25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA H i J V v / l ı l _ / l f x X ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13 ŞÎRKETLER • GOLDAŞ tarihi Iznik çinileriru kuîlanarak yeni bir koleksiyon yarattı. Koleksiyonda Lznik çinilerine ait farkJı renk ve desenlerdeki rcotifler kullanıldı. • HILTON Londra Kensington'ın satış dırektörlüğüne Bülent Kayapehlivan getirildi. Kayapehlivan. genel miidür Kazım Giirses ile konferans ve ziyafet departmanı müdürü Hatice Çakar'dan sonra oteldeki üçüncü Türk yönetıcı oldu. • FORDOTOSAN31 Temmuz'a kadar Ford marka binek araç kullanıcılan içın araç bakım imkânı sağhyor. • BATTERY enerji içeceği, üreticisi Carlsberg tarafindan Türkiye "de satışa sunuldu. Battery diğer meşrubata oranla yüzde 30 daha fazla enerji sağlıyor. • TUBORGGOLD15 Eylül'e kadar sürecek kampanyasıyla bir müştensine Mıni Cooper verecek. Bira kapaklannın altında 'Bıra-Para" yazısı bulanlar ise bedava bira kazanacak. O'NEILL ayakkabılan, Sporting Shop'lann Ankara ve Istanbul mağazalannda 3 Ağustos'a kadar yüzde 50 ındirim ve 4 taksit imkânıyla tüketici ile buluşuyor. • MERCEDES-BENZ, armağan kampanyası 'kamPUANya'ya BP'yi dekattı. Yetkili servislere gelen müşteriler, topladıklan puan karşılığında BP'den akaryakıt kuponu kazanmacak. • MYNET, Tûrkiye'de ilk ve tek olarak internet üzerinden canh yayın yapan televizyon kanalı OFÎSTV'yi yayın hayatına soktu. • ELECTROLUX, yeni akıllı buzdolabı ER 6690 DN'de hangi bölümün ne kadar soğutulması gerektiğine karar veren bir mikro bilgisayar yaptı. Dolap, soğutucuyu açmadan içeceklere ulaşmayı sağlayan 'kapı içinde kapf özelliğiyle de dıkkat çekıyor. • NURUS, Yeni ofis organizasyon sistemi KISS"i parti dızaynı konseptinde Esma Sultan'da tanıttı. Tanıtıma tasanmcı ve mımarlann yanı sıra Domus, MD ve Design Report dergileri editörleri katıldı. Hükümet, bütçeye gelir elde edebilmek için sürekli özel tüketim vergisini arttırdı Benzinde yüzde 400 vergiANKARA (ANKA)- Oto- matik akaryakıt ürünleri üze- rindeki özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinden oluşan vergi yükü yüzde 400'lere doğm tırmanıyor. Kaynak ihtiyacının her orta- ya çıkışında vergi oranlanru yükselterek bunu karşılayan AKP hükümeti, son olarak 26 Temmuz'da fiyat indirimi yapmamak için kurşunsuz ve süper benzinden alınan ÖTV tutarlannı yüzde 0.7 orarunda arttırdı. Bu artışla birlikte kurşunsuz benzındeki vergi yükü yüzde 376'ya, süper benzinde ıse yüzde 394'e yükseldi. M za • Hükümetin, kaynak gereksinimini sürekli vörgi oranlannı I yükselterek karşılama çabası tüketiciye ağır bedeller ödetiyor. Son olarak yine bütçedeki açıklan kapatmak üzere "vergi zamlanna sarılan" hükümetin bu politikası sonucunda kurşunsuz benzinde vergi yükü yüzde 376'ya, süper benzinde yüzde 394'e kadar çzktı. ÖTV alınan ürünlerde, KDVnin matrahı ÖTV ek- lenmış tutar olarak dikkate alındığı için ÖTV miktann- daki artış, yüzde 18 olan KDV'den gelen parasal yükü de arttınyor. Bütçe gelirlerini arttırabil- mek için ÖTV tutarlanna ya- pılan zamlar, diğer ürünlerin de fiyatlannı arttırdı. Motori- nin vergi yükü yüzde 209 dan yüzde 329'a, LPG'nin yüzde 105'ten yüzde 215.5'e, oto- gazın yüzde 148'den yüzde 237'ye ulaştı. Indirim yerfne zaro Akaryakıt fıyatlanndaki ar- tış tümüyle vergi artışlann- dan kaynaklandı. Yıl başın- dan bu yana kurşunsuz benzi- üzerindeki ÖTVnın ve KDV'den oluşan vergi yükü yüzde 12.9, süper benzinin vergisi yüzde 13, motorinin- ki yüzde 20, LPG'ninki yüz- de 40.7 ve otogazın vergi yü- kü de yüzde 10.6 oranmda arttı. Oysa aynı dönemde otoma- tik fiyatlandırma çerçevesin- de kurşunsuz ve süper benzi- nin vergi öncesi fiyatında yüzde 0.9, LPG ve otogaz fi- yatında yüzde 30.9 ve moto- rin fiyatında yüzde 23.7 ora- nında düşüş yaşandı. Eğer hükümet, söz konusu ürünler üzerindeki ÖTV tuta- nnı arttırmayıp sabit tutsaydı, LPG fiyatlan şu andaki sevi- yesınin yüzde 17.7. kurşun- suz ve süper benzin fiyatlan yüzde 0.2, motorin fiyatlan yüzde 9.1 ve otogaz fiyatlan da yüzde 14.7 daha düşük olacaktı. Oysa kurşunsuz benzin fi- yatlan yıl başına göre yüzde 9.7, süper benzin fiyatlan yüzde 10, LPG fiyatı yüzde 6 ve motorin fiyatı yüzde 6.1 artış gösterdi. TSE STANDARDI Bakkal psikolog raporlu olacak C^Bakkal 3 yükalfalık yapacak... ^ Insan psikolojisüıden anlayacak... y? Sağlıkh olacak... ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Türk Standartlan Ensritüsü (TSE), bakkallara standart verdi. Standar- da göre, bakkallann ficari ve temel matematik bilmelennın yanı sıra iletişim becerilerine sahıp olmaJa- n ve ınsan psikolojısinden anlama- lan da gerekiyor. TSE'nın hazırladığı standartta bakkallann, bu meslekte en az 3 yıl kalfa olarak çalışmış ve ustalık kurslanru başanyla tamamlamış, mesleğini icra edeceği işletmeyi kurma \ e yüriitme yetkısıne sahip olması da edinilmesi gereken özel- likler arasında yer alryor. Diğer özelliklerden bazılan şöy- le: - Insan ve müşteri davranışı hak- kında bir seminer ve eğitim aldığı- nı belgelemek. - Bedeni sağlığı, gıda maddeleri satışında çalışmaya uygun olmak. - Faks, fotokopi hesap makinesi, yazar kasa ve yeterince bilgisayar kullanmasını bilmek. - Fatura, irsaliye, yazar kasa fişi, perakende satış fişi gibi yasa] bel- geleri düzenleyebilecek vergi mev- zuatı bilgisine sahıp olmak. - Türkçenin doğru olarak konu- şulması ve dilin dogru kullanılma- sında çalışanlara rehberlik etmek. DEPREME DAYANIKLISERAMİK EV - Kak Gnıbu kurucusu İbrahim Bodur, düırya- da ilk kez "Depreme Dayanıklı Seramik Ev" projesini gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bodur, depreme dayanıklı yeni ürünü konuklann önünde deneyerek dayanıkhhğın] gösterdi. (AA) Kale Gnıbu 46 yaşında NECPETÇALJŞKAN ÇAN - Kale Grubu kurulu- şunun 46. yılını Çanakka- le'nin Çan ilçesinde düzenle- nen Seramik Bayramı etkin- likleriyle kutladı. Kale Grubu kurucusu işadamı İbrahim Bodur, Türk sanayicisinin ön- celikli beklentisinin güven ve istikrar olduğunu söyledi. Çanakkale'nin Çan ilçesin- de düzenlenen törenlerin açı- lış konuşmasını yapan Bodur, Türk sanayicisının önceliklı beklentisinin güven ve istikrar ortamı olduğunu. istikrar sağ- lanması halınde Türkiye'nin borçlannı ödeyebilecek kay- nak ve potansiyele sahip oldu- ğunu belırtri. Türkiye'nin ve hükümetle- rin en önemli sorununun yıl- lardır bınkip gelen iç ve dış borç yükü ile yüksek faiz ve enflasyon olduğunu belirten Bodur şöyle devam etti: "Türkhe,uzun süredir kal- kuuna ve sanayfleşme hedefi- ni bir kenara koymuş, var gü- cüyie borç ödemek için iç ve dış kaynak buuna mücadele- sine Irîfitienmiştir. Borcu borç alarak ödemek ve bu şekilde devam etmek problemi çöz- mek değildir. Türkiye bu borçten ödcvebilecek kâynak, imkân vepotansiyele sahiptir. AraşOrmalara göre. iyi yöne- tümesi halinde, her yil yüzde 6-7 oranında kaikınma sağia- mak mümkün görünmekte- dir. * Bodur, ilk alh kurucu- sundan biri olduğunu belirtti- ği TÜSİAD ve sivil toplum kuruluşlannın menfaatlan doğrultusunda aynı telden ça- lıp aym dilden söyleme gay- reti, güç birliği ve anlayışı içinde olmalan gerektiğini savundu. Törenlerde, fabrikalarda personele takdir belgelen ve çeşitli hediyeler verildi. Kale Grubu'nun yıldönü- mü kutlamasına 9. Cumhur- başkanı Süleyman DemireL TBMM Başkanı Bülent Annç, Maliye Bakanı Kemai l nakıtan ve ÎSO Meclis Baş- kam Hüsamettin Kavinin de aralannda olduğu çok sayıda işadamı katıldı. TOKİ 'Köy Kenfyerine 'tanmken? ANKARA (AA)-Top- lu Konut Idaresi (TOKI). tanma ve hayvancılığa elverişli modern ve çağ- daş yeni köyler oluştur- ma amaçlı "Tanmkent ProjesTne başlayacak. Bu kapsamda ilk ola- rak Batman'da 270 ko- nutluk bir tanmkent in- şa edilecek. TOKİ Baş- kanı Erdoğan Bavrak- tar, projeyle çağdaş ve şehri cazip kılan olanak- lara sahip tarzda köyler kurmayı amaçladıklan- m söyledi. Tanmkentlerde, va- tandaşın şehirde aradığı ve istediğıni bulduğu şe- kilde bir yapılanma oluşturacaklarmı belir- ten Bayraktar, "Yeni ku- rulacak köyler çevredeld köylerle birleştirilecek. Tanmkentler 100-200 ve 300 konuttan oluşan pa- ketler halinde inşa edile- cek" dedi. Bayraktar, bu konutla- n genellikle içinde, ahır ve ekim-dikim alanı da bulunan ortalama 1500 ile 2 bin metrelik bir alan üzerinde yapacaklarmı belirtti. Konutlann ödeme şartlannı vatandaşın ala- bilirük gücüne göre oluş- turmayı düşünduklenni belirten Bayraktar, "Ama kıstasunız maKvetin yüz- de 15fle25'i arâsındâ bir bölümünü peşin ahp geri kalanına da 10 yıl vade uygulamak. Ancak biraz lüks konut yaparsak bu vadeyi 5 yıla çekecegjz" diye konuştu. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM ABD, Ingiltere, hatta Fransa'da yönetı- cı sınıf içinde, medya yorumculan arasın- da, sömürgeciliğin faydalan üzerinde bir konsensüs oluşuyor. Kendi kendilerini yö- netemeyerek çevrelerine ve Batı'ya tehli- ke oluşturmaya başladıklan gerekçesiyle, giderek daha çok sayıda ülkenin yöneti- mine el konuyor. "Kimse açıkça dile ge- tirmek istemiyor ama" diyor muhafaza- kar yayın organlanndan National Revi- ew'un editönj Rich Lowry ve ekliyor "ar- hk hepimiz sömürgeci olduk"! Gerçekten de Kosova ve Bosna'da bi- rerpretektora kuruldu, Irakdoğrudansö- mürgeleştiriliyor. Afganistan'da birdo- minyon var. Avustralya, Solomon adala- nna2000askerçıkardı. Bush'un2300as- ker gönderme karan şimdi sıranın Liber- ya'ya geldiğini gösteriyor. Üç milyon nü- fuslu, yoksul Liberya belki ekonomik açı- dan değehi değil ama Bab Afrika Jeopo- frtiği açısından çok önemli bir ülke; çün- kü "Bir petrol denizinin ortasında çakıl- mış, bir an evvel söndürülmesi gereken bir kibrite benziyor" (The Economist, 3/07). Bu yüzden yalnızca Liberya'da ölü- lerini getirip ABD konsolosluğunun önüne yığanlar değil, Fransa ve Ingiltere de ABD'nin ülkeye müdahale etmesini isti- yorlardı. Bir süredir Fildişi Kıyısına ve Si- erra Leone'deki iç savaşlara müdahale eden bu iki ülke şimdi Kongo Demokra- tik Cumhuriyeti'ndeki iç savasa birlikte müdahale etmeye hazırlanıyorlar (The Gu- ardian, 17/07). Gine ve Sao Tome'yle askeri ve ekonomik bağlanm hızia ge- liştirmekte olan ABD'nin Liberya'ya mü- dahale etmeye başlamasına bakarak Ba- tı Afrika'da yeni bir sömürgeleştirme dal- gasına şahit olduğumuzu söyleyebiliriz. Belki de sırada, geçen hafta bir askeri dar- be yaşayan Sao Tome, hatta büyük pet- rol rezervlerine sahip Nijerya var. En son bilgiler Sao Tome'yle petrol işletme anlaş- ması olan Nijerya'nın 2000 askerie über- Sömüpgecilik Olağanlaşıyor ya ıç savaşına da bulaştığını gösteriyor (Africa Business, 23/07). Daha önce bir yazımda ("Petroie ve Ga- za Hücum", Dünya Ek. Bakış, 28/10/02), ABD Enerji Bakanı'nın, "Afrika petrolü bizim için bir ulusal stratejik çıkar ha- line geldi" sözlerini aktarmış, Batı Afri- ka'nın müdahale alanı içine girdiğine dik- kat çekmıştim: Batı Afrika'daki gelişmeler, burada "başarısız/ çökmekte olan" ("çatlaktaki") devlet sayısının hızla arttığı- nı gösteriyor. Liberya Devlet Başkanı Tay- lor'un adına ben ilk kez Angola iç sava- şında UNITA'nın finansmanına yardımcı olan elmas kaçakçılığı bağlamında rastla- mıştım. Angola iç savaşının yanı sıra, 1991 'de Sierra Leone elmas havzasında çıkan ve yaklaşık 200 bin sivilin ölümüne neden olan çatışmaların başlatılmasıyla da sorumlu tutulan Taylor, Gine'deki is- yancılan da destekliyor, Fildişi Kıyısı'nda- ki iç savaşta her iki tarafla birden çalışıyor- du. Fildişi Kryısı'nın siyasi istikrarıysa, Burkina Faso, Mali ve Nijer gibi denize kıyısı olmayan ülkeler açısından yaşamsal öneme sahip. Liberya'daki muhalefet za- man zaman Gine topraklannı kullandığın- dan, sık sık bu ülke ile Gine arasında ça- tışma çıkıyor. 1997'de Gine'nin yaklaşık üçte birini ele geçiren Uberya güçleri, an- cak ABD'nin desteğiyle püskürtülebildi. Fildişi Kıyısı Devlet Başkanı Laurent Gbagbo da geçen yıl ülkesinin vatandaş- lık yasasını, kendi kabilesinden başka her- kesi dışlayacak biçimde değiştirince, bu- rada da Burkine kaynaklı göçmenlerayak- landı, çıkan iç savaşa Burkine Faso güç- leri de bulaştı. Bölgede, herkes, herkesle savaş halinde. Hiçbir devlet "yönetilemi- yor". Bush hükümeti bakan yardımcısı Che- ney'nin hazırladığı Enerji Raporu'nda Ba- tı Afrika, ABD'nin gaz ve petrol piyasala- nna yönelik en hızlı büyüyen kaynak ola- rak saptanıyor. bu bölgeden ithalatın ABD toplam ithalatı içindeki payının 2005'te yüzde 20'ye 2015'te yüzde 25'e çıkması böylece Ortadoğu petrollerine bağımlılı- ğın da azaltılması öngörülüyordu (Africa Business). Nitekim, Batı Afrika kazanını kaynatan ateşe Bush hükümetinin iktidara gelme- siyle birlikte Gine Körfezi'ndeki petrol ya- taklan da eklendi. Gabon, Angola, bu ya- taklardan faydalanırken, 150 bin nüfuslu Sao Tome adasının yaklaşık 3-4 milyar varillik bir rezervin üzerinde oturduğu or- taya çıktı (The New Yorker, 10/07). Ayn- ca, bir içişleri bakanlığı görevlisinin New Yorker yazanna söylediği gibi, kıyı ötesi petrol çıkanlması, "olayı yerii haJkın gö- zünden dolayısıyla nefretinden de uzak tutuyor". Bu açıdan, "bölgedeki tek istik- rarlı demokratik ülke Sao Tome, mükem- melbirüs". BBC'nin bildirdiğine göre Sao Tome hükümeti de zaten ABD'yi, körfezi denetlemek için adada bir deniz üssü kur- maya davet etmiş. Geçenlerde bu istikrar bozuldu ve yıllardır kendi halinde yoksul yaşamlannı sürdürmeye çalışan Sao To- meliler, ülkelerine doluşan Amerikalı pet- rolcülere alışmaya çalışırken, 16 Tem- muz'da birdenbire gözlerini bir askeri dar- beye açtılar. Amerika Sao Tome ile ilişkisini yeni ge- liştiriyor ama şu sırada müdahaleye hazır- landığı Liberya tam anlamıyla ABD em- peryalizminin ürünü. Başkenti, Başkan Monro'ya atıfla Monrovia olarak kurulan überya ABD'den getirilen özgürieştirilmiş kölelerle, Afrikalı yerli halkın itirazı silahla bastınlarak kurulmuş. Eski köleler de he- erginyf« 1r.net men, plantasyonlar kurup, Güney Ameri- kalı aristokrasi gibi giyinip; Mason kulüp- leri kurup, "medenileşmişler"; yeriilere de aborijiniler diyortarmış (Village Voice, 09/07). Tarihi boyunca, Uberya'nın keres- te, elmas ve kauçuk kaynaklan talan edil- miş. ABD lastik şirketi Firestone burada dünyanın en büyük plantasyonunu kur- muş. Soğuk Savaş boyunca, Liberya, CIA Afrika ofısinin merkezi, çok önemli bir din- leme merkezi olmuş. Ancak 1980 yılında "aborijinileı'in lideri, başkanlık muhafız alayından Samule Does, Başkan Willam Tolbert'i yatağında boğazladıktan sonra, birayaklanma başlatmış, Überya'yı kuran gelenekten tiim politikacılan öldürüp yö- netimi ele geçirmiş. ABD Devlet Başka- nı'ndan da 500 milyon dolar mali yardım almış. Böylece Liberya gansterierin, "Sa- vaş Lordlannın" at oynattığı bir ülkeye dö- nüşmüş. Şimdiki başkan Taylor ise 1970'lerde Massachusetts Bentley Koleji'nden me- zun olduktan sonra Liberya- Amerika der- neğinde çalışmış? Doe hükümetinde yer almış, sonra kaçmış. Daha sonra Afrika'da çok güçlü bir "Savaş Lordu" olarak orta- ya çıkmış, Doe'yi deviren harekette önem- li bir rol oynamış, 1997'de de ABD deste- ğiyle başkan seçilmiş. Hızla, özellikle ya- sadışı elmas ticaretiyle ilgisi yüzünden, böl- gedeki istikrarsızlığın önemli kaynaklann- dan biri haline gelen Taylor şimdi. Liber- ya'da başlayan kanşıklıkJardan sorumlu tu- tuluyor. Başkan Bush da istifa etmesi ge- rektiğini söyledi. Birleşmiş Milletter Ge- nel Sekreteri Kofî Annan da ABD'nin Li- berya'ya müdahale ederek banşı sağla- masını isteyen koroya katıldı. Yalnızca Gü- neyAfrika Devlet Başkanı Mbeki müdaha- leyi desteklemekte isteksiz çünkü, bunun daha sonra Ingiltere için Zimbabvve'ye müdahale etmesini meşru kılacak bir ömek oluşturmasından endişeediyor. Sömürge- cilik artık olağan bir politika haline geldi... ANKARAPAZARI YAKLP KEPEINEK Basın-Yayın Açığı Geçen hafta, 24 Temmuz, ülkemizde sansürün kal- dırılmasınm 95. yıldönümüydü. Bu nedenle, basın- yayın alanının kimı sorunlanna değinmek gerekiyor. • • • Basın-yayının kamuoyuna, doğru ve güvenilır bilgi vermesi, toplumsal gelişmenın temelidir. Bunun ger- çekleşmesi için basın-yayının, nesnel ve öznel açılar- dan uygun bir ortamda; özgüriük içinde ve yansız, ba- ğımsız, duyarlı ve tarafsız olması gerekiyor. Türkiye basın-yayınının, bu ilke ve özelliklere sahıp olduğunu söyleme olanağı bulunmuyor. Türkiye'nin bu "basın- yayın açığının" ya da "ye- tersizliğinin" nedenleri iki düzlemde ırdelenebilir. Bun- lardan biri, tarihsei ve nesneldir; ıkincisi de yapısaldır. Tûrkiye'de basın-yayının, uygun deyimıyle "başın- dan geçenler", özgüriükle sıkışma arasındaki gelgit- ler, son 45 yılın, 1961, 1971, 1982 ve bugünün dört anayasasının, bu konudaki düzenlernelerınin karşı- laştınlmasından izlenebılir. Bu, konunun anayasal ta- rafı; bir de yaşananlar var. Ülkemizde, kayıtlara göre düşünceleri ya da yaz- dıklan nedeniyle, geçen yüzyıl boyunca öldürülen ga- zetecı sayısı 60'tır. Ancak, ilginç bir yoğuniaşma var; 42 gazeteci yaşamlannı 1990 ve sonrasında yitirmiş- lerdir. Bu cinayetlerin birçoğu karanlıkta kalmıştır; ki- milerinin "fefo>fç/ten"yakalanmış, cinayetlerin arkasın- daki örgütlü güce, dokunulmamıştır. Gazeteci için ölümeyakın birdurum hapisyatmak- tır. Yine bugün, çoğu gazeteci olmak üzere 100 insa- nımız salt düşünceleri nedeniyle hapıstedir. Katıller, hırsızlar, tecavüzcülenn cezalan bağışlanabilmekte, ancak düşünce nedeniyle hapisler sürmektedir. Eskiden, gazetelerin, hükümetlerin hoşuna gitme- yen haberferi makaslanırdı; sansür edilirdı.. şimdiler- de "toptancı" sansür uygulanıyon gazeteler toplanı- yor. Nitekim, 2001 yılında 1210; 2002'de 1107 ve 2003'ün 24 Temmuzu'na kadar 610 adet yayın top- lama karan verilmiştır. Bunlar 2000'li yıllara basın- yayının nasıl girdiğinin kımi istatıstikleridır. • • • Yapısal sansüre gelince. Onun da birincisinden asa- ğı kalırtarafı yoktur. Tûrkiye'de, basın-yayın, çok bü- yük ölçüde, ekonomik çıkar ile iç içedır. Basın-yayın sahipliğı ile bankacılık, iletişim, turizm, enerji vb. fa- aliyetlerin sahıpliği aynı ellerde toplanıyor. Iş dünyası ile basın-yayının bütünleşmesi, bunlara siyasetin de eklemlenmesiyle, üçlü bir çıkar ağı oluşuyor. Kimı kez yeraltı dünyasının da katılmasıyla, toplum, bir "azsa- yıdakilerin egemenliği" ya da siyaset kuramındaki adıyla, "oligarşik" yapının baskısı altına alınıyor. Bu yapı, önce, kendi içinde, "medya savaşlan" ya- pıyor. Basın-yayın grupları, birbirierierini karalamaya- nşına giriyor. Daha nitelikli yayın için bir çabaya giril- miyor. Basın-yayın, kendi kendini kemiriyor; tüketiyor. Tarihin ve yapının birlikte ürettiği var olan ortamın- da basın-yayın, topluma, geniş toplum kesimlerinin sorunlanna, tamamıyla yabancılaşmış bulunuyor. Can alıcı sorunlann gündeme getirilmesi, çok, ama çoksınıriı kalıyor. ömeğin, işsizlik, çocuk işçiliği, gün- lük çalışma süresi, asgari ücretin altında ücretle çalı- şaniar; sokak çocuklannın sorunlan, tinerci çocuklar, çocuklara işletilen cinayetler vb. yalnızca, yolda-izde rastfanırsa, basın-yayına konu olabilıyor. Yolsuzluk; rüşvet; dokunulmazlıklann kaldınlması; kadrolaşma; ıhale yoluyla yandaş zengin etme gibi hükümet uy- gulamalannın üzerine yeterince gidılmıyor; izlemeler- de süreklilık bulunmuyor. Kimi yazar ve yorumculann kimi konulann üzerine ısraria gitmeleri de sonuçsuz kalıyon gerek hükümet ve bürokrasi, gerekse kimi belediye başkanlan, özel- likle de bunlar, basın-yayına karşı tam bir vurdum duymazlıkla davranıyor; davranabiliyor. Toplumun sorunlanna uzak kalan basın-yayının, kendi çalışanlannın sorun ve sıkıntılan da çok fazla- dır. Basın çalışanlannın tamamına yakını, sendikal haklarını kullanamıyor; çoğunun ış güvencesi yok; sosyal haklardan yararianamıyor. Çoğu yeni işe alı- nanlar, "geçici" ya da "stajyer" olarak, iliklerine dek sömürülüyor; ne haftalık çalışma süreleri ne ücretleri ne de sosyal haklan, yasa/ann öngördüğü asgari dü- zeyı tutturuyor. Yerel basın ve orada çalışanlann sorunlan; basın- yayının kullandığı dilin giderek "yabancılaşması" ne- deniyle yaratılan kültürel yozlaşma vb. aynca ele alın- malıdır. Bayramlar ne derse desin, bu basın-yayın ortamı, Türkiye'yi ileri götürücü birözelliktaşımıyor, basın- ya- yın, açık veriyor. yakup@metu.edu.tr Çlftijk gibi cezaevi • Ekonomi Ser\isi - Edirne Tanm Açık Cezaevi'nde üretilen ürünlerin satışından 6 ayda, 161 milyar lira civannda gelir elde edildi. Cezaevine ait 4.435 dönüm arazinin 3 bin dönümünde hükümlüler buğday, ayçiçeği, çeltik, silajlık mısu- gibi ürünler üretiyor. Aynca, süt sığırcılığı, besicilik, tavukçuluk da yapıhyor. Cezaevinden kamu kurum ve kuruluşlanna da satış gerçekleştiriliyor. Açlık sının 446 milyon lira • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, Temmuz ayında 'açlık sınınnın' 446 milyon 245 bin lira, 'yoksulluk sınırının' ise 1 milyar 356 milyon 369 bin lira olduğunu açıkladı. Türk-lş Araştırma Merkezi'nin çalışanlann geçim koşullanndaki değişimi gösteren araştırmaya göre 'mutfak enflasyonu" bir önceki aya göre bu ay yüzde 1.4 oranında geriledi. Yılın 7 ayı itibanyla gıda fiyatlanndaki artış yüzde 11.2 olurken son 12 ay itibanyla artış yüzde 33.5 olarak belirlendi. OECD Türkiye Masası'na bir Türk • ANKARA (AA) - Ekonomik Işbırlıği ve Kaikınma Örgütü (OECD) Türkiye Masası Şefliği'ne Rauf Gönenç'in getirildiği ögrenildi. İlk kez, OECD'de Türkiye Masası Şefliği'ne bir Türk getirildi. Gönenç, uzun süreden beri OECD'de çalışıyordu. )
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle