25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIS BASIN 9 Kellyyaşasaydı Bush ve Blair, Uday ve Kusay 'ın öldürülüşünü, Irak'ta kitle imha silahı olup olmadığı konusuna Mtlenen kamuoyu gündemini değiştirmek için kullanıyor ctünyadahagüvenli olurdu• David Kelly yaşasaydı ve işini yapmasma izin verilseydi dünya ve Irak çok daha güvenli olurdu. Londra'da, başbakanm ofisinin bulunduğu Downing Sokağı ve Savunma Bakanlığı yetkililerinin yanıt vermesi gereken çok soru var. mutluluk duyacak bir insan değilim. Ancakbu olayın tüm Irakhalkıiçin hu- zur verici bir gelişnıe olduğunu söyle- mek zorundayım." Uzun lafın kısası Başbakan da Dı- şışleri Bakanı da oğullarının ölüm ha- berini değerlendirmeyı Saddam rejı- minin vahşiliğini anlatmak için gayet ıyi bir şekilde kullandı. Ama bu vah- şet çoğumuzun 15 yıl önce işaret etti- ği bir noktaydı. Tabii bu anımsatıldığın- da Straw o dönemde ülkenin Iran'la sa- vaşta olduğunu ve tngiltere'de Muha- fazakâr Parti'run yönetimde olduğunu bahane göstererek konuyu kapatıyor. Görünen o ki ikisi de dikkatlerin Bush ve Blair ülkeyi ışgal etme karan aldık- lannda Irakın elinde bulundurduğu- nu söyledikleri kitle ımha silahlan ve özellikle David KeDy'nin ölümünden başka bir yöne çekilmesinden rahatla- RICHARD NORTON TAYXOR Uday ve Kusay öldürüldü ve onlann öldürülmesi Irak'ın bundan böyle da- ha güvenli bir yer olacağını söyleyen Ingilız ve ABD hükümetlerini zevkten dört köşe etti. Evet Iraklılar kendileri- ni daha güvende hissedebilirler. Ve, diktatörlerin şiddet yanlısı oğul- lannın ortadan sonsuza dek kalkması onlann kendilenni Amerikalı ışgalci- lere karşı direnişlerini sürdürmeleri ko- nusunda dahakararh olmalannaneden olabilir. Saddam ın oğullannın öldürülmesi- nın duyurulması Tony Blair tarafından "mükemmelbirhaber" olarak nitelen- di. Dışişleri Bakanı Jack Straw ıse da- ha dikkatliydi konuya ilişkin görüşle- nni belirtirken. O. kendince "sondere- cezarartı iki psikopat" olarak niteledi- ği iki adamın ölmesinin Irak halkına mutluluk ve huzur getireceğinı söyle- di. Ve şöyle devam etti: Huzur veren gellşme *Bana inanın ki kimsenin ölümünden mışlar. Ve tabıi yukanda da bahsettigim gibi Saddam Hüseyin rejiminin kötü- lüğünü anımsamamız için de iyı bir fır- sat oldu bu. Blair gazetecilere Uday ve Kusay ın binlerce Iraklının ölümün- den sorumlu olduklannı söyledi. Ama bu elbette savaş için bize gösterilen ne- den değildi. Neyse! Şimdi Saddam'ın oğullannın ölümünden mümkün oldu- ğu kadar yararlanalım! Ve, diktatörün çok yakında onlarla aynı kaderi payla- şacağını umalım. Hükumetln ba$ı agnyacak Ortada kesin olan bir şey var ki Dr. Kelry'nin ölümü hükümetin başını ağnt- maya devam edecek. Ölümünden son- ra Başbakan Blair tarafından iyi bir fotoğraf... İngiliz Savunma Bakanlığı damşmanı Kelly ölmeden iiç gün önce. 15 Temmuz'da Dış Ilişkiler Komisyonu 'na ifade verdi. Bu, BBC'ye bilgi sızdırdığı ortaya çıktıktan sonra sorgulanan kitle imha silahı uzmanının son fotoğrafi oldu. (AP) devlet memuru olarak nitelendirilen bu adam BBC'yle hükümet aleyhine ola- cak şekilde yayın yaptığı için kavgaya girişen üst düzeyler tarafından göre- vinden ahnmıştı. tşin aslı Kelly, hükümetin, Irak'taki kitle imha silahlannın varlığına ilişkin delil aradığı araştırmanın kilit ismiydi. Yakın geçmişte Irak'a gidip Bush ve Bla- ir'in savaşı haklı kılacak karutı bulacak- lannı umduklan bilim adamlanna da- nışmanlık etmişti. Kelly'nin bu çalış- malanna devam edemevecek olması bir kara mizah örneğine benziyor. Dün, Kelly'nin kimyasal ve biyolojık silah- lar konusunda uzman olan bir meslek- taşı onun ölümünü "gerçek bir kayıp" olarak niteledi ve şunlan söyledi: 'Ülkeyiveinsanlançok iyi taıuyordu. yerini doldurmak çok zor." Kelly 1990'larda Irak'taki en sıkı ve etkin ÛNSCOM silah denetçilerinden binydi. Saddam Hüseyın'in elinde kit- le ımha silahı bulundurduğuna inan- mıştı. Biyolojik ve kimyasal silahlann oluşturduğu tehdit konusunda hem Sa- vunma hem Dışişleri Bakanlığı'na da- nışmanhk yaparken işini iyi yapabilmek için güncel istihbarat raporlanna ulaş- mahakkınasahipti. Kellv kurban edlldl Bu nedenle gazetecilere hükümetin ülkeyi kanştıran Eylül Dosyası'nda şüphe uyandıran ve güvenilemeyecek bilgiler olduğunu söylemesi büyük önem taşıyordu. Parlamento Dış tlişkiler Komite- sindeki milletvekilleri, hükümet ve BBC arasındaki savaşta kimin önde gittiğinin -ki Kelly o savaşın kurbanı- dır- notunu tutacaklanna Kelly'nin söy- lediklerine kulak assalardı, onlar da ga- zeteciler gibi önemli delilleri öğren- mış olacaklardı. Kelly onlara Irak'ta biyolojik ve kimyasal silah olma şan- sının yüzde 30 olduğunu söylemişti. Şimdi de MI6 ajanı olan Iraklı genera- lin Eylül Dosyası yayımlanmadan kı- sa bir süre önce, Saddam'ın 45 dakika içinde cephede kitle imha silahlannın kullanımını sağlayacak. izin verecek komutanlarla ilişki içinde olduğunu söylediğini öğrendik. Bu. silahlan ül- kede banndırmak anlamına değil hazır- da tutmak anlamına geliyor. Yanıtlanması gereken sorular Kelly üsleri tarafından sayılan ciddi ve önemli bir kaynakn. Ona saygı duyan- lar arasında silahlı kuvvetlerden sorum- lu müsteşar Adam Ingram yoktu. Ing- ram, Kelly'nin Savunma Bakanlığı'nın bir üst düzey yetkilisine BBC muhabiri Andrew GUBgan a konuştuğunu itiraf ettikten sonra tüm dünyaya "KeDy'ye rağmen müdahale karan abnnıasının uygunolduğunu'' söyledi. Ve Kelly'nin Savunma Bakanlığf ndaki kariyerine devam edebileceğini umduğunu söz- lerine ekledi. Söylenecek bir şey var o da David Kelly yaşasaydı ve işini yapmasına izin verilseydi dünyanın ve Irak"ın çok daha güvenli olacağı. Başbakanm ofisinin bulunduğu Downıng Sokağı ve Savun- ma Bakanlığı'ndakilerin yanıt vermesi gereken çok soru var. (The Guardian) İntiharsaldınlarında yalnızca Israülüerdeğil Füisûnlüerde ölüyor HELEN SCHARY MOTRO* Galip Tavil Kudüs'ün Hadasa Hastanesi'ndetemizlikçi olarak ça- lışıyordu. Kadrolu ışçi olmasa da gündelık işçi olarak burada çalış- mayı tercih edıyordu. Çünkü 13 yaşındaki, lösemi olan kızı Iman bu hastanede tedavi görüyordu. Ta- vil'in amacı kızıyla daha fazla va- kit geçirebilmekti. Akşamlan işı bittikten sonra da çoğunlukla kızı- nın yanı başında uyuyordu. tman hastaneden çıkanldığı için mayıs ayında bir cumartesı gece- sıni Kudüs'ün kuzeyindeki evinde geçirdi. Pazar sabahı erken saat- lerde ışe gitmek için sabah saat 5.45'te ilk otobüse atladı. Ancak o gün bir daha eve dönemedi. Bir Fı- listinlınin düzenlediği intihar sal- _ _ _ _ _ ^ _ _ ^ _ dınsı nede- niyle otobüs- teki altı yolcuy- la bır- likte patlama anında öldü. Tavil de katili- nin' ol- duğu gibi Fi- listin- liydi. 'Bu saldın- , ^ _ ^ _ ^ _ _ _ _ _ _ _ ^ dan bir gün sonra, pazartesi günü, 19 yaşında- ki bir Filistinli bir alışveriş merke- zinin girişinde bombayı patlattı. Aflıla'daki saldında üç kişi öldü. Bi- ri Hasan İsnıail Tavata adında. 41 yaşında elektronik eşya satan bir dükkân açma hayalleri kuran ve alışveriş merkezinde elektronik kursuna katılmak için bulunan bir Araptı. Liste böyle uzayıp gıdebılır. Ken- dilenni kahraman ilan eden ve ölünce yaşadıklan. toplum tara- fından şehit sayılan Filistinlilerin düzenlediği saldınlarda yaralanan ve ölen çok sayıda Arap var. Sal- dırganlar kurbanlannın bazılan- nın Arap olduğunu bilselerdi aca- ba ne düşünür, ne söyleyebilirler- di 9 "Hizmet ertiğimiz önemli amaç için değer" dıyebileceklen bir za- • Kendilenni i kahraman ilan jeden | Filistinlilerin i düzenlediği | intihar ı saldınlannda , yaralanan ve ölen • çok sayıda Arap i var. Saldırganlar kurbanlannın bazılannm Arap ; olduğunu bilseler acaba ne düşünürlerdi? rar olarak mı nitelerlerdi Araplan da öldürmüş olmalannı? Ya tman ve babasız ya da annesiz kalan di- ğer çocuklar ne dıyorlar bu olan- lar karşısında? Nüfusun 1 mllyonu Arap Israil'in 6 milyonluk nüfusunun l milyonuna yakınını Araplar oluş- turuyor. Israil kaynaşmış bir top- lum olmasa da apartheid kavra- mından da çok uzakta. Hayfa'da Arap ve Yahudıler aynı bölgeler- de, birlıkte yaşıyorlar. Kudüs'ün so- kaklarında ise iki toplumun ınsan- lan omuz omuza yürüyor. Çocuk- lan aynı parklarda oynuyor. Aynı yuvalara gidiyor. Geçenlerde düzenlenen bir sal- dında yaralanan 71 kişinin kaldı- nldığı Afula Hastanesi'nde yara- hlara ılk müdahaleyi yapan doktor- lardan biri de Araptı. Acil servisin başında Dr. .AzizDaruşevardı Has- tanede çalışan doktor ve diğer sağ- lık personehnin yüzde 20'si ve bu- raya gelen hastalann yüzde 4O'ı Arap. Son iki buçuk yılda Filistinli- lerin düzenlediği saldınlarda ölen Araplann saynsı artrı. Bir ilaç şir- ketinin temsilcisi olan Şahada Dadis 2002 >alının Ocak ayında Cenin'e tıbbı malzeme götürür- ken \-uruldu ve öldü. 2000 yılının sonbahannda Hedera'da düzen- lenen bombalı saldında l yaşın- daki bir bebeğin yüz ve vücudun- da üçüncü derece yanıklar oluş- tu. Suat Cebir matematik \ e ista- tıstık bölümünü tamamlamak için son öde\inı üniversiteye teslim etmeye giderken otobüste düzen- lenen ve 14 kişinin öldüğü saldı- nda 2002 Ekimi'nde öldü. 2002 yılının ağustos ayında. HayfaÜni- versitesi'ne psikoloji eğitimi al- maya giderken bulunduğu oto- büste düzenlenen saldında dokuz kişiyle birlıkte yaşamını yıtiren Meysun Amin Hasan ise saldın- larda ölen Filistınhlere bir başka örnek. Saldınlarda ölen Yahudilerin sayısı daha az ya da hikâyeleri yukanda adı geçenlennkinden da- ha az hüzünlü değil. Çünkü insan- lar kendilenni cinayet işlemeye şartlamışlarsa onlar için kimin hayatının kararacağının pek de önemi yok gibi görünüyor. (InternationalHerald Tribune) *ABD 'li bir avukat, Tel Aviv Ümversitesi 'nde öğretim üyesi Ürdün halkııu kalkındıran poliûka Ürdün, Arap ülkeleri ara- sında yoksullukla mücadele- de birinci olduğu ıçın kendi- siyle gurur duyabilir. Yakın geçmişte yayımlanan 2003 Yı- lı Birleşmiş Milletler Kalkın- maRaporu'nagöre son on yıl- da sağlık ve eğirime yapılan süreklı yatınm, Ürdün'ü iş- sizlik ve halkın yoksulluğuy- la mücadele konusunda Arap ülkelerinin önüne geçirdi. Yoksullukla mücadele, insa- ni gelişımin temel gereksi- nimlerindendir. Ordün'ün ye- ni felsefesı bir Çin atasözün- den kaynağını alıyor. "Birine yardım etmek istiyorsan ona balık vermekyerine balık rut- mavı öğret" Yoksullukla mücadele stra- tejısi, sağlıklı yetişkinlere an- cak herhangi bir meslek edin- dırme kursuna gittikleri tak- dirde aylık destek primi veril- mesini öngörüyor. Birleşmiş Milletler Raporu bu politika- nın işe yaradığını gösteriyor. Tabıı her şeye rağmen Ür- dün" ün küresel çizelgedekı durumu pek parlak değil. In- san Haklan Endeksi'ne göre Ürdün bu yıl 2002'deki 87'in- cilikten 90'ıncılığa geriledi. Araplar arasında durumu iyi olabilir ama.. küresel alanda gerilemiş durumda. Bu da Ür- dün'ün daha çok adım atma- sını, daha iyi durumdaki ülke- lerden çok şey öğrenmesi ge- rektiği anlamına geliyor. Ülkenin makroekonomik yeniden yapılandınlması ve özelleştirmenin faturasınm yoksullara çok ağır olduğu gerçeğini gizlemek mümkün değil. Bu konuda Ürdün'ü BM'nin organlar ve birçok in- san hakkı derneğı uyardı za- ten. Ülkedeki yoksullann bu süreçte daha da yoksullaştı- ğını anlamak için ekonomist olmaya gerek yok. Ülke ekonomik açıdan belirli ölçüde gelişme sağla- mış olabilir, ancak bu gelişme- nin nüfusun çoğunluğuna yan- sıması için daha çok adıma gereksinim var. (Jordan Tunes) Arap dünyası için işsizlik, yolsuzlukla mücadele, fikir özgürlüğü alanlannda reform yapılması zorunlu Araplar özeleştiri yapmalı KENNETHVV.STEIN* Saddam Hüseyin'in düşmesınden sonra ortaya önemli bir soru çıktı: Bu dönüm noktasmdan sonra Ortadoğu'daki siyasi or- tam nasıl değışime uğrayacak? Suriyeli kö- şe yazan Şaban AbudKuveyt'ye yayımla- nan El Ray El Am gazetesinde geçen ayın başında kaleme aldığı yazıda "Iraklı dik- tatörünyönetimika\t>eönesininsadeceArap dümasında değil uiuslararası arenada da önemli etkileri olacak tarihi bir olaj " oldu- ğuna dikkat çekti. Günümüzde Ortadoğu'da öncelikler de- ğışıyor. Sınırlann belirlenmesi ve garanti altına alınması konusundakı öncelık, yeri- nı devletlerin kendi içinde nasıl işledikle- n, iç işlerini yürüttükleri konusuna kayıyor. Bölgedeki ülkeler, tarihlerinde yabancı- lann güdümünde dönemler geçırdikleri için dış güçlenn amaçlanna şüpheyle bakma hakkına sahipler. Ancak bunun yanı sıra böl- ge ülkelerindeki çağdaşlaşma konusunda- ki eksiklik yabancılara ve siyonizme mal edilemez. Bu konuda geçen yüzyılda böl- gede etkin olan dini ve etnik gruplar oldu- ğu kadar elıt tabaka ve feodal sıstemin yö- neticileri de sorumluluk sahibi. SaddamHüseyinKuveyt'i işgal ettiği za- man ınsan kendi kendıne şu soruyu yönelt- meden edemiyordu: Neden Arap rejimleri bu işgale karşı tek bilek olarak birlıkte tavır alamadılar? Gerçi Filistin sorunu dikkati. geçici bir süre olarak tek tek bu ülkelerden îsrail ve Filistin'e yöneltti.. ancak 11 Eylül saldın- lan sonrasında sınayan bakışlar yeniden Arap yönetimlerinin son köşesine yöneldi. Birleşmiş Milletler'in 2002 yılının Haziran ayında Arap Dünyası'nın gelişmesine iliş- kin, bölge ülkelerinin özellikle insan ve ka- ayında Londra'da yayımlanan El Hayat ga- zetesi. Arap rejimlerinin kendi siyasetlen- ne yönelik protestolan bastırmak için yurt- taşlan en temel haklardan bile mahrum bı- rakacak durumda olduklannı yazıyordu. Hak değil armağan sankl Yine Londra'da yayımlanan bir başka ga- zete El Kuds El Arabi ise bu yıl ocak ayın- • Londra'da yayımlanan El Hayat gazetesine göre Arap rejimleri kendi siyasetlerine yönelik protestolan bastırmak için yurttaşlannı en temel haklardan bile mahrum bırakacak durumdalar. El Kuds El Arabi gazetesine göre de sosyal haklar bu ülkelerde, yönetim tabakasının yurttaşlanna verdiği ve istediğinde alabileceği birer armağan gibi görülüyor. dın haklan ile çağdaşlaşma konusundaki gel- diklen noktamn yeterli bulunmayıp eleşti- rildığı raporunun yayımlanmasından son- ra bu tartışmalar kızıştı ve sıklaştı. Yurttaş haklan konusundaki bazı dene- meler, tartışmanın geçen zaman zarfinda da- ha da ciddi ve yoğun bir sorun haline gel- diğine işaret ediyordu. 2002 yılının Ocak da Arap halklannın yaşadıklan düzende temel insan haklanndan mahrum bırakıl- dıklan için kendilenni korumasız hissettik- lerine dikkat çekiyordu. Sosyal haklar bu ülkelerde, yönetim tabakasının yurttaşlan- na verdiği ve istediği an geri alabileceği bi- rer armağan gibi görülüyor. Hatta Arap ül- kelerinde siyasi gücü elinde tutan liderler. özgürlüğü, tekrar geri alınabilecek, ödünç verilmiş bir şey olarak görüyorlar. Arap dünyasında egemen olan kültür, halkın hak- lan olmadığı, sadece zorunluluklan tanıdı- ğı yönündedir. Geçmişte Ürdün rejiminin üst düzey yö- netim kadrosunda yer alan biri bana geçen hafta Amman'da şunlan söyledi: "Arap dün\-asındakibizler,hepimiz,yurttaşhk hak- lan olmayan birer jTirttaşız." Riyad'daki terör saldınsından sonra ıse Lübnan'da ya- yımlanan El Nahar gazetesinde çalışan bir gazeteciye göre bu konuda, ABD'nin Su- udi Arabistan'daki varhğını ve Filistin so- nınunu sorumlu tutabiliriz ancak işsizlik, yolsuzlukla mücadele, fikir özgürlüğünün ve gelir dagıhmında eşitliğin sağlanmasının önünü açacak reformlann yapılması şart. Mısır'daki El Ahram gazetesinde yazan Muhammed El Başa Araplann ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlannı aşmak istiyor- larsa acilen dürüst ve rasyonel bir özeleş- tiri yapmalan gerektiğini savundu. Yönetim- ler bu sorulara yanıt bulacak mı? Bunu yapmak için kendi sosyal refah ve güçlerini başkalanyla paylaşmaya hazır olmalan gerekir. Ama Irak'ta işleyen bir federal sis- tem ortaya çıkarsa ne olur? (Die Weh) *Atlanta Emory Üniversitesi Ortadoğu Tarihi ve Siyaseti Profesörü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle