22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2003 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE IstanbU Edırne Kocaelı Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denızlı A A A A A A A A 3Ü 33 32 30 34 36 37 35 Sınop A 26 Adana A 34 Samsun A 26 Mersin A 31 Trabzon PB 25 Diyarbakır A 36 Giresun PB 25 Şanlıurfa A 37 B 34Ankara A 30 Mardin Eskışehır A 30 Sıırt PB 34 Konya A 27 Hakkân Y 28 Sıvas A 27 Van Y 23 Zonguldak A 26 Antalya A 38 Kars Y 25 Yurdun doğu ke- sımlen parçalı çok txj- lutlu, Doğu Karade- nız'ın doğusu ıle Doğu AnadolıTnun doğusu sağanak ve gökgurul- tulü sağanak yağışlı, dığer yerter az bulutlu ve açık geçecek. Ha- va sıcakiığı Trakya'da b'raz artacak. dığer yerlerde onemlı bir de- ğışıklık olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Y 19 Berlin Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y 22 18 20 19 20 22 27 7? Budapeşte Y 35 Y 26 Moskova Madrıd PB 26 Viyana Y 32 Belgrad B 36 Sofya Roma B 31 B 32 Atina Zünh B 34 Y 20 Şam A 35 ü u l u t l u : sısiı h Çok bulutlu « • k Yağmuriu Sulu Kar > Gok gürijltulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Başıarafı 1. Sayfada sa 178 gıbi hatırı sayılır bir milletvekili topluluğu ile Meclis'te görev yapan CHP var mı yok mu ya da nerede sorusu daha bir güncelleşecek. CHP böyle de örneğın DYP daha mı renkli? AKP'ye tek rakip kendini görüyor, ama din konu- larında iktidarın attığı adımlan destekler içerikte açıklamalar yapıyor. RTE. ağır aksak yoluna devam ediyor. Kafasın- da biriken gelecekle ilgili planlara -şimdilik- üstü kapalı biçimde değiniyor. Ne yazsak ne yapsak nafile. Medya holdingle- rinin yararlan açık kapalı her ortamda ulusal so- runların önünde, öncelikle işleniyor. • • • Oysa; RTE, Adana'daki kongre konuşmasmda verdiği "mesajlarda" sadece parti tabanına ses- lenmiyor. Laik cumhuriyete yönelik bugün gizle- dikleri ama yarınlarda açıklayacağı veya açıkla- tacağı -bize göre- "tehlikeli uygulamaların" işa- retlerini veriyor. "Inanç hürriyetinden korkmayacaksınız" diye başlıyor, sanki korkan varmış gibi. "Bırakın inanan herkes inandığı gibi yaşasın" diyor, sankı bugüne değın inananların inandığı gi- bi yaşamasına karşı çıkan, engelleyen olmuş gi- bi. "Ne yazık ki, inancına güvenmeyenlerinanç hür- riyetinden korkuyor" diye sürdürüyor sözlerini, sankı laik cumhurıyet sınıriarı içinde inanç hürri- yetinden korkan, kısıtlamaya kalkanlar varmış gi- bi. Son olarak "ülkemiz de inanç hürriyetinde ulaş- ması gereken noktaya ulaşacaktır" diyor ki; nama- zında niyazında, orucunda yıllardır özgürce yaşa- yan milyonlar baskı altında yaşamışlar gibi, "i- nanç hüniyetini de ulaşması gereken noktalara" getireceklerinin ilk işaretini veriyor. • • • Refah kafası imam-hatiplerin laik cumhuriyeti Islam cumhuriyetine dönüştürme düşlerine hiz- met edecek militanlar yetiştırdiğini savunurdu. Erbakan'ın büyük ideali imam-hatip mezunla- rının diledikleri fakültelere ve... harp okullarına girmelerini sağlamaktı. Bugünkü iktidar, Refah'ın sürgiti olmadığını ne kadar savunursasavunsun:o eski idealingerçek- leşmesi ıçin çalıştığını ve çalışacağını yadsıyabi- lir mi? Yadsımasının beş paralık değeri var mı? RTE, bin beş yüz kişilik Diyanet işleri kadrosu- nu 15 bine çıkaran harekete, dolaylı yoldan ya- lanlamanın dışında amacıyla ilgili konuştu mu? Hayır! RTE. Diyanet'e alınanlann veya bu kurum- da çalışanların yatay sistemle başka alanlara kay- dırılması operasyonlarını (devlette kadrolaşmayı) engelleyeceğinden söz etti mi? Hayır! Ne yaptı? "Ülkemizde inanç hürriyetinin de u- laşması gereken noktaya ulaşacağını" söyleye- rek bu hareketleri tamamlayıcı anlamda yeni bir adım attı. • • • Genel anlamda meslek liseleri deyimi kullana- rak, aslında kafasındaki genel kültür kırıntılannı edindiği imam-hatiplerin önünü açacağını göste- ren ilk hamleyi yine son konuşmasmda duyurdu. "Meslek liselilerin üniversiteye girmelerinin imkâ- nını arttıracağız" diyor. Asıl amaç ise; imam-hatip kültürünü üniversi- teliyapmak, üniversiteden dıplomalı oldukları için devlet kadrolarına yerleşmelerinı sağlamak! Laik cumhuriyete yönelik gıderek büyüyen teh- like, iktidardan kaynaklanıyor. Ayın olayı TGC'ıin kupıduş yridönümü İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) "Haziran ayı basın rapo- ru"nda ayın en önemli olayı olarak TGC'nin 57. kuruluş yıldönümü gösterildi. Haziran ayın- da meydana gelen diğer önemli olaylara da yer venlen açıklamada, "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'ın, Şenol Demiröz'ün TRT Genel Müdürlüğü'ne atanmasıyla ilgili Bakanlar Ku- rulu karannı ıade ettiği. Basın Ilan Kunımu Genel Müdürlüğü'ne Ertan Cillov'un atandı- ğı"belirtildi. "Haziran Ayı Basın Raporu"nun aynntılan, yanndan itibaren Bizim Gazete'de yayımlanacak. Sezer Makedonya'ya gidiyor • A.NKARA (Cumhurıyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Makedonya Cumhurbaşkanı Boris Trajkovski 'nin resmi konuğu olarak bugün bu ülkeye gıdecek. İki cumhurbaşkanı. heyetlerarası görüşmelere başkanlık edecekler. Heyetlerarası görüşmelerin ardından, Sezer ve Trajkovski ortak basın açıklaması yapacaklar. Sezer, 3-4 Temmuz'da da Cumhurbaşkanı Stepan Mesiç'in davetlisi olarak Hırvatistan'a gidecek. Yıkım, kent konseyinde • BURSA (Cumhuriyet) - Uludağ'daki tankat vıllalannın yılamını engelleyen AKP'nin uygulaması. Bursa Kent Konseyi'nde gündeme gelecek. Konsey Yürütme Kurulu, yaptığı toplantıda Uludağ'daki yıkımlarla ilgili gelinen noktanın tartışmaya açılmasını kararlaştırdı. 10 numarayı 1 kişi tutturdu • Haber Merkezi - 10 Numara Oyunu'nun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar 1, 3. 5, 21, 26, 33. 40, 43. 44. 47. 48, 49, 53. 56, 59, 61, 63, 64, 69, 71. 73 ve 80 olarak belırlendi. Çekılişte bu rakamlardan 10'unu tutturan 1 kişi 49 milyar 608 milyon 650 bin lira ikramiye kazandı. Ce kilişte 9 tutturanlar 966 milyon 800 biner lira, 8 tutturanlar 54 milyon 350 biner lira, 7 rurruranlar 5 milyon 350 biner lira, 6 tutturanlar 800 biner lira, hıçbır rakamı tutturamayanlar ise 450 ,biner lira ikramiye kazandı 2003 yılında yurda sokulan kaçak 780 otomobilin vergi zaran 3 trilyon lira Kaçak Mercedes 'sektör' oldu İLHANTAŞCI ANKARA - Hükümetin oto- mobil-Mercedes kaçakçılığını afferme girişimi TBMM Genel Kurulu'na ertelenirken; güm- rük müfettişleri. ağırhkla Türk cumhuriyetleri çıkışlı lüks araç kaçakçılığının otomobil piya- sasında ayn bir sektör boyutu- na ulaştığını saptadı. Yalnızca 2003 yılında yurda kaçak so- kulan 780 otomobilin tahsil edilemeyen gecikme faizi hanç vergi zaran 3 trilyon lira olarak hesaplandı.TBMM Adalet Ko- misyonu'nda hayali ihracat ve Mercedes kaçakçılığının da y- er aldığı kaçakçıhk suçlannın afFedilmesini öngören düzen- leme reddedildi. Ancak güm- rüklerden sorumlu Devlet Ba- kanı KürşatTüzmen. duyarlı- lık nedeniyle hayali ihracatın af kapsamı dışına çıkanlması- nı önerdi. Ylne gündeme gelecek Af tasandan çıkanlıncaTüz- men. düzenlemey; TBMM Ge- nel Kurulu'nda yeniden günde- me getirebilecekleri mesajını verdi. Düzenlemenin genel ku- ruldan hükümetin istediği deği- şiklikle geçmesi durumunda, devletin kasasına girmesi gere- ken trüyonlarca Iıralık vergi ka- çakçılara kalacak. Gümrük Tef- tiş Kurulu, 3. ülkelerden gelen araçlarda tahsil edilmesi gere- ken vergilerin tahsil edilmeye- rek, doğrudan gelir kaybına y- ol açması üzerine "Mercedes kaçakçılığını" mercek altına aldı. Gümrük Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince dü- zenlenen raporlar. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na "gereği yapılması" için ulaş- tınldı. 17 Mayıs 2002 tarihli rapor- da, Kırgızistan'dan "sahte mülkivet belgesiyle" 525 Mercedes 'in yurda sokulduğu belirlemesine yer verildi. Tür- kiye'ye otomobıllerın sokul- masında Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Yasa'nın "Ka- çakçılık suçu, kaçakçıhk maksadıyla teşekkül vücuda getirenler ile idare edenler veya teşekküle mensup olan- lar tarafından işlenirse fail- ler hakkında 10 seneden 15 seneye kadar ağır hapis ceza- sı" hükmünü içeren 27. mad- desi ile Türk Ceza Yasasf nın "resmi evrakta sahtecilik" suçunu düzenleyen 342. mad- desine muhalefet edildiğine işaret edildi. Kırgızistan'dan sahte mülkiyet belgesiyle yur- da sokulan 525 araç nedeniyle gecikme faizi ve zamlar hariç, yaklaşık 2 trilyon lira vergi tah- sil edilemedi. Mercedes kaçak- çılığının irdelendiği 18 Mart 2003 tanhli raporda. Kazakis- tan'dan 34 kaçak otomobilin yasadışı yollardan yurda sokul- duğuna dikkat çekildi. "Ka- çakçıhk" suçunun işlendiğine işaret edilen raporda, 34 araç- tan vergi alınamaması nedeniy- le Türkiye'nin 120 milyar lira kayba uğradığı vurgulandı. Gümrük Teftiş Kurulu müfet- tişlerinin yürüttüğü inceleme ve soruşrurma sonucunda dü- zenlenen 20 Mart 2003 tarihli raporda iseTacikıstan'dan sah- te mülkiyet belgesiyle 7 otomo- bil getirildiği vurgulandı. Ka- çak getirilen otomobillerden 23 milyar lira devletin kaybı oldu- ğu kaydedıldı. 31 Mart 2003 ta- rihinde tamamlanan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığfna gönderilen raporda, Azerbay- can'dan 34 otomobil getirildiği belüiemesıne yer verildi. Araç- lann yasadışı yollardan Türki- ye'ye sokulması nedeniyle devletin kasasına girmesi gere- ken 120 milyar liranın girmedi- ği vurgulandı. 17 Nisan 2003 tarihli raporda da Gürcis- tan'dan 32 otomobilin yurda sokulduğuna, belirlenebilen zarann boyutu 110 milyar lira olduğu bildirildi. 460 milyar buharlaştı 21 Nisan 2003 tarihli rapor- da ise Romanya'dan 5 araç ge- tirildiği, vergi kaybının 20 mil- yar olduğu belirtildi.Başsavcı- İığa ulaştınlan 2 Mayıs 2003 ta- rıhli raporda ise Türkmenis- tan'dan 125 otomobilin Türki- ye'ye sokulduğu belirlemesine yer verildi. Otomobillerin, Ka- çakçılığuıMenveTakibine Da- ir Kanun ile Türk Ceza Yasa- sı'nın "kaçakçıhk ve resmi ev- rakta sahtecilik" suçlannı dü- zenleyen maddelerine muhale- fet edilerek getirilmesiyle dev- let kasasına girmesi gereken 460 milyar lira "buharlaştı". Yurtseverliğin gereğini yerine getirdiklerini belirten ODTÜ'lü öğrenciler: Fııüer gelirse yine kovarız MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - CIA'nın eski Ortadoğu Şefı Gra- ham Fuller'in üniversite- lerinde konferans verme- sine ızin vermedikleri için bazı çevrelerin hedef tah- tası haline gelen ODTÜ öğrencileri, sadece "'yurt- severliğin gereğini" yen- ne getirdiklerini vurgula- dılar. "Yine gelsin yine kovanz" diyen ODTÜ öğrencileri, "Fuller bize ABD'nin Ortadoğu'da yaptıklannı anlatacaktı. ABD'nin Ortadoğu'da yaptığı onursuzca ey- lemlerdir. Biz bu onur- suzluğun parçası olma- yacağız" görüşünü dile getırdiler. Geçen hafta ODTÜ'de CIA'nın eski Ortadoğu Şefi Fuller' i konuşrurma- yan öğrenciler, sert eleştı- rilenn de hedefi oldu. Ful- ler'i neden konuşturma- dıklannı anlatan siyaset bilimi 4. sınıf öğrencisi Okan Özyazıcı. Türkiye üzerine araştırmalar ya- pan Fuller'in geçmişte CIA adına çalıştığına işa- ret etti. ABD propaganda- sıyla Irak harekâtın meş- rulaştınlmaya çalışıldığı- na dikkat çeken Özyazıcı, Fuller'in konferansının da bu çerçevede değerlendı- rilmesi gerektiğini söyle- di. "Eski bir CIAçalışa- Öğrenciler hocalarının da eylemi desteklediğini ve "Aferin" dedıklerını soylediler. (SERDAR OZSOY) nının elini kolunu salla- yarak okulumuza gir- mesi bizi rahatsız etti" diyen Özyazıcı, "Bilim yuvası olması gereken üniversitelerin kirli poli- rikalara alet edilmemesi gerekiyor" dedi. Yurtseverliğin bir ifadesi Özyazıcı, eylemlerinin yurtseverliğin bir ifadesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Konferansın akademik çalışma adı alanda düzen- lenmesinin hocalannı da rahatsız ettiğini kaydeden Özyazıcı, "Hocalanmız bize eylemimizi destek- lediklerini soylediler. Aferin bile aldık" dedi. ODTÜ Mımarhk bölümünde okuyan Aü Alptekin. ODTÜ'nünilk kurulduğu günlerden bu yana devrimcı bir gelene- ğe sahip olduğunu dile ge- tirirkenl969\ıIındaABD Büyükelçisi Kommer'in de okula girmesine izin venlmediğine işaret etti. Onursuzluğun parçası olmayız ODTÜ'nün topluma y- ol gösterme özelliğini her zaman yerine gerirdiğini anlatanAlptekin, devrim- cı ağabeylerinın mücade- lelerini bir adım daha ile- riye taşımaya kararlı ol- duklannı kaydettı. Ali Alptekin, Türkiye'yi yö- netenlerin "Amerikancı, tüccar siyaset" yürüttük- lennı belırtırken Fuller'in ODTÜ'ye çağnlmasının da bu planın birparçası ol- duğunu söyledi. ABD 'nin Ortadoğu 'da yaptıklannın "bir onursuzluğun par- çası" olduğunu \iirgula- yan Ali Alptekin, "Fuller bize ABD'nin Ortadoğu planlarını anlatacaktı. Biz böyle bir onursuzlu- ğa izin vermeyeceğiz. Bu onursuzluğun parçası olmayacağız" diye ko- nuştu. TULGAR'DAN ÎDDİALARA YAL ANLAMA Masroflar ödenmedi ÖZLEM GÜ\1E,MLİ Kıyı Emniyeti Gemi Kurtar- ma Işletmeleri Genel Müdürü (KEGKt) Hücum Tulgar, D- SP-MHP-ANAP iktidan döne- minde bağlı olduğu bakanlık personelinin kişisel masrafla- nnı usulsüz bir şekilde karşıla- dığı ile ilgili iddialan yalanla- dı. Tulgar, Başbakanlık tarafın- dan kanunlarla kendilerine ve- rilen temsil-ikram giderlerin- den özel masraflann karşılan- madığını belirterek "Eğer ku- surumuz, İstanbul'a davet et- tiğimiz verli ve yabancı misa- firleri ağırlamaksa bunu ka- bul ediyorum. Bir devlet ba- kanını, başbakanı 4-5 yıldız- lı otelde ağırlamak suçsa, bu- nu 10 kez daha yaparım" de- di. Türk Boğazlan Gemi Tra- fik Hizmetleri Sistemi'nin ta- nıtım toplantısına katılan Tul- gar, Başbakanlık Teftiş Kuru- lu'nun hazırladığı raporla ilgi- li sorulan yanıtladı. Tulgar, uluslararası ve ulusal platform- da davet edilen yetkililerin masraflarının ikram giderlerin- den karşılandığını anlatarak bu fondan şahsi giderlerin karşı- landığı iddialanrun doğru ol- madığını söyledi. Tulgar, eski Bakan Ramazan Mirzaoğ- lu 'nun VTS ile ilgili TBMM'de yemekli bir toplantı verdiğini ve giderlerin KEGKİ tarafmda karşılandığını belirterek daha sonrayapılan inceleme sonucu bu masraflann kurum tarafın- dan karşılanamayacağma karar verilince Bakan'ın yemek ve uçak parasını kuruma geri öde- diğini kaydettı. DENEME SÜRESÎ 3 AY SÜRECEK Boğazlar izlenecek tstanbul Haber Servisi - Türk Boğazlan Gemi Trafik Hizmetleri sisteminin 3 aylık deneme faaliyetleri bugün baş- lıyor. Deneme süresinin ardın- dân ekim ayında asıl faaliyet- lerine başlayacak sistemi tanı- tan Denizcilik MüsteşarYar- dımcısı Sıtkı Usluoğlu. proje- nin birinci amacının can ve mal güvenliğini sağlamak olduğu- nu ifade ederek burada yapı- lacak ses ve görüntü kayıtJan ile hukuki nedenlerle resmi prosedür uygulayamadıklan uğraksız geçiş yapan uluslara- rası gemiler hakkında, ülkesi- ne uyan yapılabileceğini söy- ledi. Projenin tanınrru dün Is- tinye'de yapıldı. Tanıhma katı- lan Sıtkı Usluoğlu, sistemin 45 milyon dolara malolduğunu söyledi. Gemi trafik sistemi- nin 1 yılın sonunda Türk Bo- ğazlan'nın tamamım izleyebi- lecek duruma geleceğini belir- ten Usluoğlu, daha önce kulla- nılan Trafik Düzen Başkanlı- ğı 'nın olağanüstü durumlara karşı varhğının devam etririle- ceğini söyledi. Usluoğlu, ris- ki sıfıra indirmenin mümkün olmadığuıı belirterek şunlan söyledi: "Boğazlardaki ku- rallardan tüm deniz kamu- oyunun haberi olacak. Gemi- lerin kaptanlanna da Boğaz- lann durumu ile ilgili du>ıı- rular yapılacak. haritalar gönderilecek." Gemi Trafik Hizmetleri Müdürü Tuncay Çehreli de projenin tamamlan- masının 4yıl sürdüğünü. istan- bul Boğazı'nda 8, Canakkale Boğazı'nda 5 gözetleme kule- si yapılacağını söyledi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada Gözüm onların maaşında değil. Ama dünyanın hangi ülkesi doktoruna, mühendisine, mimanna, öğretmenine, işçisinin yarısı kadarpara verir?Be- nim eşitim Avrupa'da 25 milyar lira maaş alıyor... Bu ülke, alınması bılinmeyen haklaria, tepeden verilen haklaria altüst oldu. Böyle bir ortamda be- yin göçü olmaz da ne olur?" Gençsoy'un sitemleri, haklı saptamaları uzayıp gi- diyor... önce bir noktayı özenle vurgulayalım. 4 kişilik bir ailenin insancayaşamakoşullannın 1.5 milyar lira ge- rektirdiği bir ülkede, işçi ücretleri sosyal refah payını da içine alacak düzeyde olmalıdır. Bu bağlamda iş- çilerin haklannı almak için "üretimden gelen güçleri- ni" kullanması doğaldır. Türkiye'deki asıl çarpıklık Dr. Gençsoy'un vurgula- dığı kesimlerin hakkını alamaması. almak için çaba harcamasına izin verilmemesi... Dün altını çizdiğimiz dengesizliklerı açalım... Türki- ye'de ne yazık kı ortak pastadan az pay alan kesim- lerin başında teknik elemanlar geliyor. Kamuda çalı- şan teknıker, teknisyen, mühendis ve mimarın duru- munun özeti şu: 1 - Yıllar içinde gerçek gelirleri giderek azalıyor. ör- neğın 1967'de bir mühendisin maaşı 2 bin 200 liray- dı. Bu maaş. 157 gram altına, 8800 gazeteye, 880 ki- lo ete, 7333 ekmeğe karşılık geliyordu. 2003 yılında ise 735 milyon lira alan bir mühendisin bu maaşı 43 gram altın, 2450 gazete, 61 kilo et, 1838 ekmek edi- yor. 2- Moda deyimle dolaria karşılaştırıldığında da cid- di bir kayıp söz konusu. 1991 'de 700 dolara karşılık gelen bir maaş. bugün 450 dolar ediyor. 3- öteki ülkelerle karşılaştınlınca da tablo parlak de- ğil. Türkiye'deki 450 dolar, Tanzanya'ya eşit. Komşu- muz Bulgaristan'da bir mühendis 800 dolar kazanı- yor. Bu rakam Bolivya'da 850, israil'de 1000, Japon- ya'da 1900, Almanya'da 2 bin 500, Fransa'da 2 bin 600 dolar. 4- Teknik elemanlar devletin içindeki kurumlara gö- re de farklı maaş alıyorlar. Köy Hizmetleri, Karayolla- rı, DSİ gibi pek çok kurumda 450 dolarken TEAŞ'ta 866 dolar. Bu tablonun tutulacak yanı yok. Emeklilerin durumu Dengesizlikten başlamışken emeklilen devre dışı bı- rakmayalım. Emekliler Haftası içindeyiz. Atatürk, 28 Haziran 1927'de müşirlikten emekliliğini istedi. 30 Hazıran'da istem kabul edildi. Bu gün Türkiye'de Emekliler Günü, devamındaki 6 günle birlikte de Emekliler Haftası olarak kutlanıyor. Bir ülke emeklisine ne kadar maddi-manevi değer veriyorsa, orada sosyal devletin düzeyi de odur. Sos- yal devlet kavramını yerfeştirmiş ülkelerin çoğunda emeklilik maaşlan hem belli bir refah düzeyirtdedir hem de emekli maaşları arasında ciddi uçurum yok- tur. Türkiye'de her iki durum da eksıde. SSK'yi ele alalım... 3 milyon 813 bin kişi bu kurum- dan maaş alıyor. En yüksek aylık 570 milyon lira. Bu- nu alanların sayısı 119 bin. En düşük aylık 332 milyon lira. Bu kapsamdaki emekli sayısı 1 milyon 600 bin. Türkiye'de çalışanlar geleceklerine baktıklannda, yaşamını güçlükle sürdüren emekliyi görüyorlar! Işte hükümetin görmek istemediği, görse de çözüm ıçin çaba üretmedıği çarpıklıklardan bir kesıt. SSK'nin içine düştüğü durum, kamu kurumlannda kurum bağ- layan bölümler bahane edilerek, çalışanlara-emekli- lere daha fazla para vermenın olanaksızlığı dile geti- rilebilir. Ancak, bu kurumlann içine düştüğü zorluk çalışanlann suçu değil ki. Yönetenlerin suçu... İktidar, ekonominin iyiye gittiğinden, toplumun da bundan payını aldığından söz ediyor... Yukandakı ger- çekler ortadayken başta Başbakan olmak üzere hü- kümet üyelennin dile getirdiği bu durum. bir kişinin so- ğutmalı odada oturup, hava sıcaklığının mevsim nor- mallerinin altında seyrettiğini söylemesine benziyor! İşletmeyi ikincilikle bitirdi Oğremne aşkı engel tammıyor LEYLA ÇEVİK Anadolu Üniversite- si'nin 2003 yılı mezun- lan ıçin düzenlenen me- zuniyet töreni renkli gö- rüntülerin yanı sıra il- ginç bir başan öyküsüne de sahne oldu. Uzaktan eğıtim siste- mi kapsamında Işletme Fakültesi'nden bölüm ikincısi olarak mezun olan yürüme engelli Pı- nar Şenbaba diploma- sını Rektör Engin Ataç ve İşletme Fakültesi De- kanı Fethi Şeniş'in elin- den aldı. ÖSS sınavında puanı yüksek olduğu halde ör- gün eğıtim veren bir bö- lümü tercih edemediği- ni belirten Şenbaba, "Benim engelim sade- ce bedenimde. Zihinsel olarak diğer insanlar- dan bir eksiğim yok. lstedikten sonra her şeyi yapılabilir. Ben ha- yata umutla bakıyo- rum" diye konuştu. Şenbaba, hayatın in- sanın karşısına ne gibi fırsatlar çıkaracağının bellı o'mavacağını vur- gul "'rsat veri- lirse çalışmayı düşünü- yorum. Bunun için, kendimi her türlü do- namıma sahip bir şe- kilde çalışma hayatına hazırlıyorum" dedi Genetık Duchen Mus- cular Dıstrofi kas hasta- ğı sebebiyle 15 yaşından beri yüriiyemeyen ve li- seyi de dışandan bıtiren Şenbaba. çocukluğun- dan ben eğitimıni ta- mamlamayı arzuladığı- nı söyledi. İşletme fakültesini 85.55 not ortamasıyla ikinci olarak bitiren Şenbaba, bundan sonra- ki hedefinın yüksek h- sans yapmak olduğunu ıfade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle