Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2003 CUMA
HABERLER
Ordu'dalokantada hesaba itiraz ettiği için gözaltına alınan 55 yaşındaki Parlatır, 7günlük rapor aldı
Sen misin hesaba itiraz edenlERDOĞAıN ERİŞEN
ORDU - Ordu'nun Kumru
ilçesinde içkili bir lokantada
hesaba itiraz ettiği için görev-
lilerle tartıştıktan sonra gözal-
tına alındığını belirten 55 ya-
şındaki Cemil Parlaür. kendisine karakol-
da işkence yapıldığını ileri sürdü. tki dişi kı-
nlan ve vücudunun her yerinde morluk bu-
lunan Parlatır'a 7 günlük rapor verildi.
5 çocuk babası Parlatır. 14 Temmuz'da
gittiği lokantada görevhlerle tartıştıktan son-
ra olayın büyümesi üzerine karakola götü-
rüldüğünü anlattı.
Karakolda sabaha kadar dövüldüğünü ile-
ri süren Parlatır. ellerinin arkadan kelepçe-
lendiğini ve ayaklanna pranga vurulduğu-
nu iddia etti. Bir gün sonra mesai bitimin-
den sonra mahkemeye çıkarılan Parlatır,
• Karakolda sabaha kadar dövüldüğünü, el ve ayaklanna
pranga vurulduğunu iddia eden Cemil Parlatır 'ın ailesi
konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Parlatır hakkında
da, 'alkollü olarak rezalet çıkarmak, memura tnukavemet ve
hakaret' iddiasıyla dava açıldı.
serbest bırakıldı. Mahkemenin ardından ön-
ce Kumru Devlet Hastanesi'ne kaldınlan
Parlatır, daha sonra Fatsa'ya sevk edildi.
Fatsa Devlet Hastanesi'nde 7 gün rapor
verilen Parlatır'ın iki dişinin kınk olduğu,
sağ gözü ile vücudunun 14 ayn yerinde ya-
ra ve darp iziyle oluşan morluklar bulundu-
ğu belirtildi.
Soğuk su, cop, tekme...
Parlatır. gözaltındayken bir polisin saba-
ha kadar üzerine su döktüğünü, diğerinin de
cop ve tekmeyle dövdüğünü iddia etti. Par-
latır'ın yeğeni Ertan Çevirmen
de konuyla ilgili olarak suç du-
yurusunda bulunduklannı belir-
terek "Türitpofcmin AB\euyuın
yasalan çerçevesinde daha da
çağdaşlaşacağı açıklanryor. Ke-
lepce,cop kaikacakrnış. İşte ABNe
nasıl hazıriandıklannın göstergesi" diye
konuştu.
Kaymakam izne aynklı
Konuyla ilgili bilgi almak için aradığı-
mız Kumru Kaymakamı AH Çalgan'ın ola-
yın hemen sonrasında izne aynldığı öğre-
nildi. Cemil Parlatır hakkında "alkollü ola-
rak icrai rezalet çıkarmak ve görevti me-
murlara mukavemet ve hakaret" iddiasıyla
dava açıldığı, kendisinı dövdüklerini iddia
ettiği polislerle ilgili olarak da valiliğin so-
ruşturma başlattığı öğrenildi. Cemil Parlatır'ın vücudıuıun 14 yerinde darp izi var.
Uzmanlar, cinsel şiddete uğrayan çocuklar için hiçbir koruma politikası olmadığını söyledi
Devletçocuklannı korumuyor
Polisten ölüm
tehdidi' iddiası
• Istanbul Haber Servisi - Geçen
yıl, Izmir, BucaŞirinyer
Belediyesi'ne ait suyu kendi
çıkanna kullandığını iddia ettiği
Şefika Akar'ı uyarması üzerine,
Akar'a yakınlığı ile bilinen
emniyet mensuplannın saldınsına
uğradığını, ölüm tehditlen aldığıru
iddia eden 60 yaşındaki Zahide
Ozay, yaşamının tehlikede
olduğunu savundu. Kars, Manisa.
Bursa ve Istanbul gibi çok sayıda
ilin sağlık ocaklannda 20 yıl ebe-
hemşıre olarak çalıştıktan sonra
îzmir'e yerleşen Özay. her an
ölüm korkusuyla bir yıldır kaçak
yaşadığını söyledi.
Imam, lokantacıyı
öldürdü
• ADANA (AA) - Adana'da,
otomobıl içinde bıçaklanarak
öldürülmüş bulunan lokantacı
Murat Aslan'm (38), namaz
kılmaya gittiği caminin imamı
tarafindan öldürüldüğü belirlendi.
Gözaltına alınan cami imamı
Abdullah A, bilardo ve domino
oynadığı için Aslan tarafindan
eleştırildigini, bunun üzerine
çıkan tartışma üzerine Aslan'ı
öldürdüğünü söylediği belirtildi.
Olayla ilgili olarak Burhan G'nin
de arandığı bildirildi.
Ingiltere'de şiddet
içeren suçlar arttı
• LONDRA (AA) - îngütere'de
şiddet içeren suçlarda artış olduğu
bildirildi. îstatistiklere göre, geçen
yıl genel olarak şiddet içeren
suçlar yüzde 22 artarken sadece
tecavüz vakalannın sayısı yüzde
27 oranında yükseldi.Bu dönemde
polise 5 mılyon 899 bin 450 şiddet
içeren suç ihbannda bulunuldu.
Ancak İçişleri Bakanlığı
uzmanlan, geçen yıl şiddet içeren
suçlann aslında yüzde 3
azaldığını, artışın nedeninin,
polisin farklı istatistiki yöntemler
kullanması olduğunu belirtti.
Baba ye iki oglu
öldürüldü
• YTLDIZELİ (AA) - Sıvas'ın
Yıldızelı ilçesinde, baba ve 2 oğlu
öldürülmüş olarak bulundu.
Karalar köyünde tarlalanndan
dönen köylüler, yolda Ömer Batur
ve oğullan Nuh ile Yakup'un
cesediyle karşılaştı. C)urûmun
jandarmaya bıldirilmesıyle olay
yerine gelen ekipler, baba ve
oğullannın silahla vurularak
öldürülmüş olduğunu belirlediler.
Cinayetlerin tarla sulama sırası
nedeniyle işlenmiş olabıleceği,
olayla ilgili Mustafa Turan'ın
arandığı bildirildi.
HİLALKÖSE
Mardin'de çok sayıda kışinın te-
cavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç.
ve Kahramanmaraş'ta kendisinden 20
yaş büyük biriyle evlendirildikten son-
ra dayısı tarafindan erkeklere pazar-
landığını açıklayan 12 yaşındaki G.K'
nin yaşadıklan.Türkiye'deki çocuk is-
tismannı, bir kez daha gözler önüne
serdi. Türkiye'de çocukJara yönelik
tecavüzün örtülü bir şekilde devam et-
tiğini belirten uzmanlar, bu tür sömü-
rüye karşı acılen bir devlet politikası
oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Adli Tıp Anabilimdalı Öğretim
Üyesı, Çocuklan tstismardan Koru-
ma ve Rehabilitasyon Derneği Baş-
karu Oğuz Polat, Türkiye'de çocukla-
nn önceden beri cinsel obje olarak
kullanıldığını belirterek "Bunun ne-
denleri arasında. kapah bir toplum oi-
mamız ve çocuğun birey olarak algı-
Yeni Ceza Yasası tasarısında hafâiar var
tstanbul Barosu Kadın Haklan Inceleme Komisyonu avukatlanndan
Aydeniz Ttıskan, yenı Ceza Yasası Tasansı'nda da çocuk yaşta
tecavüze uğrayan ve fuhuş yaptınlan kişiler ile ilgili maddelerde
yanlışlıklann olduğuna dıkkat çekti. Tuskan "Suçun işlendiği zaman 12
yaşını bitirip 1? yaşını bitirmemiş olanlar için çocuk, 15 yaşmı bitirip 18
yaşını bitirmemiş olanlar için 'kuçuk' deyiminin kullanümış olması BM
Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne aylan. 18 yaşını dokhınnayanlann çocuk
olarak değeıiendirilmesi gerekir'' dedı.Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakn
Gönüllüsü Avukat Hülya Gfilbahar da tecavüz suçunu önlemekle
görevlı kişilenn tecavüz eden olarak karşımıza çıktığını anımsath.
Gülbahar,. N.Ç. davasında yargılanan subay harıç diğer kamu
görevlilerinin hepsinin görevlerine devam ettiğine dikkat çekti.
lanmamasıvar'' dedi.
Devletin ve sivıl toplum kuruluşla-
nmn bu konuda ciddi önlemler alma-
sı gerektiğini vurgulayan Polat, Tür-
kiye'de cinsel şiddete maruz kalmış ço-
cuklan rehabilite etmek için sadece
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu'nun olduğunu ve bu kurumun
da bu anlamda yeteri kadar hizmet
veremediğini ıfade etti. Çocuğa cin-
sel tacizde ya da tecavüzde bulunan
herhangi bir kişinin affedilmeyecek bir
şekilde cezalandınlması ve afışe edil-
mesi gerektiğini ıfade eden Polat,
-KuşadasTndaciddiboyutiarda çocuk
fiıhuşu var. Çocuklar yatiaria gelen
ruristlere pazarianıyorlar. Bunlann
üstüne gidilmeli* dıye konuştu.
•Pedofıli turizmi'
tstanbul Üniversitesi Adli Psikiyat-
ri Anabilimdalı'ndan Doç. Dr. Gök-
han Oral da, 15 yaşındaki bir kız ço-
cuğunun 60 yaşındaki biriyle evlen-
dirilmesinin de çocuk istisman oldu-
ğunu belirterek "18 yaşınm alündaki
biricinseüikhakkında sağhkü karar-
lar alamaz, Ancak çocuk yaştaki ta-
tizmağdurlan, 'nza! 'lanylatecavüz-
cüleriyle evtendirüebiByorlar" dedi
Oral. çocuklan cinsel obje olarak kul-
lananlann arasında eğitimli ve yük-
sek gelir seviyesine sahip entelektü-
el kişilerin olduğunu da kaydetti.
Istanbul Tıp Fakültesi Psikiyarn
Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Şahika Yiiksel ıse, devletin ciddi
yaptınmlan olmadan bu tür istismar-
lann önüne geçilmesimn mümkün
olmadığına dikkat çekti.
Dünya Sağlık Örgütü'nün kampanyasına destek veriyor
'Colors' sîmsiyah...İstanbıdHaberServia-"Colors* dergisi, Dün-
ya Sağlık Örgütü'nün şidderi önlemek için baş-
lattığı küresel kampanyaya destek veriyor.
Benetton'un yayımladığı "Colors" dergisi,
"Şu anda dünyanın herhangi bir yerinde, birile-
rinin yaşanu, şiddetyüzünden arük esldsi gibi ol-
mayacak" mesajı şidde-
ti önlemek için küresel
kampanyayı destekliyor.
Derginin 56. sayısında
dünyanın dört bir yanın-
dan Colors fotoğrafçıla-
nnın objektiflerine tatalan tüyler ürpertici şid-
det görüntüleri editörlerin, *kolektif şiddet önle-
nebinr" yorumlan ile sunuluyor.
"Sayılaria Şiddet" başlıklı bölümde ise özetle
şu bilgilere yer veriliyor:
'Colors' dergisindeyer alan istatistikleregöre,
herbirdakikufa30kişibirtaıudığıtarqfindan
öldürülüyor, her20yaşh hşiden biri, kendi
evinde istismam maruz kalıvor.
• 15^44 yaşı arası insanlann ölüm nedeni ola-
rak ilk sırayı şiddet ahyor.
• Günde 2 bin 223 kişi intihar, 1424 kişi ci-
nayet, 850 kişi silahlı saldın sonucu yaşamını yi-
tiriyor.
• Bir saat içinde 1483 çocuk hadım edilirken
93 kişi intihar ediyor.
• Herbirdakikadal7
kişi açhktan yaşamını yi-
tirirken 30 kişi tamdığı
birisince öldürülüyor.
• Her bir saatte 30 ki-
şi şiddete bağlı nedenlerle yaşamını yitiriyor.
• Milyonlarca çocuk aileleri ya da bakıcılan
tarafindan ihmal ya da istismar ediliyor.
• Her 20 yaşlı kişiden biri, kendi evinde çe-
şitli şekillerde istismara maruz kahyor.
Etiyopya'dan bile gerideyiz
Kadma
şiddet var,
sığınak yok
• Türkiye, kadınlann en çok
dayak yediği ülkeler
arasında. Bununla birlikte
her 7 bin 500 kadın ve kız
çocuğu için bir sığınak
olarak belirlenen
uluslararası kriterin çok
altında kalan Türkiye'de topl
8 sığınak var.
am
ÖZGÜRERBAŞ
Türkiye'de kadınlann
yüzde 76.5' inin farklı bi-
çimlerde şiddete maruz
kaldığı belirlendi. ABD
'deki Cinsel Eşıtlik Mer-
kezi'nin 50 ülkede 140
bin kadınla yaptığı çalış-
ma sonuçlanna göre Tür-
kiye, kadınlann dayakye-
diği ülke sıralamasında
yüzde 58'lık bir oranla
Bangladeş, Etiyopya, Hin-
distan ve Mısır'ı geride
bıraktı.
Ege Üniversitesi Sosyo-
loji Bölüm Başkanı Ercan
Tatndü'in yaptığı araştır-
maya göre de Türkiye "de
kadınlann yüzde 76.5'i
farklı biçimlerde şiddete
maruz kahyor.
TBMM Kadın Sorun-
lan Araştırma Komisyo-
nu'nun yaptığı bir başka
araştırmanın sonuçlan ise
gecekondu bölgesinde ya-
şayan kadınlann yüzde
90'ının evliliklerinin ilk üç
yılında şiddete maruz kal-
dıklannı orta>r
a koydu. Bu
oran üniversite mezunu
kadınlardayüzde 73 'e dek
ulaşıyor. Şiddet, hamile-
lik dönemlerinde bile
azalma göstermiyor.
Eski Adalet Bakanı ve
Türk Hukukçu Kadınlar
Demeği Başkanı Prof. Dr.
Aysd Çdikd, TCY tasa-
nsında yapılması gereken
değişiklikleri açıkladığı
toplanuda, şiddeon kayna-
ğının "aynmaukveerkek
egemencinshetçi astem"
olduğunu belirtti. Çelikel,
bakanlığı döneminde ya-
pılan olumlu değişiklik-
lerin TCY tasansından çı-
kanlmasıyla mücadele
ediyor.
Mor Çatı gönüllüsü
avukat Canan Ann ise
şiddetin bir diğer kayna-
ğının, iki cins arasındaki
güç dengesizliği olduğu-
nu belirterek "Güçjünün
gücünü kabul ettirmek /
perçinlemek için" şiddet
uyguladığını söyledi.
Sığınak yok
t
Her7bin500kadınve
kız çocuğu için bir sığı-
nak' olarak belirlenen
dünya standardının çok
altında kalan Türkiye'de
resmi ve gönüllü kuruluş-
lara ait toplam 8 sığınak
var. "BM 25 Kasım Ulus-
lararası Kadma Yöneük
Şiddete Son Günü
r
'nde
toplanan Sığınaklar Ku-
rultayı'nın sonuç bildir-
gesinde.sığınaklann art-
tınlması için gönüllü ku-
rumlarabütçedenpay ay-
nlması ve SHÇEK'in pa-
yının büyütülmesi de ta-
lep edildi.
Bilgi Üniversitesi tn-
san Haklan Merkezi'nce
yapılan araştırmada ise
kadınlann yüzde 93.29"
unun sığınak istedığı be-
lirtildi.
BIRBAKIMA
SERVER TANtLLİ
Bir Anı ye
Üniversite Reformu
Ülkemizde idare hukukunun önde gelen temsilci-
lerinden -rahmetli- hocam Profesör Lütfi Duran, Av-
mpa Konseyi'ndekı görevi dolayısıyla Strasbourg'a gel-
diğinde, bende kaldığı da olurdu. Ben de, hem bilgi-
lerinden yararlanır, hem de hasret giderirdim. Mesle-
ki kültürünün yanı sıra, genel ve felsefî kültürü de,
şaşkınlık verecek kadar zengin bir insandı.
Nerede böyle hocalar şimdi?
80'li yıllarda bir gelişinde, faşıst 12 Eylül rejiminin
çıkardığı ve esaslannı Anayasa'ya da geçirdiği bugün-
kü Yüksek öğretim Yasası'ndan olan sıkıntılann yo-
ğunlaştığı bir sırada, üniversite için çözümün nerede
olduğunu sorduğumda yanıtı şu olmuştu: "1946 ta-
rihli Universiteler Kanunu 'nu olduğu gibi alıp yeniden
yürüriüğe sokmadan başka çare göremiyorum. Hâ-
lâ aşılmaz yetkinlikte bir çalışmadır o. Ne var ki, bu-
günkü rejim, kafası ve rvhu bakımından böyle birde-
ğişikliğe gidemez. öyle olunca da, mevcut düzenin
acısını yıllarca çekip duracağız."
Nitekim öyle de oldu...
Okurlanmdan belki bilmeyen vardır 1933'teki "Üni-
versite reformu "nun arkasından, aynı Cumhuriyet re-
jimi, 1946'da da, sözünü ertiğimiz -4936 sayılı- yasa-
yı çıkanr ve bizde ilk kez olarak, üniversrtelere "özerk-
lik" tanın ve universiteler, bir "altın çağ" yaşarlar.
1950'de Demokrat Parti iktidara gelir ve bir süre son-
ra üniversiteyi de tahakkümü alttna sokmak istediğin-
den, 1946 Yasası'nı soysuzlaştıımaya kalkar 27 Ma-
yıs, yaptığı Anayasa ile üniversite özerkliğini anaya-
salaştınr. 1971 faşizmi de, onda gedikler açarak işe
başlar. 12 Eylül faşizmi de, gelir hem 1961 Anayasa-
sı'nı yok eder, hem de bugünkü kanunu çıkararak üni-
versite özerkliğinin canına okur.
Işin öyküsü bu!
•
Ama bugünkü şerrin baş sorumlusu 12 Eylül'dür.
Çıkardığı yasa ile, universiteler, "merkeziyetçi" ve
"tek tip" bir yapıya büründürülmüştür. Bütünü örgüt-
leme ve denetleme işlevi de, olağanüstü yetkilerie
donatılmış tek bir merkeze, "Yüksek öğretim Kuru-
/u"na (YÖK) bırakılmıştır; YÖK'ün sadece bir "plan ve
koordinasyon organı" olduğu söylense de doğru de-
ğildir. Ortaya konan sistem, "koyu merkeziyetçi, ala-
bildiğine otoriter, müdahaleci ve denetleyici d'n.
Iflas eden de, kişilerden önce işte bu sistemdiri
Peki AKP iktidannın, "özerk ve demokratik üniver-
site"^ kurma havalanyla hazırladığı; aslında üniversi-
tede laik ve demokratik Cumhuriyeti boğma niyetinin
yanı sıra, üniversiteleri korkunç bir anarşinin de içine
atacak olan şimdiki tasanya karşı tavnmız ne olmalı?
Bugünkü YÖK sistemine arka çıkma anlamına gelme-
den, tasanyla, kıyasıya mücadele edeceğiz elbette.
AKP, artık açıkça görmeli bunu, Meclis'teki çoğun-
luğundan yararianıp. yangından mal kaçınrcasına he-
men sonuca varmak ıstemektedir. Üniversite özerk-
lığiydı, bilimdi, akademik özgürlüktü, umurunda de-
ğildir. Sayısı 70'e varmış üniversiteleri azaltarak, bel-
li merkezlerde toplayıp daha da yetkinleştirecek yer-
de, onlan çoğaltırken bolüp parçalayıp, bir kısmını ele
geçirmektir kafasındaki. Doğaldır ki, türban, Imam
Hatiplilere yeniden yollan açmak da var düşünülen-
ler arasında.
Üniversiteyi "medreseleştirmek", budurplanı...
Rezalete bakınız, üniversitelenn ve uzmanların gö-
rüşleri alınmadan alelacele çırpıştınldığı belli olan bir
metin ve maddeleri üzerinde bir tartışma başlatılmış
bulunuyor.
önce metin, ayaklan yere basan bir metin!
Sevgili meslektaşım Profesör Aydın Aybay, gaze-
temizin 17 Mart 2003 tarihli nüshasında, "YÖK Nedir,
Ne Olmalıdır?" adli güzelim yazısında, Lütfi Duran
Hoca'nın ruhunu da şadedercesine, bir öneride bu-
lunuyordu: "Yapılacak tartışmalann odağına, bir sü-
rü karmaşık, melez kurallar ve kurvmlardan oluşan ta-
san ve taslaklar değil, 4936 sayılı yasa ile temeli atıl-
mış olan "özerk ve özgür üniversite sistemi" konma-
iı ve yeni "rejim" buna göre biçimlendirilmelidir."
İşte bunu yapabiliyor musunuz?
Ancak, boşuna bir sorudur bizimkisi.
Niyetleri bu olamaz; niyetleri, konuyu daha da için-
den çıkılmaz hale getirmek, soysuzlaştırmak!
Bunu elhak başanyorlar.
Kendi zamirlerini de daha çok ortaya koyarak!..
Bilgisayaroyunlan, günde bir saatten çok ovnanmamah.
Sanal bağımlılık:
Bilgisayar oyunlan
EVRİVIKAYA
1962'da Bilgi Tekno-
lojisi Yönetimi öğren-
cisi Stevç Rnssel'ın tasa-
nmı olan "Space VV'ar"
adli bilgisayar oyunu ile
başlayan sanal dünyada
eğlence yolculuğu. bi-
lim ve teknolojinin sı-
nır tanımadığı günümüz-
de, bağımlılık haline dö-
nüştü. Uzmanlar, oyun-
lann çocuklann ufkunu
açarak yaratıcılığını ge-
liştirdiğini, ancak günü-
müzde gelinen noktada
bu oyunlann çocuklan
yalruzlaşrırarak şiddete
sürüklediğini belirttiler.
Süre ve içerik önerrüi
Gazetemiz yazan dok-
tor Erdal Atabek, bilgi-
sayar oyunlannın çocuk-
lann hayal dünyalannın
genişlemesinde olumlu
etkilere sahip olduğunu
anımsatarak şöyle ko-
nuştu. "Bflgisayar oyun-
lan gerçegine yakmdan
bakıldığında ortay'a çı-
kan düşündürücü bir
gerçek,çocukyaşamının
doğadan kopanknğı ve
evlere hapsedildiğidir.
Çocuk, evde de yalmzb-
ğa mahkûm edümekte
bu da sosyalkşmesinin
önünde engel oluşrur-
maktadıtf Atabek, oyun
içeriklerinin haarlanma-
sında uzman pedagog,
psikolog, sosyolog ve
eğitimcilerin denetimle-
rinin yam sıra anne-ba-
balann bilgılerine de baş-
vurulmasım istedi.
Bakırköy Psikiyarn
Tedavi ve Araştırma
MerkezTnden Psikıyatr
Doktor Ayfaan Akcan da
"Bügisavar o>nnlannuı
zihinsel ve ruhsal getişi-
me katkısı var. Ancak,
günde bir saati aşan ve
şiddetiçeren ovunlar, an-
tisosval psikopat davra-
nışlara yönlendirici bir
etkhenedenohır" dedi.