Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18TEMMUZ2003CUMA CUMHURfYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr 11
Dışişleri Bakanı, Rumsfeld'in mektubunun içeriğiyle ilgili net açıklama yapmaktan kaçındı
Gül kaçamakkonuşuyorAMCARA (Cumhuriyrt Bürosu) - Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül, ABD Savunma Bakanı Do-
nald Rumsfeld ın Başbakan Recep TayyipErdo-
ğan'a yazdığı mektuba, yanıt hazırüğında ol-
madıkJannı söyledı. Dışişleri Bakanlığı, Rums-
fe!d 'in "Türk askerlerinin Kuzey Irak'ta rapor
edüen ve kaygı duyuJan faaliyetieri" iddiasına
mektubunda yer verdığini doğruJadı. Rums-
feld'ın, Ortak Araşnrma Komısyonu çalışmala-
n tamamJanmadan mektubu kaleme aldığı için
buıddıalara yerverdiğini savunan bakanJık, "Bu
görüşlerin tarafimı/dan not edildiği" açıklama-
sını yaptı.
ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in, kendi
muhatabı olmayan Başbakan Erdoğan"a yazdı-
ğı ve Türk askerlerinin gözaltı gerekçelerinı an-
lattığı mektup başkentte tartışma yaratmaya de-
vam ediyor. Dışişleri Bakanı Gül, dün gazeteci-
lerin mektuba ılişkin sorulanna kaçamak yanıt-
• Dışişleri, ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in, mektubu 'erken'
yazdığı için Türk askerlerine ilişkin iddialara yer verdiğini savundu.
lar verdi. Mektuptan, Washington yönetiminin
Türk askerlerinin gözaltına alınması olayından
haberdar olduğu mesajının çıkıp çıkmadığımn
sorulması üzerine Gül, "Dahaöncedekonushık.
Sayın Başbakan ABD Başkan Yarduncısı Dick
Cheney ile görûştü, ben de Dışişleri Bakanı Col-
lin Powell üe görüştüm. Bu mektuptan da öyie
bir şey çıkmıyor" görüşünü savundu.
Dışişleri Bakanı Gül. "mektupta ABD yöne-
timinin hatasını kabui edip etmediğinin" sorul-
ması üzerine de, "Devletlerinhatalaruu kabui et-
meierinin şekilleri vardır" diyerek, mektup dı-
şında örnekler verdi. Gül, olayın ardından
ABD'nin Avrupa'dato kuvvetlerinın komutanı Or-
general JamesJones ve NATOMüttefik Kuvvet-
ler Komutan Yardımcısı Korgeneral John Sylves-
ter'ın Türkıye'ye gelmeleri ile ABD Merkez
KuvvetlerKomutaru Orgeneral JobnAbizaid'in
Ankara'ya yapacağı ziyareti anımsaftı.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere
göre Rumsfeld mektubunda, Türk askerlerinin
Kuzey Irak'ta rapor edı'Jen ve kavgı duyulan fa-
aliyetieri" ıddiasma yer verdi.
Rumsfeld, Türk askerlerinin gözaltına alın-
masma gerekçe olarak da olarak "timesensitive
infonnation" (zamana hassas istihbarat) alma-
larını gerekçe gösterdı. Mektubunda, ABD'nin
hata yaptığına ilişkin hiçbir ifadede bulunmayan
Rumsfeld'in, olayın ortak araştırma komısyonun
çalışmalanyla sonuçlandınlacağını umduğunu
belırtmekleyetindiği ögrenıldi. Dışişleri Bakan-
lığı Sözcüsü Hüseyin Diriöz, akşam saatlerinde
sorular üzerine yaptığı açıklamada Rumsfeld'in
"Türk askerlerinin Kuzey Irak'ta rapor edilen
ve kaygı duyuJan faalivetieri" iddiasına yer ver-
diğini doğruladı. Bu durumun, Rumsfeld'in
mektubunu ortak komisyon çalışmalan sürerken
kaleme almasından kaynaklandığı savunmasım
yapan Sözcü, "Bu görüşlerin tarannıızdan not
edildigi ve yanıtiandığr kamuoyumuzun malu-
mudur" dıye konuşru.
Sözcü Diriöz, mektubun olumlu yanlan bu-
lunduğuna da şu sözlerie işaret etti: "Rumsfeld,
mektubunda, ABD ve Türkiye'nin iki müttefik
olarak Irak'ta ortak çıkarlan pavlaşOklannı,
ABD'nin Türkiye'nin birleşik. özgür ve müref-
feh bir Irak'uı oluşturulması hedefîne ulaşılma-
sında oynayacağı önemli rolün bilincinde oldu-
ğunu, kuzey Irak'uı Türldye'ye yönelik saldın-
lariçin yeniden bannak hatine gehnesûıe izin ve-
rilmeyeceğini vurgulamışör.'1
A NKAR.4 TANIDI
Konseyde
KADEK'e
yakın isim
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-ABD'nin Irak'ta oluşturduğu Yö-
netim Konseyi'ne atadığı Mahmud
Osman'ın terörörgütü KADEK'eya-
kuıbirisim oldugu belirlendi. Dışiş-
leri Bakanhğı, konsey üyeleri hak-
kmda değerlendirmesimn sürdüğü-
nübelirtmekleyerinerek, Türkiye,
Irakulusunun bütün kesimleriyfeve
Irak Yönetim Konseyi ile yakın iliş-
id ve işbirligi içinde olacakûr" acık-
Iamasını yaptı.
ABD uderliğindeki Koalisyon Ma-
kamı'nın Irak Yönetim Konseyi'ne
atadığı Mahmud Osman'ın, Abdul-
lahOcalanın onursai başkanı oldu-
ğu Kürdıstan UlusaJ Kongresi (KNK)
bünyesınde oluşturulan "KüıHera-
rası Banş Kofratesi"nde görev yap-
tığı öğrenildi. Türkıye'yegetirilme-
sinijı ardından istihbarat birimleri-
ne ifade veren Öcalan da Osman'ın
KNK ilişkisine değinıyor. ÖcaJan
KNK ile ügili soruJan yanJtlarken bu
örgüte değişik kesimlerden katıJı-
mın amaçlandığını beiirterek, "Bir
zamanlar KDP sekretertiğini yapan
Doktor Mahmud Osman gibi şahsi-
yeder önem kazanabüir" değerlen-
dirmesini yapıyor. Osman'ın,
KNK'ninBürüksel*de gerçekleştiri-
len 4. Genel Kurulu'na da katıldığj
belirlendi. Burada yapnğı konuşma-
da Kürt sonınun bütün ülkelerdeki
parçalanyla bağlantılı olduğunu sa-
vundu. Kürtlerin teröristdeğil, terör
mağdurlan oldugunu anlatan Os-
man, "En ufak bir kazanımın tüm
parçalann kazanımı olacağuu. bu
nedenle diğerierinin tecrübelerini
GüneyKürdistan'aaktarmalange-
rektiğT görüşünü savundu. Irak'ta
geçici yönetim konseyinin atanma-
sının ardından KNK'nin Osman için
hemen bir kutlama mesajı yayımla-
ması da dikkat çekti.
Dışişleri Bakanhğı'nın Osman
hakkında incelemelerini sürdürür-
ken Dışişleri Bakanı Abdullah
Göi'ün "Herhakfceski komüıüst" de-
ğerlendirmesini yapması dikkat çek-
ti. Dışişleri kaynaklart, Osman'ın
daha önce îngiltere'de kurulan Irak
Kürdistan Sosyalist Partisi'nden ol-
dugunu dile gerirdiler.
Dışişleri Bakanhğı yaptığı açtkla-
mayla. Irak Hükümet Konseyi üye-
leri hakkında değerlendirmelerinin
sürdüğünü belütirken, Türkiye'nin
Irak Yönetim Konseyi ile işbirligi
içinde olacağını bildirdi.
Türkmen üye
ABD'ttlerin
çevirmeniydi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, Irak'ta oluşturulan geçici
Hükümet Konseyi'nde Irak
Türkmen Cephesi'ne yer
verilmemesini eleşrirdi. Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin
Diriöz, Türkmenlerin konseyde
gerçek seviyelerinde temsil
edilmeleri gerektiğini
vıırgulayarak "Şimdiki rakam
tatminkâr degfldir'* dedi ABD
tarafindan geçici Hükümet
Konseyi "nde görevlendirilen
Songül Çabuk'un da kimlıği
netleşmeye başladı. Kerküidü bir
Türkmen ailenin gelini olan
Çabuk, bir dönem ITC içinde
çalıştı.Çabulc, Irak'taki savaş
sürecinde ABD'li sivil ve askeri
yetkililere çevirmenlik yaptı.
ığdatlılar
ikiye
bölündü
Her gün saldınlarla
karşı karşıya olan
Amerikan
askerleri,
Bağdat
caddelerindeki
güvenlik
önlernlerini de
sıkılaşrırdı. Bağdat
halkı da başkentin,
Saddam Hüsevin
döneminden daha
tehtikeli bir yer
haline geJdigine
inannor. Yapılan
bir kamuoyu
araşörmasına göre,
halkın yüzde 50'si
hangi savaşuı hakh
oldugunu
düşünüyor.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Abizaid ve Orgeneral Jones Türkiye'ye geliyor
Dişldleıî onarma ziyaretîANKARA (CumhurivetBürosu)
- ABD Merkez Kuvvetler Komuta-
nı Orgeneral John Abizaid ile
ABD'li Orgeneral JamesJones, Ku-
zey Irak'ta 11 Türk askerin gözal-
tına alınmasıyla yaşanan "gû'ven
bunajhmına" son verme amacıyla
bugün Ankara'ya geliyor.
Ziyaret sırasında, ortak komis-
yonun daha önce üzennde anlaştı-
ğı, Kuzey Irak'ta oluşrurulacak eş-
güdüm mekanızmasının aynntılan-
nın belirlenmesi bekleniyor. Ziya-
rerte, Türkiye ile ABD silahlı kuv-
vetleri arasında Irak konusunda ola-
sı işbirligi başlıklannın da ele ah-
nacağı kaydediliyor. ABD Merkez
Kuvvetler Komutanı Orgeneral John
Abizaid'in Türkiye'ye yapacağı zi-
yaret, Dışışlen ve Savunma çevrele-
rinde olumlu beklentiler yarattı.
Irak'tan sorumlu komutan olan Abi-
zaid'in bölgeye giderken ilk uğraya-
cağı ülkenın Türkiye olmasının "çok
anlamh" oldugunu kaydeden kaynak-
lar, "bunun Türldye'ye verilen öne-
min göstergesioldugunu" savunuyor-
lar.
Bu arada, dün Cumhurbaşkanı An-
TÜRKİYEYİ KUZEY IRAK'TAN ÇIKARMA PLANI
Dış Haberler Servisi - Irak'taki Kürt gruplann,
PKK/KADEK'in Kuzey Irak'taki silahlı varlığına
son verilmesi için örgütün liderlerinin
Kuzey Avrupa ülkelerine iltica edebilmesi
yönünde bir plan üzerinde çalıştığı öne sürüldü.
Planda, geri kalan militanlann silahlannı
bırakması ve sonraki dönemde Türk ordusunun
Kuzey Irak'tan çekilmesinin talep edilmesi yer
alıyor. NTV'nin Washington'daki "gûveniHr
kaynaJdara" dayandırdığı haberine göre
Iraklı Kürtlerin temsilcileri, Kuzey Irak'taki
örgüt liderlerinin iltica edebilmesi için bazı Kuzey
Avrupa ülkelerinde öngörüşmelerde bulundu.
Iraklı Kürtler. Osman Ocaian, Cemil Bayık gibi
PKK liderlerine bu şekilde iltica imkânı
tanınmasının ardından. diğer
PKKTCADEK mılitanlannın da silahlannı
bırakmasını amaçhyor. Iraklı Kürtlerin bu
aşamadan sonra da Kuzey Irak'ta silahlı
PKK/KADEK varlığı kalmadığı gerekçesiyle Türk
birliklerinin çekilmesine çalışacağı ifade ediliyor.
Bu planın Amerikan tarafına anlatıldığı, ancak
Washington'm henüz böyle bır öneriyi
benimsemediği belirtildi.
met!VecdetSezer'in, Başbakan Recep
Tavyip Erdoğan ile olağan haftalık
görüşmesi ve Genelkurmay Başkanı
Orgeneral HilmiÖzkök ile yaptıklan
görüşmelennde Rumfseld'in gönder-
diği mektup ve kurulması planlanan
eşgüdüm mekanizması üzerinde de-
ğerlendirmeler yapıldı.
ABD'nin eski Merkez Kuvvetler
Komutanı Orgeneral Tommy
Franks'ten görevi devralmasının ar-
dından Katar ve Irak'ta incelemeler-
de bulunacak olan Orgeneral Abiza-
id Ankara'ya yanm günlük bir ziya-
rette bulunacak.
ABD'nin Avrupa"daki ku\Tetlerin-
den sorumlu Orgeneral Jones ise, bu
ziyaret öncesinde sabah saatlerinde
Ankara'ya gelecek. Jones'un daha
önce planlanan rutın bır ziyaret çer-
çevesinde başkente geleceği ve Orge-
neral Hilmi Ozkök ile görüşmesinın
ardından Ankara'dan ayrılacağı öğ-
renildi. Orgeneral Abizaid'in ise, Jo-
nes'un sabahki temaslannın ardından
Ankara'ya geimesi bekleniyor.
ABD'li üst düzey komutanlann zi-
yareti, iki ülke arasında Kuzey Irak'ta
yaşanan sorunlann aşılması kadar, as-
keri ihşkilerin geleceğıne yön çizilme-
si açısından da önem taşıyor. Türki-
ye Büyük Millet Meclısi'nde, Türki-
ye'nin Irak savaşma destek vermesi-
ni öngören tezkerenın reddinin ardın-
dan. askeri düzeyde diyalog da kop-
ma noktasına gelmıştı. Bu konuda alt
düzeyde temas arayışlan sürerken,
Kuzey Irak'ta yaşanan kriz bu çaba-
lara da büyük darbe vurmuşfu.
Başbakan Ahern Ankara'daErdoğan la görüştü
İrlanda'dan destek sözü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - A\nıpa Birliği
dönem başkanhğını
gelecek yıl devralacak
olan Irlanda'mn
başbakam Bertie Ahern,
AB'ye üyelik sürecinde
Türkiye'ye her türlü
desteğe hazır olduklannı
vurguladı. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan m
davetlisi olarak
Türkiye'ye gelen İrlanda
Başbakam Ahern ve
Erdoğan görüşmelerin
ardmdan ortak basın
toplantısı düzenlediler.
Ahern, burada yaptığı
konuşmada, "Biz
Avrupa'nın farkh
köşelerinden AB'ye
gelsek bile AB'nin ortak
aniayişı ve değerleriyle
birbirimize
yaklasüğunıza
inanıyorum. AB'ye üyeiik
sürecinde her rüriü
yardunda bulunmaya
haanz" dedi.
'Karariıhğıruzı tebrik
ediyoruz'
TBMM'nin AB'ye
üyelik yolunda attığı
adımlardan duyduğu
memnuniyeti dile
getiren Ahern,
Erdoğan'ı överek
"Bunda kendisinin
kişisel kararlıhğının
büyük etkisi oldugunu
biliyonım" diye
konuştu. Ahern, Kıbns
sorununun da BM Genel
Sekreteri Kofî Annan'ın
plam çerçevesinde
çözümü inancında
oldugunu belirtti.
Ahern, gazetecilerin
Türkiye'nin AB üyeliği
konusunda önündeki
sorunlann anımsatılması
üzerine şu yanıtı verdi:
"Kopenhag kriterlerine
tamamen uymak bütün
ülkeler için zor bir süreç
olmuştur. Ciddi çaba
gerektirir. Türkiye'nin
kararhhğını tebrik
ediyomz. fdari hukuk ve
yasa açısından 900
sa>fanın üzerindekj
mevzuat düzenlemesinin
kabui edilmesini takdir
ve tebrik etmemek
mümkün değü" _
BIÇAK SIRTI
EROL MANfSALI
Araçlar, Amaçlar
ve Sonuçlar...
Türkiye yaklaşık 70 milyon. Bu 70 milyonun için-
de bir Danimarka var, 3-4, belki de 5 milyonluk bir
kesim. Aslında bu üst gelir grubu içinde de homo-
jenlik yok. Ancak bazı nitelik öğeleri açısından bü-
tünlük gösteriyor.
"Gelişmiş ve Batıcı kimliği" bu grubun esas
özelliği. Batı hayranlığı egemen. Kendisi zaten "Av-
nıpalı" olmuş; geliri, tüketim kalıbı, dünyaya bakı-
şı "Avrupalı"gibi. Dünyaya Avrupalının gözü ile bak-
tığı gibi Türkiye'de "Geriye kalan 55-56 milyon in-
sana da Avrupalının penceresinden bakıyor."
işler bu noktada kanşmaya başlıyor. Bizim içi-
mizdeki "Danimarkalı Türkler", Avrupa zihniyetin-
den burada aynlıp kendi halkına "yabancılaşıyor",
Fransaeliti "Fransızhalkınarağmen"Almanyave-
yaAmerika ile yakınlaşmaz, kendi halkına ters düş-
mez; çünkü ulusal çıkar ortaklığı ve bütünleşme var-
dır. Almanya, Fransa, ispanya kendi içinde bütün-
leşmişlerdir. Hatta Senegalli, Afrikalıyı bile Fransız-
laştıracak kadar ulusal bir bütünlük gösterir.
Sanayicinin, çiftçinin ve işçinin çıkan; medya ile
sanayi sektörferinin ve sıyasetin bütünleşmesi "ulu-
sal çıkarlar şemsiyesi altında olur." Iktisat dilinde
biz buna "dışsallık yaratmak" dıyoruz. Aynen viş-
ne ağaçlannın yanına an kovanlan yerieştirmek gi-
bi. Anlar da ağaçlar da yararlanırlar. Çiftçi, işçi, sa-
nayi, dışticaret, bürokrasi, siyaset, aydın, gelişmiş
ülkelerde "Aralannda bütünleşmesağlayarakbir-
birierine destek verirler." Herkes kazanır, kaybe-
den yoktur.
Bu aslında toplumsal demokrasinin vazgeçil-
mez koşuludur. Bir toplumda çıkar gruplan veya
sınıflar aralannda çıkar çatışması bulunmasına rağ-
men, bütünleşme sağladıklan oranda ülkelerini
geliştirirler. Bu işi açıklığa kavuşturalım; gelişmiş
olarak tanımlanan Avrupa ülkeleri kapitalizmin ve
piyasa ekonomisinin "Egemen tarafında, dolayı-
sıyla aynı zamanda kazanan tarafında bulunduk-
lan için", sınrf çatışması fiilen ortadan kalkmıştır.
"Dışarıda kazanmak için ", içeride çıkar çatışma-
lan bulunsa bile bunu ikıncı plana itmeye başla-
mışlardır. özellikle de soğuk savaşın sona erme-
sinden sonra bu durum iyice belirgınleşti.
Irak için ingiltere örneği
Tony Blair'e içerde ne kadar karşı çıkılsa da İn-
giltere genelinde yine de sineye çekilebilmektedir.
Orneğin genel grevler yapılarak hükümet düşürül-
memekte, yeni seçimlere gidilmektedir. Çünkü işin
ucunda Ingiliz halkının iktisadi ve siyasi çıkarlan var-
dır. Hem işçi, hem işveren, hem de çiftçi bu dış sö-
mürüden şu veya bu biçimde yararlanacaktır.
Ingiltere'de "sol cephe" psikolojik ve ıdeolojik
olarak karşı çıkargörünse, yüzbinler TrafaJgar Mey-
danı'nda boy gösterse de bunlar, toplumsal vic-
danın günarı çıkartma işleminden öte bir sonuç ge-
tirmemektedir.
Avrupa'da ve ABD'de kapitalizmin (ve emper-
ya/izmin) kazanan tarafında bulunanlar için geçer-
li olan bu "iç bütünleşme" veya ulusal çıkar ref-
leksi "diğer tarafta" gerçekleşememektedir. Tür-
kiye gibi kapitalizmin kaybedenler (ve sömürülen-
ler) tarafında bulunan ülkeler için "toplumsal (ulu-
sal) refleks " yerine çözülme ve dağılma ortaya çık-
maktadır. Türkiye örneğinde olduğu gibi, Türkiye
içindeki "bir Danimarka", yani 4-5 milyon, iktisa-
di gücünü göreceli olarak güçlendirirken geriye
kalan 65-66 milyon gerilemektedir. "Tersyönde ge-
lişmeler", Avrupa'nın aksine, toplumsal ve ulusal
bütünleşme yerine "zıtlaşma ve çözülmelerin" or-
taya çıkmasma yol açmaktadır.
Bu sosyo-ekonomik duruma dışandan da etnik
sorunlar başta olmak üzere başka sorunlar da ek-
lenince, ülkedeki iktisadi ve siyasi bütünleşmenin
yerini dağılma ve çözülme afmaktadır.
Ve çok ilginçtir; Avrupa'da, Avrupa'nın kendi ko-
şullan içinde "ulusalbütünleşmeye yardımcı olan"
demokratik haklar, Türkiye ve benzer ülkelerde
çözülmenin, dağılmanın ve parçalanmanın altya-
pısını hazırlayan unsurlar olmaktadır.
Aynen uyuşturucu maddeler örneğinde olduğu
gibi; tıbbın vazgeçilmez bu yararlı maddelerinin
insanlarda toplum sağhğına zarar veren canavar-
lara dönüşmesi gibi.
Osmanlı'da "ekalliyet" için, gayrimüslimler için
ve tabii dar bir Batı hayranı elit için getirilen yeni-
liklerin doğurduğu sonuç gibi. Esasında, toplum-
sal gelışmenın bu "nesnel" öğeleri, "diğer koşul-
lann ve dış ilişkilerin özeldurumu nedeniile" ya-
rardan çok zarar getirmişlerdir.
Özgürleşirken sömürgeleşmek...
Bugün Türkiye aynı çelişkiyi yaşamaktadır. Top-
lumsal demokrasinin önü;
- gayri milli büyük sermaye,
- tarikatlar ve dinci güçler,
- aynlıkçı güçler,
- ve bunlarfa işbirligi yapan dış odaklar tarafin-
dan kapatılmıştır.
Bu nedenle getirilen yeni önlemler toplumsal
demokrasinin gelişmesine yardım etmemektedir.
Esasında "yararlı araçlar olmalarına karşın", 70
milyona değil, "dar bir çevreye ve dış odaklara"
yarar sağlıyorlar.
Türkiye içindeki Danimarka gelişiyor; ancak ge-
ri kalan 65 milyon insan daha da fakirleşiyor, işsiz-
lik artıyor, dış bağımlılık yaygınlaşıyor. Ve demok-
rasi adı altında "oligarşi", Türkiye içinde kemikle-
şiyor.
Hem de Türkiye'yi Lozan'dan Sevr'e doğru sü-
rüklerken...
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
İrlanda Başbakam Ahern, "AB'ye üyelik sürecinde her türlü
yardımda bulunmaya hazuız" dedi (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY)
Erdoğan Şaafı kabui etti
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün
Ankara'da temaslarda bulunan
Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat'ı kabui
ederek bir süre görüştü. Başbakanlık Basın
Merkezi tarafindan yapılan yazıh
açıklamada, görüşmede.
"Türk ve Filistin halklan arasında ortak
tarihe, külrüre ve değerlere dayanan dostluk
ılişkileri çerçevesinde Ortadoğu banş
sürecindeki son gelişmelerin ele alındığı"
belirtildi. Açıklamada aynca,
Erdoğan-Şaat görüşmesinde Türkiye'nin
banş sürecine vereceği destek ve
katkılann da_üzerinde durulduğuJcaydedildi.