Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA
SAGLIK
Diş sağlığı hizmetlerinin Avrupa'ya göre ucuz olması, yabancı hastalan cezbediyor
DişiağnyanTürkiye'yeHastanede 'bebekler
satriıyor' iddiası
• DENtZÜ (AA) - Denizli II Sağlık
Müdür Vekili Dr. Şalı Özcan, bir
özel hastanede, "gayri mesru
ilişkilerden doğan çocuklann para
karşılığı ailelere satıldıgı"
iddialanyla ilgili soruşturma
başlatacaklannı bildirdi. Özcan,
yerel gazetede Özel Sağlık
Hastanesi'ndeyaşandıgı ileri süriilen
ve "Skandal" başlığıyla verilen
haberle ilgili olarak şunJan söyledi:
"îddialararaştınlacak. Bunun
sonucunda suç oluşturan unsurlara
rastlanırsa, adli makamlara suç
duyurusunda bulunulur. Ancak biz,
ne hâkim ne de savcıyız. Bundan
sonrası adli makamlann îşidir "
Prol. Minarecrtfen
'bürokrasi' yakınması
• İSTANBUL (AA) - tstanbul Tıp
Fakültesi Nöroradyoloji Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Özenç
Minareci, beyin kanaması geçirmiş
ve acil müdahale edilmesi gereken
bazı hastalann tedavisi için gerekli
bürokratık prosedurün uzun zaman
almasından yakınarak, "Anevrizma
nedeniyle reçete yazdığım ve 3 ay
sonra 'malzemelerimi temın ettim'
diye gelen hasta da var, hiç
gelemeyen de..." dedi.
Eğitim-Sen'den
hastane protestosu
• tstanbul Haber Servisi- Eğibm,
Bilim, Kültür Emekçileri Sendikası
(Eğitim-Sen) tstanbul 2 No'lu Şube
üyeleri. Üsküdar'da bulunan
Validebağ Öğretmenler
Hastanesi'nin ellerinden alınması
girişimlerini protesto etmek
amacıyla eylem yaptı. Hastane
bahçesinde toplanan sendika üyeleri
adına açıklama yapan şube yönetım
kurulu üyesi Rıza Zeyrek,
Türkiye'nin tek öğretmen
hastanesinin kaynak sağlama
gerekçesiyle gözden
çıkanldığıru belirtti.
Çocuklar ilaçtan'
zehiıHenyor
• BOLU (AA) - Çocuklarda
zehirlenmenin en çok 2-3 yaş
arasında ve erkeklerde göriildügü, en
fazla da ateş düşürücülerin
zehirlediği bildirildi. tzzet Baysal
Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi
Başhekim Yardımcısı Çocuk Sağlığı
ve Hastalıklan Uzmanı Dr. Ahmet
Gökalp, "Çocuklar en fazla
paracetamol içeren ateş düşürücü
ilaçlardan zehirleniyorlar. Bunun
nedeni, bu ateş düşürücülerin
kullanım sıklığı ve kullanıldıktan
sonra çocuğun erişebileceği yerlerde
bulundurulması" dedi.
Sıcaklarm faturası
müdüre çiktı
• Dış Haberier Servisi - Fransa
Sağlık BakanJjğı Genel Müdürü
Lucien Abenhaim, aşın sıcaklar
yüzünden binlerce kişinin ölmesine
bağh olarak kendisine yöneltilen •
eleştirilerin ardından görevinden
istifa etti. "Görevi ihmal"
suçlamalannı haksız buldugunu
belirten Abenhaim, felaketin gerçek
sonuçlannın ortaya çıkmasının
ancak bağımsız bir araştırma
sonunda mümkün
olabileceğini söyledi.
Aizheimerlı
sayısı artacak
• Çeviri Servisi - Insanlık, uzun
yaşamanın yollannı ararken 80'li,
9O'lı yaşlara gelmenin olumsuz yaru
olduğunu savunanlar da var. ABD'de
sağhklı yaşlanma üzerine çalışan
Rush Enstitüsü'nden bilim adamian
önümüzdeki 50 yıl içinde, ülkedeki
Alzheimer hastalanrun sayısının üç
katına çıkacağını iddia ediyor. Buna
göre ülkede 50 yıl sonra 16 milyon
Alzheimer hastası olacak. BBC'nin
internetteki sitesindeki habere göre.
tngiliz bilim adamian kendi
ülkelerindeki arhşın yüzde 150
olacağını tahmın ediyor.
WecHs'te43
hekim çafcşıyor
• AıNKARA (AA) - TBMM
kampusu içinde bulunan eski ve yeni
milletvekilleri ile ailelerine hizmet
veren "TBMMBaştabipliği"nde,
43'ü hekim 115 personel görev
yapıyor. TBMM Başkanı Bülent
Annç, AKP Trabzon Milletvekili
Cevdet Erdöl'ün yazılı soru
önergesini yanıtladı. Buna göre,
TBMM'de dördü geçici görevli, ikisi
sözleşmeli 16uzmanhekim, 12
pratisyen hekim ile biri geçici
görevli, üçü memur kadrosunda 15
diş hekimi görev yapıyor
NECDETÇALIŞKAN
Diş hekimliği ile ilgili hızmetlerin
büyük bir bölümünün özel muayene-
hanelerde verildiği Türkiye'de, halk
gerek alışkanlıklar gerekse de maddi
güçlükler nedeniyle ağız ve diş sağlı-
ğını yeterince önemsemese de Türki-
ye'deki diş hekimliği hizmetlerine ya-
bancılann taiebi gittikçe artıyor.
Türkiye'de normal bir diş hekimi
muayenesi 25 milyon liradan başlar-
ken, dolguda ve diş çekiminde en dü-
şük fiyat 50 milyon lira civannda. Diş
sağlığımn en ciddi ve en pahalı alanı
olan protezde ise asgan maliyet 500
mih/ona çıksa da, bu rakam Avrupa Bir-
liği ülkelennin üçte birinden daha dü-
şük bir seviyede bulunuyor.
Türkiye daha ucuz
Avrupa'yla karşılaştınldığında diş
sağlığı hizmeti ücretlerinın düşük ol-
ması, özellikle yurtdışında yaşayan
• Sağlık turizmi konusunda
Türkiye'de ortalama bir diş
hekimliği hizmetinin Avrupa
ülkelerine oranJa yüzde 25
ile 30 arasında ucuz
olduğunu belirten Türkiye
Diş Hekimleri Birliği
Başkanı Yıldınm, 2001
krizinden sonra diş hekimliği
hizmetlerinde hiç zam
yapılmadığına dikkat çekti.
Türk vatandaşlan başta olmak üze-
re yabancı turistlerin tedavilerini
yapmak için Türkiye'yi tercih et-
tnesine yol açıyor.
Meslek odalan ile diğer ilgili ku-
rumlar, diş hekimliğinde yabancı-
lann ciroya katkısına ilişkin istaris-
tiki bilgi veremese de Türkiye'ye il-
ginin hızla arttığına dikkat çekiliyor.
Sağlık turizmi konusunda, Tür-
kiye'de ortalama bir diş hekimliği
hizmetinin Avrupa ülkelerine oran-
la yüzde 25 ile 30 arasında ucuz ol-
duğunu belirten Türkiye Diş He-
kimleri Birliği Başkanı Celal Kor-
kut Yüdınm, "Ücretlerin düşük ol-
ması vurtdışmdan tatiUni geçirmek
için gelen gurbetçüeri, sağlık sorun-
lannı burada gidermesi yolunu seç-
meye yönlendirijor" dedi.
Türkiye'de 2001 krizinden sonra
diş hekimliği hizmetlerinde hemen
hemen hiç zam yapılmadığına dik-
kat çeken Yıldınm, AB'ye üye ül-
kelerde devletin sağlık alanındaki
desteğinin giderek azalmasırun özel-
likle protez için Türkiye'ye olan ta-
lebi arttırdığının altını çiziyor.
'Yasal boşluklar giderilmeir
"Sağhk turizmi" olarak adlandı-
nlan söz konusu sürecin dikkatli bir
şekilde ele alınması gerektiğine de-
ğinen Istanbul Diş Hekimleri Oda-
sı Genel Sekreteri AB Güriek ise
yurtdışmdan Türkiye'ye veya Tür-
kiye'den yurtdışına gerçekleştirilen
hasta transferleri konusundaki ya-
sal boşluklann giderilmesi gerekli-
liğini işaret ediyor.
Otel müşterilerien çokbitki banvolan, maskelerve çeşrtü masajlan talepediyor.
'Sağlık turizmi'ni tercih eden oteller, müşteri sıkıntısı çekmiyor
Keyifve saghk bir arada
GURSUKUNT
ANTALYÂ - Alternatif tunzm se-
çenekleri arasında yer alan sağlık tu-
rizmi giderek daha çok tesis tarann-
dan tercih ediliyor. Özellikle \iicudu
bedensel ve ruhsal açıdan güçlendir-
diği belirlenen deniz suyu ve çeşitli
masajlar, tesisleri bu alanda uzman-
laşmaya doğru yönlendiriyor. Sağlık
turizmini ön plana çıkaran otellerden
biri olan Antalya'daki IC Green Pa-
lace ise birbirinden farklı özellikler
taşıyan masaj yöntemleri ve hamam-
larla hizmet veriyor.
Otel Sağlık \e Güzellik Merkezi
yöneticisi Üker Baybay, sağlık turiz-
mine yönelik uygulamalannın başın-
da Türk hamamlannın geldiğini be-
lirterek, "Bin yıü aşkın süredir uygu-
lanan Türk hamamımn bağışıkhk sis-
temini güçlendirdiği übben kanıüan-
<h" dedi. Hamamda uygulanan kese-
nin vücutta binken zehirli maddele-
rin atılmasını, kan dolaşımının dü-
zenlenmesini, derideki siyah nokta
ve lekelerin yok edilmesini sağladı-
ğına, deriyi yumuşahp kalıcı bir bronz-
luğa da yardımcı olduğuna dikkat çe-
ken Baybay, otelde uygulanan sağlık
ve güzelliğe yönelik diğer sistemle-
ri ise şöyle sıraladı:
Anti stres masaji: vücudun
enerji akışının düzenlenmesini sağla-
• Alternatif turizm
seçenekleri arasında yerini
sağlamlaştıran 'sağlık turizmi'
giderek daha fazla tesis
tarafından tercih edilirken,
müşteriler de otel yöneticileri
de hayatlanndan memnun.
yan, soft bir masaj.
Aromaterapi masaji: Bitki-
lerin kök, çiçek ve yaprak bölümlerin-
den elde edilen safve uçucu yağlarla
yapılıyor. Bu masaj, kan dolaşımı ve
organizmayı rahatlatıp dış etkenlere
karşı cildin direncini arthnyor.
YÜZ masajlrYüzdekı kınşıklık-
lan açmak için uygulanıyor.
Anti selülft masaji: vücutta
selülite yol açan lokal ödem ve tok-
sinlerin atıhnasını, dolaşım sistemi-
nin düzenlenmesini sağlıyor.
BKM banyolan: Papatya, lavan-
ta, kekik gibi bıtkılerle yapılan ban-
yo, sinir sistemi üzerinde aktif etki-
İer yarahyor, antiseptik özellikler ta-
şıyor ve stresi azaltıyor.
Balİ Masajl: Balı yağı ile kanş-
tınlrmş üzüm, gül, yasemin ve ylag
esanslanyla yapüıyor. Strestenkurtul-
mak ve kaslan gevşetmek için tercih
ediliyor.
Mavl deniz tuzuayinl: özel
bir Uzakdoğu yöntemi. Vücuda do-
ğal deniz suyundan çıkanlan tuzun sü-
riilmesiyle başhvor.
Celenekseİ Roma Masaji:
Eski Roma kral ve kraliçelerinin kul-
landığı doğal cilt bakım seramonisi.
Stres ve dış etkilerden yıpranan cil-
din, bal ve süt kanşımıyla yapılan
masaj sayesinde yenilenmesini sağ-
lıyor.
ENİARAŞTIRMA
Ağn kesiciy
Parkinson
riskini
azalttyor
CfflCAGO (AA) - ABD'de
Han-ard Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nde yapılan kapsamlı
bir araştırmada, reçetesiz sahlan
ağn kesicilerin Parkinson
hastalığı riskini azaltabildiği
saptandı. Haftada en az iki kez
iboprofen veya naproxen olarak
bilinen ağn kesicileri alanlarda,
bu ilaçlan kullanmayanlara
oranla, Parkinson hastalığı
riskinin yüzde 45 inebildiği
gözlendi. Uzmanlar yine de risk
grubuna ağn kesicileri sahk
verebilmek için erken olduğunu
belirtti. 142 bin 902 sağlık
çahşanı üzerinde yapılan
araştırmada, deneklerin son 10
yıllık sağlık durumlan,
nonsteroidal (NSAIDS) olarak
bilinen ilaçlan kullanma
alışkanlıklan araştınldı. 30-75
yaşlan arasındaki denekler,
ibuprofen, indomethacın,
naproxen, diflunisal ve aspirin
kullanıp kullanmadıklannı ya
da hangı aralıklarla
kullandıklannı bildirdiler.
Aspirin de etidli
Araştırma sonunda, haftada iki
kez NSAIDS ilaçlan kullanan
deneklerde Parkinson hastalığı
oluşma riskinin, yüzde 45 daha
az olduğu belirlendi. Haftada
iki veya daha fazla aspirin
kullanan deneklerde de
Parkinson riskinin inebildiği
gözlendi. Aratırmayı yapan
doktorlardan Honglei Chen,
ağn kesicilerin Parkinson
hastalığında görülen sinir
hücreleri dejenarasyonu
üzerinde etkili olduğunu
düşünüyor. Araştırmacılar,
NSAIDS ılaçlann aynı
zamanda mide ve bağırsakta
kanamaya yol açarak bazı diğer
sorunlar doğurabildiğine de
dikkat çekti. Uzmanlar,
sonucun Parkinson risk grubu
için büyük bir umut olduğuna
değindi. Araştırmayla ilgili
rapor, Archi\es of Neurology
adlı dergide yayımlandı.
Sanal anjiyografi tekniğiyle, damarlann durumu zahmetsizce görüntülenebiliyor
Kalbinize şöyle bir bakalım mı?Dr.MEHMETERTLfRK
Beni aradıklannda sorun çözülmüş-
tü aslında. Bir şirkette orta düzey yö-
nerıci olarak çalışan arkadaşımMurat,
efortestinı tamamlayamamış, fenalaş-
mış ve acil olarak anjiyografiye alın-
mıştı. Beni arayan eşiydi ve Murat'ın
daralmış kalp damanna "stent" yerleş-
tirildiğini haberveriyordu. Doktoriar isa-
betli birkarar\ermişlerdi. Testın yapıl-
dığı merkezın tam donanımlı olması
da büyük bir şansh elbette..
O an aklıma iki-üç ay önceki konuş-
mamız geldı. Murat bana koroner ar-
ter hastalığının tam olarak ne anlama
geldiğini sormuştu. Ben de basitçe kal-
bi besleyen damarlann tıkanması ne-
denı ile İcalp kasının oksijensiz kalma-
sı durumu olduğunu söylemiştim. Ai-
lesinde kalp hastalığı olanlann,
kanında lipit düzeyi yüksek
bulunanlann, sigara içenle-
rin, yüksek tansiyon hasta-
lannın ve aşın alkol tüke-
tenlerinriskalrında olduk-
lannı da eklemiştim. As- /
lında listeyi daha da uza- /
tabilirdim. Ama bu bile /
Murat'a yetmiş ve biraz ^
düsündükten sonra "Buişm
bir fılnıi falan yok rau?" demişti. Tam
anJatmaya baslayacakken araya birile-
ri girmiş konu dağılmıştı.
Kalp damarlannın ne durumda ol-
duğunun önceden tespit edilip edile-
meyeceğinin birkaç yıl öncesine kadar
tek yolu anjiyografi idi. Yani bacağı-
nızdan ya da kolunuzdan bir atardama-
ra iğne ile girilmesi, sonra o iğne üze-
rinden kateter adh ince hor-
tumlar ile kalbinize ulaşıl-
arak damarlann ilaçh fılm-
lerinin çekilmesi. Günü-
müzde ise durum biraz
daha değışik Geçen ya-
zımda bahsettiğim mul-
tislice BT (çokdılimli bıl-
gisayarlı tomografı) kal-
bin "sanal anjiyografisi-
ni" çekebilen bir tekno-
lojiye sahip. Multislice BT ile gerçek-
leştirilen sanal anjiyografide sıfir risk
ile kalp damarlannız görüntüleniyor.
Siz sadece yatıyorsunuz ve alet kal-
binizin fılmini çekiyor. Herhangi bir
sorun yoksa 10-15 dakıka ıçerisinde gi-
yinip dışan çıkmış oluyorsunuz. Birso-
run tespit edildiğinde ise tetkik için
değil tedavi için anjiyografi oluyorsu-
nuz. Murat'ın sanal koroner anjiyogra-
fısini çekmiş olsaydık, damanndaki tı-
kanıklığı görecek ve onu gerçek anji-
yografiye sakince yönlendirebüecektık.
îşlem şu anda biraz pahalı. Bunun ne-
deni de multislice BT'lerin ileri tekno-
loji ürünü cihazlar olması. Ama işle-
tım giderleri çok düşük. Bir kez kurul-
duktan sonra binlerce kişiyi tarayabi-
lecek potansiyelleri var. Multislice
BT'ler Türkiye'de hastaneleregirme-
ye başladılar artık. Dediğim gibi bun-
larpahalı cihazlar ama emin olun yurt-
dışından aldığunız doğalgazdan daha
pahalı değiller. Çözüm aslında hep ay-
nı: Kaynaklann akılcı ve planlı kulla-
nılması. Konu insan sağlığı olduğun-
da bunun önemı çok daha artıyor.
mehjneterturk@superonline.coin
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Gerginlik Politikaları
YaJnız Türkiye'nin derdi değil, Almanlar da Irak'tan
yana dertli. Avrupa Birliği'nin büyükleri "nasıl et-
sek de şu Iraktaki paylaşımın dışında kalma-
sak, oradaki 'hakkımızı hukukumuzu' yeniden
elimize afsak" derdindeler. Alman halkı ise tıpkı
bizim gibi "Irak bataklığına askerierimiz gitsin
mi, gttmesin mi?" sıkıntısında. Başbakan Gerhard
Schröder'in "Hiçbir şekilde Irak'a asker git-
meyecek" lafı çok inandıncı gelmıyorolmalı ki, tar-
tışma TV kanallarından, gazete, dergi sayfalann-
dan inmiyor.
Yapılan son araştırmalara göre Almanlann yüz-
de 32'si Irak'aaskergönderilmesine kesinlikle kar-
şı. NFO Infratest'in, DerSpiegel için yaptığı araş-
tırmada, Almanlann yüzde 41 'i Birieşmiş Milletler'in
karar alması koşuluyla asker gönderilmesinden
yana görünüyor. Yüzde 11, NATO şemsiyesi ve ka-
rarını şart koşuyor. Yüzde 12 ise bizdeki "arnan
fırsatı kaçırmayalım, 1 Mart'ta birhaKettik, bir
daha etmeyelim" takımındandır.
• • •
Türkiye 1 Mart'ta savaşa katılmayı ve ortak ol-
mayı reddetti. Iktidar, ABD'ye sınırlı bir destek ver-
mekle yetinmek zorunda kaldı. Sonuç Türkiye'de-
ki Amerikan muhiplerini, çıkarlannı bu savaşa bağ-
layan sermaye çevrelerini ve mütareke basını ka-
lemşorlarını rahatsız etti, kızdırdı. Daha sonraki
dönemde de sıkılmadılar, memleket zararına, halk
aleyhine tezlerini yüksek entelektüel fikirlermiş gi-
bi sunmayadevam ettiler. "Büyük birfırsatın ka-
çınldığını" neredeyse göz yaşları içinde söyleyip
durdular. TV kanallannda savaş çığırtkanlığı yapan-
lar, o günlerde mide bulantılarımızın başlıca nede-
niydiler.
Utanmadılar.
Şimdi bir kere daha işbaşındalar. ABD'de, Pen-
tagon'da, Neocon çevrelerinde hazırlanmış çerçe-
venin bir milim bile dışına çıkmadan yeniden de-
niyorlar.
Kabul edecek miyiz?
Gerginliğin bir unsuru olmayı içimize sindirecek,
bataklığa girecek, Irak halkıyla çatışacak mıyız?
Işgal edilmiş ülkede ortalığı yeterince kanştırdık-
tan sonra, oradaki egemenliğini değil, ama nam-
lunun önündeki yerini terk etmek isteyen küresel
jandarmaya siper olmak için Irak'a asker gönde-
recek miyiz?
•••
Herkes biliyor, ABD yaşadığımız yılların küresel
egemenidir. Daha uzun bir süre de onun hegemon-
yası sürecek gibidir. ABD hegemonyasının deva-
mı, Baskın Oran hocanın dediği gibi, "dünyada-
ki gerginliği kendisine ihtiyaç duyulacak düzey-
de tutmayı başarmasına" bağlıdır. Bunun için
yeni "tehlikeler", yeni "tehditler" icat etmek ge-
rekir. Hesap böyledir. Bu hesabın tutmama ihtima-
li var mı? Hesap başka türlü sonuçlanabilir, çarp-
ma, bölme, toplama işlemleri, "cebir"in çokbilin-
meyenli denklemlerine dönüşebilir.
Peki, yanlış hesap Bağdat'tan dönmez mi?
Dönebilir. Bunun için yeni dengelerde kendile-
rine etkinyerier arayan devletlerin, kendilerine gö-
rev biçilen irili ufaklı ülkelerin, bu kargaşa içinde
bin yıllık rüyalann peşine düşenlerin, hepsinin etek-
lerindeki taşları dökmeleri gerekir.
Taşlar döküldüğünde, teraziler tartmaya başladı-
ğında, akıllar fikirlerle buluştuğunda, gerginlikler
dünyasının kimin işine yaradığı belki anlaşılabilir.
Anlaşılması gereken gerçek, ABD tarafından kapa-
ğıaçılmışolan Pandora'nın kutusundan, kargaşa ve
gerginliğin fışkırdığı ve ABD'nin bu gerginliği sürek-
\i kılmak için elinden geleni yapacağıdır.
Kutunun kapağını kim kapatacak?
• • •
Kutunun kapağını, gerginlikleri dışandan içeri-
ye çevirebilenier kapatabilirfer. Yalnızca dış dün-
yanın sunduğu çerçeveyle, göstergelerie doğru
olanı anlamak mümkün olmaz. Içeriyi, içeriye ge-
rekli olanı, onun olanaklannı, zoriuklarını vezorun-
luluklarını unutan, dışanya teslim olmaktan başka
çare bulamaz.
Içeride hesaplaşmayı beceremeyen politikala-
nn, dışandaki gerginliğin, kaosun peşinden sürük-
leneceği, halkın, ülkenin değil, hegemonun işine
yarayacağı kesindir.
O politikalann "ulusal" zannedilmesi ise kara mi-
zahtan başka bir şey olmayacaktır.
e-posta:guray.oz a cumhuriyet.com.tr
Yüzme, bel ağrılarını azaltıyor
Anne adayları
sudan çıkmasın
VURALAHI
Hamilelik dönemlerin-
de anne adayının en çok
şikâyetlerden birini oluş-
turan bel ağnlannın ilaç-
larla giderilmesi sakınca-
lı. Bu nedenle hamileliği
rahat geçirmenin bir yo-
lu da yüzme egzersizleri
oluyor.
Hacettepe Üni\ersite-
si Tıp Fak. Ögretim Üye-
si Doç. Dr. Ahmet Ala-
im; hamilelikte bel ağn-
sının, artan \ıicut ağırlı-
ğı ve \1icudun ön tarafı-
na düşen aşın yük ile çık-
tığına işaret ederek en iyi
çözümün yüzmek oldu-
ğunu söylüyor. Alanay,
şu önerilerde bulunuyor:
"Uygun egzersiz prog-
ramlannı doktorunuz
denetiminde \Bprn. l y-
gun karm ve sırtkasla-
nnı güçlendirecek eg-
zersizleri ve
bunlan
hangi sık-
hklauygu- x
,
lamanızge- \
rektiğjni öğre-
nin. Aşın stre-
siortadankakür-
mak için en ideali vüz-
mektir. Bireş>anın kakn-
rdmasmda dikkat edece-
ğiniz nokta da bir diziniz
üzerine, diğer ayak yere
düzbasacak biçinıde, be-
Bnizi bükmeden çökün.
Cismiviicudunuzayakm
tutun ve beünizt dep, ba-
caklannıza \ ük vererek
kaldınn." Araştırmalar
bozukbeslenmenin, siga-
ra kullanımının, şişman-
lık ve psikolojik etmenle-
rin de bel ağnlan üzerin-
de olumsuz etkiler yarat-
tığı gerçeği-
ni ortaya
koyuyor.