24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞU\RI TURHAN SELÇUK 4-ÎTTİ.. YAİII 6-Alî Mf-HMtT^îĞı'M VM Î3ÎR. ^ ı T £i>ÎİEsl i^cl MEZA.fc.INWv VAT Dünyada az sayıdaki sağlık merkezlerinden olan antik kent, sahip çıkılmazsa sulara gömülecek Allianoi içinbir sesverin...ŞtVASİDAMŞOĞLU Bölge köylüsü 50 yıl su kullanacak diye ata mirası ve doğal denge yok edı- lir mi? Edildiğini Zeugma ve Hasan- keyf gibi örneklerden biliyoruz. Ga- zetelerde, dergilerde okuyonız, kızı- yoruz. Ama insanın içinin gerçekten isyan duygulanyla kavrulması ıçin galiba gidip görmek gerekiyor. Bu kez sulara gömülme sırası Allianoi'de. Bu benzersiz mirasın yok olacağını dü- şündükçe basan hüzün, yok oluş öy- küsünün aynntılannı öğrendikçe öf- keye ve isyana dönüşüyor. Allianoi, dünyada az sayıda bulu- nan sağlık merkezlerinden, yani ask- lepieion'lardanbiri. Bergama'nın 18 km. kuzeydoğusunda şimdiki adıyla Paşa ılıcası denen yerde. Allianoi, Bergama'daki sağlık mer- kezinin tamamlayıcı bir unsuru duru- munda. Çünkü burada hidroterapi, yani su ile tedavi yapılıyormuş za- manında. Bu merkezdeki çok sayıda ılıca havuzundan iki tanesi halen kul- lanılabilir durumda. 47-48 derecelik kaynak suyu, bulunan adaklara bakı- lırsa romatizmaya ve cilt hastalıkla- nna iyi geliyor. Hastalariyileşince, iyi- leşen uzuvlannı simgeleyen heykel- cikleri Sağlık Tannsı Asklepios'a adak olarak sunarmış. Kovlüler baraj Istevince Allianoi 'deki kazılarda çok sayıda bacak ve ayak heykelcikleri bulunma- sı, kaynak suyunun romatizmaya iyi geldiğini ortaya koyuyor. Hidrotera- pide hasta önce bir süre soğuklukta, sonra ılık bölümde tutuluyor, son ola- rak da sıcak havuzlara gönderiliyor. Daha sonra aynı sıra ve sürede geri dönüyor. Allianoi'de yalnızca hidroterapi uy- gulanmıyor. Bulunan ilaç kanşımla- nnın hazırlandığı ezme paletleri ve gü- nümüzdekilerle büyük benzerlik ta- şıyan bronz tıp aletleri, buranın geliş- miş bir sağlık merkezi olduğunu ka- nıtlıyor. Zaten geniş caddeleri, dük- kânlan, seramik ve cam finnlan, şa- pelleri, tapınaklan ve konutlan, Al- lianoi'nin önemli bir merkez oldu- ğunu yeterince ortaya koyuyor. Peki neden sular altında kalmak zo- runda Allianoi? Bunun yanıtı o kadar tanıdıkki. Köylüler baraj istiyor. 'Pe- ki' deniyor ve Yortanlı Barajı'nın ya- püması kararlaştınlıyor. Sonra yeni ri- calar geliyor. Barajın yeri Paşaköy tarafina alınıyor. Barajın yer değiştirmesi, Allianoi'yi de içine alan büyük bir bölgenin su- lar altında kalması anlamına geliyor. Zavalh Allianoi zaten daha önce de devletin sillesini ufak çapta yemiş. Izmir tarafina gidecek tanklar tarihi Roma köprüsünden geçemeyeceği için yeni bir karayolu yapılmış. Yol, tahmin edeceğiniz gibi Allianoi'yi bölüyor. ama Allah'tan tam ortasın- dan değil. Arkeolofl desteflil DSt de kil aramak için antik çeş- menin hemen önüne kepçelerle dal- mış, ama yine Allah'tan bulamamış. Bulsaymış şimdi herhalde Allianoi'nin yerinde yeller esecekmiş. Söyleyen- lerin yalancısıyım. Fazla günahını da almayalım, DSÎ'nin artık barajda faz- la ısrarcı olmadığı söyleniyor. însanı en çok üzen de baraj a bazı arkeologlann destek vermesi. Bazı- lannın Allianoi" nin o kadar da önem- li olmadığını savunduğu söyleniyor. Bazılan da "Bırakatan baraj yapüsın. 50yıl sonunda baraj gölü dolacak,ba- raj kuOanılmaz hale gelecek. O za- man yeniden kazanz" diyormuş. Gü- Yöredeki köylülerin isteği özerine yapunına başianan Yortanh Barajı'nm sulan altmda kalacak olan Allianoi. tıpkı Fırüna Deresi, Zeugma ve Hasankeyf gibi hepimizin yardımını bekliyor. Kurtarma kazıları sürüyor Bir untudun peşinde Allianoi baraj sulan alhnda kalmadan önce kurtarabildiğini kurtarmaya çahşan ekibin başında Yortanlı Barajı Kurtarma Kazısı Heyet Başkanı Dr. Ahmet Yaraş geliyor. Yaraş, tstanbul'da tanhi yanmadayı kurtarmak gibi "sakmcah" işlere girişince Bergama Müze Müdürlüğü ile B taltiP edilmiş. Burada da rahat durmayıp Allianoi'yi kurtarmak için ortaya atılmış. Şu anda Trakya Üniversitesi'nde görevli. Ama gönlü Allianoi'yi terk etmeye el vermemiş. Burayı ne kadar sevdiği, minik kızına Allianoi'den geçen çayın adını vermesinden bellı: tiya. Yaraş ve ekibi, Allianoi'de zamana ve baraj yanlılanna karşı hummalı bir mücadele veriyor. Peki kalıntılar ortaya çıkacak da ne olacak, hepsi sular altında kalmayacak mı? Bir umut var yine de. Yortanlı Barajı projesine dosyası kapanmasın diye yalnızca 1 milyon TL ödenek aynlmış deniyor. Bu da hükümetin konu üzerinde düşünmeye karar verdıği şeklinde yorumlanıyor. Aynca burada sıcak su kaynağı oİmasının nedenı fay hattının tam üzerinde olması. Barajın bir depremde yılalmayacağını kim söyleyebilir? Yıkılmaz diyenler, Allianoi'nin depremde yıkılan diğer Roma köprüsünün kalıntılanna baksın. Belki Arikara'dakiler bunu da dikkate almak gerektiğini düşünmeye başlamıştır. lünüp geçilecek sözler değil mi? Ama gülünecek durum değil ne yazık ki. Turlzm merkezi olablllr Işin sevindirici yani ise Allianoi'yi kurtarmak isteyen bir avuç insanın artık yalruz olmaması. Çok önemli birmiras olması biryana, Allianoi'nin önemli bir turizm merkezi olabilece- ği de açık. Bergama'ya çok turist geliyor, ama kimse kalmıyor. Günübirlik turlar, ilçeye büyük paralar bırakmıyor. Al- lianoi'nin kurtanlmasmm bölgeye kalıcı turist getireceğini gören Ber- gama Ticaret Odası da bu nedenle kur- tarma çalışmalanna destek veriyor. Şu anda işler bir iki idealist insanın gerçekten de insanüsfü çabalan ve PhiBp Morris/Sabanaşirketinin yar- dımlanyla yürüyor. Görünen o ki bölge halkı, altına di- renen Bergamalılar gibi Allianoi'ye sahip çıkarsa, duyarlı insanlar da on- lara katılırsa baraj projesi askıya alı- nabilecek. Belki de mühendıs yöneticilerimi- zin Anadolu'da tarla açmak için göl- leri kurutarak doğal dengeyi altüst et- tiği ya da biraz tarla sulansın, biraz elektrik gelsin diye ömrü yalnızca 50 yıllık barajlar yaptığı dönem ge- ride kalacak. Allianoi, tıpkı Fırtına Deresi, Zeugma ve Hasankeyf gibi hepimizin yardımını bekliyor. BakanlarKurulu kararıylayapılan kazıların başkanhğını, 38yerdeyabancılaryapıyor Arkeolojik kazı mevsimi açüdıEBRUERDOGAN Türkiye'de mevsimin başlamasıy- la birlikte, arkeolojik kazılar hız ka- zandı. Bu yıl izinlerin ve harcırahla- nn geç verilmesi nedeniyle geç baş- ianan kazılar, 95 bölgede devam edi- yor. Kazılann 38'inin başkanhğını ise yabancı arkeologlar yürütüyor. Dünya kültür varlıklannın merke- zi Istanbul'da ise arkeolojik kazı ya- pılmazken Büyükşehir Belediyesi ta- rafindan delinen sokaklarla tarih tah- rip ediliyor.Türkiye Arkeolojik Yer- leşmeleri (TAY) Projesi Koordina- törü Oğuz Tanındı, Türkiye'deki ta- rihi bölgelerin tahribata uğradığmı belirterek bu tahribahn yalnız halk ta- rafindan değil, belediyeler tarafin- dan da yapıldığına dikkat çekti. Tahribatm önünün kesilmesinde yapılacak tek şeyin, bilgilendirme olduğuna değinen Tanındı, şunlan söyledi: "Baa kesimler bilgilendirmenin hata olduğunu söylüyor. Buna neden olarakda bflgflenme sonucuhaflanyö- reye olan ilgisinin artmasını ve bu- nun da tahriban getirmesini gösteri- yor. Ben buna kaühnjyonım. Bflgrvi paylaşnıak çokönemli. Saklamak çö- züm değiL aksine payiaşarak tarihi eserlerin önenûni ortaya koyabüiriz." TAY Projesi kapsammda, şu an- da Karadeniz Bölgesi'nde çalışma- kınhkla karşılamakla birlikte,Türki- ye'deki en yerleşmiş kurumun bunu yapması, bizi umutlandırd]" dedi. İzln ve harcırahlar geclktl Bu sene izinlerin ve harcırahlann geç verilmesinin, arkeologlann, ka- zılara başlamasını geciktirdiğini be- • Bu yıl izin ve harcırahlann geç verilmesi nedeniyle geç başlayan arkeolojik kazılar hız kazandı. 95 bölgede kazılar devam ederken, Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi Koordinatörü Oğuz Tanmdı, Türkiye'deki tarihi bölgelerin hem halk hem de belediyeler tarafından tahrip edildiğini söyledi. lannın sürdüğünü, amaçlannın ise tüm Türkıye'nin envanterini çıkarmak olduğunu ifade eden Tanındı, Eski- şehir araştırmalan sırasında jandar- manın da bölgenin kültür varhkla- nyla ilgilendiğini öğrendiklerini an- lattı. Jandarmanınkendilerinden ön- ce bölgeye gelerek fotoğraf çekim- leri yapuklannı belirten Tanındı, "Şaş- lirten Tanındı, üniversitelerin ve il- gili bakanlığın kültürvarlıklanna ge- reken önemi vermediğini söyledi. Özel üniversitelerde arkeoloji bölü- münün açıhnasuıın fınansal açıdan yararlı olabileceğini vurgulayan Tanındı, "Arûkkauîamınönünükes- mekgerek.çünkükültürvarhldanhız- la yok olujor" diye konuştu. Arkeolojik kazılann yapıldığı böl- geler ise şöyle: Alitalya: Alanya (Alanya Ka- lesi), Merkez (Karain, Perge, Badem Ağacı), Finike (Arykanda, Limyra), Manavgat (Side Tiyatrosu), Kaş (Pa- tara, Xanthos), Kale (Aziz Nikolas), Elmah (Hacı Musalar). Aydin: Germencik (Nfagnesia), Sultanhisar (Nysa), Kuşadası (Kadı Kalesi), Söke (Priene), Didim (Mile- tos, Did>ma), Karacasu (Aphrodisias). Çanakkale: Ayvacık (Gülpınar, Assos), Bozcaada (Yeni Bademh Hö- yük), Merkez (Troia), Ezine (Ale- xandria Troas). İZflilr: Merkez (Bayraklı), Urla (Klazomenai, Limantepe), Mende- res (Klaros), Menemen (Panaztepe), Foça (Phoİcaia), Torbalı (Metropo- lis), Aliağa (Kyme), Bergama (Per- gamon), Selçuk (Ephesos). Mllğla: Yatağan (Stratonikeia, Lagina), Köyceğiz (Kaunos), Datça (Knidos, Burgaz), Bodrum (Pabuç Burnu), Fethiye, Milas (îasos). DUZYAZI ORHAN BİRGİT Onümüzü Göpdükçe.. Dün, bu köşeye kendisi de gazeteci olan DSP Ge- nel Sekreteri Sayın Yağız'ı konuk etmiştim. Cuma günkü yazımda kendisine ve genel merkezdeki öte- ki sommlu arkadaşlara haksızlık ettiğimi söyleyerek verdiği yanıtı, virgülüne dokunmadan yayımladım. Politik düşüncelerini paylaştığım bireylemli siyaset- çi ile izlenen yöntem nedeni ile tartışmanın, karşım- daki kişiyi üzmesini elbette istemem. öyle bir amaç taşımadığımı da, herkesten önce Sevgili Yağız'ın bil- mesi gerekiyor. Olay, Sayın Türey Köse'nin, Cumhuriyet'in 15 Ağustos sayısında yer alan bir yorum haberini, DSP Genel Sekreteri'ne göre benim algılama biçiminden doğmuş. 3 Kasım'da, hak etmediği bir biçimde ade- ta silinmiş olan DSP'nin yeniden sağlığına kavuşma- sı için, bir yandan örgütünü yenilemesini, öte yandan da "a"dan "z'ye kongrelerini yapmasını isteyenlerin beklentiteri, Köse'nin haberinin başlıca konusuydu. DSP Genel Sekreteri, Köse arkadaşımıza "Yerel seçimle- rin erkene alınma olasılığı çok yüksek. O nedenle 'hem kurultaya hem de yerel seçimlere' birden çalış- ma yapmak doğru olmaz. Daha açıkçası zor olur. Şimdilik yerel seçimlere ağıriık vereceğiz. Kendimi- zi bağlayacak bir tarih belihemek istemiyoruz." de- miş. Ben, bu sözleri kurultay ve kongreleri erteleme anlamında degerlendirmişim. Oysa, il ve ilçe kongreleriyle ilgili çalışmalar devam ediyormuş. Cuma günkü yazımda da belirtmiştim. Bir tüzel ki- şilik ıçin, hele o tüzel kişilik bir siyasal parti ise, ilçe- sinden iline, kurultayına kadar yapılacak kongreler, iç bünyeye canlılık getirecektir. Dışanya da partinin ta- nıtımı, o gün için konumu, ülke sorunlannı değerlen- dirme gibi açılardan önemli katkılar sağlayacaktır. İl- çeye, mahalle ve köylerdeki partililerin yani sıra üst kademedeki kişilerde gelecek, fıkir aiışverişi olacak, tabanın nabzı ve sesi dinlenecektir. Tüm bunlar, şa- yet yerel seçimler de erkene alınacaksa, o seçimler için de bir tür tanıtım kampanyasının aynlmazlan de- ğil midir? Eylül ayı kapımızda. Birkaç gazetenin yazdığı ha- berlerden daha çok, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı'nın açıklamalan ve özellikle ülkenin politik ölçütleri AKP'nin, yerel seçimleri erkene alma düşüncesine-kendi açı- sından da-sıcak bakmadığını ortaya koyuyor. Şayet ilçe ve il kongrelerini erteleme gibi bir düşünce, DSP Genel Merkezi'nin gündeminde değilse, siyasal par- tiler yasasının zorunlu gördüğü takvimin işlemesi için, bir yandan geçici kurullann atama işlemlerinin hızlan- masını, öte yandan kongre tarihlerinin belirlenmesini örgütün beklediğini, DSP'nin değerii yöneticileri, her halde benden daha yakından biliyor olmalılar. Sayın Yağız, kurultay için de önceden net bir tari- hin açıklanmadığını söylüyor. Galiba, asıl sorun da bu- rada düğümleniyor. 2003 Nisanı'nda toplanması ge- rekli bir kurultay için, yasanın kabul ettiği zorunlu ge- cikme takvimi işlerken, DSP Genel Merkezi'nde, ör- güte, kasım ayı için verilmiş olan resmi olmayan me- sajın bir temenni ve olasılık olarak değeriendirilmeye gidilmesinin savunulur yani var mıdır? Önümüzü görmek Sayın Genel Sekreter, Türey Köse'ye önce önümü- zü görmeliyiz dediğini anımsatıyor. Bir sis duvan, Tür- kiyenin bugünkü iktidan ve"sözüm ona" ana muha- lefeti ile halkının arasında duruyor. Cumhurbaşka- nı'nın yapabildiği vetolar da olmasa, talan ve adım adım parselleme tüm ülkeyi bir çıkmaza doğru hızla götür- müş olacaktı. Çevremizde, gazete köşelerinde 20O4'te ülkemizin yeni bir harita ile karşı karşıya kalacağını yazanlann sesleri yükseliyor. O sesleri karşılamak için ellerini kal- dıranlar olursa onlara "angutlar" deniliyor. Eğitim alanında DSP'nin öncülük ettiği gelişmeleri yıkmaya kararlı karanlık çoğunluk, ilköğretimden yük- seköğretime kadar tüm stratejisini uygulamaya geçir- mek için, yığınağını sona erdirme aşamasında. Şimdi, hiçbir zaman solcu olmadığını söyleyerek AKP'nin kucağına atılan milletvekilleri ile anayasal ço- ğunluğa da ulaşanların ilk işi, kendilerini frenleyen Cumhurbaşkanı'nın yetkilerine balans yapmak için, anayasada değişikliği gerçekleştirmek. örgütünüz ile halk arasında, 3 Kasım öncesi sivil darbenin yıktığı köprüleri yeniden yapmak için, bir an önce sokaklar, alanlar sizleri bekJiyor Sevgili Yağız. Beni, o çok nazik yanıtlannız değil, bir an önce kah- ve kahve dolaşmak için harekete geçmeyişiniz, so- kaklarda "Biz geldik; bizler bu ülkeyi üç beş sergü- zeştçiye terk etmeyeceğiz" diyecek seslerinizin ge- cikmesi üzüyor. Tıpkı 1970'li yıllarda olduğu gibi, bir gün bile gecik- meden tekrar, bu ülkenin umudunun ve geleceğinin ulusal demokratik solun yeniden örgütlenmesi, aya- ğa kalkmasıyla sağlanacağına inananların sesi ve ge- rekirse yumruğu olunuz. Ne sizi Sevgili Yağız, ne de başka bir arkadaşınızı suçluyorum. Ama en kötü olan yolun, örgütünüzü bu- günkü kararsız beklentili durumda tutmak olduğunu eski deneyimlerim ve birikimlerimle söylüyorum. "Ağabey" diye o içten seslenişinizin hakkını vermek için doğru bildiklerimi söylüyorum. Bundan böyle de söyiemeye devam edeceğim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit; e-kolay.net 10 bin yıllık tarih aydınlanıyor Kıbns'ın yerlileri Anadolu'danmış Kültür Servisi -10 bin yıldır karanhkta kalan Kıbns tarihi, Doğu Ak- deniz Üniversitesi (DAÜ) Arkeoloji ve Sanat Tari- hi Bölümü ile aydınlanı- yor. 5 yıldır süren kazı- lar sonucunda bulunan kalıntılarda Kıbns'a ilk yerleşenlerin Anado- lu'dan goç ettiği ortaya çıktı. Doğu Akdeniz Üni- versitesi Arkeoloji Bö- lüm Başkanı Yrd. Doç. Dr MügeŞevketoğlu baş- kanlığında 7 ülkeden ge- len bilim adamlannın eş- liğinde. 30 kişilik ekip; Kıbns ile Anadolu arasın- daki ilişkilerin 10 bin yıl- lık tarihini aydınlatmak amacıyla çalışmalanna 1996'dabaşladı. Kazıda elde edilen 10 bin yıl öncesine ait vol- kanik cam obsidiyen, Kıbns'taki ilk yerleşik- lerin Anadolu'dan gelmiş olabileceğini gösteriyor. Kıbns'ın doğal yapısın- da bulunmayancam, Ana- dolu'da özellikle Kapa- dokya bölgesinde yay- gın. Arkeologlar, kazı- dan çıkan buluntular ve adanın doğal yapısında bulunmayan hayvanlann izlerini de buldu.Böyle- ce Kıbns'ın Anadolu'yla bağının sanıldığından çok daha eski olduğu kanıt- lanmış oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle