05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE 8 Istanbü HABERLERIN DEVAMI TURKİYE A 28 Sinop PB 24 Edirne A 33 Samsun Y 26 Kocael A 29 Trabzon Y 25 Çanakkale A 30 Giresun Izmır A 35 Ankara Y 25 B 28 Manisa A 35 Eskişehır B 29 Aydın A 35 Konya B 29 Denizli A 34 Sıvas B 24 Zonguldak PB 24 Antalya A 39 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van A A A A A A B B 34 32 37 38 35 34 30 26 Yurüun kuzey <e- simlen parçalı bulutlu, Orta Karaoenız kıyıla- n.Doğu Karadenız ı!e Doğu Anadolu'nun ku- zeydoğusu saganak ve gokgümltülu saga- nak yağışlı, dığeryerler az bulutlu ve açık ge- çecek. Hava sıcaklı- ğında onemlı bır değı- şıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Münıh Y Y Y Y Y Y Y Y Y 2b 27 26 23 21 22 24 25 28 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y B B A Y 2b 25 32 30 29 29 32 34 29 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre Şam B A Y Y Y Y Y A A 2/ 25 20 33 24 15 11 34 36 QAçk b u l u t l l J Sısl , BuütİL ^ Çok buiutlu p Yağmurtu 5 Suiu G Ü N C E L Cİ JNEYT ARCAYTREK I Baştaraft 1. Sayfada maya da gelmez. "Yükümüz ağır, mesuliyetimiz sı- nırsız" d\ye bir başlıyor övünmeye, susturabilene aşk olsun. Hani bir söz vardır halk arasında; beş kunjş ver konuşsun, beş lira ver susmaz, derler. O hesap. Grupta AKP milletvekillerini aydınlatıyor, dırektıfler veriyor, sonra verelini parti kongreleri. Başbakanlığı bir yana at, Irak'a asker gönder, enflasyonu yedi ay- da sıfır noktasına çekmekle övün övünebildığin ka- dar... CHP liden Deniz Baykal, RTE'deki iktidar rahat- sızlığını tanımladı. "Birsüreden beri" dıyor, "Başba- kan'ın dilinin freni tutmaz oldu. Çok önemli konular- da ayaküstü, kaygı verici değeriendirmeleryapmaya başladı." Baykal tanıyı biraz dahagenişletiyor: "Başbakan'ın üslubunda belki giderek daha çok kendi iç dünyası- nıyansıtan birnetleşme ortaya çıkmaya başladı." Nedir bu yansımalar acaba? Boş yere övünmek mi, imam hatip kültürünü başkalarının yazdığı hayli aka- demik grup konuşmalanyla örtmek mi, yoksa kızla- rını oğullannı başkalarının paralarıyla Amerikalarda okLrtmanın kefaretini ödemek için yoksul çocuklara eğitim olanağı tanıyan yollar aramak mı? Kestirmek, saptamak zor! • • • Peki ama Baykal'ın saptadığı, RTE'deki "kendi iç dünyasınıyansıtan netleşme"r\\n örneği nedir? CHP lideri açıklıyor: "Atatürk istismarcılığı diye 'mefhum' bir tehlike yaratmak!" Ne kı, "Din istismarcılığını dengeleyebilecek bir başka istismarcılık tehdidini mi milletin kafasını yer- leştirmeye çahşıyor" dıye sorarken Baykal; RTE'nin dünkü kimlığiyle bugünkü kimliğini nedense ortaya koymuyor. Atatürkçülüğün "Türkiye'yi din istismarcılannın, va- tan hainlerinin sürüklediği noktadan çekip çıkardığı- nı, onurîu, şerefli birülke konumuna getirdiğini" söy- lemekle yetiniyor. Mademki Baykal bir kimlik analizi yapıyor. Öyley- se, RTE'nin yaşamı boyunca din üzerinden siyaset yaparak siyasette kademeler atladığını, bugünlere bu yoldan geldiğini de söylemesi gerekmez miydi? Belki bu tutumundaki neden, RTE'nin sözlerini tek bir bireyin bile ciddiye almadığına, almayacağına inandığı içindır. Belki Prof. Vural F. Savaş'ın dediği gibi, "kahve- hane ûslubunu" fazla önemsemeye değer görmedi- ği ıçin irdelemelerini kısa kesmiştir. • • • Eskiden oğullar iş çeviren siyasetçi babalarıyla övünürdü. Dünya değişti. Şimdilerde babalar oğul- ları ile övünüyortar. Biliyorsunuz RTE, zenginliğini iki önemli etkene bağlamıştı. Birincisi oğlunun sünnet düğününde ge- len hediyelere... Öteki etken ise Ülker bayiliğinden gelen paralara. Kapalı grup toplantısında oğlu Bilal'in Türkçenin ırzına geçerek reklamı yapılan Cola Turka'nın bayili- ğini aldığının gündeme getirilmesinden yakınırken, "Biz yıllardan beri Ülker'in bayisiyiz. Siyasete atılınca işimi oğluma bıraktım" diyor. Buraya kadar üzerinde durulacak bir nokta yok. Yok ama; RTE'nin daha son- raki cümlesı iş âleminde baba-oğul birlikteliğinin de- vam ettiğini kanıtlıyor. Diyor ki baba: "Ülkerbayisi 'ol- duğumuz' için Cola Turka'yı da 'satıyoruz'." Bu iktidann babalan müthiş. Ulaştırma Bakanı Bi- nali Yıldınm da feribot alışverişindeki savlan ret eder- ken 25 yıllık deniz işletmeciliği uğraşısını oğluna bı- raktığını, oğlunun da Hazine'ye 900 bin dolar kazan- dırdığını söylüyor. Bir tarihte iktidardaki Demirel'le ilgili, kardeşleri- nin birden parlayan zenginliklerini araştıran soruştur- malar, araştırmalar başladığında, Nazmiye Demirel "Bizim ailede aynmız gaynmz yoktur" diye demeç vermişti de... Ortalık kanşmıştı. Şimdi de babalar, örneğin RTE; "Biz" diyor; "Ülker bayisi olduğumuz için Cola Turka'yı da satıyoruz" di- yor. Tarih tekerrür mü ediyor, ne? Traşoğlu'natahliyeyok • İstanbul Haber Servisi - Beyhkdüzü olarak adı değişen Kavaklı beldesinde. "C plakah taksi ıhale- lerinde yolsuzluk yaptığı ıddiasıyla tutuklu olarak yargılanan eski beledıye başkanı Orhan Tıraşoğ- lunun tahliye istemi reddedıldi. Adalet Bakanlığı. Beylikdüzü Beledıye Başkanvekili ŞenerTuran'ın, 'bakanlığın yolsuzluk dosyalannı kabul etmediği' şeklindekı iddiasırun doğru olmadığını. ıddianame- tıin Içişlen Bakanhğı'na gönderildiğini açıkladi. En düşük emeki aylıği 448 milyon • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emekli. dul ve yetim maaşlanndaki brüt 66 rrulyon liralık artışla, en düşük emekli aylıği 448 milyon 470 bin liraya yüksel- di. Emekli Sandığı'ndan yapılan açıklamada, Devlet Memurlan Yasası'na göre, taban aylık katsayısının 1 Temmuz'dan itıbaren 329 bin 250'den 395 bin 25O'ye yükseltilmesi sonucu emekli, dul ve yetimlerin maaş- lannda brüt 66 milyonluk artış olduğu bildirildi. TRT için yeni süreç • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RTUK Başka- nı Fatih Karaca. TRT Genel Müdürü'nün seçilebilme- sine olanak tanıyan yasanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafindan onaylanması halınde yeni adaylan belirlemek üzere süreci başlatacaklannı bil- dirdi. Karaca. adaylann siyasi partiye üye olup olma- dıklannın Yargıtay'a sorulacağını söyledi. Lozan için 'özel gün' zarfı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Lozan Banş Antlaşmasf nın 80. yıldönümü dolayısıyla hazırlanan özel gün zarflan yann satışa sunulacak. PTT Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, özel gün zarfla- nnın üç ay boyunca satışa sunulacağı bildirildi. Eczacılar alacak peşinde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Eczacı- lan Birlıği Genel Başkanı Mehmet Domaç, Bağ-Kur ve SSK"nin ödeme gecikmelerinin eczacılan zor du- ruma düşurdüğünü söyledi. Domaç, "Yapılan anlaş- malara göre Bağ-Kur tarafindan ithal ilaç bedellerinin 30, yerli ilaç bedellennin ıse 60 günde ödenmesı gerekmektedır. Ancak bugün bu süreler ithal ilaçta 90, yerli ilaçta ise 150 gün olmuştur" ûiye konuştu. İşgalcilere üç kritik mesajI Baştarafı 1. Sayfada grubu üyeleri ve Senato Dışi- lişkiler Komıtesı üyesi Chuck Hagel ile görüştü. Gül, sabah sa- atlerinde de büyükelçilikte heye- tindeki diplomatlarla kapsamh bir değerlendirme toplantısı yap- tı. Abdullah Gül, Washington Post Gazetesi Edıtörler Kurulu ile de bir araya geldi. 'Meclls karar verir' Gül, Türk Amerikan Konse- yi'nin yemeğinin çıkışında ga- zetecilenn sorulannı yanıtladı. Bir gazetecinin, "Asker gön- derme konusu Meclis'e gelirse partinize güveniyor musunuz" sorusu üzerine, Gül, "Bunlar Türkiye'de konuşulur. Görüş- melerde bu konu bize sorulur- sa söyleyeceklerimiz var. Tabii ki. neticede buna Meclis karar verir" yanıtını verdi. Abdullah Gül, konseyın yemeği sırasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Irak'ın 1970"lerden bu yana alt- yapısıyla ilgilendiğını belirterek bu konuda Amerikalılara da net mesaj lar verdiklerini ıletti. Tezkere ve gözaltı bunahmla- nyla sarsılan Türk-Amerikan ıhş- kilerinin yeniden eski rayına oturtulmasını amaçlayan ve bu nedenle eleştirilere karşın AB- D'ye 3 günlük bir ziyaret düzen- leyen Gül, bugün görüşeceği ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Dışişlen Bakam Co- lin Powell'a önemli mesajlar ve- recek. Türk askerlerinin gözaltı- na aluunasının ardından yeniden gündeme gelen Türk askerinin I- rak'ta kurulacak istikrar gücüne göndenlmesi konusunda \erile- cek mesajlar özetle şöyle: 1- Türkiye ABD'nin nisan ayında gönderdiği ve Irak'ta han- gi alanlarda işbırliği yapılacağı- na ilişkin listede "Türkiye oluş- turulacak istikrar gücüne de katkı sağlayabilir" ifadesine yer vermişti. Ancak bu katkının bo>aıtu ve koşullan belirtilme- mişti. Daha çok ilkesel bir anlam taşıyan bu yaklaşıma karşın "Türkiye Irak'a hemen asker göndermeye niyetli" havasının yansıtılması yanlış anlamalara yol açabilir. 2- Türkiye istikrar gücünün Birleşmiş Milletler veya NATO şemsiyesi altında oluşturulma- smdan yana. Meşruıyet sorunu- nun çözülmesi Türkıye'nın karar alıp hareket etmesinde önemli bir etken olacak. Bunun dışında Tür- kiye asker gönderme konusunda AB ve tslam ülkeleriyle de istişa- re etmekten yana. 3- Türkiye koşullar oluşup da Irak'a asker gönderme karannı yaşama geçirirse bunun koşulla- nnın aynntıh görüşülmesi ge- BREMER: TÜRKİYE ASKER GÖNDERİRSE MEMNUN OLURU2 WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD'nin Irak'taki sivil yönetimin başkanı Paul Bremer, Türkiye'nin Irak'taki istikrar gücüne asker kat- kısında bulunması durumunda bundan mem- nuniyet duyacaklanru söyledi. Bremer, Washington'daki yabancı basın mer- kezinde düzenlediği basın toplantısında, Türki- ye'yi ilgilendirenaçıklamalaryaptı. Bremer, "I- rak'a Türk askeri katkısı istiyor musunuz" sorusuna yanıt verirken halen 12 ülkenin Irak'a asker gönderme konusunu düşündüğünü belir- terek "Bu ülkelerle tek tek ne göriiştüğümüz hakkında yorum yapamam, ancak çeşitli ül- kelerin ilave asker göndermesini memnuni- yetle karşılanz.Türkiye'nin de asker gönder- mesini memnuniyetle kanşlarız" dedi. Bremer, Washington'da bulunan Dışişlen Bakanı Abdullah Gül'ün bugün ABD Savun- ma Bakanı Donald Rumsfeld ile yapacağı gö- rüşmeye kendisinin de katılmayı umduğunu söyledi. Irak'taki istikrar gücü için bir BM şemsiyesinin düşünülüp düşünülmediği soru- suna da Paul Bremer, "Bu konuda BM çer- çevesini istediğimizi sanmıyorum. Komuta BM'de değil, ABD önderliğindeki koalis- yonda olacak" dedi. rek. Türk askerinin Irak'taki en kritik bölgelerde doğrudan halk- la temas kurabilecek şekilde "jandarmalık göre>i" yapma- sı beklenmemeli. Ankara daha önce de Irak'taki istikrar gücü- ne daha çok insani yardım sağ- lama alanında katkı yapabüece- ğini belirtiyordu. Rumsfeld İle görüşecelc Gül'ün henüz kesinleşmemek- le beraber temaslan kapsamında ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ile de bir araya gelme- si bekleniyor. Gözaltı bunalımı- nın ardından diplomatik teamül- lerin dışına çıkarak Başkan Ge- orge Bush adına Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğana gözaltı olayında Türk askerinin hatalı ol- duğuna ilişkin bir mektup gön- deren Rumsfeld'in Gül ile görüş- mesi büyük önem taşıyor. Bu gö- rüşmenin gerçekleşmesi duru- munda Gül'ün Türk hükümetinin Rumsfeld'in mektubuna ilişkin net görüşlerini bir kez daha dile gerirmesi bekleniyor. Bununla beraber iki ülke Dı- şışleri heyetleri ABD'li üst düzey komutanlar John Abizaid ve Ja- mes Johns'un geçen cuma Anka- ra'da yaptıklan askeri boyuttaki görüşmeleri siyasi boyuta taşıya- caklar. Bu kapsamda Türk ve Amerikan askerlerinin Kuzey I- rak'ta eşgüdüm içinde çalışması Türk subaylannın irtibat için ba- zı Amenkan karargâhlannda ko- nuşlandınhnası gibi önerileri ele alabilecekler. Cumhurbaşkanı, Türk askerlerinin Irak'a gönderilmesi konusunu değerlendirdi: Asker içîn BM kararı şartANK\RA (Cumhuriyet Bö- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türk askerlerinin Irak'a gönderilebilmesi için ye- ni bir Birleşmiş Milletler (BM) karannın şart olduğunu bildirdi. Sezer, "Geçmiş dönemdeki en büyük hata. 1 Mart'ta tezkere- nin reddedilmesinden sonra hükümetin bunun arkasında kararlı biçimde durmamasıy- dı" görüşünü dıle getu-di. Cumhurbaşkanı Sezer. dün ÇankayaKöşkü"nde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile gö- rüştü. Baykal'ın istemi üzerine gerçekleşen görüşme 45 dakika sürdü. BaykalKöşk'e CHP Ge- nel Sekreteri Önder Sav ve Ge- nel Başkan Yardımcısı Eşref Er- dem ile birlikte çıktı. Baykal, görüşmede Türk askerlerinin I- rak'a gönderilmesi konusuna de- ğinerek bunun BM karan olma- dan gerçekleştinlemeyeceğini söyledi. Aynca bunun için Mec- lis'in yeni bir karar alması gerek- tiğini vurgulayan Baykal, Cum- hurbaşkanı Sezer'in asker gön- derme konusunda bir değerlen- dirme yapıp yapmadığı sorusu- na karşılık, "Beni şaşırtmadı" demekle yetindi. Baykal, bugüne dek olduğu gi- bi bundan sonra da sorumlu mu- halefet yapmayı sürdürecekleri- nı vurgulayarak Sezer'e "Niye- timiz meydanlara dökülmek değil" görüşünü iletti. Alınan bilgıye göre Cumhur- başkanı Sezer, daha önceki tez- kere sürecinde yaptığı uyanlan yineleyerek uluslararası yasallık koşulunun altını çizdi. Türk as- kerlerinin Irak'a gönderilebil- mesi için BM karannın şart ol- duğunu bildiren Sezer, ik Geçmiş dönemdeki en büyük hata, 1 Mart'ta tezkerenin reddedil- mesinden sonra hükümetin bunun arkasında kararlı bi- çimde durmamasıydı" dedi. Baykal ve Sezer"in görüşme- sınde orman arazilennın satışına ilişkin anayasa değişıklığmin de gündeme geldığı öğrenildi. îşçiye 'memur olma' tuzağı• Baştarafı 1. Sayfada görüşülmesı ertelenen özelleştinlecek kuruluş- lardaki personelin statü- sünü yeniden belirleyen tasanyla, KÎTTerde çalı- şan işçi statüsündeki per- sonelden tazminatlann ta- mamının Emekli Sandı- ğı'na de\nni kabul eden- ler, başka kurum ve kuru- luşlara memur olarak ge- çecekler. Memur olanlar kıdem tazminatlan düşük olaca- ğı ıçin ortalama 600 mil- yon lira net maaş alan iş- çılerin emekliliklerinde bugünün parasıyla yakla- şık 23 miİyar lira mağdu- riyet oluşacak. Memurlu- ğu kabul etmeyenler ise tazminatlan ödenerek iş- ten çıkanlacak. AKP hü- kümeti aynı tasanyla me- mur olacaklar için de 70 bin adet kadro açacak. İki taşla bir ku? Hükümet bu "oyu- nu"yla "iki taşla bir kuş" vurmaya hazırlam- yor. Hem işçi başuıa orta- lama 23 milyar lıradan 1.6 katrilyon liralık tasarruf sağlayacak, hem de 70 bin istekli olmazsa boş kalan kadrolarda "devlette kadrolaşma hareketini" sürdürmeye de\am ede- cek. Halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu gün- deminde görüşülmeyi bekleyen tasan, dönemin hükümet sözcüsü, Devlet Örgütiü mücadele çağnsı °\f e ök a s ı ,M üye bin ambar işçisini kapsayan toplu iş sözleşmesi, dün törenle imzalan- dı.Törende konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, "geçen yıl bu- rada sendikal nedenlerle çıkan kavgada 3 kJşiyi kaybettiklerini" hatırla- tarak, bu sözleşmeyi "buruk bir sözleşme" olarak nitelendirdi. Çelebi, DİSK'in yalnızca ücret zamlarını değil, temel hak ve hürriyetlerin miica- delesini çok zor şartlar altında da olsa vermeyi başardığmı vurguladı. Çe- lebi, hayatın her alanında başan için "örgütiü mücadele" çağnsı yapb. SONDAXİKAGOLÜ Farklar 2004'te ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kamu ke- siminde 454 bin ışçıyı il- gilendiren toplusözleşme görüşmelerinde önceki akşam vanlan anlaşmay- la elde edilen toplusözleş- me farklannın, sözleşme döneminin 13. ayının so- nunda ödeneceği açıklan- dı. Buna göre ilk altı ay için seyyanen 55 milyon üra, daha sonraki 6 ay için yüzde 9 zam aiacak olan işçiler, 2003 yılma ait bir yıllık ücret farklannı O- cak 2004'te alacaklar. Hükümet, sözleşme far- kını gelecek yıla bıraka- rak IMF eleştirisine mu- hatap olmaktan kurtuldu. Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Abdüllatif Şener tarafindan "özelleştirme- nin artık işsizlik riskini getirmeyeceği" müjde- siyle açıklanmış, önceki günkü toplu iş sözleşme- lerinde de Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin tara- findan aynı şekilde sunul- muştu. Türk-İş yetkilile- ri tasandan haberdar ol- duklannı, ancak ilk etap- taki önceliklerinin toplu- sözleşmelerin tamamlan- ması olduğunu belirttüer. Yetkıliler, hükümetle ya- pılan protokolde işçilerin diğer kamu kurum ve ku- ruluşlanna ne şekilde ge- çeceklerinin yer almadı- ğına dikkati çekerek, ya- pılacak görüşmelerde bu geçişin işçilerin kendi is- teklerine göre şekıllen- mesini isteyeceklerini söylediler. Ote yandan hükümetin işçilere verdiği "emekli- liği dolmuş işçilerin ken- di istekleri dışında zo- runlu olarak emekli edilmeyeceklerine" yö- nelik güvencenin de hü- kümet ile IMF'nin arasın- da gerginliğe yol açağı belirtiliyor. iMF'ye taahhüt Hükümetin, IMF'ye verdiği atıl istihdam taah- hüdüne göre yıl sonuna kadar 25 bin 81 işçiyi işten çıkarması gerekiyordu. Hükümet bu konuda hazi- ran hedefinin de gensınde kalmış, ancak IMF işten çıkmalann toplu iş sözleş- melerinden sonra artacağı gerekçesini kabul ederek atıl istihdam görüşmeleri- ni 6. gözden geçıımeye er- telemişti. Şu ana kadar iş- ten çıkanlann sayısı 6 bin 600'e ulaşırken. hüküme- tin zorunlu emeldiliğe başvurmaması halinde yıl sonuna kadar IMF taahhü- dünün tutmasının "güç olabileceği" belirtiliyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada pazarlığa gidiyordu. ABD'nin Türkiye'sız başanlı ol- ması çokzordu. O halde pazarlıkçıtasını yüksek tut- mak gerekiyordu. Ne verecegız, ne alacağız? Rakamların sağına konan sıfıriar bitmek bilmiyordu. Devamı malum, at pazarlığı hikâyesi... Ardından da 1 Mart oylaması! Bugün de "ABD, Türkiye olmazsa Irak'ta istikran zor sağlar, bize mecbur" diye özetlenebilecek bir yaklaşımla Dışişleri Bakanı Ankara'dan uğurlandı! Bakalım tarih tekerrür mü edecek, tekemmül mü? Sorunun yanıtını gezi sürecine bırakıp Irak'a geçe- lim... Saddam'ın oğullannın öldürülmesi Saddam'm da Bağdat-Musul hattında olduğunu gösterıyor. Bu sal- dın, Irak'taki direnci kırar mı, biler mi? Bize ikinci şık daha gerçeğe yakın geliyor! Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki, Irak'ta AB- D'ye yönelik direniş sadece Saddamın organizas- yonu değil... Daha çok Irak ıçindeki etnik ve dini gruplann kendi hassasiyetlerine dayalı birdurum. Bu pencereden bakınca, ABD Irak'ın çok az bir bölü- münde yüzde yüz hâkim. "Işgalci bir güce karşı çı- kış" duygusunun sadece kışisel tepkilerle dışavur- madığını, yerel halkın da onayladığı organıze saldı- rıların yaşandığını görüyoruz. Irak'ta Şiiler ve Sünniler ABD'ye karşı oiduklannı ilan ettiler. Türkmenler, ABD'den hoşnut değil. Kürt- lerin içinde radıkal dinci eğilimler de ABD'ye soğuk. ABD'nin nüfusun çoğunluğunu da karşısına aldığı dikkati çekiyor. Türk ve Amerikan askeri... Elde kalıyor. Barzani'yle Talabani! Eğer Irak'taki karmaşa devam ederse, yerel halk arasında Barzanı ve Talabani'ye karşı da tepki olu- şabilir. Onlar da bugünkü havayı arar hale gelebilir. Yer yer bunun ipuçlarını içeren haberler geliyor. Böyle bir coğrafyada Türk askeri ne yapar? Karşılaştırma ile yanıt vermek gerekirse... Amerikan askeri ilk gittiği yerde önce kendisinin güvenlik içinde olup olmadığına bakar, bunun ge- reğini yapar. Türk askeri, kendisinin yanı sıra o böl- genin güvenlikli olup olmadığına bakar, bunun ge- reğini yapar. Amerikan askeri, yerel halkla ilgili genel bilgileri edindikten sonra onları kontrol altında tutmak için ne gerekiyorsa yapar. Türk askeri, yerel halkı kazan- mak için ne gerekiyorsa yapar... Amerikan askeri, geldiği bölgede içme suyu ve benzer gıda sorunları varsa hemen kendi önlemle- rini alır. Türk askeri, yerleşim yerinin merkezine bir çeşme getirir. Duruma göre bir de fırın açar. Bunlan ABD de bildiği ıçin Irak'ın sorunlu bölge- lerinde Türk askeri konusunda ısrarlı davranıyor ol- malı. Türk askeri Irak'a gitmeli mi? 1- ABD komutasında, hayır! 2- Işgal güçlerinin yardımcısı olarak, hayır! 3- BM şemsiyesi altında uluslararası hukuk açı- sından Türkıye'nin elini güçlendiren yeni bir durum ortaya çıkmadığı sürece, hayır! 4- BM şemsiyesi olsa bile, salt Irak'ın sorunlu böl- gelerinde güvenliği sağlama ve devriye görevini ye- rine getirme işleviyle, hayır! Evetlik durum olabilir mi? Çok az olasılık... Ancak, Ingiltere dışındaki büyük AB ülkelerinden de ABD'nin dümen suyuna girme işaretleri geliyor. Böyle bir durumda Türkiye, "Ben sadece kuzeyde kendi çizdiğim bazı bölgelerde bir miktaraskerbulunduracağım" diyemez. Bunun de- vamında "Amerikan topraklanna kuralsız girmiş as- ker" tavrıyla karşı karşıya kalabilır! Sanılanın aksine, bu kez durumumuz 1 Mart'tan daha zor. ABD, dibi- mizdeki evın altını bize doğru oyan bir müteahhit gi- bi! ABD ile ilişkilerimizde "en gerekli" maddelerle "engerekli" bilinmezlikler iç içe! [email protected] 4. maddede nitelikli çoğunkık bulunamadı Topluma kazandırma komtsyona çekM ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Toplu- ma Kazandırma Yasa- sı'nın 4. maddesının oy- lamasında af niteliği ta- şıyan düzenlemeler için gerekli olan nitelikli ço- ğunluğa (330) ulaşıla- madı.^TBMM Başkan- vekili Yılmaz Ateş maddenın reddedildiği- ni açıklarken, tasan Adalet Komisyonu'na geri çekildi. Tasannın cuma günü yada gelecek hafta yeniden genel ku- rula getırilmesi planla- nıyor. Madde oylaması- na AKP'den 54 milletve- kilinin katılmaması, 5 AKP'lınin de hayır oyu vermesi dikkat çektı. AKP'li Şevket Orhan, Fuat Geçen,Aydın Du- manoğlu. Mehmet Er- dem ve Hasan Bilir dördüncü maddeye mu- halefetle birlikte ret oyu kullandı.CHP'den 5 mll- letvekili de tasanya des- tek verdi. AKP'den oy- lamaya katılmayan mil- letvekillerinin parti yö- netıcilen tarafindan çağ- nlarak ikna edibneye ça- lışıldığı öğrenildi. Topluma Kazandırma Yasasf nın 4. maddesin- de terör nreürü rnensup- lar 'i ilgili uy- gulama koşullan yer ah- yordu. Görüşmeler sıra- sında CHPTiler bu mad- denin af niteliği taşıdı- ğını belirterek oylamada nitelikli çoğunluk aran- masını istediler. Oyla- mada 313 kabul oyuna karşılık, 77 ret oyu kul- lanıldı. 2 milletvekili de çekimser kaldı. Ateş, görüşmelere bir süre ara vererek grup başkanve- killerini görüşmeye ça- ğırdı. Ateş. aradan son- ra 4. maddenin af niteli- ği taşıdığını, nitelikli ço- ğunlukla kabul edilmesi gerektiğini açıkladı. Ateş. "Vicdani kana- atim, bunun af olduğu yönündedir. Bu du- rumda 4. madde red- dedilmiştir" dedi. AKP Grup Başkanve- kili Salih Kapusuz "af" değerlendirmesine katılmadıklannı söyler- ken CHP Grup Başkan- vekili Mustafa Özyü- rek düzenlemenm açık- ça af niteliği taşıdığını bildirdi. Adalet Komis- yonu Başkanı Köksal Toptan "Tasarının te- mel maddesi 4. nıad- deydi. Kalan maddele- ri görüşmek anlamsız. Komisyona geri çeki- vonız 1 " dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle