Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11TEMMUZ2003CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER [email protected] 11
"W" Rumsfeld, Irak'a saldın gerekçesinin kitle imha silahlanyla ilgili yeni kanıtlar olmadığını itirafetti
Irak komedisinde son perde• Bugünekadar
savunduğu tezlerden
vazgeçen Rumsfeld,
savaşın asıl nedeninin
terör tehdidi
olduğunu söyledi. Bir
istihbarat yetkilisi de
Beyaz Saray'ın
Irak'la ilgili yalan
söylediğini bildirdi.
Dış Haberler Servisi - Washing-
ton yönetımi bır türlü bulunama-
yan kitle imha silahlan yüzünden
köşeye sıkışırken ABD Savun-
ma Bakanı Donald Rumsfeld ilk
kez Irak'a saldın gerekçesinin
bu silahlarla ilgili yeni kanıtlar ol-
madığını açıkladı.
ABD'li bır istihbarat yetkilisi
de Washington'ın Saddam Hüse-
yin'in yarattığı tehdit konusunda
yalan söylediğini bildirdi. fngil-
terenin de silahlann artık bulunamayacağı-
na inandığı belirtiliyor.
Demokrat Partililer Kongre'de Irak savaşıy-
la ilgili soruşturma açılması için bastınrken
pek çok kanıtın abartılı ya da yalan olduğu-
nun ortaya çıkmasıyla iyice köşeye sıkışan
Washington. bugüne dek saldın gerekçesı ola-
rak gösterdiği kitle imha silahlan savından
SAVUNMA BAKANI RUMSFELD'İN HAFIZASI ZAYIF ÇIKTI
ABD Savunma Bakanı, savaş öncesinde
sürekli olarak kitle imha silahlan
tehdidinin büyükJüğünü vurgulamıştı.
29 TemmUZ 2002: "Irakhlann kimyasal,
biyolojik silahlan var ye nükJeer sılah da
elde etmek istiyorlar. Üstelik yerlerini
değiştirerek bizi yanıltmayı ve saklamayı
çok iyi öğrendiler. Tek başına hava
akını bu silahlan yok etmeye yetmez.'"
20 AğUStOS: "Irak'm kitle imha
silahlannı olgunlaştırarak on
binlerce. yüz binlerce insanı
tehdit etmesini bekleyemeyiz."
12 Arallk: "Irakhlann kitle
imha silahlan olduğu çok açık.
Konu, kitle imha silahlan
bulundurup
bulundurmamalan değil.
Konu, Irak hükümetinin
oyunun bittiğine ve BM
karanna uyacağına karar
vermesidir."
7 Ocak 2003: Kanıtlann açıklanmasıyla
ilgili bir soruya verdiği yanıt: "Bu kanıtlann
açıklanması savaşı zorlaştınr ve askerleri
tehlikeye düşürür.'"
5 ŞUbat 2003: Kitle imha silahı bulunduğu
iddıasını reddeden Saddam Hüseyin'e
"yalancı" dedi.
5 Mart: Saddam'm denetimlerin olduğu bir
ortamda kitle imha silahı gelişrirmeyi
sürdürdüğünü söyleyen Rumsfeld. "Her şeyi
gizlice yapıyor. Inkâr ve aldatmada çok
hünerli" diye konuştu.
5 MayiS: "Bu silahlann bulunması tabii ki
kolay değıl. Çünkü Saddam, silahlan BM
gözlemcilerinden sakladı."
27 MayiS: "Irak nıye kimyasal silah
kullanmadr' sorusuna verdiği yanıt: "Irak
kimyasal ve biyolojik silahlannı. savaştan
önce imha etmiş olabilir."
30 MayiS: "Size bu savaşın herhangi bir
bahaneyle başlatılmadığına dair güvence
verebilirim."
Savaş hazırhklannın sürdü;
günlerde Dışişleri Bakanlığı İs-
tihbarat Bürosu Şefi olan Gre-
goryThielmann ise önceki gün dü-
zenlediği basuı toplantısında. Be-
yaz Saray'ı Irak'ın yarattığı teh-
dit konusunda yalan söylemekle
suçladı. Thielmann, "George
Bush yönetiminin halka Irak'ın
askeri tehdidhle ilgili doğruyu
söylediğine inanmıyorum" dedi.
'Bilgiler kötûye kullanıldı'
Sorunun kaynağında bir ölçü-
vazgeçiyor. Rumsfeld. dün Senato sılahlı kuv-
vetler komitesinde, Irak'ın bu silahlarla ilgi-
li yeni kanıtlar yüzünden değil, artan terör
tehdidinin yarattığı kaygılar yüzünden vurul-
duğunu bildirdi. Rumsfeld, savaştan önce
ABD'nin elinde kitle imha silahlanna ilişkin
yeni kanıt olmadığını kabul etti.
Savunma Bakanı şunlan söyledi: "Kitle im-
ha silahlanyla ilgili yeni ve önemü bir kanıt bul-
duğumuz için Irak'a sakürmadık. Var olan ka-
nıdan, 11 Eylül saldınlannın ardından edin-
digimiz deneyünlerin ışığında bir başka gözle
görebikiiğimiz için harekete geçtik. Bu dene-
yim, ABD'nin terörist devietler ve güçlü silah-
lan bulunan terör ağlan karşısındaki hassasi-
yetine ilişkin anlayışınuzı değişrirdi."
tNTERNETTE SİTE
Kitle imha
silahlan
alaya alındı
Dış Haberier Servisi - Irak'taki
işgal güçlerinın. kitle imha
silahlannı bir türlü bulamaması
internette milyonlann alay
konusu oldu. Dünyanın en
büyük arama motorlanndan
*Google''ın arama bölümüne
"ldtie imha silahlan " (vveapons
of mass destructıon) yazılıp
gelen listenin başındaki ılk site
de tıklanınca ekranda bir hata
mesajı beliriyor. "Bu kitle imha
silahlan görüntülenemıyor"
yazısı çıkan ekranda, "arayan
ülkenin zorluklar yaşıyor
olabileceği'' kaydediliyor.
Yapılabilecekler listesinde,
"Rejim değiştir tuşuna basuuz"
veya "Daha sonra yeniden
deneyiniz" gibi öneriler
bulunuyor. ABD Başkanı
George Bush'la da dalga geçilen
sitede, Irak kastedilerek "Eğer
George Bush iseniz, yazdığınız
ülkenin harflerini doğnı
yazdığınızdan emin olunuz
(IRAKT deniyor.
Irak savaşı başlamadan 5 ay
önce Ingıiiz eczacı Anthony
Cox tarafından hazırlanan
metni, bugün günde 1 milyona
yakın insan tıklıyor. Başta
arkadaşlanyla kendi aralannda
şakalaştıklannı belirten Cox,
insanlann metni birbirlerine
göndermeye başlamasıyla
yayıldığını söylüyor.
SUÇLAMAYIREDDETTÎ
Tahran: Sınırı
aşmadık
TAHRAN (AA) - İran, bazı
sınır noktalannı Irak'ın birkaç
kilometre içine doğnı
genişlettiği yönündeki ABD
SaMinma Bakanı Donald
Rumsfeld'in suçlamasını
reddetti. Hükümet sözcüsü
AbduOah Ramazanzade,
Reuters ajansına yaptığı
açıklamada, Rumsfeld'in
suçlamalanyla ilgili olarak.
"KesinMkle yalanhyorum.
Irak'ta Amerikan varuğından
önceki dönemden bugüne kadar
sınır noktalannda bir degişiklik
obnadı" dedi. Rumsfeld, önceki
gün, Senato Askeri fşler
Komisyonu toplantısında,
Iran'ın, Irak sınınnm 25
kilometre uzunluğundaki bir
alanı içinde bulunan sınır
noktalannı Irak'ın birkaç
kilometre içine doğru
genişlettiği yönünde haberier
bulunduğunu söylemişri. ABD
Savunma Bakanı, bunun
kesinlıkle kabul edilemez bir
hareket olduğunu ve îran'ın
sınırda kendı tarafinda kalması
geıektiğini ıfade etmişti.
Bush Afrika'yla tanışıyorABD Başkanı George Bush, "Irak'ta sarsılmadan sert
durmayı sürdürmek zorunda olduklannı* söyledi.
Afrika gezisini dün Botsroana'da sürdüren Bush, Devlet
Başkanı Festus Mogae ile görüşmesi sırasında
gazetecilere yaptığı açıklamada, ~Irak'ta Amerikan
askerlerine karşı henıen her gün düzenlenen saldırılann
sürmesinin bir güvenh'k sorunu varattığınr belirtti.
"Irak'ta bir guvenlik sorunu oMuğu Mlidir" diyen
Bush, "Irak'ta tek tek, her olası saldırganla uğraşmak
zorundayız'* dedi. Botswana durağı öncesinde
bulunduğu Giiney Afrika'da >erel sanatçüar. Bush'un
onuruna bir dans gösterisi gerçeldeştirdiler. Bush'un
kanlmayacağı ve AMka'nuı sonınlannın tarbşılacağı
Afrika zirvesiyse dün Mozambikte başladı. Bush'un,
ziyaretini aynı tarihlerde gerçekleştirmesine karşın
zirveye kanimaması tepküere neden obnuştu.
de Amerikan istihbaratının yattı-
ğını söyleyen yetkıli, "Ancak asıl
sorun üst düzey yetkililerin ken-
dilerine verilen bilgileri kötiiye
kuHanmış olması" diye konuştu.
Thielmann. saNaşın başladığı mart
ayında Irak'ın ne ABD'ye ne de
komşulanna karşı bir tehdit oluş-
turduğunu söyledi.
Yetkili şunlan anlattı: "Beyaz
Saray'da Bağdat'ın satın aldığı
alüminyum borularla ilgili yürü-
tülen ateşü tarüşmalarda kesin sonuca vanla-
madı. Bazı C1A uzmanlan borulann zengin-
leştirilmiş uranyum elde etmek için kullanıla-
bileceğini belirurken Enerji Bakanhğı'nın en
önde gelen uzmanlan buna karşı çıkrı. Oysa
Ulusal Güvenlik Danışmam Condoleezza Ri-
ce, bunlann zenginleştiribniş uranyum elde
edilnıesinde kullanıldığuu açıkladı. Irak-El Ka-
ide bağlanüsına ilişkin de önemü bir
veri yoktu. Bu yönetimin inanca da-
yah istihbarat eğflimi \ar. Yani. biz ya-
nıtlan bitiyoruz, bize bunlan destek-
leyecek istihbarat verin."
BBC televizyonu da üst düzey în-
giliz yetkililerin artık Irak'ta bulun-
duğu öne sürülen kitle imha sılah-
lannın bulunacağına inanmadığını
bildirdi. Habere göre, "çok üst dü-
zey kaynaklar", bu silahlann var ol-
duğunu düşünüyor ancak savaştan
önce yok edildiğine ya da gizlendi-
ğine inanıyor.
Eski Dışişleri Bakanı Robin Co-
ok, bu itiraflann çok önemü bir ge-
lişme olduğunu söyledi.
binlerce kişi ölmeyebilirdT
Cook, "Pariamento, Irak'ın kitle
imha silahlan bulunduğu söylendi-
ği için savaşa evet dedi. Başbakan,
bu silahlann gerçek tehditoluşturdu-
ğunusöyledi" dedi. Cook, "Arûkbi-
ze Saddam'm elinde bu silahlar yok
deniyor. Ve bunu binlerce kişinin ölü-
münc yol açan bir savaşa gftmeden
de öğrenebilirdik" diye konuştu.
Öte yandan, Avustralya istihbara-
tının Irak'ın Nijer'den uranyum al-
maya çahştığı savlannın kuşkulu ol-
duğunu bildiğı, ancak bunu hüküme-
te iletmediğı bildirildi.
Başbakanlık ıçın istihbarat rapor-
lannı değerlendıren Ulusal Değer-
lendirme Bürosu dün, ABD istihba-
ratının uranyum savlannın doğrulu-
ğu hakkında kuşkulan bulunduğu-
nu öğrendiklerini, ancak bu bilgiyi
Başbakan John Hmvard'a iletmedik-
lerini kaydetti. Hovvard. savaşa gir-
me gerekçeleri arasında uranyum
savlannı da saymıştı.
Washington yönetimi, uluslararası güce katılmalan için 90'a yakın ülkeye başvurdu
ABD işgaliıı yükünü kaldıramıyor
Dış Haberter Senisi - Irak'ta
her geçen gün ölen ABD as-
kennin sayısının artması ve
masraflann da giderek yük-
selmesı üzenne Amerika, bu
ülkedeki sorumluluğunu ve
masraflannı azaltmanın yol-
lannı anyor.
ABD Savunma Bakanı Do-
nald Rumsfeld. Irak'taki ulus-
lararası güce katkıda bulunma-
lan amacıyla 90'a yakın ülke-
ye başvurduklannı belirtti. Se-
nato silahlı hizmetler komite-
sinde önceki gün yapnğı ko-
nuşmada 19 ülkenin askerle-
rinin halen Irak'ta olduğunu ve
19'unun da asker gönderme ta-
ahhüdünde bulunduğunu kay-
deden Rumsfeld, Fransa ve
Almanya'ya da teklif götür-
düklerini bildirdi.
"Amacımız. birçok ülkenin
karılımıvla uluslararası güç
oluşturmak'' diyen SavTinma Ba-
kanı, Italya ve Ispanya'nın asker
gönderme sözü verdiğini ve bunun,
eylülde gerçekleşmesini bekledik-
lerini söyledi.
Rumsfeld, Irak'ta bulunan Ameri-
kan birliklerinin aylık masrafının da
3.9 milyar dolar olduğunu söyledi.
ABD'li yetkililer, nisan ayında aylık
harcama tutannı 2 milyar dolar ola-
rak tahmin etmişlerdi.
Michigan Senatörü Carl Levin de,
komitede yaptığı konuşmada tüm
dünyanın. Irak'ın istikranna katkıda
bulunması gerektiğini belirtti.
Saddam Hüseyin'i devirdikleri için
sürekli hedef olduklannı söyleyen
Levin, "OmuzlanndaBirleşmişMil-
letler (BM) ve NATO bandı taşn an
askerier, Irak halkına, bunun yalnız-
ca ABD ve İngiltere operasyonu ol-
madığını gösterecektir" şeklınde ko-
nuştu. Levin, şöyle devam etti:
"Şu anda 12 bin olan Irak'taki di-
ğer ülkelerin asker sayısı, yaz sonu-
na kadar 20 bine çıkacak. Böylece,
bölgedeki ABD askerlerinin sayısı du-
şürülmeden. karşı tehdit azalüla-
cakür."
JÂBD'H dahaöldû
Fransa Dışişleri Bakaru Dominique
de Vlllepin ise ancak BM sorumlu-
YENİORDU
KURULUYOR
Yeni Irak ordusuna
ahnacak askerlere,
silahlar tanıtıhtıaya
başlandı. Askere
alnıa işlcminin 19
Temmuz'da
başla\acağı
bildirildi.
Ordunun. Irak'm
silahlı
kuvTetlerinin
'çekirdeği'
olacağını söylejen
Tümgeneral Paul
Eaton. askerlere
aylı k 60 dolar
verileceğini beürttL
(Fotoğraf: AP)
luğunda Irak'a birlik gönderebile-
ceklerini söyledi. Irak'ta dün mey-
dana gelen 2 ayn saldında üç ,ABD
askeri daha öldürüldü. Tikrit kentin-
de önceki gece bir Amerikan konvo-
yunu hedef alan silahJı saldında bir
askerin öldüğü ve birinin de yaralan-
dığı kaydedildi.
Mahmudiye'de önceki gün meyda-
na gelen dığer olaydayga, pusuya dü-
şürülen ikı ABD askeri öldürüldü.
BIÇAK SIRTI
EROL IVIANİSALI
MarUar Yalan Söylemez
O kadar güzel bir sesi ve konuşması var ki, ko-
nuşurken insana adeta bir şeyler sunuyor. Bir tat
alıyorsunuz, içiniz ısınıyor, güzel bir şeylere doku-
nuyorsunuz sanki.
Bana, "Çekiniyorum" dedi, "acaba ne konuşa-
bilirim diye düşünüp heyecanlanıyorum". "Her
şey" diye cevap verdim, "Her şey konuşulur, en
basitinden başlarsın".
Bak şu uçan martıya, ondan başlarız. O bizi uç-
tuğu yerlere götürür. Bizim göremediğimizi göste-
rir. Tepeden, gökyüzünden biz nasıl görünüyoruz?
Onlar bizi karıncalara mı benzetiyorlar?
Martılar konuşabilselerdi acaba ne düşünürlerdi?
Bunu düşünürüz, anlamaya çalışırız. Martılarla ko-
nuşmaya başlanz. Konuşmadilini kendı kendimize
yaratırız. Sen; ben ve martı, ne güzel bir üçlü...
Konu mu arıyorsun konuşacak, düşünecek; kal-
dır kafanı bak gökyüzüne. Gözlerinle yakala mar-
tıyı, hatta onunla göz göze gelmeye çalış. Onu an-
lamaya çalış. Sen ona bakarken onun da sana
baktığını düşün, hatta onun da seni düşündüğü-
nü... Buna bile inanabilirsın...
Söz martıdan açılmışken Attilâ llhan'la Mata Ha-
ri adını taktığımız bırdostun anlattığı martı mace-
rasını hatırladım.
Cihangir'de, "Mavi tarafından da olsa Attilâ ll-
han'la edebiyakınlığı olan" Zeynep'in evinin te-
ras katında iki kişilik bir akşam sofrası hazırlama-
ya karar vermişler. Mata Hari ve Zeynep'in, apart-
manın en tepesine taşıdıkları yemeklerine martılar
baskın yapmaz mı...
Mata Hari ve Zeynep martılarla kovalamaca oy-
namaktan başka bir iş yapamamışlar.
Attilâ ilhan ve ben, Mata Hari ve Zeynep'in yan-
lış yaptıklanna karar verdik. Martılar da ziyafete ka-
tılmak için davet bekliyorlardı. Tabii dilleri olmadı-
ğı için söyleyemediler. Yemeğe, biraz da davetsiz
misafir gibi katıldılar.
Mata Hari ve Zeynep sakin sakin sofraya katı-
lan martıları saldırgan düşmanlar sanarak kovala-
maya başladılar. Bu büyük bir haksızlıktı. Onlar
sadece, yemeği paylaşmak isteyen martıcıklardı.
Mata Hari ve Zeynep, tırnaklannı doğrultup mar-
tılan kovalamak isteyince, onlar da bizimkileri tat-
lı tarafından biraz gagaladılar.
Attilâ İlhan ve ben bu ufak teras macerasında
martıların tarafinda yeraldık. Martılar suçsuzdu, Ma-
ta Hari ve Zeynep martılan anlayamadılar. Martılar
sadece, yemeğe dostça katılmak istemişlerdı. Ma-
ta Hari ve Zeynep'ı gagalamayı hiç düşünmemiş-
lerdi. Üstelik apartmanın en tepesindeki teras, mar-
tıların egemenlık alanına giriyordu. Sofrada martıla-
nn da hakkı varcfı, martılar böyle düşünüyordu.
Ama bu düşüncelerini Mata Han ve Zeynep'e an-
latamamışlardı. Dilleri yoktu ki konuşsunlar. Onlar
da tatlı tarafından gagalarını konuşturmuşlardı.
Mata Hari ve Zeynep bu masum teması, bir sal-
dın olarak değerlendirmişlerdi. Martıların masum
ve barışçı gagalarına karşılık onlara tımaklarını
doğrultmuşlardı.
Aslında Mata Hari ve Zeynep'e gagalannı uza-
tarak sevgilerini ve ıçtenliklerinı göstermek istemiş-
ler. Tatlı tarafından hafifçe gagalamışlar. Onlar sev-
gilerini böyle gösterirler. Bunun bir saldın ıle uzak-
tan yakından ilgisi bulunmuyor.
Hepsi bu; ortada ne bir saldın, ne de bir payla-
şım kavgası vardı!
Sormamız gereken birsoru varsa, bunu Mata Ha-
ri ve Zeynep'e sormak gerekir: "Martıların size sal-
dırdığını da nereden çıkardınız?" Siz tahrik etmiş
olmayasınız?
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
PAKİSTANLI MAHKÛM
Guantanamo'dan
ilk tazminat davası
Dış Haberier Ser-
visi-Küba'daki Ame-
rikan üssü Guantana-
mo'da bulunan ceza-
evinde 10 ay kaldık-
tan sonra serbest bı-
rakılan Pakıstanlı
Muhammed Sang-
bir'uı, ABD aleyhi-
ne 10.4miryondolar-
lık tazminat davası
açmaya hazırlandığı
bildirildi.
Afganistan'ın Kan-
dahar kentınde Afgan
güçlerince tutuklanan
ve ABD birliklerine tes-
üm edildikten sonra Kü-
ba'ya gönderilen 51 ya-
şındakı Sanghir, Afga-
nistan'da aşın kalabahk
cezaevlerinde kaldığını
ve aç bırakıldığını kay-
detti. Kamptaki tüm
mahkûmlann "insanhk
dışı" bir ortamda tutula-
rak uyumalanna ve na-
maz kılmalanna izin ve-
rilmediğine işaret eden
Sanghir, ayaklanna
pranga \oirularak götü-
rüldüğü Guantanamo'da
ise 10 ay kaldığını ifa-
de etti.
Sanghir, burada4 met-
rekare büyüklüğünde ve
2.1 metre vükseklığin-
de bir "kafes" içinde tu-
tulduğunu ve mahkûm-
lara verilen ıçeceklere
tslam dinince yasakla-
nan alkol katıldığını be-
lirtti. Sorusturmalara yar-
dımcı olmayan mahkûm-
lann, küçük hücrelere
sokulduğunu ve soğuk
ha\aya maruz bırakıldık-
lannı söyleyen Sanghir,
kendisine de El Kaide
Sanghir (sağda) ABD aleyhi-
ne 10.4 miKon dotarhkta/mi-
nat davası açacak. (AP)
ve Usame bin Ladin hak-
kında sorular sordukla-
nnı. ancak bir şey bil-
mediğinın anlaşılması
üzerine serbest bırakıldı-
ğını belirtti. Geçen ka-
sımda salıverilen Pakis-
tanlı mahkûm. "Bana
sen masumsun dediler.
Özürbiledilenıedfler.Sa-
deceeviıegidebflrsin de-
dfler" şeklinde konuştu.
Sanghir'ın avukatı
Muhammed İkram Ça-
udhri. müvekkılinin,
ruhsal travma geçirdiği-
ni. mali kayba uğradığı-
nı. fiziksel şiddete ma-
ruz kaldığını ve dininin
gereklerini uygulayama-
dığını kaydetti.
ABD'nin. müvekkili
Pakistan'a dönerken taz-
minat olarak 2 bin dolar
önerdiğini, ancak bunun
yalnızca 100 dolannı
verdiğini söyleyen Ça-
udhri, paranın gen kala-
nının verilmemesi ha-
linde, ABD Dışişleri, Sa-
vunma ve Adalet bakan-
lıklan aleyhine 10 mil-
yon dolarlık dava aça-
caklannı bildirdi.