Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H i J V v / l ı l _ / l f x X ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13
ŞÎRKETLER
• GOLDAŞ tarihi Iznik
çinileriru kuîlanarak
yeni bir koleksiyon
yarattı. Koleksiyonda
Lznik çinilerine ait farkJı
renk ve desenlerdeki
rcotifler kullanıldı.
• HILTON Londra
Kensington'ın satış
dırektörlüğüne Bülent
Kayapehlivan getirildi.
Kayapehlivan. genel
miidür Kazım Giirses ile
konferans ve ziyafet
departmanı müdürü
Hatice Çakar'dan sonra
oteldeki üçüncü Türk
yönetıcı oldu.
• FORDOTOSAN31
Temmuz'a kadar Ford
marka binek araç
kullanıcılan içın araç
bakım imkânı sağhyor.
• BATTERY enerji
içeceği, üreticisi
Carlsberg tarafindan
Türkiye "de satışa
sunuldu. Battery diğer
meşrubata oranla yüzde
30 daha fazla enerji
sağlıyor.
• TUBORGGOLD15
Eylül'e kadar sürecek
kampanyasıyla bir
müştensine Mıni
Cooper verecek. Bira
kapaklannın altında
'Bıra-Para" yazısı
bulanlar ise bedava bira
kazanacak.
O'NEILL
ayakkabılan, Sporting
Shop'lann Ankara ve
Istanbul mağazalannda
3 Ağustos'a kadar
yüzde 50 ındirim ve 4
taksit imkânıyla tüketici
ile buluşuyor.
• MERCEDES-BENZ,
armağan kampanyası
'kamPUANya'ya BP'yi
dekattı. Yetkili
servislere gelen
müşteriler, topladıklan
puan karşılığında
BP'den akaryakıt
kuponu kazanmacak.
• MYNET, Tûrkiye'de
ilk ve tek olarak internet
üzerinden canh yayın
yapan televizyon kanalı
OFÎSTV'yi yayın
hayatına soktu.
• ELECTROLUX,
yeni akıllı buzdolabı ER
6690 DN'de hangi
bölümün ne kadar
soğutulması gerektiğine
karar veren bir mikro
bilgisayar yaptı. Dolap,
soğutucuyu açmadan
içeceklere ulaşmayı
sağlayan 'kapı içinde
kapf özelliğiyle de
dıkkat çekıyor.
• NURUS, Yeni ofis
organizasyon sistemi
KISS"i parti dızaynı
konseptinde Esma
Sultan'da tanıttı.
Tanıtıma tasanmcı ve
mımarlann yanı sıra
Domus, MD ve Design
Report dergileri
editörleri katıldı.
Hükümet, bütçeye gelir elde edebilmek için sürekli özel tüketim vergisini arttırdı
Benzinde yüzde 400 vergiANKARA (ANKA)- Oto-
matik akaryakıt ürünleri üze-
rindeki özel tüketim vergisi
ve katma değer vergisinden
oluşan vergi yükü yüzde
400'lere doğm tırmanıyor.
Kaynak ihtiyacının her orta-
ya çıkışında vergi oranlanru
yükselterek bunu karşılayan
AKP hükümeti, son olarak 26
Temmuz'da fiyat indirimi
yapmamak için kurşunsuz ve
süper benzinden alınan ÖTV
tutarlannı yüzde 0.7 orarunda
arttırdı. Bu artışla birlikte
kurşunsuz benzındeki vergi
yükü yüzde 376'ya, süper
benzinde ıse yüzde 394'e
yükseldi.
M za
• Hükümetin, kaynak gereksinimini sürekli vörgi oranlannı
I yükselterek karşılama çabası tüketiciye ağır bedeller ödetiyor.
Son olarak yine bütçedeki açıklan kapatmak üzere "vergi
zamlanna sarılan" hükümetin bu politikası sonucunda kurşunsuz benzinde
vergi yükü yüzde 376'ya, süper benzinde yüzde 394'e kadar çzktı.
ÖTV alınan ürünlerde,
KDVnin matrahı ÖTV ek-
lenmış tutar olarak dikkate
alındığı için ÖTV miktann-
daki artış, yüzde 18 olan
KDV'den gelen parasal yükü
de arttınyor.
Bütçe gelirlerini arttırabil-
mek için ÖTV tutarlanna ya-
pılan zamlar, diğer ürünlerin
de fiyatlannı arttırdı. Motori-
nin vergi yükü yüzde 209 dan
yüzde 329'a, LPG'nin yüzde
105'ten yüzde 215.5'e, oto-
gazın yüzde 148'den yüzde
237'ye ulaştı.
Indirim yerfne zaro
Akaryakıt fıyatlanndaki ar-
tış tümüyle vergi artışlann-
dan kaynaklandı. Yıl başın-
dan bu yana kurşunsuz benzi-
üzerindeki ÖTVnın ve
KDV'den oluşan vergi yükü
yüzde 12.9, süper benzinin
vergisi yüzde 13, motorinin-
ki yüzde 20, LPG'ninki yüz-
de 40.7 ve otogazın vergi yü-
kü de yüzde 10.6 oranmda
arttı.
Oysa aynı dönemde otoma-
tik fiyatlandırma çerçevesin-
de kurşunsuz ve süper benzi-
nin vergi öncesi fiyatında
yüzde 0.9, LPG ve otogaz fi-
yatında yüzde 30.9 ve moto-
rin fiyatında yüzde 23.7 ora-
nında düşüş yaşandı.
Eğer hükümet, söz konusu
ürünler üzerindeki ÖTV tuta-
nnı arttırmayıp sabit tutsaydı,
LPG fiyatlan şu andaki sevi-
yesınin yüzde 17.7. kurşun-
suz ve süper benzin fiyatlan
yüzde 0.2, motorin fiyatlan
yüzde 9.1 ve otogaz fiyatlan
da yüzde 14.7 daha düşük
olacaktı.
Oysa kurşunsuz benzin fi-
yatlan yıl başına göre yüzde
9.7, süper benzin fiyatlan
yüzde 10, LPG fiyatı yüzde 6
ve motorin fiyatı yüzde 6.1
artış gösterdi.
TSE STANDARDI
Bakkal
psikolog
raporlu
olacak
C^Bakkal 3 yükalfalık
yapacak...
^ Insan psikolojisüıden
anlayacak...
y? Sağlıkh olacak...
ANKARA (CumhuriyetBürosu)
-Türk Standartlan Ensritüsü (TSE),
bakkallara standart verdi. Standar-
da göre, bakkallann ficari ve temel
matematik bilmelennın yanı sıra
iletişim becerilerine sahıp olmaJa-
n ve ınsan psikolojısinden anlama-
lan da gerekiyor.
TSE'nın hazırladığı standartta
bakkallann, bu meslekte en az 3 yıl
kalfa olarak çalışmış ve ustalık
kurslanru başanyla tamamlamış,
mesleğini icra edeceği işletmeyi
kurma \ e yüriitme yetkısıne sahip
olması da edinilmesi gereken özel-
likler arasında yer alryor.
Diğer özelliklerden bazılan şöy-
le:
- Insan ve müşteri davranışı hak-
kında bir seminer ve eğitim aldığı-
nı belgelemek.
- Bedeni sağlığı, gıda maddeleri
satışında çalışmaya uygun olmak.
- Faks, fotokopi hesap makinesi,
yazar kasa ve yeterince bilgisayar
kullanmasını bilmek.
- Fatura, irsaliye, yazar kasa fişi,
perakende satış fişi gibi yasa] bel-
geleri düzenleyebilecek vergi mev-
zuatı bilgisine sahıp olmak.
- Türkçenin doğru olarak konu-
şulması ve dilin dogru kullanılma-
sında çalışanlara rehberlik etmek.
DEPREME DAYANIKLISERAMİK EV - Kak Gnıbu kurucusu İbrahim Bodur, düırya-
da ilk kez "Depreme Dayanıklı Seramik Ev" projesini gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bodur,
depreme dayanıklı yeni ürünü konuklann önünde deneyerek dayanıkhhğın] gösterdi. (AA)
Kale Gnıbu 46 yaşında
NECPETÇALJŞKAN
ÇAN - Kale Grubu kurulu-
şunun 46. yılını Çanakka-
le'nin Çan ilçesinde düzenle-
nen Seramik Bayramı etkin-
likleriyle kutladı. Kale Grubu
kurucusu işadamı İbrahim
Bodur, Türk sanayicisinin ön-
celikli beklentisinin güven ve
istikrar olduğunu söyledi.
Çanakkale'nin Çan ilçesin-
de düzenlenen törenlerin açı-
lış konuşmasını yapan Bodur,
Türk sanayicisının önceliklı
beklentisinin güven ve istikrar
ortamı olduğunu. istikrar sağ-
lanması halınde Türkiye'nin
borçlannı ödeyebilecek kay-
nak ve potansiyele sahip oldu-
ğunu belırtri.
Türkiye'nin ve hükümetle-
rin en önemli sorununun yıl-
lardır bınkip gelen iç ve dış
borç yükü ile yüksek faiz ve
enflasyon olduğunu belirten
Bodur şöyle devam etti:
"Türkhe,uzun süredir kal-
kuuna ve sanayfleşme hedefi-
ni bir kenara koymuş, var gü-
cüyie borç ödemek için iç ve
dış kaynak buuna mücadele-
sine Irîfitienmiştir. Borcu borç
alarak ödemek ve bu şekilde
devam etmek problemi çöz-
mek değildir. Türkiye bu
borçten ödcvebilecek kâynak,
imkân vepotansiyele sahiptir.
AraşOrmalara göre. iyi yöne-
tümesi halinde, her yil yüzde
6-7 oranında kaikınma sağia-
mak mümkün görünmekte-
dir. * Bodur, ilk alh kurucu-
sundan biri olduğunu belirtti-
ği TÜSİAD ve sivil toplum
kuruluşlannın menfaatlan
doğrultusunda aynı telden ça-
lıp aym dilden söyleme gay-
reti, güç birliği ve anlayışı
içinde olmalan gerektiğini
savundu.
Törenlerde, fabrikalarda
personele takdir belgelen ve
çeşitli hediyeler verildi.
Kale Grubu'nun yıldönü-
mü kutlamasına 9. Cumhur-
başkanı Süleyman DemireL
TBMM Başkanı Bülent
Annç, Maliye Bakanı Kemai
l nakıtan ve ÎSO Meclis Baş-
kam Hüsamettin Kavinin de
aralannda olduğu çok sayıda
işadamı katıldı.
TOKİ
'Köy
Kenfyerine
'tanmken?
ANKARA (AA)-Top-
lu Konut Idaresi (TOKI).
tanma ve hayvancılığa
elverişli modern ve çağ-
daş yeni köyler oluştur-
ma amaçlı "Tanmkent
ProjesTne başlayacak.
Bu kapsamda ilk ola-
rak Batman'da 270 ko-
nutluk bir tanmkent in-
şa edilecek. TOKİ Baş-
kanı Erdoğan Bavrak-
tar, projeyle çağdaş ve
şehri cazip kılan olanak-
lara sahip tarzda köyler
kurmayı amaçladıklan-
m söyledi.
Tanmkentlerde, va-
tandaşın şehirde aradığı
ve istediğıni bulduğu şe-
kilde bir yapılanma
oluşturacaklarmı belir-
ten Bayraktar, "Yeni ku-
rulacak köyler çevredeld
köylerle birleştirilecek.
Tanmkentler 100-200 ve
300 konuttan oluşan pa-
ketler halinde inşa edile-
cek" dedi.
Bayraktar, bu konutla-
n genellikle içinde, ahır
ve ekim-dikim alanı da
bulunan ortalama 1500
ile 2 bin metrelik bir alan
üzerinde yapacaklarmı
belirtti.
Konutlann ödeme
şartlannı vatandaşın ala-
bilirük gücüne göre oluş-
turmayı düşünduklenni
belirten Bayraktar, "Ama
kıstasunız maKvetin yüz-
de 15fle25'i arâsındâ bir
bölümünü peşin ahp geri
kalanına da 10 yıl vade
uygulamak. Ancak biraz
lüks konut yaparsak bu
vadeyi 5 yıla çekecegjz"
diye konuştu.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM
ABD, Ingiltere, hatta Fransa'da yönetı-
cı sınıf içinde, medya yorumculan arasın-
da, sömürgeciliğin faydalan üzerinde bir
konsensüs oluşuyor. Kendi kendilerini yö-
netemeyerek çevrelerine ve Batı'ya tehli-
ke oluşturmaya başladıklan gerekçesiyle,
giderek daha çok sayıda ülkenin yöneti-
mine el konuyor. "Kimse açıkça dile ge-
tirmek istemiyor ama" diyor muhafaza-
kar yayın organlanndan National Revi-
ew'un editönj Rich Lowry ve ekliyor "ar-
hk hepimiz sömürgeci olduk"!
Gerçekten de Kosova ve Bosna'da bi-
rerpretektora kuruldu, Irakdoğrudansö-
mürgeleştiriliyor. Afganistan'da birdo-
minyon var. Avustralya, Solomon adala-
nna2000askerçıkardı. Bush'un2300as-
ker gönderme karan şimdi sıranın Liber-
ya'ya geldiğini gösteriyor. Üç milyon nü-
fuslu, yoksul Liberya belki ekonomik açı-
dan değehi değil ama Bab Afrika Jeopo-
frtiği açısından çok önemli bir ülke; çün-
kü "Bir petrol denizinin ortasında çakıl-
mış, bir an evvel söndürülmesi gereken
bir kibrite benziyor" (The Economist,
3/07). Bu yüzden yalnızca Liberya'da ölü-
lerini getirip ABD konsolosluğunun önüne
yığanlar değil, Fransa ve Ingiltere de
ABD'nin ülkeye müdahale etmesini isti-
yorlardı. Bir süredir Fildişi Kıyısına ve Si-
erra Leone'deki iç savaşlara müdahale
eden bu iki ülke şimdi Kongo Demokra-
tik Cumhuriyeti'ndeki iç savasa birlikte
müdahale etmeye hazırlanıyorlar (The Gu-
ardian, 17/07). Gine ve Sao Tome'yle
askeri ve ekonomik bağlanm hızia ge-
liştirmekte olan ABD'nin Liberya'ya mü-
dahale etmeye başlamasına bakarak Ba-
tı Afrika'da yeni bir sömürgeleştirme dal-
gasına şahit olduğumuzu söyleyebiliriz.
Belki de sırada, geçen hafta bir askeri dar-
be yaşayan Sao Tome, hatta büyük pet-
rol rezervlerine sahip Nijerya var. En son
bilgiler Sao Tome'yle petrol işletme anlaş-
ması olan Nijerya'nın 2000 askerie über-
Sömüpgecilik Olağanlaşıyor
ya ıç savaşına da bulaştığını gösteriyor
(Africa Business, 23/07).
Daha önce bir yazımda ("Petroie ve Ga-
za Hücum", Dünya Ek. Bakış, 28/10/02),
ABD Enerji Bakanı'nın, "Afrika petrolü
bizim için bir ulusal stratejik çıkar ha-
line geldi" sözlerini aktarmış, Batı Afri-
ka'nın müdahale alanı içine girdiğine dik-
kat çekmıştim: Batı Afrika'daki gelişmeler,
burada "başarısız/ çökmekte olan"
("çatlaktaki") devlet sayısının hızla arttığı-
nı gösteriyor. Liberya Devlet Başkanı Tay-
lor'un adına ben ilk kez Angola iç sava-
şında UNITA'nın finansmanına yardımcı
olan elmas kaçakçılığı bağlamında rastla-
mıştım. Angola iç savaşının yanı sıra,
1991 'de Sierra Leone elmas havzasında
çıkan ve yaklaşık 200 bin sivilin ölümüne
neden olan çatışmaların başlatılmasıyla
da sorumlu tutulan Taylor, Gine'deki is-
yancılan da destekliyor, Fildişi Kıyısı'nda-
ki iç savaşta her iki tarafla birden çalışıyor-
du. Fildişi Kryısı'nın siyasi istikrarıysa,
Burkina Faso, Mali ve Nijer gibi denize
kıyısı olmayan ülkeler açısından yaşamsal
öneme sahip. Liberya'daki muhalefet za-
man zaman Gine topraklannı kullandığın-
dan, sık sık bu ülke ile Gine arasında ça-
tışma çıkıyor. 1997'de Gine'nin yaklaşık
üçte birini ele geçiren Uberya güçleri, an-
cak ABD'nin desteğiyle püskürtülebildi.
Fildişi Kıyısı Devlet Başkanı Laurent
Gbagbo da geçen yıl ülkesinin vatandaş-
lık yasasını, kendi kabilesinden başka her-
kesi dışlayacak biçimde değiştirince, bu-
rada da Burkine kaynaklı göçmenlerayak-
landı, çıkan iç savaşa Burkine Faso güç-
leri de bulaştı. Bölgede, herkes, herkesle
savaş halinde. Hiçbir devlet "yönetilemi-
yor".
Bush hükümeti bakan yardımcısı Che-
ney'nin hazırladığı Enerji Raporu'nda Ba-
tı Afrika, ABD'nin gaz ve petrol piyasala-
nna yönelik en hızlı büyüyen kaynak ola-
rak saptanıyor. bu bölgeden ithalatın ABD
toplam ithalatı içindeki payının 2005'te
yüzde 20'ye 2015'te yüzde 25'e çıkması
böylece Ortadoğu petrollerine bağımlılı-
ğın da azaltılması öngörülüyordu (Africa
Business).
Nitekim, Batı Afrika kazanını kaynatan
ateşe Bush hükümetinin iktidara gelme-
siyle birlikte Gine Körfezi'ndeki petrol ya-
taklan da eklendi. Gabon, Angola, bu ya-
taklardan faydalanırken, 150 bin nüfuslu
Sao Tome adasının yaklaşık 3-4 milyar
varillik bir rezervin üzerinde oturduğu or-
taya çıktı (The New Yorker, 10/07). Ayn-
ca, bir içişleri bakanlığı görevlisinin New
Yorker yazanna söylediği gibi, kıyı ötesi
petrol çıkanlması, "olayı yerii haJkın gö-
zünden dolayısıyla nefretinden de uzak
tutuyor". Bu açıdan, "bölgedeki tek istik-
rarlı demokratik ülke Sao Tome, mükem-
melbirüs". BBC'nin bildirdiğine göre Sao
Tome hükümeti de zaten ABD'yi, körfezi
denetlemek için adada bir deniz üssü kur-
maya davet etmiş. Geçenlerde bu istikrar
bozuldu ve yıllardır kendi halinde yoksul
yaşamlannı sürdürmeye çalışan Sao To-
meliler, ülkelerine doluşan Amerikalı pet-
rolcülere alışmaya çalışırken, 16 Tem-
muz'da birdenbire gözlerini bir askeri dar-
beye açtılar.
Amerika Sao Tome ile ilişkisini yeni ge-
liştiriyor ama şu sırada müdahaleye hazır-
landığı Liberya tam anlamıyla ABD em-
peryalizminin ürünü. Başkenti, Başkan
Monro'ya atıfla Monrovia olarak kurulan
überya ABD'den getirilen özgürieştirilmiş
kölelerle, Afrikalı yerli halkın itirazı silahla
bastınlarak kurulmuş. Eski köleler de he-
erginyf« 1r.net
men, plantasyonlar kurup, Güney Ameri-
kalı aristokrasi gibi giyinip; Mason kulüp-
leri kurup, "medenileşmişler"; yeriilere de
aborijiniler diyortarmış (Village Voice,
09/07). Tarihi boyunca, Uberya'nın keres-
te, elmas ve kauçuk kaynaklan talan edil-
miş. ABD lastik şirketi Firestone burada
dünyanın en büyük plantasyonunu kur-
muş. Soğuk Savaş boyunca, Liberya, CIA
Afrika ofısinin merkezi, çok önemli bir din-
leme merkezi olmuş. Ancak 1980 yılında
"aborijinileı'in lideri, başkanlık muhafız
alayından Samule Does, Başkan Willam
Tolbert'i yatağında boğazladıktan sonra,
birayaklanma başlatmış, Überya'yı kuran
gelenekten tiim politikacılan öldürüp yö-
netimi ele geçirmiş. ABD Devlet Başka-
nı'ndan da 500 milyon dolar mali yardım
almış. Böylece Liberya gansterierin, "Sa-
vaş Lordlannın" at oynattığı bir ülkeye dö-
nüşmüş.
Şimdiki başkan Taylor ise 1970'lerde
Massachusetts Bentley Koleji'nden me-
zun olduktan sonra Liberya- Amerika der-
neğinde çalışmış? Doe hükümetinde yer
almış, sonra kaçmış. Daha sonra Afrika'da
çok güçlü bir "Savaş Lordu" olarak orta-
ya çıkmış, Doe'yi deviren harekette önem-
li bir rol oynamış, 1997'de de ABD deste-
ğiyle başkan seçilmiş. Hızla, özellikle ya-
sadışı elmas ticaretiyle ilgisi yüzünden, böl-
gedeki istikrarsızlığın önemli kaynaklann-
dan biri haline gelen Taylor şimdi. Liber-
ya'da başlayan kanşıklıkJardan sorumlu tu-
tuluyor. Başkan Bush da istifa etmesi ge-
rektiğini söyledi. Birleşmiş Milletter Ge-
nel Sekreteri Kofî Annan da ABD'nin Li-
berya'ya müdahale ederek banşı sağla-
masını isteyen koroya katıldı. Yalnızca Gü-
neyAfrika Devlet Başkanı Mbeki müdaha-
leyi desteklemekte isteksiz çünkü, bunun
daha sonra Ingiltere için Zimbabvve'ye
müdahale etmesini meşru kılacak bir ömek
oluşturmasından endişeediyor. Sömürge-
cilik artık olağan bir politika haline geldi...
ANKARAPAZARI
YAKLP KEPEINEK
Basın-Yayın Açığı
Geçen hafta, 24 Temmuz, ülkemizde sansürün kal-
dırılmasınm 95. yıldönümüydü. Bu nedenle, basın-
yayın alanının kimı sorunlanna değinmek gerekiyor.
• • •
Basın-yayının kamuoyuna, doğru ve güvenilır bilgi
vermesi, toplumsal gelişmenın temelidir. Bunun ger-
çekleşmesi için basın-yayının, nesnel ve öznel açılar-
dan uygun bir ortamda; özgüriük içinde ve yansız, ba-
ğımsız, duyarlı ve tarafsız olması gerekiyor. Türkiye
basın-yayınının, bu ilke ve özelliklere sahıp olduğunu
söyleme olanağı bulunmuyor.
Türkiye'nin bu "basın- yayın açığının" ya da "ye-
tersizliğinin" nedenleri iki düzlemde ırdelenebilir. Bun-
lardan biri, tarihsei ve nesneldir; ıkincisi de yapısaldır.
Tûrkiye'de basın-yayının, uygun deyimıyle "başın-
dan geçenler", özgüriükle sıkışma arasındaki gelgit-
ler, son 45 yılın, 1961, 1971, 1982 ve bugünün dört
anayasasının, bu konudaki düzenlernelerınin karşı-
laştınlmasından izlenebılir. Bu, konunun anayasal ta-
rafı; bir de yaşananlar var.
Ülkemizde, kayıtlara göre düşünceleri ya da yaz-
dıklan nedeniyle, geçen yüzyıl boyunca öldürülen ga-
zetecı sayısı 60'tır. Ancak, ilginç bir yoğuniaşma var;
42 gazeteci yaşamlannı 1990 ve sonrasında yitirmiş-
lerdir. Bu cinayetlerin birçoğu karanlıkta kalmıştır; ki-
milerinin "fefo>fç/ten"yakalanmış, cinayetlerin arkasın-
daki örgütlü güce, dokunulmamıştır.
Gazeteci için ölümeyakın birdurum hapisyatmak-
tır. Yine bugün, çoğu gazeteci olmak üzere 100 insa-
nımız salt düşünceleri nedeniyle hapıstedir. Katıller,
hırsızlar, tecavüzcülenn cezalan bağışlanabilmekte,
ancak düşünce nedeniyle hapisler sürmektedir.
Eskiden, gazetelerin, hükümetlerin hoşuna gitme-
yen haberferi makaslanırdı; sansür edilirdı.. şimdiler-
de "toptancı" sansür uygulanıyon gazeteler toplanı-
yor. Nitekim, 2001 yılında 1210; 2002'de 1107 ve
2003'ün 24 Temmuzu'na kadar 610 adet yayın top-
lama karan verilmiştır.
Bunlar 2000'li yıllara basın- yayının nasıl girdiğinin
kımi istatıstikleridır.
• • •
Yapısal sansüre gelince. Onun da birincisinden asa-
ğı kalırtarafı yoktur. Tûrkiye'de, basın-yayın, çok bü-
yük ölçüde, ekonomik çıkar ile iç içedır. Basın-yayın
sahipliğı ile bankacılık, iletişim, turizm, enerji vb. fa-
aliyetlerin sahıpliği aynı ellerde toplanıyor. Iş dünyası
ile basın-yayının bütünleşmesi, bunlara siyasetin de
eklemlenmesiyle, üçlü bir çıkar ağı oluşuyor. Kimı kez
yeraltı dünyasının da katılmasıyla, toplum, bir "azsa-
yıdakilerin egemenliği" ya da siyaset kuramındaki
adıyla, "oligarşik" yapının baskısı altına alınıyor.
Bu yapı, önce, kendi içinde, "medya savaşlan" ya-
pıyor. Basın-yayın grupları, birbirierierini karalamaya-
nşına giriyor. Daha nitelikli yayın için bir çabaya giril-
miyor. Basın-yayın, kendi kendini kemiriyor; tüketiyor.
Tarihin ve yapının birlikte ürettiği var olan ortamın-
da basın-yayın, topluma, geniş toplum kesimlerinin
sorunlanna, tamamıyla yabancılaşmış bulunuyor.
Can alıcı sorunlann gündeme getirilmesi, çok, ama
çoksınıriı kalıyor. ömeğin, işsizlik, çocuk işçiliği, gün-
lük çalışma süresi, asgari ücretin altında ücretle çalı-
şaniar; sokak çocuklannın sorunlan, tinerci çocuklar,
çocuklara işletilen cinayetler vb. yalnızca, yolda-izde
rastfanırsa, basın-yayına konu olabilıyor. Yolsuzluk;
rüşvet; dokunulmazlıklann kaldınlması; kadrolaşma;
ıhale yoluyla yandaş zengin etme gibi hükümet uy-
gulamalannın üzerine yeterince gidılmıyor; izlemeler-
de süreklilık bulunmuyor.
Kimi yazar ve yorumculann kimi konulann üzerine
ısraria gitmeleri de sonuçsuz kalıyon gerek hükümet
ve bürokrasi, gerekse kimi belediye başkanlan, özel-
likle de bunlar, basın-yayına karşı tam bir vurdum
duymazlıkla davranıyor; davranabiliyor.
Toplumun sorunlanna uzak kalan basın-yayının,
kendi çalışanlannın sorun ve sıkıntılan da çok fazla-
dır. Basın çalışanlannın tamamına yakını, sendikal
haklarını kullanamıyor; çoğunun ış güvencesi yok;
sosyal haklardan yararianamıyor. Çoğu yeni işe alı-
nanlar, "geçici" ya da "stajyer" olarak, iliklerine dek
sömürülüyor; ne haftalık çalışma süreleri ne ücretleri
ne de sosyal haklan, yasa/ann öngördüğü asgari dü-
zeyı tutturuyor.
Yerel basın ve orada çalışanlann sorunlan; basın-
yayının kullandığı dilin giderek "yabancılaşması" ne-
deniyle yaratılan kültürel yozlaşma vb. aynca ele alın-
malıdır.
Bayramlar ne derse desin, bu basın-yayın ortamı,
Türkiye'yi ileri götürücü birözelliktaşımıyor, basın- ya-
yın, açık veriyor.
yakup@metu.edu.tr
Çlftijk gibi cezaevi
• Ekonomi Ser\isi - Edirne Tanm Açık
Cezaevi'nde üretilen ürünlerin satışından 6
ayda, 161 milyar lira civannda gelir elde edildi.
Cezaevine ait 4.435 dönüm arazinin 3 bin
dönümünde hükümlüler buğday, ayçiçeği,
çeltik, silajlık mısu- gibi ürünler üretiyor.
Aynca, süt sığırcılığı, besicilik, tavukçuluk da
yapıhyor. Cezaevinden kamu kurum ve
kuruluşlanna da satış gerçekleştiriliyor.
Açlık sının 446 milyon lira
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş,
Temmuz ayında 'açlık sınınnın' 446 milyon
245 bin lira, 'yoksulluk sınırının' ise 1 milyar
356 milyon 369 bin lira olduğunu açıkladı.
Türk-lş Araştırma Merkezi'nin çalışanlann
geçim koşullanndaki değişimi gösteren
araştırmaya göre 'mutfak enflasyonu" bir
önceki aya göre bu ay yüzde 1.4 oranında
geriledi. Yılın 7 ayı itibanyla gıda
fiyatlanndaki artış yüzde 11.2 olurken son 12
ay itibanyla artış yüzde 33.5 olarak belirlendi.
OECD Türkiye Masası'na bir Türk
• ANKARA (AA) - Ekonomik Işbırlıği ve
Kaikınma Örgütü (OECD) Türkiye Masası
Şefliği'ne Rauf Gönenç'in getirildiği
ögrenildi. İlk kez, OECD'de Türkiye Masası
Şefliği'ne bir Türk getirildi. Gönenç, uzun
süreden beri OECD'de çalışıyordu. )