23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Etektronik posta; demzsomecumburfyet.cofn.ir Tek 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Yeni zamlar gelryormuş... "Kavnak oaketi. halkın cebi!" BoşlukAhmet Mete Apak: "Devletlerin birbirierine nota vermesını ültimatom ofarak algılayan kişi boşbakandır!" Açlık Akif Kökçe: "Bugün tokuz yine evlatlanm, diyordu peder/ Bugün çok yedik yine; lakin yarın, ümid ederim/ Iştahımız biraz sakinleşir de diyete devam edebiliriz.../ içeriğinde şiirler yazacağımızı ummuştu Tevfik Fikret yüz yıl öncesinin yoksul günlerinde 'Bugün açtz yine evlatlanm, diyordu peder' dizelerini yazarken..." ohumlan bilinçli olarak atıyorlar... örneğin ulusal bayramların kutlanış biçimini tartışma konusu yapıyorlar.., Sivas'ta 37 kişinin diri diri yakılmasındaki anma törenlerini tartış- maya açıyorlar... Menemen'deki başkaldınnın anıl- masını istemiyoriar... Amaç belli; unutturmak... Ulu- sal değerleri, ulusal acıları, karşı devrim girişimlerini toplumun belleğinden çıkarmak istiyoriar... Çünkü ulus devletten rahatsız oluyorlar... Işte bu yüzden, ulus devletin koruyucu gücü olduğu için Türk Silahlı Kuyvetleri'nden hiç hoşlanmıyorlar... Hüseyin Gündüz Öklem, son saldın oklannın Türk Silahlı Kuv- vetleri'ne yöneldiğini vurguluyor: "Kralların, kontlann, düklerin ve kraliçelerin tem- silcileri, işverenleri, politikacıları, kısacası 'değnekçi- leri' hep beraber ordumuza saldırmaya başladı. Yok MGK şöyleymiş, yok böyleymiş! Demokrasi havari- si kesilenler hep birlikte saldırıya geçtiler. Bence AB'li emperyalistlerin ve onların içerideki Ulus uzantılannın bugünedeğin yaptığı en ağır hatadırbu. Dolayısıyla biryandan da sevinmemiz gerek. önümüzdeki günlerde gelecek olan ulusal tepki bunun en güzel kanıtı olacaktır. Kralların ve düşeslerin adamları, Vahdeddin'in uşaklan ile el ele vererek, kralları ve sultanları kaldı- rıp cumhuriyeti getiren aziz ve şerefli Türk ordusuna saldınyorlar. Hangi demokrasi, hangi çağdaşlık? Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda önlemler alma yetkisi silah- lı kuvvetlerin elinden alınacak, yeni tasarıya göre... Peki alınacak da bu yetki kime verilecek? Politikacılara., sözüm ona seçilmişlere! Işte arkadaşlarım, gün gelmiştir. Artık herkes yerini belirlemelidir. Ya 'modernite' ve 'çağdaşlık' kisvesi altında ünifor- masız gelen emperyalistlerin ve onların yerli devşirme- lerinin yanında yer alacaksınız ya da Anadolu mirası- nın ve Milli Mücadele kahramanlarının aziz hatıraları- nın yanında. Ya işinizi, gücünüzü, çocuklarınızın gele- ceğini düşünüp bindiğiniz arabanın içinde büzülüp kalacaksınız ya da eski dolaptan çıkardığınız dedeni- zin kalpağını ternizleyip takacaksınız başınız. Ya başı- nızdan kurşunlanıp bu aziz vatan uğrunda şehit düş- meyi göze alarak, her şeyimiz ve tek güvencemiz olan cumhuriyetimizin elde kalabilen son müessesi aziz ve kahraman ordumuzun yanında yer alacaksınız ya da o brtmek tükenmek bilmeyen ihtıraslanna kurban ol- muş yerli işbirlikçilerin ve onların maşalan olan siyasi çetelerinin yanında. Gün herkesin ve her kesimin yerini belirlemesi ge- reken gündür. Yerinizi iyi belideyin... Bu ülkeyi çocuklanmıza, dedelerimizden bulduğu- muz gibi bırakalım: Tam bağımsız ve hür..." Barıs Tülay Çelfek: "Görmüyor musunuz, savaş karşısında nasıl hüzünlü olduğumu... Duymuyor musunuz, çığlıklanmı 'yaşamak istiyorum' diyen, sessizce derinden..." SESSÎZSEDASIZC) Yüksek Yerilim Hattı erdincutkııf? yahoo.com Kılı kırk yaracağına, sana KILLIK yapanlara KJLINI KJPIRDAT biraz! Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şube Başkanı Mahmut Özyürek, Is- parta Valiliğine birdilekçe veriyor... öz- yürek, her derecedeki okul ve sınıfta bulunan Atatürk'ün "Gençliğe Hita- besi"nin aradan geçen 79 yıl içinde, dildeki değişim nedeniyle gençler ta- rafından anlaşılamaz olduğunu vurgu- luyor; "hitabe"nin orijinal biçimiyle ye- rinde kalması koşulu ile yanına Hrfzı Veldet Velidedeoğlu tarafından gü- nümüz Türkçe'sine uyarianan "Genç- liğe Sesleniş"in asılmasını öneriyor ve böylece, genç kusaklann Atatürk'ü da- ha iyi ve daha doğru anlamasına kat- kı sağlanacağını savunuyor. öneriyi özetleyelim; Okullarda ve sı- nıflarda Atatürk'ün "Gençliğe Hitabe- si"nin yanına gençlerin anlaması için "Gençliğe Sesleniş"i asalım... Özetin özeti: Hitabe dursun, yanına Seslenişi asalım... Ama Isparta Valisi adına Vali Yar- dımcısı Mustafa Karabina ın yanı- tı böylesine anlaşılır bir önerinin bi- le istenirse anlaşılmaz hale getirilebi- leceğini gösteriyor... Çünkü Karabina, sınıflarda standartlara uygun olarak Gençliğe Hitabe bulundurulduğunu, Türkçe'deki değişiklik nedeniyle Gençliğe Hitabe'nin Gençliğe Sesle- niş'le değiştirilmesi hususunda Anka- ra'dan herhangi bir talimat gelmediğı için yapılacak bir işlem olmadığını söy- lüyor. özyürek'e de "Her şey talimatla... Ülkemiz bile talimatla paketlenip satı- lıyor" demek kalıyor... ABD ve Kiirder TÜRKKAYAATAÖV VVashington'un Kürt hedef- lerini desteklemek gibi bir si- yaseti hiç olmadı. Amerika, başta petrol, tüm bölgelerin doğal kaynaklannı doğrudan ya da dolaylı denetlemekle il- gilidir: o kadar! Bu egemenlik- te rakip de istemiyor. Degişik zamanlarda Kürtlere ve Irak'a takındığı farklı tavırlar böyle anlaşılabilir. Iran'ın yurtsever başbakanı Musaddık işbirlikçi Şah reji- mini değiştirip petrolü millileş- tirince, CIA 1953'te bu yöne- timi (hem de halk desteğiyley- miş gibi göstermeyi de başa- rarak) alaşağı etti, dönen Şah'la petrolü garantiledi. Kürtlerle ilgili değildi. 1958'de General A. Kasım komşu I- rak'ta Kral Faysal II ve çev- resini devirince, Türkiye'de görevli Amerikan generalleri- nin "Cannonöone"(Topkemi- ği) şifreli bir plan düşünerek Kuzey Irak petrollerini ele ge- çirrneyi amaçladıklan az bili- nen bir gerçektir. Kasım, CIA desteğiyle, ancak 1963'te devrildi. Binlerce destekleyi- cisi katledildi, "komünistavı" perdesi altında, petrolü teslim etmeyecek gene binlerce Iraklı nereye kaçacaklarını şa- şırdılar. 1968'de yenilenen Baas re- jimiyle balayı petrol 1972'de millileşinceye değin sürdü. ABD ile Şah'ın tepkisi Kürtle- ri desteklemek oldu. VVas- hington da Irak'ı "terörist dev- letler listesi"ne aldı. Ama Ba- as ile Şah üç yıl sonra anlaşın- ca, ABD de Kürtleri yüzüstü bırakıverdi. O denli ki, Peş- mergeler kendilerini hüsrana uğratan komutanlarını vurdu- lar. 1979'da Şah kaçıp iktida- ra Humeyni gelince, ABD (Brzezinski kanalıyla) Irak'ı, bu kez, Iran'asaldırmayönü- ne itti. "Hiçbirinin kazanması- nı istemiyoruz" diyen ABD yö- netimi her iki tarafa da silah verdi, Irak'a Lockheed uçak- ları ve Bell helikopterleri gitti; Tahran'a yapılan satışın para- sı da Nikaragua yönetimine karşı olan Kontra'lara ayrıldı. Krssinger birkaç kez "Birbir- terini öldürsünler; ikisi de kay- betsin" demişti. Reagan Iran- Irak Savaşı sırasında Bağdat rejimini teröristler listesinden çıkarmayı ihmal etmedi. ABD petrol aldıkça, işbirliğini arttı- nyor, Kürtlerle hiç ilgilenmiyor- du. Carter doktrininin aynlmaz bir bacağı Ortadoğu petrolü ABD'ye kapanacak olursa, bu ülkenin zora başvuracağıdır. Bu türlü müdahale "Savaş Planı 1002 "nintemelkonusu- dur. ABD-lrak Savaşı senar- yosunu VVashington odaklı Stratejik ve Uluslararası llişki- ler Çalışmalan Merkezi daha Mayıs 1990'da bitirmişti. Se- naryo Irak'ın Kuveyt'e saldır- masıyla başlıyordu; oysa, böyle bir şey daha olmamıştı. Ama 1988'de ateşkesin ar- dından, ABD Irak'ın Kürtlere karşı gaz kullandığını ilan eti. Bağdat'taki ABD Büyükelçisi A. Glaspie'nin Saddam'la konuşmasında "Araplar arası anlaşmazlıklar ve Kuveyt Vesı- nır sorununuz bizi ilgilendir- miyor" demesiyle Irak Ku- veyt'e girdi. ABD de buna ha- zırlanmıştı. 1991 ve 2003 sa- vaşlannda Kürtleri yeniden ele aldı. Irak daha yeni kurulurken o yıllann mandacı devleti Brrtan- ya, ateşkes anlaşmasını da çiğneyerek Musul'u bizden koparırken tek kaygısı petrol- dü. Bu ili Irak'tan ayırmayı da düşlüyordu, Kürtler için değil, kendi için. Ancak, Hicaz'dan ve sonra Şam'dan getirilip Bağdat'ta tahta oturttuklan Faysal I "böyle birlrak'ın olu- şamayacağını" söyleyerek iti- raz etti. Aynı oyunu bugün ABD oynuyor. Şimdiki Barza- ni'nin, babasının ve Kürt soru- nunun kimlerin elinde oyuncak olduğunu iyi bilmesi gerekir. öylegörünüyorki, bir gün, bel- ki de yakında, Kürtler, Türkler ve Araplar, tüm komşularla, bu toprakların sahibi olmayan Amerika'yı hizaya getirmek için el ele vermekten başka çı- kar yol bulmayacaklar. KEDİ LEVO APTÜÜKA aptull <: hotmail.com Gr€LİHc£ H ASH£KİKA\-X EPEW ^ \ HAYAT EPtK TftATROSU MVSTAFA BİLGÎN SENtN HİÇBİRŞEYİN YOK KARbEŞİM, NE MesöUL EDtyOSUIM BENİ ?!. OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ TC Dt\ARBAKTR ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİNDEN EsasNo: 2001'358 Karar No: 2003 '334 Diyarbakjr ili, Ergani ilçesi, Boncuklu Köyü. cilt 12. hane no l'de nüfiısa kayıth Ali oğlu 1970 doğumlu Turan Taşdelen ile Ömer kızı 1977 doğumlu Ayşe Taşdelen'Ln M.K.'nin 166/1. maddesi uya- rınca boşanmalanna. Alınması gereken 7.880. 000- lira harcın peşin al/nan harçtan mahsubu ile bakiye 4.640.000- lira harcın davalıdan tahsihne, Da\-acının peşin yatırdığı 3. 240.000- lira harcın, davalıdan ab- narak davacıya leriltnesuıe. Davacı vekilinin harcadıgı emek ve mesaisine karşıhk 200.000.000- lira vekâlet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak dava- cı vekiiine verilmesıne, Davacı tarafından yapılan toplam 111.340.000- lira yargıiama giderlerinın da\alıdan alınarak davacı tarafa verilmesine. Dair, davacı vekili Av. Abdullah Süer'in yüzüne karşı. davalının yokJu|unda. Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29.4. 2003 Basın: 33943 TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 18 Temmuz iactc.miuntaz-arikan.com KAYBOLAN DAGCILAR.. 1931' SuSÜAJ, r/£- KA yBOLDUĞU SfLPı/i/i-M/çrİ. LARı'NIN, K£$MrR'//V KUZEYINOE "4DLI DO&UĞUNA ÜÇ TA VE ı'Kl GfiOP B4Ş/C4M . OAf<<4 SON- Lİ j , UÇ OL.ÜSÜ BULUHMUÇTU. DOGuga, 8.126 METfilE O/ıUCf Öğrencı pasomu kaybettım. Hükümsüzdür BURAK BÜYÜKKAYA Cumhımyet Mahallesi 'nde SAT1LIK KOİMUnr Kabası bitmiş Tip 04 (iki katlı - iki konut) Maliyeti 60 milyar TL. olup ihtiyaçtan 40 milyar TL.'sına satılıktır. 05323314887 OKTAY AKBAL Tarzan Oldü Istinye Suları Berber Aynası Yalnızlık Bana Yasak Karşı Kıyılar Aşksız insanlar Once Ekmekler Bozuldu öykü kitaplannın yeni baskılan çıktı. CANYAYINLAKI ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİVIOĞLU Pembe Çağrı Posta gelince şaşırdım kaldım bir an. Mektup- lar, çağrı kartlan arasında pembe bir dans var a- ma gönlüm sende dedirten bir pembe değil bu. Bu rengi adlandırmak kolay değil aslında. Pembe mi, gri mi, bej mi ya da hepsinin özünü yansıtan ay- dınlık bir renk mi? Biraz gül kokuyor, biraz bahar çiçekleri buharlaşıyor. Zarfı açınca Metin Toker gülüyor, dostlan iyi tanır bu gülüşü. Şakacı, mut- lu, güzel gülümsüyor. Çağrı kartını okumadım a- ma büyük özenle, saygıyla, sevgi ürünü bir çağrı bu. Özden Toker'den güzel bir selam. "Adam gibi yapılırsa, dünyanın en güzel mes- leği gazetecilik" diye başlıyor çağn. Güzel bir sesleniş, sitemi de var, dikeni de. Ga- zeteciliği adam gibi yapmayanlara da sataşıyor bi- raz. Oturdum, düşündüm, Pembe Köşk'ün bahçe- sinde anılarla dolaştım birakşam saati. Gazetecili- ği düşündüm. Adam gibi yapılırsa, dünyanın en gü- zel mesleği, diyen ustayı selamladım sevgiyle. Başkent yıllannı birlikte yaşadık o ustayla. Gü- zel anılarımız var. Kimi yaşanır gibi değil ama gü- zel yaşadık hepsini, ödün vermeden yaşayan ar- kadaşlarımı saygıyla düşünüyorum her zaman. ödün vermediler ama neler verdiler! Nasıl özveri- ler üstlendiler, o acı olaylan bir çiçek gibi taşıdılar. Ancak hazin bir olay, çiçekler soluyor, rengini ko- ruyamıyor, solmaktan kaçınamıyor, diye korkan dostlarım var. Başkentin kaçınılmaz yaşamı. Siya- sal ve toplumsal alanda sorumluluk üstlenen kişi- lerle büvük sorunlara yol açıyor günler, olaylar, in- sanlar. flginç tablolar oluşuyor gözümüzde. S/ya- sal ve toplumsal alanda sorumluluk taşıyan kişiler yeterince düşünmüyorgaliba. Aceleci uygulama- larta ilginç olumsuzluklara ortam hazırlıyor, ilginç sorumsuzluklara yer veriyor. Dahası, söylem var eylem yok. Siyasal yaşamın en belirgin gösterge- si bu. Kaş yaparken göz çıkaranlann ülkesinde ya- şıyoruz nerdeyse! örneklerini dün de yaşadık, bu- gün de yaşıyoruz. Dahası, tepkiler karşısında yan- lışını düzeltmek zorunda kalanlar ikinci bir yanlış- lığa, yeni yanlışlara yol açabiliyor! Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşadığımız onur kınklığını aşmak ko- lay değil! Yakın çevremde gündeme sık sık gelen bir konu bu. İlginç öyküler, fıkralaria kara mizah tü- rü örnekler veriliyor. Onlardan birini sizinle paylaş- mak istiyorum. Belki de başkentimizde, bir hastaneye, kulak- burun-boğaz bölümüne giden bir kadın, doktoru şaşırtıyor.lki kulağı da yanık, sargılar içinde. Dok- tor şaşkın, soruyor: "Nasıl yaptınız bunu?" Kadın yanıtlıyor: "Çok basit" diyor, "ütü yaparken tele- fon çaldı, telefon diye ütüyü götürdüm kulağıma!" Doktor merak edip, "llk kulak ütüyle yandı, pe- ki öteki kulak nasıl yandı" diye soruyor. Kadın, "Çok basit" diyor, "kulağım yanınca ambulans ça- ğırmak istedim!" Bugün her alanda benzer olaylar, yangınlar ya- şanmıyor mu? Küllenen değerlere acıyla bakmıyor muyuz? Sorumlu kişiler bir yanlışı onarmaya çalı- şırken, yeni yanılgılara düşebilir. Son dönemdeki olaylar bunu kanıtlamadı mı? Sorunlar çözülmü- yor, daha çok düğümleniyor, elini, kolunu yakan- lar da giderek çoğalıyor. Çözüm de giderek güçleşiyor. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/Başkası için yapı \e tica- retle ilgili bir işi yapmayı üstüne alan kişi; müteah- hit. 2/Çingene 5 çadın... içinde 6 kımse olma- yan. 3/ Utanı- İacak şey. ayıp... Mafya örgütünün suskunluk yasası. "'Eğıl bir — öpeyim ,'Aykaranlıkgörmez- ler" (Türkü)... HaUy 3 rlinde bir ırmak. 5/ Halka biçımınde mercan adacığı... Müsavi. 6/ Geriye doğru uçma özelliği 8 de olan çok küçûk bir 9 kuş. 7/Bir şeyin eğiklik derecesini anlamaya yara- yan araç... Doğu Anadolu'da kullanılan bir tür kü- çük zurna. 8/Eski dilde yıldız... Bir nota. 9/Sosyo- lojide, bir kabilenin bölündüğü iki ya da daha çok parçadan her bıri... Bir tonluk bir kütleye sanayide bir metre hız artışı veren kuvset ölçüsü birimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Orta Anadolu'ya özgü halay türü bir halk oyu- nu... Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleyen harfler. 2/ Epifiz benzinden salgılanan ve "mutiu- luk hormonu" da denilen hormon. 3/ Türkjye'nin plaka işareti... VTadimir Nabokov'un ünlü bir roma- nı. 4/ Kişinin öz benliği... îçinde diri balık sakla- nan, denizden aynlrruş havuz. 5/ Büyüme, geliş- me... Niğde"nin bir ilçesi. 6/Yapıt... Notada duraJk işareti. II Kalınca bükülrnüş ipek iplik. 8/ Argoda esrar... Büyük erkek kardeş. 9/Bir ürünün halka ta- nıtılması amacıyla dafıtılan küçük mıktar. Cumhunyet Mahallesi "nde Kabası bıtmış Tip 04 (iki katlı - iki konut) Maliyeti 60 milyar TL. olup ihtiyaçtan 40 milyar TL.'sına satılıktır. 0 532 331 4887 GÜNDOĞMUŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas \o: 2002 32 Da\acı Orman Işletme Müdürlüfü tarafından da\alı Ki- zım Kuçukdemır alevhme mahkememızde açılan alacak da\asının verilen ara karan gereğince, Da\alı Kâzım Kü- çükdemir'e bugıine kadar adres yetersizlığinden dolayı ve eski adresinde bulunmadığı için duruşma günü tebliğ edile- memış olup. Daıacı Orman îşletme Müdüriüğü'nce da\alı aleyhine mahkememıze verilen 15.07.2002 tarıhli dilekçe- sınde da\acı ıdare 363.807.000 TL. alacağını ve 06.04.2001 tarihınden itıbaren ışle\ecek TC. Merkez Ban- kası'nın kısa vadeli krediler için uyguladığı reeskont faizi üzennden hesaplanacak faizi ile birlikte tahsılını ve fazlaya ılışkin haklarının saklı rutulmasını talep etmrştir. Mahke- memızde açılan işbu alacak daiasının duruşması 11 09.2003 gıinü saat: 09.00'a talık edilmiştir. llanen tebliğ volunur. O8.O' 7 200> Basın: 34599 .-,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle