Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE
DIZI
Necip Fazıl Kısakürek, Menemen ayaklanmasıru 'basit bir hadise' olarak değerlendirir
Kormlokuramlan
Ş
eyh Sait olayından
beş yıl sonra meydana \
gelen Menemen Olayı da
Necip Fazıl tarafindân yi-
•«•» ne komplo teonleriyle
açıklanmakta, Serbest Fırka'nın
Ege Bölgesinde büyük ilgi görme-
si nedeniyle CHP'nin bir tertibi so-
nucu vuku bulmuş basit bir hadise
olarak görülmektedir.
Serbest Fırka, 1930 yılının son bul-
masına iki ay kala kapatılmışhr. Ama
Necip Fazıl"a göre, Serbest Fırka ka-
patılsa da bufirkanıncanlandırdığı ve
şahlandırdığı mesele bitmıyordu. Ney-
di bu mesele? Serbest Fırka sözüm ona
halkın hasretler içinde yandığı din
davasını meydana çıkarmış, olanca
başansını, vaadeder gibi bir eda taşı-
dığı dın alakasından devşirmişh.
Nedp Fazıl'ın yorumları...
"Dinalakasmıbesle>iti,geliştiricive
bir gün padak vermeye doğru yürü-
tücü kuvvet ve zümrenin başında da
Nakşüikvıehrnohınuyordır diyen Ne-
cip Fazıl, Menemen'deki katliamı va-
kay-ı adiyeden bir olaymış gibi akta-
nyor: "1930 yıhnın son ayındayız.
'Mehdi Mehmed' isimK bir serseri,
erranna birtakım ve çoğu genç, hatta
çocuk,saftiptertoplayarak Menemen
taraflanna sürükhıyor. İlk ikna vea-
lesi köylerde zengin işler olduğu, hu-
susiyle Paşaköy dolaylannda bütün
bağlann budanmakta bulunduğu,
kendileriıün debufirsatokaçırmama-
lan gerektiği, ora>-a giderlerse çok pa-
ra kazanacaklan iddiasıdır.
'Mehdi' unvaıunı taşıyan Mehmet
Giritli'dir ve mehdilik iddiasında bir
ddktenbaşkabirşeydeğikür.Hickinv
se tarafindân sevilmeyen bir insandır
ve esrarkeştir. Buna rağmen, dışın-
dan, ham softa ve kaba yobaz tipinin
bütün araana maliktir.
Etrafinda tam beş kişi: Sütçü Meh-
med; saf, aciz, kendi halinde, mahat-
ledesütsatanbir esnaf- Şamdan Meh-
med; budalavemuvazenesiz birinsan
ve mesleği budayıcılık... Çoban Ra-
mazan; 18-19 yaşlanndaki bu keçi ço-
baıu, öbürleri gibi cahil ve muvazene-
sizin birL. Nalıncı Hasan; bu da Gi-
ritivehadiseye hiçbirşey bflmeden ka-
nşanlardan™ Ve Zeki Mehmed, bu-
dayrahk yapan bu adam da para ve
menfaat karşüığında her şeye müsta-
id bir ahlaksG—
Tanık olmuşçasına...
Mehdi Mehmed işte bu biçareleri
teOdn aitina abp bildirdiğimiz istika-
mete doğru sürüklüyor~ Onlardan
kaçmak suretiyk başnu kurtaran Ço-
ban Ramazan'manlatbğuıagöre,yot-
da birkaç esrar partisi tertiplemişier.
Mehdilik iddiasuıdald bir sapığuı ar-
dmda,esrarkeş serseriler Menemen'e
gnTyorlarJ*
Menemen Olayı'nı tanık olmuşça-
sına kronoloj ik bir öykü şeklinde an-
lattıktan sonra basit bir hadisenin ge-
reğinden fazla büyütüldüğünü öne
süren Necip Fazıl. şöyle devam edi-
yor: "Sadece kacabikn iki Idşinin ve
eğer destekçUeri varsa onlarm da bu-
lunupeezalandınlmasından ibaret ka-
lan ve bir iki mecnunun tefif eserinden
ibaret bulunan hadise birdenbire o
kadar büvütülüvor ki, ortada, ta Sa-
NCCİD FaZlİ! 'Kuril bir bahane' Menemen Olayı'nı tanık
rj ı | olmuşçasına kronolojik bir öykü şeklinde anlatan
Zll KUlUpiârHl Necip Fazıl, sonra basit bir hadisenin gereğinden
'lHİJrSİdİ' fazla büyütüldüğünü öne sürer: "Sadece kaçabilen
- ^ iki kişinin ve eğer destekçileri varsa onlann da
ıtf t^ A cr iî VKIITD 4 ı bulunup cezalandınlmasından ibaret kalan ve bir iki
rVlIYASE 1 L K N U K ^ 1 ı .-r- > M . • < i j -
J mecnunun telıf esennden ibaret bulunan hadise
birdenbire o kadar büyütülüyor ki, ortada, ta Sankamış'tan Istanbul'a kadar,
tamamıyle masum ve alakasız tesir ve şahsiyet sahibi kaç müslüman varsa
onlara çevrilmiş bir tuzaktan, kuru bir bahaneden başka bir şey kalmıyor."
'CHP'NİN TERTİBİ' - Şeyb Sait olayından beş yıl sonra meydana gelen Menemen Olayı da Ne-
cip Fazıl tarafindân yine komplo teorfleriyle açıklanır. Serbest Fırka'nın Ege Bölgesinde büyük ilgi gör-
mesi nedeniyle CHP'nin bir tertibi sonucu ortaya çıknuş basit bir hadise olarak gösterihnektednu.
fl|j| Cumhuriyet
Mürtecilerin hepsi Yakalandı
V«Vky <•*- »»*—*»—<
Irtica hâdiscsinin Manisa'da
hazırlantiığı tahakkuk etü
IsmalPa. I
G»xi Hz. dun gecc Istan
bul'u teşrif buyurdular
lkU tntıf
Devrinı şehidi Kubilay. Cumhuriyet Gazetesi'nin 26 Kanumıevvel (Arabk) 1930 tarihli sayıSL
nkaırnşian tstanbuTa kadar,tamamıy-
le masum ve alakasız tesir ve şahsiyet
sahibi kaç müslüman varsa onlara
çevribniş bir tuzaktan, kuru birbaha-
neden başka bir şey kabnıyor."
Necip Fazıl, olayı anlatırken he-
men üç cümlede bir otoritenin ve hâ-
kim kuvvetın olaya müdahale etme-
diğini vurguluyor. Bununla olayın
gerçektebirtertipolduğunu imaedi-
yor. Yazar. Menemen Olayı'nın bir
tertip olduğuna o kadar kendini inan-
dırmış ki. buna temel teşkil eden ba-
zı iddıalar da öne sürüvor. Ancak bu
iddialannı dayandırdığı bir belge yi-
ne ortaya koyamıyor.
Yine tümüyle duyumlardan yola
çıkarak açıklamaya çahştığı ve *ter-
tib"e neden olarak gösterdiği olay-
lardan ilki. Menemen ahalisinin Ser-
best Fırka'ya olan meyli ve ilçeyi zi-
yaretleri sırasında CHP kodamanla-
ra "yuh" çekilmesi hadisesidir. Bu
olay üzerine güya hûkümet tarafindân
"Menemen'ebüyükbirgözdağT ve-
rilmesı yönünde karar alınıyor. Ikin-
cı olay şöyle cereyan etmiştir:
O tarihlerde bazı Halk Partisi bü-
yükleri Bursa'da Adapalas Oteli"nde
zevk ve safaya batmış, günü bırlik
hayattan kâm almak cümbüşü içinde
yuvarlanırken, bir hadise oluyor.
- Otellenn önûnde duran taksi ve
otobüslerden. bereli, kasketli, sakal-
lı, dini üslup belirtici kılıklarla bazı
insanlar iniyor.
Manzarayıyorumlayamayan koda-
manlar (Vasıf Çmar, Şükrü Kaya,
Mahmut Es'ad vesaire) hayretle bir-
bırlerine soruyorlar:
- Kimdir bu softa kılıklı adamlar?
Yoksa bizden istekleri mi var?
Aralanndan biri cev'ap veriyor:
- Yok efendim; bizimle hiçbir ala-
kalan yok! Karşı oteldeki bir şeyhi zi-
yarete geliyorlar!
Ta karşılannda, Hakkı Paşa Oteli di-
ye bir yer vardır ve oraya, îstanbul 'dan
bir Nakşi şeyhi gelip inmiştir.
Kökiine klbrit suyu
Kodamanlarkonuşmayı sürdürüyor:
- Kim bu şeyh?
- Erbilli Seyh Es'ad Efendı... Meş-
hur Nakşi Şeyhi.
- Ya, öyle mı?
Ve o akşam bu kodamanlann hal-
kalandığı masada şu karar alınıyor:
- Artık bu adamlann kökiine kibrit
suyu dökülmesi gereken zaman gel-
miştir! Bizzat mahkûm kabul ettiğı-
miz Menemen'de bir hadise çıkartı-
lacak, hadiseye rejime karşı bir kı-
yam süsü \ erilecek ve ondan sonra sü-
rek avı halinde dın elebaşlan devşi-
rilip bırer birer ezılecektir.
Hadisenin şahıtlen ılk Meclis aza-
sından merhum Hasan Basri Çantay
ile Salih Yeşil'dir. Allah'ın getirdiği
bir firsat ve münasebetle bu karan, top-
lanhda hazır bulunanlardan biri ma-
rifetiyle öğrenen ve o akşam otelde bu-
lunan bu iki zat, vaziyeti. sağlıkların-
da ve hatta toplantıda yeminle anlat-
mışlardır.
Şimdi iddıamızı, tertip tezine göre
takip etmekte devam edelim:
- Jandarma karakoluna karşı mey-
dan. cami ve avlu. hadise için en uy-
gunyer...
'Kan akıtacaksınız...'
Manisa ve köylere gidıp mahut kad-
royu tesbit ediyor. Hele din mevzuun-
da abuk sabuk görüşleri, ermişlik cin-
neti ve Mehdilik özentisi dikkatini
çeken Mehmed'i bulunmaz kıyrnet-
te kabul ediyor ve uzun çalışmalardan
sonra onlara teklifini yapıyor:
- Menemen'e aralık ayında erkenden
gideceksiniz! Filanyer,falancami...Na-
mazdan sonra minberdeki yeşil bay-
rağı çekıp, cami ve avlu kapısını ruta-
cak ve 'Bu bav rağın alüna girmeyen,
kafirdir!' diye bağıracaksınız! Halk-
tan veyajandarma ve askerden üzeri-
nize gelen olursa silahla karşı duracak
ve mutlaka kan akıtmaya bakacaksı-
nız. Bir kışıden olsun kan akıtmak
şart. Hadise büyür büyümez kaçıp ba-
şınızı kurtarmayı düşüneceksiniz! Ne-
ticede her birinize. sana şu, sana bu,
sana filan, sana da falan bankadan
onarbin (bugünkü paranın yüz misli
kıymet) lira verilecek. Siz de istediği-
niz yere gideceksiniz!
Gerçekten, teklifin bu kadar ah-
mak ve sahtekânna, saçma ve gülün-
cüne inanabilmek ıçin, \'asıflannı çiz-
diğimiz berduşlar kadrosundan daha
uygunu bulunamazdı.
Söylendiğine göre gizli ajan, hadı-
seyi çarşaflı bir kadın kılığında uzak-
tan takip etmiş ve muradına erer er-
mez, ancak bir erkeğe mahsus sert
adımlarla uzaklaşıp gitmıştir.
Bu manzarayı aynen görenler var-
dır ve onlardan biri hâlâ sağdır.
Subaylan Kubiaş yerde b\Tanırken
8 jandarmalık bir manga askerin si-
lahlannı bırakıp dağılmalan, kendi-
lerine bır işaret verilmeksizin, müm-
kün olabilecek bir iş mıdir?
PERŞEMBE
ORHAJN BURSALI
Yazanmız yazılarına bir süre ara vermıştir.
TOPKAPI OLAYLARI
Inönü y
ye
tehdit dolu
yazılar
P iktidan dönemınde Menderes'e
"mürid"lik ölçüsünde bağlanan
Necip Fazıl, muhalefette olmasına
karşın yazılarında İnönü ye adeta
kin kusar. Bir yazısında Inönü'nün Malatyah
değil Rumeli göçmeni olduğunu ve Türklüğünün
ve nesebinin belirsiz olduğunu dahi yazacak
kadar ileri gider. Inönü'ye olan hıncı ve öfkesi de
o denlidir ki, hakaret ve küfur içeren yazılarında
tehdit savurmaktan da geri kalmaz. Nitekim
Necip Fazıl, 8 Mayıs 1959 günü Büyük Doğu
dergisinde "Gûnü Gddi" başlıklı yazısında
"Leş" olarak adını andığı înönü'ye kefen
biçilecek günün geldiğini haber veriyordu.
Tahrlkçillkle suçlandı
8 Mayıs günü CHP lideri Inönü'nün îstanbul'a
gelişi sırasında DP örgütü adam getirterek
Inönü'yü taşlamış, bir polis otosu da bu
saldınsırasında tnönü'nün yolunu keserek
saldırganlann işini kolaylaştırmıştı. Son anda bir
askeri birlik kendi inisiyatifi ile yolu açıp
tnönü'yü kurtarmıştı. Topkapı olaylannın
yaşandığı gün yayımlanan Büyük Doğu'daki
"Günün Geldi'' başlıklı yazısı nedeniyle Necip
Fazıl tahrikçilikle suçlandı. Necip Fazıl, olay
günü piyasaya verilen dergideki yazının nasıl
olup da insanlan galeyana getirmiş olabileceğini
soruyor ve olayla ilgisinin olmadığını
savunuyordu. Ancak Yassıada Duruşmalan'nda
da ortaya çıktı ki, derginin üzerinde yayın tarihi 9
Mayıs 1959 yazmasına karşın aslında dergi dört
gün önce 5 Mayıs günü piyasaya verilmişti.
Örtülü Ödenek davası
DP iktidannda Başbakan Adnan Menderes'e
vıcık vıcık methiyeler düzen Necip Fazıl'ın
örtülü ödenekten para aldığı iddialan o yıllarda ^
muhalif gazetelerde de yer aldı. Menderes'in
kendisine yakın gazetelere örtülü ödenekten
ulufe dağıttığı bilinmeyen bir şey değildi.
Necip Fazıl'ın ve sahibi bulunduğu Büyük Doğu
dergisine de önemli miktarda para aktanldığı
Yassıada Duruşmalan'nda da gündeme geldi ve ,
tutanaklarda yer aldı. Anayasayı îhlal Olaylan
davasının f bendinde Necip Fazıl'la ilgili örtülü
ödenek olayı şöyle yer alıyor:
Topkapı olaylan karar gerekçesl
8.5.1959 günü Inönü'nün tstanbul'a gelişi
sırasında DP örgütü adam getirip tecavüze
girişmiş, bu sırada bir polis arabası tnönü'nün
yolunu kesmiş ve tecavüze olanak yaratmış, son
anda bir askeri birlik olaya el koyarak Inönü'yü
kurtarmıştı. Aynı gün Büyük Doğu dergisinde,
147 bin lira örtülü ödenek alan, Necip Fazıl
"Gönfi GekB" deyip "leş ve kefenden"
bahsetmişti. Menderes hakkındaki iddianamede
de Necip Fazıl'la ilgili şu suçlamalarda
bulunuldu: "Din istismarcıbğını geçim vasıtas
yapan, muhalefet liderine yazuan ile tecavüz eden
Nedp Fazıl'a yekûnu 147 bin üravi tutan
ödemelerde bulunulmuş, sözü geçen bir suçtan
mahkûm olduğu bir sırada kansı Neslihan
Kısakürek'e de muhteüf zamanlarda § bin lira
verilmistir.
r
Menderes'in ölümü Necip Fazıl'ı
sarsar ve O'na hitaben şu şiiri kaleme ahr:
"Zeybek kaybolduysa bunca kayıp ne?
Tesbihi dökülmüş, aranır nine;
Balonu yok, ağlar çocuk haline
Zeybeğim; dünyayı aldm götürdün!
Bir öldün de, ben'ı binbir öldürdün!"
'Unvanı boş verin,Mîna Urgan'ın 'Bir Dinozorun Anılan' kitabından Necip Fazıl'la ilgili öyküler:
Ilaç parasııu kutnara verdi para var mı parra!
umar müptelalığı dillere
destanNecip Fazıl'ın Eş-
refŞefuV in kendisine ilaç
alması içın verdiği para-
yı kumarda kaybetmesi ve bunun
üzerine Şefik'in dışkı dolu lazımlı-
ğı "SüperMürşjd"in kafasından aşa-
ğı boca ettiğı edebiyat çevrelerinde
sıkça anlatılan bır olaydır. Mîna Ur-
gan da "Bir Dinozorun Anıian" ad-
lı kitapta bu konuya yer veriyor.
"Necip FazıTın içkisi ölçülüydü.
Ama kumartutkusu suur tarumazdL
Eşref Şefik annemin çocukhık arka-
daşıolduğuiçin,onun ağzmdan da din-
lemiştik bunu: Eşref Şefik hastavınış;
onu yoklamaya gelen Necip Fazıl'a
ilaç alması için, bir nıiktar para ver-
miş.
NecipFazü. ilaçlan hemen aJacagı-
nı söyle\ip evden çıknuş. Eşref Şefik
beklemiş beklemiş, ne Uaçlar varmış
ortada ne de Necip Fazıl. Sabaha doğ-
ru, bir lazunhğı çişle doldurmuş; ate-
şi çok yükseldiği halde. pencerenin
önünde pusu kurnıuş: lazunhğı ku-
marhaneden eli boş dönen Necip Fa-
zd'uı başından aşağı boca etmiş. Bu
öyküden deanlaşılacağı gibi, Necip Fa-
zîl'ın viizsüz bir yanı \ann."
Halet çambel'den ders
Mına Urgan }ine anılarm- f
da Necip Fazıl'm kendisine ^ f
hayran olduğunu ve yab- ^ h
şıklı bir erkek olarak gördü- { 2
günü söylüyor. Özelilkle ya- *"*
kışıklı sayılmayacak Necip Fa-
zıl'ın kendi bedeniyle gurur
duyduğu olaylan
alaycı bir şekıl-
de anlatıyor.
"Bizim şu
maço toplumu-
muzda bfle,NecipFa-
zıl kadar erkekliğiyie gunuianan bir
kişi görmedim. Bizim evimizde kala-
bahk birtopianüda.Necip Fazd, otur-
ma odasuunortasma dikilmiş,"B en!
Erkek! Ben! Erkek!" dryerek,King
Kong gibi, ünlü torsosunu yumruk-
hıyordu. Halet Çambel'in yanuıa gi-
dip kulağına. "Bu ışe bir son
ver" diye nsıldadım. Halet
incecik bir genç kızdı.
Ama Türkiye eskrim
şampiyonuydu. Takı-
mımızla Berlin Olim-
piyatlan'na kardmıştı
ve şimdi karate moda oi-
duğugjbuoara-
dadamoda
olan Jiu-
Jitsu'yu
çok i>i
bilijor-
du. (Bu
LJapon
güreş tekniğini uygulayan elli kiloluk
bir kadının, yüz kiloluk bir erkeğin
hakkmdan gelmesi işten bile degü-
dir.) Halety^vaşça ayağa kalkü, "ben.
erkek! ' diye gögsünü \nmniklayan
Necip Fazıl'a gülümseyerek yaklaşö.
Sol ayak bileğhle sağ elbileğini sdaca
tutup seksen kiloluk Necip Fazü"ı hop
diye omuzuna aldı. Necip Fazd çırpı-
nıyon ama Halet'in çeük gibi eDerin-
den kurtulamıyordu. Halet,omuzun-
da vükü, evin içinde dolaşmaya baş-
ladi. Bizier de kahkahalar atarakpeş-
lerinden gidhorduk.
Yüzü allak bullak olan Necip Fazü,
"Rezil oldum,bırakbeni, n'olur" di-
ye fisddavarak yahanyordu. Bizler
"sakın bırakma" diye bağınyorduk.
Sonunda, annem araya girince, Ha-
let gayet zarif küçük bir omuz hare-
kethle. Necip Fazıl'ı sedirin üzerine
aö%erdi. Adamcağızın 'Ben erkek "
gosterileri de bitti böylece,"
N
ecip Fazıl, yaşamının her döne-
minde polıtikaya yakın ilgi duy-
du. Tek parti döneminde CHP rnıl-
lervekilliğine soyunduysa da İnö-
nü engelıni aşamadığı için aktif polıtikaya
giremedi. Ondan sonra izlediği yol, bizzat
kendisinin aktif politikanın içinde yer alma-
yıp kendine yakın duyduğu partiyi ve lideri
yönlendirmek oldu. Bu hevesi de ne yazık ki
pekgerçekleşmedi. 1960 ihtilalinden sonra DP
çizgisindeki AP'ye başlangıçta ilgi duyma-
sına karşın Demirel'le yıldızı pek banşmadı.
Necmettin Erbakan önderliğinde kurulan
Milli Nizam Partisi'ne ve onun devamı olan
Milli Selamet Partisi'ne büyük muhabbet bes-
ledi. Ancak Erbakan'ı yönlendirmesinin müm-
kün olmadığını görmesi ve sunduğu aday lis-
telerinin seçilebilecek yerlere konmaması so-
nucunda Erbakan'a ve MSP'ye savaş atı.
Yollannı ayırdığı dönemde Erbakan için
"Şeriat dostiannın baş belasT. "Ruh hasta-
sı", "Don Kişor. tt
Hokkabaz'>
, "Sahte eti-
ketçi" gibi tanımlamalar yapan Necip Fazıl,
bu kez MHP'ye yönelir. 1980sonrasındapar-
tileşme çalışmalan başlayınca da daha önce-
densıksıkgörüştüğüOzal'aANAP'ı kurma-
dan önce ince taktikler verdi.
Megoloman mıydı?
Necip Fazıl'ın dostlannın da kabul ettiği ken-
dine hayran ve kendisı dışında kimsevi beğen-
meyen megoloman bır yanı vardı. En büyük
şair, en büyükfikrayazan, en büyük polemik-
çi, en iyı tıyatro yazan ve en büyük ideolog
kendısıydi. Abdülhak Hamit ten Nâzım Hik-
met'e kadarTürk edebiyatına adını alhn harf-
lerle yazdırmış nice şairi küçümseyen ve şa-
irden'saymayan "Üstad", 25 Mayıs 1980 ta-
rihinde Türk Edebiyat Vakfı'nca "Sultanü'ş
Şuara " (şairler sultanı) ilan edildi.
Bu haberi kendisine haber veren dostlan-
na, "Unvanıboşverin.paravarmıparra!" de-
miştir. Necip Fazıl, 25 Mayıs 1983'te öldü.
B İ T T İ