24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2O AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kuhtur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLECRO EVtN İLYASOĞLU Bir dönemin tanığıNecla TinerNecla Tiner, bugünkü Istanbul Üniversitesi Konservatuvan'nın te- me li olan Belediye Konservatuva- n'na 1938'deöğrenci olarak girmiş ve 1990'a kadar aynı kurumda ders vermiş. Istanbul'da filizlenen klasik Batı müziğinin ilk besteci ve yo- rumculannı ve sonraki kuşaklannı yakcından tanımış. Türkiye'de Nöroloji Bilim Da- lı'run kurucusu, Haseki Hastanesi Başhekimi Doktor Şükrii Hazım Tiner'in özenle yetiştirilmiş kızı. Anneannesi ilk şapka giyen kadın. Fransız dadıyla büyütülmüş. Kav- gasız, gürültüsüz, babanın her şeyi üstlendiği, annenin pasif kaldığı bir düzen. "Ailem bana uygar iilkele- rin kültiirünü vermeye çalışıyor- du. Dadılar, etiket kuralları, pi- yano dersleri. Ama ne kadar açık fikirli olsalar da beni bir meslek için hazırlamadılar." Dadısıyla başladığı piyano ders- Jerine Rubinstein'ın asistanı, bir Beyaz Rus olan Lunic'le devam et- miş. "Benim Paris'e gönderilme- mi önerdi, babam da araştırma- ya koyuldu. Oysa yıl 1938, Avru- pa savaş hazırîığında. Ben 14 ya- şımdayım. Şu yanı başımdaki konservatuvara başlayayım önce, dedim. Böylece Tepebaşı'ndaki konservatuvarın ileri sınıflarına kabul edildim. Önce Cemal Reşit Rey'in öğrencisi oldum, 1939'da o Ankara'ya gidince yeni gelen Ferdi Ştatzer'e geçrim. Dört yılda bitirdim. Ştatzer ile öğretmen-ar- kadaş ilişkimiz vardı, Fransızca konuşurduk." O zamanın hocaları Ali Sezin, Asal Kardeşler, Muhiddin Sadak, Lico Amar... Cemal Beyın. "Ana- liz Müzikal" dersleri okul içinde bir okul olarak bılinir. Sabah dokuzda başlayıp akşa- müstüne kadar süren, bir operanın bütün boyutlanyla incelendıği son derece ögretici ve etkileyici konfe- ranslar. Necla Hanım sonradan eşi olacak Dr. Biilent Tarcan la da o derslerde tanışmış. Darülelhan'dan konservatuvara henüz dönüşmüş olan okul, beledi- yeye bağlıdır ve çok zor tahsisat çı- kar. Doğru dürüst piyano bile yok- tur. Eski evlerden toplanmış birkaç Erard marka piyano vardır. "İlk kez Steinvvay almdığında beledi- ye reisi, ev mi alıyorsunuz bu pa- raya diye sormuş. Nota bulmak başlı başına bir sorun, önceden sipariş edilir, beklenir." Tepebaşı'ndaki bu derme çatma okulda yokluklar kol gezmektedir, ama el ele veren öğrencisiyle öğret- meni yeni yapılanmanın coşkusunu yaşamaktadır. Necla Tiner 1942'de mezuniye- tiyle Ştatzer'e asistan olmuş ve bundan böyle kendisini öğretmen- elediye Konservatuvan'na 1938'de öğrenci olarak giren Necla Tiner 1990'a kadar aynı kurumda ders vermiş. Istanbul'da filizlenen klasik Batı müziğinin ilk besteci ve yorumculannı ve sonraki kuşaklannı yakından tanımış. Bir dönem Cemal Reşit Rey'in öğrencisi olan Tiner, 1942'de mezuniyetiyle Ştatzer'e asistan olmuş ve bundan böyle kendisini öğretmenlik mesleğine adamış. Aynı yıl Kadıköy Halkevi'nde ilk konserlerini vermeye başlamış. lik mesleğine adamış. Aynı yıl Ka- dıköy Halkevi'nde ilk konserlerini vermeye başlamış. "Halkevleri çok önemli kültür merkezleriydi. Kadıköy'dekinde Inönü'nün ar- mağanı Beckstein marka bir pi- yano vardı, onda Kempffbile çal- mıştı. Biilent Tarcan da aynı za- manda oranın orkestrasında ke- mancıydı. Böylece konservatu- vardaki arkadaşlığımız sürdü, birlikte düo yapmaya başladık. O tıbbiyede asistandı. 1944'te ev- lendik. Sonra kızımız Hülya doğ- du ve on beş yıllık evlilikten son- ra aynldık." Prof. Hülya Tarcan halen Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuva- n'nda öğretim üyesi. O da küçük yaşta piyanoya başlatılmış, Ştatzer ile çahşmış, Paris'te devam etmiş. Solistliğinin yanı sıra öğretim mes- leğine gönül vermiş. Müzlk genel kültürle zenglnleşlr Necla Hanım'la o günlerden bu- güne öğrencilerin niteliğini konu- şuyoruz. "Eskiden öğrenciler ya- rı zamanlıydı ama sağlanı lise kültürü olanlar her zaman belli olurdu. Biz çocuklann sınava gi- riş çıkışlarından hangi okuldan geidikierini anlardık: Robert Ko- lejli kendine güvenli olurdu. Al- man Liseli daha köşeli, disiplin- li; Damdösyonlular ise hep kırıl- gan bir havada. Bugün konserva- tuvar mezunlarının en biiyük ek- siği yeterince genel kiiltüre ve ya- bancı dile sahip olmayışları. Mü- zik evrensel bir dildir, dolayısıy- la genel kültürle zenginleşir. Ço- cukları odaya kapatıp yalnız çal- gısının başına oturtmak çok ha- talı. Her şeyi tadarak ve çalışma disiplini alarak gelişmeli." "Herkes çocuğunun harika ol- dugunu sanır. Hep derdim ki, ön- ce şu sınavı geçsin de öyle karar verelim. Veliye göre çocuk başa- rısız olursa mutlaka hoca kaba- hatlidir ya da kurum ilgisizdir! Eskiden dışarıya karşı bir aşağı- bk kompleksi vardı. Arrık o tör- pülendi. Bir an önce yurtdışına gönderilsin diye bir telaş yaşanır- dı. Oysa çocuk üstün yetenekliy- se zaten konservatuvarlarda sı- nıflar atlatılarak çabucak mezun edilir. Artık yurtiçinde de sağlam yetiştirme imkânı var. Gerçek ha- rika çocuk bir tek tdil Bıret'ti. Ötekiler, hepsi erken gelişmiş ço- cuklardı. Solist olacak çocuk dört beş yılda anlaşılır. Oysa bütün öğrenciler mezun olana dek so- list olacak gibi hazırlanıyorlar. Eşlikçi. orkestracı, oda müzikçi- si ya da öğretmen olması için hiç- bir çocuğa telkinde bulunamazsı- nız. Veliler de çocukları büyük hayaller peşinde sürükler. Ne ya- zık ki birçok hoca da ticari hesap- larla gençleri hayal dünyasında yüzdürüyor. Okul bitip piyasaya çıkınca gerçekler katı yüzünü gösteriyor." Ferdl ştatzer bir ekol oluşturdu "Ferdi Ştatzer bugün Türk pi- yanistlik tarihinde bir ekol yarat- mıştır. Onun çizgisiyle piyanoda bir 'Orta Avrupa' kimliğine sahip olduk. O zamanlar tstanbul'un ayrılmaz bir parçası olan ekalli- yet konservatuvarda da kozmo- polit bir ortam oluşturuyordu. Rum, Ermeni, Yahudi arkâdaşla- nmız vardı. Orneğin, Popi Miha- ilidis Yunanistan'da çok saygın bir hoca oldu." Ştatzer'in öğretisi- ni genç kuşaklara aktaranlardan he- men aklımıza gelenler: Mimar Si- nan'da (ayn dönemlerde) Ergican Saydam, Suna Erel, Hülya Tarcan; Istanbul Üniversitesi Konservatu- van'nda (önceden ÎBK) Verda Cn, Necla Tiner, Özen Veziroğlu, Me- ral Yapab, Tuvana Alton, Cana Gürmen; MıYAM'da Ayşegül Sa- rıca; Yıldız Üniversitesi'nde Ali Darmar... Ştatzer'in öğreniminden geçen diğerpiyanistlerse Pekineller, Me- ral Güneyman, Şahan Arzruni, Verda Erman, Arın Karamürsel, Mehveş Emeç, Gülseren Sadak, Elif Aran, vb. Ara sıra Necla Tiner hoca gibi ta- rihin canlı tanıklanyla konuşmalı- yız ki, bugün içinde yaşadığımız koşullan daha iyi değerlendirelim. evini@ boun.edu.tr AÇILIŞ 5 EYLÜUDE Ustalar Nardis'te buluşacak Kültür Servisi - Geçen yıl açılan ve kısa sürede caz dinle- nen yerler arasında yerini alma- yı başaran Nardis, yeni sezonu 5 Eylül'de Focan Hamond Trio'nun vereceği konserle açacak. Türk caz müzisyenleri- nin ağırlıklı olarak yer alacağı yeni sezonda aynca her ay yurt- dışından gelen pek çok ulusla- rarası müzisyen de ağırlanacak. Klasik müzik gecelerinin ilk konuğu 15 Eylül Pazartesi ge- cesi Mehmet Okonşar. 13 Ey- lül gecesi düzenlenecek 'Jazz Vocal Night' projesi farklı kit- lelere seslenecek. Aynı gece, trafik kazasında yaşamını yiti- ren sanatçı N'ükhet Aruca anı- lacak.16 Eylül 'de Timuçin Şahin, 19-20 Eylül tarihleri arasında ise Danny Lerman sahneye çıkacak. Eylül ayı boyunca European Jewish Night, Selim Benba Trio, Güray Aktalay Group, Kamil Erdem&Emre Karta- rı Trio, Şenova Ülker Quar- tet, Neşet Ruacan Trio, Cihan Terlan'ın yanı sıra Genco Aro Trio, Dynamic Guitar Trio, Hasan Kocamaz Quartet, Nükhet&Neşet Ruacan Qu- artet, Jelatin, Ayşe Tütüncü Piyano&Perküsyon Projesi ve Reyent BöIükbaşı&Sarp Maden Duo caz severlerle bu- luşacak. İranlı ünlü DJ ikilisi Deep Dish 20 yıl sonra Türkiye'de aileleriyle bir araya geldi 'Sınır tanımayan' DJ'ler • "Bizim başından beri belirgin bir müzik tarzımız yok, her türden müziği kapsayan ve sürekli değişen bir yapımız var. Kendimizi yinelemeyi sevmiyoruz. Her albümde değişik bir sound yakalamak istiyoruz." ÖZLEM ALTUNOK Ali Shirazinia ve Sharara Yaye- bi'den kurulu olan iranlı ikili Deep Dish geçen günlerde dördüncü kez Türkiye'deydi. Elektronik müziğin dünyadaki en iyi temsilcilerinden sa- yılan ikili için Istanbul partisinin en önemli yanıysa 20 yıldır görmedik- leri aileleriyle tstanbul'da buluşma- lanydı... - Daha önce tstanbul'a üç kez gelmiş bir ikili olarak, nasıl buldu- nuz konseri, İstanbul'u... Sonuçta burası da house müzik gibi sürek- li değişen bir kent... ALİ - Evet, burası da house mü- zik gibi çok değişmiş. Batılı anlam- da hızlı bir değişim ve ilgi var. Fark- lı olarak bu yıl Istanbul'un yanı sıra Çeşme'yi ve ailemizi de gördük. 'Her zaman bir adım öndeylz' - tran'la bağlantınız tamamen koptu sanınm... ALİ SHİRAZtNtA - Evet, 20 yıl- dır ilk defa tüm ailemizle Istanbul da bir araya geldik. Bu şekilde olması bizim istediğimiz birşey değildi, ama Iranb ikili Deep Dish geçen günlerde tstanbul ve Çeşme'de çaldılar. böyle oldu. Iran'da doğdum ve şu an- da da oraya gidemiyorum. - Bu kadar hızlı değişen bir mü- zik türünün içinde siz nasıl besle- niyorsunuz? SHtRAZtNİA - Uzun zamandır bu işle uğraşıyoruz. Yeni çıkan tüm plaklann hepsi piyasaya çıkmadan önce bizim elimize ulaşıyor. Bu sa- yede kendimizi yeni tutabiliyoruz. Aynca iki ayn plak şirketimiz var, bu yüzden yeni yetenekler de albüm yapmak için bize başvuruyor. Böyle- ce bütün piyasaya hâkim olabiliyor ve her zaman bir adım önde oluyo- ruz. - DJ'lik popüler ve gözde bir iş ama bir o kadar da DJ bolluğu var. Bu işin getişimine katkı anlamında yapılanlar yeterli mi sizce? SHÎRAZÎNİA - Çok fazla insan bir anda bu işin içine girdi, bunun en önemli nedeni teknolojinin sağladı- ğı kolaylıklar ve her türlü materyalin ucuz olması. Aslında bu durum bi- zim işimizi zorlaştınyor, ortalık ka- labalıklaşıyor, bir plak şırketıne git- tiğiniz zaman az sayıda kaliteli albü- mün yanında birçok kafa kanştıran albümle karşılaşıyorsunuz. Bir yan- dan da yeni ve genç isünlerin çıkma- sına ortam sağlayan koşullar oluşu- yor. Hem iyi, hem de kötü yanlan var. - Peki dinleyici bir albümün iyi olup olmadığını nasıl anlar, tek öl- çü zamana bırakmak mı? SHtRAZtNtA - Biz DJ'ler olarak bunu kolaylıkla anlayabiliyoruz ta- bii amaortalamabirdinleyicininan- lamaması çok normal. Çok iyi bir al- bümle yeni çıkmış kötü bir albümü ayırt etmek çok zor. Bu durumda her şey zamana ve eleştirilere kalıyor. - Bu kadar çok değişen akımın, türün içinde ayakta durmak, bir çizgi belirlemek zor mu? SHİRAZtNİA - Zaten başından beri belirgin bir müzik tarzımız yok, her türden müziği kapsayan ve sü- rekli değişen bir yapımız var. Kendi- mizi yinelemeyi sevmiyoruz. Her al- bümde değişik bir sound yakalamak istiyoruz. Bu anlamda bir değişim var. 'Sürprlz yapmayı sevlyoruz' - Müzik tarzınızın eskiye göre sertleştiği, bir de eskiden farklı isimlerle çalışırken artık daha se- çici olduğunuz söyleniyor... SHİRAZİNİA - Müzik tarzımızm sertleşmesinin nedeni, tanındıkça da- ha büyük yerlerde, daha geniş kitle- lere ulaşarak istediğimiz sesi çıkar- mamız. Daha rahatız, müziği aşağı çekmekdurumundakahnıyoruz. Se- çicilik konusunda ise farklı isimlerle çahşarak sürpriz yapmayı seviyoruz. - DJ'lik mi, yapımcılık mı daha çekici? SHtRAZtNİA - Birinin daha ağır- lıklı olması hoşumuza gitmiyor. Son zamanlarda DJ'lik ağır bastı ama, kı- sa bir süre ara verip stüdyoya döne- ceğiz ve kendı albümümüze hazırla- nacağız. Karganı Bağışla Oscar'ı Joe Roth düzenleyecek • LONDRA (BBC) - 29 Şubat 2004'te yapılacak olan Oscar ödülleri törenini, oldukça başanlı bağunsız bir film stüdyosunun yöneticisi, 'Anger Manegement' ve 'Black Hawk Dovvn' gibi ses getiren yapunlara imza atan yapımcı-yönetmen Joe Roth düzenleyecek. 'Revolutions Studios'un kurucusu olan Roth, Akademi Ödülleri'nin sinema endüstrisi için bir kutlama niteliği taşıdığını, böyle bir görevin kendisine verilmesinden onur duydugunu söyledi. 30 yıldır yapımcı olarak sinema dünyasının içinde yer alan Roth'un daha önce yöneticiliğini yaptığı stüdyolar arasında 'Twentieth Çentury Fox' ve 'Disney' de var. Söz yazarı Ed Tovvnsend öldü • LONDRA (BBC) - Marvin Gaye'in sesinden tüm dünyanın tanıdığı 'Let's Get It On'un da aralannda olduğu birçok ünlü parçanın söz yazan Ed Townsend, 74 yaşmda Galifornia'da öldü. 200'den fazla şarkı sözüne imza atan Tovvnsend'in birlikte çahştığı sanatçılar arasında Nat King Çole ve Etta James gibi başanlı isimler de yer alıyor. 'Let's Get It On'( 1973),'For Your Love', 'Finally Got Myself Together'(I'm A Çhanged Man), sanatçının listelerde ilk sıralara yükselmiş parçalanndan birkaçı. Kârlı savaş tabloları • MONROVYA (AFP) - 2 ay öncesine kadar yaşamını doğa resimleri yaparak kazanmaya çalışan Michael Mitchell, Liberya'nın başkentinde isyanlar çıkmasının ardından, bu çatışmalan anlatan yapıtlar resmederek sanatı için kârlı bir kapı bulmuş oldu. Liberya'nın güneyinde bulunan Buchanan kentinde oturan Mitchell, yapıtlannı gazetecilere satabilmek amacıyla 120 kilometre yol alarak Monrovya'da uluslararası medyanm bulunduğu Mamba Point Oteli'ne gelmiş ve çatışmayla ilgili resimlerini, ikisi 15 dolardan vermiş. 33 yaşındaki ressam, 'aslında savaş resimleri yapmaktan hoşlanmadığını ama hayatta kalabilmek için buna mecbur olduğunu' belirtiyor. Sait Faikm mektupları kitapteştı • Kültür Servisi - Sait Faik'in mektup ve kartpostallan Yapı Kredi Yayınlan tarafından kitaplaştınldı. 'Karganı Bağışla' adlı kitapta, 70 mektup ve 54 kartpostal, Sait Faik'in iç dünyasını yansıtıyor. Sevengül Sönmez'in yayına hazırladığı kitapta Sait Faik'in; Orhan Veli, Yaşar Nabi Nayır, Orhan Kemal, Naim Tirali, Tank Buğra ve Fazıl Hüsnü Dağlarca başta olmak üzere, birçok yazar dostuna ve yakınlanna yazdıklanyla, onlardan gelen mektup ve kartpostallar yer alıyor. Mektuplar, dönemin edebiyat ortamına ve Sait Faik'in aynntılan pek de bilinmeyen özel yaşamına ışık tutuyor. Beattes'n fotoğrafı saöşta • LONDRA (AA) - Efsanevi Beatles grubunun 1965'te çekilen bir fotoğrafı, internet kanahyla açık artırmada satıhyor. Açık artırmayı düzenleyenlere göre, dönemin ünlü fotoğrafçısı Macar Michael Peto tarafından 'Help' albümünün kayıtlan sırasmda çekilen fotoğrafin satışından elde edilecek gelir, Dundee Üniversitesi'ne bağışlanacak. Fotoğrafin 12 Haziran 1965'te çeküdiği ve aym gün Beatles üyelerinin, tngiltere Kraliçesi'nin kendilerine devlet nişanı takacağını öğrendikleri belirtiliyor. Dundee Üniversitesi'nde, Michael Peto'nun üvey oğlu tarafından geçen yıl bulunan fotoğraf, 1000 sterlinden açık artırmaya sunuldu. wvvw.ticrappeal.co.uk adresindeki sitede yapılan açık artırma 26 Eylül'de sona erecek. Kitap toplama kampanyası • Kültür Servisi - TNT Ekspres Türkiye çalışanlan bu yıl 4. kez düzenen 'TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor' kitap toplama kampanyası çerçevesinde 5 TIR kitabın tasnifi için seferber oldu. Tasnif işlemlerine TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan da katıldı. TNT Ekspres Türkiye'nin, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte düzenlediği kampanyaya Türkiye'nin dört bir yanından bini aşkın kişi kitap bağışında bulundu. Okul başına 2 bin kitabın düştüğü kampanya ile bu yıl yaklaşık 75 okul kitaba kavuşacak. Kitap bağışı eylül ayına kadar sürecek. BUGUN • BEYOĞLU SİNEMASI'nda 'Alim Şerif Onaran Anısına' kapsamında 12.15, 14.30, 16.45, 19.00 ve 21.15'de 'Trainspoitting'. (0 212 251 32 40)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle