23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2003 CUMA HABERLER Ordu'dalokantada hesaba itiraz ettiği için gözaltına alınan 55 yaşındaki Parlatır, 7günlük rapor aldı Sen misin hesaba itiraz edenlERDOĞAıN ERİŞEN ORDU - Ordu'nun Kumru ilçesinde içkili bir lokantada hesaba itiraz ettiği için görev- lilerle tartıştıktan sonra gözal- tına alındığını belirten 55 ya- şındaki Cemil Parlaür. kendisine karakol- da işkence yapıldığını ileri sürdü. tki dişi kı- nlan ve vücudunun her yerinde morluk bu- lunan Parlatır'a 7 günlük rapor verildi. 5 çocuk babası Parlatır. 14 Temmuz'da gittiği lokantada görevhlerle tartıştıktan son- ra olayın büyümesi üzerine karakola götü- rüldüğünü anlattı. Karakolda sabaha kadar dövüldüğünü ile- ri süren Parlatır. ellerinin arkadan kelepçe- lendiğini ve ayaklanna pranga vurulduğu- nu iddia etti. Bir gün sonra mesai bitimin- den sonra mahkemeye çıkarılan Parlatır, • Karakolda sabaha kadar dövüldüğünü, el ve ayaklanna pranga vurulduğunu iddia eden Cemil Parlatır 'ın ailesi konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Parlatır hakkında da, 'alkollü olarak rezalet çıkarmak, memura tnukavemet ve hakaret' iddiasıyla dava açıldı. serbest bırakıldı. Mahkemenin ardından ön- ce Kumru Devlet Hastanesi'ne kaldınlan Parlatır, daha sonra Fatsa'ya sevk edildi. Fatsa Devlet Hastanesi'nde 7 gün rapor verilen Parlatır'ın iki dişinin kınk olduğu, sağ gözü ile vücudunun 14 ayn yerinde ya- ra ve darp iziyle oluşan morluklar bulundu- ğu belirtildi. Soğuk su, cop, tekme... Parlatır. gözaltındayken bir polisin saba- ha kadar üzerine su döktüğünü, diğerinin de cop ve tekmeyle dövdüğünü iddia etti. Par- latır'ın yeğeni Ertan Çevirmen de konuyla ilgili olarak suç du- yurusunda bulunduklannı belir- terek "Türitpofcmin AB\euyuın yasalan çerçevesinde daha da çağdaşlaşacağı açıklanryor. Ke- lepce,cop kaikacakrnış. İşte ABNe nasıl hazıriandıklannın göstergesi" diye konuştu. Kaymakam izne aynklı Konuyla ilgili bilgi almak için aradığı- mız Kumru Kaymakamı AH Çalgan'ın ola- yın hemen sonrasında izne aynldığı öğre- nildi. Cemil Parlatır hakkında "alkollü ola- rak icrai rezalet çıkarmak ve görevti me- murlara mukavemet ve hakaret" iddiasıyla dava açıldığı, kendisinı dövdüklerini iddia ettiği polislerle ilgili olarak da valiliğin so- ruşturma başlattığı öğrenildi. Cemil Parlatır'ın vücudıuıun 14 yerinde darp izi var. Uzmanlar, cinsel şiddete uğrayan çocuklar için hiçbir koruma politikası olmadığını söyledi Devletçocuklannı korumuyor Polisten ölüm tehdidi' iddiası • Istanbul Haber Servisi - Geçen yıl, Izmir, BucaŞirinyer Belediyesi'ne ait suyu kendi çıkanna kullandığını iddia ettiği Şefika Akar'ı uyarması üzerine, Akar'a yakınlığı ile bilinen emniyet mensuplannın saldınsına uğradığını, ölüm tehditlen aldığıru iddia eden 60 yaşındaki Zahide Ozay, yaşamının tehlikede olduğunu savundu. Kars, Manisa. Bursa ve Istanbul gibi çok sayıda ilin sağlık ocaklannda 20 yıl ebe- hemşıre olarak çalıştıktan sonra îzmir'e yerleşen Özay. her an ölüm korkusuyla bir yıldır kaçak yaşadığını söyledi. Imam, lokantacıyı öldürdü • ADANA (AA) - Adana'da, otomobıl içinde bıçaklanarak öldürülmüş bulunan lokantacı Murat Aslan'm (38), namaz kılmaya gittiği caminin imamı tarafindan öldürüldüğü belirlendi. Gözaltına alınan cami imamı Abdullah A, bilardo ve domino oynadığı için Aslan tarafindan eleştırildigini, bunun üzerine çıkan tartışma üzerine Aslan'ı öldürdüğünü söylediği belirtildi. Olayla ilgili olarak Burhan G'nin de arandığı bildirildi. Ingiltere'de şiddet içeren suçlar arttı • LONDRA (AA) - îngütere'de şiddet içeren suçlarda artış olduğu bildirildi. îstatistiklere göre, geçen yıl genel olarak şiddet içeren suçlar yüzde 22 artarken sadece tecavüz vakalannın sayısı yüzde 27 oranında yükseldi.Bu dönemde polise 5 mılyon 899 bin 450 şiddet içeren suç ihbannda bulunuldu. Ancak İçişleri Bakanlığı uzmanlan, geçen yıl şiddet içeren suçlann aslında yüzde 3 azaldığını, artışın nedeninin, polisin farklı istatistiki yöntemler kullanması olduğunu belirtti. Baba ye iki oglu öldürüldü • YTLDIZELİ (AA) - Sıvas'ın Yıldızelı ilçesinde, baba ve 2 oğlu öldürülmüş olarak bulundu. Karalar köyünde tarlalanndan dönen köylüler, yolda Ömer Batur ve oğullan Nuh ile Yakup'un cesediyle karşılaştı. C)urûmun jandarmaya bıldirilmesıyle olay yerine gelen ekipler, baba ve oğullannın silahla vurularak öldürülmüş olduğunu belirlediler. Cinayetlerin tarla sulama sırası nedeniyle işlenmiş olabıleceği, olayla ilgili Mustafa Turan'ın arandığı bildirildi. HİLALKÖSE Mardin'de çok sayıda kışinın te- cavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç. ve Kahramanmaraş'ta kendisinden 20 yaş büyük biriyle evlendirildikten son- ra dayısı tarafindan erkeklere pazar- landığını açıklayan 12 yaşındaki G.K' nin yaşadıklan.Türkiye'deki çocuk is- tismannı, bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye'de çocukJara yönelik tecavüzün örtülü bir şekilde devam et- tiğini belirten uzmanlar, bu tür sömü- rüye karşı acılen bir devlet politikası oluşturulması gerektiğini vurguladı. Marmara Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Adli Tıp Anabilimdalı Öğretim Üyesı, Çocuklan tstismardan Koru- ma ve Rehabilitasyon Derneği Baş- karu Oğuz Polat, Türkiye'de çocukla- nn önceden beri cinsel obje olarak kullanıldığını belirterek "Bunun ne- denleri arasında. kapah bir toplum oi- mamız ve çocuğun birey olarak algı- Yeni Ceza Yasası tasarısında hafâiar var tstanbul Barosu Kadın Haklan Inceleme Komisyonu avukatlanndan Aydeniz Ttıskan, yenı Ceza Yasası Tasansı'nda da çocuk yaşta tecavüze uğrayan ve fuhuş yaptınlan kişiler ile ilgili maddelerde yanlışlıklann olduğuna dıkkat çekti. Tuskan "Suçun işlendiği zaman 12 yaşını bitirip 1? yaşını bitirmemiş olanlar için çocuk, 15 yaşmı bitirip 18 yaşını bitirmemiş olanlar için 'kuçuk' deyiminin kullanümış olması BM Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne aylan. 18 yaşını dokhınnayanlann çocuk olarak değeıiendirilmesi gerekir'' dedı.Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakn Gönüllüsü Avukat Hülya Gfilbahar da tecavüz suçunu önlemekle görevlı kişilenn tecavüz eden olarak karşımıza çıktığını anımsath. Gülbahar,. N.Ç. davasında yargılanan subay harıç diğer kamu görevlilerinin hepsinin görevlerine devam ettiğine dikkat çekti. lanmamasıvar'' dedi. Devletin ve sivıl toplum kuruluşla- nmn bu konuda ciddi önlemler alma- sı gerektiğini vurgulayan Polat, Tür- kiye'de cinsel şiddete maruz kalmış ço- cuklan rehabilite etmek için sadece Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun olduğunu ve bu kurumun da bu anlamda yeteri kadar hizmet veremediğini ıfade etti. Çocuğa cin- sel tacizde ya da tecavüzde bulunan herhangi bir kişinin affedilmeyecek bir şekilde cezalandınlması ve afışe edil- mesi gerektiğini ıfade eden Polat, -KuşadasTndaciddiboyutiarda çocuk fiıhuşu var. Çocuklar yatiaria gelen ruristlere pazarianıyorlar. Bunlann üstüne gidilmeli* dıye konuştu. •Pedofıli turizmi' tstanbul Üniversitesi Adli Psikiyat- ri Anabilimdalı'ndan Doç. Dr. Gök- han Oral da, 15 yaşındaki bir kız ço- cuğunun 60 yaşındaki biriyle evlen- dirilmesinin de çocuk istisman oldu- ğunu belirterek "18 yaşınm alündaki biricinseüikhakkında sağhkü karar- lar alamaz, Ancak çocuk yaştaki ta- tizmağdurlan, 'nza! 'lanylatecavüz- cüleriyle evtendirüebiByorlar" dedi Oral. çocuklan cinsel obje olarak kul- lananlann arasında eğitimli ve yük- sek gelir seviyesine sahip entelektü- el kişilerin olduğunu da kaydetti. Istanbul Tıp Fakültesi Psikiyarn Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahika Yiiksel ıse, devletin ciddi yaptınmlan olmadan bu tür istismar- lann önüne geçilmesimn mümkün olmadığına dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü'nün kampanyasına destek veriyor 'Colors' sîmsiyah...İstanbıdHaberServia-"Colors* dergisi, Dün- ya Sağlık Örgütü'nün şidderi önlemek için baş- lattığı küresel kampanyaya destek veriyor. Benetton'un yayımladığı "Colors" dergisi, "Şu anda dünyanın herhangi bir yerinde, birile- rinin yaşanu, şiddetyüzünden arük esldsi gibi ol- mayacak" mesajı şidde- ti önlemek için küresel kampanyayı destekliyor. Derginin 56. sayısında dünyanın dört bir yanın- dan Colors fotoğrafçıla- nnın objektiflerine tatalan tüyler ürpertici şid- det görüntüleri editörlerin, *kolektif şiddet önle- nebinr" yorumlan ile sunuluyor. "Sayılaria Şiddet" başlıklı bölümde ise özetle şu bilgilere yer veriliyor: 'Colors' dergisindeyer alan istatistikleregöre, herbirdakikufa30kişibirtaıudığıtarqfindan öldürülüyor, her20yaşh hşiden biri, kendi evinde istismam maruz kalıvor. • 15^44 yaşı arası insanlann ölüm nedeni ola- rak ilk sırayı şiddet ahyor. • Günde 2 bin 223 kişi intihar, 1424 kişi ci- nayet, 850 kişi silahlı saldın sonucu yaşamını yi- tiriyor. • Bir saat içinde 1483 çocuk hadım edilirken 93 kişi intihar ediyor. • Herbirdakikadal7 kişi açhktan yaşamını yi- tirirken 30 kişi tamdığı birisince öldürülüyor. • Her bir saatte 30 ki- şi şiddete bağlı nedenlerle yaşamını yitiriyor. • Milyonlarca çocuk aileleri ya da bakıcılan tarafindan ihmal ya da istismar ediliyor. • Her 20 yaşlı kişiden biri, kendi evinde çe- şitli şekillerde istismara maruz kahyor. Etiyopya'dan bile gerideyiz Kadma şiddet var, sığınak yok • Türkiye, kadınlann en çok dayak yediği ülkeler arasında. Bununla birlikte her 7 bin 500 kadın ve kız çocuğu için bir sığınak olarak belirlenen uluslararası kriterin çok altında kalan Türkiye'de topl 8 sığınak var. am ÖZGÜRERBAŞ Türkiye'de kadınlann yüzde 76.5' inin farklı bi- çimlerde şiddete maruz kaldığı belirlendi. ABD 'deki Cinsel Eşıtlik Mer- kezi'nin 50 ülkede 140 bin kadınla yaptığı çalış- ma sonuçlanna göre Tür- kiye, kadınlann dayakye- diği ülke sıralamasında yüzde 58'lık bir oranla Bangladeş, Etiyopya, Hin- distan ve Mısır'ı geride bıraktı. Ege Üniversitesi Sosyo- loji Bölüm Başkanı Ercan Tatndü'in yaptığı araştır- maya göre de Türkiye "de kadınlann yüzde 76.5'i farklı biçimlerde şiddete maruz kahyor. TBMM Kadın Sorun- lan Araştırma Komisyo- nu'nun yaptığı bir başka araştırmanın sonuçlan ise gecekondu bölgesinde ya- şayan kadınlann yüzde 90'ının evliliklerinin ilk üç yılında şiddete maruz kal- dıklannı orta>r a koydu. Bu oran üniversite mezunu kadınlardayüzde 73 'e dek ulaşıyor. Şiddet, hamile- lik dönemlerinde bile azalma göstermiyor. Eski Adalet Bakanı ve Türk Hukukçu Kadınlar Demeği Başkanı Prof. Dr. Aysd Çdikd, TCY tasa- nsında yapılması gereken değişiklikleri açıkladığı toplanuda, şiddeon kayna- ğının "aynmaukveerkek egemencinshetçi astem" olduğunu belirtti. Çelikel, bakanlığı döneminde ya- pılan olumlu değişiklik- lerin TCY tasansından çı- kanlmasıyla mücadele ediyor. Mor Çatı gönüllüsü avukat Canan Ann ise şiddetin bir diğer kayna- ğının, iki cins arasındaki güç dengesizliği olduğu- nu belirterek "Güçjünün gücünü kabul ettirmek / perçinlemek için" şiddet uyguladığını söyledi. Sığınak yok t Her7bin500kadınve kız çocuğu için bir sığı- nak' olarak belirlenen dünya standardının çok altında kalan Türkiye'de resmi ve gönüllü kuruluş- lara ait toplam 8 sığınak var. "BM 25 Kasım Ulus- lararası Kadma Yöneük Şiddete Son Günü r 'nde toplanan Sığınaklar Ku- rultayı'nın sonuç bildir- gesinde.sığınaklann art- tınlması için gönüllü ku- rumlarabütçedenpay ay- nlması ve SHÇEK'in pa- yının büyütülmesi de ta- lep edildi. Bilgi Üniversitesi tn- san Haklan Merkezi'nce yapılan araştırmada ise kadınlann yüzde 93.29" unun sığınak istedığı be- lirtildi. BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ Bir Anı ye Üniversite Reformu Ülkemizde idare hukukunun önde gelen temsilci- lerinden -rahmetli- hocam Profesör Lütfi Duran, Av- mpa Konseyi'ndekı görevi dolayısıyla Strasbourg'a gel- diğinde, bende kaldığı da olurdu. Ben de, hem bilgi- lerinden yararlanır, hem de hasret giderirdim. Mesle- ki kültürünün yanı sıra, genel ve felsefî kültürü de, şaşkınlık verecek kadar zengin bir insandı. Nerede böyle hocalar şimdi? 80'li yıllarda bir gelişinde, faşıst 12 Eylül rejiminin çıkardığı ve esaslannı Anayasa'ya da geçirdiği bugün- kü Yüksek öğretim Yasası'ndan olan sıkıntılann yo- ğunlaştığı bir sırada, üniversite için çözümün nerede olduğunu sorduğumda yanıtı şu olmuştu: "1946 ta- rihli Universiteler Kanunu 'nu olduğu gibi alıp yeniden yürüriüğe sokmadan başka çare göremiyorum. Hâ- lâ aşılmaz yetkinlikte bir çalışmadır o. Ne var ki, bu- günkü rejim, kafası ve rvhu bakımından böyle birde- ğişikliğe gidemez. öyle olunca da, mevcut düzenin acısını yıllarca çekip duracağız." Nitekim öyle de oldu... Okurlanmdan belki bilmeyen vardır 1933'teki "Üni- versite reformu "nun arkasından, aynı Cumhuriyet re- jimi, 1946'da da, sözünü ertiğimiz -4936 sayılı- yasa- yı çıkanr ve bizde ilk kez olarak, üniversrtelere "özerk- lik" tanın ve universiteler, bir "altın çağ" yaşarlar. 1950'de Demokrat Parti iktidara gelir ve bir süre son- ra üniversiteyi de tahakkümü alttna sokmak istediğin- den, 1946 Yasası'nı soysuzlaştıımaya kalkar 27 Ma- yıs, yaptığı Anayasa ile üniversite özerkliğini anaya- salaştınr. 1971 faşizmi de, onda gedikler açarak işe başlar. 12 Eylül faşizmi de, gelir hem 1961 Anayasa- sı'nı yok eder, hem de bugünkü kanunu çıkararak üni- versite özerkliğinin canına okur. Işin öyküsü bu! • Ama bugünkü şerrin baş sorumlusu 12 Eylül'dür. Çıkardığı yasa ile, universiteler, "merkeziyetçi" ve "tek tip" bir yapıya büründürülmüştür. Bütünü örgüt- leme ve denetleme işlevi de, olağanüstü yetkilerie donatılmış tek bir merkeze, "Yüksek öğretim Kuru- /u"na (YÖK) bırakılmıştır; YÖK'ün sadece bir "plan ve koordinasyon organı" olduğu söylense de doğru de- ğildir. Ortaya konan sistem, "koyu merkeziyetçi, ala- bildiğine otoriter, müdahaleci ve denetleyici d'n. Iflas eden de, kişilerden önce işte bu sistemdiri Peki AKP iktidannın, "özerk ve demokratik üniver- site"^ kurma havalanyla hazırladığı; aslında üniversi- tede laik ve demokratik Cumhuriyeti boğma niyetinin yanı sıra, üniversiteleri korkunç bir anarşinin de içine atacak olan şimdiki tasanya karşı tavnmız ne olmalı? Bugünkü YÖK sistemine arka çıkma anlamına gelme- den, tasanyla, kıyasıya mücadele edeceğiz elbette. AKP, artık açıkça görmeli bunu, Meclis'teki çoğun- luğundan yararianıp. yangından mal kaçınrcasına he- men sonuca varmak ıstemektedir. Üniversite özerk- lığiydı, bilimdi, akademik özgürlüktü, umurunda de- ğildir. Sayısı 70'e varmış üniversiteleri azaltarak, bel- li merkezlerde toplayıp daha da yetkinleştirecek yer- de, onlan çoğaltırken bolüp parçalayıp, bir kısmını ele geçirmektir kafasındaki. Doğaldır ki, türban, Imam Hatiplilere yeniden yollan açmak da var düşünülen- ler arasında. Üniversiteyi "medreseleştirmek", budurplanı... Rezalete bakınız, üniversitelenn ve uzmanların gö- rüşleri alınmadan alelacele çırpıştınldığı belli olan bir metin ve maddeleri üzerinde bir tartışma başlatılmış bulunuyor. önce metin, ayaklan yere basan bir metin! Sevgili meslektaşım Profesör Aydın Aybay, gaze- temizin 17 Mart 2003 tarihli nüshasında, "YÖK Nedir, Ne Olmalıdır?" adli güzelim yazısında, Lütfi Duran Hoca'nın ruhunu da şadedercesine, bir öneride bu- lunuyordu: "Yapılacak tartışmalann odağına, bir sü- rü karmaşık, melez kurallar ve kurvmlardan oluşan ta- san ve taslaklar değil, 4936 sayılı yasa ile temeli atıl- mış olan "özerk ve özgür üniversite sistemi" konma- iı ve yeni "rejim" buna göre biçimlendirilmelidir." İşte bunu yapabiliyor musunuz? Ancak, boşuna bir sorudur bizimkisi. Niyetleri bu olamaz; niyetleri, konuyu daha da için- den çıkılmaz hale getirmek, soysuzlaştırmak! Bunu elhak başanyorlar. Kendi zamirlerini de daha çok ortaya koyarak!.. Bilgisayaroyunlan, günde bir saatten çok ovnanmamah. Sanal bağımlılık: Bilgisayar oyunlan EVRİVIKAYA 1962'da Bilgi Tekno- lojisi Yönetimi öğren- cisi Stevç Rnssel'ın tasa- nmı olan "Space VV'ar" adli bilgisayar oyunu ile başlayan sanal dünyada eğlence yolculuğu. bi- lim ve teknolojinin sı- nır tanımadığı günümüz- de, bağımlılık haline dö- nüştü. Uzmanlar, oyun- lann çocuklann ufkunu açarak yaratıcılığını ge- liştirdiğini, ancak günü- müzde gelinen noktada bu oyunlann çocuklan yalruzlaşrırarak şiddete sürüklediğini belirttiler. Süre ve içerik önerrüi Gazetemiz yazan dok- tor Erdal Atabek, bilgi- sayar oyunlannın çocuk- lann hayal dünyalannın genişlemesinde olumlu etkilere sahip olduğunu anımsatarak şöyle ko- nuştu. "Bflgisayar oyun- lan gerçegine yakmdan bakıldığında ortay'a çı- kan düşündürücü bir gerçek,çocukyaşamının doğadan kopanknğı ve evlere hapsedildiğidir. Çocuk, evde de yalmzb- ğa mahkûm edümekte bu da sosyalkşmesinin önünde engel oluşrur- maktadıtf Atabek, oyun içeriklerinin haarlanma- sında uzman pedagog, psikolog, sosyolog ve eğitimcilerin denetimle- rinin yam sıra anne-ba- balann bilgılerine de baş- vurulmasım istedi. Bakırköy Psikiyarn Tedavi ve Araştırma MerkezTnden Psikıyatr Doktor Ayfaan Akcan da "Bügisavar o>nnlannuı zihinsel ve ruhsal getişi- me katkısı var. Ancak, günde bir saati aşan ve şiddetiçeren ovunlar, an- tisosval psikopat davra- nışlara yönlendirici bir etkhenedenohır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle