Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19AĞUSTOS2003SALI
HABERLER
DÜNYADABUGÜN
ALİ SİRMEN
Tribünlerde Alarm
Çanları Çalıyor!
Pazargünkü Gaziantepspor - Galatasaray ma-
çını TV'den izledim.
San ve kırmızı kartlann havada uçuştuğu maç-
ta, ekrana da yansıyar görüntülerden, kaptan
Bülent Korkmaz'ın kırmızı kart görmesi üzerine
Galatasaraylıların tribündeki koltuklan sökerek
sahaya attıklanna tanıkoldum.
Daha sonra da iki taref arasında çıkan olaylar-
da, bir kişinin bıçaklandığını, Galatasaraylılann
otobüsünün taşJandığını Jün gazetelerde okudum.
Beş yıl öncesine kader Türkiye'nin her yerinde
olduğu gibi Gaziantep'te de çok maç izledim.
0 zamanlar için rahatlkla söyleyebilirim ki, Ga-
ziantep, maçların en sakn, en olaysız geçtiği ken-
timizdi.
Gaziantep'in kaybettiji ve taraftann yenilgide
hakem hatasının payıolduğunainandığıbirmaç-
tan sonra, Doğan Abi (Koloğlu) ile elimizi kolu-
muzu sallayarak, basın tribününden çıkıp, 1 ki-
lometre kadar ötedeki otelimize gittiğimizi ve bi-
zim Galatasaraylı olduçumuzu bilen taraftarla-
nn, son derece yumuşak ve dostça yanımıza ge-
lerek dert yandıklannı, sonra el sıkışarak aynldı-
ğımızı hatırlıyorum.
Pazargünkü maçtanöncede, Gaziantepsorta-
raftarlarından bazılannn, eski oyunculan olan
Galatasaraylı Batista'nın annesinin vefatı üzeri-
ne, ona başsağlığı dileyen, acısını paylaştıklannı
belirten bir pankart asmalan, bu geleneğin deva-
madır.
Birçok kentimizde üç büyüklere transfer olan
eski oyunculannın nasıl harşılandığı anımsanırsa,
bu jestin önerni daha ds iyi anlaşılır.
•*•
Ama bu kez, Gaziantep'te de olaylar çıkmış.
Bu, ciddi bir alarm siryalidir.
Kuşkusuz olaylarda, Türkiye'nin en uygarkent-
lerinden biri olan Gaziartep'teki hızlı kabuk de-
ğişiminin de payı var.
Gerçekten, yalnız Güreydoğu'nun değil, Tür-
kiye'nin de en önemli sanayi ve ihracat merkez-
lerinden olan Gaziantep. emme basma tulumba
gibi, hem göç alan hem de göç veren bir kenti-
miz.
Eski köklü ailelerin bir kısmı göçerken, son yir-
mi yılın terör olaylannın da etkisiyle kente Güney-
doğu kırsalından büyük 9randa göç oluyor.
Bu göçün, kentin kültürel ve sosyal yapısını de-
ğiştirdiği yadsınamaz.
Benzeri olay, Türkiye'nin başka köşeleri, örne-
ğin Trabzon için de geçerii.
Bunlara ek olarak, yaşadığınnız ekonomik ve kül-
türel bunalım, hooliganizmi kışkırtıp tırmandıran
bir etki yapmaktadır.
llk önce Ingiltere'de başgösteren bu akımı do-
ğuran bütün etkenler, artık ülkemizde de var.
Dünkü, Cumhuriyet'te yayımlanan yazısında
dostum Erdal Atabek de çok yerinde bir tanıy-
la, olayın en önemli nedenlerinden birinin altını çi-
ziyordu.
Erdal Atabek'in "Futbolda Değer Kayması..."
başlıklı yazısında da belırtildiği gibi futbol, artık
birsporoyunu olmaktan çıkmış, isteroyuncu, is-
teryönetici, isterfutbolCL olsun, kendi iktidannın
gücünün kanıtlanmasının bir vasıtası haline gel-
miştir.
• • •
Değer kaymasının bütün alanlarda yaşandığı bu
geçiş döneminde, futbolun dünyadaki gelişim
eğilimine uyan bu sapması şaşırtıcı değil.
Ama bu gerçeği, öbüreikenlerin katkısını da göz
önünde bulundurarak, bir kez gördükten sonra
yapılacak şeyler vardır.
Her şeyden önce, böyle bir ortamda "fair -
play" den söz ederek tel örgülerin kaldınlması, çok
vahim sonuçlar doğuracak bir fanteziden öteye
gidemez.
Nitekim cumartesi günkü, Trabzonspor - Fener-
bahçe maçı sırasında bunu gördük.
Kimse yanlış anlamasın!
Amacım, bu kulübümüzü ya da yöneticilerini suç-
lamak değil. Trabzonda da çok maç seyrettim,
Trabzonsporiu spor yazarlan ve yöneticilerle ta-
nıştım. Onlann olgunluklannı da çok kez dile ge-
tirdim.
Ama içinde yaşadığımız büyük yoksunluk or-
tamında, artık spor karşılaşması niteliğini yitirmiş
olan bir gösteride "fair - play" beklemenin man-
tığı yoktur.
Bırakın tel örgüleri kaldırmayı, futbolun ve ül-
kenin bugünkü nitelikleri göz önünde bulundu-
rulunca, bu gösterilerde spor karşılaşmalannı
aşan önlemlerin alınmasının zorunluğu kendiliğin-
den ortaya çıkmaktadır.
Tribünlerde alarm çanlannın çaldığı görüşü bi-
le belki gerçeği dile getirmekte yetersiz kalıyor.
Çünkütehlikeolası bir tanımlama değil.. gerçek-
leşmiş durumdadır.
Gerekli dikkat ve özen gösterilmezse, bu yıl
çok daha vahim olaylara tanık ya da kurban ola-
biliriz.
Bizden söylemesi...
'Mahkeme kararı belirleyici'
Çiçek'ten Sıvas
sanıkları savunması
ADAPAZARI (Cum-
huriyet) - Adalet Bakanı
Cemil Çiçek. Topluma
Kazandırma Yasası'ndan
yararlanmak için başvu-
ran Sıvas davası mah-
kûmlanyla ilgili sürecüı
haklanndaki mahkeme
karanndaki gerekçelere
bağlı olduğunu söyledi.
Cemil Çiçek, yasadan
yararlanmak için basvu-
ran Sıvas davası mah-
kûmlannın durumuyla
ilgili soru soran gazete-
cilere, yasanın terör ör-
gütlerini kapsadığını
anımsattı.
Karan görmeden bir
şey söylemenin müm-
kün olmadığını belirten
Çiçek, "Kanunun ama-
cı ideolojik veya siyasi
amaçlı örgüt kurmuş
olanlarlaügitidir.Başvu-
ranlann eylemleri ide-
olojik veya siyasi amaçlı
örgütle bağlannlı mıdır,
mahkeme karanbu yön-
de midir. önce onu gör-
mek lazım. Bir şey söy-
lemekiçinöncemahkeme
kararına bakünıalı"
görüşünü dile getirdı.
Hukukçular, partinin seçime katılımı iptal edilirse Meclis'te sandalye değişimine soğuk bakıyorlar
DEHAP seçimi etkilemez• DEHAP'm son seçimlere
"sahtecilik" yaparak girdiği
savıyla açılan davada çıkacak
sonuç tartışılıyor. Hukukçular
ise Meclis'teki sandalye
sayısının değişeceği
senaryosunun
"spekülasyonun" ötesine
geçmeyeceği görüşündeler.
İLHANTAŞCI
ANKARA - Anayasa hukukçula-
n. DEHAP'm son seçimlere ''sah-
tecilik'' yaparak girdiği savıyla açı-
lan davada çıkacak sonucun Mec-
lis'teki sandalye sayısını değiştirece-
ği senaryosunun "spekülasyonun"
ötesine geçmeyeceği görüşündeler.
Seçimlerde son söz söyleme yetki-
sine sahip Yüksek Seçim Kurulu
(YSK) çevrelerınde, DEHAP oyla-
nnın iptalının gündeme gelebilece-
ği, ancak bu oylann diğer partilere
dağıtımının söz konusu olamayaca-
ğı konuşuluyor.
Prof. Dr. Süheyl Batum, Yargı-
tay'ın sahtecilik suçlamasmı sabit
görerek ceza vermesinin, seçimlerin
yeniden yapılması, oylann yeniden
D E H A P Cenel Baskanı Tuncer Bakırhan:
Asıl tartışılması gereken sistem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-DEHAP Genel Başkanı"luncerBa-
kırhaa haklannda "sahtecflik'' suç-
lamasıyla açılan davanın siyasi ol-
duğunu savunurken asıl tartışılma-
sı gerekenin "antidemokratikseçim
ststemT olduğunu söyledi.
TuncerBakırhan, haklanndaki sah-
tecilik davasının aleyhte sonuçlan-
ması durumunda parlamento dışın-
da kalan kimi partilerin Meclis'e
girme olasılıklannm kendilerini il-
gilendirmediğini söyledi.
Doğu ve Güneydoğu'da "eaci"
oranda oy almasına karşın DEHAP'ın
Meclis'e millervekıli sokamayıp da,
başka partilerin 2-3 bin oyla millet-
vekili çıkarmasının düşündürücü ol-
duğunu anlatan Bakırhan, sorunun
seçim sisteminden kaynaklandığını
belirttı. Bakırhan, Siyasi Partiler Ya-
sası'nda yapılacak değişikliğin ardın-
dan yerel seçimlerle birlikte genel se-
çimlerin yenilenebileceğini belirte-
rek bu yöntemle parlamentoya ge-
niş halk kesimlerinin girebileceğinin
altını çizdi.
dağıtılmasında etkili olmayacağını
vurguladı. Oylann dağıtıldığı sıra-
da böyle bir durumun olmadığını
anımsatan Batum, "O dönemde ge-
çerii olan sonuca göre, değeriendir-
me yapılmış, oylar dağıtümış. Zaten
DEHAP da nüllervekili çıkarama-
nuş. EğerDEHAP millerveküi çıkar-
mış olsaydu bu kişilerin milletvekil-
likleri iptal edilebiürdi. Seçimin ya-
püdığı dönemde geçerii olan oylâra
göre sonuç çıkmışür. Bundan sonra
ortaya çıkacak sonuç, ancak sahte-
ciliğiyapanlann cezalandınlmasma
yolaçabihr" diye konuştu. Başbakan
Erdoğan'ın genel başkan olarak se-
çimlere girdiğini ve oy pusulasında
genel başkan olarak gözüktüğünü
anımsatan Batum. şu görüşleri dile
getirdi: "Fakatseçimdenbirkaçgün
önceAnayasa Mahkemesi,' Erdoğan
genel başkan değil, olması da müm-
kün değil' diye karar verdi. YSK
bundandolayıseçimlerinveyaoy pu-
sulalannm iptah' gibi bir sonuç çı-
karmadı. Olay ayıu değilama sonuç-
lan itibanyla ayıu."
Prof. Dr.ZaferÜskülde YSK'nin
seçimden sonra itirazlan inceledik-
ten sonra karara bağlayıp seçim so-
nuçlannı tescil ettiğini anımsatarak
"DEHAFın sahtecilik yaptığı kesin-
leşirse, \aptınm partiye uygulanır
ama seçimi etküemez" dedı. Sonu-
cun değişmeyeceği görüşünde olan
Üskül, şunlan söyledi:
"Milletvekili, .Meclis'e girmiş ol-
saydı, hak etmeden Meclis'e gjrmek
söz konusuolacakü. YSK bu durum-
da yeniden değeriendirme yapardı.
Bu seçimlerin oy dağüımı yeniden
belirienirse, abnan bütün kararia-
rm meşruiyeti tartışmalı hak geür.
Anayasa değişikhkleri. uyum paket-
leriyle ilgili oylamalar tarüşıhnaya
başlanır ki bu, kamu yaranna kök-
ten aykın bir şey."
Prof. Dr. BaJorÇağlar, oy sayımı-
run Meclis aritmetiğine yansıması ge-
rektiğini belirterek şu görüşü savun-
du: "Mecüsaritmetigındesiyasalsta-
tükoyu korumaköncelikli hedef ola-
rak büyük ihtimalle gündeme gele-
cektir. YSK'nin bu konuda aritme-
ögi degiştirecek bir karara varaca-
ğmı hiç zannetmiyorum. Bundan ön-
ceki geçmişdeneyierden yola çıkarak
söylüyorum. YSK, radikal karariar
alma yanhsı değil. YSK siyasi hege-
monyadan kurtuimuş bir kunım ola-
rak düşünülümez."
Prof. Dr. Doğan Soyaslan. arihne-
üğin değişebileceğı düşünülse bıle bu-
nu fiilen uygulamanın olanaksız ol-
duğuna işaret ederek şunlan söyle-
di: "Yeniden oy dağüımı yapılacak
olsa, bu yü içinde yapılan kanunlar,
anayasa değişiklikleri ne olacak? Hu-
kuken olabiliriiği olsa dahi fiilen uy-
gulamakmümkün değfl. Anayasa de-
gişikliklerini. yasa çıkanlmasını yet-
kisiz loşiler yapnuş anlamı çıkry or."
Yönetmeliğe göre görev suçu
Işkencecinin
foturosını
devletödüyor
• İşkence yapmaktan yargılanan polislerin
avukat masraflannın devlet tarafından ödendiği
ortaya çıktı. Konuyla ilgili yönetmelikte
'işkence' yüz kızartıcı suçlar kapsamında değil
polislerin görevleri nedeniyle sanık duruma
düştüğü suçlar arasında sayılıyor.
ERHANKEMAL
ÖZMEN
İşkence yapmaktan hü-
küm giyen polislerin avu-
kat masraflannın, Emni-
yet Genel Müdürlüğü büt-
çesinden ödendiği ortaya
çıktı. Dava Açılan Polis
İçin lutma ve Ûcret Öde-
me HakkmdakiYönetme-
Bk'te >üz kızartıcı suç iş-
leyenpohslerin avukat üc-
retlerinm ödenmeyeceği
belirtilmesine karşın, "iş-
kence" suçu göre%' kap-
samında değerlendirdiği
için işkenceci polislerin
avukat ücretleri devlet ta-
rafından ödeniyor. Baro-
lar, anayasamn eşitlik il-
kesıne aykın olduğu ve
"işkencecileri korudugu"
gerekçesiyle uygulama-
ya tepki gösterdi.
Yönetmeük değişmeK
Istanbul Barosu Başka-
m Kaam Kokuoğlu. iş-
kence iddıasıyla yargıla-
nan polislerin avukatlık
ücretlerinin devlet tara-
fından ödenmesinin ka-
bul edilemez olduğunu
belirterek işkencenin en
ağır suç olduğunu vurgu-
ladı. Yönetmeliğe göre,
devletüı çete oluşturmak,
kaçakçılık, rüşvet, zim-
met ve dolandıncılık gi-
bi yüz kızartıcı suçlardan
yargılanan polislerin avu-
kathk ücretini ödemediği-
ni ifade eden Kolcuoğlu,
işkencenin bu suçlann ara-
sına alınması gerektığinı
\nrguladı.
'İşkenceci v«rgilerie
savunuluyor'
Izmir Barosu Işkence-
yi Önleme Komisyo-
nu'ndan NalanErkem de,
işkenceci polislerin avu-
katlık ücretlerinin halkın
verdiği vergilerden karşı-
lanmasınm kamuoyu vic-
danını rahatsız ettiğini voır-
gulayarak sözlerinı şöyle
sürdürdü: "Üstetik işken-
ceci polislerin avukatlan-
na, diğer kamu pcrsoneü
\e vatandaşlar için behr-
lenen asgari ücrettarifesi-
nin 20 kaü daha fazla öde-
niyor. Terörie Mücadele
Kanunu (TMY7
) kapsa-
mında görev yapan poKs-
lere ise suursız nüktarda
avukamk ücret hakkı ta-
nınıyoı;''
Izrnir Barosu Başkanı
Bahattin Özcan da. Içiş-
leri Bakanlığı'na yazılı
başvunıda bulunarak bu-
güne dek işkence suçun-
dan yargılanan polislerin
avukatlanna ne kadar pa-
ra ödendiğinin tespitini
istedi.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
Adalet Bakanlığı
Savcılara
pişmanlık
uyarısı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanlığı. cumhuriyet savcıla-
nnı, ToplumaKazandırma Yasası'ndan
yararlanmak isteyenlerin suç durumu-
nu MlT, jandarma. emniyet ve adli si-
cil kayıtlanndan kontrol etmelen ko-
nusunda uyardı.
Adalet Bakanlığı Müsteşar Vekilı
Mehmet Muthı ımzasıyla cumhuriyet
başsavcılıklanna gönderilen genelge-
de, bazı cumhuriyet başsavcılıklann-
ca yasa ve genelgelerin farklı yorum-
lanması nedeniyle değişik uygulama-
laryapıldığı kaydedildi. Yasa kapsamı-
na giren suçlardan cezaevlerinde ru-
tukluve hükümlü olup, yasadan yarar-
lanmak isteyenler hakkmda cumhuri-
yet başsavcılıklannca form dolduru-
lacağı belırtilen genelgede, başvurunun
form ile birlikte yargılamanm yapıldı-
ğı DGM başsavcılığına gönderihnesi
gerektıği bıldirildı.
Genelgede, yasadan yararlanmak is-
teyenlerin suç durumunun MTT, jandar-
ma, emniyet ve adli sicil kayıtlanndan
kontrol edilerek tespit edilmesi gerek-
tiği belirtildi. Inceleme sonucunda, su-
ça kanştığı belirlenenlerin doğrudan su-
çun işlendiği yerin bağlı olduğu ilgili
DGM cumhuriyet başsavcılığına sevk
edilmesi gerektiği kaydedilen genelge-
de, bu yöntemle suça kanşmadığı tes-
pitedilenlerin gerekli işlemlerin ardın-
dan serbest bırakılması istendi.
Savcı Cengiz:
Örgütler
aüeleri
tehdit
ediyor
DİYARBAKIR(AA)-
Diyarbakır Cumhuriyet
Savcısı Abdi Cengiz,
Topluma Kazandırma
Yasası'ndan
yararlanmak için
başvuranlann basında
çıkan haberierden
rahatsız olduklannı
söyledi. Cengiz, yaptığı
açıklamada, Diyarbakır
E Tipi Kapalı
Cezaevi'nde bulunan
terör örgütü
PKKTCADEK ile
Hizbullah üyesı toplam
343 rutuklu ve
hükümlüden 110'unun
yasadan yararlanmak
amacıyla başvurduğunu
belirtti. Diyarbakır E
Tipi Kapalı
Cezaevi'nden yasadan
faydalanmak için
başvuranlardan
14'ünün tahliye
edildiğini ifade eden
Cengiz, şöyle dedi:
"Ancak yasadan
yararlanmak amacıyla
başvuranlar, basında
çıkan haberierden
rahatsız oluyor.
Cezaevindeki tutukhı ve
hükümlülerie sürekli
görüşüyoruz. Birtakun
haberierden dolayı
rahatsızhk duyuyoriar.
Basmda çıkan
haberierde her şeyleri
açüdamyor. ÖrgürJerin
aÛderinin tehdit
edildiğini beiirthoriar.
tsimlerinin yer alması,
onlar açısından risk
ohıştunıyor. Bu onlara
ve ailelerine zarar verir."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
AKP Hükümeti'nin Kıbrıslı Türkle-
re uyguladığı pasaport yasağı, Kıb-
nslı Türkler arasında tepkiyle karşı-
lanıyor. 68'li Kıbnslı bir arkadaşımla
konuşuyorum. Türkiye'nin Kıbns si-
yasetlerindeki tutarsızlıklan anlatıyor.
Son tutarsızlık, "Kıbns Cumhuriyeti"
pasaportu alan Kıbnslı Türklere Tür-
kiye'nin uyguladığı engelleyici tutum.
Biliyorsunuz bundan birkaç ay önce
Türkiye, Kıbns Rum tarafı yurttaşla-
nna Türkiye'nin kapılannı açtı. Artık
"Kıbns Cumhuriyeti" pasaportu ta-
şıyan RumlarTürkiye'ye girip çıkabi-
liyorlar.
Rauf Denktaş yönetiminin, 23 Ni-
san 2003 yılından itibaren, bölünmüş
iki Kıbrıs arasındaki çok uzun yıllar-
dır kapattığı kapılan açması, dünya-
ya önemli bir adım olarak aktanldı. Bel-
ki de öyledir. Ancak Kıbnslı Türklere
uygulamayı sorduğumda gülerek kar-
şılık verdiler: "Doğru, iyi oldu. An-
cak biz Kıbns'ın Rum kesiminde en
fazla gece saat 24.00'e kadar kala-
biliyoruz. Ancak bir günlük bir izni-
miz var. Halbuki Rumlar, bizim taraf-
Türkiye'nin Kıbns Tutarsızlıklan
ta daha uzun kalıyorlar. Geceleri de
kalabiliyorlar. Zaten kapıyı da şimdi-
ye kadar kapatan Denktaş 'tı."
Her neyse, Kıbns'ın Rum kesimi-
ne geçen Kıbnslı Türklerin çoğu "Kıb-
ns Cumhuriyeti" pasaportu alıyorlar.
Bu sayının çok yüksek olduğunu her-
kes kabul ediyor. Kıbns Cumhuriye-
ti pasaportu alan Kıbrıslı Türkler, bir
süre sonra AB üyeliğine kabul edile-
cek olan bir cumhuriyetin de yurtta-
şı sayılıyorlar. Avrupa'nın bütün ülke-
lerine bu pasaportla vizesiz gitmele-
ri mümkün.
• • •
Gelin görün ki bugüne kadar
KKTC'nin bağımsız bir devlet oldu-
ğunu iddia eden Türkiye, Kıbnslı Türk-
lere özel bir yasak ve engel uygulu-
yor.
Türkiye'nin de AB adayı bir ülke
olarak artık her yerde muhatap ka-
bul etmek zorunda kaldığı K,bns Cum-
huriyeti'nin pasaportunu taşıyan Kıb-
nslı Türklerin, bu pasaportla Türki-
ye'nin dışına çıkmasına izin verilmi-
yor. Bu pasaporta sahip Rumlara ise
hiçbir engel çıkanlmıyor.
Peki Kıbrıslı Türk ne yapacak?
KKTC'yi Türkiye dışında dünyanın
hiçbir ülkesi tanımadığı için o pasa-
portu kullanmaları çok zor. Bu ne-
denle çoğu, Türkiye Cumhuriyeti pa-
saportu kullanmak zorunda kalıyor.
Halbuki "Kıbns Cumhuriyeti" onla-
nn da kurucusu olduğu bir cumhuri-
yet. Eğer Annan planı üzerinde bir
çözüme ulaşılsaydı, bu pasaport her
iki tarafta da verilecekti. Kıbrıslı Türk-
ler, zaten hakları olan bu pasaportu,
karşı tarafa geçebildikleri için şimdi
rahatça alıyorlar ve kullanmak isti-
yorlar.
Fakat bu pasaport Türkiye'den çı-
kışta bir engel olarak görülüyor. Tür-
kiye'nin buna kanşmaya hakkı var
mı? Böyle bir yasağı bir başka ülke-
nin yurttaşına nasıl uygulayabiliyor?
Aynı pasaporta sahip Kıbnslı bir Rum
Türkiye'ye rahatça girip çıkabiliyor, sı-
ra Türk'e gelince yasak başlıyor.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası(KTTO)
Başkanı Ali Erel, Türkiye'nin uygu-
ladığı bu yasak konusunda şunları
söylüyor: "Toplumumuzun günde-
mine yerleşen pasaport konusun-
dakigelişmelerbizi endişelendiriyor.
Uluslararası kuralların bu kadar per-
vasızca ihlal edilmesini kabul edemi-
yoruz. Statüko, Kıbnslı Türklerin dün-
ya ile entegre olmasıyönünde atılan
küçük adımlardan bile rahatsız ol-
du... Bir Kıbnslı Türk'ün, Türkiye'den
başka bir ülkeye uçuşunda bu kişi-
nin vizesi olup olmadığı veya gide-
ceği ülkeye hangi pasaportla girip
giremeyeceğisadece taşıyıcı uçakşir-
ketiniilgilendirir. Geçerii bir vizeye ve-
ya vize gerektirmeyen bir pasapor-
ta sahip olup olmadığı, uluslararası
kurallara göre Türkiye muhaceret
memurunu ilgilendirmez."
KKTO Başkanı Erel, AKP Hükü-
meti'nedeuyanbulunuyor: "Avrupa
Biriiği yönünde ilerlemeye çalışan
Türkiye Cumhuriyeti'ne yanlış yap-
tırmaya çalışanlann amacı nedir?
Böylesibir uygulama talebiKıbns'ta-
kiyöneticilerin talebimidir? Türkiye'ye
böyle yanlışlar yaptırarak yolundan
saptırmaya ve Kıbrıs meselesini tı-
kaç olarakkullanmaya çalışanlar, hem
Kıbns Türk halkına hem de Türkiye
halkına büyük kötülük yapmaktadır-
lar. Amaç, Kıbrıs'taki çözümsüzlüğü
kullanarak Türkiye'nin AB yolunu tı-
kamaktır."
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, aca-
ba Kıbnslı Türklere uygulanan bu ya-
sakçı tutuma neden destek verip, uy-
guluyor? Kıbns meselesinde çözümü
böyle mi gerçekleştireceğini sanıyor?
AB konusunda çok istekli olduğunu
söyleyen AKP Hükümeti, KıbnsTürk-
lerine uygulanan bu yasağı nasıl açık-
lıyor, doğrusu merak ediyorum.