Avrupa Birliği ölçütleri içinde emek-
çinin tamamen örgütsüz olduğu bir
ülke. Bu örgütsüzlüğü yaratan yasal en-
geller kaldırılmadan Türkiye'nin de-
mokratikleşmesinden söz edilebilir
mi?
Çok bildiğim birörneği burada tek-
rarlamak istiyorum: Finlandiya'nın nü-
fusu 5.2 milyon. Sendikalı işçi sayısı
ise 1.5 milyon. Yani toplumun yüzde
25'ineyakını sendikalı. Türkiye'nin nü-
fusu 65 milyon, sendikalı işçi sayısı 1
milyon civannda.
•••
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlan en
çok oyu ezilen kesimlerden aldı. O ke-
simlerin eşitsizliğe, adaletsizliğe, hak-
sızlığa tepkisini kendi etraflarında ör-
gütlemeyi başardılar. Tayyip Erdoğan'ın
hapiste yatması, siyasi bakımdan ya-
saklı olması, dışlananların, onu kendi-
leriyle kader ortağı görmelerini sağla-
dı. Erdoğan, seçim kampanyası boyun-
ca bu "mağduriyeti"n\n propaganda-
sını yaptı ve bunda da başan sağladı.
Kitlelerin önemli bir kesimi ona "dış-
lanan adam", "devletin istemediği
adam" gözüyle baktığı için destek ver-
di.
Ancak Erdoğan ve arkadaşlan, Is-
lamın yükselen, zenginleşen kesimle-
rinin temsilcileriydiler. Zenginleştikçe
düzenle zaten bütünleşmeye baslamış-
lardı. Bu konuda, hükümete gelmele-
rinden bu yana epeyce mesafe aldık-
larını kabul etmeiiyiz.
Tayyip Erdoğan, birçok kez "değiş-
tik"dedi. AKP'nin siyasi Islam'daki bir
değişikliğı ifade ettiği de bir gerçekti.
Bu değişimin ne yönde olduğu konu-
sunda çeşitli yorumlar yapdıyordu. Son
birkaç aydır, AKP'nin uygulamalarına
baktığımızda görebıliriz ki, bu değişi-
min ana yönü düzene, devlete ve sis-
teme adapte olmaktır.
AB konusunda yapılan değişiklik-
leri nasıl yorumlamak gerekir diye so-
rarsanız, "düzen için değişiklikler",
"düzenin koşullara uydurulması için ya-
pılan değişiklikler" diye yorumlayabi-
lirim. Burada statüko ile bir çatışma-
ları olduğu söylenebilir. Fakat, düze-
nin ve sistemin temel kurumlarıyla ba-
rışık oldukları da bir gerçek.
Gerçek zenciler ise her zaman top-
lumun alt kesimleri olmaya devam
edecekler.