03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18TEMMUZ2003CUMA CUMHURfYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr 11 Dışişleri Bakanı, Rumsfeld'in mektubunun içeriğiyle ilgili net açıklama yapmaktan kaçındı Gül kaçamakkonuşuyorAMCARA (Cumhuriyrt Bürosu) - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD Savunma Bakanı Do- nald Rumsfeld ın Başbakan Recep TayyipErdo- ğan'a yazdığı mektuba, yanıt hazırüğında ol- madıkJannı söyledı. Dışişleri Bakanlığı, Rums- fe!d 'in "Türk askerlerinin Kuzey Irak'ta rapor edüen ve kaygı duyuJan faaliyetieri" iddiasına mektubunda yer verdığini doğruJadı. Rums- feld'ın, Ortak Araşnrma Komısyonu çalışmala- n tamamJanmadan mektubu kaleme aldığı için buıddıalara yerverdiğini savunan bakanJık, "Bu görüşlerin tarafimı/dan not edildiği" açıklama- sını yaptı. ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in, kendi muhatabı olmayan Başbakan Erdoğan"a yazdı- ğı ve Türk askerlerinin gözaltı gerekçelerinı an- lattığı mektup başkentte tartışma yaratmaya de- vam ediyor. Dışişleri Bakanı Gül, dün gazeteci- lerin mektuba ılişkin sorulanna kaçamak yanıt- • Dışişleri, ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in, mektubu 'erken' yazdığı için Türk askerlerine ilişkin iddialara yer verdiğini savundu. lar verdi. Mektuptan, Washington yönetiminin Türk askerlerinin gözaltına alınması olayından haberdar olduğu mesajının çıkıp çıkmadığımn sorulması üzerine Gül, "Dahaöncedekonushık. Sayın Başbakan ABD Başkan Yarduncısı Dick Cheney ile görûştü, ben de Dışişleri Bakanı Col- lin Powell üe görüştüm. Bu mektuptan da öyie bir şey çıkmıyor" görüşünü savundu. Dışişleri Bakanı Gül. "mektupta ABD yöne- timinin hatasını kabui edip etmediğinin" sorul- ması üzerine de, "Devletlerinhatalaruu kabui et- meierinin şekilleri vardır" diyerek, mektup dı- şında örnekler verdi. Gül, olayın ardından ABD'nin Avrupa'dato kuvvetlerinın komutanı Or- general JamesJones ve NATOMüttefik Kuvvet- ler Komutan Yardımcısı Korgeneral John Sylves- ter'ın Türkıye'ye gelmeleri ile ABD Merkez KuvvetlerKomutaru Orgeneral JobnAbizaid'in Ankara'ya yapacağı ziyareti anımsaftı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre Rumsfeld mektubunda, Türk askerlerinin Kuzey Irak'ta rapor edı'Jen ve kavgı duyulan fa- aliyetieri" ıddiasma yer verdi. Rumsfeld, Türk askerlerinin gözaltına alın- masma gerekçe olarak da olarak "timesensitive infonnation" (zamana hassas istihbarat) alma- larını gerekçe gösterdı. Mektubunda, ABD'nin hata yaptığına ilişkin hiçbir ifadede bulunmayan Rumsfeld'in, olayın ortak araştırma komısyonun çalışmalanyla sonuçlandınlacağını umduğunu belırtmekleyetindiği ögrenıldi. Dışişleri Bakan- lığı Sözcüsü Hüseyin Diriöz, akşam saatlerinde sorular üzerine yaptığı açıklamada Rumsfeld'in "Türk askerlerinin Kuzey Irak'ta rapor edilen ve kaygı duyuJan faalivetieri" iddiasına yer ver- diğini doğruladı. Bu durumun, Rumsfeld'in mektubunu ortak komisyon çalışmalan sürerken kaleme almasından kaynaklandığı savunmasım yapan Sözcü, "Bu görüşlerin tarannıızdan not edildigi ve yanıtiandığr kamuoyumuzun malu- mudur" dıye konuşru. Sözcü Diriöz, mektubun olumlu yanlan bu- lunduğuna da şu sözlerie işaret etti: "Rumsfeld, mektubunda, ABD ve Türkiye'nin iki müttefik olarak Irak'ta ortak çıkarlan pavlaşOklannı, ABD'nin Türkiye'nin birleşik. özgür ve müref- feh bir Irak'uı oluşturulması hedefîne ulaşılma- sında oynayacağı önemli rolün bilincinde oldu- ğunu, kuzey Irak'uı Türldye'ye yönelik saldın- lariçin yeniden bannak hatine gehnesûıe izin ve- rilmeyeceğini vurgulamışör.'1 A NKAR.4 TANIDI Konseyde KADEK'e yakın isim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -ABD'nin Irak'ta oluşturduğu Yö- netim Konseyi'ne atadığı Mahmud Osman'ın terörörgütü KADEK'eya- kuıbirisim oldugu belirlendi. Dışiş- leri Bakanhğı, konsey üyeleri hak- kmda değerlendirmesimn sürdüğü- nübelirtmekleyerinerek, Türkiye, Irakulusunun bütün kesimleriyfeve Irak Yönetim Konseyi ile yakın iliş- id ve işbirligi içinde olacakûr" acık- Iamasını yaptı. ABD uderliğindeki Koalisyon Ma- kamı'nın Irak Yönetim Konseyi'ne atadığı Mahmud Osman'ın, Abdul- lahOcalanın onursai başkanı oldu- ğu Kürdıstan UlusaJ Kongresi (KNK) bünyesınde oluşturulan "KüıHera- rası Banş Kofratesi"nde görev yap- tığı öğrenildi. Türkıye'yegetirilme- sinijı ardından istihbarat birimleri- ne ifade veren Öcalan da Osman'ın KNK ilişkisine değinıyor. ÖcaJan KNK ile ügili soruJan yanJtlarken bu örgüte değişik kesimlerden katıJı- mın amaçlandığını beiirterek, "Bir zamanlar KDP sekretertiğini yapan Doktor Mahmud Osman gibi şahsi- yeder önem kazanabüir" değerlen- dirmesini yapıyor. Osman'ın, KNK'ninBürüksel*de gerçekleştiri- len 4. Genel Kurulu'na da katıldığj belirlendi. Burada yapnğı konuşma- da Kürt sonınun bütün ülkelerdeki parçalanyla bağlantılı olduğunu sa- vundu. Kürtlerin teröristdeğil, terör mağdurlan oldugunu anlatan Os- man, "En ufak bir kazanımın tüm parçalann kazanımı olacağuu. bu nedenle diğerierinin tecrübelerini GüneyKürdistan'aaktarmalange- rektiğT görüşünü savundu. Irak'ta geçici yönetim konseyinin atanma- sının ardından KNK'nin Osman için hemen bir kutlama mesajı yayımla- ması da dikkat çekti. Dışişleri Bakanhğı'nın Osman hakkında incelemelerini sürdürür- ken Dışişleri Bakanı Abdullah Göi'ün "Herhakfceski komüıüst" de- ğerlendirmesini yapması dikkat çek- ti. Dışişleri kaynaklart, Osman'ın daha önce îngiltere'de kurulan Irak Kürdistan Sosyalist Partisi'nden ol- dugunu dile gerirdiler. Dışişleri Bakanhğı yaptığı açtkla- mayla. Irak Hükümet Konseyi üye- leri hakkında değerlendirmelerinin sürdüğünü belütirken, Türkiye'nin Irak Yönetim Konseyi ile işbirligi içinde olacağını bildirdi. Türkmen üye ABD'ttlerin çevirmeniydi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Irak'ta oluşturulan geçici Hükümet Konseyi'nde Irak Türkmen Cephesi'ne yer verilmemesini eleşrirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Diriöz, Türkmenlerin konseyde gerçek seviyelerinde temsil edilmeleri gerektiğini vıırgulayarak "Şimdiki rakam tatminkâr degfldir'* dedi ABD tarafindan geçici Hükümet Konseyi "nde görevlendirilen Songül Çabuk'un da kimlıği netleşmeye başladı. Kerküidü bir Türkmen ailenin gelini olan Çabuk, bir dönem ITC içinde çalıştı.Çabulc, Irak'taki savaş sürecinde ABD'li sivil ve askeri yetkililere çevirmenlik yaptı. ığdatlılar ikiye bölündü Her gün saldınlarla karşı karşıya olan Amerikan askerleri, Bağdat caddelerindeki güvenlik önlernlerini de sıkılaşrırdı. Bağdat halkı da başkentin, Saddam Hüsevin döneminden daha tehtikeli bir yer haline geJdigine inannor. Yapılan bir kamuoyu araşörmasına göre, halkın yüzde 50'si hangi savaşuı hakh oldugunu düşünüyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Abizaid ve Orgeneral Jones Türkiye'ye geliyor Dişldleıî onarma ziyaretîANKARA (CumhurivetBürosu) - ABD Merkez Kuvvetler Komuta- nı Orgeneral John Abizaid ile ABD'li Orgeneral JamesJones, Ku- zey Irak'ta 11 Türk askerin gözal- tına alınmasıyla yaşanan "gû'ven bunajhmına" son verme amacıyla bugün Ankara'ya geliyor. Ziyaret sırasında, ortak komis- yonun daha önce üzennde anlaştı- ğı, Kuzey Irak'ta oluşrurulacak eş- güdüm mekanızmasının aynntılan- nın belirlenmesi bekleniyor. Ziya- rerte, Türkiye ile ABD silahlı kuv- vetleri arasında Irak konusunda ola- sı işbirligi başlıklannın da ele ah- nacağı kaydediliyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral John Abizaid'in Türkiye'ye yapacağı zi- yaret, Dışışlen ve Savunma çevrele- rinde olumlu beklentiler yarattı. Irak'tan sorumlu komutan olan Abi- zaid'in bölgeye giderken ilk uğraya- cağı ülkenın Türkiye olmasının "çok anlamh" oldugunu kaydeden kaynak- lar, "bunun Türldye'ye verilen öne- min göstergesioldugunu" savunuyor- lar. Bu arada, dün Cumhurbaşkanı An- TÜRKİYEYİ KUZEY IRAK'TAN ÇIKARMA PLANI Dış Haberler Servisi - Irak'taki Kürt gruplann, PKK/KADEK'in Kuzey Irak'taki silahlı varlığına son verilmesi için örgütün liderlerinin Kuzey Avrupa ülkelerine iltica edebilmesi yönünde bir plan üzerinde çalıştığı öne sürüldü. Planda, geri kalan militanlann silahlannı bırakması ve sonraki dönemde Türk ordusunun Kuzey Irak'tan çekilmesinin talep edilmesi yer alıyor. NTV'nin Washington'daki "gûveniHr kaynaJdara" dayandırdığı haberine göre Iraklı Kürtlerin temsilcileri, Kuzey Irak'taki örgüt liderlerinin iltica edebilmesi için bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde öngörüşmelerde bulundu. Iraklı Kürtler. Osman Ocaian, Cemil Bayık gibi PKK liderlerine bu şekilde iltica imkânı tanınmasının ardından. diğer PKKTCADEK mılitanlannın da silahlannı bırakmasını amaçhyor. Iraklı Kürtlerin bu aşamadan sonra da Kuzey Irak'ta silahlı PKK/KADEK varlığı kalmadığı gerekçesiyle Türk birliklerinin çekilmesine çalışacağı ifade ediliyor. Bu planın Amerikan tarafına anlatıldığı, ancak Washington'm henüz böyle bır öneriyi benimsemediği belirtildi. met!VecdetSezer'in, Başbakan Recep Tavyip Erdoğan ile olağan haftalık görüşmesi ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral HilmiÖzkök ile yaptıklan görüşmelennde Rumfseld'in gönder- diği mektup ve kurulması planlanan eşgüdüm mekanizması üzerinde de- ğerlendirmeler yapıldı. ABD'nin eski Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Tommy Franks'ten görevi devralmasının ar- dından Katar ve Irak'ta incelemeler- de bulunacak olan Orgeneral Abiza- id Ankara'ya yanm günlük bir ziya- rette bulunacak. ABD'nin Avrupa"daki ku\Tetlerin- den sorumlu Orgeneral Jones ise, bu ziyaret öncesinde sabah saatlerinde Ankara'ya gelecek. Jones'un daha önce planlanan rutın bır ziyaret çer- çevesinde başkente geleceği ve Orge- neral Hilmi Ozkök ile görüşmesinın ardından Ankara'dan ayrılacağı öğ- renildi. Orgeneral Abizaid'in ise, Jo- nes'un sabahki temaslannın ardından Ankara'ya geimesi bekleniyor. ABD'li üst düzey komutanlann zi- yareti, iki ülke arasında Kuzey Irak'ta yaşanan sorunlann aşılması kadar, as- keri ihşkilerin geleceğıne yön çizilme- si açısından da önem taşıyor. Türki- ye Büyük Millet Meclısi'nde, Türki- ye'nin Irak savaşma destek vermesi- ni öngören tezkerenın reddinin ardın- dan. askeri düzeyde diyalog da kop- ma noktasına gelmıştı. Bu konuda alt düzeyde temas arayışlan sürerken, Kuzey Irak'ta yaşanan kriz bu çaba- lara da büyük darbe vurmuşfu. Başbakan Ahern Ankara'daErdoğan la görüştü İrlanda'dan destek sözü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - A\nıpa Birliği dönem başkanhğını gelecek yıl devralacak olan Irlanda'mn başbakam Bertie Ahern, AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'ye her türlü desteğe hazır olduklannı vurguladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan m davetlisi olarak Türkiye'ye gelen İrlanda Başbakam Ahern ve Erdoğan görüşmelerin ardmdan ortak basın toplantısı düzenlediler. Ahern, burada yaptığı konuşmada, "Biz Avrupa'nın farkh köşelerinden AB'ye gelsek bile AB'nin ortak aniayişı ve değerleriyle birbirimize yaklasüğunıza inanıyorum. AB'ye üyeiik sürecinde her rüriü yardunda bulunmaya haanz" dedi. 'Karariıhğıruzı tebrik ediyoruz' TBMM'nin AB'ye üyelik yolunda attığı adımlardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Ahern, Erdoğan'ı överek "Bunda kendisinin kişisel kararlıhğının büyük etkisi oldugunu biliyonım" diye konuştu. Ahern, Kıbns sorununun da BM Genel Sekreteri Kofî Annan'ın plam çerçevesinde çözümü inancında oldugunu belirtti. Ahern, gazetecilerin Türkiye'nin AB üyeliği konusunda önündeki sorunlann anımsatılması üzerine şu yanıtı verdi: "Kopenhag kriterlerine tamamen uymak bütün ülkeler için zor bir süreç olmuştur. Ciddi çaba gerektirir. Türkiye'nin kararhhğını tebrik ediyomz. fdari hukuk ve yasa açısından 900 sa>fanın üzerindekj mevzuat düzenlemesinin kabui edilmesini takdir ve tebrik etmemek mümkün değü" _ BIÇAK SIRTI EROL MANfSALI Araçlar, Amaçlar ve Sonuçlar... Türkiye yaklaşık 70 milyon. Bu 70 milyonun için- de bir Danimarka var, 3-4, belki de 5 milyonluk bir kesim. Aslında bu üst gelir grubu içinde de homo- jenlik yok. Ancak bazı nitelik öğeleri açısından bü- tünlük gösteriyor. "Gelişmiş ve Batıcı kimliği" bu grubun esas özelliği. Batı hayranlığı egemen. Kendisi zaten "Av- nıpalı" olmuş; geliri, tüketim kalıbı, dünyaya bakı- şı "Avrupalı"gibi. Dünyaya Avrupalının gözü ile bak- tığı gibi Türkiye'de "Geriye kalan 55-56 milyon in- sana da Avrupalının penceresinden bakıyor." işler bu noktada kanşmaya başlıyor. Bizim içi- mizdeki "Danimarkalı Türkler", Avrupa zihniyetin- den burada aynlıp kendi halkına "yabancılaşıyor", Fransaeliti "Fransızhalkınarağmen"Almanyave- yaAmerika ile yakınlaşmaz, kendi halkına ters düş- mez; çünkü ulusal çıkar ortaklığı ve bütünleşme var- dır. Almanya, Fransa, ispanya kendi içinde bütün- leşmişlerdir. Hatta Senegalli, Afrikalıyı bile Fransız- laştıracak kadar ulusal bir bütünlük gösterir. Sanayicinin, çiftçinin ve işçinin çıkan; medya ile sanayi sektörferinin ve sıyasetin bütünleşmesi "ulu- sal çıkarlar şemsiyesi altında olur." Iktisat dilinde biz buna "dışsallık yaratmak" dıyoruz. Aynen viş- ne ağaçlannın yanına an kovanlan yerieştirmek gi- bi. Anlar da ağaçlar da yararlanırlar. Çiftçi, işçi, sa- nayi, dışticaret, bürokrasi, siyaset, aydın, gelişmiş ülkelerde "Aralannda bütünleşmesağlayarakbir- birierine destek verirler." Herkes kazanır, kaybe- den yoktur. Bu aslında toplumsal demokrasinin vazgeçil- mez koşuludur. Bir toplumda çıkar gruplan veya sınıflar aralannda çıkar çatışması bulunmasına rağ- men, bütünleşme sağladıklan oranda ülkelerini geliştirirler. Bu işi açıklığa kavuşturalım; gelişmiş olarak tanımlanan Avrupa ülkeleri kapitalizmin ve piyasa ekonomisinin "Egemen tarafında, dolayı- sıyla aynı zamanda kazanan tarafında bulunduk- lan için", sınrf çatışması fiilen ortadan kalkmıştır. "Dışarıda kazanmak için ", içeride çıkar çatışma- lan bulunsa bile bunu ikıncı plana itmeye başla- mışlardır. özellikle de soğuk savaşın sona erme- sinden sonra bu durum iyice belirgınleşti. Irak için ingiltere örneği Tony Blair'e içerde ne kadar karşı çıkılsa da İn- giltere genelinde yine de sineye çekilebilmektedir. Orneğin genel grevler yapılarak hükümet düşürül- memekte, yeni seçimlere gidilmektedir. Çünkü işin ucunda Ingiliz halkının iktisadi ve siyasi çıkarlan var- dır. Hem işçi, hem işveren, hem de çiftçi bu dış sö- mürüden şu veya bu biçimde yararlanacaktır. Ingiltere'de "sol cephe" psikolojik ve ıdeolojik olarak karşı çıkargörünse, yüzbinler TrafaJgar Mey- danı'nda boy gösterse de bunlar, toplumsal vic- danın günarı çıkartma işleminden öte bir sonuç ge- tirmemektedir. Avrupa'da ve ABD'de kapitalizmin (ve emper- ya/izmin) kazanan tarafında bulunanlar için geçer- li olan bu "iç bütünleşme" veya ulusal çıkar ref- leksi "diğer tarafta" gerçekleşememektedir. Tür- kiye gibi kapitalizmin kaybedenler (ve sömürülen- ler) tarafında bulunan ülkeler için "toplumsal (ulu- sal) refleks " yerine çözülme ve dağılma ortaya çık- maktadır. Türkiye örneğinde olduğu gibi, Türkiye içindeki "bir Danimarka", yani 4-5 milyon, iktisa- di gücünü göreceli olarak güçlendirirken geriye kalan 65-66 milyon gerilemektedir. "Tersyönde ge- lişmeler", Avrupa'nın aksine, toplumsal ve ulusal bütünleşme yerine "zıtlaşma ve çözülmelerin" or- taya çıkmasma yol açmaktadır. Bu sosyo-ekonomik duruma dışandan da etnik sorunlar başta olmak üzere başka sorunlar da ek- lenince, ülkedeki iktisadi ve siyasi bütünleşmenin yerini dağılma ve çözülme afmaktadır. Ve çok ilginçtir; Avrupa'da, Avrupa'nın kendi ko- şullan içinde "ulusalbütünleşmeye yardımcı olan" demokratik haklar, Türkiye ve benzer ülkelerde çözülmenin, dağılmanın ve parçalanmanın altya- pısını hazırlayan unsurlar olmaktadır. Aynen uyuşturucu maddeler örneğinde olduğu gibi; tıbbın vazgeçilmez bu yararlı maddelerinin insanlarda toplum sağhğına zarar veren canavar- lara dönüşmesi gibi. Osmanlı'da "ekalliyet" için, gayrimüslimler için ve tabii dar bir Batı hayranı elit için getirilen yeni- liklerin doğurduğu sonuç gibi. Esasında, toplum- sal gelışmenın bu "nesnel" öğeleri, "diğer koşul- lann ve dış ilişkilerin özeldurumu nedeniile" ya- rardan çok zarar getirmişlerdir. Özgürleşirken sömürgeleşmek... Bugün Türkiye aynı çelişkiyi yaşamaktadır. Top- lumsal demokrasinin önü; - gayri milli büyük sermaye, - tarikatlar ve dinci güçler, - aynlıkçı güçler, - ve bunlarfa işbirligi yapan dış odaklar tarafin- dan kapatılmıştır. Bu nedenle getirilen yeni önlemler toplumsal demokrasinin gelişmesine yardım etmemektedir. Esasında "yararlı araçlar olmalarına karşın", 70 milyona değil, "dar bir çevreye ve dış odaklara" yarar sağlıyorlar. Türkiye içindeki Danimarka gelişiyor; ancak ge- ri kalan 65 milyon insan daha da fakirleşiyor, işsiz- lik artıyor, dış bağımlılık yaygınlaşıyor. Ve demok- rasi adı altında "oligarşi", Türkiye içinde kemikle- şiyor. Hem de Türkiye'yi Lozan'dan Sevr'e doğru sü- rüklerken... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali İrlanda Başbakam Ahern, "AB'ye üyelik sürecinde her türlü yardımda bulunmaya hazuız" dedi (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) Erdoğan Şaafı kabui etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün Ankara'da temaslarda bulunan Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat'ı kabui ederek bir süre görüştü. Başbakanlık Basın Merkezi tarafindan yapılan yazıh açıklamada, görüşmede. "Türk ve Filistin halklan arasında ortak tarihe, külrüre ve değerlere dayanan dostluk ılişkileri çerçevesinde Ortadoğu banş sürecindeki son gelişmelerin ele alındığı" belirtildi. Açıklamada aynca, Erdoğan-Şaat görüşmesinde Türkiye'nin banş sürecine vereceği destek ve katkılann da_üzerinde durulduğuJcaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle