Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2003 PA2ARTESİ
HABERLER
Dışîfleri'nden
YAŞ açıklaması
• AJVKARA
(Cumhurijet Bürosu) -
Ankara, Yunanistan
Dışişleri Bakanı Yorgo
Papandreu'nun Yunan
basınına yansıyan, "AKP
kaynaklanndan Yüksek
Askeri Şûra (YAŞ)
toplantısında büyük
değişikJikJer olacağını
öğrendiği" haberlerini
yalanladı. Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül,
"Bir dışişleri bakanının,
başka bir ülkenin iç
meselesi üzerine bunlan
söyleyeceğine ihtimal
vermiyorum" derken
bakanhktan yapılan
yazılı açıklamada
Papandreu'nun YAŞ ile
ilgili sözlerinin doğru
olup olmadığmın Yunan
makamlan nezdinde
araştınlacağı kaydedildi.
Oylar teknoloji
kupbam
• A.NKARA(ANKA)-
Topluma Kazandırma Yasa
Tasansı'nın geçen
çarşamba yapıJan
görüşmelerinde yasaya
karşı olan CHP'de "kabul
oyu kullanan beş
milletvekilinden Berhan
Şimşek ve Osman
Coşkunoğlu elektronik
oylama kurbanı oldu.
Coşkunoğlu yanlışhkla
kabul oyu kullandığını
belirtirken tutanaklarda
"kabul" oyu vermiş
gözüken Şimşek ise söz
konusu tasanya karşı
olduğunu belirtti. Şimşek,
bir akrabası rahatsız
olduğu için Ankara dışında
olduğunu, dolayısıyla oy-
lama sırasında TBMM'de
bulunmadığını ifade etti.
Hohfing medyası
ahtapot gjbf
• ESKtŞEHtR(AA)-
Çağdaş Gazeteciler
Derneği Genel Başkanı
Doğan Tılıç, ÇGD
Eskişehir Şubesi'nde
düzenlediği basın
toplantısında, dünyada
tekel oluşturan 12 holding
medyasının bilgi ve
kültürü istedikleri gibi
yönlendırdiğini belirterek
bu gruplann adeta
"ahtapot" gibi dünyayı
kollanyla sardığını
savundu. Tıhç. böyle bir
dönemde gazetecinin elde
ettiği bilginin
doğruluğundan da şüphe
eder hale geldiğini söyledi.
İHD başkanma
mecburi koruma
• Dİ YARBAKIR
(Cumburiyet) - Bingöl
İHD Şube'Başkanı Rıdvan
Kızgın, can güvenliği
olmadığı gerekçesiyle
polis tarafından koruma
altına alındı. Kızgın, 5
Temmuz'da kırsal kesimde
kendilerini KADEK'li
olarak tanıtan 6 kişinin
köylülerle görüştüğü
yolundaki iddialarla ilgili
yaptığı basın açıklaması-
nın ardından gece yansı iki
kez evinden arandığını ve
tehdit edildiğini söyledi.
Bingöl Valiliği'nin
"koruma" önerisini
reddettiğini belirten
Kızgın, bunun üzerine
Emniyet Müdürlüğü'nden
gelen yetkililerin, kendisi
istese de istemese de
korunacağıru
bildirdiklerini söyledi.
Hükümet YÖK taslağınm gerekçesinde, kurumun işlevini yitirdiğini savundu
AKP topuhalkaattıMAHMUTGtlRER
ANKARA - AKP hükumeti
tarafindan hazırlanan Yükse-
köğretim Yasa Taslağı'nın ge-
rekçelennde, değışikliğin yapıl-
masının "halkın istemi" oldu-
ğu savunulurken, gerekçelerin
tamamının YÖK'e yönelik ol-
ması dikkat çekiyor.
Genel gerekçede Yükseköğ-
retün Kurulu'nun (YÖK) ku-
rulmasıyla Batı koşullannda
eğitimin sağlandığı ve bilimsel-
liğin önünün açıldığı belırtilir-
ken, bilımsel çahşma ve bılim
adamı sayısının artmasında
YÖK'ün hiçbir etkisi olmadı-
ğı ileri sürüldü.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin
ÇeBk tarafindan 3 ay gibi kısa
EYÜPFATSADAN İTİRAF: İMAM HATİPLİLERİN ÖNÜ AÇILACAK
Haber Merkeri - AKP Grup Başkanvekili
Eyüp Fatsa, yeni YÖK yasasıyla birlikte.
imam hatiplilerin önünün açılacağını
söyledi. Ordu'da konuşan Fatsa. imam
hatipli olanlann çok çile ve badirelerden
geçtiğini savunarak "TBMM'de kabul
edilecek yeni YÖK \asasıyla okullararası
farkn puan uygulamalan kaldınlmak
suretiyle okuması istenmeyen, üminden,
irfanından endişe duyulan, ama her zaman
hakb olan ve hakh kalmasını bikrderin yolu
bir kez daha açılmış olacak. Çok sıkınnlar
çektik, ama artık imam hatipli olmamn
mutluluğunu hep beraber doyasıya
yaşıyoruz" dedi. Fatsa, imam hatipli
olmanın bir ayncalık olduğunu da savundu.
sürede hazırlanarak BakanJar
Kurulu'nda onaylanan, ancak
rektörler ve yükseköğretim çev-
relerinin yoğun tepkisi üzerine
gen çekilen taslağın genel ge-
rekçelerinde ilginç görüşler bu-
lunuyor. Milli Eğitım Bakan-
lığı'nın internet sitesine konul-
mayan ve yalnız rektörlere gön-
derilen gerekçeler bölümünde
YÖK'ün merkeziyetçi ve em-
redici olduğu vurgulanıyor.
YÖK öğretlm
elemanlarını küstürdü
Gerekçede. 1980 yüında ger-
çekleştirilen askeri darbenin
ardından kurulan YÖK'ün,
1985'e kadar başanlı biçimde
görevini vürüttüğü belirtilir-
ken. bu tarihten sonra YÖK'ün
işlevini yitirdığı ifade ediliyor.
Gerekçede YÖK'ün 1990'lann
ardından ise tamamen merke-
ziyetçi ve kısıtlayıcı yönetim
sistemi geliştirdiğı kaydedılir-
ken "YÖK, düşünceve düşün-
ceyiifade etnıe özgüriüğünük>
sıtlamış, çoğulculuk ve demok-
ratik katıhmı sınırlandırmış,
öğretim elemanlarını da küs-
tûrmüştür" deniliyor.
YÖK'ün Türk üniversitele-
rini çağdaş bilimin gerektirdi-
ği düzeye ulaştıramadığı kay-
dedilen gerekçede, yapılan bi-
limsel çalışmalann YÖK'ün
değil, devletin üniversitelere
doğrudan sağladığı olanakla
gerçekleştirildiği belirtiliyor.
Gerekçede Türkıye'nin bilim-
sel yayın sıralamasında 22. gö-
ründüğü. ancak bunun bilim-
sel yayın sayısınm nüfiıs ile
oranlanması durumunda Tür-
kiye'nın 50. sıraya indiği ifa-
de edildi.
Eski dosyalar açıldı
Müfettişlere
Hntikam'
soruşturması
CANHACIOGLU
ESKİŞEHİR - Milli Eğitim Bakanlıgı,
yaklaşık 2 yıl önce tamamlanan
soruşturmalan yenıden gündeme
getirerek kendi yandaşlan aleyhine rapor
yazan ilköğretim müfetrişlenni sürgüne
gönderiyor. Eskişehir'de raporlan yargı
kararlanyla onaylanan müfettiş Nihat
Karan da Muş'a atandı.
Yaklaşık 2 yıl önce velılerin şikâyeti
üzerine derslere "Sdamünaleyküm"
diyerek başlayan din bilgısı öğretmeni
Haydar Aslan hakkında soruşturma
başlatıldı. Soruşturmayı yürüten
ilköğretim müfettişleri Mehmet Acar ile
Nihat Karan, Aslan'ın öğrencılere
mevzuata uymayan kitaplar okuttuğu ve
kız öğrencilere "din derslerine örtünüp
getin" dediğini tespıt ettı. Müfettişlenn,
Aslan'ın görev yerinin değiştirilmesi
_ „ ^ _ _ _ — _ „ _ önerisi Milli
•Eskişehir'de ^Slü " ve
AKPyandaşlannın „ J ^ g f v e
aleyhinde rapor Kurulu'nca da
düzenleyen iki onaylanarak
ilköğretim yürürlüğe
müfettişinin yargı kondaBıryıl
. i , j once de Porsuk
kararlanyla da tlkögretim
kesinleşmiş okulu Müdürü
saptamalan hatah Muzaffer
sayılarak bu kişiler A t a l a v l n
haHrınria hızmetlı
soruşturma
başlatıldı.
Tutukluyakınlarınapolis engeli
Cezaevierinde tecridin kakünlması için Istanbul'dan
Ankara'ya yoia çıkan yaklaşık 100 Tutuklu Aileleri
Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi, Bursa'da AKP
ti Başkanbğı'na gitmek isteyince polis engelrvle
karşılaşö. Kocaeli'den Bursa'ya geçen TAYAD'lılar
Osmangazi Metro İstasyonu'nda otobüslerden
indikten sonra sloganlaria AKP İl Başkanhğı'na
yürümeye başladılar. Ancak, güvenJik güçieri,
Fomara Meydaıu'nda grubu durdurarak yüriiyüşe
izin vermedi Grup sözcüsü Sakinc Öğeik, F tipi
cezaevierindeki tecridin ve ölümlerin durdunılması
için Ankara'da TBMM Insan Haklan Komisyonu,
Adalet Bakanlıgı ve CHP Genel Merkea'yle
görüşeceklerini söviedi. TAYAD üyeleri daha sonra
otobüsierine binerek Eskişehir üzerinden Ankara'ya
gftmek üzere yola çıkb. (Fotoğraf:AA)
hızmetlı
Saydamı darp
etmesıyle ılgih
— — — — — — — soruşturmayı
yürütmek için Nihat Karan
görevlendirildi. Olayla ilgili ifadelerine
başvurulan müdür yardımcılannın
gerçekleri çarpıttığı ortaya çıktı. Karan da
yardımcılann görev yerlennın
değiştirilmesini kararlaştırdı. Karann
onaylanmasının ardından müdür
yardımcılan da yargıya başvurdu.
Yargılama sonucunda Karan'ın
soruşturma raporuna uygun karar verildi.
Aradan 2 yıl geçmesine karşın bakanlık
kapanan dosyalan yeniden açtı. Kararlan
yanlış bulan müfetrişler Acar'a kınama
cezası verirken, Karan, Muş'a öğretmen
olarak sürgün edildi. Milli Eğitim
Bakanlıgı'nın karan onaylaması üzerine
Karan, yargıya başvurdu. Eğitim-Sen
Eskişehir Şube Başkam AK Paşa Şanlı
karann aynı zamanda ilköğretim
müfettişlerinin özgür iradelerine ipotek
koyduğunu ve her birinin AKP'li gibi
davranmaya zorladığını ifade etti.
İHD Genel Başkanı, pişmanlık yasasının çözüm olmadığını savundu
OndüPdeıı 'genel aP önerisi
ANKARA/DtYARBAKIR (Cum-
huriyet) - Insan Haklan Derneği Baş-
kanı Hüsnü Öndül. Topluma Kazan-
dırma Yasa Tasansı'nın daha önce çı-
kanlan "pişmanlık'' yasalanndan fark-
h olmadığını savundu 1985
yılından bu yana çıkanlan
7 yasanın, hiçbir çözüm
getirmediğini kaydeden
Öndül, toplumsal banş için
"genel aP istedi.
ÎHD Başkanı Öndül,
ğunu belirten Öndül. "Yalnızea ceza
indiriminde farkuuk taşır. Aynca geç-
miş dönemdeçıkanlan yasalan biz na-
sıl insan onuruyla bağdaşmayanyasa-
lar olarakdüşünüyorsak, bu yasayı da
• ÎHD Genel Başkanı Öndül, Topluma
Kazandırma Yasa Taslağı'nın daha önce çıkartılan
pişmanlık yasalanndan farklı olmadığını ve
toplumsal banşa katkı sağlayamayacağını belirtti.
TBMM Genel Kurulu'nda yann gö-
rüşühnesi beklenen Topluma Kazan-
dırma Yasa Tasansı'nı değerlendirdi.
Yeni tasannın 1985'ten bu yana çıka-
nlan pişmanlık yasalanyla aym oldu-
insan onuruna aykın olarak nitelendi-
rij'oruz " görüşünü dile getirdı. Daha
önceki yasalardan yararlanan itirafçı-
lann çeşitli suçlara katıldığmı ve fa-
ili meçhul cinayetler işlediğini anım-
satan Öndül, "Bu yasa toplumsal ba-
nşa hizmet edici değil, tanı tersine, ba-
nşa ihtiyacımı/ olduğu bir dönemde
toplumsal banşı yaraJayıcı sonuçlar
doğurur" dedı.
Bu yasanın Irak'taki ge-
lişmelerle bağlantısımn ola-
bileceğini, ama esas olarak
PKK KADEK'le ilgili oldu-
ğunu belirten Öndül,
ABD'nın kendi çıkarlan açı-
sından bu yasanın çıkmasın-
dan memnunluk duyacağmı söyledi.
Öndül, "Srvas katnamı sanıklannın da.
PKK'fflerin de, Hizbullah'ın da ya da
başkalannın da bu tasandan yarar-
lanacağı açıknr" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafisfar@cumhuriyet.com.tr
"Tezkere"tartışmalan sırasında ABD
askerlerinin Türkiye'de konuşlandınl-
masını savunanlann bir kesimi aynı za-
manda bu ülkenin sivilleştirilmesinden
yana olduklannı da söylüyorlardı. Da-
ha doğrusu, Irak'ın işgalinden önce
Türkiye'de askerin siyaset içine fazla
girdiğini söyleyıp, bu durumun değiş-
mesi gerektiğinı söyleyenlerden bazı-
lan ABD ile Irak'ın işgali sırasında iş-
birliği yapılmasından yana tutum aldı-
lar.
Türkiye'nin sivilleşmesine pek sıcak
bakmayan bazı kesimler iseABD ile as-
keri işbirliğine uzak duruyoriardı. Or-
du içinde de benzer bir eğilim gözle-
dik. Şimdi ABD işgal birliklerine des-
tek için Irak'aaskergönderilmesini sa-
vunanlann bir kısmı yine kendisini si-
vil toplumcu diye tanımlayanlardan.
Irak'a askeri müdahaleyi savunmak-
la, başka bir ifadeyle işgalcilere ortak
olmakla, sivilleşme ve demokratikleş-
me arasında bir zıtlık yok mu? Türk
askerinin Irak'ta işgale ortak olması, ül-
Sivilleşme ve Irak'a Müdahale
kemizde sivilleşmeyi mi geliştirir, mili-
tarizmi mi? örneğin Kürt sorununun ço-
zümünün şiddete yönelmesiyle birlik-
teTürkiye'de militarizm mi güçlendi, de-
mokratikleşme mi?
Yüzlerce deneyle sabittir ki, işin içi-
ne askeri çözümler girdiği andan itiba-
ren sivilleşme, demokratikleşme, in-
san haklan özgürlükleri ikinci plana atı-
lır. Silahın konuştuğu yerde, barışçı ve
demokratik çözümler susar. İşin doğa-
sı bunu gerektirir. ABD örnegine baka-
lım: 11 Eylül saldınsı ABD içinde mili-
tarıst eğilimleri güçlendirdi. Irak'ın iş-
gali bu militarist eğilimlerin bir parça-
sı olarak gündeme geldi. ABD içinde
hak ve özgürlüklere yönelik olumsuz
uygulamalar başladı.
• • •
Şimdi Irak konusu yeniden günde-
me geldi. 1 Mart "tezkere" tartısması
dönemindeki tartışmaların benzerini
yeniden mi yaşayacağız? önceABD'ye
bakalım, Irak'ın işgal/yle birfikteABD için-
deki şahinler daha fazla güç kazanma-
dılar mı? Zaten askeri müdahalenin ar-
kasında da onlar vardı. Eğer "şahinler"
güçlerini korur ve istediklerini yaptıra-
bilirterse, bölgemizde ABD işgalciliği
daha da yaygınlık kazanacak, ulusla-
rarası hukuk daha fazla çiğnenecek,
militarist çözümler egemen olacaktır.
Türkiye, başından itibaren ABD ile iş-
birliğini daha ileri götürse ve bazıları-
nın dediği gibi Türk askeri şu anda Bağ-
dat'ta olsaydı, acaba ha/imiz nice olur-
du? Şimdi tıpkı ABD askerleri gibi Türk
askerieri de işgal birlikleri arasında sa-
yılacaktı. Türk askerleri de Iraklı dire-
nişçilertarafindan düzenlenen suikast-
lara uğrayacaklardı ve araya kan gire-
cekti. Bu ise ülkemizde militarist eği-
limleri güçlendirecek, askeri yatınmla-
nn, askeri olanakların daha da çoğal-
tılması ihtiyacını gündeme getirecekti.
Yarın böyle bir işbirliğine giriştiği-
mizde de benzer bir durumla yüz yü-
ze gelmeyecek miyiz? Yine bazıları
ABD ile bölgedeki işbirliğinin Türki-
ye'yi Batı normlannayönelteceğini dü-
şünüyoriar. Açıkçası böyle bir işbirliği-
nin Türkiye'nin demokratikleşmesine
yardımcı olacağını düşünenler bile var.
Burada bence bir algılama hatası var
gibi gelıyor. Türkiye açısından iki Batı
olduğunu görmelıyiz. Birinci Batı;
ABD'nin önderliğindeki "savaşçı", "he-
gemonyacı" Batı. Bu Batı'nın demok-
rasi gibi, insan haklan gibi, sendikal ör-
gütlenme gibi, düşünce özgürlüğü gi-
bi sorunları yok. İkinci Batı ise işçile-
rin "sosya/-4wrupa"adını verdikleri sa-
vaşa karşı, işgale karşı olan Batı. Bu
Batı'nın evrensel değerleri var. Bu ne-
denle Türkiye'de sivilleşmenin ve de-
mokrasinin gelişmesini istiyoriar. ABD
ile askeri işbirliğinin Türkiye'yi nasıl et-
kileyeceğinı görmeliyiz.
•••
Irak'a asker göndermemeliyiz. An-
cak bu konuda da tutariı olmak gere-
kiyor. Kuzey Irak'a gönderelim, ama
Bağdat'a göndermeyelim demek de
pek tutariı sayılamaz. Eğer Irak'ın top-
rak bütünlüğünü ve egemenliğini sa-
vunuyorsak ve işgale karşıysak, bunu
tutariı bir şekilde savunmalıyız. Türki-
ye'nin güvenliği açısından bir sorun
söz konusuysa bunun yolu sınırlann gü-
venliğini sağlamaktır. Başka bir ülke-
nin sınırian içinde oluştuoılacak "gü-
venlik hattı", Türkiye'yi dünyanın gö-
zünde zor durumda bırakacaktır. Nite-
kjm bırakıyor da.
Çok kritik günlerden geçiyoruz. Tür-
kiye'deki demokratikleşme ile işgale
karşı çıkmak arasında ciddı bir bağ ol-
duğunu görmeliyiz.
2000'Lİ YHJLARDA
ERDAL ATABEK
Etiket'ten İşleve
Geçerken...
Üniversiteye giriş sınavlannın ardından gelen
"meslek seçimi" başlı başına önemli bir konu. İn-
san yaşamına yön verecek olan seçimlerden biri-
si olan meslek seçimi her zaman "karar verilmesi
zor" bir dönemeçtir.
Bu alandaki deneyimli kurumların ilgili uzman-
ları önemli noktalara değiniyorlar. Benim de çok
önem verdiğim bu konuda, gençlerin karar verme
süreci çok önemlidir.
Günlük yaşamda pek çok tanınmış kişinin, eği-
timini gördüğü meslek dalının dışındaki işlerde ça-
lıştığı, başanlı olduğu ve yaşammı bu işlerle sür-
dürdüğü de dikkate değer bir olgudur. Pek çok mü-
hendis, mimar, hukukçu, tıp doktoru yıllannı ver-
dikleri mesleklerinin dışındaki işlerle uğraşmakta,
üstelik bu işlerde de çok başanlı olduklannı kanıt-
lamaktadırtar. Örnek vermeye kalksam bu sütun-
lar yetmez.
Bu olgu neyi kanrtlamaktadır? Yanlış meslek se-
çilmiş olduğunu mu? Bence hayır. Bu olgu, kanım-
ca insanın çok yönlülüğünü kanrtlamaktadır. İnsan,
çok yönlü yeteneklere sahiptir ama biz hâlâ mes-
lek dalı olarak tek yönlülüğe itiliyoruz. Belki ilerde
bu sorun çözülecek, ınsanlar eşzamanlı olarak bir-
den çok meslek için eğitileceklerdir. Böylece, bir
elektronik mühendisliği eğitimi alan kişi, eşzaman-
lı olarak felsefe eğitimini de, tiyatro oyunculuğu eği-
timini de alabilecektir. Tekyönlülük, yerini çok yön-
lülüğe bırakacaktır. Böylece de Peter Drucker ta-
rafindan ortaya atılan "ikinci, üçüncü kariyerier"
eğitim alanında da gerçekleşecektir. Bu "yetenek
spektrumu" keşfedilip eğitim alanında yerini alın-
caya kadar biz günümüze dönelim.
Meslek seçecek adaylar, kanımca önce yaşam
hedeflerini ortaya koymalıdır: "Benim, seçeceğim
mesleğimden beklentiierim ve önceliklerim ne-
ler?"
"Çokpara kazanmak" denebilir.
"Toplumda prestijiyüksek olan" denebilir.
"Yeteneklerime en uygun olan" denebilir.
"Yeni meslekler" denebilir, "Her yerde geçerli
meslekler" denebilir, "baba mesleği" denebilir,
"yurtdışında geçerli meslekler" denebilir vb.
Kanımca 21. yüzyılda adayın kendine sorması
gereken en önemli soru şu olmalıdır: "En yaratıcı
olacağım meslek hangisidir?"
Bir meslekte yaratıcı olmak, gerek kuramsal (te-
orik) gerekse kılgısal (pratik) alanlannda o mesle-
ğin bilinenlerini, uygulananlannı sorgulamak, eleş-
tirel düşünce ile bakabilmek, değiştirebilmek, ge-
liştirebilmektir.
Bu da hem o mesleği sevmekle, o meslekten zevk
almakla, hem de o alanda yetenekli olmakla ilgili-
dir. Ayrıca da, sevdiği, zevk aldığı bir işi yapan ki-
şi çalışırken hıç yorulmadığını görecektir. Işte, doğ-
ru yanıtın buiunması gereken doğru soru kanım-
ca budur. Ne yazık ki bu alanda "yetenek alanlan
keşfi" diyeceğimiz alan çalışmalan çok eksik. Bu
alanda doğru destek bulmak da kolay değil. Uzun
süreli gözlem yapma olanağını bulan, nesnel ba-
kış açılı öğretmenler ve rehberier bir ölçüde yar-
dımcı olabilirier.
19. yüzyıl, "meslekuygulamacılan" yüzyılı idi. En-
düstri çağının bu son yüzyılı, üç yüz yıllık "başan-
lı uygulamacılar" dönemiyle kapandı. Bu üç yüz
yılda uygulamacılar ile yaratıcılar ayn ayn kişiler ol-
muşlardır.
21. yüzyılda artık her meslek ınsanı "yaratıcı" ol-
mak zorundadır. Mühendisler, mımarlar, hukukçu-
lar, tıp doktorlan, iletişimciler, kısaca bütün mes-
lekler, "yaratıcı meslek insanı" olarak başanlı ola-
caklardır.
Her meslek insanı sürekli düşünmek, her yeni-
liği izlemek, yapılanla yetinmemek, daha iyiyi, da-
ha yararlıyı bulmaya çalışmak zorundadır.
Giderek her meslek insanı "yaptığını neden öy-
le yaptığını?", "yaptığını kimin için yaptığını?",
"yaptığının geleceğe katkısının ne olduğunu?"
sorgulayan bir düşünür niteliği kazanacaktır.
21. yüzyıl niteliği değişen bir yüzyıldır, her şeyin
niteliğini de değiştirecektir.
Bu yüzyılda yöneten ve üretenler "yaratıcılar" ola-
cak, "uygulamacılar" yönetilen ve tüketen düze-
yinde kalacaklardır.
Bu değişim aynı zamanda "etiketten işleve ge-
çiş" demektir. Belki de bir gün meslek unvanları
bile çok önemli olmayacak, yapılan işteki beceri-
nin düzeyi her şeyin üstünde değer kazanacaktır.
Kendimize bir de bu soruyu sormayı deneyelim
mi?
e-mail:erdalatak(a superonline.com
Fax:0212-5139098
Deniz Gezmiş'in avukatından ara kitabı
Halit Çelenk
TİP'li yıllan yazdı
Halit Çelenk
İstanbul HaberServi-
si - A%'ukat Halit Çe-
lenk'in "Türkiye Işçi
Partisi'nde tçDemokra-
si, Vaşadıklanm'' adh ld-
tabı EvTensel Basım Ya-
yın'dan çıktı. Kıtap, Çe-
İenk'in Türkiye îşçi Par-
tisi'nin (TIP) 1967 yı-
hnda yapılan 2. Büyük
Kongresi'nden sonra
aralarında kendisınin ve
eşi Şekibe Çelenk'ın de
bulunduğu 13 üyenin
partiden ihraç edilmesi
için başlahlan soruştur-
ma sürecini anJahyor.
Deniz Gezmiş ve ar-
kadaşlaruun avukatlığı-
nı da yapan Çelenk, ki-
tabın önsözünde amacı-
nın gerçekleri açıkla-
mak, özellikle sosyalist
partilerde iç demokra-
sinin ve demokratik mer-
keziyetçi yönetimin ya-
şamsal önemini anım-
satmak olduğunu ifade
etti.
Çelenk, "35 yıl önce
yaşanan bu olaylarm ta-
rakknrun bir çoğu hayat-
tadeğiL Buarkadaşlan-
mızla yollanmız daha
sonraki yillarda hem si-
yasal mücadele hem de
hukuksal mücadeleiçin-
de birteşti. OJayJan bu
kitapta aktarmamm ne-
deni, bu msanlann sos-
yalistmücadefeye katia-
larmı sorgulamakveyar-
guamak değildir*' dedi.