Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2003 CUMA
14
• • ••
\Jİ\ kultur@cumhuriyet.com.tr
Ünlü piyanist Hüseyin Sermet, iyi bir bestede her şey yerli yerine oturmuştur diyor
nemliolaninandıncılıkPINARAKA
Devlet Sanatçısı ünlü piyanist Hüseyin
Sermet, Uluslararası Istanbul Müzik Fes-
tıvali'nde, dünyanın en saygın şeflerin-
den birinin, Lorin MaazeTin yönetimin-
deki Ba%yera Radyo Senfoni Orkestrası eş-
lığinde Beethoven'in 5 No'lu piyano kon-
çertosunu seslendirdi. Ardından 10 Tem-
muz tarihinde, 10. Uluslararası Istanbul Caz
Festivali kapsamında, trambonda Philip-
pe Renault basta Remi VTgnolo ve davul-
da Aklo Romano eşliğinde, kanyerinde ilk
kez bir caz konseri verdi. Konserde beste-
leri de seslendirilen Hüseyin Sermet ile, ts-
tanbul Caz Festivali tarafindan düzenle-
nen söyleşinin ardından konuştuk.
- Yakın geçmişte gerçekkştirdiğiniz kon-
serkrden ve yakın gelecekteki projeleriniz-
den bahseder misiniz?
HÜSE\tN SERMET -Bir hafta önce Ja-
ponya'daydım. Orada iki resital verdikten
sonra Tokyo SenfoniOrkestrası'yla çaldım.
Paris'e döndükten sonra Rachmaninov'un
2 No'lu piyano konçertosunu ele alacağım.
Bunun dışmda üç oda müziği konseri ve iki
resital var. Temmuz-ağustos ayındaki kon-
serlerin ardından 5-6 konser vermek üzere
Brezilya'ya gidiyorum. Arkasından da ey-
lül ayında ttalya'da 20. yüzyıl eserlennden
oluşan bir resitalim olacak. Bu arada da îş
Sanat'ınbana ısmarlamış olduğu 'Heykefler'
adlı parçayı ocak ayına kadar bitirip kendi-
lerine teslim edeceğim.
'Her sey blrblrlne karışıyor'
- Istanbul Caz Festrvali'nde konser verme
fikri nasıl doğdu?
SERMET - Son zamanlarda bazı şeyler
çok moda oldu. Bunlann bir kısmı fusion de-
nilen müzik. Her şey birbirine kanşıyor. Mü-
him mesele ekşiyle tatlının kanşması ya da
kanşmaması değil, nasıl kanştığıdır. Bunla-
n Çin mutfağındaki gibi çok leziz bir şekilde
kanştırabiliyorsanız, ortaya muhteşem bireser
çıkabilir. Ancak kanşım körü bir şekilde hazır-
lanınca hazin sonuçlar meydana gelebiliyor. O
kadar harc-ı âlem şeyler yapıldı ve insanlar o
kadar ucuz şeylere prim veriyor ki, bu ışin cid-
di olarak veya daha ciddi olarak nasıl yapıldı-
ğını göstermeyi arzu ettim.
-10 Tenunuz'dakj konserinizde bazı bestele-
rinizin çahnacağnu söyiediniz. Caz eseri beste-
az bir tür,
klasik başka bir
tür, geleneksel
müzik de öyle.
Bunlann
kullanılıp
kullanılmaması
değil, ortaya
çıkan ürünün
inandıncı olması
ve çıkan ses ne
olursa olsun,
her şeyüı yerli
yerine oturmuş
olması önemli...
Çok entelektüel
bir tavırla
karmaşık bir
eser yazıp rezil
olmak da, çok
basit bir eser
yazıp bunun
çok güzel
olması da
mümkün.
Peki bu nasıl
oluyor?
Işte işin sihri
orada zaten.'
lemeye devam etmeyi düşfinöyor musunuz?
SERMET - Niye'olmasın'
1
" Şayet yazdıkla-
nm kulağıma düzgün geliyorsa, ortaya çıkar-
dığım eserin kötü olmadığîna kanaat getırebi-
lıyorsam, kı çalışırsam bunun olmaması için bir
sebep yok, o zaman elbette caz parçası beste-
lemeye devam edebilirim.
- Konserieri azalüp besteye ağırbk vermeyi
düşündüğünüz ohıyor mu?
SERMET - Insan kendi kendine ideal birta-
kım çözümler koyuyor ortaya. Ancak bu çözüm-
ler, hakikat ile ne örtüşüyor ne de uyuşuyor. Ba-
zen öyle bir çarkın içine giriyorsunuz ki, sizin
aklınızdaki plan uygulanamıyor. Galiba gittik-
çe daha sade bir hayat tarzını benimsemek zo-
runda kalacağım. Çünkü kariyer ılerledikçe in-
san bazı teklifleri reddedemiyor. Bunu da ya-
payım şunu da yapayım derken hepsini yap-
maya başlıyor. Bütün bunlann arasına besteyi
de yerleştireyim dedığınız zaman, öğleden son-
ra piyano çalışıyor, akşam eve dönünce de bes-
te yapıyorsunuz.
- Aynı anda bir çok işle uğraşmanın getirdiği
bölünme sanatınızı nasıl etkili\or?
SERMET - İnsana bir nevi şizofren bir kişı-
lik getirmeye başlıyor. Bu durumun farkınday-
sanız buna kafanızın içinde bir tedbir almakla
mükellefsiniz. Kesin sınırlar koymak duru-
mundasınız. Örneğin piyano çalıştıktan sonra
beste yapmak için oturduğumda önceden ça-
lıştıklanmı bir kenara bırakıp kendi dünyamuı
seslerine dönmem gerekiyor. O da belli bir za-
man alıyor ama antrenman sonucu mümkün ol-
maya başladığmı fark ediyorum.
- Istanbul Caz Festivali'nin dûzenlediği söy-
leşinizde, muzikte hangi malzemenin kullanil-
dığmdan zhade, ortaya çıkan ürünün tutarb ve
inandıncı olmasınm önemli olduğunu söyledi-
niz. Bunu biraz açar mısuuz?
SERMET - Caz bir tür, klasik başka bir tür,
geleneksel müzik de öyle. Bunlann kullanılıp
kullanılmaması değil, ortaya çıkan ürünün inan-
dıncı olması önemli. Bırde "Ülakibençokçağ-
daşoiacağım, hiç Idmsenin yapmadığı şe>1eri ben
düşünüp bulacağım" diyenler oluyor. Bütün
bunlar önemli değil. Önemli mesele, çıkan ses
ne olursa olsun, her şeyin yerli yerine oturmuş
olması. Çok entelektüel bir tavırla karmaşık bir
eser y azıp rezil olmak da, çok basıt bir eser ya-
zıp bunun çok güzel olması da mümkün. Peki
bu nasıl oluyor? Işte işin sihri orada zaten.
'Yaptt kopyalamrsa ruhunu kaybeder
- Söyleşinizde kopyanın kopyasımn büyüsü-
nü kaybettiğinden de söz ettiniz. Bu bana Mik-
hail Bakhtin'in gerçek sanat eseriyle röprodük-
siyonu ayırmak için kullandığı 'aura' kavramı-
nı çağnştırdı. Siz ne dersiniz?
SERMET-Meselebirruhmeselesi. Budoğ-
ru. Bunun üzennde felsefi olarak çok cıddı bir
yapıt yazılabilir. Gerçekten de asıl ile kopya ara-
sında ciddi bir fark var. Birtakım şeylerin tar-
tışılmasında da ben sonsuz yarar görüyorum.
Bir tablonun, notanın kopyalanmasının ötesi-
ne geçtik, artık canlılan da kopya ediyoruz, sı-
ra insanlan da kopyalamaya gelıyor. Bunun ne
derece etik olarak doğru olduğu beru aşan bir
konu. Ancak şunu söyleyebilirim ki, daha bır
ressamın tablosunu kopya ettiğimiz zaman bu
tablo ruhunu kaybediyorsa demek ki ciddi bır
sorunla karşı karşıyayız.
Makedonya'da iki Türk oyunu
Şehir Tiyatrolan, 'Gelin ile Kaynana' ve 'Kendi
Gökkubbemiz 'i, Ohrid Yaz Festivali 'nde sahneleyecek
Kültür Servisi - Istanbul Büyükşe-
r<ir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'yla
Üsküp Halklar Tiyatrosu'nun karşı-
lıklı kültürel alışverişi kapsamında
Ohrid Yaz Festivali'ne katılmak üze-
re 'Gehn ile Kaynana' ve 'Kendi Gök-
kubbemiz' adlı oyunlar bugün Make-
donya'ya gidiyor.
Cario Goidoni'nin yazdığı, Angelo
Savefli'nın yönettiğı 'Gelin ik Kayna-
na', Commedia DeD'Arte geleneğine
} aslanan bir oyun. Burjuvazinin hic-
\ edildiği oyunda, evililik ve para iliş-
kisi bağlamında, aile kunımunun için-
deki çalkantılaranlatılıyor. 27 Temmuz
günü saat 20.00'de Ohrid Yukan Sa-
ray Kalesi nde ve 29 Temmuz günü sa-
at 20.00'de Üsküp Açıkhava Tiyatro-
su'nda sahnelenecek olan oyunun de-
kor tasanmı Rıfkı Demirelİi'ye, kos-
tüm tasanmı Nihal Kaplangı'ya, ışık
tasanmı Ozcan Çetik'e aıt. NevalBar-
las'ın Türkçeye çevirdiği oyunda, Mus-
tafa Arslan, Nejat Birecik, Güzin Öz-
yağcılar, Rıza Kocaoğlu, Senan Kara,
bemiray Ergül, Erkan Sever, Ayşen
Çetiner," Yiğit Sertdemir, Can Ertuğ-
rul, Toron Karacaoğhı ve SeBm Can
Yalçın rol alıyorlar.
Toron Karacaoğlu'nun başanh yo-
rumuyla seyirciyle buluşan 'Kendi
Gökkubbemiz' iseÜsküplüYahyaKe-
mal Beyatn'nın yaşamını sahneye ak-
taran tek kişilik bir oyun. 28 Temmuz
günü saat 20.00'de Üsküp Açıkhava Ti-
yatrosu'nda sahnelenecek olan oyun-
da Beyatlı'nın yaşamı şiirleriyle para-
lel bir çizgide anlatılıyor.
Aynca Istanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı AB Müfit Gürtuna, Kül-
tür Işleri Daire Başkanı Şenol Demi-
röz, Şehir Tiyatrolan Müdürü Muhar-
rem Ergül, Şehir Tiyatrolan Genel Sa-
nat Yönetmeni Nurullah Tlıncer ve
Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı
Mustafa Arslan'ın da hazır bulunaca-
ğı bir törenle Istanbul ile Ohrid kar-
deş şehir ilan edilecek.
'GeBn ile Kaynana' 27 Temmuz'da Ohrid Yukan Saray Kalesi'nde,
29 Temmuz'da ise Üsküp Açıkhava Trvatrosu'nda sergüenecek.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Hüseyin Rahmi'nin
Heybeliada'sı (1)
Annesini erken yaşta yitiren Hüseyin Rahmi,
büyükannesiyle teyzesinin Aksaray'daki konak
yavrusunda yetişir. Orada mahalleyi, cemaati, mu-
hafazakârlığımızın ardındaki ikiyüzlülüğü, kapa-
lı çevreyaşantısının entrikalannı dağarcığına usul
usul biriktirir.
Yeniyetmeliğinde bir roman, bir de piyes ya-
zar. Birikiminin yordamına güvenmiş, cemiyetin
sahtekârca tutumunu yansıtmak istemiştir. Eser-
cikleri yangında kül olur.
Aksaray yangını korkunçtur.
Emirgân'a kiraya çıkılır. Hafta ortası Emirgân
iskelesine yük kayığı yanaşır. Belleri bükük ha-
mallar, dar ve dik merdivenli yokuştan yukanya,
kurtanlabilmiş eşyayı taşıriar.
Eşya denebilirse tabii...
Otlan, pamuklanfırlamışminderierçamuriçin-
dedir. Döşekler, döşek olmaktan çıkmıştır. Is-
kemleler hurdahaştır. Aynaların yalnız çerçeve-
si kalmış, karyola yerine bir iki eğri büğrü parça,
kapağı açılmış, dişleri dökülmüş piyano...
Kitaplann hiçbiri kurtulamamıştır. Kâğıt parça-
sının ne kıymeti olabilir düşüncesiyle hepsi yan-
gına terk edilmiş. Oysa o kitaplar, Hüseyin Rah-
mi'nin her şeyidir.
Bunları kaleme getiren Hüseyin Rahmi, top-
lumsal hayatımızda kitabın yersizliğini de ken-
diliğinden söylemiş olur...
Yangınlar artığı Hüseyin Rahmi, Aksaray, Emir-
gân derken Heybeliada'da karar kılar.
Şimdi Heybeliada çamlıklanna doğru yayan iler-
liyoruz. Bir ilkyaz günü.
Çamların, servilerin koyu gölgeleri, loşluklan
arasmda. zaman zaman, manastır, ayazma ben-
zeri yapılar, hüzün veren yıprak bahçeler beliri-
yor ve kayboluyor.
Kimileyin mermer mezariar, derin bir sessizlik
içinde, bize bu dünyanın faniliğini, hırslann an-
lamsızlığını acı acı söylüyor. ölüm ve ölüm son-
rası, Hüseyin Rahmi'nin bazı sayfalannda müt-
hiş bir 'yok oluş' görünümüyle karşımıza çıkar.
Ama ahret evleriyle oyalanacak vaktimiz yok.
Şafak Gazinosu'nun bahçesinde hoş bir man-
zarayla karşılaşıyoruz:
Manivelayı koluyla döndürmeye gücü pek yet-
meyen bir kız çocuğu, sundunmanın altında la-
tema çalmaya uğraşmakta. Biri erkek, ötekisi yi-
ne kız, iki çocuk, birbirlerine sanlmışlar, tempo-
su gereğinden çok ağır, kesintili perdelerden çı-
kan bir vals havasıyla oynamaya çalışıyoriar...
Hüseyin Rahmi Bey gülümsedi.
Çünkü acımasız bir eleştirellikle ele aldığı ro-
man kişileri bir yana, bütün eserinde çocuklara,
ihtiyarlara, kimsesiz genç kadınlara, himayesiz
insanlara daima derin bir merhamet duymuş,
onlan savunmaktan geri durmamış.
Yolumuzu bezeyen bu yeşil ve sık, kopkoyu
çamlardan aşağısı birden deniz! Çivit mavisi bir
deniz.
Doğal görünümüyle odundan bu haç, Manas-
tır'ın girişine nişan. Muazzam mermerier; mer-
meHerin altında, kıyamet gününü bekleyen bir-
kaç ölü... Mezariannı demir pamnaklıklar çeviri-
yor.
Şurada kilise, küçük bir ada kilisesi. Renkli
camlaragüneş vuruyor, şarabîler, lacivertler, hep-
sinde ışık. Bir vitrayın ta kendisi. Kim bilir hangi
kutsal sahnenin tasviri...
Sonra karanlık ağaçlar, yine çam ve servi. Fa-
kat o kadar uzun süre burada adaya bekçilik et-
mişler ki, artık yaşlanmış, yeşilleri kararmış, nef-
ti bile değil...
Gerçekten Heybeli, Prens Adaları'nın en içli-
si, en yaslısı, çağnşımlannda hep yalnızJığa, mut-
suzluğa en yakın olan.
Hüseyin Rahmi Bey, bazı roman sayfalannda,
ona, Heybeliada'ya şenlik katabilmek için az mı
uğraştı sanıyorsunuz?!
Takvimde tz Bırakan:
"ben değil, ben değil, ama benim içimden esip
geçen rüzgâr" D. H. Lavvrence, Mîna Urgan'ın
çevirisi.
4-20 Temmı» 2003
İYİCAZNE?
AD
TRAVEL
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı,
10. Uluslararası Istanbul Caz Festivali
Medya Sponsorlan na teşekkür eder.
«»Garanti
MAKMARA db
DİKİLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GA\TIEVIENKUL
AÇK ARTIRMA İLAM
Dosyano:2002 350
Gayrimenkulûn tapu kaydı, cınsı, evsafi ve kıymeti
Tapu kaydı: Dıkılı îsmetpaşa Mah. Gölcıvan mevkiı 572 ada 16 parselde 3397
m2'lik arsada 1 28 arsa paylı zemin kat 24 nolu asma katlı dükkân.
Özellikleri: Satışa konu dükkânın Dıkılı Kuçûk Sanayı Sıtesı ıçensınde ohıp. zemin
katta 63.25 m2 yüzölçümlü ve asma kata ıçten merdıven ile çıkılmakta ve asma katı
33.00 m2 viizölçümlüdür. Toplam kullanım alanı 96 25 m2'dır.
Muhamraen değer: Bilırkişilerce 20.000.000.000 TL. (Yirtni miryar lıra) değer tak-
dır edilmiş olup. bu miktar üzerinden açık ihale ile satılacaktır
İmar dunımu: Dikili Belediyesi'nin yazısında binaya 21.02.1997 tarih ve 84 34 no-
lu ınşaat ruhsatı düzenlenmıştir. Ruhsatın yasal süresı geçmış yapı kullanma ızni alın-
mamıştır.
Sanş şartian:
1- Taşınmazlann birinci satışı 02.09.2003 günü 10 15-10 20 saatleri arasında Dıki-
li Salimbey Mah Adnan Menderes Cad. eski beledıye bınası altında açık arttırma yo-
lu ile yapıîacaktır Bu arttırmada tahmin edılen değennın >-üzde 75'ını ve rüçhanh ala-
cakJılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmesi şartı ile en çok arttı-
rana ıhale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü bakı
kalmak şartı ile 12.09.2003 günü aynı yer ve saatte ikincı arttırmaya çıkanlacaktır.
Danci arttırmada ıse rüçhanh alacakîılar vaısa alacaklan mecmuunu ve tahmin edılen
değerin yüzde 40'ını ve satış masraflannı geçmesi şartı ile en çok arttırana ihale olu-
nur.
2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn tahmin edilen değennin yüzde 20'sı nispetmde
pey akçesı veya bu miktar kadar millı bır bankanın temınat mektubunu vermelen la-
zımdır. Satış, peşin para iledır. Alıcı istedığuıde 20 günü geçmemek uzere mehıl ven-
lebilır KD\' tellalıye resmi, ihale karar damga vergısı, tapu harç ve masraflan alıcıya
aittır. Birikmiş vergıler satış bedelinden ödenır.
3- Ipotek sahibı alacaklılarla dıöer ılgılılerin ve intifa hakkı sahiplennın bu gayn-
menkul üzenndekı haklannı hususıyle faiz ve masrafa dair olan ıddialannı dayanağı
belgeler ile on beş gün ıçensinde danemize bıldınnelen lazımdu. Aksı takdırde hak-
lan tapu sicilı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır
4- Satış bedelı hemen veya venlen mühlet içinde ödenmezse 1İK. 130 maddesı ge-
reğınce ıhale feshedilır. tki ıhale arasındaki farktan ve temerrüt faizınden alıcı ve ke-
fillen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edılecek-
tır.
5- Gazetede yayunlanan satış ilanının adına tebhgat çıkartılıp da bıla teblığ ıade
edilenlerle tapu kaydında adresi olmayanlara IİK. 127. maddesi gereğince tebliğ yen-
ne sayılacağı ilan ve tebliğ olunur
6- Şartname, ilan tanhinden ihbaren herkesın görebilmesı için Dikili lcra Müdürlü-
ğü'nde açık olup, masrafı verildiği takdirde ıste>
f
en alıcıya bir önıeği göndenlecektir.
7- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gönnüş ve ıçenğını kabul etmış sayılacaklan.
başkaca bilgi almak isteyenlerin 2002'350 sayılı dosya numarası ile müdürlügümüze
başvıırmalan ilan olunur. 16.07.2003 Basm: 35681
ADANA ASLİYE ALTINCIHUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 2002 1071
Davacı Adalet Nur Akdoğan (Matveev) tarafından
davalı Igor Marvee\
-
aleyhıne açılan boşanma davası-
nuı yapılan yargılamasında:
Davalı Igor Matveev'ın bılmen adresıne çıkartılan
davetiye tebliğ edilemeden ıade edilmiş olup, adresi
emnıyetçe de tespıt edılmedığınden. ılanen tebliğıne
karar venldiğınden, dunışma günü olan 9.10.2003 gü-
nü saat 10 00'da mahkememız dunışma salonunda ha-
zır bulunması, bızzat hazır bulunmaz veya kendısıni
bır vekille temsıl ettirmediğı takdırde duruşmaya yok-
luğunda devam olunup karar verileceğı davalı Igor
Matveev adına dava dılekçesı ve dunışma günü ilanen
teblig olunur. Basm: 35687
LULEBL1RGAZ SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2001405 Karar No: 2003'523
Davacı Dilek Yatçılık Tunzm ve Inşaat San. Tic.
A.Ş. vekıli tarafından davalılar Ali Şendiller vs. aley-
hine açılan ortaklığın gıderilmesi davasının yapılan
yargılaması sonunda;
Lüleburgaz ılçesi Kurtuluş Mah. Tayyare Alanı
mevkıınde bulunan 341 ada 24 parsel sayılı taşınmaz
üzerindeki ortaklığın satış yoluyla gıdenunesine. satış
bedelının paydalar arasında hısselen oranında dağıtıl-
masma.
Satış memuru olarak 1 lcra Müdür Yardımcısı Re-
cep Gür'ün tayınıne karar verilmış olup davalılar Zeli-
ha oğlu Ismaıl, Talat Mıtad Alibaşoğlu, Bülent Alıba-
şoğlu, Levent Alibaşoğlu, Nezahat Dılber (Özaydıner)
ve Rızan Şendıller (Sancaktar)'ın göstenlen adreslenn-
de bulunamadıklan ve yapılan araştırmalar netıcesı
adreslerının tespıt edılemedığınden mahkememızın
28 5.2003 tarih 2001 405 Es. 2003 523 sayılı karan
davalılaı Zeliha oğlu Ismaıl, Talat Mitad Alibaşoğlu,
Bülent Alibaşoğlu. Levent Alibaşoğlu, Nezahat Dilber
(Özaydıner) ve Rızan Şendıller (Sancaktar)'a ilanen
tebliğ olunur. Aynca mahkememız karan ilan tanhin-
den ıtıbaren 8 gün ıçmde temyız edılmediğı takdırde
kesinleşeceöi karar yenne kaım olmak üzere ilan olu-
nur. 09 07 2003 Basin: 35514