Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2003 PAZAR
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Felsefeciler ve eski devlet başkanları politika-felsefe ilişkisini değerlendirdiler
DünyarunkurtuluşubanştaÖZGÜRERBAŞ
Felsefe Kongresi'nde eski devlet
başkanlan ve filozoflar buluşarak
felsefe - politika ilişkisini değerlen-
dirdiler. Prof. Dr. Ioanna Kuçura-
di'nin başkanlığını yaptıgı oturuma
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel, Bulgaristan'ın eski Cumhurbaş-
kanı Jelyu Jelev ve Hindistan dele-
gasyonu başkanı Karan Singh konuş-
macı olarak katıldılar.
Antidemokratik rejimlere yapılan
meşru müdahalelerin insanhğın ka-
zanılmış hakkı olduğunu belirten
Demirel, ABD'nin süpergüç olmak-
tan kaynaklanan insani müdahalele-
rinin ne zaman ve nereye isterse sal-
dırabileceği anlamına gelmediğini
belirtti. Demirel, Avrupa Birliğı'run
siyasi ve stratejik güç olmayı reddet-
mesini anlamanınsa mümkün olma-
dığını söyledi.
Geleceğin bugünden daha güzel
olacağına inandığını söyleyen ve
önümüzdeki yüzyılda dünyayı bek-
leyen en önemli tehlikenin "çokzen-
gjnler" ve "çok fakirler" arasında-
ki uçurum olacağını vurgulayan De-
mirel, *Küresefleşrneninönündekis>-
kmülar; işsizlik, yerel geleneklerin
ve ulusal biüncin zayıflamasmdan
korkanlar, çevrenin korunmasmı teh-
dit altmda görenler ve ülkelerde ya-
şanacak toptumsal ve siyasal çalkan-
tdar olacak" dedi. Demirel konuşma-
sının sonunda Huntington ın "uygar-
bklar çaüşması" tezıne değinerek
şunlan söyledi: "yaşadığımız mo-
dern çağ medenryetler çabşmasını
değil, medeniyetler dayanışmasını
Karan Singh, Jelyu Jelev ve Süleyman Demirel'in katddığı oturumu Prof. Dr. toanna Kuçuradi yönerti.
gerektirmektedir. Bunun gerçekkş-
mesinde de düşünürlere büyük gö-
rev düşmektedir."
Jetyu Jelev'den eleştiri
Jelev ise Platon'un "Devtefinde
belirttiği gibi "filozoflar tarafindan
yönetilen" devletın hıçbır zaman ya-
şama geçirilemediğini söyledi. Ku-
ral koyuculann filozoflan her za-
man kendi yanlanna çekmeye ça-
lıştıgını söyleyen Jelev, " Bunu ya-
parak onlan etidsiz hale getirmek is-
temişlerdir. Çünkü kural koyucular,
fîlozoflann karşı koyuşlanndan ve
eleştirilerinden korkmuşlardır. Bu
yüzden 20. yüzyılda komünizm ve
faşizm gibi diktatörlük rejimleri fi-
lozoflarla ilişkilerine birinci derece-
de önenı vermişlerdi" diye konuştu.
Marksıst-Leninist felsefenin sosya-
list ülkelerde devlet görüşü haline ge-
lerek bürokratikleştigini ve dogma-
tikleştiğinı belirten Jelev, bu ülkeler-
de Marksıst- Leninist olmayan araş-
tırmalara ızın verilmediğini kaydet-
h. 1959 yılında Bulgaristan Komü-
nist Partisi üyesi olmadığı için Bul-
garistan Bilimler Akademisi'ne bağ-
lı Felsefe Enstitüsü'ne araştırmacı
olarak girme başvurusunun iki kez
reddedildığini anlatan Jelev, "Bana
sen parti üyesi degilsin. Felsefe Ens-
titüsüideolojik bir enstitüdür. Bulga-
ristan Komünist Partisi merkez ko-
mitesinin ideolojik enstitüsüdür de-
dfler" diyerek Marksist-Leninist dev-
let anlayışını eleştirdi. Jelev sözle-
rini şöyle bitirdi: "Felesefenin poli-
tikacüara öğretebileceği daha önem-
li pek çok şey var. Gerçekten öğren-
mek istediklerinde."
Karan Singh ise 30 yıl önce Tür-
kiye'ye bir kez daha geldiğini ve bir
Hındıstanlı olarak Mustafa Kemal
Atatürk'ün yarattığı ülkeden çok et-
kilendiğini söyleyerek sözlerine baş-
ladı. Singh, insanhğın uygarlık tari-
hinde dinin çok önemli bir güç ol-
duğunu belirterek, pek çok insanın
farklı dinlerden olduğu için işkence
gördüğünü ya da öldürüldügünü söy-
ledi. "Gerçek birdir ve birçok isfan-
le çağunhr" dıyen Singh, "Tannya
giden pek çok yol olduğunu kabul
eden ve sadece başka dinlere hoşgö-
rü gösteren değil, tannya inançtaki
çoğulculuğu kabul eden bir felsefe
Dulahm" dedı.
Telesefe eğitimimiz yetersiz'
Toplantının sonunda Demirel'e
Türkiye'den bir üniversite öğrenci-
si Türkiye'deki felsefe eğitiminin
yeterli olup olmadığını sordu. De-
mirel ise felsefe öğreniminin yeter-
li olmadığını, ancak başka ülkeler-
de de bunun yetersiz kaldığını söy-
ledi. Dünyada pek çok bilginin ol-
duğunu, bunlann birbiriyle ilişki-
lendirilmesi gerektiğini ve Ata-
türk'ün de bunu başardığını vurgu-
layan bir başka katlımcının sorusu-
nu ise Demirel, "Atatürk bir filo-
zoftu. Askerdi, filozoftu ve bir kuru-
cuydu. Bu üç alanı bir araya getirdi.
O bir kahramandı. Sadece çokkül-
türlülükk sınırlandınlamaz, Pek çok
değeri bihyordu ve kullanıyordu"
diye yanıtladı. Kuçuradi ise aynı
soruya "Atatürk bir devrim yapü. Bu
sayede bugün burada oturuyoruz"
diye karşılık verdi.
Demirel dünyanın önündeki en
önemli sorunun ne olduğu yönün-
deki bir başka soruyu ise "gezegenin
korunması" diye yanıtlayarak şun-
lan söyledi: "Gezegenimiz ölüyor.
Suyu temiz tutun, yeşili ve havayı ko-
ruyun. Herkes için ekmek ve su ge-
rekli. tnsanhk gezegeni yok ediyor.
tkinci sorun, zenginler ve fakirler
arasındaki uçurum. İ'çüncü sorun
eğitim ve güncd bir sorun da uyuş-
tunıcu, terör, hastahklarve yolsuztuk.
Banş ortamını kurup sürekUIiğini
sağlamak ve geliştirmek gerekir.''
ABANCIDÜŞMANLIĞINA ÇÖZÜMARANDI
' ve
4
ötekT
sorununa bakıştstanbul Haber Servisi - Göç, in-
san kaçakçılığı ve yabancı düşman-
lığmın tırmandığı, etnik topluluklar
arasında çıkan savaşlann körüklen-
diği günümüzde, felsefe öğrencile-
ri, "ben" ve "ötekj" sorununu ma-
saya yatırdı. Öğrenciler, "öteki'' ile
kurulan ilişkinin ve "ötekini tanı-
ma" çabasının insanın kendini ve
kültürünü tanımasıyla başladığını
belirttiler.
21. Dünya Felsefe Kongresi'nde bir
ilki gerçekleştiren felsefe öğrencile-
ri "Yabancı Düşman-
hğj,'Kendi'veDiğer-
leri" başlıklı bir otu-
rum düzenledi. Baş-
kanlığını gazetemize
kongreye ilişkin izle-
nimler yazan Paris
Üniversitesi Felsefe
Bölümü Öğrencisi Si-
nan Evcan'ın yaptığı
oturumda Ferhat Tay-
hn, Meksikalı Edoar-
do Garcia, Danimar-
kalı Henrik Bjerre,
Kanadalı Kammy Lai
ve Martin Laramee
birer konuşma yaph-
lar.
Meksikalı Edoardo
Garcia, yabancı düş-
manlığı veya korku-
sunun aynmcılıkla aynı anlama gel-
mediğini vurgulayarak yabancı söz-
cüğünün kökeninin "dışanda olan"
ve "kapuundışındakr anlamına gel-
diğini belirtti. "Yabana" kavramının
yerel veya ev sahibi üzerinden belir-
lenen bir kültür ürünü olduğunu an-
latan Garcia, tarihin iki taraflı oldu-
ğunu, hem "bizT, hem de "ötekPni
anlattığmı söyledi. Sorbonne Üni-
versitesi öğrencisi Ferhat Taylan da
"xenos" sözcügünün hem "yabana",
hem de "düşman" anlamlannı içer-
Fe.sefe
öğrencileri "Yabancı
Düşmanlığı, 'Kendi'
ve Diğerleri"
başlıklı oturumda,
'öteki' ile kurulan
ilişkinin ve 'ötekini
tanıma' çabasının
insanın kendini
ve kültürünü
tanımasıyla
başladığını
belirttiler.
diğini vurgulayarak, " Yabancı düş-
manlan, 'Onun benim gibi olmama-
sı onu sevmemem için yeterlidir. Be-
nim için istediğim haklan onun için
istemem' diye düşünüyorlar. Oysa
'öteki'ni kavrayabih'rsek, 'öteki' de
ortadan kalkacak" dedi.
Danimarkalı Henrik Bjerre ise
"ben" ve "öteki" sorununa Hegel'in
bakış açısından yaklaşarak "iktida-
nn köleleştirniesi'' kavramını irdele-
di. Kişinin kendisinin ve kimliğinin
bir ötekine ihtiyaç duyduğunu anla-
^ ^ ^ ^ ^ ^ tan Bjerre, "Ötekinin,
görmezden geunekle
tehdit edilmesi insani
nesne durumuna dü-
şürür. 'Ben'i algüaya-
cakolana nesne mu-
amelesi yapmak
'ben'i de nesneleşti-
rir. Efendi - köle iüş-
kisinde kölenin ken-
dini yeniden yapdan-
dırmasıve mücadele-
si kimikrince işçi dev-
rimi olarak nitelendi-
riür" diye konuştu.
Kanadalı Martin
Laramee ise insanlar
arasındaki farkhlık-
lann öldürücü sonuç-
lara ulaştığını kayde-
derek, insanlann 'öte-
ki' ile olan ilişkılerinin hayat karşı-
sındaki tavırlan olduğunu söyledi.
"ÇaOşma" adı altında farklılıklann
yok edilmesini savaş olarak nitele-
yen Laramee, şöyle devam etti: "Öte-
knığin yabancı düşmanhğma dönüş-
mesi, güçlünün zayrfa acımasız dav-
ranmasma neden oldu. Yabancı düş-
manhğına çözüm olarak ortak bir
gerçekliğe ve ahşverişe ihti> aç var-
dn;" Öteki" ine ve kühiirüneyakm ol-
mak kendi kültürümüzü ve kendimi-
zi tanımaktır."
Felsefeye dans arasıDünya Felsefe Kongresi'ne kanlan 2000'e vakın fdsefeci. dansın antikçağdan günümüze Anadolu'daki serüvenini
anlatan 'Ne> -Bimıllann Dansı' adlı gösterryi iziediler. Yapunını Magic You şirkerinin, genel koordinatörtüğünü
Ömer Önder'in üstlendiği gösteride, Anadolu coğrafyasuun zengin külrürü, teknolojiyle harmanlanarak
sahneye taşındı. Sanat yönetmenliğini Tamer Levent'in yapögı 'Ney'de, 17 ülkeden 100 müzisyenin Cihan
Sezer'in önderliğinde hazırladığı müzik eşliğinde, 30'u kadın 60 dansçı, 13 a\n yörenin danslannı 1800 parça
kostüm, 112 başlık ve 68 mask yardınuyla sergUediler. (Fotoğraf: GÖKÇE UYGUN)
Din Felsefesl:
Stelios VTrvidakis (Yunanistan),
Crisrina ZorzeDa (ttalya),
Lyubov Bugaeva (Rusya),
Anna Aloisia Moser
(Amerika), Wen-fang Wang
(Tayvan). (09.00-10.50/
Dolmabahçe A).
Post-Modern Çağda
Siyasal Eylemcllik: Başak
KONGREDE BUGÜN
Ertür (Türkiye), David KeDy
(tngıltere), Hakiın Marquez
Duband (Venezuela),
Ivo van Onna (Hollanda),
Jen McWeeny (Amerika),
Hakan Yücefer (Türkiye).
(11.00-12.50/Anadolu).
Sosyal ve Clobal
Adaletslzllk Karşısında
Felsefe: Pierre
Sane (UNESCO),
Alan Gewirt (Amerika),
Peter Singer (Avustrarya),
Ioanna Kuçuradi (Türkiye).
(14.00-16.00/Anadolu).
K»ipam$: toanna Kuçuradi
(Kongre Başkanı). Pierre Sane
(UNESCO), Abduüah Gül
(Dışişleri Bakanı).
(16. 00-18.00 /Anadolu)
PVP / VCP Aslı SELÇUK J
Amores Perros (Paramparça Aşk-
lar, Köpekler) Yön: Alejandro Gon-
zalez Inarritu / Oyn: Emilio Echa-
varria, Goya Toledo, Gael Garcia
Bernal / 2001, renkli, 147 dakika /
Umut Sanat - Palermo.
Aşk, nefret. acı, öfke, kıskançlık,
yalnızlık, düş kınklıklan, umutlar, bek-
lentiler, bunlar her insanın yaşadığı
duygulardır. Gerçek öykülerden esin-
lenerek senaryosunu oluşturan yönet-
men Inarritu, bu çarpıcı çalışmasını
yaşamı yönlendiren olaylar üzerine
kurmuş. Bir araba kazasınuı çok sa-
yıda insanın yazgısını değiştirmesi-
ni ilginç bir anlahmla irdeliyor. Altı
- kişinin ve çevresindeki insanlannar-
zulanna, kurduklan ve ulaşamadıklan
düşlerine, aşkın ve nefretin kesişmesine
tanık oluyoruz. Özel Böhlmler'de yaratı-
cı-oyuncu kadrosu filmle ilgili düşünce-
lerini açıklıyor, karakterleri yorumluyor-
lar. Aynca setten görüntüler, zor sahne-
lerin çekimleri, 2 adet fragman da var.
•••
Die Another Day (Başka Bir Gün Öl)
/ Yön: Lee Tamahori / Oyn: Fierce
Brosnan, Halle Berry, Judi Dench /
2002, renkli, 127 dakika / MGM -Tig-
lon.
40. yaşını kutlayan JamesBond'un 20.
fihni, 1962'den bu yana çevrilmiş tüm
Bondlara göndermede bulunuyor. dıji-
tal efektlerin ilk kez yer aldığı Bond fil-
mi sıfatını da taşıyor. Tüm zamanlann
en başanlı Bond'u olarak tanımlanan 2
diskli çalışmada 007 silah satışı yapan
Kuzey Koreli bir ordu görevlisinın pe-
şinde. Özel BöKimler de yaratıcı ekibin
açıklamalanyla aksiyon sahnelerinin
çekimi. Bond'un aletleri, Buz Saray'ın
yapımı, dijital efektler ve derecelendir-
me, kurgu ve müziklendirme e\Tesi, öy-
kü çizimleri,jenerik tasanmlan, araç-
malzeme bilgileri, fragmanlar, TV rek-
lamları, müzik klibi ve yapımı, deği-
şik açı-objektiflerle alınan sahneler,
bilgisayar oyunu "007NçhtFîre"ın ya-
pımı, tanıtım fotoğraflan, Bond Özel
Koleksiyonu'nun DVD tanıtımlan
yer alıyor.
Brad Pttt, James Dean'in peşinde
• Kültür Senisi -
Brad Pitt, John
Steinbeck'in
romamndan
uyarlanan 1955
yapımı bir James
Dean filmi olan
'East of Eden'ın
yeni versiyonunu
çekmeyi ve aynı
zamanda da
filmde başrol
oynamayı
planlıyor. Cnlü
oyuncu, John
Steinbeck'in
yetkili şirketine
giderek, iki Kaliforniyalı gencın babalannın
sevgisini kazanmak için verdikleri
mücadelenin öyküsünü anlatan bu Oscar'lı
filmin haklannı almak için görüşmeler yaptı.
New York Daily Nevvs'ta konu hakkında, "Bir
klasiği tekrar çekmeye kalkmak gerçekten
cesur bir girişim, o bakımdan Brad Pitt bunu
bir kere daha düşünmeli" diye yazıldı.
Amerika'nın ünlü talk şovcusu ve edebiyat
eleştirmeni Oprah VVinfrey'in övgüsü üzerine
Steinbeck'in kitabı Amerika'da en çok satanlar
listesine yeniden girdi.
40 kapikatüristin bilinmeyenleri
• NEVŞEHtR (AA) - Ünlü karikatürist Semih
Balcıoğlu'nun, 40 karikatürisrin bilinmeyen
yönlerini anlattığı 'Karikatürümüzde Insan
Manzaralan' adlı kitabı, ekim ayında
piyasaya çıkıyor. Can Yayınlan tarafından
piyasaya sunulacak olan kitapta Balcıoğlu,
kendilerini sanatlanyla Türkiye'ye ve dünyaya
kabul ettiren arkadaşlannın anılannı ve çok az
kişinin bildiği yönlerini 2-3 portreyle 300'e
yakın sayfada anlatıyor.
En başanlı oyun: Barış
• Kültür Servisi - tzmit Şehir Tiyatrosu
'Banş' adlı oyununun ilk gösterimini geçen
günlerde Stobi Antik Oyunlar Festivali'nde
yaptı. Izmit Şehir Tiyatrosu Genel Sanat
Yönetmeni Yücel Erten'in Aristofanes'ten
uyarlayıp yönettiği oyun 'En başanlı oyun'
ödülünü kazandı. Festivalde ev sahibi Veles
Tiyatrosu Aristofanes'in 'Bulutlar' ve
'Lysistrata' adlı oyunlannı, Bitola (Manastır)
Tiyatrosu ile Csküp Türk Tiyatrosu Sofokles'in
'Antigone'sinin iki ayn yorumunu, Bulgaristan
Sofokles'in 'Oresteia'sını, Zagreb'den gelen
GUSTL topluluğu Sloven-Hırvat ortak yapunı
olan 'Odyssey 2001' adlı yapıtı, Rusya ise
Kleist'ın 'Amphitrion'unu sergiledi. tzmit
Şehir Tiyatrosu'nun 2 bin 200 yılhk antik
tiyatroda sunduğu 'Banş'ın müzikleri Cem
Idiz'e, koreografisi Salima Sökmen'e, müzik
yönetimi Çiğdem Erken'e, sahne ve giysi
tasanmı Efter Tunç'a, ışık tasanmı ise Erol
Dinçdemir'e ait.
Borusan'ın biletlen yamn satışta
• Kültür Senisi - Borusan tstanbul Filarmoni
Orkestrası'nın 2003-2004 sezonunda vereceği
konserler için abonman bilet satışlan yann
başlıyor. Borusan tstanbul Filarmoni
Orkestrası'nın, Lütfi Kırdar Uluslararası
Kongre ve Sergi Sarayı ile Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nde vereceği konserler için
abonman bileti alanlara yüzde 20 indirim
sağlanacak. Lütfi Kırdar'da gerçekleştirilecek
7 konser için tam abonman kartı alacaklar 168,
indirimli abonman kartı alacaklar ise 84 milyon
lira ödeyecek. tndirimli abonman kartlanndan
öğrenciler, emekliler, 61 yaş üstündekiler,
öğretim üyeleri ve öğretmenler yararlanabiliyor.
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde
düzenlenecek 7 konser için ise tam abonman
kartının değeri 140 milyon lira. Buradaki
konserlerin indirimli abonman bedeli de 70
milyon lira olarak belirlendi. (Bilet alacaklar
0 212 292 08 55 No lu telefona ya da Borusan
Kültür ve Sanat Merkezi 'nin Istiklal Caddesi
421 numarah adresine başvurabilecek.)
Yaşar şiirlerini bir kitapta topladı
• Kültür Servisi -
Bugüne kadar
yonımculuğu ve
besteci kimliğiyle
tanıdığımız Yaşar,
sevenlerinin
karşısma bu kez
'Yalnızlık Dört Bin
Perde' adlı şiir
kitabıyla çıktı.
Epsilon Yayıncılık
tarafından satışa
sunulan kitapta
sanatçı şimdiye
kadar yazdığı şiirlerini ilk kez hayranlanyla
paylaşıyor. Kitapta yakın dostu olan Ertuğ
Fişek 'Editörün Notu" bölümünde
sanatçmın şiirlerinin yazılış sürecini ve
dostluklannı anlatırken Cemal Süreya'ya da
bir gönderme yapıyor.
Kopenhag Rlm Festivali sürüyor
• Kültür Servisi - Bu yıl birincisi düzenlenen
Kopenhag Uluslararası Film Festivali
14 Ağustos Perşembe günü görkemli bir
açılışla başladı. Yunanlı yönetmen
Theo Angelopoulos ve Danimarkalı film
yapımcısı Lars von Trier, başkentin
Imperial Sineması'nda yapılan festivalin açılış
galasında onur ödülü aldılar. Festivalin seçici
kurulunun başkanı da olan Angelopoulos,
yaşam boyu A\Tupa sinemasına olan
katkısından dolayı onurlandınldı. Törende
Norveçli oyuncu Liv Ullman da yaşam boyu
başan ödülüne layık görüldü. Avrupa'nın en
yenisi olan Kopenhag Film Festivali, Berlin,
Cannes ve Venedik Film festivalleri gibi
tanınan bir etkinlik olmayı hedefliyor.