Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2003 PAZAR
HABERLER
DUNY4DABUGÜIV
ALİSİRMEN
Nadir Nadi'li Yıllar
Sevgili,
llhan Selçuk'tan gıpta ile dinlediğim, kaç kez
düşlediğim o anı yaşıyordum işte...
22 Mart 1974 günü, Nadir Bey'in Cumhuriyet'te-
ki odasındaydım.
Nice düşlediğim o cümleyi nihayet söylemiş-
ti Nadir Nadi:
-Siziizliyorvebeğeniyorum, bizimleçalışırmı-
sınız?
Bu teklifin ardında, llhan Selçuk'un, onun dik-
katini benim üstüme çekmesinin de yattığını bi-
liyorum. Nadir Bey sakin ama otoriter mizaçlı ol-
masına karşın güvendiği arkadaşlarını hep din-
lerdi.
İşte benim Nadir Nadi'li yıllarım, yanıtı önce-
den belli bu soruyla başlamıştı.
Sonradan öğrenecektim. Nadir Bey bütün is-
teklerini soru şeklinde dile getirirdi; emir kipi kul-
lanmazdı.
Bir defasında,
- öbür gün Pakistan Büyükelçisi ziyaretime ge-
lecek, sen de gelip hazır bulunur musun? de-
mişti.
- Tabii ki gelirim Nadir Bey. Hem ben "Gelir
misin?" sözcüğünün "Gel!" anlamını taşıdığını
artık öğrenemeyecek kadar saf değilim, dedi-
ğimde hafifçe gülümsemişti.
22 Ağustos 1991 'de, Nadir Bey'in Yeniköy'de-
ki minik yalı katının küçük salonundaydık; llhan
Abi, Uğur Mumcu ve ben. Ortadaki masanın üs-
tündeki tabutun içinde yatıyordu Nadir Bey'in na-
aşı.
Berin Hanım bana döndü ve,
- Ben kocasız kaldım, sen de babasız, sen de
düşünL dedi o tarifsiz acısı içinde.
Bütün o yıllann ilişkisini bir cümlede özetlemiş-
ti.
Gerçekten de aile gibiydik.
Uğur Mumcu hep şöyle derdi:
- Biz Nadir Bey'in çocuklarıyız. llhan Abi, ge-
rektiğinde bütün işleri yürütecek, sorumluluğu
üstlenecek güvenilir, akil, en büyük abi, ben ken-
dini araştırmaya vermiş olan oğlan, sen de ai-
lenin sempatik, haylaz zeki çocuğu...
• • •
Nadir Bey ile ilgili kişisel anılar, bir köşe yazı-
sının değil, dizinin boyutlarını aşacak ölçüdedir
Sevgili.
Ben burada O'nun mesleğine yaklaşımını gös-
terenlerine dokunacağım.
Cumhuriyet'teki ilk yıllarımdaydı, bir gün Pî-
nochet egemenliğindeki Şili'de konser veren
Suna Kan'ın bu davranışını, bu müstesna sa-
natçımızın niteliklerinin gerektirdiği saygının sı-
nırlan dışına çıkmadan eleştirmiş ve onun gibi
bir kişinin özgür Şili'nin konser salonlarına ya-
kışacağını, orada konser vermek için o günleri
beklemiş olmasının daha tercih edilir olduğunu
yazmıştım.
Konuyu öbür arkadaşlarımızın da yanında Na-
dir Bey ile konuşuyorduk. O,
- Ben bu gürüşüne katılmıyorum. Suna, Pinoc-
het'ye değil, Şili halkına konser veriyor. Ben ol-
saydım böyle yazmazdım, dedi.
Ertesi gün benim yazı yayımlanmamıştı.
Nadir Bey yine öğlen üzeri gazeteye geldi.
Bana pek bakmıyordu.
Sonra odasında konuşmaya başladık.
Laf arasında,
- Ben dün görüşüne katılmıyorum, dedim.
Ama bu, yazının yayımlanmaması için bir neden
değildi. O senin görüşündü... dedi.
Çok canı sıkılmıştı.
•••
Aradan yıllar geçti, velut yazarımız Vedat Tür-
kali, Yeşilçam'ı konu alan bir roman yazdı. Cum-
huriyet'te de, onunla ilgili, sert bir eleştiri çıktı.
Vedat Türkali'nin karşı yazısı ise bir türlü ya-
yımlanmadı.
Olay Nadir Bey'e intikal etti.
Yazının neden yayımlanmadığını sordu.
- Ama Nadir Bey, dedi biri, babanız ve sizin
hakkınızda ne ithamlarda bulunmuştu bu adam
biliyor musunuz?
- Olabilir dedi, ayıp etmiş, ama bizi eleştirmiş
olması, onun düşünce özgürlüğünü ortadan kal-
dırmaz değil mi?
Yazı iki gün sonra yayımlandı.
Bütün bunları Sevgili, Şükran Soner dostu-
mu teyiden yazıyorum.
•••
Nadir Bey yaşamının son ayfarında, sık sık
dalıyor, zaman zaman konuşmalan izlemiyor,
uzaklara gidiyordu.
Bunun farkındaydı, sıkılıyor, kendisine moral
vermek isteyenlere,
- Bırakın canım, artık rahat rahat öleyim, di-
yordu.
Böyle günlerden birinde, yine dalgın dalgın
ufka bakıyordu. Veda etmeden önce, bütün ce-
saretimi topladım,
- Nadir Bey, dedim, size minnettarım, saye-
nizde, arkadaşlarım gibi ben de şu basın âlemin-
de, desteğinizle onurlu yaşadım.
O dalgın Nadir Bey gitmiş, yorgun ama cap-
canlı bir adam gelmişti. Göz pınarlarında iki
damla yaş, oturduğu tekerlekli sandalyede eli-
misıktı.
O sırada bir aylık bile ömrü kalmamış, meğer.
Nadir Nadi'li yıllar Sevgili, sanınm ki, benim için
olduğu kadar birçok arkadaş için de yaşamımı-
zın en güzel yılları oldu.
Dünya Tıcaret Örgütü tartışıldı
• kanbul Haber Servisi - DİSK ve Friednch Ebert
Vakfi'nca Dedeman Oteli'nde gerçekleştirilen
konferansta konuşan DİSK Genel Sekreteri Musa
Çam, sermaye yanlısı politikalara emekçiler ve
yoksullar cephesinden ortak bir yanıt üretmek
istedikJerini söyledi. Küresel ticaret anlaşmalarmın
çalışanlar üzenndeki etkilerini anlatan Almanya IG
Metal Sendikası'ndan Klaus Priegnitz, "Dünya
Ticaret Örgütü'nün dışında bir rekabet otoritesi
olmalı ve bu otoriteye uluslararası müdahale
vetkisi verilmeli" dedi. ••
Yurdun dört bir yanmdan Ankara'ya gelen onbinler 'insanca yaşam' için yürüdü
MemurdanAKP'yeuyan• KESKüyeyaklaşıkl5
bin kamu emekçisi
Ankara'da AKP
hükümetini uyardı. Eylem
sırasmda 8 memur
gözaltına alındı. KESK
Genel Başkanı
Evren,"Hükümeti
uyanyoruz. Ayağınızı denk
alın. AKP'ye karşı güçler
birleşiyor" dedi.
IZLENIMLER
IMF'ye
uşaky halka
Kasımpaşalı
AJNTCARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara caddelen "Onurlu bir
Türkrye, onuriu bir gelecek" ve
"onurlu bir yaşam" için
Anadolu'nun dört bir yanından
akm eden memurlann sesleriyle
yankılandı. Yaz sıcağında polıs
barikatlannın önünde saatlerce
bekletilen 15 bin memur,
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ı "IMF'ye uşak, halka
Kasımpaşah" sloganı ile protesto
ettı.
• Eyleme katılmak için çeşitli
illerden gelen memurlar, Ankara
yakmlanndaki dinlenme
tesislerinde sabahın erken
saatlennde uzun kuyruldar
oluşturdular. Uzun süre Ankara
girişlerinde bekletilen memurlar,
açlıklannı simit yiyerek
giderdiler.
• Memur eylemi nedenıyle dün
başkentte olağanüstü güvenlik
önJemleri alındı. 4 bin 500 polisin
görev yaptığı Ankara'da Kızılay
çevresi binlerce polis tarafindan
kuşatıldı. Olay Yeri tnceleme ile
Kaçakçılık ve Organıze Suçlarla
Mücadele ekipleri de Çevik
Kuvvet'le birlikte görev yaptı.
Jandarmanın da görev aldığı
eylem sırasında atlı polisler ile
polis köpekleri de hazır
bekletıldı.
• Eylem sırasında memurlara
müdahale konusunda emniyet
güçleri kendi aralannda da
tartışmalar yaşadılar. Zaman
zaman çevik kuvvet amirlerinin,
polis memurlannı kontrol
etmekte zorlandıklan görüldü.
• Memurlann sloganJannda
hükümete karşı öfke vardı. "Işçi
düşmaıu, işbirtikçi AKP",
"Direne direne kazanacağız",
"Katil ABD. işbirtikçi -\KP",
"Grev hakkı grevle kazanıhr",
"Gün gelecek devran dönecek
AKP halka hesap verecek"
sloganlan atan memurlar,
Başbakan Erdoğan'ı da "EVIFye
uşak, halka Kasımpaşalı"
sözleriyle protesto ettiler.
• Eyleme polislerin gaz
maskeleriyle geldikleri
görülürken, memurlar da gazlara
karşı ameliyat maskesi ve
flamalarla yüzlerini kapattılar.
Sıhhiye Meydanı, Eğitim-Sen'in
flamalan ile zaman zaman sanya
boyandı.
• Eylem süresince Kızılay'daki
işyerleri kepenklerini indirirken,
Ankaray ve Metro'nun Kızılay
çıkışlan da kapatıldı.
MUSTAFAÇAKIR
A.NKARA - Kamu Emekçilen Sen-
dikası Konfederasyonu'na (KESK) üye
yaklaşık 15 bin kamu emekçisi Anka-
ra'da AKP hükümetini uyardı.Kamu
emekçilerinin Kızılay Meydanı'nda mi-
ting yapmalanna izin verilmedi. Eylem
sırasında 8 memur "yaka paça" gözal-
tına alındı. KESK Genel Başkanı Sami
Evren,"Hükümeti uyarryoruz. Ayağını-
zı denk alm. AKP'ye karşı güçler birle-
şiyor. Sizi silkeleriz" dedi.
KESK'in "İnsanca Yaşam İçin De-
mokratikBJrTürkhe" mitingine katıl-
mak üzere binlerce memur dün sabah
saatlerinde Ankara'ya ulaştı. Önce ken-
te girmelenne ızin verilmeyen memur-
lar, 4 ayn noktada durdurulurken bir
grup memur da Ziya Gökalp Cadde-
si'nde toplanmaya başladı. Ziya Gö-
kalp Caddesı "nden Kızılay'a gırmek is-
teyen kamu çalışanlan meydana metre-
ler kala polis tarafindan durduruldu. Bu
sırada kamu çalışanlan ile güvenlık güç-
len arasında yer yer tartışmalar yaşan-
dı. Bunun üzerine memurlar oturma ey-
lemi başlattılar. Memurlar öğle saatle-
rinde Mithatpaşa Caddesi, Sıhhiye Köp-
rüsü, Necatibey Caddesı güzergâhını
izleyerek GMK Bulvan'ndan Kızılay
Meydanı'nın gınşine kadar sloganlar
eşliğinde yürüdüler. Yaklaşık 5 bin me-
mur burada polisler tarafindan durdu-
ruldu.
Öğle saatlerinde tzmır Caddesi üze-
nnde toplanan memurlar ile polis ara-
sında da arbede yaşandı. Bu sırada Ata-
türk Bulvan'na çıkan bir grup, bir sü-
MEMURLARAlNK\RA'DA-KESK'in "İnsanca Yaşam İçin Demokratik Bir
Türkiye" mitingine kaülmak üzere binlerce memur sabah saatlerinde Anka-
ra'ya ulastı.Birçok memur grubu polis tarafindan belli yeıierde durduruldu.
Bunun üzerine memurlar polisin rurumunu protesto etmek için oturma eylem-
leri gerçekleştirdiler. Eskişehir Yolu, Konya Yolu, Samsun Yolu ve gardan An-
kara'ya girmek isteyen memurlar da enıniyetgüçlerinin tutumu karşısında yol-
lan trafiğe kapatarak oturma eylemi yapülar. Gün boyunca Ankara girişinde
durdurulanotobüslerinsayısı 19O'ıaşti. (Fotoğraflar: SERDAR ÖZSOY AA)
Başbakan Erdoğan eylemi gerçekleştiren KESK'i suçladı:
Eylem antidemokratik
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan RecepTayyipErdo-
ğan, eylemi gerçek-
leştiren Kamu Emek-
çileri Sendikası Kon-
federasyonu'nu
(KESK) suçlayarak
"Adı geçen sendika de-
mokratik bir eylemin
içinde değildir,
^antidemokratik
bir eylem yapmak-
tadır" dedi.Erdoğan, te-
mel atma törenine katıl-
mak üzere Karabük'e
hareketinden önce
EsenboğaHava-
Iimanı'nda gazetecilerin soru-
lannı yanıtladı. Eylemi gerçek-
leştiren KESK'i suçlayan Erdo-
ğan, "Adı geçen sendika demok-
ratik bir eylemin içinde değildir,
antidemokratik bir eylem yap-
maktadır. Maaksef halkınuzın
huzunınu kaçırmak için eünden
ne gelrvorsa onu yapmaktadır"
dedi. Erdoğan, CHP'yi de ''An-
tidemokratik ve özgürlüklere
müdahaleedebifccek birzeminin
yaraükbğı bir ortamdan nema-
lanmak istemelde" suçladı.
Başbakan Erdoğan, "Biz hu-
kuk devieti içerisinde tüm yetld-
leri yurttaşlanmıza vermek ve
onu güvence altma almak \aadi-
mizi her zaman yerine getirmek-
te kararhyız'' dedi.
KESK Genel Başkanı Sami
Evren, memurlann eylemini "an-
tidemokratik" olarak nitelendi-
ren Başbakan Erdoğan'ı eleşti-
rerek "Başbakan KESK'ininsan-
ca yaşam eylemine dil uzatmış.
Antidemokratik bulmuş. Anti
kehmesi tngüizce,Latince birke-
tunedir. HerhaldeArapçasmı bu-
lamamış" dedi. KESK Genel
Sekreteri Mustafa Avcı da yap-
tığı yazılı açıklamada, Başba-
kan'ın gerçekleri çarpıtarak ka-
mu emekçilerinin istemlerine
kulak tıkayarak ''antidemokra-
tik'' davrandığını bildirdi.
re trafîği kapattı. Grup dağıtılırken 8 me-
mur yaka paça gözaltına alındı. Daha
sonra ünıversıte öğrencilerinden olu-
şan bir grup ile polis arasında Zafer
Çarşısı önünde taşlı sopalı çatışma ya-
şandı. Çevik Ku\"vet ekipleri tarafin-
dan kovalanan grup, Izmır Caddesı'ne
geçerek memurlarla bırleştı.
Yollarda memur kuyruğu
Bu arada Istanbul yönünden gelerek
Ankara'ya gırmek isteyen ancak Şasmaz
mevkiinde durdurulan kamu çalışanla-
n, Kızılay'da açıklama yapılmasına izin
verilmemesi üzenne otobüslerden ine-
rek oturma eylemine başladılar. Eskişe-
hir Yolu, Konya Yolu, Samsun Yolu ve
gardan Ankara'ya girmek isteyen me-
murlar da emniyet güçlerinin tutumu
karşısında otobüslerden inip yollan tra-
fiğe kapatarak oturma eylemi yaptılar.
Gün boyunca Ankara girişinde durdu-
rulan otobüslerin sayısı 190'ı aştı. Uzun
süre yollarda bekletilen memurlann da-
ha sonra Ankara'ya girmelenne izin ve-
rildi.
Ankara Gan "nda toplanan memurlar
buradan Kızılay'a doğru yürüyüşe geç-
ti. Sıhhiye Meydanı'nda durdurulan
grup burada oturma eylemi yaptı. Bu sı-
rada Sıhhiye Meydanı "nın Kızılay Mey-
danı gınşlen panzerler ve yüzlerce po-
lis tarafindan kapatıldı. Yapılan görüş-
meler sonunda Sıhhiye Meydanı'nda
bulunan memurlann GMK Bulvan 'nda
bulunan memurlar ile birleşmelerine
izin verildi. Bunun üzenne Sıhhiye'de-
ki memurlar Necatibey Caddesi üzerin-
den GMK Bulvan 'na yürüyerek cadde-
nin Kızılay girişinde bekletilen memur-
lar ile birleştiler.
Becerlksiz hükümet'
Milli Pıyango binası önünde toplanan
yaklaşık 15 bin memura hitap eden
KESK Genel Başkanı Sami Evren, "be-
eeriksiz hükümetin" çalışanlann sorun-
lanm çözemediğini söyledi. "Toplugö-
riişme masasında çahşanlann sorunla-
n konuşulmayacak da ne konuşulacak.
Bu masa fıskos masası mı?" diyen Ev-
ren, siyasetin kirlendiğini, temiz siya-
set için kamu çalışanlannın siyasete da-
hil olmalan gerektiğini söyledi.
E\Ten, kamu çalışanlannın siyasete
katılmasıyla bakan çocuklannm da iha-
le alamayacaklannı \-urguladi. Konuş-
masında Başbakan Recep Tayvip Erdo-
ğan'ı da eleştiren E\Ten. "Başbakan'uı
konuşma sesi, konuşma tonu cemaaüe-
re sesknme tarandadır. Başbakan AKP
kongrekrinde syaâ parti militanı gibi ko-
nuşmaktadır. Toplumun bütün kesimle-
rine, çiftçrye, nndık ürericisine, işsizlere,
çahşanlara saldınvor. Bu konuşma tar-
a ilesankitophunaakılveriyor. SaymBaş-
bakan sizin akıl vermenize ihtivacunız
yok. Sorunlan çözün, sorunlar ortada"
dedi. Evren, Irak'a asker gönderilme-
sine de karşı çıktı. Evren, "Hükümeti
uyanyoruz. Ayağuuzı denk alın. Grev
geüyor, dayanışma gelrvor. AKP'ye kar-
şı güçler birleşiyor. Sizi silkeleriz, bunu
büin. Dostlar buradan çağn \apiyoruz,
AKP'den rahatsız olan bütün kesimleri
dayamşmaya ve mücadeieye davet edi-
yonız" diye konuştu. Evren, "TaKm Ter-
biye Kurulu'ndaki kadrolaşmayı Ba-
kan'a soruyorum. Savın Bakan diyor
ki: Haberim yok. \iye, sen bu ülkede j-a-
şamnor musun?" dedi.
Aksarav'da eylem
Türkiye Kamu-Sen üyesi bir grup,
"hükümete seslerini duyurmak ama-
cıvia'' tstanbul Aksaray'daki metro önün-
de oturma eylemi başlattı. Türk Eğı-
tim-Sen îstanbul Bölge Başkanı Hanefı
Bostan, amaçlanrun seslerini hükümete
duyurmak olduğunu söyledi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Adanın eskilerinden Özer Kangür
anlatıyor: 1938 sonbahannda bir pa-
zargünü Büyükada'da Hüsnü Bey'in
işlettiği Yüksek Kahve'deyiz. Kahve-
nin kapalı kısmı iki bölümden oluş-
makta. Balkon kısmından birkaç ba-
samak çıkarak kahveye girdiğinizde
hemen sağda çay ocağı ve oyun bö-
lümüne geçen bir kapı görüyorsu-
nuz. Karşı sağ köşede ise içinde bir
ağacın bulunduğu ve kuşlann cıvıl-
dadığı büyük bir tel kafes göze çar-
pıyor. Hüsnü Bey kuş meraklısı oldu-
ğu için Ada'nın çeşitli yerlerinde ağ-
larla tuzak kurarak yakaladığı kuşla-
rı bu kafese koyuyor. Müşteriler her
daim kuş seslerini dinleyerek oturu-
yoriar.
özer Kangür 65 yıl önceki Ada gün-
lerini aktardığı anılanna şunları ekli-
yor: Sıradan bir pazar, o da ne! Bir-
den içeriye iri yan adamlardoluşuyor-
lar. Telaşla masalara oturuyorlar. Bi-
raz sonra bir bayan ve bir bay giri-
yor. Onlar da boş bir masaya oturu-
Büyükada'da Bir Komitacı: Mihailov
yor.. yeni gelen genç kadın Mıgırdıç
Efendi'nin dikkatini çekiyor.
Mıgırdıç Efendi şen şakrak ve çap-
kın bir adam. Hem şamatayla karışık
tavlasını oynuyor hem de arada ka-
dına bakıyor. Fakat kadının da ona kar-
şı ilgisi mi var, ne? Gözlerini bu tav-
la oynayan, gülen, espriler yapan
adamdan ayıramıyor.
öykünün bundan sonrası heye-
canlı hale geliyor: Kadın karşısında
oturan adama kısık bir sesle "Bu
o!" diyor. Adam: Hayır, değil. Kadın
ısrarlı, fakat adam kabul etmiyor.
Mıgırdıç Efendi kadınagülümseme-
ye başlıyor. Kadın da ona karşılık
veriyor. Adam cebinden birfotoğraf
çıkararak kadına gösteriyor: "Çok
benziyor ama bu Mihailov değil."
Biraz sonra Mihailov'un geleceğin-
den ümitlerini kesip evine gitmeye
karar veriyorlar. Genç çift Kahveden
çıkar çıkmaz, diğer yabancılar da
apar topar dışarı fırlıyor. Sonradan
gelen haberlere göre Mihailov'un
oturduğu Maden'deki Amir Bey'in
evinin önünde kısm-ı siyasiden ge-
len polisler tarafindan yakalanıyor-
lar. Kadının çantasından tabanca çı-
kıyor. Kadının Bulgaristan'dan ge-
len bir suikastçı, adamın da ona yar-
dım eden bir Türk olduğu anlaşılı-
yor.
• • •
Mihailov, Makedonya'nın Sırbis-
tan'dan bağımsızlığını sağlamak ama-
cıyla mücadele eden bir komitacıy-
dı. Yakalanan suikastçılar Mihailov'u
öldürmeyegelmişlerdi. Miihailov, Bul-
garistan'da yurtsever, Sırbistan'da
ise suçlu sayılıyordu. 19 Mayıs 1934
yılında Bulgaristan'da askeri darbe ya-
pan Albay Damian Velchev Yugos-
lavya ile ılişkilerin düzelmesi amacıy-
la Mihailov ve örgütü İMRO'ya karşı
çıktı. Mihailov bu dönemde Türki-
ye'yekaçtı.Biryılınıda Büyükada'da
ölüm korkusu içinde geçirdi. Eşiyle
birlikte Büyükada'da bir yıl kaldı. Son-
ra Polonya'ya gittiler ve izlerini kay-
bettirdiler.
• • •
Büyükada, bir dönem Türkiye'nin
siyaset ve sanat dünyasının önemli
isimlerinin yaşadığı biryerolmanın ya-
nında Troçki gibi, Mihailov gibi önem-
li yabancılara da ev sahipliği etmiş-
ti.
Mihailov'un öyküsünü AdalarVak-
fı'nın aylık dergisi "Adalı" yayımladı.
"Adalı" dergisinin bu sayısında Bü-
yükada'nın sakinlerinden emekli bü-
yükelçi Yalım Eralp de Adalar konu-
sunda önemli bir noktayı yeniden
vurguluyor. "Bu Adalara Özel Statü
Gerekir" başlıklı yazısında şunlan be-
lirtiyor "Istanbul büyük bir metro-
pol ve müze. Böyle bir metropolden
yanm saat uzaklıkta Prens Adaları
var. Büyük bir metropole bu kadarya-
kın adalar, hem bir şans hem bir
şanssızlık. Şans, zira bu adalar bir
cennet. Şanssızlık çünkü bu adalar
herhangi bir ilçe muamelesi görü-
yor ve büyük zortuklar içinde."
Yalım Eralp, Adalar'ın sorunlannı sı-
raladıktan sonra şöyle birçözüm öne-
risinde bulunuyor: "Adalar mevcut
statü ile yönetilemez. Ingiltere, Chan-
nel Islands adı verilen adalariçin özel
bir statü tanımış. Vergi sistemi bu
adalarda farklı... Bu adalarda yerel
yönetim kuvvetli. Yunanistan da Ege
adalan için birçok imkân tanıyor, sub-
vansiyon yapıyor... Bu adalan berbat
etmeden önlem almalıyız."
Adalar'a özel statü verilmesini Ada-
lılar uzun süredir savunuyoriar. Şim-
diye kadar bir sonuç elde edemedi-
ler. Umarız, şimdi bu konuya bir çö-
züm bulunur.