27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DlZİ Babiâli'nin son başyazan NadirNadi, hoşgörülü ve demokrat yönetici kimliğini ölene kadar korudu Cumhuriyet'leözdeşleşenyaşamSUNUS T"\ abıâlı 'nin son başyazan aramızdan ayrılah 12 yü r£ geçti. Bu 12 yıllık süre içinde gazetesi Cumhuriyet ile -LJ Türkiye Cumhuriyeti 'nde yaşanan gelişmeleri duysa ne derdi acaba? Kuşkuyok ki, o ünlü nidasını çekıp; - Yaaaa! diyerekşaşmrdı. Uğur Mumcu'mın dediğigibi, "Kurtuluş Savaşı 'nın kan ve ateş hamuru ileyoğrulan bir kuşağın son temsilcilerinden biriydi" Adı Cumhuriyet le özdeşleşmiştı. Yetmiş üç yıllık vaşamım, tanığı olduğıı Cumhuriyet devrimleritün konmmasına ve Türkive nin tam bağımsızlığına adayan Nadir Nadi, ikbalpeşinde koşan, rüzgârgibi dönen gazeteci katanna hiçbir dönemde binmedi. Atatürk ilkelerinden taviz verildıği dönemlerde koşullara aldırmaksızın mücadele verdi. Zaman zaman babasının en yakın dostlarına, listesinden bağımsız milletıekili seçildiği partiye, hatta cunta yönetimlerine karşı inançla karşı durmasım bildi. Bırgün Halide Edip, "SizAtatürk'ü peygamber gibi seviyorsunuz " dediğinde şu yanıtı vermişti: "Peygamber gibi değil, Beethoven gibi seviyorum." "Babası gazete sahibi olmasaydı gazeteci olur muydu " sorusu Nadır Nadı içm sıkça gündeme getirilmiştir. Bu soruyla onun gazetealık ve yazarhk yönii küçiimsenmek istenmiştir. Bu komıda bıryargıya varmakiçin, Nadir Nadi nın sadece "Sokakta Gürültü l'ar" adlı deneme yazılarmı topladığı kitabım okumakyeterlidir. Deneme konusunda ders kıtabı olarak okııtulması gereken bir vapıttır. Nadir Nadı nin ilkelı ve tutarlı kişiliği, giinün moda akımlanna itibar etmeyişi her dönemde birilerini rahatsız etmıştır. Sürüden ayrılan birine tahammül edemeyen çe\reler 1940 'lı yıllarda onu u \azi hayram " olmakla suçladılar. Aynı çevreler 1960 ve 70 'lı yıllarda bu kez "aşın solcu, komünisttir" dıye tempo tuttu. tşın ilginç taraji bu tempoya gazete içindeki oriaklannm da kanlmasıydı. Bu nedenle arkadaşlanyla birlikte gazetesinden aynlmak zorunda kaldı. Ancak her defasında, Nadir Nadi ve arkadaşlan gazeteden ayrıhnca gazete iflasm eşiğine geldi. Okuriar, Nadir Nadi 'yi tasfıye edenlere, gazete almayarak tokat gibi yamt vermişti. Son yıllarında ıse "statükocu ve modası geçmiş bir akımı savunmak "la sııçlantyordu. Nadir Nadi nin adı ve soyadının sözlükteki karşıhklan yan yana getirildiğinde "ender bağıran, çağıran " olarak karşımıza çıkıyor. Gazetenin başyazan ve yöneticisi olmasma karşın bırpatron gibi davranmadı. Babasmdan miras kalan hoşgörülü ve demokrat vönetici kimliğini ölene kadar korudu. Bir gün bile yazarlanna "bugün neyazdın " diye sormadı. "Babıâlinin Sarrafi " sayılırdı. Türk basın ve edebiyat tarihine geçmiş ve geçecek isimleri arar bulur ve gazetesine çağınrdı. Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Cahit Tanyol, Melih CevdetAnday, tlhan Selçuk, Oktay Akbal, UğurMumcu gibi yazariar sadece birkaçı. Kurtuluş Savaşı için ailesiyle Ankara'ya kaçan Yunus Nadi devrimlere hep destek oldu Atatürk'ün isminiverdiğigazete 7 ünus Nadi, deneyimli bir gazeteciydi. Cumhuriyet rejimi rejimlerin en güzeliydi; yeni gazetenin adını da Gazi Mustafa Kemal Paşa saptamış ve "Cumhuriyet" olsun istemişti. Adını Atatürk'ün koyduğu Cumhuriyet gazetesi, 7 Mayıs 1924'te yayın hayatına başladı. Ilk sayısını 7 bin basan gazetenin fiyatı üç kuruştu. oğumundan tam bir ay sonra 23 Temmuz 19O8'de tkinci Meşrutiyet ilan edildi. Nadir Nadi doğduğunda. babası Yunus Nadi Bey, memleketi Fethiye'de sürgün günlerini yaşıyordu. Galatasaray Idadisi ve Hukuk Mektebi"ni okuduktan sonra 1900"de Baba Tahir'in çıkardığı "Malumat Gazetesi"nde gazetecilik mesleğine başlayan Yunus Nadi, mesleğe başlar başlamaz da Abdülhamit'in istibdat yönetime karşı mücadeleye girişti. Gazetecilığınin daha birinci yılında "İstibdat akyhine çaJışan gizü bir örgüfe girmekJe suçlanarak üç yıl hapıs ve sürgün cezasına çarptınldı. Cezasının infazı için Midilli Kalesi'ne gönderildi. Bir süre sonra bu cezasını memleketi Fethiye'de çekmek ıstediğını belirterek hükümete başvuruda bulunan Yunus Nadı, isteğı kabul edilerek Fethiye'ye gönderildi. Burada eşı Nazime Hanımla evlendi ve 23 Hazıran 1908'de Nadır Nadi dünyaya geldı. tkinci Meşrutiyet'in ilamndan sonra îstanbul'a dönerek "tkdam" ve "Tasvir-i Efkâr" gazetelennde yazarhğa başlayan Yunus Nadi, 1910'da tkinci Meşrutiyet'in, dolayısıyla Ittihat ve Terakki'nin tohumlarının aüldığı Selanik'e giderek "RumeB GazetesTnde başyazarlık görevine başladı. Nadır Nadi, üç buçuk yaşına kadar Selanik'te yaşadı. çoculcluk anıları O ilk çocukluk yıllanndan kırık dökük birkaç anı kalmıştır belleğınde: "Babamla ara sıra kahvelerden birine gitmiş olacağım ünlü Beyaz Kule~ Bir evin bahçesL. Benden on yaş büyük yaramaz dayımm atûğı taşla yanlan başım.. Ağiarak annemin kucağına aühşım.. Hepsi bu kadar iştc." Balkan Savaşı'nın başlayacağı günlerde aile İstanbul'a döndü. Yunus Nadi, Ebuzziya Tevfik'in "Tasvir-i Efkâr'"ına ortak oldu ve gazetenin başyazarlığını üstlendi. 1912 'de Aydın'dan milletvekili seçilen Yunus Nadi, Meclisi Mebusan'a girerek siyasete aktif olarak karılmış oldu. Yunus Nadi 1918 'de kendi gazetesi Yeni Gün'ü çıkardı. Ancak Mütareke Dönemi'ne rastlayan o dönemde, işgal İstanbul'unda gazetesi tngiliz işgal komutanlığı karanyla sık sık kapatıldı. Tabii Yunus Nadi de sık sık tutuklandı. 1919'da Damat Fent hükümeti. İttihatçı bütün hderleri rutuklamışrı. Yunus Nadı de tutuklular arasındaydı. Bekirağa Bölüğü'ne gönderilen Yunus Nadi. birtakım siyasi tutuklular tahlıye edilence yanlışlıkla salıverihr. Yeni Gün çıktığı günden itibaren "Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa"yı tutuyordu. Anadolu'da dıreniş yaratmakla kurtuluş umuduna, Yunus Nadi içtenlikle inanıyordu. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı daha rahat desteklemek için İngiliz polisını atlatarak ailesiyle birlikte gızlice Kemanla tanışma 7unus Nadi 1912 yılında Aydın Milletvekili seçilmiş î siyasete girmiştir. Bu arada Nadır Nadı büyümüş, okul çağına gelmiştir. Ilkokula Nişantaşı'ndaki Yeni Mektep'te başlar. Aynı yıllarda babasının zoruyla keman gırer yaşamına. Yunus Nadi elinden tutup o zaman Mızıka-i Hümayûn denilen okrestranın şefine götürür. Şef kemancı Zeki j Bey'i oğluna hoca tutarak "Buna keman öğret" der. "Zeki Bey. çapkin ruhlu. neşeli. ama sabırsız bir adamdL Ben ders yaparken odaya giren küni komşu hammlan gözümün önünde mıncıklanıaktan çekinmezdi. Herhalde iyi keman çahyordu. Ögretmenhk rûteliği ise . hemen hemen hiç yoktu. ^ Nota bilmeyen. yay tutmasını beceremeyen bana kızdığı zaman, ettndeki yayı kaptıgi gibi paımaklanma vurur. kinıi zaman ağlaürcasına canımı yakann. O> sa bende müziğe heves şöyle dursun. müzik yeteneği bile yoktu. Bir gün okulumuzu denetlenıeye gelen Miüi Eğram'de görevH Musa Süreyya Bey pryanonun başmda biz çocuklan sınamış, bir türlü doğm sesleri çıkaramadıgım için beni yeteneksizlerden yana ayırnuşö." Orta öğrenimine babası gibi Galatasaray tdadisi'nde başlar. Ankara'ya kaçtı. Bir süre sonra baskı makinelennı sandıklar içinde kağnılarla Ankara'ya taşıdı. Yenlgün Ankara'da çıkıyor Millet Meclisi Ankara'da açılmış \e hem işgal kuvvetlerine hem de tstanbul hükümetine karşı amansız mücadele başlatılmıştır. Yeni Gün yayınını artık Ankara'da sürdürmektedir. Nadir Nadi'den Yengün'e ilişkin anılar: "Gazete İstanbul'dayken mürettiphaneye, idarehaneye gidip getirdim. Çok küçükrüm, pek bir şey anlamazdını. Ankara'ya gittiğimizde biraz daha büyümüştüm. O zamanlar Yeni Gün Gazetesi'nin Karoğlan Çarşısı'nda oturduğumuz evden yaya 3 dakika uzakta bir matbaası vardı. O günlerde Yenigün 250 tane basıhyordu. Ankara'da Yenigün dışında bir de sonradan llus adını alan Hâkinıiyet-i Vlilliye vanh, ki 2-3 günde bir çıkanh." Nadir Nadi, Mekteb-ı Sultani'nin ilk kısmında başladığı öğrenimim Mıyase Ilknur -1- A tatürk'ün en büyük devrimlerinden /i biriolanharfdevriminden sonra, i l gazetelerin 1 Aralık 1928'den itibaren sadece Latin harfleri ile çıkmasına karar verildi. Bu sırada Cumhuriyet büyük bir sıkıntıya düştü. Atatürk îş Bankası'ndaki hesabından Yunus Nadi'ye faizsiz bir kredi vererek gazeteyi sıkıntıdan kurtardı. birinci yılın sonunda kesip Ankara'ya gidince, öğrenimim Ankara Lisesi'nde sürdürür. Sakarya Meydan Muharebesi öncesinde, "Ankara'nın tahKyesi"ne gerek görüldü. Yeni Gün Gazetesi de Kayseri'yetaşındı. Yenlgün'den Cumhurlvere 3 Eylül 1918 tarihinde İstanbul'da çıkmaya başlayan Yeni Gün, üç aylık bir aradan sonra 9 Ağustos 1920'de Milli Mücadele Ankara sında "Anadolu'da Yeni Gün" adıyla 11 Mayıs 1924 gününe kadar yayımlanmış ve yerini, 7 Mayıs 1924'te yayın yaşamına başlayan Cumhuriyet'e bırakmıştı. Ulusal Bağımsızlık Savaşı "zafer''le sona ermış, ama bitmemişti. Eğer askeri başan, siyasal, hukuksal, toplumsal ve ekonomik de\Tİmlerle tamamlanmazsa, geri dönüş olasılık dahilindeydi. Geri dönüşü önlemenın tek yolu köklü de\r rimlerden geçiyordu. Mustafa Kemal, karşısındaki güçlü muhalefete karşın adım adım devrimleri uygulamaya koydu. 29 Ekim 1923 'te Cumhuriyet ilan edildi. Yunus Nadi, milletvekili olarak bulunduğu Büyük Millet Meclisi'nde, Cumhuriyet devriminin ateşli bir sözcüsüydü. Cumhuriyet yönetiminin Büyük Millet Meclisi'nde onaylandığı gün, Yunus Nadi, Anayasa Komisyonu Başkam olarak, yeni rejimin adının konduğu anayasa değişikliğini, kürsüden açıklamış ve savunmuştu. Cumhuriyet'in ilamndan sonra bile tstanbui'daki "Mütareke Basuu" Ankara hükümetine ve Mustafa Kemal'e saldırmaya devam etti. Saltanat kaldınlmış, sıra halifeliğin kaldınlmasına gelmıştı. tstanbul basını, ,\nkara'nın zaferini görmezden gelip hâlâ halifeden medet umuyordu. Mustafa Kemal, bir akşam Köşk'teki sofrasında yanıbaşında bulunan Yunus Nadi'ye dönerek der kı: "Bak çocuk, ne yapatam seninle. tstanbul'da Babiâli'nin göbeğinde bütün bu cumhuriyet düşmanı ve hüafet yanhlanna karşı mücadele verecek bir gazete çıkarahm» Gazetenin adı da yeni rejimimiz Cumhurnet'le özdeş olsun, Cumhuriyet kovalım adımJ" İstanbul'da hazırlıK Yunus Nadi, bir yandan cumhuriyerin ilanı ve hilafetin kaldınlması gibi devrim eylemlerinin içinde etkin rol alırken bir yandan da artık işgalcılerden temizlenen tstanbul'da yeni çıkaracağı gazeteyi kurmak için tdare Müdürü Fethi Bey'i, îstanbul'a yollamış önce "İttihat ve Teraldd"nin, işgal günlerinde ise tngiliz işgal Komutanlığı'nın merkezi olan Pembe Konağı kiralamıştı. Bir sabah tstanbullular dağıtılan sabah gazeteleriyle birlikte bir anket formunu da kapılannda buldular. Bu anket formunda. "Okurun istediği gazetenin temel çizgüeri nedir?" sorusuna yanıt aranıyordu. Yunus Nadi, deneyimli bir gazeteciydi. Cumhunyet rejimi rejimlerin en güzeliydi; yeni gazetenin adını da Gazi Mustafa Kemal Paşa saptamış ve "Cumhuriyet" olsun istemişti. Okurun beklentilerine yanıt vermeyen bir gazete, güzel fıkirleri yaygınlaştıracağı yerde, başansızlıkla karşılaşabilirdi. Adını Gazi Mustafa Kemal'in koyduğu Cumhuriyet gazetesi, 7 Mayıs 1924'te yayın hayatına başladı. tlk sayısını 7 bin basan gazetenin fiyatı üç kuruştu. Gazetede, Yunus Nadi dışında Aka Gündüz ve Ziya Gökalp gibi isimler de yazı yazıyordu. Atatürk borc verlvor Atatürk'ün en büyük devrimlerınden biri olan harf devTİminden sonra, 3 Kasım 1928 "de alınan bir kararla. gazetelerin 1 Aralık 1928 gününden itibaren sadece Latin harflen ile çıkmasına karar verildi. Ancak her gazete, daha önce önlemlerinı almıştı. Cumhuriyet gazetesi de 3 Haziran'dan itibaren rakam ve bazı haber başlıklannı Latin harfleri ile basmaya başlamıştı. Yeni harfler yürürlüğe girdiği zaman Cumhuriyet oldukça büyük bir sıkıntıya düştü. Atatürk îş Bankası'ndaki hesabından Yunus Nadi'ye faizsiz bir kredi vererek gazeteyi sıkıntıdan kurtardı. Nadir Nadi bu olayı şöyle anlatıyor: "Böyle bir borcumuz olduğunu ben Atatürk'ün ölümünden sonra bankadan gelen > azıtı istenı üzerine öğrendim. Borç tabii ödendL Bu tabii, borcumuzun maddi bölümü. Atatürk'e olan manevi borcumuzu ise hiçbir zaman ödeyemeyeceğimizin inancı icindeyim." Yarın: Nadi, Mozart'ın dostu oluyor olmanın ayncahğı ŞÜKRANSONER -1- Ortalıkta dolaşmayan, yöneticilerin günlük işlerine kanşmayan, konuşmak, düşünce açıklamaktan çok dinlemeyi sadece nida sesleri ile diyaloğa dönüştürmeyi seçmiş bir insan, bir gazetenin kimliğinde, geleceğinde, toplumsal yaşamdaki yerinde, işlevinde nasıl bu kadar etkili olabilir? 20 yaşında, Cumuriyet'in kapısından girdiğimde ilk algılamam, Nadir Nadi kimliğinin Cumhuriyet çahşanlannın üzerindeki inanılmaz etkisi idi. Kendisi ortalıkta dolaşmaktan, insanlann işlerine kanşmaktan hiç hoşlanmıyordu. Birinci ağızdan duyulmuş, aktanlabilecek, çahşanlardan beklenti anlamına gelebilecek bir tek sözü bile yoktu. Yine de en üst yönericiden, kapıdan içeri adırmnı yeni atmış olana kadar herkes için, Nadir Nadi'nin değerleri, gazetecilik anlayışı, yapılması gereken doğru şeyler, asla yapılmaması gerekenler vardı.. Haberclllk Hkelerl O tanhlerde daktılo başına oturanlar, takıldıkça sözcüğün, cümlenin doğru Türkçesini arkadaşlanna sorarlardı. Haberin habercilik ilkeleri içinde doğru, tarafsız yazıhnası gibi bir kaygı hemen içinize işleyiveriyordu. Masa başında duygulannızdan, özel yakınhklannızdan uzaklaşmak için özel çaba göstermeye başlar, bir diğerinizi uyarmak ya da danışmak gereğini duyardınız. Ölümüne kadar bu konularda doğrudan konuştuğunu hiç anımsamıyorum. En çok yazılanndan etkilenir, ölçü almaya çalışırdık, Aslında yakın arkadaşlannın seçiminden, yazılannın satır aralanndan, ağızdan ağıza ulaşan günJük yaşamının , aynntüanndan alınan dersler vardı. Okurdan uyarılar Cumhuriyet'in kapısından adımınızı attığınızda Nadir Nadi'nin Cumhuriyet'inde gazetecilik yapmanın bir ayncalık olduğunu duyumsarsınız. Kaygılannız iyi gazeteci olabilme üzerine gelişir. Bu duyguyu size öncelikle Cumhuriyet okuru verir. Sabahtan akşama işleyen telefonlarda, Cumhuriyet kimliğinden beklenenlere ilişkin uyanlar vardır. Dil yanlışından, haberin eksik kalmış boyutuna, ulaşmayan gazeteye, beğemlmeyen düşünceye her konuda uyanlar vardır. Haber kaynaklan, toplumsal örgütlenmeler başka hiçbir gazeteye böylesine titizlenmezler. Günümüzde değerler erozyonu, örgütlenmelerin, duyarlılıklann haklılıktan çıkarcılığa kayması gibi bir deformasyonu geliştirmiş olsa da Cumhuriyet'in bu anlamdaki ayncalığı göreceli sürüyor. Özlenen arkadaslık Nadir Nadi'nin Cumhuriyet'inde gazeteciliğin ayncalığını, agırlıklı parasal, kimi özel başka nedenlerle medyaya dağılmış Cumhuriyet kökenli birçok arkadaşırmz. özellikle ilk yıllann uyum güçlüğü şokunda anlatırlar. Ağlayarak gidenler, ilk aylar, yıllarda izinlerini Cumhuriyet'te geçirenler o kadar çok ki. Kuruhış yıldönünilerini başka yayın organlannda çahşanlann aynca kutladıklan bir başka örnek yok. Özlenen arkadaslık, gazetecilikteki özgürlük ortamıdır. Hiç Cumhuriyet'te çalışmamış olanlar bile, Cumhuriyet'in yayın yaşamındaki varhğının gazetecilik, değerlerin korunmasında önemli bir ölçü, araç olduğunu yeri geldikçe söyleyip dururlar. Yarın: Nadir Nadi kimllği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle