08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 _ Eröoğan: 'Kitabmaûa = takkıyeyek' 1*0 ZamaneAfyon'un Bolvadin i ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin kongresi yapılıyor... Babadan CHP'li ama partiye üye olmayan bir vatandaş, kongre salonunun en önünde elinde Zaman gazetesi ile oturan kişiyi, konuklardan biri sanıyor. Oylamaya geçildiğinde bir de bakıyor ki, Zaman okuru, CHP delegesiymiş... TeJ: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97Bektronik posta: [email protected] - Ismail Cem solda biriik anyormuş... "Saöda arasa daha Msini buluri" armara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakül- tesi eski dekanı Prof. Dr. Turan llgaz, önce bir saptama yapıyor ve "Mimartık fakülte- lerinde okutulan dersler konut, iş merkezi, hastane, spor salonu gibi ıçinde insanlann bulundu- ğu binalarla ilgilidir. inşaat mühendısliği fakültelerin- de okutulan dersler ise demiryolu, baraj, köprü, liman gibi sabit yapılarla ilgilidir" diyor. Sonra bir soru so- ruyor ve yanıtını veriyor: "İnşaat mühendisleri ne iş yaparlar? Halk arasındaki kanıya göre bina inşa eder- ler." Prof. Dr. llgaz devam ediyor: "İnşaat mühendisliği ve inşaat ya da bina ve inşaat sözcükleri arasındaki sanal yakınlık, halkın seçtiğı belediye başkanlarımızı dayanıltmış, belediyelerimiz bina ile ilgili kadroların- da genellikle inşaat mühendisı kullanarak bu duru- ma gizli bir yasallık kazandırmıştır. Mimarlık denilen bir meslek yani Sinan Usta'nın mesleği belleklerden silinmiştir. Belleklerden silinen mimartığının ne anlama geldiği sorusuna; toplumsal zekâ, gurur okşayıcı bir yanıt bulmakta gecikmemiş ve 'binaların güzel görünebilme' karşılığını yakıştır- mıştır. Bina inşaatının tümünü inşaat mühendisieri gerçekleştirdiğine göre; dış yüzlerinin güzelleştiril- mesi görevi mimarlann olmuştur! Binanın temeli, duvarı, çatısı, bacası, merdiveni, döşemesi, malzeme seçimi, teknik donanımı, elekt- rik, temiz su, pis su, ısıtma-havalandırma gibi (güzel olmasa da ne gam) işler, bu işlerin ustası gibi algıla- nan inşaat mühendislerinin ana görevi sayılmıştır. Oysa, inşaat mühendisinin balıklama daldığı bu alan, inşaat mühendisliği mesleğine ne kadar yakın ise, makine, elektrik, jeoloji mühendisliğine de o kadar ya- kındır. İnşaat mühendisleri binanın betonarme projesini yaparken, makine mühendisleri aynı binanın kalori- fer, temiz ve pis su, ısıtma-havalandırma ve asansör projelerini, elektrik mühendisleri aynı binanın elekt- rik donatısı projesini ya da jeoloji mühendisleri aynı binanın zemin etüdünü yapmaktadır. Tüm bu işlerin yapılabilmesi için ön koşul; mimarmühendistarafın- dan hazırlanacak olan mimari projenin variığıdır. Çün- kü diğer mühendislik dallarıyla ilgili projeler işbu mi- mari projeye, mimarın öngördüğü ilkelere uygun ol- mak durumundadır. Bu nedenle de betonarme, elekt- rik, makine projeleri mimann denetim ve onayı ile yü- rütülür. Bu yasal gerçekler bir kenarda dururken, in- şaat mühendislerinin mimarlık eylemine soyunmuş olmalan, belediyelerimizin bu yasa dışı eyleme göz yummaları anlaşılır şey değildir. İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası bu konuda ne düşünürler bi- lemiyorum ama olan binalanmıza, kentlerimize ve Si- nan'ın mesleği olan mimariık mesleğine olmuştur." Van'da Doktor Öner Odabaşij Van'daki 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yardımcı doçentti... Irticanın gemi azıya aldığı yıllarda türbana destek yürüyüşüne katılmış ve 28 Şubat sürecinde tıp fakültesi ile ilişiği kesilmişti... Şimdi Van Devlet Hastanesi'ne başhekim oldu... Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, yasadışı dinci örgütlerie bağlantısı olduğu gerekçesiyle 100. Yıl Universitesi'ne alınmamıştı. Şimdi Van ll Sağlık Müdürü oldu... SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku a yahoo.com Burada senin paran geçmez abı. İstersen döviz bürosunda bozdur! Yaşam, yaptıklarımmn yansımasıdır Yazan bilinmeyen öyküyü Ayşe- gül Tokatlı aktarıyor: Bir adam ve oğlu ormanda yürü- yüş yapıyormuş. Birden çocuk takı- lıp düşmüş ve canı yanıp "Ahh!" diye bağırmış. Çocuk ilerideki dağın tepe- sinden "Ahh!" diye bir ses duyunca şaşırmış. Merak etmiş, "Sen kimsin" diye bağırmış. Aldığı yanıt "Sen kim- sin" olmuş. Aldığı yanıta kızıp "Sen bir korkaksın" diye tekrar bağırmış. Dağ- dan gelen ses "Sen bir korkaksın" de- miş... Çocuk babasına dönüp "Baba ne oluyor böyle" diye sormuş... "Oğlum, dinle ve öğren" demiş adam ve dağa dönüp "Sana hayranım" diye bağır- mış... Aldığı yanıt "Sana hayranım" ol- muş. Adam tekrar bağırmış: "Sen muh- teşemsin." Gelen yanıt: "Sen muhteşemsin" Çocuk çok şaşırmış, ama ne oldu- ğunu anlayamıyormuş. Babası anlat- maya başlamış: "Insanlar buna 'yankı' derler, ama aslında bu 'yaşam'dır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Ya- şam yaptığımız davranışlann aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman da- ha çok sev... Daha fazla şefkat istedi- ğinde, daha şefkatli ol... Saygı istiyor- san insanlara daha çok saygı duy... İn- sanlann sabırtı olmasını istiyorsan sen daha sabıriı olmayı öğren... Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır...Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklanmızın aynada- ki yansımasıdır." ÇED KOŞESİ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak(îı turk.net OKTAY EKİNCİ İzmir'de 'Evlere Şenlik' Yıllann Tantplanlarr yüzün- den eski evlennı apartmanlara kurban eden kentlerimizde "ka- lanı kurtarma" çabası hızla yay- gınlaşıyor.. " Özelhkle Tarüıi Kentter BirB- ği"ne (TKB) üye belediyelenn ve kımi u kültür milhanı" valilerimi- zın kollan sı\ adıklan kentierde- ki koruma ve restorasyon uygu- lamalan, tek yapı ölçeğinden kentsel doku ıyileştirmelerine ka- dar değışik ömeklerle yaşama ge- çinlıyor... Bunlar arasında tzmir Büyük- şehir Beledi> r esi"nin uygulamala- n ise sadece "'korumavla'" sınırlı olmayan. "tarihikentkimliğinin* yenıden kazanılmasını ve "top- lumsal duyarülığın yükseKümesi- ni" de hedefleyen bır "projeler demetT şeklinde yürütülüyor... Örneğin, vaktiyle kent kültü- rüne özverili katkılarda bulun- muş Izmirlilerin yaşadıklan bi- nalara "onlan anımsatanvefeı pla- ketleri" asılırken apartmanlar arasında kalmalanna rağmen yı- kılmadan kullanılan eski evlerin bayı "Kemeralü'nı Koruma ve YaşatmaProjeshie" sarmahy or... Benzer şekılde a\Tu geçmışin di- ğer tanığı "BayraklTnın bır "ta- rih parkı'* şeklinde kentle bulu- şarak yaşatılması ise körfezin lı- man bölgesi için geçen yıl düzen- lenen uluslararası fıkır projesi ya- nşmasında ödül alan planlann te- mel karannı oluşturdu... MahaDenin güzellerL, Bütün bu örneklere koşut ola- rak kımi tarihi yapıtların da doğ- rudan restorasyonunu üstlenen belediyenin. kentteki hemen tüm tarihi okul binalaruıın bakım ve onanmını sağlamasıyla birhkte yürüttüğü bir proje daha var kı o- nun da adına "Eviere ŞenJik" de- diler... Alsancak semtindeki eski tz- mir sokaklannda geçen yıl başla- tılan, bu yıl da Karataş. Göztepe ve HaKl Rıfat Paşa'da sürdürülen projeyle. kentin "bakunsız kal- nuş tarihi yüzü" kucaklanıyor... Sahiplennin olanağı olmadığı için ya da "terk edümişlikten" ötürü bozulan ve hatta vıkılmava ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI % kamilmasaraci > mynet.com 1BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇİ bulutbebek " hotmail.com Tarihi cephelerle birlikte altyapı da uygarlaşıyor. sahıplerine de bu direnişlerine "saygT ve kent adına "teşekkür" ödülleri düzenleruyor. Böylesı bir anlayışın "yeoi ku- şak İzmirlUerde'' zengin kent ta- rihi bılgılenyle de donanarak güçlenmesı için 2 yıldır sürdürü- len "Kentiilisefi'' programında ise yaklaşık 4 bin lise öğrencisi "S- myrna'dan günümüze" uygarlık birikimlerini öğrenip sertıfikala- nnı aldılar. Yine belediyenin "KentKitap- hğT dizisinde 5O'yi aşkın yayın \e artık bir "kıjı parkı* 1 olan Kor- donboyTi'ndaki çok sayıda açık hava sergisiyle aynı bilgiler daha da geniş kitlelere de kazandınl- mış oluyor... Şimdi benzer bir "ualkgalerisi" de geçen yıl tiyat- ro, konser \ e sinema gösterileriy- le ilk kez "kültür ve sanatia" bu- luşturulan efsanevi Kadifeka- le"dekı tanhı sarnıç yapısında ta- sarlanıyor... Kentin 5000 yıllık geçmişini "daha da eskilere" götüren kazı- lann başlatıldığı antik Agora ve çe%Tesindeki koruma planlama- sının hedefi de "binyıllann belle- ğini geleceğe taşunak"... Dokuz Eylül Ünivresitesi plan- cılap ile Konak Belediyesi bu ça- yüz Uıtan eski evlerin cephelen- ne ve gerekirse çatılanna, duvar- lanna "el atan" bakım ve onanm ekipleri, yine DEÜ uzmanlanyla ışbirliği içinde ve KorumaKuru- lu'ndan da gerekli izinleri alarak "mahallenin güzellerini'" bu kez "bakımüve sağhkh" olarak yeni- den kentle buluşturuyor... Aynı kapsamdaki son örnek olan, Mithatpaşa Caddesi'nde yan yana sıralanmış "Karataş 7 E\1er"in, yaz başındakı "metruk veharap" görüntüleri ile şimdiki "şen-şakrak" yüzlenni kıyasla- yan bir broşürü. belediyede bu uygulamalan üstlenen "İZBE- TON" şirketi hazırlamış... Adı bile "beton" olan bir altyapı ku- ruluşunun, "betonlaşmava inat" gerçekleştirdiği bu kültür hizme- tiyle gıırur duyması ise belki de projenin en anlamlı kazanımı... Şımdı suada ise Varyant"ın üs- tünden Karşıyaka'yı ve denizi seweden "HaİU Rıfat Paşa Evie- ri" \'ar... Bakalım gece aydınlat- masıyla da birlikte nasıl şenlene- cekler ve özellikle körfezden kente bakarken Izmır peyzajı içindeki "kimlikliyerleriııi'' nasıl alacaklar?.. Oekinciıa cumhuriyet.cqm.tr. OTOBÜSTEKtLER KEMAL IRGEUÇ k_urgenc(<j yahoo.com lîsed&r relscfe- frotmm J&C vzrinr^* a'^Yor-mk. S>QVI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 17 Ağustos xmumtaz-arikan.com ZİYA ÜL-HÂK'IN UÇAĞtPARCALANDI'/. C-13O /4StC£/et NAK UYE UÇ4ĞI BİG. Z.İVA ÜL--HA/C, BlNO/Ğ' UÇAĞIN DÜ?M£S( SONUCU ÖLMUÇTÛ- C-İ3O TİPi /V4KL/YE UÇ4- Ğl, 8 4 l / I e SONRA B/f? P/I7L4AM /LE Y4G4 ALMfŞ VE DO- suTTO'ya R.EK YÖMETtMt BL£ ÜL. -HAK, /'SLÂIİ4İ' &//e UY6UC4AA/) G£rieMtŞr?\ 8U f-tU/CU/CUfJU GEÇE/eÜ K/LAN Z/YA ÛL ~HAK, ÖZGÜR SEÇ/M ÇAĞRlLAGthJI DUYMAZLIKV4N G£LMİÇ, gA£/C/C( 8 r i s ö f f Ğ ' PANO DENIZ KAVUKÇUOGLU İş Bitiricilik Istanbul'un nüfusunun bir milyonun altında ol- duğu 1954 yılında bir pazar günü ailecek ev arama- ya çıkmıştık. Annem, "Çocuklar için daha iyi ola- cak" gerekçesiyle evi Cihangir'den "karşı"ya taşı- mak istıyordu. Kadıköy'den Bostancı tramvayına binmiştik... Altıyol, Kuşdili, Kızıltoprak derken o za- manlar parke taş döşeli Bağdat Caddesi'nin iki ya- nında evler. Göztepe'den sonra lyice seyrelmişti. Köşkler, "yazlık" olarak kullanılan iki katlı, tek katlı evler, bir iki yeni yapılmış apartman, sonra bol ağaç- lı bahçelerle tarialar... Babamın keyfi kaçmıştı. Sa- nınm Suadiye'den sonra çevrede tarlalardan baş- ka bır şey görünmez olunca anneme sitemli bir ses- le, "Biz burada bahçıvanlığa başlayıp bakla mı eke- ceğiz, Nusinciğim?" diye sormuştu. Ertesi ay Mo- da'da bir daire kiralamıştık. O yıllarda hiçbir Istanbullunun aklına bir gün o bahçelerin, arsalann yok olacağı, o köşklerin, iki katlı, tek katlı evlerin yıkılıp yerierinde beton apart- manlar yükseleceği gelmezdi. Yeni, yüksek, çok da- ireli apartmanlara gereksinim duyan kalabalık bir nüfusu yoktu kentin. Istanbul, sanayiden çok tica- ret kenti olduğundan yoğun bir işgücü göçü de söz konusu değıldi o yıllarda. Daha çok fınncılık, garson- luk, kayıkçılık, kapıcılık, amelelik, hamallıkgibi işler- de çalışmak için geliyoriardı gelenler. Adnan Men- deres'ın "istimlak hamlesi" ile birlikte "inşaatçılar" akın etmeye başladılar. Yeni konut gereksinimi de o tarihlerde baş gösterdi. Gelenler duvar örmede, çatı çatmada usta olduklanndan ilk gecekonduları da onlar kurdular. önce Fikirtepe. Gültepe. Kuşte- pe gibi bayırlık yerler açıldı gecekondulara. Görül- dü ki, toprak "bedava", kapanın elinde kalıyor, son- ra her yeni gelen bir yerlere saldırdı. Zamanla Istan- bul'un içinde de, çevresinde de boş yer kalmadı. Belki herkes bilmez. 1950'lerde bugünkü Bay- rampaşa ile Aksaray'ın bir parçası olan Langa'da bir avuç evin dışında yalnızca enginar, patlıcan, hıyar bostanlarıyla bahçeler vardı. Alibeyköy, mısır tarla- sı, Mecidiyeköy, Gayrettepe, Esentepe dutluktu. Laila'ların, Reina'ların bulunduğu Kuruçeşme ise kömürdeposu... • • • "Taşı toprağı altın"d\ Istanbul'un. Ama ne yazık ki Istanbul'un yerlileri bunun farkındadeğillerdi. Be- dava toprağa nasıl konulur, bilmediklerinden, burun- lannın dibindeki yağmaya seyirci kaldılar. Bilenlerin çocukları, torunları ise "iş bitihci" oldular. Istan- bul'un tüm inşaat müteahhitleri, yapsatçıları bu kır- sal kökenlı "b/ten/er"in arasından çıktı. "/ş bitirici- lik" kanlarına işlemişti. Türkiye'nin de, Istanbul'un da toprakları, -parti farkı gözetmeksizin- onların Ankara'daki ve yerel yönetimdeki iktidarlan sırasında talana açıldı. Yeşil alanlar, kıyılar, ormanlar yağmalandı. Bu talan ve yağma bugün de sürüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan da Istanbul-Kasım- paşadoğumlu olmasına karşın kanına "iş bitiricilik" ışlemiş. Karadenizli bir göçer çocuğuydu sonuçta. "Orman niteliğini yitirmiş arazi" adı altında yeşil alanlan yapılaşmaya açmasa içi rahat etmeyecek- ti. İş bitiriciliği" taçlanmayacak, kendi benzeıieri arasında "itibar" kazanmayacaktı. Çünkü onun ait olduğu kesimde "itibar", varsa yoksa, "mat", "mülk". "para", "toprak" demekti. Iman olmayan konutlarda oturmak, kamu arazisine villa kondur- mak, avanta toprak kapmak gibi bize "ayıp" gelen şeyler, o kesimde "mubah"\\. Şimdi yeni bir yasa çı- kartarak "mubah" olanı yasaliaştırmak istiyoriardı. Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Se- zer'in yasayı geri çevırmesinin bır yaran olmayacak, çünkü onlar o metni Çankaya'ya aynen iade ede- ceklerdir. Ve bu yasa Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nden onların çoğunluğuyla mutlaka çıkacaktır. Tersi, eşyanın doğasına aykırı olur, dolayısıylada "iş bitiriciler"\n iktidardaki variık nedenlerinin anlamı kalmaz. Çünkü onlar "iş"\ yalnızca "manen" değil "madden" de bitirmek için oradadırlar. Onlaryaptıklarından hiç pişmanlıkduymazken, bir gün gelecek onları oraya seçenler pişman olacak- lardır. Fakat bu, iş ışten geçtikten sonra duyulan kim bilir kaçıncı pışmanlıktır? (e-posta: dkavukcuoglu a superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Argoda ça- ba harcama- dan elde edi- len şeye veri- lenad... Hay- van damı. 2/ Faiz... Hafta- nın bir günü. 3/ Şaşma be- lirten bir ün- lem... Os- manlılarda önceleri halktan yalnız ola- ğanüstü durumlar- da, sonralan ise sü- rekli olarak toplanan vergi. 4/ Ispanyolla- nn sevinç ünlemi... "Manila keteni" de- nilen dokuma mad- desinin elde edildiği. 8 muz ağacı türü. 5/ 9 Senegal'inbaşkenti. 6/tt Melâh'anlama>ı anbirses- le — nesk değiliz" (Ahmet Haşım)... Öyunda ce- zalı çocuk. 7/ Tıp dilinde belsoğukluğu hastalığı- na verilen ad... Müstahkem yer. 8/ Içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu... Tarhana, bulgur yap- mak için kullanılan, kabuğu so>"ulmuş ve kınlmış buğday. 9/ Panltı... Bir ışık kaynağından yayılan ışınlann toplandığı yer. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/Gizlice verilen önemli haber.. Arap erkekleri- nin kefiyelerinin üzerine bağladıklan kalın çem- ber bağ. 2/Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sırası... Taş kırıkJan üzerine kum döşenip silindirle sıkış- tınlmış yol. 3/Kimyada demirin simgesi... Sahip olma, kazanma. 4/ Gözleri görmeyen... Ek\ator bölgelerinde yetişen bir meyve ağacı. 5/Ağırbaş- lılık. 6/ Osmanlı mimarlığında, mukarnash baş- lıklann en üst bölümü... Kişinin öz benliği. II Zimbabve'nin başkenti... Karaciğerin salgıladığı acı sıvı. 8/ Soğukla sıcak arası... Geminin rüzgâr almayan yanı. 9/Razı olma... Amac..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle